Türk Telekom Acil İletişim Araç ve TT WIFI Lokasyonları (WIFI ve Sabit ses hizmeti alabilirsiniz) https://www.turktelekom.com.tr/tt-hakkimizda/duyurular/Sayfalar/deprem-bolgelerimizdeki-ucretsiz-wifi-noktalarimiz.aspx Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkilemiş olan elim depremde maalesef yiten bir çok canın yanında mobil şebeke önemli bir hasar gördü. Mobil Operatörler Derneği M-TOD'un yayımladığı basın bültenine göre 3 operatöre ait 10 ilde toplam 8900 baz istasyonundan 2451 adedi ciddi derece (iş göremez) hasar gördü. Şebekenin tekrar ayağa kaldırılması içinse 3485 adet jeneratör ve 190 adet cow (mobil baz istasyonu) deprem bölgesine sevk edildi. MEVCUT DURUM & ALINAN AKSİYONLAR -Deprem Bölgesinde 3 operatöre ait toplamda 8900 adet baz istasyonundan 2451 adeti iş göremeyecek derece ağır hasar aldı. -Deprem Bölgesine, enerji sağlanaması sebebiyle servis dışı kalan baz istasyonlarının tekrar servise verilebilmesi amacıyla 3485 adet jeneratör sevk edildi -Yıkılan ve ağır hasar gören baz istasyonlarını ikame edebilmek ve ek kapasite sağlamak amacıyla 190 adet cow (mobil baz istasyonu) ve Türk Telekom'un backhaul, sabit ses erişimi sunan 26 adet Acil İletişim Aracı deprem bölgesine gönderildi. -Turkcell toplamda 450 personel ve 100 adet cow'u deprem bölgesine sevk etti. -ULAK 6 kişi bir ekibi onarım ve canlıya alma çalışmalarına yardımcı olmaları için deprem bölgesine gönderdi. -Turksat münferit internet erişimi ihtiyacı için bölgeye VSAT sistemleri gönderdi. -TTAKE (Türk Telekom Arama ve Kurtarma Ekibi) ve Vodafone ekipleri arama kurtarma faaliyetlerine yardımcı olmak amacıyla bölgeye gitti. -Bölgeye sevk edilen COW'lar MORAN (tüm operatörlere erişim verme ikmanı sunan bir sistem) olarak ayarlandı Böylece operatörünüzx ne olursa olsun bölgedeki cow'ların herhangi birisi üzerinden erişim almak mümkün hale gelmiştir. -Turkcell Depremde bölgesinde hasar gören 1598 istasyonun 1300'ten fazlasını tekrar canlıya aldı. -700'ü aşkın Turkcell personeli sahada çalışmalarını sürdürüyor. -Türk Telekom 3500 personelle deprem sahasında çalışmalarını sürdürüyor, Ümit Önal de deprem gününden itibaren bölgede bulunan tek CEO (kaynak Kemalettin Bulamacı) -KKTCELL deprem bölgesine 2 adet COW gönderdi. -Genel olarak deprem anında, bölgedeki 3 operatöre ait toplamda 8900 adet baz istasyonundan ağır hasar gören 245 adet bazdan 1400'ü tekrar onarılarak canlıya alındı. Şuan deprem sahalarındaki bazların %90'ı canlı durumda. -Bölgeye sevk edilen COW sayısı 241'e yükseldi. -ULAK da bölgeye COW sevk etti. -ULAK ekibi 9 şubat itibariyle ağır hasar görmüş olan 65 adet sahayı tekrar canlıya aldı. -Vodafone ağır hasar görmüş olan 528 sahayı 9 şubat itibaryile tekrar canlıya aldı. -Vodafone Deprem Bölgesine 1056 adet jeneratör sevk etti. -Vodafone 400 kişiyi aşkın bir ekiple görevlerini sürdürüyor. -Huawei bölgeye baz istasyonu donanımı gönderdi. -Turkcell, Deprem Bölgesine çalışmalarını 800'den fazla personelle sürdürmeye devam ediyor. -Deprem Bölgesindeki toplamda 3300 Turkcell istasyonunun %98'i canlıda. -Deprem Bölgesine Turkcell'in gönderdiği cow sayısı 205'e yükseldi. SORU & CEVAP Deprem Bölgesinde cep telefonları neden çalışmıyor? Cep telefonlarımızın iletişim kurmasını sağlayan baz istasyonları genellikle iki tipte konumlandırılır. 1) Metal kule üzerinde 2)Bina çatılarında Şehir merkezlerinde ağırlıkla istasyonlar bina çatılarında bulunmaktadır, kule tipi istasyonlar alan yetersizliği ve görüntü kirliliği sebebiyle fazlaca tesis edilememektedir. Depremde çatısında baz istasyonu barındıran binaların da çökmesiyle bu binaların çatılarında bulunan baz istasyonları işlevlerini yitirmiştir. Yıkılmayan binaların çatılarında ve kulelerde bulunan istasyonlardan jeneratöre sahip olmayanlar deprem bölgesine elektrik enerjisi verilememesinden kaynaklı olarak aküleri boşaldığında servis dışı kalmış, jeneratöre sahip olan istasyonlar ise yakıtları takviye edilememişse servis dışı kalmıştır. Yani kısaca enerji sağlanamaması sebebiyle bir çok baz istasyonu servis dışı kalmıştır. < Resime gitmek için tıklayın > Kule Tipi Baz İstasyonu < Resime gitmek için tıklayın > Bina üstü tipte baz istasyonu Deprem Bölgesinde mobil şebekenin tekrar servise sunulabilmesi için yapılması gerekenler nelerdir? Öncelikle erişimin sağlanabilmesi amacıyla enerjilendirilemeyen istasyonların bir an önce enerjilendirilebilmesi için jeneratör temin edilmesi gereklidir. Enerjilendirilen sahaların varsa backhaul (baz istasyonunun şebeke ile olan iletişimi) problemleri onarıldıktan sonra servise hazır duruma gelecektir. Çöken binaların çatılarında yer alıp ağır hasar gören baz istasyonlarının ikamesi ve kapasite desteği için cow (mobil baz istasyonu) konuşlandırılması gerekmektedir. Bu kapsamda 3 operatör toplamda 3485 adet jeneratörü ve 190 adet cow'u deprem bölgesine sevk etmiştir. Starlink ve benzeri çözümler Deprem Bölgesindeki mobil iletişim problemlerini giderebilir mi? Cep telefonları iletişim için uyduları değil baz istasyonlarını kullanmaktadır. Ancak baz istasyonları da iletişimi sağlayabilmek için santral ile iletişim kurabilmeli bunun için de şebekeye bağlanmalıdır. Baz istasyonları temel olarak 3 ayrı yöntemle şebekeye bağlanmaktadır. 