Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 3 misafir, 2 mobil kullanıcı
904
Cevap
52224
Tıklama
3
Öne Çıkarma
Türkler neden domuz eti yemiyor
M
16 yıl
Yarbay
Konu Sahibi

Soner Yalçın'ın yazısıdır.


Türkler neden domuz eti yemiyor
Soruyu hemen, “Haram” diye yanıtlamayın; Türkler İslam dinini seçmeden önce de domuz yemiyordu. Yeme-içme kültürümüze ilişkin çok az araştırma var. Oysa yanıtını bir türlü bulamadığımız çok sorumuz var. Örneğin Alevilerin tavşan, Yezidilerin ebegümeci, marul yememelerinin sebepleri nedir? Grip salgınıyla gündeme gelen domuzun yenilip yenilmemesi meselesine farklı bir açıdan yaklaşalım...


RAHMETLİ Mustafa Ekmekçi, 1980’li yıllarda Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşesinden sıklıkla domuz etinin yararlarından bahseder ve domuz etinin yenilmesini savunurdu. Çok tepki almasına rağmen Türkiye gibi yoksulu çok bir ülkenin mutlaka domuz besiciliği yapmasını ve ucuz domuz eti yemesi gerektiğini yazardı.

Bugün aynı makaleleri yazmak cesaret ister hale geldi. Bu durum bile aslında Türkiye’nin ne kadar muhafazakârlaştığını göstermiyor mu?

Neyse...

İnsanoğlu belirli zaman ve coğrafyada bazı yiyecek ve içeceklerden kaçındı. Bunları yasakladı. Bizim topraklarda özellikle domuza karşı inanılmaz bir tepki var. Bunun sebebi nedir?

Semavi dinlerden önce

Sanıldığı gibi domuz etinin yasaklanması, Musevilik, Müslümanlık gibi Semavi dinlerin ortaya çıkışıyla gerçekleşmedi.

Artık biliniyor ki, çoktanrılı dini yaşayan bazı kavimlerde de domuz eti yenilmesi yasaktı. Bırakın yemeyi bazı şehirlere (Pontus/Komana gibi) domuz sokulmasına izin bile verilmiyordu.

Eski Mısır’da domuz değen bir kişi hemen elbiseleriyle birlikte nehre atlayıp temizlenirdi. Domuz çobanları hiçbir tapınağa sokulmazdı. Bunlara kız verilmezdi.

Bilindiği gibi sadece Müslümanlar değil, Yahudiler de domuz eti yemiyor. Gerek Kuran-ı Kerim gerekse Tevrat/Ahd-i Atik, çift tırnaklı ve geviş getiren hayvanların yenileceğini belirtir. Bakara Suresi ve Levililer (117) çift tırnaklı olmasına rağmen geviş getiremediği için domuz etinin yenilmesini haram kılmıştır.

Peki, bunun rasyonel bir nedeni var mıydı?

Sorunun yanıtını bulmaya çalışalım...

Neden insan sağlığı mı

Sağlık nedenleri ileri sürülmektedir.

Domuz eti çok yağlı olduğu için sıcak iklimlerde çabucak bozularak trişin gibi hastalıklara neden oluyordu. Hatta bazı topluluklar domuzun cüzama bile neden olduğunu iddia etmişlerdi!

Ancak bu olasılık pek güçlü görünmüyor. Çünkü domuz etine yasak getirildiğinde bu hastalıkların hiçbiri bilinmiyordu bile.

Ayrıca...

Ağır yağlı yiyecekler sıcak havalarda bazı alerjik hastalıklara, mide bozulmalarına neden olsa da, bu salt domuz eti için geçerli olamazdı. Çünkü eti yağlı olan tek hayvan domuz değildi kuşkusuz.

Zaten sağlık nedeniyle yenilmesi haram olsa, bu hal mutlaka kutsal kitaplarda belirtilirdi.

Yiyecek-içeceklerin sağlık ile ilişkisini (bozulmuş yiyeceklerin hastalıklara neden olduğu gibi bilgileri) insanoğlu daha 2500 yıl önce öğrendi.

Sorumuzun yanıtını aramaya devam edelim...

Domuzun önüne ne gelirse yemesi de haram sayılmasına neden olarak gösteriliyor. Yediklerinden yola çıkılarak domuzun pek temiz olmadığı ileri sürülüyor.

Bu tezin doğruluğu tartışma götürür; çünkü birçok hayvan da (örneğin tavuk-horoz-hindi) yiyecek konusunda domuzdan farklı değildir. Hayvanların yedikleriyle temiz oldukları arasında pek doğru orantı yoktur.

Yani...

Özellikle halkın ileri sürdüğü nedenler pek inandırıcı değildi.

Devam edelim; bakalım domuz etini kimler, niye yemiyor?

Mitolojide bile var

Evet, domuzun adının kötüye çıkması ne zaman nasıl oldu?

Bu duruma sebep olarak bir mitolojik hikâyeden de bahsediliyor:

Aşk tanrıçası Afrodit’in âşık olduğu Adonis’i domuz kılığındaki Aras öldürmüştü.

Ve bu cinayet nedeniyle kadınlar her ilkbahar sonunda matem tutup domuza lanet yağdırıyordu.

