Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 8 misafir, 3 mobil kullanıcı
19656
Cevap
1451761
Tıklama
6
Öne Çıkarma
Cevap: 'VOLVO S60 (2011 ve sonrası): Sorular, Cevaplar ve Dostluklar' (29. sayfa)
N
4 yıl
Yarbay

Arkadan çekişliler de aynı derecede risklidir. Hatta yüksek hızlarda daha riskli bile denebilir aracın motor gücüne ve sürücünün tecrübesine göre.
Önden çekişin en büyük problemi önden kaymadır, bu da takdir edersiniz virajlarda olur. O durumda da gazı azaltmak çoğu zaman yeterlidir kaymayı durdurmak için. Tabii bu esnada yolun durumu da önemli.
Fakat arkadan çeker önden kayabileceği gibi, güç dolayısıyla arkadan kayma ihtimali de var. Yani baktığınızda arkadan çeker araç belki daha riskli demesek bile, daha risksiz değildir.
Aslında çekiş fark etmeksizin yüksek hızlar bütün araçlarda risklidir, buna 4x4 de dahil.


Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @döküntü
N
4 yıl
Yarbay

Formula 1 araçları sürekli viraj dönmek için tasarlanıyorlar ve ağırlık problemleri var(bu yüzden 4x4 değiller). Ön yerine arkadan çekişi tercih ediyorlar çünkü önceki mesajımda dediğim gibi, tecrübeli sürücüler gaz pedalıyla yönlendirebilir RWD araçları, buna F1 araçları da dahil. Fakat RWD ile aracı yönlendirmek düz yolda işe yaramaz, dümdüz gidiyorsunuz çünkü.
F1 araçlarındaki örneğe bir anti tez olarak ralli araçlarını örnek verebilirim. Çoğu ralli aracı önden çekerdir. Nette biraz araştırmayla çoğu ralli pilotunun da FWD araçları tercih ettiğini görürsünüz çünkü gevşek zeminlerde güç hem ayağınızda hem de elinizde olduğu için daha iyi kontrol sağlar. Gücün gideceği yönü tayin edebilirsiniz yani, RWD araçlarda bu mümkün değil. Fakat F1 gibi asfalt yarışlarında da RWD öne çıkar. Burada mutlak bir doğru yok yani.

Kontrol kaybında önden çeker araçlarda da kontrol imkanı mevcuttur. En temel ileri sürüş eğitimlerinde dahi söylenir. Virajda önden kaymaya mı başladınız, gazı bırakın. Eğer 50'lik viraja 150 ile girmek gibi bir hata yapmadıysanız (ki böyle bir hatayı en iyi araç dahi telafi edemez) zaten tehlikeli boyutlara ulaşmadan toparlar araç kendini. Arkadan kaydığında da kontra verirsiniz. Biraz da tecrübe ve araca aşinalık varsa kontrayı gazla destekleyebilirsiniz.
RWD araç da FWD ile aynı kayma mekanizmalarına sahip. Ya önden kayar ya arkadan. Hatta RWD olmasına rağmen günümüzdeki çoğu aracı virajda zorladığınızda önce önden kayar, üreticinin kasıtlı olarak ayarladığı bir tepkidir bu. Önden kayma arkadan kaymaya göre daha güvenli olduğu için.

Bir kontrol kaybı durumunda, gaza basmadığınız zaman RWD araç ile FWD araç arasında bir fark yoktur (ön-arka ağırlık dağılımında önemli bir fark olmadığını varsayarsak). Çekişin yönü gaza bastığınız sürece önemlidir, gazdan ayağınızı çektiğiniz anda iki tip araç da aynı davranır, aynı şekilde kurtarırsınız (arkadan kaymada kontra, önden kaymada gazı bırakıp, mümkünse direksiyon açısını düzeltme).
Bu noktada tecrübeli bir sürücü RWD aracın arkasının kolayca kaymasından faydalanarak, önden kayma durumunda aracın arkasını kontrollü şekilde açarak (gaza basarak) aracın burnunu viraj içine sokar. Bu sayede aynı virajı daha hızlı dönebilirsiniz. F1 araçları da bundan faydalanır RWD olmaları hasebiyle.

