AMD, bir yeni patent tescil ettirmiş. Nokta işleyicinin görevini, sabit nokta işleyicileri yerine gölge hesaplayıcılarında türetmeyi planlıyor. Bu sayede görevlerin niteliği değişerek, ardışık sabit donanım işlevlerinden genel hesaplama işlemleri haline dönüşüyor. AMD, bu yeni gölge işlem nokta türetiminin öncesinde, boşta görev bekleyen gölge birimlerine nokta türetme sabit birimlerinin bitmek bilmeyen işlerini bekletiyordu ve bunu bir tek 'Eşzamanlı Hesaplama' ile var olan sabit işlem birimlerine ek pencere açarak, eş zamanlı olarak gölge birimlerini kullanabiliyordu. Yeni patent ile geliştirilecek ekran kartlarında bundan sonra nokta türetme birimi sayısı ile belirlenen ekran kartı gücü, önemini programlanabilir gölge işlem hesaplayıcılarına bırakacak ve geliştiriciler eşzamanlı hesaplama teknik bilgisine başvurmadan da yeni Radeonlar'dan tam verim alabilecek. https://www.freepatentsonline.com/y2020/0193673.html |
Sanatçılardan ortak bildiri: Korkmuyoruz, yurttaşlarımızı daha cesur olmaya çağırıyoruz Sanatçıların düşünceleri nedeniyle yargılandıklarını vurgulayan Sanatçılar Girişimi, pek çok önemli ismin altına imza attığı ortak bir açıklama yayınladı ve halkı sanatçıların yargının önüne yem gibi atılması konusunda uyardı. Sanatçılar Girişimi çok sayıda sanatçı ve yazarın imzasıyla, ülkede yaşanan sorunlara dair bir bildiri yayımladı. Müjde Ar'dan Levent Üzümcü'ye, Adnan Özyalçıner'den Ataol Behramoğlu'na, Müjdat Gezen'den Rutkay Aziz'e kadar birçok sanatçının imza attığı açıklamada, “Pek çok müzisyen, ressam, heykeltıraş, çağdaş sanatçımız günlük yaşamlarını sürdürme konusunda çözümsüz sorunlar yaşamaktadırlar. Ülkesine sevgiyle, onurla, özveriyle uzun yıllardır hizmet etmiş ve etmekte olan saygın sanatçı dostlarımız, büyük bir saygısızlıkla, değer bilmezlikle, güvenirliği kalmamış yargının önüne yem gibi, kurban gibi atılıyor” denildi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Sevgili halkımıza, Sizlere, emeğini, yeteneğini, halkının ve ülkesinin hizmetine sunmuş sanatçılar olarak sesleniyoruz. Mutluluğunuz bizim mutluluğumuz, mutsuzluğunuz bizim mutsuzluğumuzdur. Mutlu olmadığınızı biliyoruz, görüyoruz, seziyoruz, izliyoruz. Yaşadığımız koşullarda nasıl mutlu olunabilir ki! Dünyayı sarsan corona virüsü belası ülkemizde de can alıyor. Daha da alacağı anlaşılıyor. Yeterince ağır bu belayla savaşırken çarşıda, pazarda, günlük yaşamda fiyatlar el yakıyor. İşçimiz, köylümüz, esnafımız, memurumuz, emekçimiz, çoğu dar gelirli, kimisi büsbütün gelirsiz insanımız, geçim sıkıntısıyla, işsizlikle boğuşuyor. Bu gününü kurtarmaya çabalarken yarınlarının ne olacağı bir karabasan gibi, kâbus gibi üzerine çöküyor. Yarın kaygısı, gençlerimizi ümitsizlik içinde kıvrandırıyor. Deprem kuşağındaki ülkemizde, bir depremin yaraları henüz sarılamadan, yakın gelecektekilerin habercisi öncü sarsıntılar, sanki doğa da bu kötülüklerle yarışıyorcasına, ülkemizin her yerinde birbirini izliyor. İnsan eliyle yapılan doğa katliamları güzelim ülkemizi mahvediyor. Gelmiş geçmiş en büyük deprem felaketinin beklenmekte olduğu İstanbul'umuzun üzerinde Kanal İstanbul denilen ölümcül rant kılıcı sallanıyor. Cumhuriyetimizin değerleri alt üst edilmiş. Monarşi hayranlığı körükleniyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun birkaç yüz yılı kapsayan aydınlanma çabaları göz ardı edilerek en karanlık, en gerici, en baskıcı dönemleri ve kişileri baş tacı ediliyor. Barolar ayaklar altında. Hukuk