Yani arkadaşın iddiası O bizim millet zaten beleş mezar bulsa gider girer |
Yav ben Tivibu'nun kalitesi iyi ya da kötü demedim ki![]() Ha gireceksek eğer, tabii ben dijital yayın sistemleri konusunda çok bilgili değilim, eksiklerim, noksan yorumlarım elbette olabilir. 2012'den beri dijital yayın platformlarını kullanıyorum diyebilirim. 2012'de D-Smart kullanmıştım, o dönem için yayın kalitesi çok iyi gelmişti bana HD kanallarda. Daha sonra 2013 gibi Digiturk kullanmaya başladım Eutelsat olanından cihaz da Vestek Dt-9102 idi. 2016'da Tivibu IPTV'ye geçtim, cihaz AirTies 7205. Yalan yok, Digi'den sonra çağ atlamış gibi oldum, hatta yeni televizyon mu aldın diye soruyorlardı yayını görenler. Ancak HD yayınları ne kadar iyiyse SD yayınları o kadar berbattı. Tabii şuan SD yayın kalmadı gibi bir şey. Geçen ay da tekrar Digi bağlattım, cihaz Sagemcom marka cihaz var modeline bakmadım pvr'ı falan olanlardan. Tivibu da duruyor. Digi'nin yayın yine Eutelsat ancak görüntü olarak kıyaslarsam bir fark göremiyorum Tivibu ile arasında. İnternetim 100Mbps,Tivibu HD yayında 8-9Mbps civarı yiyor. SD yayınlarda ise 4Mbps civarı. |
Resmi açıklama geldi 2019 yıl sonu itibari ile test yayınları başlıyor nisan 2020 de kule açılacak ama yayınlar kalıcı hale nasıl ve ne zaman gelecek belli değil |
kuleden yapılan ilk test yayını radyo ritm oldu (fm 103.8) dab ve dvbt2 testleri henüz başlamadı. |
radyo ritm (fm 103.8) bu istasyonu denedim elimdeki çok dandik fm radyo olmasına rağmen şu hava şartları altında anten tamamen kapalı sinyal kalitesi ve ses şimdilik çok başarılı parazit kör noktalarda bile yok denecek kadar az aynı şekilde telefonda denedim kulaklığın sadece jak kısmı ve 5cm lik kablo kısmı ile sonuç yukarıdaki gibiileride ne olur bilinmez ama şimdilik durum bu umarım dvbt2 ve dab plus yayınlarıda bundan aşağı olmaz saygılar.......... |
|
Kendimiz değilde galiba sizin aracılığınız ile sormamız gerekiyor soruları. Eğer ki böyle bir imkanımız varsa DVB-T2 ve DAB+ radyo konularının sorulmasını istiyorum, çünkü yıllardır bir haber yok. |
Rica ederim üstad. Açıkcası zamanında ben de çok komplo teorilerine açık birisiydim lakin bana kalırsa toplum nezdinde ipin ucu artık kaçtı, bu yüzden olaylara artık çok daha rasyonel bakıyorum. Öte yandan bu komplo teorilerini art niyetle yürütenler de çok fazla çünkü çok kolay pazarlanabiliyor, çok seviyoruz ve haliyle para da getiriyor. Misalen ben TV programında 5G'nin yapısını ve faydalarını mı anlatsam daha fazla talep görürüm yoksa 5G insanları zombileştirecek adlı bir komplo teorisini anlatsam mı daha fazla talep görürüm? |
