bildiğim kadarı ile en iyisini yapıyorsunuz. el freni ile kalkmak acemi işidir diyenlerede inanmıyorum çünkü hem aracı zorlamadan hemde kaçırmadan el freni ile kalkmakta beceri istiyor. birde el freni ile kalkmanın araç içinde faydalı olduğunu okumuştum sanki biryerlerde![]() |
Bold ile belirttiğim kısmı bana öğretmeye çalışmışlardı araba kullanmayı öğrenirken. Ama biraz leylek olduğum için direksiyon izin vermedi. ![]() |
Anlatımınızda ayaklar karışmış. Sol ayakla gaza basamazsınız. ![]() Yokuşta kalkış için şu yöntemi de kullanabilirsiniz. Sağ ayağınız frende iken sol ayağınızla debriyajı yavaşca kaldırır ve kavrama noktasını hissetiğiniz anda (araç hafif titremeye başlar) freni bırakıp hafifce gaza basarak debriyajı tamamen bırakabilirsiniz. Ben yokuşlarda hiç el freni kullanmadım hep bu yöntemle kalkış yaptım. Gerçi 9 yıldır otomatik araç kullanıyorum. Şimdi aynı yöntemle kalkabilir miyim? bilmiyorum. ![]() |
Söylenen 2 yöntemden başka bi yöntem var mı ki? Yok. yarım debriyaj ile kalkmaya çalışırsan sürekli ilerde sorun olabilir baskı balatada. Aracı dengede tutabilmek için sürekli gaz vermeniz gerekecek. Yarım debriyaj yaptığınız içinde ne geri kaçacak ne aşırı ileri gidecek. Dengede durmaya çalışacak. |
otomatiği seviyorum ![]() frenden rahatça ayağımı kaldırıp gaza basıyorum direksiyonu düz tutmak daha zor olsa gerek ![]() ![]() el freni garantidir eğer emin değilseniz her zaman kullanın ![]() |
Eğer ayak çabukluğunu ayarlayamıyorsanız el freni ile kalkmak doğru olanı tabiki . Hem baskı balata sorunu yaşamazsın hemde geri kaçıracağım korkun olmaz . |
genelde ayak çabukluğu ile hallediyorum.çok dik rampa olmadıkça veya rampada ışıklarda dibime kadar biri girmişşe el frenini kullanıyorum ne olur ne olmaz diye.(zaten hiç anlamamışımdır ben en azından 1 metre kadar boşluk bırakırım öndeki araç ile aramda,elimde kornada olur çok geri kaçırırsa önümdeki diye) önceki aracımızda gaza bastığınızda devrin hemen yükseldiğini görüyordum.şimdikinde biraz faz farkı var biraz gecikmeli yükseliyor devir.onada alıştım.bir sorun yok |
Ehliyetimi aldığım 1994 Şubatından beri tam 14 yıldır kesintisiz araba kullanıyorum. Yokuş'ta trafik içerisinde olsun veya park yerinden iki arabanın arasından çıkarken olsun, el frenini kullanmam. Kullanmadım da şimdiye kadar. Çünkü araba 1cm. kayar en fazla. Mesela kalkerken frenden ayağımı çektiğim anda debriyajdan da ayağımı çekiyorum. Artık refleks olmuş bu. Ama bazı yokuşlar vardır, 45 derece'den daha dik yokuşlar, işte o zaman el freni ile kalkarım. |
bende çok ustayım hiç kaydırmam arabayı ama eğimde kalkarken aracımın sağlığı için mutlaka el frenini kullanırım.![]() |
bende öyle yapıyorum alışmak tecrübe etmek lazım. el frenini ancak bilmediğim bir arabada kullanırım. |
Sayın necmi42'nin anlattığına şoför ağzında "YARIM PEDAL" derler. Sayın Ünal Korkmaz'ın da teyit ettiği gibi yarım gaz ve yarım fren arabayı "kritik" bir hale getirmektedir. Motor aracı hareket ettirmeye çalışmakta iken frene basıldığından ileri gidememektedir. Bu da debriyajın sıyırmasına sebep olmakta ve ömrünü kısaltmaktadır. El freni ile kalkarken de aynı olay meydana gelir ancak el freni ile kalkmak daha güvenli ve yarım debriyaj, yarım gaz verince arç kendini öne doğru atmaya çalışırken el frenini bırakırsanız geriye (veya öne) 1 cm bile kaymadan hareket edebilirsiniz. Zaten sürücü kursunda da öğretilen bu sistemdir. Yarım Pedal taksicilerin çok kullandığı bir yöntem ve bence ancak profesyonellere bırakılmalıdır. El freni ile kalkarken her ayak kendi pedalına basar, sol el direksiyonu tutar, sağ el de el freni kolunu indirir, bu da karışıklığa neden olmaz. Birkaç defa tecrübe ettikten sonra ustalaşmak, özellikle bayanlar için, çok kolaydır. Bazı otomobil markaları bunu HILL HOLD sistemi ile ABS içerisinde