güvenirliğini yitirmiş. Büyük Millet Meclisi işlevinden uzaklaştırılarak etkisizleştirilmiş. Emekçinin kıdem tazminatı yağmalanmakta… Sıradan ve kimileri cinayet, yaralama gibi yaşama hakkına yönelik cürümlerin sanıkları serbest bırakılırken, düşüncelerinden ötürü yargılanan aydınlar, gazeteciler, siyasetçiler cezaevlerine kapatılmış. Ölümle, sakatlanmayla sonuçlanan, bu nedenle de daha çok cinayete benzeyen iş kazalarında ve yanı sıra da annemiz, eşimiz, kızımız, kardeşimiz, sevgilimiz, canımız olan kadınlara karşı işlenen alçakça cinayetlerde, bütün dünya ülkeleri arasında korkarız ki en ön sıralardayız. Bütün bu haksızlıklar karşısında suskun kalamayan; duyarlı insan olma gereğini, sorumluluğunu yerine getiren, her zaman halkının yanında yer almış olan sanatçılar, yazarlar, gösteri ve dinletilerin yasaklanmış olması ve yayın dünyasının geçmekte olduğu dar boğaz nedeniyle, maddi olarak da her zamankinden daha çok sıkıntı içinde kalmış durumdadır. Özel tiyatrolar perdelerini tamamen kapatma tehdidiyle karşı karşıyadır. Pek çok müzisyen, ressam, heykeltıraş, çağdaş sanatçımız günlük yaşamlarını sürdürme konusunda çözümsüz sorunlar yaşamaktadırlar. “HALKIN SANATÇISI, HALK MUTLUYSA MUTLU” Ülkesine sevgiyle, onurla, özveriyle uzun yıllardır hizmet etmiş ve etmekte olan saygın sanatçı dostlarımız, büyük bir saygısızlıkla, değer bilmezlikle, güvenirliği kalmamış yargının önüne yem gibi, kurban gibi atılıyor. Bir zamanların çağdaş, saygın Türkiye Cumhuriyeti'nin kendisi de, iç politikaya yönelik iktidar söylemleri bu gerçeği ne kadar örtmeye çalışsa da, uygar dünya önünde bütün saygınlığını ve güvenirliğini yitirme tehlikesi altındadır. Paramızın değerinin dünya pazarlarında sıfırlanmış oluşu bütün bu söylediklerimizin bir özeti ve simgesi gibidir… Orta gelirli, hatta ortanın altında geliri olan herhangi bir Batı ülkesi yurttaşı, sahip olduğu paranın bizim paramızın altı-yedi kat üstünde değeri olmasının güveniyle ülkemize bir sömürgeye gelir gibi seyahat edebilirken, bizim bir orta gelirli insanımızın ve çocuklarının bile ülke dışına seyahati artık hayal bile edilemez. Bizler, yüreği halkıyla, ülkesiyle çarpan sanatçılar da halkımızla aynı sıkıntıları paylaşmanın hem üzüntüsünü hem onurunu taşıyoruz. En başta söylediğimiz gibi, halkın sanatçısı halk mutluysa mutlu, mutsuzsa o da mutsuzdur. İçimizde biriken bu acı sözleri içtenlikle ve korkusuzca dile getirmemiz, halkımızın, ülkemizin mutluluğu adınadır. “YURTTAŞLARIMIZI DAHA CESUR VE KARARLI OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ” Korkmuyoruz, evet. Korkusuzluğumuz sıradan ve temelsiz bir cesaret değil, halkımızın ve ülkemizin yüksek değerlerine inancımızın sonucu olan sevgi ve bilinç birikimiyle ilgilidir. Korkmuyoruz. Bütün yurttaşlarımızı daha cesur daha özgüvenli, daha inançlı ve kararlı olmaya çağırıyoruz. Türkiye büyük bir ülkedir. Dünyanın göz bebeği ülkelerindendir. Aydınlanma değerlerinin beşiği olan Batı ülkeleri de içinde olmak üzere, bütün dünyada aydınlanmanın yeniden doğuşuna öncülük edebilecek potansiyellere sahip bir ülkedir. Seslenişimizde sıraladığımız sıkıntılar aşıldığında, bu gerçek bütün dünyada bir kez daha görülecektir… Bu nedenlerle ve sonuç olarak, iktidar güçlerini başta düşünceyi açıklama özgürlüğü olmak üzere evrensel insan haklarına, ülkenin insan ve doğa kaynaklarına saygılı olmaya önemle davet ediyor, muhalefetteki güçleri de daha kararlı, daha cesur ve daha etkin olmaya çağırıyoruz. Türkiye