1) Fiber 2) R/L (Radyolink) 3)VSAT (Uydu) Fiber ve Radyolink baz istasyonlarının şebeke ile olan bağlantısında en çok tercih edilen yöntemlerdir. VSAT (uydu) ise yalnızca yedekleme ve kırsalda fiber veya R/L temin edilemeyen sahaların şebekeye bağlanması için tercih edilen düşük kapasiteli bir yöntemdir. Starlink de alçak yörünge uydularından sunulan bir VSAT hizmetidir. Bölgede mobil iletişimin sağlanamamasındaki temel etken enerji problemi olup, enerji problemi giderildiği taktirde baz istasyonları şebeke ile iletişimlerini kurabileceklerdir. Starlink ve diğer VSAT hizmetleri baz istasyonlarının şebeke ile bağlantı kuramayacağı durumlarda (örneğin fiber bağlantı bulunmaması veya hasar alması, yedek olarak bulunan R/L bağlantısının da onarılamayacak derecede hasar alması gibi) baz istasyonlarını şebeke ile bağlayabilir ancak sabit şebeke hala servis verebilir durumda olduğu için Starlink ve diğer VSAT çözümleri cep telefonu iletişimi ve mobil iletişim için herhangi bir katkı sunamamaktadır. Ancak münferit olarak internet bağlantısına ihtiyaç duyulan hallerde önemli bir alternatif olmaktadır. Depremde iletişim baz istasyonlarının bina üstlerinde konumlandırılması ve üzerinde baz istasyonu bulunan binaların çökmesi sebebiyle mi sağlanamadı? Hayır, bölgede 3 operatöre ait toplamda 8900 adet baz istasyonu hizmet vermekte idi. Depremde bu 8900 istasyonun 2451 tanesi ağır hasat aldı. Elbette bu 2451 istasyonun tamamı enkaz altında kalan istasyonlardan oluşmuyor ancak öyle olduğunu varsayarsak bile depremde mevcut istasyonların %70'e yakınının yıkılmadığı açıktır. İletişimin sağlanamamasındaki temel etken enerji kesintisi oldu. Deprem anında enerji kesilince baz istasyonlarında bulunan yedek güç ünitesi yani aküler devreye girdi ancak enerjileri tükenince jeneratör takviyesine sahip olmayan baz istasyonları servis dışı kaldı. Kısaca çöken binaların çatılarında bulunan baz istasyonları iletişimi genel olarak etkilemedi, enerji kesintisi sebebiyle hizmet sunulamadı. Deprem Bölgesindeyim Mobil İletişimin aksamaması için almam gereken tedbirler nelerdir? Deprem Bölgesindeyseniz, söz konusu bölgedeki mobil şebeke şuan kısmen hasarlı durumda olduğundan dolayı cep telefonu ile yapacağınız kullanımlarda yüksek trafik oluşturmamaya azami ölçüde dikkat etmelisiniz, bu kapsamda: -Görüntülü görüşme ve canlı yayın KESİNLİKLE gerçekleştirmeyiniz. -Zorunlu olmadıkça cep telefonlarınızı kullanmayınız. -Zorunlu olmadıkça arama/çağrı gerçekleştirmeyiniz. -Arama/Çağrı gerçekleştirmek mecburiyetindeyseniz mümkün mertebe aramalarınızı/çağrılarınızı cep telefonunuzun kendi telefon uygulaması üzerinden değil, OTT (Whatsapp, Tlgram, Bip gibi) uygulamaları üzerinden veya WIFI'a erişiminiz varsa VoWIFI (WIFI ARAMA) üzerinden gerçekleştirmelisiniz. -İleitişiminizi mümkün olduğunca SMS ve yazılı iletişim uygulamaları (Whatsapp, Tlgram, Bip gibi) üzerinden metin mesajı şeklinde gerçekleştiriniz. Deprem Bölgesinde değilim Mobil İletişimin aksamaması için almam gereken tedbirler nelerdir, bulunduğum lokasyonda normal şekilde mobil ve sabit kullanımıma devam etmemin herhangi bir zararı var mıdır? Deprem Bölgesinde değilseniz mobil ve sabitte normal kullanımınıza devam etmenizin deprem bölgesindeki iletişime herhangi bir zararı yoktur. Yani cepten internet kullanmanız, yüksek çözünürlüklü video izlemeniz, deprem bölgesinde bulunmayan kişilerle yapacağınız sesli ve görüntülü görüşmeler gerçekleştirmeniz deprem bölgesindeki iletişimi etkilemeyecektir. Ancak deprem bölgesinde bulunan kişilerle gerçekleştireceğiniz iletişimde sesli ve görüntülü aramalardan/çağrılardan uzak durmanız önemlidir. Buralardaki kişileri ve yakınlarınızı aramak yerine SMS veya mesaj tabanlı uygulamalar üzerinden iletişim kurmanız deprem bölgesindeki iletişimin aksamaması için oldukça önemlidir. Dronecell neden faaliyete geçmedi, Dronecell benzeri çözümler mobil iletişimin sağlanmasına katkı sunabilir mi? Turkcell'in televizyon reklamlarıyla tanıttığı Dronecell çözümü efektif bir çözüm değildir zira bu dronelar şebeke ile olan iletişimlerini halihazırdaki mobil şebeke üzerinden sağlamaktadır. Enerji kesintisi sebebiyle erişim sağlayamayan mobil şebeke, drone'lara da erişimin sunmayacaktır. Ayrıca yapısı gereği içindeki aküler bu tür drone'ları yeterli sürede havada seriviste tutamamaktadır. Kısaca Dronecell şahsi fikrime göre Turkcell'in ucuz bir PR çalışmasından öte bir şey değildir. COW nedir? COW (Cell on Wheels) terimi mobil baz istasyonu anlamına gelmektedir. Sokaklarda nadiren görebileceğimiz veya konser, miting gibi toplu etkinliklerde sıkça görebileceğimiz, minibüsler üzerine kurulu antenlerden oluşan sistemler birer COW'dur. Minibüs'ün haricinde çekili ve romörk tarzındaki COW'lar da mevcuttur. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > COW < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Deprem Bölgesinden Türk Telekom Acil İletişim Araç'ı fotoğrafları MORAN nedir? MORAN (Multi Operatör Radio Access Network) birden fazla operatörün, tek bir operatöre ait mobil şebeke üzerinden hizmet vermesini sağlayan teknolojidir. Soru Cevap kısmı talebe göre güncellenebilir. Depremden etkilenen herkese geçmiş olsun. GÜNCELLENECEKTİR |