otomatikleştirmiş, bazıları da el frenini tamamen ortadan kaldırarak tam otomatik bir sistem ile şoförleri bu zahmetten kurtarmıştır. Konu debriyajdan açılmışken de debriyajın nasıl birşey olduğunu ve nasıl çalıştığını bilenler daha kolay anlayacak ama en basit haliyle ve aşağıdaki resimlerle vewww.bilgiustam.com sitesinden aldığım alıntıyla anlatmaya çalışayım: < Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın > Döner haldeki bir parçanın hareketini aynı eksen üzerinde bulunan diğer bir parçaya iletmek veya iletilmekte olan bu hareketi istendiği zaman durdurmak amacıyla kullanılan tertibata kavrama adı verilir. Konumuz olan ve motorlu taşıtlarda kullanılan kavramalar krank mili ekseninde olmak üzere motorla vites kutusu arasına bağlanmış olup, motordan vites kutusuna hareket iletimini sağlar ve istendiği zaman, motor çalışmasına devam ettiği halde, bu hareket iletimini durdurur. Kavramanın Görevleri: Motor çalışır durumda iken kavrama kavranmış olursa hareket motordan vites kutusuna iletilir. Aynı anda, vites kutusu vites durumunda ise motorun hareketi tekerleklere kadar iletilir ve taşıt harekete geçer. Kavrama ayrılmış durumda ( hareket iletmez durumda ) olduğu zaman motorun hareketi vites kutusuna geçemez ve vites kutusu boş durumda olmasa dahi motorun hareketi vites kutusuna iletilmediğinden taşıtın hareketi mümkün olmaz. O halde, vites kutusu vites durumunda olmasına rağmen, taşıt durur halde iken kavrama motorun çalışmasına imkan verir. Kavramanın geçici olarak motorla vites kutusu arasındaki bağlantıyı kesmesinin, vites kutusunda hız durumlarının değiştirilmesindeki önemi büyüktür. Güç iletimi durdurulmadan vites kutusu bir hız durumundan diğer bir hız durumuna geçirilmek istenseydi, güç iletmekte olan iki dişli basınç altında olacağından bunların ayrılması oldukça güç olurdu. Vites kutusu boş duruma geldikten sonra, güç iletimi devam ederken istenen hız durumuna ait iki dişliyi kavrattırmaya çalışmak da dişlilerinde hasara uğramasına sebep olurdu. Çünkü büyük bir ihtimalle döndüren ve döndürülen dişlilerin çevre hızları birbirinden farklıdır. Bu durumdaki dişlilerin kavrattırılmaya teşebbüs edilmesiyle, dişlerin birbirine çarparak kırılmalarına sebep olunur. Kavrama hareket iletmez duruma getirilirse dişler üzerisindeki basınç kalkacağından dişlerin birbirinden ayrılması kolay olur ve vites boş duruma gelince döndüren dişli serbest hale geleceğinden diğer bir hız durumu için kavrattırılacak dişlilerin çevre hızlarının denkleştirilmesi mümkün olur. Bunun sonucu olarak dişliler kolayca kavrattırılır.(*) Bundan sonra kavrama tekrar kavramış duruma getirilerek motorun hareketi vites kutusu aracılığıyla bir başka oranda tekerleklere iletilir. Diğer taraftan bir taşıtın durur halden belirli bir hızdaki hareket haline hemen geçişi imkansızdır veya büyük bir sarsıntıya sebep olunur. Bunun gibi düşük bir hızdan daha yüksek bir hıza veya yüksek bir hızdan daha düşük bir hıza aniden geçişte de büyük bir sarsıntı meydana gelir ve hareketi ileten parçalar aşırı derecede zorlanarak hasara uğrarlar. Kavrama ilk hareket esnasında motorun hareketini vites kutusuna, dolayısıyla tekerleklere, tedrici olarak iletir ve taşıtın harekete geçişi sarsıntısız olur. Aynı şekilde vites durumunun her değiştirilmesinden sonra motorla vites kutusunu tedricen bağlanmasını sağlayarak, taşıtın ani hızlanmasını veya ani yavaşlamasını, dolayısıyla sarsıntıları önleyerek hareket ileten parçaları hasara uğratmaktan korumuş olur ve taşıtta bulunanları oldukça rahatsız edici bir durum ortadan kaldırılır. Bunlardan başka herhangi bir sebeple de olsa motorla vites kutusu arasındaki bağlantının kesilmesi gerekebilir. Örneğin; bir arıza nedeniyle vites kutusu boş duruma getirilemeyebilir. Bu durumda taşıtın tamir yerine kadar çekilmesi sırasında tekerleklerin