sahipsiz değildir. Çünkü bu sevgili ülke, kendisinin yetiştirmiş olduğu ve her biri kendi alanında değerini bütün dünyaya kabul ettirmiş yazarlara, şairlere, müzisyenlere, ressamlara, tiyatro ve sinema sanatçılarına, sanatın her alanından seçkin, bilinçli, bütün varlıklarıyla yurduna ve halkına bağlı sanatçılara sahiptir. Açıklamayı imzalayan sanatçılar şöyle; Edip Akbayram, Sadun Aksüt, Gülcan Altan, Müjde Ar, Koray Ariş, Ekrem Ataer, Engin Ayça, Orhan Aydın, Enver Aysever, Rutkay Aziz, Taner Barlas, Bedri Baykam, Nihat Behram, Ataol Behramoğlu, Egemen Berköz, Gani Cansever-Heval, Metin Coşkun, Meltem Cumbul, Nevzat Çelik, Haluk Çetin, Melike Demirağ, Füsun Demirel, Erhan Doğan, Utku Erışık, Yücel Erten, Turgay Fişekçi, Müjdat Gezen, Fehim Güler, Tarık Günersel, Sadık Gürbüz, Emin İgus, Gülseli İnal, Ekrem Kahraman, Tuğrul Keskin, Arif Keskiner, Can Kolukısa, Macit Koper, Zülfü Livaneli, Zeynep Oral, Coşkun Özdemir, Denizhan Özer, Adnan Özyalçıner, Abdullah Nefes, Vedat Sakman, Adil Salih, Ferhan Şensoy, Yusuf Taktak, Cihat Tamer, Ahmet Telli, Sali Turan, Gülsen Tuncer, Dilek Türker, Levent Üzümcü, Nejat Yavaşoğulları, Ümit Zileli. |
Ben iddia ediyorum ki, Türkiye'deki her üniversitede böyle soruşturmalar yürütülmüyorsa, Cumhuriyet savcıları görevlerini ihmâl ediyordur. https://www.yeniasir.com.tr/ege/aydin/2020/05/21/rektore-cirkin-kumpas? |
Arkadaşlar, gözümüz gönlümüz açılsın. Alem, sektörün yıldızıyla tanışsın. Doktor Lisa Su! Videoyu izlemek için tıklayınız |
Arkadaşlar, konuda tek önemli husus var demek için açtım. Şu mcm io yeniliğinin AMD bilançolarına yansıdığı şekliyle çip maliyetlerinin nasıl olumlu yansıdığını tek bir tablodan görebilmemiz mümkündür; < Resime gitmek için tıklayın > Şurada sağdaki al renkli ile soldaki mavi renkliyi kıyasladığımızda ikisinin arasında %10 fark mevcut çıkıyor. Dolayısıyla AMD MCM IO mimarisine geçerek 8 çekirdek işlemcileri ürettiği maliyetin %10 fazlasına 16 çekirdekli işlemciler üretebilmeye başladı. Daha büyük zarlarda ise %125'lere çıkıyor maliyet sıçraması. < Resime gitmek için tıklayın > |
Evet, duymayan kalmasın. Apple sürücü listelerinde AMD'nin Picasso, Renoir ve Van Gogh çiplerinin adı geçtiğine göre, AMD apple dizüstülerine apu çıkartmasına girişecek önümüzdeki dönemde, haberiniz olsun! < Resime gitmek için tıklayın > |
Evet, derler ki, MIT Üniversitesin'de diploma, master ve yüksek lisans yapan, arkasından IBM'de yarıiletken araştırma geliştirme, bileşik geliştirme ortaklıkları ve silika yönetmelikleri stratejisinden sorumlu yarıiletken araştırma geliştirmesinden sorumlu başkanvekili konumuna yükseldikten sonra FreeScale Yarıiletken'de kıdemli başkanvekilliği ve ağ ve etkileşimli içerik genel müdürü makamını, yerleşik haberleşme ve uygulayım işlemcisi biriminden sorumlu küresel strateji ve pazarlama ile mühendislik yetkisini üstlenen Sayın Lisa Su, Cisco Ağ Çözümleri Kurulu üyeliğine seçilmesinde "Sektörel mânâda kök salmış, gösterdiği derin tecrübeye dayalı önderliği" için Cisco'nun kullanıcılarına yeni bir internet dönemi yaratacağı 5G için sunacağı katkılarından ötürü görevlendirilmiş. Biz de DH olarak kendilerine en derin sevgi ve saygımızı arz ediyoruz. < Resime gitmek için tıklayın > |
Hiçbirimizin haberi oluyor mu, tabii ki hayır.
İddia ediyorum, vatan satılsa hiçbirimizin ruhu duymaz.
< Resime gitmek için tıklayın >
< Resime gitmek için tıklayın >
< Resime gitmek için tıklayın >
< Resime gitmek için tıklayın >