Bu mitolojinin sorumuza yanıt oluşturacağını düşünmek çocukça olur.

Domuz “düşmanlığının” nedenleri arasında cinsel sebep de vardı.

Güya dişisini kıskanmayan tek hayvandı domuz.

Domuz etini yiyenlerin de dişisini kıskanmayacakları hurafesi hayli yaygındı.

Kuşkusuz bunun bilimsel hiçbir açıklaması yoktu.

Bu olsa olsa tarihçi Herodotos’un Mısırlıların neden domuz yemediklerini yazarken, “Bunu açıklayan bir sebepleri var ve ben de biliyorum, ama yakışık almaz” sözleridir.

Herodotos “ayıp” olduğu için gerekçeyi yazmamıştı!

Günümüzde domuz eti ile cinsellik arasında ilişki kuran uzmanlar yok değil.

Onlara göre domuz eti A vitaminini öldürüyor ve böylece cinsel isteği azaltıyordu. Vitaminlerin bilinmesi şurada kaç yıllık bir süreçtir. İlkel kavimler nereden bilecekti vitaminleri filan...

Uzatmayalım...

En akla yakını neden; totemizm idi.

İnsanoğlu soyundan geldiğini düşündüğü hayvanı totem yapıp tapıyordu. Kuşkusuz taptığını da yiyemezdi.

Bu sebep bile sorumuzun yanıtını tam olarak açıklamıyordu.

Belki sorumuza yanıtı, Türklerin neden domuz eti yemediğini ortaya çıkararak verebiliriz.

Evet gelelim Türklerin neden domuz eti yemedikleri meselesine...

İçkiye evet domuza hayır

Türkler İslam öncesi dönemde ne domuz besliyorlardı ne de domuz eti yiyordu.

Yani Türklerin bu hayvana neredeyse nefret düzeyinde yaklaşmalarıyla İslam’ın domuz etini haram sayması arasında pek bir ilgi yoktu.

Öyle ki, Müslüman olmayan Uygurlar da hâlâ domuz eti yemiyor!

Üstelik hepimiz biliyoruz ki tüm Türkler eti çok sevmektedir ve sofralarında mutlaka bulundurmaktadır. Buna rağmen domuz etine düşmanlık niye idi acaba?

Bu domuz karşıtlığına bir örnek vermeliyim ki mesele daha iyi anlaşılsın:

Ruslar güç kullanarak, Kazak-Kırgız halklarını domuz beslemeye zorlamışlar; her iki halk da canlarını vermişler, yine de onca zulme rağmen domuz besiciliği yapmamışlardır.

Yani mesele Türkler açısından bu derece önemlidir.

İster istemez düşünüyorsunuz...

Müslüman Türklerin haram sayılmasına rağmen içki yasağına pek uymadıkları bilinir. Ama mesele domuz olunca neden akan sular duruyordu?

Artık gelelim asıl sebebini yazmaya...

Asıl neden

Bunun birincil nedeninin totemcilik olduğu ileri sürülüyor. Çünkü bilindiği gibi totem eti yenmiyor. Bu ancak bazı şartlarda mümkün olabiliyor. Örneğin Mısır’da sadece dolunay zamanında ve törenlerde yenmesi gibi.

Ancak totem küçük klanlar için geçerliydi. Geniş alanlara yayılmış büyük kavmin bir tek domuz totemi olamazdı.

Bu nedenle totemcilik de meseleyi tek başına açıklamaya yetmiyor.

Meselenin iktisadi boyutu vardı:

Türkler göçebe bir toplumdu ve göçebelik domuz yetiştiriciliğine uygun değildi. Domuz fazla yürüyebilen bir hayvan değildi. Bu nedenle domuzların bir yerden bir yere götürülmeleri imkânsızdı. Ayrıca salt otlayarak beslenmeleri de söz konusu olamazdı.

Göçebe hayat tarzını benimsemiş Türklerin bu nedenle domuz beslemedikleri iddia ediliyor. Domuzu sadece yerleşik toplumlar (Çin gibi) besliyorlardı, yiyorlardı!

Fakat bu tez de Türklerin domuza olan nefretini açıklamıyor.

Göçebe Türkler domuz beslemeseler bile, avladıkları yaban domuzlarını niye yememişlerdi?

Demek ki bir başka neden vardı.

Evet vardı.

Ve bu neden günümüzde kabul gören bir tezdi:

Deniyor ki:

Göçebeler ile yerleşikler arasında hep nefret ilişkisi olmuştur.

Yerleşikler, göçebeleri vahşi, barbar, haydut olarak görmüşlerdir.

Göçebeler de evlerinde, dükkânlarında oturan yerleşikleri hiç sevmemişlerdir. Onlara “yatuk”, tembel diyorlardı. Yani aralarında nefret ilişkisi vardı.

Göçebeler, yerleşiklerin her şeyinden nefret ediyordu.

İşte domuzdan nefret etmelerinin nedeni buydu.

Domuz yerleşiklerin hayvanıydı ve göçebeler yerleşiklerin hayvanından da nefret ediyorlardı.

Zaten bunca hurafeyi çıkarmalarının nedeni de buydu.

Evet kabul edersiniz ya da etmezsiniz; bilim insanının açıkladığı durum budur.