hareketinin motora iletilmemesi kavramanın ayırmasıyla mümkün olur. Bu açıklamalardan sonra kavramanın görevi şu şekilde özetlenebilir: • İlk hareket sırasında motorun hareketini tekerleklere tedricen ileterek taşıtın sarsıntısız olarak harekete geçişini sağlamak. • Taşıt hareket halinde iken vites durumlarını değiştirmek için motordan vites kutusuna hareket iletimini geçici olarak kesmek. • Gerekli hallerde motorla güç aktarma organlarının bağlantısını kesmek. Kavramada Aranan Özellikler • Yukarda açıklandığı gibi, kavramanın esas görevi motorun hareketini vites kutusuna tedrici olarak iletmektir. Fakat modern bir kavramada bu görevin yanında aşağıdaki özelliklerin bulunması istenir; • Vites durumlarının kolay ve sessiz olarak değiştirilebilmesi için kavrama diskinin atalet momenti küçük olmalıdır. Bunun içinde diskin hafif olması gerekir. Çok büyük disklerde kavrama pedalına basılınca disk de özel şekilde frenlenerek vitese geçme işlemi sessiz hale getirilir. • Krank milindeki burulma titreşimlerini vites kutusuna iletmemelidir. • Serbest duruma geçmesi için kavrama pedalına tatbik edilmesi gereken kuvvet az olmalıdır. • Bakımı kolay olmalıdır. • Ucuza mal olmalıdır. < Resime gitmek için tıklayın > |
Bu aslında biraz da arabayla alaklı... Ben Broadway'i el freni ile daha kolay kaldırırken Primera'da hiç el freni filan kullanmıyorum. |
Arkadaşlar gerkli cevabı vermişler aslında.yokuşta kalkmak biraz araba kullanma alışkanlığı isteyen bir iş.Zamanla refleksler alışıyor yokuş iniş farketmiyor.Yokuşta bir ayağın frende bir ayağın debriyaja basılıyken ayağını debriyajdan kavrama noktasına kadar kaldırdınmı(aracın motorundan gelen ses hafif değişir araç hafif titreme yapar...vb.) ayağını frenden çekip hafif gaza basacaksın.Araç 1.cm bile geri kaymaz. Aynı şey el freni le kalkarkende geçerli bu defa ayak frenine basmıyorsun.el frenini çekiyorsun ayağını debriyada ayarlayıp aracta ileri gitme isteği başlayınca el frenini indirip gaza basıyorsun. ![]() Her iki yöntemde işini görür.hangisi işine geliyorsa onu kullan.El freni ile kalkmak...vb acamilikle alakası yok.Alışkanlık meselesi bunlar.Ayrıca Acemi olmakta ayıp değil. Yeni otomobillerde hilholder...vb gibi yokuşta kalkış sistemleri olmaya başladı.ileride kimsenin yokuşta kalkma gibi bir sorunu olmayacak. |
el frenini hiç kullanmıyorum genelde ayak çabukluğu ile eger cok dik yokussa o zamanda debriyajı kavrama noktasının biraz daha asagısına kadar bırakıyorum sonrada freni bırakıp devam![]() |
Işığın yanmasına 2-3 saniye kala yarım debriyajda hazır dururum o da en fazla 2 saniye sürer ardından gazı vererek kalkarım =) El Freni aşırı dik olmadıkça kullanmam ki kullanmıyorum da zaten ![]() |
Bende çok eğimli yerden kalkarken el freni ile kalkıyorum. ![]() |
Dik rampada aracı geri geri haraket ettirmekte zorlanıyorum.El freni yardımı ile aracı kaldırıyorum.Fakat gaza fazla basınca zor hareket ediyor.Bir türlü ortasını bulamıyorum.Gazı ayarlayayım derken bu sırada yarım debriyaj yapıyorum bazen debriyaj'dan koku geliyor. Bazı arkadaşlar dik rampada geri geri hareket ettireceksen gaza çok basma debriyaja aşırı yük biner zarar görür diyorlar.. Kaç senedir araç kullanıyorum alışamadım hala.. |
tam kalkmaya yakın sağ ayağını frenden çekip gaz pedalına götürürken o esnada sol ayakla debriyajı kavrama noktasına yakın mesafede tutarsan araban hem geriye kaçırmaz hemde kalkışın daha rahat olur.Eğer tıkanır gibi olursa hemen debriyajı kısıp gaz vererek toparlamak mümkün.Bu iş biraz pratik isteyen bir iş, isteyen el frenini isteyen bu tekniği tercih edebilir.Bence bu teknik daha iyi. |
45 derece çok abartı olmuş. Hiç bir otomobil 45 derece yokuş çıkamaz. Bırak arabayla kalkmayı, çıkmayı, ayakta bile duramazsınız 45 derece eğimde. |
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.