Karasal yayın az ilgi görüyor. Çünkü vadettiği çok özel bir şey yok. Şuan tüm kanallar uydu üstünden yeterince ulaşılabilir durumda. Karasal yayın da buna esktra bir şeyler katmadan çok ilgi çekmez. Hani birinin yapamayıp diğerinin yapabileceği bir şey olması lazım ki, ilgi görsün. Uyduda yeterince kanal bolluğu var. Görüntü kalitesi kanalların kiraladığı transponderler ile doğru orantılı olsa da yeterince iyi. Çanak antenlerin görüntü kirliliği var ama apartman vs. yerlerde çoklu dağıtıcılar ile bu da sorun değil eskisi kadar artık. Kendi apartmanımdaki tek çanağı çatıya çıkmadan göremiyorum bile. Ayrıca kendi evimde TV yok. İhtiyacım olduğunda haberleri Turkcell TV+'tan izliyorum. Aile evimde de tadilat için çanak anteni söktüler, bir daha takmadılar; onlar da TV kullanmıyor. Sanırım TV izlenme oranları da her yerde bizim kadar olmasa da yavaş yavaş azalıyor. @multisongohan İnsanları çiplemek için 5G'ye gerek yok ki. 5G sadece telefon ile baz istasyonu arasındaki radyo kanalını iyileştirip çok yüksek hızda ve düşük gecikmede erişim sağlamayı amaçlayan bir teknoloji. Çipi takarsan 2G ile de veri aktarımı sağlarsın. Sürekli yüksek hızlara ihtiyaç yok çünkü. İnsanların fikirlerini değiştirerek yönlendirme, radyo TV ile sürekli yapılıyor zaten. İktidar kimin elinde ise, her yayın organında onu öven yayınlar yapılırken birkaçı da demokratik ülke görünümü vermek için onu eleştiren yayınlar yaparak o takımı sevmeyenlerin ekmeğini yiyor. Mobil operatörler, Android ve Apple cep telefonları; kullanıcının ne yaptığından, nereye gidip ne konuştuğundan vs. her şeyden haberdar. Bu bilgileri almaları için çipe ihtiyaçları yok. Biz veriyoruz. Bir kadın, eşinin kendisini aldattığını bilmiyor olabilir, ancak eşinin kredi kartını kullandığı banka bunu profillemiş ve biliyordur. Hani bu tür şeyler için yeni bir teknolojiye ihtiyaç yok, varolan teknolojiler bu amaçlarla kullanılıyor zaten. Çamlıca kulesinin tek kule olarak yetersiz kalacağı belliydi aslında. Ancak gereksiz bir şekilde tek kule ile yayın yapılacak reklamı yapıldı. Tamam, kule sayısını azaltacak ama hem kapasite hem de coğrafik menzil olarak sıkıntı yaşayacak zaten. Bu tür kuleler pek çok Avrupa şehrinde var ve şehrin bu noktasına, allak bullak bir görüntüden ziyade turistik bir hizmet bile verebilecek ortamlar sağlıyor. Bir de son zamanlarda, herhangi ciddi bir veriden uzak 5G çığırtkanlığı başladı. Yayına çıkıyor, 5G'yi aklınca yerin dibine sokuyor ama sunduğu tek bilimsel veri olmaması ile kendi akılsızlığını duyuruyor sadece. 5G'nin öncekilerden farkı daha fazla bant genişliği sağlaması, yoksa geri kalan tüm radyo iletişimi teknikleri hemen hemen 100 yıldır kullanılan şeyler. 4G'de bir operatör tek başına birçok banttan birleştirme yaparak 100 MHz bant genişliği ile yayın yapabiliyorsa, 5G'nin olanakları ile tek frekanstan bu yayını yapabilecek. Hatta frekans birleştirme ile 400 MHz bant genişliğine ulaşılıp gigabit hızlar da mümkün olacak. Aynı anda bu kadar frekans bandının sinyallerle dolması, insan sağlığı üstünde belki de etkilere sahiptir. Ancak yapılan bir temele dayanmayan çığırtkanlık, sadece bunu görecek gerçek çalışmaları engelliyor. Küçüklükten beri komplo teorilerine ve insanı ürküten, anlam veremediğim içinden çıkamadığım karanlık şeylere merakım var. Akraba buluşmalarında ışıkları kapatır, birbirimize korku hikayeleri anlatırdık falan. Bu sanırım tek bende değil, insanların çoğunluğunda olan bir merak ki, böyle karanlık şeylere meraklı olabiliyor ve bunu anlatanları da can kulağıyla dinleyip hayatlarımızla örtüştürebiliyoruz. Bu da bu tür şeyleri iyi anlatabilen çığırtkanların ceplerini doldurmaya katkı sağlamamızla sonuçlanıyor sadece. Böyle şeylerden bahseden Youtube videolarının altında kaynak soruyorum, daha kaynak belirten olmadı. ![]() |