Konunun detaylarına girmeden önce kullanılan PON teknolojisinin neden önemli olduğuna değinmek istiyorum. Fiber erişim altyapıları temel olarak iki teknik altında sıralanabilir. AON (aktif) ve PON (Pasif). FTTC ve FTTB altyapılar genellikle AON altyapıdır. Ancak FTTH uygulamaları ağırlıkla PON türündedir, AON FTTH örnekleri oldukça nadirdir, ülkemizde de FTTH uygulamaları PON türündedir. Hatta sık sık GPON kavramının FTTH kavramı ile karıştırıldığına da sahip olmaktayız. Peki nedir PON ve AON altyapıların farkı ona değinelim. AON ve PON Şebekelerin Farkı AON (Aktif) şebekelerde her bir bağlantı bir porttan bir diğer porta yapılır, yani noktadan noktaya yapılır. Örnek vermek gerekirse evlerimizde kullandığımız modemden bilgisayara kablolu bağlantı kurarken modem üzerindeki tek bir LAN portunu yalnızca tek bir bilgisayarın portuna bağlarız. Bir portu birden fazla cihaz için kullanamayız, eğer modem üzerindeki tek bir portu kullanarak birden fazla bilgisayara bağlantı kurmak istediğimizde araya aktif bir switch veya router koymamız gerekir. PON (pasif) şebekelerde ise bağlantı bir porttan birden fazla porta yapılır, yanı noktadan noktaya yapıda değildir. Örneğin evlerimizde kullandığımız paralel telefona veya kablotv şebekesine benzetebiliriz. Bir portun yaydığı sinyal sahada bulunan pasif bölücülerle birden fazla kabloya dağıtılır. Daha rahat anlaşılması için iki adet görüntü de eklemek isterim. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Yani PON şebekede OLT üzerindeki bir port sahada bölünerek birden fazla cihazı belemekte bu sebeple bu cihazlar tarafından da portun kapasitesi ortak olarak kullanılmış oluyor AON'da ise her bir cihaz kendisinde ayrılmış portu tek başına kullandığı için kapasitesini de tek başına kullanır. İte burası kritik nokta. FTTH altyapı da PON türünde olduğu için birden fazla abone OLT üzerindeki bir portun kapasitesini ortak olarak kullanır. OLT nedir bilmeyenler için de kısaca, fibere sinyali veren cihaz olarak özetleyebiliriz. PON türünde kullanılan çeşitli teknolojiler, modülasyonlar mevcuttur aynı DSL'de ADSL, ADSL2, VDSL2 olduğu gibi. PON için geliştirilmiş modülasyonlar şuana dek, GPON, XGS-PON/10G-PON, BG-PON2, 25G-PON ve Nokia PON teknolojileridir. GPON, PON şebekelerde kullanılan en yaygın teknolojidir. 2.5G/1.25G (DL/UL) kapasiteye sahiptir. Diğer teknolojileri de sıralarsak, XGS-PON/10G-PON 10G/10G, NG-PON2 40G/40G, 25G-PON 25G/25G, Nokia PON'lar ise 10Gbps'den 100Gbps'e dek ölçeklendirilebilir durumda (ticari olarak şuan için 50Gbps'e kadar). OLT üzerindeki portların kapasitesi, portlara bağlı kullanıcılar tarafından ortak kullanıldığı için FTTH altyapılar kurulurken tercih edilen teknoloji, hizmet kalitesini de doğrudan etkilemektedir. Planlama yapılırken hedeflenen hizmet seviyesi, kullanıcı profili ve maliyet önemle analiz edilmelidir. PON şebeke yapısında OLT üzerindeki porttan çıkan fiberin sahadaki pasif bölücülerde bölünerek birden fazla fibere dağıtıldığını da söylemiştik. Bu gerçeği hatırladığımızda PON şebekelerde kullanıcı başına düşen kapasiteyi belirleyici iki ana faktörün varlığından bahsedebiliriz. Modülasyon ve bölünme oranı. Eğer bu iki faktör planlama aşamasında iyice analiz edilmez ise kullanımın yoğunlaştığı saatlerde darboğazlar ve hız düşüşleri yaşanacaktır. TurkNet kendi altyapısı üzerinde tüketicilere 1G/1G simetrik erişim sunmakta, yani görece yüksek bir kullanım vaadi eğer TurkNet şebekelerini yeterince iyi planlamamış ise kapasite problemlerinin ortaya çıkma ihtimalini arttırıyor. Forumda da akşam saatlerinde yaşanan hız problemine dair bir konu da bulunmakta. Ben de bu sebeple TurkNet'in FTTH altyapısında hangi teknolojiyi kullandığını merak etmekteydim, YouTube'a TurkNet sponsorluğunda yüklenmiş bir video bizlere bu konuda ipuçları verebilir. Ancak önemle ifade etmek gerekir ki referans alacağımız videodaki kurulum, tüm Gigafiber sahalarındakilerle aynı veya eşdeğer olmayabilir, diğer sahalar için emsal kabul edilmesi doğru olmayacaktır. Söz konusu video Bursa'da kurulan yeni bir sahayı konu almakta. TurkNet, FTTH için outdoor saha dolaplarında OLT barındırmayı sıkça tercih ediyor, videoda da saha dolabının içi de görüntülenmiş bulunuyor. Bu arada söz konusu video YouTube'a Donanımhaber'in rakiplerinden birisi tarafından yüklenmiş olduğu için etik açıdan linkini paylaşmayacağım, ancak dileyenler YouTube'dan rahatça erişebilir veya dileyenlere bana PM gönderirlerse linki iletebilirim. Öncelikle saha dolabının içerisindeki ekipmanlardan başlayalım. < Resime gitmek için tıklayın > Optik Bölücü/ODF: Sahaya çıkacak olan fiberlerin OLT'den çıkan fiberlerle birleştiği yerdir. Sahadan gelen fiberden bu optik çatı (ODF) üzerinde toplanır, genellikle ilk bölme işlemi burada, diğer bölme işlemleri ise sahada ve binaya yerleştirilen kutuda gerçekleşir. L2 Switch: Saha dolabının kalbi de denebilir. Dolabın tüm transmisyonu bu switch üzerinden sağlanır, santrale bağlıdır. Bu switch üzerinden OLT'nin transmisyonu dışında da metro ethernet gibi harici kaynaklar da beslenebilir. Zyxel OLT1404A GPON OLT: 1U boyutunda bir OLT'dir yani sahaya giden hatları besler. GPON teknolojisini destekler. Zyxel IES5212 MSAN: Bir MSAN (Multi Services Access Node - Çoklu Servis Erişim Birimi) modelidir. MSAN isminden menkul olduğu üzere çoklu servisler sunacak şekilde modifiye edilebilen bir cihazdır. Bilgisayar anakartı gibi de düşünebiliriz. Amacınıza göre, sunmak istediğiniz hizmetlere göre konfigüre edersiniz. MSAN'ları Türk Telekom da sıkça kullanmaktadır, Tip5, Tip1, Tip3 gibi büyük kabinlerde bulunabilir. MSAN üzerine takılan kartlara göre ADSL, VDSL, Metro Ethernet, PSTN, PON gibi çeşitli hizmetleri sunabilir. TurkNet bu kabinde MSAN'ı GPON kartları ile konfigüre etmiş. Üzerinde kontrol kartı ve enerji kartı haricinde OLC3416 GPON kartı ve MSC1280XB uplink kartı bulunuyor. Dikkatli gözler fark edecektir uplink kartına giren fiberler çift şeklinde zira MSAN'nın uplink'i aktif şebeke tarafından yapılır. Uplink kartları yukarıdaki L2 switch'e bağlı, GPON kartları ise yukarıdaki Optik Bölücü/ODF'e sahaya dağılmak üzere bağlı. Böylece MSAN bir OLT olarak konfigüre edilmiş durumda. Enerji Panosu: Kabinin içerisindeki elektrik ile çalışan cihazların enerjilendirilmesini sağlar. Akü Grubu: Olası bir enerji kesintisinde kabindeki cihazlara DC akımda enerjilendirilmesini sağlar. TurkNet söz konusu videoda akülerin 8 saat boyunca kabini faal durumda tutabileceğini ifade etmiş. < Resime gitmek için tıklayın > Saha dolabındaki OLT1404A OLT ve OLC13416 GPON kartı da yalnızca GPON modülasyonunu destekliyor. Yani TurkNet bu sahada şuan için sadece GPON üzerinden hizmet sağlıyor. Bu da potansiyel darboğazlara gebe bir durum oluşturabilir. Sadece PON tarafında değil, uplink tarafı da her zaman darboğaz kaynağı olabilir ancak MSC1280XB 8 adet 10Gbps SFP+ portuna sahip, halihazırda da 2 adet link bağlı tabi kaçlık SFP kullanmış oldukları ve tabi ki de uplink'i sağlayan L2 switch'in kapasitesi modeli belli olmadığı için meçhul olsa da bu ekipmanlar aktif şebeke elemanları oldukları için olası bir kapasite yetersizliğinde ölçeklendirilebilmeleri yani kapasitelerinin güncellenmesi oldukça basit. Ancak PON tarafında oluşacak kapasite problemi yalnızca 2 yöntemle giderilebilir. Ya kullanılan PON modülasyonu daha yüksek kapasiteli olanlarıyla değiştirilmeli (ki bunun için PON kartları değiştirilmeli, yeni kartları desteklemiyorsa da OLT/MSAN da değiştirilmelidir) ya da bölünme oranı 1'e yaklaştırılmalı yani daha az aboneye dağıtılmalıdır. GÜNCELLEME Biraz molanın ardından neyse ki yeni bir içerik daha hazırlamış ilgili teknoloji basını ben de ne olup ne gittiğine göz gezdirdim. Sizlerin de bilgisine sunayım. TurkNet bu sefer ZYXEL bir OLT kullanmamış ZTE tercih etmiş. Kabinet yapısı neredeyse tamamen aynı olduğu için, PON şebekelerin de temel mantığı ilk mesajda yer alıyor olduğu için girizgahı bu sefer kısa kesiyorum. Bu kez tercih edilen cihaz (OLT) ZTE ZXA10 C600 ZXA10 C600 modern bir OLT. GPON, XGS-PON/10G-PON ve EPON destekliyor. Ayrıca core şebeke tarafı için SDN/NFV için temel bir uygunluğu var. Yani sanallaştırma yapılabilir. Tabi SDN/NFV kısmı biz son kullanıcıları pek alakadar etmediği için bir kenara bırakıyorum. Gelelim önemli kısma. ZXA10 C600 erişim tarafında XGS-PON/10G-PON da destekliyor olması sebebiyle bir an heyecanlanmış olduğumu itiraf etmem gerekir ancak TurkNet OLT'yi yine GPON kartlar ile konfigüre etmiş olduğu için açıkçası hayal kırıklığına uğradım ancak detay bilgileri verince de görülecektir, esasen bu OLT çok yüksek kapasiteli bir senaryo için de pek uygun değil bence zira anahtarlama kapasitesi yeterli olsa da uplink kapasitesi büyük çaplı bir operasyon için yetersiz. ZTE ZXA10 C600 OLT: GPON,XGS-PON/10G-PON destekli, toplam 21 slota sahip. 