Celal hocam yine doğruları konuşmuş. Türkler Müslüman olmasaydı şuan Almanya ile birlikte Avrupa birliğinin en güçlü ve ileri 2 ülkesi olurduk, ABD-Cin-Rusya böyle rahatça at kosturamazdi. Sadece askeri anlamda değil. Bilim, sanat, hukuk aklınıza ne gelirse... Resmen ayağımıza pranga vurdu bu araplar. Cumhuriyet geleli 100 yıl olacak daha kadın erkek eşitliğini bile özümseyemedik hey yavrum hey |
Adam Hardcore islam düşmanı. |
Kendi b*kunun tadına bakan zat-ı muhterem,kendi alanı dışı herhaltta alim oldu.Şurda anlaşalım,her din saldırısı ya da eleştirisi Akp ya da belli zümreyi kapsamaz.Embesil kafalarınız,bu adam sözlerini eleştireni Akp'li yapmasın.Kaldı ki,şurda kendisi ile çelişen aptalca laf üretilmiş.Müslüman olmayan Türkler'in,ilmi/bilmi aşan deha işler yaptığı mı ortada ? Osmanlı kalmadı di mi ? Cumhuriyet ile nerdeyse 100 yıla geldik.2.Dünya savaşı sonrası kendini aşan Avrupa ve ardından Abd,Çin,Japonya vs...Bu adamlar ayağa kalkarken,biz laik ülke neden gelişmedik ? Eğitime önem mi verilmedi ? İnsanların aklı mı yoktu ? Laik ülke değil mi ? Ee haliyle herkes MÜSLÜMAN TÜRK değil! Şu çağın çoğu gelişimi 50-60 yıllık muazzam dilim.Halen daha bu ülkede elit sayılan,zeki insan diye anılan çoğu kişi,hazırın ekmeğini yemekte.Üreten kaç MÜSLÜMAN OLMAYAN TÜRK VAR ? Geçin bahaneyi.Bu malın aşırı bilmiş tavrı,kontrolsüz saldırganlığı gına getirdi.İslamı doğru yaşamayanları eleştir,ülke genelinde bir halt edilmemiş tamamını ona yık. |
600+ sene ayakta kalıp 3 kıtaya hüküm sürmüş bir devlet cahilikle sürümüş yani kamera nerde el sallayım![]() ![]() bu adam batı lejyoneri.... ha bir de müslüman olmayan türkler bizden şu an çok çok daha geride orta asyada halen bir çoğu çadır şahman budist kültüründe ![]() islam düşmanlığından sorgulamadan savunan olmuş şaka gibi bilim aşığı çok ileride olan müslüman olmayan türkler kim? |
Fatih Altaylı - Teke Tek https://www.youtube.com/watch?v=jVuisDQeaY4&feature=youtu.be İki türbanlı çıktı karşımıza, ben Atatürk'ü sevmiyorum diyor. İran'daki Şii lider Hümeyni'yi seviyorum saygı duyoyurum diyor, ama baskıcı rejimi kabul etmiyor. Suriye, İran, Arabistan'a git desek ses çıkarmazlar. Bitmiş tükenmiş bir ülke burası. Çizgileri olan savunduğu bir birikim yok. Benim bu ülkeden 1 gram umudum yok. Şuraya Aziz Nesin'ide koyayım. Türk milletinin %40'ı zekidir. https://www.youtube.com/watch?v=gqBFvxhZY9M&feature=youtu.be Bu ülkeye bir Atatürk daha gerekiyor. 19 Mayıs'ta tekrar Samsuna çıkmalı. |
Hay şu Müslümanlar kadar başına taş düşsün be adam.Zamanında bir çok Müslüman bilim insanı dünyaya yön vermiştir.Haremi, El bruni,İbni Sina, Farabi, Biruni binlercesinden sadece bir kaçı. Bu Avrupa şakşakçılığından bir kurtulmak lazım.Kendi ırkını hakir görmek aciz insanların yapacağı iştir.Bu adam hep eleştiriyor işi gücü bu çözüm yolu sorsan bilmez.Bunların işi gücü kitap yazıp satmak, konferans ayağına parayı çukkalamak.Bu şahıs ateist diye bazı arkadaşlara tatlı geliyor ama sempatizanlığı bırakıp objektif olmak lazım... |
yazık ya şunun yaptığı açıklamaya mı üzüleyim yoksa buradaki yorumlara mı. |
![]() |
|
Göze göz demiş. |
Biliyorum. Sordum yine de. Hani eğer biz cahilsek, onların da bizden kalır bir yanı yok. Sanki onlar uzaya çıktı biz hala buradaymışız gibi konuşmuş celal bey![]() |
Bu dediğinle ideoloji değildir dediğinin farkındasındır umarım. Aristo vari uslamlama çıkarımlarında bulunmak kolay değil eğer önünü sonunu göremiyorsanız. Söylediğin saçmalıkların da ucu bucağı yok.