sayın sis651 vermiş olduğunuz detaylı bilgi için çok teşekkür ederim.ancak şu kısma pek katılmıyorum. ''(Karasal yayın az ilgi görüyor. Çünkü vadettiği çok özel bir şey yok. Şuan tüm kanallar uydu üstünden yeterince ulaşılabilir durumda. Karasal yayın da buna esktra bir şeyler katmadan çok ilgi çekmez. Hani birinin yapamayıp diğerinin yapabileceği bir şey olması lazım ki, ilgi görsün. Uyduda yeterince kanal bolluğu var. Görüntü kalitesi kanalların kiraladığı transponderler ile doğru orantılı olsa da yeterince iyi. Çanak antenlerin görüntü kirliliği var ama apartman vs. yerlerde çoklu dağıtıcılar ile bu da sorun değil eskisi kadar artık. Kendi apartmanımdaki tek çanağı çatıya çıkmadan göremiyorum bile. Ayrıca kendi evimde TV yok. İhtiyacım olduğunda haberleri Turkcell TV+'tan izliyorum. Aile evimde de tadilat için çanak anteni söktüler, bir daha takmadılar; onlar da TV kullanmıyor. Sanırım TV izlenme oranları da her yerde bizim kadar olmasa da yavaş yavaş azalıyor.)................... bence anlattığınız kısımda burda iki konu var. 1.si halkımız bu teknoloji hakkında çok az yada hiçbirşey bilmiyor. 2.bence dvb-t2 fark vaad ediyor. bunlar üctersiz olması ikincisi çanak olmadan mobil olarak dijital yayın alma imkanı.bence bu çok önemli bir ayrıcalık.ama çok geç kalındı. saygılar............... |
Çok eski zamanlarda Hotbird'te seyredilecek çok şey vardı. Şimdilerde hiç birşey kalmadı. Yani zaman o kadar hızla değişiyor ki... Geçmişte yararlandığımız hotbird uydusunda bugünlerde hiç birşey kalmadı. Hotbird çanağını söküp kaldırmak yerine, 4.9E uydusunda, 12322 frekansında, PowerVU şifreli, Türkçe belgesel kanalları izlenebilirdi, zannımca... DVB-T2 yayınlar başlayınca, hiç kimse bize bedava Türkçe belgesel kanallarını seyrettirmeyecek. Yani sayısal karasal yayınlar başlayınca, uydu yayınlarına yine ihtiyacımız olacak. Bana göre... Yayın sistemleri, bir birinin alternatifi değil, tamamlayıcısıdır ! |
Aniden çukurlaşan alanlar diğer dünya şehirlerinde de var. İstanbul'da Beylikdüzü'nin Büyükçekmece'ye bakan sırtları, aniden çukurlaşan alanlardır. Aniden çukurlaşan alanlar karasal yayıncılıkta her zaman sorunlu alanlardır. Kuleyi 100 mt daha uzun yapmak, aniden çukurlaşan alanlar için, çözüm olmaz. Yani Çamlıca kulesi yapılmadan önce bile, Büyükçekmece'nin Beylik düzüne bakan yamaçlarının yayın alamayacağı biliniyordu. Bu handikap diğer dünya şehirlerinde de var. Örneğin; Moskova'nın bazı uzak banliyöleri de küçük tepeciklerin arkasındadır. O bölgelere yayınlar yakınındaki farklı yansıtıcılar kullanılarak