Otobanda, yüksek hızda giderken eğer sürekli viraj dönmüyorsanız (ki yüksek hız yapılacak yolda viraj minimum düzeyde olur zaten). RWD/FWD arasında belirgin bir güvenlik farkı bu yüzden olmaz. Hatta sabit hızlarda giderken (akselerasyon olmadığında) FWD aracın daha stabil davranacağı dahi söylenebilir (özellikle bozuk yollarda, ıslak zeminde vs.) çünkü çekiş tekerleği üzerindeki ağırlık daha fazladır, dolayısıyla lastik yere daha iyi tutunur.
Hızlanma durumunda ise RWD daha avantajlıdır, çünkü aracın ağırlığı arkaya kayınca arka tekerler yola daha iyi tutunur, gücü daha iyi aktarır. Bu durum da eğer 250-300 beygirlik araçlardan bahsetmiyorsak en çok kalkışta belli olur. Belirli bir hız üstüne çıkıldığında aradaki fark kapanmaya başlar.

Premium araçlar arkadan çekişi tercih ediyorlar, bu geleneklerinden gelen bir durum ve üreticiye daha fazla esneklik sağlıyor. Ayrıca sürüşte ekstra bir keyif unsuru da sunuyor (kaymalardan dolayı). Konu başlığı volvo olduğu için oraya gelirsek, volvo da 98'e kadar RWD araçlar üreten bir firmaydı. Fakat RWD araç ekstra maliyettir ve volvo diğer rakipleri gibi zengin bir firma değil. Satış rakamları ortada. Ayrıca FWD araçların, bir kaza (özellikle küçük örtüşmeli) durumunda RWD araçlara göre daha güvenli olduğu da IIHS tarafından yayınlanan raporda açıkça yazıyor (motorun uzunlamasına konumlanmasından dolayı). Bu detayı, küçük örtüşmeli (small overlap) tipi kazalarda 2003 model volvoların dahi gösterdiği başarıyla ilişkilendirirsek, neden 2000'lerden itibaren ya FWD ya AWD araç ürettiği konusunda ufak bir ipucu veriyor. Çekiş yönü bir aracı premium yapmaz, öyle bakarsak tofaş'larımız da hep arkadan çeker. Aracın alt yapısındaki mühendisliğin kalitesi buna karar verir.
< Resime gitmek için tıklayın >

Eğer yardımcı sistemler olmasa bu tür tartışmalar sayfalarca sürüp giderdi. Ama günümüzde en basit araçta dahi ESP'sinden elektronik diferansiyeline kadar bin türlü destek sistemi var. Aracın kontrolünü kaybettiğinizde bizden çok onlar iş yapıyor. Dolayısıyla aslında bu konuyu tartışmanın bir anlamı yok. Elektronik destek sistemleri daha başarılı çalışan araç, çekiş yönü fark etmeksizin, daha güvenlidir desek yanlış olmaz.




Bu mesajda bahsedilenler: @döküntü
A
4 yıl
Çavuş

Evet var diye biliyorum. Start/Stop fonksiyonu olan araçlar iki adet 12 V'lik akü ile donatılmıştır - biri çalıştırma için ekstra güçlü akü ve diğeri Start/Stop fonksiyonu çalıştırma sekansı sırasında yardım eden yardımcı akü.


< Resime gitmek için tıklayın >



< Bu ileti Android uygulamasından atıldı >


Bu mesajda bahsedilenler: @bediboy
S
3 yıl
Onbaşı

O zaman biraz daha faydalı olsun. Motor yağı, filitreler, şanzıman yağı vs ödediğim tutarı resim olarak paylaşayım. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın >



< Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @korayesque
K
3 yıl
Yüzbaşı

Şurada XC60 için bu sorunu çözen birisinin verdiği bilgi var:

https://www.swedespeed.com/threads/broken-leds-at-the-windows-lifter-switches.620567/post-7891926


SMD parça olarak 3528 boyutunda farklı ledler kullanmış ve bazılarından iyi sonuç almış. İyi bir oto elektrikçi sıcak hava havyası ile söküp kolayca değiştirir diye düşünüyorum.

K.