Kuşkusuz bu arada bilim insanlarının araştırması hâlâ sürüyor. Bakalım önümüzdeki günlerde başka nedenler üzerinde de durulacak mı?

Bakınız dünyayı sarsan domuz gribi bizi nerden nelere götürdü...

DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.

Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.

Üye Ol Şimdi Değil



U
16 yıl
Yüzbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: metalok


quote:

Orijinalden alıntı: kotucenk


quote:

Orijinalden alıntı: metalok

Açıkcası bilinçli olarak hiç domuz eti yemedim.
Lokanta veya ayaküstü yenen yerlerde bana gizliden yedirdiler ise bilmiyorum.
Çevremde domuz eti satan bir yer de yok ki alıp deneme imkanım olsun.
Ama koyun, dana, keçi vs. etine göre ucuz ve bol olsa idi tercih ederdim.
Günümüzde domuzun biyolojik ve fizyolojik yapısı hakkında geçmişe oranla çok daha fazla ve ayrıntılı bilgi sahibiyiz.
Bu durumda domuz etini çok daha sağlıklı koşullar altında işleme ve kullanma imkanına da sahibiz.
Hal böyle iken domuz eti parazit içeriyor, yağ içeriyor vs. demek doğru değildir.

Bütün bu olumsuzlukların giderilmesi için gereken her tür ekipman ve bilgiye sahibiz.
Et ettir; tabağımıza son ürün olarak geldiğinde sağlıklı, yararlı ve ucuz ise yememek mantıklı görünmüyor.




Hayvancılık mı yapıyorsunuz yoksa veteriner misiniz ya da gıda mühendisi veya Toksikoloji, Farmakaloji ihtisas nedir ?



Son yazdığım cümle gayet açıktır.
Ben uzman değilim ama benim yerime uzman olup gerekli denetim ve izinleri veren yasal kuruluşlar vardır.
Gerekli denetimleri yapılmış yasal bir domuz eti sağlıklı, yararlı ve ucuz ise yenilebilir.
Şu da var; Türkiye şartları güvenilmez (kaçak üretim, denetimsizlik vs.) olduğu için domuz eti yememek daha doğrudur.
Avrupa standartlarını belirtmeye gerek yok sanırım.



Şaka gibisiniz Avrupa'yı fazla büyütüyorsunuz gözünüde...


http://www.google.org/flutrends/intl/en_gb/


Bu mesaja 1 cevap geldi.
W
16 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: kotucenk


quote:

Orijinalden alıntı: metalok


quote:

Orijinalden alıntı: kotucenk


quote:

Orijinalden alıntı: metalok

Açıkcası bilinçli olarak hiç domuz eti yemedim.
Lokanta veya ayaküstü yenen yerlerde bana gizliden yedirdiler ise bilmiyorum.
Çevremde domuz eti satan bir yer de yok ki alıp deneme imkanım olsun.
Ama koyun, dana, keçi vs. etine göre ucuz ve bol olsa idi tercih ederdim.
Günümüzde domuzun biyolojik ve fizyolojik yapısı hakkında geçmişe oranla çok daha fazla ve ayrıntılı bilgi sahibiyiz.
Bu durumda domuz etini çok daha sağlıklı koşullar altında işleme ve kullanma imkanına da sahibiz.
Hal böyle iken domuz eti parazit içeriyor, yağ içeriyor vs. demek doğru değildir.

Bütün bu olumsuzlukların giderilmesi için gereken her tür ekipman ve bilgiye sahibiz.
Et ettir; tabağımıza son ürün olarak geldiğinde sağlıklı, yararlı ve ucuz ise yememek mantıklı görünmüyor.




Hayvancılık mı yapıyorsunuz yoksa veteriner misiniz ya da gıda mühendisi veya Toksikoloji, Farmakaloji ihtisas nedir ?



Son yazdığım cümle gayet açıktır.
Ben uzman değilim ama benim yerime uzman olup gerekli denetim ve izinleri veren yasal kuruluşlar vardır.
Gerekli denetimleri yapılmış yasal bir domuz eti sağlıklı, yararlı ve ucuz ise yenilebilir.
Şu da var; Türkiye şartları güvenilmez (kaçak üretim, denetimsizlik vs.) olduğu için domuz eti yememek daha doğrudur.
Avrupa standartlarını belirtmeye gerek yok sanırım.



Şaka gibisiniz Avrupa'yı fazla büyütüyorsunuz gözünüde...


http://www.google.org/flutrends/intl/en_gb/


Siz Menderes Ovası hakkında yorum yaptığınızda, dedim ki "Bu arkadaş orada yaşıyor ve ovada tarlası, bağı, bahçesi vardır. O yüzden de dinlemek gerek. Kendi bildiği konu ve biz ne kadar ahkam kesersek keselim, doğrusunu o bizden iyi bilir; çünkü o durumu yaşıyor."
Umarım siz de bana aynı saygıyı gösterir ve sözlerime kulak verirsiniz. 3 sene Belçika'da kendi restoranımı işlettim ve sizi temin ederim ki temizlik konusunda, düşündüğünüzden çok daha ileriler ve bizim onları yakalayabilmemiz için onların 100 sene yerinde sayması, bizim ise yerimizde saymayı bırakıp ilerlememiz gerekir.
Size şaka gibi gelebilirim, ama şaka değilim.