iletilmektedir. Hasılı; Çamlıca kulesinin uzunluğu, modern ve düşük güçte yayın yapma tekniği şartları içerisinde İstanbul için fazlasıyla yeterlidir. Dab+ üzerinden TRT'nin deneme yayınları hala devam etmektedir. Gelecekte ülkemizde dab+ radyo yayınları için lisanslandırma yapılacağı aşikardır. Ancak şu aşamada bir frekans planlaması yapılmadı, bilebildiğim kadarıyla... Yani önce frekans planlaması yapılması gerekmektedir. Bu aşamalar geçildikten sonra, Çamlıca kulesi dab+ yayınları içinde fazlasıyla yeterlidir. Gelecekte FM band sahası kullanımında bir miktarı azaltılarak sınırlandırılmaya gidilebilir. Ancak analog FM radyo yayınları gelecekte asla sonlanmayacaktır. |
Dab+ yayını alabilmek için, öncelikle dab+ özellikli radyo alıcısına sahip olmak gerekmektedir. Link verdiğiniz tv'de dab+ özellikli tuner yoktur. Yansıtıcılar ana kuleye bağımlı çalışır. Yani yansıtıcı dediğimiz şeyin kaynağı ana kuledir. Yayının ulaşmadığı bölgelerdeki yayın noktaları, yansıtıcı olarak ta teçhiz edilebilir, bir diğer bağımsız yayın yapan kule olarak ta teçhiz edilebilir. Örneğin; Büyükçekmece'deki kule her iki şekilde de teçhiz edilebilir. Burada işin ekonomik boyutuna bakılır. Hangi çözüm ekonomik oluyorsa, o tercih edilir. Çukurda kalan yerlerin de yayınlardan istifade etmesi isteniyorsa, kule/yansıtıcı sayılarının artırılması gerekir. Her yere aynı yayın ulaştırılacak diye bir zorlama olamaz. Bu dünyanın her yerinde geçerlidir. Burada kriter, yayın alamayan yerlerdeki nüfus yoğunluğu nedir, ona bakılır. İstifade edemeyen önemli bir kitle varsa, çözümler üretilerek, çukurdaki alanlar da kapsama altına alınır. Ehh... Ulusal + bölgesel + yerel kanal sayıları itibariyle doğru diyebiliriz. Daha bu sayılar netleşmedi. Herşey ihaleden sonra belli olur. |
TRT Ankara vericisi üzerinden DAB+ olarak test yayını yaptığı ile ilgili bilgi mevcut test yayını halen devam ediyor olabilir. Videoyu izlemek için tıklayınız |
Adam TRT dab+ radyo yayınlarını taaa Bulgaristan - Varna 'dan dinliyor.( 6 Haziran 2020 ) Bulgar'ın dinlediği yayının kaynağı ise; Kırklareli ili, Pınarhisar ilçesi, Mahya dağı TRT vericisidir. https://www.youtube.com/watch?v=EPUajEoP7cY |
hayır bu gün zincir mağazalarda satılan en ucuz 700-850 tl bandındaki tv leri bile alsanız içinde dvb-t2 tuner ve hatta bazılarında hevc desteği bile mevcut,isteksiz olduklarını söylemek bence doğru olma,ancak dvbt2 konuusunda h.264 mü hevc mi gibi konularda üreticinin kafası karışık buda normal çünkü yayının nasıl olacağına dair resmi gazetede rtük yönetmeliği açık bir şekilde mevcut,fakat olurda başka bir teknik gelişir buda kule hizmete girmeden yetişir ise durum çok farklı olur.dediğim gibi üretici açısından ben sorun görmüyorum.zaten hevc standartlı dvbt2 almanya ve güney korede mevcut hatta güney korede 4k hevc dvbt2 var bildiğim kadarıyla.türkiye montaj sanayi yerli üretici için ben sorun görmüyorum. satgılar....... |