Bu mesajda bahsedilenler: @programmer_onur
K
3 yıl
Yüzbaşı

Merhaba, ben daha önce farklı araçlarımdaki PSA dizel motorlarında özel servislerde üç defa triger seti değiştirttim (sonuncusu S60 aracım içindi) hiç sorun yaşamadım. Deneyimli bir serviste kaliteli malzeme kullanılırsa sorun yaşamazsınız. Devridaim pompasını da mutlaka değiştirtin.

Disk ve balatalara gelince, ben aracımın tüm disk ve balatalarını geçtiğimiz sonbaharda kendim değiştirdim. Çok araştırdım ama piyasada Ate marka disk ve balata bulamadım, distribütörü bir aya gelir demişti hala da stoklarda ürün yok. Meyle'nin çinko kaplamalı disklerini ve daha önce çok defa arka disklerde kullandığım Ferodo balataları taktım. Ses ya da titreşim yok, frenleme hissi çok daha iyi oldu. Ancak araçtan çıkan ön balatalar orijinal Volvo Ate markaydı ve hiç toz yapmıyordu, şimdi hem ön hem arka balatalar felaket tozuyor. Eğer böyle şeylere takıyorsanız Ate almanızı tavsiye ederim.

Eğer seramik balata bulabilirseniz aslında yeni disklerle birlikte Ate seramik balata çok daha iyi olur. Alacağınız balataların üzerinde balata malzemesi ve sürtünme katsayısını gösteren harf kodları oluyor. İlk harf soğuk, ikinci harf sıcak sürtünme katsayısını gösteriyor. Harf büyüdükçe balatanın tutma kuvveti artıyor (FF GF GH gibi, en yüksek H harfi var). Örneğin benim araçtan çıkan Ate balataların sürtünme katsayısı FF idi, yeni aldıklarım ise GF. Bu yüzden yeni balatalar daha iyi tutuş sergiliyor. Bir arkadaşıma aldığımız Ate seramik balatalar ise GH yani sıcakta daha yüksek sürtünme katsayısına sahip.

Eğer fren sisteminde böyle bir değişiklik yapacaksanız fren hidrolik sıvısını da değiştirmenizi tavsiye ederim. Hidrolik sıvısının içinde nem biriktikçe yüksek frenleme anlarında ortaya çıkan ısı sıvının kaynama sıcaklığı düştüğünden frenleme gücünün yitirilmesine sebep oluyor. Ate'nin Typ 200 dot4+ hidrolik sıvısı bu açıdan çok iyi sonuç veriyor. Balataları iyi bir fren ustasında gerekli noktalara kaydırıcı gres sürülerek taktırmanızı tavsiye ederim.

K.

https://www.motortrend.com/how-to/disc-brake-pad-friction-codes-explained/



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >


Bu mesajda bahsedilenler: @realturk
K
3 yıl
Yüzbaşı

Merhaba, start stop aküsünü şaseye bağlayan bir kablo var, önce onda korozyon var mı bir bakın. Ayrıca start stop aküsünün + kutbundan çıkan kablo ortada bir modüle bağlanıyor. O modül içinde de korozyon olabilir. Son olarak eğer araç içine su döküldü, nem oldu vs gibi bir durum var ise CEM denilen beyaz bir sigorta kutusu ve elektronik modülün korozyon ihtimali var. Çözülemeyen sorunlarda o modüle bakın deniyor.

Umarım çözersiniz.

Yetkili servise götürmek gerekebilir.

K.



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @bediboy
H
3 yıl
Yarbay

Onur Hocam merhaba. Aracımı çok fazla kullanmadığım için daha bu sabah bakma fırsatım oldu. Senin de belirttiğin üzere, gösterge paneli ışıkları, farlar yandıktan bir süre sonra kararıyor. Yaklaşık 10 saniye sonra filan ışıkları azalıyor gösterge panelinin.