Saygılar...


Bu mesaja 1 cevap geldi.
K
16 yıl
Binbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: webbie


quote:

Orijinalden alıntı: kotucenk


quote:

Orijinalden alıntı: metalok


quote:

Orijinalden alıntı: kotucenk


quote:

Orijinalden alıntı: metalok

Açıkcası bilinçli olarak hiç domuz eti yemedim.
Lokanta veya ayaküstü yenen yerlerde bana gizliden yedirdiler ise bilmiyorum.
Çevremde domuz eti satan bir yer de yok ki alıp deneme imkanım olsun.
Ama koyun, dana, keçi vs. etine göre ucuz ve bol olsa idi tercih ederdim.
Günümüzde domuzun biyolojik ve fizyolojik yapısı hakkında geçmişe oranla çok daha fazla ve ayrıntılı bilgi sahibiyiz.
Bu durumda domuz etini çok daha sağlıklı koşullar altında işleme ve kullanma imkanına da sahibiz.
Hal böyle iken domuz eti parazit içeriyor, yağ içeriyor vs. demek doğru değildir.

Bütün bu olumsuzlukların giderilmesi için gereken her tür ekipman ve bilgiye sahibiz.
Et ettir; tabağımıza son ürün olarak geldiğinde sağlıklı, yararlı ve ucuz ise yememek mantıklı görünmüyor.




Hayvancılık mı yapıyorsunuz yoksa veteriner misiniz ya da gıda mühendisi veya Toksikoloji, Farmakaloji ihtisas nedir ?



Son yazdığım cümle gayet açıktır.
Ben uzman değilim ama benim yerime uzman olup gerekli denetim ve izinleri veren yasal kuruluşlar vardır.
Gerekli denetimleri yapılmış yasal bir domuz eti sağlıklı, yararlı ve ucuz ise yenilebilir.
Şu da var; Türkiye şartları güvenilmez (kaçak üretim, denetimsizlik vs.) olduğu için domuz eti yememek daha doğrudur.
Avrupa standartlarını belirtmeye gerek yok sanırım.



Şaka gibisiniz Avrupa'yı fazla büyütüyorsunuz gözünüde...


http://www.google.org/flutrends/intl/en_gb/


Siz Menderes Ovası hakkında yorum yaptığınızda, dedim ki "Bu arkadaş orada yaşıyor ve ovada tarlası, bağı, bahçesi vardır. O yüzden de dinlemek gerek. Kendi bildiği konu ve biz ne kadar ahkam kesersek keselim, doğrusunu o bizden iyi bilir; çünkü o durumu yaşıyor."
Umarım siz de bana aynı saygıyı gösterir ve sözlerime kulak verirsiniz. 3 sene Belçika'da kendi restoranımı işlettim ve sizi temin ederim ki temizlik konusunda, düşündüğünüzden çok daha ileriler ve bizim onları yakalayabilmemiz için onların 100 sene yerinde sayması, bizim ise yerimizde saymayı bırakıp ilerlememiz gerekir.
Size şaka gibi gelebilirim, ama şaka değilim.

Saygılar...






Çok haklısınız hocam adamlar deli ki ne deli temizlik güzeldir tamamda saat başıda yapılmazki gerçekten tek kelime ile deliler görmeyenler için atıp tutmak kolay gidinde görün sıkıysa sizde onlar gibi temiz olmayın onlar direk insanın yüzüne söylüyorlar öle kolay değil yani yasalarda suçlarıda ağır


Bu mesaja 2 cevap geldi.
U
16 yıl
Yüzbaşı

Domuzu tüketen değil, tüketmeyenler daha çok efsaneye sahip. Ben işin g.vatlık boyutunda değilim, Domuz eşini kıskanmıyor lakn Hamsinin eşini kıskandığını kim söyleyebilir. Yani kul hakkı yemek mi, zina mı, alkol mü... Domuz eti yemek mi? Ülkemiz açısından lezzet ve damak tadı değil İnanç problemidir. Benim açımdan lezzet problemi, et konusunda hassasım, evim dışında et kolay kolay yemem. İsteyen gider alır yer, domuz tek protein kaynağı değil. Hadi domuz yiyelim demekle olmaz. Gelen turistler bohu bohuna Sihss keeap sis keeap diye dönmüyorlar...Avrupada tercih sebebi olması ucuz olmasından kaynaklanıyor ki bu büyük olsasılık. İspanya'dan gelen arkadaşıma deve sucuğu götürmüştüm garipsemişti hatta şaşırmıştı. Deve uzun yıllar boyunca TIR iyetine kullanıldı ama sucuk olabileceğini kimse tahmin etmemiş. Bu işler gelenekle oluyor, onlarda yok bizde var; biz yok onlarda var.

İnek, dana, koyun, keçi insanın sindiremediği bazı yeşilliği geviş getirerek hallediyor, bizim için besine çeviriyor domuzda bu var mı emin değilim.