Tersine, islam bir terbiye hareketidir. Gerçek terbiyede, kendine yakışan davranışların ötesine bir yok sayma mevcuttur. Arapların da top çevirdiği toplumda sergilediği edepsizliğe karşı geliştirilmiş bir toplumsal reflekstir. Önceki dinlerle beraber düşünülmesi bundandır. İslamın herşeyin temeline iner, toplumdaki geçmiş gelenek örüntülerini kaldırmasının sebebi de olayları olgusal değerlendirmesindendir. Araplık, olgu olarak boşlanır. İslam adı altında yeni bir kimlik inşâ olunur çünkü kural ve kaidelerin aşınmasının, alışılageldik geleneklerle irtibatı kesilmeye çalışılır. Aslına bakarsanız, çok alakasız olacak ama, üvey evlat edinilmesi de öksüz yetim kişilerin birbiriyle evliliğine karşı çıkmasından sebep itibarîyle farklı değildir. Hep doğru bir şekilde tanıştırılmamış kimselerin soydan - kendi gerçeğinden - habersiz bir şekilde birbirleriyle akraba evliliğine yol açmamak için. Oysa ki sorsanız, akraba evliliği kadar arap geleneği yoktur. Nerede o eski araplar... Eski zamanın kervan peşinde sürekli bir yerden bir yere gitmeye, bir yerlere varmaya çalışan insanlarıyla şimdinin oturup kurulduğu yerden rant yemeye çalışanlarını birbiriyle kıyaslayamazsınız. Birisi lafı bir yere getirmeye çalışır, diğeriyse lafı başka yöne çevirmeye. |
Daha tarafsız yaklaşmanız için sizi kutlarım herkes ilkokullarda ve eğitim sistemimizdeki Osmanlı düşmanlığı ile yetişip sonradan gözlerini açması kolay olmuyor mesela bu Celal Şengör ne yazık ki onun kurbanı. Geçen aklıma geldi Cumhuriyeti ilan eden Meclis ve Mebusanlar neydi diye sürgündeki Osmanlı meclisi. Kısaca artık öyle bir eğitim seviyesine gelmiş ki kendi kendine Cumhuriyeti ilan edecek güce erişmiş. |
Naapsın gündemde kalamıyor.Önce bok yiyerek denedi olmadı şimdi müslümanlar bla bla. |
Celal Şengör gene İslam düşmanlarının salyalarini akıtacak bir laf etmiş. Sanki diğer Türkler çok farklı bizden şu an Türk deyince akla gelen ilk ülke Türkiye ve Türkiye müslüman askerlerin devlet adamlarının eliyle kuruldu. Müslüman aptallar, hainler var yok değil ama genelleştirmek ne kadar mantıklı. |
Jeoloji ile öne çıkamayınca bunu yapıyor işte. Bu ülkenin tarihçileri bile bu kadar yorum yapmıyor. |
Kuran'da okumanın, yazmanın önemi hakkında, düşünmenin bilim yapmanın önemi hakkında onlarca ayet vardır. Buna karşı çıkan kardeşlerimiz ya algılamada sorun yaşamakta ya da ön yargılı davranış sergileyen bir tutum takınmaktadırlar. Şimdi söz konusu ayetleri okuyalım. 1. Alak Suresi 1: "Oku, yaratan Rabbinin adıyla" (Okunan her şey Allah'ı düşünerek olmalıdır.) 2. Alak Suresi 3: "Oku! Ki Rabbin en büyük kerem sahibidir." (Burada bir kez daha OKU denerek okumanın önemi iyice vurgulanıyor.) 3. Bakara Suresi 65: "... düşünen bir toplum için birçok deliller vardır." (Allah düşünen bir toplum olmamızı emrediyor.) 