Bu mesajda bahsedilenler: @programmer_onur
S
3 yıl
Er

Arkadaşlar merhaba;

2 hafta önce aracımdan seyir esnasında ötme sesine benzer bir ses duymaya başladım, özellikle ayağımı gazdan çektiğim esnada, devir düşerken geliyordu. İlk gün çok önemsemedim ancak ikinci gün ses epey fazlalaştı ve servise götürdüm. İlk gittiğim yetkili servis trigerden olabileceğini, aracın yürütülmemesi gerektiğini söyledi. Dolayısıyla aracı orda bıraktım ve onarım için epey bir süre bekledim ancak yoğunluk sebebiyle aracıma başlanmadı, sonrasında aracı bulunduğum şehirdeki yetkili servise kendi imkanlarımla çektirdim. Burdaki servis çok kısa süre içinde sesin külbütör kapağının içindeki diyaframlardan kaynaklandığının tespitini yaptı ve neticede külbütör kapağı ve contası değişti. Sorun tamamen ortadan kayboldu.

Aracım 94.000 KM'de S60 T3, benzer sorun yaşayanlar için referans olması adına yazıyorum. Ben bu arıza süresi boyunca iki servis değiştirmek zorunda kaldım. Şansa bir de aracım seyahat esnasında farklı bir şehirdeyken arızalandı bundan kaynaklı da epey sıkıntı yaşadım.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
C
14 yıl
Binbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: teodor

Kullanım tarzı sakin. Arada E5 ve TEM kullanımı var ama yolun çoğu trafik içinde. 11 lt'nin altına hiç düşmedi.
Uzun yolda 80 km/s cc ile 5.8 lt/100 km civarına düşüyor.



Sanırım bu durumda T4 de en az 9-10 lt yakacaktır?


Bu mesaja 1 cevap geldi.
A
14 yıl
Yarbay

Yazılanları okuyorum da kimse kusura bakmasın bu arabaya pahalı diyen arabanın a sından anlamıyordur .

1.6 dizeli bekleyenler de 70 -75 gibi düşünsün.

passat gibi yeni haliyle tipsiz,sürüş zevki hiç olmayan,105 hp 1.6 dizeli hiç yürümeyen bir araba 65 lira ise

volvo s60 gib stil sahibi,sürüş zevki üst düzey ,teknoloji donanımı ve kalitesi belli bir araç bırakın da 75 olsun.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi akifsari -- 27 Şubat 2011; 20:12:19 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
O
14 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: teodor

Bizim araçta sis farı yok.
İnternette baktım, bir çok sitede yok deniyor.
Emin olmak için Volvo bayiine telefon ettim; Ne standart ne de opsiyon olarak ön sis farı yokmuş.


sanırım isveçte sis yok.hiç olmamış



G
14 yıl
Çavuş

Ben bu hesaplama tarzının tümden yanlış olduğunu düşünüyorum aradaki 11.000,00-TL lik farkın araç satılırkende korunacağı ve bu bağlamda zarar oluşmayacağı kanaatindeyim.Bir örnekle açıklayacak olursak ( örnekler rastgele sahibinden den seçilmiştir) 2007 model passat 2.0 fsi confortline 37.500,00-TL iken( http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-volkswagen-acill-ruhsat-sahibinden-2007-passat-2-0-fsi-comf-otomatik-vites-45528657/detay?source=promotion_topl) 2007 model 2.0 tdi confortline 51.000,00-TL(http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-volkswagen-2007-passat-2-0-tdi-tptronik-vites-ilk-el-masrafsiz-orjinal-45875032/detay) . Şimdi bu araçların sıfır fiyatı alırken kabaca başa baş idi. Bu manada aradaki 11.000,00-TL fark ikinci el satışta da korunuacağından bir zarar oluşmayacaktır diye düşünüyorum. Bu durum çoğu marka ve modelde vardır aynı model ve özelliklere sahip bir 3.20 i ile 3.20 d yi yada s80 2.0 t ile s80 d3 ü yada s40 1.6 ile 1.6 d yi ikinci elde aynı fiyata satamazsınız.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
G
14 yıl
Teğmen

quote:

Orijinalden alıntı: soykAa06

Arkadaşlar bir süredir forumu takip ediyorum herkese teşekkür ederim oldukça bilgi sahibi olmamı sağladınız. Ben yaklaşık 1 ay kadar önce s60 d3 motorlu araç aldım. 1200 km de şuan, ancak ortalama yakıt göstergesi 100lt de 10.0 dan aşağı inmedi birtürlü ben fabrika verilerinden 1 lt fazla olur ortalama 7 olur sanıyordum. 220tl ye depoyu doldurdum 550 km yol yaptı bu değer gerçekten çok düşük. Yakın bir zamanda servise götürüp sormayı düşünüyorum siz ne tavsiye edersiniz??