Domuzun sağlıklı- lezzetli olduğuna dair kanıtta yok olmadığına dair de yok. Koyunun tek et olduğuna dair bilgide... Ben balık severim ama ülkemizde pek tüketilmez. Bu domuz mevzusu geleneklerle ilgilidir ama ucuz kıyma-adana-köfte içinde var mı yok mu bilemem. Köpek-maymun-kedi yemiyoruz bunları da denemeliyiz gibi bir çıkarım yapabilir miyiz?

Ülkmizde genellikle yabancı aşçı çalıştırılmaz, bununda etkisi var. Boğazda tabağı 90 liradan kavurma yapan aşçılar değil tabiki, göbekli bıyıklı boynunda havlusu olup kepçeyle kazan karıştıranlar. Ben Egeliyim, İç Anadolu yemeklerini sevmem yani orada yediğim et farklı oluyor burada yediğim farklı.
Bursa'da iskender yapılır bildiğiniz kıymadan ki ben sevmezdim onun yerine Teleferik İstasyonunda et dönder yapan yere gider yerdim ya da Osmangaziden Ulucamiye çıkarken solda bir dükkanda... Taksimde ıslak hamburger var içinde ne var bilen yok.

Domuz eti İslami açıdan nasıl neden yasak bilmiyorum, Lezzet konusu önemli olsa da ülkemizde İnanç sornu olarak devam etmektedir. Namaz kılmak önemli ama namaz kılmayıp spor yapsak olmaz mı diyemezsiniz ki namaz spor amacı taşımaz. domuz da protein amacı güderek yasaklanmamıştır... İslamiyet basittir, kural şudur. Yapmak Yapmamak sana bağlı, keza nasıl yaşayacağımız Allah2ı ilgilendirmiyor, kuralı koymuş bu dünyaya göndermiş. bu ne benim lezzet sorunum ne vücudun proten ihtiyacı kısacası imtihan. Müslümansa yemesi yasak. Domuz yemek, domuz etinden yapılan yemekler, domuz yemeği kültürümüz zaten yok. Kurallar 7.YY da da 15.YY da da 21. YY da da aynıdır. İslam'ı 21. YY a uydurmak değil 21.YY'ı İslam'a uydurmak gerekir, samimi müslümanın başka yolu yoktur. İslamiyet arabistandan çıktı, o zaman domuz yetiştirmek orada zordu, pisti şimdi şartlar değişti yenebilir fetvasını kimse veremez.

Domuz konusunda bir salgın olmuştu, 3-5 yıl önce ya çiğ köfteydi yada salam gibi bir şeydi. yurt dışında bilemem ama Türkiye'de bunu tüketmek pek akıl karı değil gibime geliyor. Üretici ki çok büyük değilse muhtemelen ticari itibarı nedeniyle kontrolsüz yapıyordur, haliyle denetim de yok. Kuru inatla domuz tüketelim demek oldukça saçma, kendinizi riske atmayın.

Domuz ve kesimi:

http://fxcuisine.com/default.asp?language=2&Display=119&resolution=high


Tr ve Domuz

http://news.bbc.co.uk/2/hi/programmes/from_our_own_correspondent/7368020.stm


Bu mesaja 1 cevap geldi.
U
16 yıl
Yüzbaşı

U
16 yıl
Yüzbaşı

S
15 yıl
Yarbay

Merhaba arkadaslar. Beni tanimayanlar icin kisaca Almanya'da domuz ve sigir agirlikli calisan bir büyük hayvan kliniginde calisan veteriner hekim oldugumu söyleyerek söze baslamak istiyorum. Bugün bir arkadasimdan bir posta aldim. Asagida yazisini paylasacagim bir profesörün yazisini göndermis ve yorumlarimi merak etmis. Kisaca yaziyi ve nacizane yorumlarimi aynen sizinle de paylasacagim.

quote:

Domuz eti niçin haramdır?

--------------------------------------------------------------------------------

Bir şeyin helal veya haram olması, Allah'ın emrine tabidir. Allah bir şeye "helal" derse helal, "haram" derse haram olur. Yani din bir imtihandır, insanlara yapılan bir tekliftir.

Cenab-ı Hak, cennete layık bir duruma getirmek için, insanları imtihana tabi tutuyor. Bu sebeple, bazı emir ve yasaklar koymuştur. Esas olan da bu emir ve yasaklara uymaktır.

Bu prensiplerin gerek insanın şahsi hayatına, gerekse cemiyet hayatına pek çok faydaları vardır. Dolayısıyla bunlar, o emir ve yasağa daha şuurlu olarak riayet etmemizi sağlıyor.

Dinimizin yasakladığı hususlardan birisi de, domuz etidir. Bu yasaklamanın, pek çok hikmeti vardır. Biz, burada sadece birkaçına işaret etmeğe çalışacağız.

- Domuz eti çok yağlıdır. Yenildiği takdirde, bu yağ kana geçer. Böylece kan, yağ tanecikleriyle dolmuş olur. Kandaki bu fazla miktardaki yağ atar damarların sertleşmesine, tansiyon yükselmesine ve kalb infaktüsüne sebep olur.