4. Al-i İmran Suresi 191: "...Onlar göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler." (Allah yüzeysel bir düşünce değil derin bir gözlem araştırma yaparak düşünmemizi emrediyor, bu ise bilim yapmak demektir. Allah bu ayetle bilim yapmayı emretmektedir.) 5. Enfal Suresi 22: "ALLAH'ın yanında, yaratıkların en kötüsü, akıllarını kullanmayan ( manevi anlamda) sağır ve dilsizlerdir." ( Burada aklın önemine vurgu yapılarak aklını kullanmayan Müslümanların ve insanların çok kötü bir hale geleceği bildiriliyor.) Daha onlarca ayet bulunabilir. Bu ve benzeri şekilde "İlim çinde dahi olsa gidip alınız" anlamında hadisler de yer almaktadır. Öte yandan Kuran Mucizeleri'nin gerçek olduğunu ve bir insanın bu Kitab'ı yazamayacağını söylemiş 10'larca bilim adamı vardır. Ona da bu linkten tek tek ulaşabilirsiniz. Link: https://www.islamic-awareness.org/quran/science/scientists.html Türkçe Link: https://asdaddad775.wixsite.com/website/post/bilim-adamlar%C4%B1n%C4%B1n-kuran-hakk%C4%B1ndaki-yorumlar%C4%B1 Bu da linkin orijinal videosu: https://www.youtube.com/watch?v=GekM2e4umb4 |
Misal 1453 Osmanlısını ele alalım.Bu tarihte Osmanlı hem siyaseten,hem askeriyen hem de eğitimde Avrupanın çok ilerisinde olan bir devletti.Bu durum 16.yüzyılın sonlarına kadar da devam etti.Fakat 16.Yüzyılın bitimiyle beraber 17.yüzyıldan itibaren Osmanlının artık siyasette,askeriyede ve eğitimde ön planda olmadığı yavaş yavaş ortaya çıktı.I.Ahmet'in veraset sistemini değiştirmesi ekber/erşet uygulamasını getirmesi Osmanlının bu yüzyılında çok büyük dalgalanmaların yaşanmasına neden oldu.Zira hükümdarlık açısından büyük bir dönüşüm yaşanmıştı.Taht artık babadan oğula değil hanedanın en yaşlı ve aklı yerinde olana geçecekti.Doğal olarak bu durum Osmanlının dış ülkelerle ilgilenmesini dahası imparatorluğun her alanda çürümesini engellemek açısından atabileceği adımları engelledi.Zira ilk önce bu veraset sisteminin oturması lazımdı.Düşünün I.Ahmet 1617 yılında ölmesiyle beraber Osmanlı imparatorluğu 1648 yılına kadar büyük siyasi sıkıntılar içine düştü.I.Mustafa tahtta çıktı fakat akli dengesi yerinde olmadığı anlaşılınca indirildi.Yerine geçen Genç Osman hemen devletin çürümesini engelleyecek bir takım reformlar yapmaya kalktı yeniçeriler/dinciler tarafından katledildi.Onun katledilmesinden sonra uzun bir dönem İmparatorluk Kösem Sultan naipliğinde yönetildi.IV.Murat yönetimi doğrudan ele aldığında yaptığı ilk iş bozulan hükümdar otoritesini yeniden kurmak oldu,sert kanunlar yayınları ve devletin Doğusunu tehdit eden Safavilerle mücadele etti.Onun döneminde Koçi Bey ve benzerleri devletin gerilemesi ve yozlaşması hakkında birçok risaleler yazmışsa da bu tavsiyeleri yerine getiremeden genç yaşta öldü.Onun ölümüyle tahtta I.İbrahim çıktı fakat o da yeni veraset sistemi nedeniyle yıllarca kafes içinde kalması ve heran katledilme korkusu yüzünden aklını kaybetti.Onun döneminde devlet ve kurumlar iyice yozlaştı.En nihayetinde 1648 yılında tahttan indirildi ve yerine IV.Mehmet geçirildi.Fakat IV.Mehmet tahtta çıktığında henüz 7 yaşında olması nedeniyle devlet uzun bir süre daha annesi Turhan sultanın naipliğinde idare edildi.Bu dönemde Köprülüler bir takım reform hareketlerinde bulunmuş olsa da devletin içinde bulunduğu siyasi kargaşa