21 slotun 17 veya 15 slotunu erişim için PON kartıyla, 2 slotunu uplink/kontrol kartıyla, 2 slotunu güç kartıyla, son iki slotu da saat senkronizasyon kartı ve fan ünitesi ile doldurabiliyorsunuz. Toplam kapasitesi 14Tbps (Anakartın bus kapasitesi gibi düşünbebiliriz), TN kapasitesi yani bus'tan her bir karta olan kapasitesi 3.6 Tbps, anahtarlama kapasitesi ise 7.2 Tbps Uplink için iki kart takılabiliyor. İki ayrı model kart kabul ediyor. SFUQ ve SFUL. Her ikisi de 10GE portlara sahip. Birisi 16 portlu, diğeri ise 8 portlu. Azami uplink kapasitesi buradan 16*20'den 320Gbps eder. Erişim tarafında; -GFGH, GFGN, GFGM, GFGL (GPON kartları) -GFTH, GFXH (XGS-PON/10G-PON kartları) -GFHB, GFBL, GFBT, GFCH (XGS-PON/10G-PON - GPON kombo kartları) -EFTH (10G-EPON kartı) kartları ile konfigüre edilebiliyor. GPON kartlarda 1:128 oranına dek, XGS-PON/10G-PON kartlarda 1:256, kombo kartlarda ise 1:128 oranına dek bölünme yapılabiliyor. OLT toplam olarak kullanılan kart sayısına göre (15 veya 17) 240 veya 272 PON portuna sahip olabiliyor. Teorik olarak bağlanabilecek abone sayısını da port sayılarını 256'ya çarparak bulabilirsiniz ancak adı üstüne teorik, pratikte uygulamaya çalışırsanız kapasite asla yetmez. < Resime gitmek için tıklayın > ZTE GFGL GPON Line Card: TurkNet'in bu OLT'yi konfigüre ederken tercih etmiş olduğu PON kartıdır. Sadece GPON'u destekliyor. Dümdüz kart. Fotoğrafını bulamadım ancak temsili olarak GFGH'yi koyabilirim, bir farkı yok zira. < Resime gitmek için tıklayın > Yani TurkNet yine GPON bir kurulum tercih etmiş ama neyse ki OLT gerekirse kısmen veya tamamen XGS-PON/10G-PON ile teçhiz edilebilir. SORU & CEVAP FTTH altyapıya sahibim, bağlı olduğum OLT'de kullanılan PON teknolojisini nasıl tespit edebilirim? Kullanılan PON teknolojisini tespit etmeniz oldukça zordur. Eğer size verilen ONT, GPON dışında bir teknolojiyi destekliyorsa OLT'nin de bu teknolojiyi desteklediği söylenebilir ancak ONT'niz GPON da olsa OLT diğer teknolojileri kullanıyor olabilir zira yeni teknolojiler geriye dönük teknolojileri de desteklemektedir. Yani söz gelimi XGS-PON/10G-PON destekli bir OLT, GPON ONT'ler ile beraber çalışabilmektedir. Talebe göre soru & cevap kısmını genişletebilirim. |
Ağımda yaptığım bazı değişiklikler sonucunda Windows 10 yüklü bilgisayarımla ağdaki disklerime erişemez hale gelmiştim. Sorunu çözmek için biraz balatayı sıyırdım ama neyse ki sorun çözüldü Eğer siz de lokal ağınızdaki NAS'a, disklere, bilgisayarlara bağlanmaya çalışırken 0x80070035 hatası alıyorsanız boşuna yorulup kaynak kaynak gezmeyin %90 işe yaramayacaktır önerilen çözümler. Sorunun kaynağı Windows'un oturum açma kuralından dolayı kaynaklanıyor. Böyle bir durumda ağınızda erişmek istediğiniz cihaza ulaşmaya çalışırsanız şu hatayı alacaksınız. < Resime gitmek için tıklayın > Çözüme geçmeden önce önce Program ve Özeliklerden, Windows özellikleri kısmından SMB erişiminin açık olup olmadığını kontrol etmenizi tavsiye ederim. ADIM 1) Windows arama çubuğuna run veya çalıştır yazın, çıkan uygulamayı açın ve gpedit.msc yazıp enterlayın. < Resime gitmek için tıklayın > ADIM 2) Açılan pencereden soldaki listeden "Yönetim Şablonları" yazısına tıklayın < Resime gitmek için tıklayın > ADIM 3) "Ağ"a çift tıklayın. Pencerenin sağ kısmında uzun bir liste açılacak. Bu listeden "Lansman İş İstasyonu"nu seçin ve tıklayın. < Resime gitmek için tıklayın > ADIM 4) "Güvenli olmayan konuk oturum açma işlemlerini etkinleştir"e çift tıklayın. < Resime gitmek için tıklayın > ADIM 5) Bir pencere daha açılacak. Radyo butonu (yani tik benzeri switchi) etkin seçeneğine getirin. Daha sonra uygula ve tamam'a basın. Böylece sorun çözülmüş olacaktır. < Resime gitmek için tıklayın > SON Sorunun çözümü için https://www.alfim.com.tr/blog/23/windows-10-kurulusunuzun-guvenlik-ilkeleri-kimligi-dogrulanmamis-hatasi-cozumu adresindeki içerikten yararlandım. |
CELL MAPPER KURULUM ve AYAR REHBERİ Adım 1) Kurulum #1 Android için:https://play.google.com/store/apps/details?id=cellmapper.net.cellmapper adresinden, Huawei cihazlar için: https://appgallery.huawei.com/#/app/C102093103?appId=C102093103 adresinden Cell Mapper uygulamasını telefonunuza indiriniz. Adım 2) Kurulum #2 Uygulamayı açın. Ana ekranda ekranın üst kısmında "GPS", "Yükleme", "Hesap", "Kaydetme" butonları bulunmaktadır. Hesap butonuna basınız. < Resime gitmek için tıklayın > Adım 3) Kurulum #3 Hesap butonuna bastıktan sonra aşağıda beyaz bir bar açılacaktır. Buradan "Kayıt Ol" yazısına basınız. < Resime gitmek için tıklayın > Adım 4) Kurulum #4 Tarayıcı açılacak, açılan sayfada gerekli bilgileri girerek kayıt olunuz. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Adım 5) Kurulum #5 Kayıt olduktan sonra Cell Mapper uygulamasına geri dönünüz. Açılan barda oluşturmuş olduğunuz kullanıcı adı ve parolanızı girin ve "Giriş" butonuna basınız. < Resime gitmek için tıklayın > Giriş yaptığınızca "Hesap" butonu yeşil renge dönecektir. "Oturum Açıldı" iletisi ekrana gelecektir. < Resime gitmek için tıklayın > Adım 6) Ayarlar Ekranın sol tarafındaki üç çizgiye basınız ve sol çekmeceyi açınız. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Açılan çekmeceden "Ayarlar" butonuna basınız. Ayarlar sayfası açılacaktır. < Resime gitmek için tıklayın > Açılan ayarlar sayfasındaki ayarları aşağıdaki şekilde yapınız. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > "Minimum Kayıt Aralığı" yazısına basınız. 5 olan değeri silip, 1 ile değiştiriniz. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Adım 7) Veri Toplama ve Yükleme #1 Ayarlardan çıkınız. Ana ekrana dönünüz. Ana ekranda "Kaydetme" butonuna basınız. Butona bastığınızda rengi yeşile dönecek ve Cell Mapper veri toplamaya başlayacaktır. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Hartilamayı bitirmek istediğiniz zaman "Kaydetme" butonuna tekrar basınız. Butonun rengi kırmızıya dönecektir. Aşağıya veri toplamanın durduğunu ifade eden yeşil renkli bir bar çıkacaktır. < Resime gitmek için tıklayın > Adım 8) Veri Toplama ve Yükleme #2 Topladığınız verileri haritaya aktarmak için sol üst köşedeki üç çizgiye basarak sol çekmeceyi açınız ve "Yükleme ve İstatistikler" yazısına basınız. < Resime gitmek için tıklayın > Açılan pencerede topladığınız veriler "Yüklemek için toplam puan" kısmında gözükür. Sağ üst kısımdaki ok işareti butonuna barak verileri haritaya yüklemeye başlayabilirsiniz. Yükleme tamamlandığında yüklemenin tamamlandığına dair bir ileti ekrana çıkacaktır. Yükleme esnasında hata iletisi almanız halinde ok işareti butonuna tekrar basarak verileri yüklemeye devam edebilirsiniz. < Resime gitmek için tıklayın > Adım 9) Çıkış Uygulama ile işiniz bittikten sonra sol çekmecenin en alt kısmındaki çıkış yazısına basarak çıkış yapmayı unutmayınız. Çıkış butonunu kullanmadan uygulamayı kapatırsanız uygulama arka planda çalışmaya devam edecek ve şarjınızı harcayacaktır. SON |
Kütüphane -Alfo21 -Atillaygt57 -By_Alesia -Exclusive.Gamer -infidel -Dark Reaver -e5Makascısı -e_capkan -gulnare -Lukas31 -mcrew -olecut -sakaryavib -semihsahin45 -Tarikbaran42 -themefly -tommy.angelo -Tony.Stark -uawnu |
McCartney III 18.12.2020 < Resime gitmek için tıklayın > Paul McCartney'in McCartney serisinin 3.albümü McCartney III 18 Aralık 2020 tarhinide piyasaya sürüldü. Açıkçası öyle çok sıkı bir hayranı değilsem de McCartney'i severim. Ancak bana albüm biraz kasvetli geldi, sert çoğunlukla. Keza albüm kapağı da çok kasvetli. İnternette okuduğuma göre Paul tüm albümü evinde kaydetmiş, ben bu kasvetli havaya pandemi sürecinin sebep olmuş olabileceğini düşünüyorum, tabii ki Mccartney'in sıkı hayranları takip ediyorlardır, balkı Paul bununla alakalı bir açıklama yapmış olabilir. Albümü genel olarak beğensem de öyle çok tuttuğum bir parça da yok. Kayıt ve mastering tabii ki çok çok iyi. Albüm Plak, CD ve Dijital şekilde temin edilebilir. Linkleri de aşağıya ekleyeceğim. Ayrıca albüm 24 bit Hi-Res olarak da edinilebilir, dinlenebilir. Unutmadan, tüm parçaların besteleri Paul'e ait. Ayrıca neredeyse tüm enstrümanları kendisi çalmış. Parça Listesi 1) Long Tailed Winter Bird 2) Find My Way 3) Pretty Boys 4) Women and Wives 5) Lavatory Lil 6) Deep Deep Feeling 7) Slidin' 8) Rge Kiss of Venus 9) Seize the Day 9) Deep Down 10) Winter Bird / When Winter Comes MPL Communications - UMG Satın Almak İçin Qobuz: https://www.qobuz.com/fr-fr/album/mccartney-iii-paul-mccartney/m4lysr6oswgnb (24 Bit Hi-Res Audio) (Ülkemizde servis geçerli değildir, ancak satın alına bilirliği hakkında bilgim yok) No7Digital: https://no.7digital.com/artist/paul-mccartney/release/mccartney-iii-14135117 iTunes: https://music.apple.com/tr/album/mccartney-iii/1536066862?l=tr (24 Bit Hi-Res Audio) Shop McCartney: https://shop.paulmccartney.com/ (Plak, CD, Dijital ve Ek İçerikler de satın alınabilir) Amazon: https://www.amazon.com/McCartney-III-LP-Paul/dp/B08LG682XD (Plak, CD ve Dijital olarak temin edilebilir) (Ülkemiz için geçerli mi bilmiyorum) Discogs: https://www.discogs.com/master/1871847-Paul-McCartney-McCartney-III (Plak, CD ve Dijital olarak temin edilebilir) (Ülkemiz için geçerli mi bilmiyorum) Discover Music: https://store.udiscovermusic.com/*/*/McCartney-III-CD/6R220000000 (Ülkemiz için geçerli mi bilmiyorum) Music Valutz: https://shop.musicvaultz.com/*/*/McCartney-III-180G-Black/6R1K0000000 (Ülkemiz için geçerli mi bilmiyorum) Dinlemek İçin Spotify: https://open.spotify.com/album/1P7h3400RJA3YZm8Va2884 Apple Music: https://music.apple.com/tr/album/mccartney-iii/1536066862?l=tr YouTube Music: https://music.youtube.com/playlist?list=OLAK5uy_kk0c2nV-Xz-tyQ10l3Ua999nEpbjprdnA Deezer: https://www.deezer.com/tr/album/193373822?utm_campaign=clipboard-generic&utm_source=user_sharing&utm_medium=desktop&utm_content=album-193373822 (16 Bit Flac) Tidal: https://tidal.com/browse/album/166198891 (24 Bit Hi-Res Audio) Muud: https://www.muud.com.tr/sa/836082 |
Bir yıl önce Kahramanmaraş merkezli 11 ilde yıkıcı etkide bulunan iki büyük depremin yıl dönümünde, 6 Şubat Depremlerinde yaşanların ışığında mobil şebekelerin başta deprem olmak üzere afet hallerine hazırlanması ve geliştirilmesi konusunda yeni fikirleri ve önerileri dile getirmek ve tartışmak amacıyla @XpressMusic34 ile birlikte bu konuyu hazırladık. Konumuzu okuyan sizlerin de katkıları çok önemli, yorum ve önerilerinizi bekliyoruz.
OKUMADAN ÖNCE: Konuda pek çok terim ve teknik ifade yer almaktadır bu sebeple "spoiler göster" butonuna basarak açıklayıcı sözlüğe göz atmanız konunun rahat anlaşılabilmesi açısından önemlidir.
1)DEPREM SONRASI DURUM ve ALINAN AKSİYONLAR
Öncelikle 6 Şubat Depremlerinin gerçekleştiği andan itibaren depremi takip eden süre boyunca mobil şebekelerde gerçekleşenler ve alınan aksiyonlara göz atalım.