- Ayrıca, domuz yağı içerisinde "sutoksin" denilen zehirli maddeler mevcuttur. Vücuda giren bu zehirli maddelerin dışarı atılması için, lenf bezlerinin fazla çalışmaları icap eder. Bu durum, bilhassa çocuklarda lenf düğümlerinin iltihaplanması ve şişmesi şeklinde kendini gösterir. Hasta çocuğun boğaz bölgesi anormal bir şekilde şişerek, adeta domuza benzer. Bu sebeple, bu hastalığa "domuz hastalığı" (skrofuloz) adı verilir. Hastalığın ilerlemesi halinde, bütün lenf bezleri cerahatlenerek şişer. Ateş yükselir, ağrı başlar ve tehlikeli bir durum ortaya çıkar.

- Domuz etinde bol miktarda bulunan sümüksü bağ dokusu, kükürt yönünden çok zengindir. Bu sayede, vücuda fazla miktarda kükürt alınmış olur. Bu fazlalıksa; kıkırdak, kas ve sinirlere oturarak eklemlerde iltihaplanma, kireçlenme ve bel fıtığı gibi çeşitli hastalıklara yol açar. Domuz eti devamlı yenirse, vücuttaki sert kıkırdak maddesinin yerini, domuzdan geçen sümüksü bağ dokusu alır. Bunun sonucu olarak, kıkırdak yumuşar; vücut ağırlığına tahammül edemeyerek altında ezilir. Böylece, eklemlerde bozulmalar meydana gelir. Domuz eti yiyenlerin elleri pelteleşir, yağ tabakaları teşekkül eder. Mesela yiyen kimse sporcuysa; yorgun, tembel ve az hareketli olur.

- Domuzda, büyüme hormonu da çok fazladır. Doğduğu zaman birkaç yüz gram olan domuz yavrusu, altı ayda yüz kiloya erişir. Bu kadar süratli gelişme, büyüme hormonunun fazlalığı sebebiyledir. Domuz etiyle fazla miktarda alınan büyüme hormonu, vücutta doku şişliklerine ve iltihaplanmalara yol açar. Burun, çene, el ve ayak kemiklerinin anormal bir şekilde büyümesine ve vücudun yağlanmasına sebep olur. Büyüme hormonunun en etkili yönü, kanserin gelişmesine zemin hazırlamasıdır. Nitekim domuz kesim işiyle uğraşanlar, erkek domuzların belli bir yaştan sonra mutlaka kansere yakalandıklarını ifade ederler.

- Domuz etinin ihtiva ettiği histamin ve imtidazol denilen maddeler, deride kaşıntı hissi uyandırır. Ekzama, dermatit, nörodermatit gibi iltihabi deri hastalıklarına zemin hazırlar. Bu maddeler ayrıca; kan çıbanı, apandisit, safra yolları hastalıkları, toplar damar iltihapları gibi hastalıklara yakalanma ihtimalini artırır. Bu sebeple doktorlar, kalp hastalarına kesinlikle domuz eti yememelerini tavsiye ederler.

Alman hekimi Prof. Reckeweg, "Domuz Eti ve İnsan Sağlığı" adlı eserinde bir hatırasını şöyle anlatır:

"Tedavi maksadıyla, bir çiftçi ailesinin biraz sapa yörede bulunan çiftliğine gitmiştim. Babada, müzmin antroz (dejeneratif eklem hastalığı) ve kalça eklemi iltihabı vardı. Ayrıca, karaciğerinden de rahatsız idi. Annenin, bacaklarında varis ve eziyet verici kaşıntısı olan ekzama vardı. Ailenin kızları ise, kalp yetmezliği ve romatizmadan şikayetçi idi. En sağlıklıları görünmesine rağmen oğulları da, anjin sonrası kalp yetmezliğinden ve kan çıbanından müşteki idi. Evin öbür kızı ise, müzmin bronşitten muzdarip idi. Oğullarından bir diğeri de, domuz kıllanması ve müzmin plörite yakalanmış olup, devamlı tekrar eden fistül ifrazatından şikayet etmekte idi.

Yukarıda sakinlerin hastalıklarından uzun uzadıya bahsettiğim çiftlik içinde, muayene sırasında garip bir olaya şahit oldum. Ailenin arasında, iri cüsseli bir domuz hiç istifini bozmadan, aşağı doğru sarkan kalın bir ağaç dalına abanarak sırtını kaşıyordu.

Hastalara, "Oradaki domuzu görüyor musunuz? Onun kaşınmasına ve iltihaplara yol açan maddeleri, etiyle beraber siz de yiyorsunuz. İşte bu maddeler, sizdeki hastalıkların yegane sebebidir" dedim. Yukarıda kendilerinden bahsettiğim, Kara Ormanlar havalisinde oturan benzeri çiftlik sahiplerinden verdiğim nasihati dinleyenler, domuz eti yemekten vazgeçerek hastalıklarının çoğundan kurtuldular. Şimdi o çiftliklerin etrafındaki otlaklarda, İslam ülkelerinde olduğu gibi küçük koyun sürüler yayılıyor."

- Domuz eti ile insana bulaşan tehlikeli hastalıklardan birisi de, trişin hastalığıdır. Domuzlar bu hastalığı, trişinli fare yemek veya trişinli domuz
eti ile beslenmekle alırlar. Fakat trişin, domuzlarda ağır bir hastalık yapmaz. Halbuki insanlarda, çok tehlikeli ve öldürücü bir hastalık meydana getirir.