çözülemedi.1656 yılında yeniliklerden rahatsız olan yeniçeriler/ulema sınıf ayaklandılar ve çocuk padişahtan kendi çıkarlarına ters düşen devlet adamlarının idamını istediler.Bu tarihe Çınar olayı ya da Vaka-i Vakvakiye olarak geçti.Zaten IV.Mehmette 1687 yılında yine yeniçerilerin ayaklanması nedeniyle tahttan indirildi.Yerine ise II.Süleyman geçti fakat o da 1691 yılında öldü.Ondan sonra ise tahtta II.Ahmet geçti ve o da uzun süre saltanat süremedi.Onun da ölümüyle tahtta II.Mustafa geçmiş fakat o da 7 yıl saltanat sürdükten sonra hattan indirilmiş ve yerine 1703 yılında III.Ahmet geçmiştir.
Gördüğün üzere Avrupa rönesans ve reform hareketleri ile gücüne güç katarken,coğrafi keşiflerle zenginleşirken Osmanlı 17.yüzyılda I.Ahmet'in getirdiği yeni veraset sisteminin oturma sancısı nedeniyle siyasi iç karışıklıklarla boğuşup durmuştur.Yukarda kısaca izah ettiğim üzere sürekli padişahlar bu yüzyılda tahttan defalarca indirilmiş ve dahi katledilmiş,deli padişahlar bir süre yönetimde olmuş ve sık sık yeniçeri/dinci kesim ayaklanmıştır.Bu durum 18.yüzyılda da devam etmişse de III.Ahmet'in 1703-1730 yılları arasındaki döneminde devlet ilk defa tam anlamıyla Batı ile kaynaşma fırsatı bulmuştur ki bu dönem de zaten Lale devri olarak anılır.
Önceki mesajımda III.Selim'den ve II.Mahmut'un bazı faaliyetlerinden bahsetmiştim bu nedenle yorumu fazla uzatmak niyetinde değilim.Lakin görüleceği üzere Osmanlı yönetimi yani hükümdarlar her fırsatta Batılılaşmaya çalışmışlar fakat sürekli içerden yeniçerilerin/dinci kesimin isyanları nedeniyle Japonya'nın 1868 yılından sonra kazandığı modernleşme başarılarını bir türlü tam anlamıyla gerçekleştirememişlerdir.Bu başarı Mustafa Kemal Atatürk'ün 1923 yılından sonra gerçekleştirdiği inkılaplar sayesiyle mümkün olacaktır.
Kısacası demek istediğim Osmanlı imparatorluğu bir dönem Dünyanın en ileri ve güçlü devletiydi.Hem de her açıdan Fakat özellikle I.Ahmet'in veraset sistemini değiştirmesi,yeni veraset sisteminin oturuncaya kadar geçen sancılı süreçte devlet yeniliklere gereği gibi değer verememiştir.Fakat hem Genç Osman hem IV.Murat döneminde ki Koçi risaleleri,hem IV.Mehmet zamanında köprülülerin faaliyetleri hem de III.Ahmet zamanında tam anlamıyla Batıyı tanıma teşebbüsü Osmanlıların birşeyleri değiştirmeye çalıştığını lakin içerdeki yeniçerilerin ve dincilerin buna izin vermediğini,İmparatorluğu içerde yiyip tükettiklerini gösterir.Aynı kesim bugünde Türkiye Cumhuriyetini de içten içe yiyip tüketmeye çalışıyor ne yazık ki...
Bu mesajda bahsedilenler: @cemsinan