Ben şöyle düşünüyorum; evet 10 lt fazla. Fakat bu araçlara az para vermiyoruz, beygiri yüksek performanslı araçlar bunlar. Hem güçlü olsun hem az yaksın bir arada pek olmuyor ( sanırım sadece bmw nin 184 bg dizeli ekonomik gözüküyor). Varsın 10000 km de 1000 tl fazla verelim yakıta, buna bu kadar takılacaksak bu sınıfta ve bu güçte bir araç alma isteğimizi de sorgulamalıyız bence.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
L
14 yıl
Yüzbaşı

heico bayagı araştırdım gümrükle falan fiyatı degmez. r-desing daha hoş bence



1
13 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: volkan.d

quote:

Orijinalden alıntı: Ayrton_SENNA

quote:

Orijinalden alıntı: 19can84

quote:

Orijinalden alıntı: Ayrton_SENNA

Lastik basınç sistemi demişken, aşağıdaki tabloda olması gereken lastik basınç değerlerini görebilirsiniz arkadaşlar (kullanma klavuzunda sadece kPa biriminde verilmiş). Bu etiket sürücü kapısı açıldığında iç tarafta kalıyor.

Aracımda fabrika çıkış 235-45-R17 lastikler üzerinde yaptığım ölçüm sonucu önler 32, arkalar 31.5 psi çıktı ki bu değer tabloya göre düşük değerler. Her mevsim mümkünse serviste, veya kalibrasyonuna güvendiğiniz bir ölçüm cihazı barındıran yerde hava basınçlarını kontrol etmekte fayda var.


< Resime gitmek için tıklayın >

hava sıcaklığı, lastik sıcaklığı basınç değerlerini değiştirir, o sebeple şu mevsimde doğru bir ayarlama yapmak mümkün değil.

Zaten basınç değerleri sıcaklığa göre değiştiğinden "her mevsim" kontrol gereklidir demiştim. Yetkili servisin yaz kış yavsiye ettiği değer 35 psi.


Eğer ideal gaz yasası kullanılırsa, hava sıcaklığı her 10 derece azaldığında lastik basıncının da yaklaşık 1.1 psi kadar azalması gerekir.

Bu bilgi gerçek hayatta ne zaman işimiz yarar, bir örnek vereyim.

Adana Tufanbeyli'de bir şantiyem var, rakım 1750 mt civarı Torosların en tepesinde.
Bir de Adana Ceyhan tarafında şantiyem var, deniz kenarında.

2 hafta kadar önce Tufanbeyli'de hava gece -35 oldu. Sabah yola çıkıp Adana'ya indim hava +18 derece idi.Tam 53 derece ısı farkı lastik havalarında yaklaşık 6 psi demek ve oldukça fark ediliyor.

benim de demek istediğim o,

ordaki basınç değeri muhtemelen oda sıcaklığında olması gereken basınç, oysaki araç yol alıp lastikler ısınınca lastik basıncı artıyor.

hava 0 sıfır derecedeyken gidip lastikleri orada yazan basınçla şişirilirse lastik ısınınca lastiğin basıncı anormal seviyelere yükselicek.

belki bazı lastikçilerde falan sıcaklığa göre kalibrasyon yapan sistemler vardır ama olsa bile kullanmayı bildiklerini sanmıyorum.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
1
13 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Kurzweil

quote:

Orijinalden alıntı: 19can84

quote:

Orijinalden alıntı: Kurzweil

quote:

Orijinalden alıntı: 19can84

quote:

Orijinalden alıntı: imagoodman

Sn.kurzweil
Faydalı bilgiler icin teşekkürler.
Eğer yanılıyorsam arkadaslar duzeltsinler 2oo8 yilindan sonra uretilen dynamic donanim S4o'larda lamine cam standart.
Ama yalnızca on camlar lamine arkalar düz cam yani çıkmak yada kirmak icin yine de yer kalıyor.
Volvo bunu da düşünmüş yani ;)

2009 öncesi yani arkadaki volvo yazısı ayrık olmayan s40ların hemen hepsi lamine yan camlı geldi, en boş olanı bile...
arkası ayrık olanların ise hemen hiçbirinde yok.

ayrıca sadece ön kapılardakiler değil arka kapılardakiler de lamine edilmiştir, bir tek arka kelebek camı normal cam.

bu camlar kalınlık olarak ön camdan bile kalın. ön cam 4.46 mm, lamine yan camlar 4.96 mm, normal camlar 3.85 mm.