Domuz etiyle alınan trişin kurtçuklar, mide-barsak yoluyla kana geçer. Böylece de, bütün vücuda yayılırlar. Trişin kurtçukları özellikle çene, dil, boyun, yutak ve göğüs bölgelerindeki kas dokularına yerleşirler. Çiğneme, konuşma ve yutma adalelerinde felçler meydana getirirler. Yine kan damarlarında tıkanıklığa, menenjit ve beyin iltihabına sebep olurlar. Bazı ağır vakalar, ölümle sonuçlanır. Bu hastalığın en kötü tarafıysa, kesin bir tedavi şeklinin olmamasıdır.

Trişin hastalığı, bilhassa Avrupa ülkelerinde yaygındır. Sıkı veteriner kontrolleri yapılmasına rağmen, İsveç, İngiltere ve Plonya'da trişin salgınları görülmektedir.

Yurdumuzdaysa, yerli Hıristiyanların dışında hiç bir müslümanda trişin hastalığı görülmemiştir. Çünkü, ülkemizde Hıristiyanlar dışında kimse domuz eti yememektedir. İnsan ve hayvanlar, yedikleri gıdaların az-çok tesirinde kalırlar. Mesela kedi, köpek, aslan gibi et yiyen hayvanların yırtıcı; koyun, keçi, deve gibi ot ile beslenen hayvanlarınsa daha uysal ve yumuşak huylu oldukları malumdur.

Bu durum, insanlar için de geçerlidir. Nebati gıdalarla beslenenlerin, genellikle halim-selim; et ve et ürünleriyle beslenen insanların ise daha sert mizaçlı oldukları tespit edilmiştir.

- Domuz, dişisini kıskanmayan bir hayvandır. Domuz eti ile beslenen insanlarda, kıskançlık hissinin zayıfladığı veya dumura uğradığı gözlenmiştir.

Fransız filozoflarından Savorin de beslenmenin mizaç üzerindeki bu tesirine çok önem vererek, "Bana ne yediğini söyle, senin ne olduğunu haber vereyim" demiştir.

Yüce Rabbimiz, istifademiz için pek çok gıda yaratmıştır. Bunun yanında, bazı zararlı şeylerin yenilip içilmesini yasaklamıştır. Çünkü O, sonsuz şefkat ve merhamet sahibidir. Kullarına, taşıyamayacakları yükleri yüklememiştir. Emir ve yasakları, insanların rahatlıkla altından kalkabilecekleri şeylerdir.

Acaba insan içki içmeyince, domuz eti yemeyince ne kaybeder?

Bir makinenin mühendisi, o makinenin hangi şartlarda ve nasıl çalışacağını da belirtmiştir. Mesela kataloğunda, bir makinenin 220 voltta çalışabileceği yazıyor. Bizse, daha iyi çalışabileceğini düşünerek, 500 volta takmış olalım. Bir anda, makinenin ne hale geleceği malumdur...

İşte insan vücudu da, Cenab-ı Hakk'ın yarattığı mükemmel bir motor ve harika bir makinedir. Bu makinenin en iyi nasıl çalışacağını da, elbette yapan bilecektir. Madem ki Allah'ımız domuz etini haram kılmıştır, öyleyse yememiz mahzurludur...

Selahattin Salimoğlu ( Prof. Dr.)


P - Domuz eti çok yağlıdır. Yenildiği takdirde, bu yağ kana geçer. Böylece kan, yağ tanecikleriyle dolmuş olur. Kandaki bu fazla miktardaki yağ atar damarların sertleşmesine, tansiyon yükselmesine ve kalb infaktüsüne sebep olur.

Okudugumda bunu gözümde cok akut bir sok durumu canlandi. Bir kere düsün, sefim 65-70 kilo ve sadece domuz eti yiyor. 47-48 yasinda ve "domuz gibi" saglikli. Smile Diger Almanlari düsün, sahsen ben "sadece domuz eti yedigi icin" obez olan ve damarlari tikanmis, akut infarktüs yüzünden kalp krizi geciren insanlarin oraninda bir yükseklik görmedim. Bizim yusyuvarlak top gibi gezen, hamurisinden sismis teyzelerin ne farki var? Smile

Gelelim isin bilimsel kismina. Etin bilimsel karsiligi kas dokudur. Kas doku icinde ihtiva edilen yaga baktigimiz zaman domuz eti yagli degildir. Yag, vücudugn belli kisimlarina yayilmistir, ancak etteki orani sigir etinden yer yer azdir. Vücuttan normal bir kesit aldigin zaman yagi etten ayrilmis, resmen beyaz olarak görürsün. Laboratuvar incelemelerinde de dedigim gibi sigir ya da koyun etinden fazla yag oranina sahip degildir domuz eti. (Tavuk hepsinden daha az yag ihtiva eder.) Kisacasi yagini yemezsin, olur biter. Sanki kuzu sis yedigin zaman araya yag gelmiyor...

Ikincisi kanin yagla dolmasi böyle birden olacak birsey degildir. Sen de okumussundur cogu kez, kirmizi et tüketiminin ihtiva ettigi yag ve yüksek enerji itibariyle seneler icinde kalp-damar hastaliklarina neden olma riskini artirdigini. Domuzu bu yüzden yememek gerekiyorsa vejeteryan olmak icap eder...