Depremden etkilenen bölgelerde 3 operatöre ait toplamda 8900 adet baz istasyonu bulunmaktaydı. Depremin ardından 8900 istasyonun 2451'i ağır hasar alarak servis dışı hale geldi. Ağır hasar alan istasyonların haricinde depremin hemen ardından gerçekleşen enerji kesintisi sebebiyle sağlam kalan baz istasyonlarından enerji yedeklemesi (jeneratör ve aküye sahip olmayan istasyonlar) bulunmayan istasyonlar sonrasında ise akü ve jeneratörlü sahalarda akülerin boşalması ve akaryakıtın bitmesinin ardından servis kesildi. Enerji sürekliliği sağlanabilen istasyonlar ise servis sunmaya devam etti. Enerji sağlanaması sebebiyle servis dışı kalan baz istasyonlarının tekrar servise verilebilmesi amacıyla 3485 adet jeneratör operatörler tarafından bölgeye sevk edildi. Yıkılan ve ağır hasar gören baz istasyonlarını ikame edebilmek ve ek kapasite sağlamak amacıyla 190 adet cow (mobil baz istasyonu) ve Türk Telekom'un backhaul, sabit ses erişimi sunan 26 adet Acil İletişim Aracı deprem bölgesine gönderildi. Tüm operatörler, Ulak Haberleşme A.Ş ve Kuzey Kıbrıs Turkcell bölgeye 300'ün üzerinde COW gönderdi bu COW'lar MORAN olarak çalıştırılarak tüm operatörlere servis vermesi sağlandı. Depremi takip eden 5'inci günde yapılan onarımlar ve kurulan yeni sahalarla mobil şebeke canlılık oranları %90'ın üzerine çıktı. Aşağıda Türk Telekom'un mobil şebekesinin deprem anından itibaren gerrçekleşen canlılık oranını gösteren grafiğe göz atabilirsiniz.
Deprem sonrasında alınan aksiyonlara ilişkin daha detaylı bilgiye şu konudan erişebilirsiniz:https://forum.donanimhaber.com/deprem-bolgesinde-mobil-altyapinin-guncel-durumu-hakkinda--155076530
< Resime gitmek için tıklayın >
Görsel 1: Türk Telekom'un deprem anından itibaren mobil şebeke canlılık oranı
2)SEBEPLER ve SONUÇLAR
Deprem sonrasında gerçekleşenler ve yapılanların kısaca üzerinden geçtik. Şimdi ise sebep ve sonuçlara biraz göz atalım.
Depremde mobil şebekeler neden kesintiye uğradı, neden haberleşemedik?
Öncelikle mobil şebekele deprem ve ağır afet şartlarında kesintisiz servis sunmak amacıyla geliştirilmemiştir. Bu sebeple mobil şebekelerin tasarımında, baz istasyonlarının yerleşiminde öncelik sunulan servis kalitesi ve verimliliktir. Baz istasyonları hepimizin bildiği gibi elektrik ile çalışmaktadır. Elektriğin kesilmesi halinde ise baz istasyonu yedek güç kaynakları yoksa servis sunamamakta yani kapanmaktadır. Baz istasyonlarının hemen hepsi akü ünitesine sahiptir ancak bu aküler baz istasyonunun donanımı, akü setlerinin sayısı ve sağlık durumuna göre ortalama 2 saat ile 8 saat arasında baz istasyonunu servis sunabilir halde tutabilmekte, bu süre dolup aküler boşaldığında ise baz istayonu kapanarak servis dışı kalmaktadır.
Bazı istasyonlarda ise akünün haricinde jeneratör de bulunmaktadır. Jeneratörlerde içlerindeki akaryakıt tükendiğinde baz istasyonuna enerji sağlayamayarak istasyonun servis dışı kalmasına yol açmaktadır. Ayrıca jeneratörlerin tüm istasyonlara eklenmesi de operasyonel imkanlar dahilinde mümkün değildir. Örneğin alan sıkıntısı, güvenlik ve maliyet etkenleri sayılabilmektedir. Ayrıca depremde de görülmüştür ki, jeneratörlere sürekli akaryakıt tedariği gerekmekte ve depremin etkilediği bölgelerde söz konusu operasyon ile vazifeli olacak personelin bulunabilmesi, Bu işe daha önceden atanmış olanların bölgede yaşıyor olması ve depremden doğrudan etkilenmiş olması da nedenlerden biridir.
Ek olarak bu işle vazifeli ekipler bulunsa dahi akaryakıt temininin zorluğu ve yolların kapalı veya yıpranmış halde olmasından kaynaklanan ulaştırma sıkıntısı da 6 Şubat Depremlerinde yaşanan zorluklardan olmuştur. Toparlamak gerekirse depremde yaşanan erişim kesintisinin temel sebebi enerji kesintisi olmuştur. Eğer enerji kısa süre içerisinde tekrar sağlabilseydi ayakta kalan istasyonlar en azından temel seviyede iletişimi sağlanabilecektir.
Binaların çatılarında bulunan baz istasyonları depremde geniş çaplı erişim kesintisine sebep oldu mu?
Depremin arından medyada ve sosyal platformlarda en çok dillendirilen iddialardan birisi baz istasyonlarının bina çatılarında bulunduğu, binaların yıkılmasıyla baz istasyonlarının da yıkıldığı bu durumun erişim kesintisinin sebebi olduğu, eğer baz istasyonları şehrin belirli ve tenha bölgelerinde direkler üzerinde bulunsaydı erişim kesintisi yaşanmayacağıydı.
Maalesef uzun bir cümleye sığdırabildiğimiz bu iddia gerçeklere dayanmıyor. Öncelikle yukarıdaki verileri hatırlayalım, üç operatöre ait toplam 8900 baz istasyonunun 2451 tanesi servis veremeyecek derecede hasar gördü. Yani bunların tamamının yıkılan binaların çatısında yer aldığını varsayarsak bile yıkılan binaların çatısında yer alıp servis dışı kalan istasyon oranı %28'de kalıyor, bununla birlikte ağır hasar alan 2451 istasyonun da en az %25'i depremi izleyen günlerde onarılarak tekrar servise sunuldu, bunu göz önünde bulundurursak yıkılan binaların sebep olabileceği erişim kesintisinin ancak bölgesel olarak kısıtlı şekilde kapsama ve kapasite zaafiyetine yol açabileceğini ancak genel çaplı erişim kesintisinin sebebi olamayacağını ifade edebiliriz.
Şehirleri gören hakim tepelere her türlü enerji yedekliliği sağlanmış, yüksek donanımlı baz istasyonları kurulursa deprem anında iletişim sorunsuzca sürdürülebilir mi?