Kullanıcının kullandığı televizyonunda, Dvb-t2 tuner yoksa, sayısal karasal tv yayınları için, haricen takılan dvb-t2 tv alıcısı satın almak durumundadır. Dab+ radyo yayınlarına daha çok zaman var. Şimdilerde millet radyoyu ekseriyetle arabada dinliyor. Ayrıca Dab+ radyo yayınları başlayınca, analog FM yayınları da sonlanmayacak... FM bandı yayınlar en az 30 sene daha devam eder, bana göre... Hasılı; hele sayısal karasal tv yayınları hayırlısı ile bir başlasında, dab+ radyo arkasından gelir. |
Evet teoride mümkündür. Ancak pratikte yapılan saha denemelerine ilişkin bilgim yok. Genel bir bilgi olması bakımından, şunları yazayım; Standart/Modülasyon > Sıkıştırma > Kodlama Burada modülasyonumuz, Dab+ 'tır. Yani modülasyon altında sıkıştırma uygulanırsa, yüksek veri değerleriyle de yayın yapılması teoride mümkündür. Kodlama dediğimiz şey ise, yayın sadece sınırlı ve özel bir bölgeye yapılabilir. Ya da ticari bir kuruluşa yapılabilir. Bu durumda yapılan radyo yayınını, yalnızca o kodu çözen ekipmanlar ile çözümlenebilir, anlamındadır. Hasılı; sayısal radyo yayınlarında modülasyondan sonra sıkıştırma yapılıyor mu, yapılmıyor mu bilmiyorum doğrusu. Sahada ne tür denemeler yapılıyor takip etmedim. Yani biraz uzağım bu konuya. Bu arada bu Petko Popov radyo amatörü biri galiba... 28 Haziranda bir video daha yayınlamış ; https://www.youtube.com/watch?v=T_gV-r4qq7w Petko'ya mail gönderip, lokasyon bilgisini rds olarak alabiliyormusunuz diye soru sormuştum. Evet. İstanbul/Çamlıca diye yanıt verdi. Konu ile ilgili önceki mesajımda, Mahya dağından da sayısal radyo test yayınları yapıldığını bildiğim için, Pınarhisar / Mahya dağı diye bildirmiştim. Ancak Petko'nun Çamlıca yayınını Varna'dan dinleyebilmesi beni gerçekten çok şaşırttı. |
üstadım bakıp görmekten kastım şu,yani ilgili kurum bu sorunları mutlaka çözecek ama nasıl çözecek bunu anlatmaya çalıştım.beylikdüzü örneği üzerinden şunu söyleyebilirim,beylikdüzünde Endem Televizyon Kulesi var bu kule aktif hale gelecek ve avrupa yakasında kör nokta bırakmayacak şekilde yayın yapacak,yani çözümü böyle ifade ediyorlar. saygılar,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, |
Uydu konusunda zaten belirttiğiniz gibi riskler var.
IPTV desek hem her hanede yok hem de ülkemizdeki IPTV hizmeti sunan Türk Telekom ve Turkcell'in ilgili veri merkezlerinin hasar alması, iş göremez duruma gelmesi yayının kesilmesi için yeterli.
Ancak karasal yayın bölgesel olarak da yayon yapılabilir, böylece olağanüstü durumlarda daha güvenli olur hem de kapsama alanı içerisinde her yerden basitçe yayınların alınabilecek olması en büyük avantajı bu konuda. Uydu ve IPTV'de sabit istasyonlara ihtiyaç var.
Bunun yanında karasal dijital yayını, uydu sektörünün engellediğini düşünmüyorum. Neticede rakip teknolojiler değil, tamamlayıcı teknolojiler bunlar.
Gidip insanlar uydu alıcı amaktan ya da uydu platformlara üye olmaktan vazgeçeceklerini zannetmiyorum karasal dijital yayın gelince.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesajda bahsedilenler: @oqsijen