Eklediğiniz resimde diyor ki,
Sadece ön cam lamine ve diğer tüm camlar sertleştirilmiş cam, ve isteğe bağlı yan camlar da lamine olur.

evet ya paket şeklinde ya tek başına opsiyon olarak alınabiliyor, 400 euro gibi bir fiyatı olması lazım.

Yani şunu mu demek istediniz:
Araçları satın alanların büyük çoğunluğu lamine cam opsiyonunu da satın almışlardı?

hayır.

s40 ilk çıktığında 31-32 bin euro civarına satılıyordu.

üstünde de high performans sound system, aliminyum dekorlu göstergeler, iç hava temizlik sistemi, lamine yan camlar, t-tex döşeme, aliminyum dekor gibi donanımlaren alt paketlerde bile standarttı, en üst donanımda deri döşeme, şimdi r-designlarda olan direksiyon, sunroof falan standarttı.

yani özetle daha dolu bir arabaydı.

zaman geçip s40 yaşlandıkça, rekabet edebilmesi için fiyatlarını düşürmeleri gerekince, gözden ırak denebilecek türk tüketicisinin önemsemediği düşünülen bu gibi donanımları ya tümüyle kaldırıp, siparişle eklenir hale getirdiler, ya alt donanımdan çıkarıp sadece üst donanıma eklediler vs...

yani eskiden en boş s40'da bile standart olan şeyler şimdi en üst donanım paketinde bile yok. bunlardan birisi de lamine yan cam.



K
13 yıl
Binbaşı

Sn. CemUsUs,
Araba satın alırken rakiplerine göre fiyatını değerlendirmek kadar doğal bir şey olamaz. Tabi ki bağımsız olarak da fiyatını tartmalıyız. Fakat sizin mantığınıza göre vergi öncesi fiyatına bakarsak, piyasada alınacak araba bulamayız. Fiyatların çok yüksek seyrettiği bir gerçek. Tamam, almayalım araba. Ancak bu arada araba ihtiyacını gidermek zorunda olan insanlar var.

Araba satın almak için sizin gibi "hepimizden daha yüksek akıl fikir sahibi" olup da fiyatların düşmesini bekleyen, ya da bütçesi yetmediği için beklemek zorunda olan insanlar istedikleri fiyattan araba satın alana kadar, ben pahalı aldığım arabamı eskitmiş bile olabilirim. Ama ben bu durumda olan insanlara "Allah akıl fikir versin, bir araba almak için bu kadar mı beklenir?" ya da "size nereleriyle guleceklerini sasirirlar" demem. O da onların gerçeğidir. Saygı duyarım. Siz de benim gibi arabasız kalırsanız, Allah akıl fikir verir mi, o zaman anlarsınız.

Donanım Haber'in diğer forumlarında nasıl yazılar yazdığınızı bilmiyorum. Ancak, Volvo Forumu'nda bizler birbirimize saygıda kusur etmeyiz. Volvo sahipleriyle alttan alta alay etmeniz kimsenin gözünden kaçmıyor.


Bu mesaja 2 cevap geldi.
F
13 yıl
Yarbay

@CETA

Süspansiyonları dahamı sert bılmıyorum ama s40 yere daha ıyı yapısıyor gercekden ve aracın kasası hafıf olugu ıcın s40 daha serı daha ıyı kacıor araba .


Bu mesaja 2 cevap geldi.
K
13 yıl
Binbaşı

Volvo'nun 3. yıl garantisinin adı "Volvo Artı Garanti". Ankara Sigorta'nın sağladığı bu garantinin kapsamı ve istisnaları aşağıdaki gibidir:
< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >
Değer mi değmez mi kendiniz karar verin.


Bu mesaja 1 cevap geldi.