Maalesef hayır. Bunun sebebi mobil teknolojinin yapısından kaynaklanıyor. Mobil şebekeler her bir baz istasyonunun sınırlı bir kapsama ve kapasiteye sahip olduğu bir yapıya sahiptir, hakim tepelere kurulacak baz istasyonlarının tüm şehir üzerinde kapsama sağlaması mümkün değildir. Mobil şebeke ne kadar sıklıkta baz istasyonu barındırıyorsa o kadar sağlıklı çalışır bu sebeple şehir merkezlerinde, binaların çatılarında, direklerde baz istasyonlarının bulunması kaçınılmaz bir gerçektir. Konunun başında belirttiğimiz gibi mobil şebekeler afet durumları önceliklendirilecek tasarlanmamış bir teknolojdir, telsiz ve FM Radyo gibi acil durumlarda efektif çalışmaya fazlaca elverişli değildir.
Cep telefonları afet hallerinde uydu üzerinden haberleşebilir mi?
Mobil şebeke iletişimi çift yönlü yapılan bir iletişimdir. Ancak örneğin FM radyo yayını tek yönlü bir iletişimdir. Daha doğrusu iletişim ifadesi yerine yayın ifadesi kullanılmalıdır zira ileti tek yönlüdür. Mevcut teknolojide cep telefonları aslında uydular ile bağlantı halindedirler. Bunlar GPS uydularından oluşmakta, GPS uyduları telefonlarımıza ileti gönderebilirken cep telefonlarımız uydulara veri iletememektedir. Yakın zamanda basit metinleri içeren iletişimler için uydu tabalı teknolojiler geliştiriliyor olsa da verimli ve temel düzeyde uydu üzerinden iletişim şuan cep telefonları ile sağlanmamakta ve yakın bir gelecekte de mümkün gözükmemektedir.
Konserlerde, maçlarda operatörler çok sayıda COW gönderiyor, neden deprem bölgesine tamamı gönderilmedi?
Ülkemizdeki operatörler Ulak'ı hariç tutarsak 3 ayrı RAN üreticisi ile çalışıyor. Ericsson, Huawei ve Nokia. Operatörler şebekelerini tasarlarken ülkemizi de bölgelere ayırarak bu bölgelerde farklı üreticilerin donanımlarını kullanmaktadırlar. Depremin etkili olduğu illerde 3 operatörün de tercih ettiği donanım üreticisi Huawei'dir. COW'lar da üzerlerinde kurulu donanımın üreticisine göre ayrılmaktadır. COW'lar ile kurulu şebekenin verimli ve uyumlu çalışabilmesi için üreticilerinin aynı olması gerekmekte bu sebeple örneğin İstanbul'da faaliyet gösteren Ericsson donanımlı bir COW'u deprem bölgesine göndermek her ne kadar temel seviyede çalıştırılabilir olsa da uyumsuzluk problemleri ortaya çıkartarak deprem bölgesindeki operasyonu amaçlanın aksine sekteye uğratabilir bu sebeple uyumsuz olan COW'ları zorunluluk hali olmadıkça göndermek mantıklı değildir. Ancak bu noktada ülkemizdeki envanterdeki COW sayısının böyle afetler gözetilerek artırılması, mevcutların sayılarının yeterliliği tartışmaya açılabilir bir meseledir.
< Resime gitmek için tıklayın >
Görsel 2: Türk Telekom'a ait deprem alanında faaliyet gösteren bir acil iletişim aracı
< Resime gitmek için tıklayın >
Görsel 3: Deprem bölgesinde faaliyet gösteren Turkcell'e ait bir COW
< Resime gitmek için tıklayın >
Görsel 4: Deprem bölgesine yerleştirilmiş, uydu bağlantılı çekili COW
< Resime gitmek için tıklayın >
Görsel 5: Deprem bölgesine kurulmuş ULAK'a ait bir COW
3)TARTIŞMA ve ÖNERİLER
Deprem anı ve sonrasına ait meseleleri gözden geçirdikten sonra şimdi mobil şebekelerin depremlere ve diğer afetlere hazırlanması için olası önerileri tartışabiliriz. Sizlerin katkıarı çok önemli, lütfen yorum ve önerilerle tartışmayı geliştirelim.
Ulusal Roaming
Depremin hemen ardından operatörlerin ve karar alıcı otoritelerin de kendi aralarında müzakere ettikleri belki de en çok tartışılabilecek öneri afet hallerinde ulusal roaming'in aktif edilmesi önerisidir. O dönem müzakerelerden çıkan sonuç ulusal roaming'in faydalı ancak riskli olduğu yönündeydi bu sebeple ulusal roaming aktif edilmezken COW'lar arasında roaming benzeri şekilde MORAN aktif edildi. Ulusal roaming'deki ana risk, ulusal roaming aktif iken üç operatörün herhangi birisinde Core şebekenin çökmesi veya servis dışı kalması halinde diğer iki şebekenin de serviş dışı kalacak olması riskidir. Ukrayna'da Rus işgali başladığında Ukrayna'da faaliyet gösteren operatörlerden birisi olan Lifecell otoritelere Ulusal Roaming önerisinde bulunmuş önerinin onaylanmasıyla beraber Ulusal Roaming aktif edilmiştir. Ukrayna'daki diğer operatör olan Vodafone ve Kyivstar'ın işgal edilen çatışma sahalarında kritik altyapıları kısmen vurulmasına rağmen şebekelerin bütünüyle servis dışı kaldığına dair uluslarası basına düşmüş bir haber veya raporlama bulunmamaktadır.
Voice Over Üzerinden Acil Durum Çağrıları Protokolünün Oluşturulması
Deprem anında çokça dile getirilen deprem anında mümkün olduğunca sesli çağrı yapmaktan kaçınılması gerektiği yönündeki telkinleri herkes hatırlar. Bunun temel sebebi sesli görüşmelerin Voice Over teknolojileri (VoLTE, VoWIFI, VoIP) olmaksızın anahtarlamalı şebeke üzerinden çalışıyor olmasıdır. Anahtarlamalı şebekenin aynı anda belirli sayıda çağrı gerçekleştirebilme kapasitesi vardır. Çağrıların anahtarlamalı şebeke kullanan 3G ve 2G üzerinden yapılması şebekenin çağrı kapasitesini işgal etmektedir. Buna çözüm olarak VoLTE ve VoWIFI teknolojileri kullanılıyor, operatörler maalesef destekleyen tüm cihazlara VoLTE ve VoWIFI desteği vermese de güncel pek çok telefonda aktif şekilde kullanılıyor. Ancak Voice Over (VoIP hariç) teknolojileri acil durum çağrılarını (112) desteklememektedir. Bu duruma yol açan teknik imkansızlık bulunmasa da standartları belirleyici uluslararası otoritelerin henüz bu konuda bir standart belirlememiş olması bu eksikliğe yol açmaktadır.
ODAK AĞACI
*Açmak için lütfen "spoiler göster" butonuna basınız.