P - Ayrıca, domuz yağı içerisinde "sutoksin" denilen zehirli maddeler mevcuttur. Vücuda giren bu zehirli maddelerin dışarı atılması için, lenf bezlerinin fazla çalışmaları icap eder. Bu durum, bilhassa çocuklarda lenf düğümlerinin iltihaplanması ve şişmesi şeklinde kendini gösterir. Hasta çocuğun boğaz bölgesi anormal bir şekilde şişerek, adeta domuza benzer. Bu sebeple, bu hastalığa "domuz hastalığı" (skrofuloz) adı verilir. Hastalığın ilerlemesi halinde, bütün lenf bezleri cerahatlenerek şişer. Ateş yükselir, ağrı başlar ve tehlikeli bir durum ortaya çıkar.

Su sutoksin denilen sey de beni öldürecek gercekten. Reckeweg denilen bir adamin sadece teorisine bagli olarak ortaya attigi ve nedense sadece domuzda bu toksinin bulundugunu söylemesiyle kalmis bir olay. Homotoksikoloji teorisi icinde gecen örnekten baska bir yerde görmedigim (Almanya'dan satin aldigim toksikoloji kitabim dahil) bu toksinle ilgili yaziyi sen de okuyabilirsin. Bu yazida adamin söyledigi seyi sadece sana aktarayim, ciddiye alip almamasi sana kalsin:

Bei regelmäßigem Verzehr von Schweinefleisch ersetze Gewebe des Schweins allmählich menschliches Körpergewebe. „Das von Reckeweg vorhergesagte Ergebnis: Schweinefleischesser werden im Laufe der Zeit den Tieren ähnlich, die sie verspeisen.“

Düzenli domuz eti tüketiminde domuz dokulari insan vücudu dokularindan üstün tutulur. / Reckeweg'in önceden söyledigi sonuc ise: Domuz eti tüketicisi zamanla tükettigi hayvanla benzerlikler gösterir.

Domuza benzeyen yahut dokularinda domuz eti yedigi icin domuz etine benzer degisikliklerin gözlendigi hastalar görmedim, simdi de arastirdim, bilgi bulamadim.

Skrofuloz'a gelince; bu hastaligin adi domuz hastaligi falan da degildir. Günümüzde neredeyse görülmeyen alerjik bir hastaliktir. Domuzun d'siyle de alakasi yoktur. (Bu hokkabazlarda cidden, affedersin "bok at, izi kalsin" stratejisi en yaygin kullanilan...)

http://de.wikipedia.org/wiki/Skrofulose

Bu yazida da okudugunda göreceksin ki hastalik önceden Tüberkülozla iliskili tutulmus, ancak günümüzde alerjiyle baglantilandirilmis. Sutoksinle degil.

- Domuz etinde bol miktarda bulunan sümüksü bağ dokusu, kükürt yönünden çok zengindir. Bu sayede, vücuda fazla miktarda kükürt alınmış olur. Bu fazlalıksa; kıkırdak, kas ve sinirlere oturarak eklemlerde iltihaplanma, kireçlenme ve bel fıtığı gibi çeşitli hastalıklara yol açar. Domuz eti devamlı yenirse, vücuttaki sert kıkırdak maddesinin yerini, domuzdan geçen sümüksü bağ dokusu alır. Bunun sonucu olarak, kıkırdak yumuşar; vücut ağırlığına tahammül edemeyerek altında ezilir. Böylece, eklemlerde bozulmalar meydana gelir. Domuz eti yiyenlerin elleri pelteleşir, yağ tabakaları teşekkül eder. Mesela yiyen kimse sporcuysa; yorgun, tembel ve az hareketli olur.

Buna birsey yazamiyorum artik. Sadece "arkadas fantastik roman yazmaya ne dersin?" diyebiliyorum... Cüs...

- Domuzda, büyüme hormonu da çok fazladır. Doğduğu zaman birkaç yüz gram olan domuz yavrusu, altı ayda yüz kiloya erişir. Bu kadar süratli gelişme, büyüme hormonunun fazlalığı sebebiyledir. Domuz etiyle fazla miktarda alınan büyüme hormonu, vücutta doku şişliklerine ve iltihaplanmalara yol açar. Burun, çene, el ve ayak kemiklerinin anormal bir şekilde büyümesine ve vücudun yağlanmasına sebep olur. Büyüme hormonunun en etkili yönü, kanserin gelişmesine zemin hazırlamasıdır. Nitekim domuz kesim işiyle uğraşanlar, erkek domuzların belli bir yaştan sonra mutlaka kansere yakalandıklarını ifade ederler.

Domuzun büyüme hormonu diger hayvanlara göre fazladir. Ancak bu onun dogal gelisimi icin gerekli olan seviyedir. Nasil ki bir filin büyüme hormonu ona göreyse, bir inegin de ona göre olacaktir. Domuzun da ona göredir. Bu büyüme hormonu da salinmaya devam ettigi sürece etkindir. Sirf büyüme hormonu yüksek diye büyümüyor hayvanlar, genetik yapilari buna izin verdigi icin büyüyorlar. Bu adam hayatinda hic domuz ciftligi ziyaret etmedigi icin bilmez, cesitli faktörlerle ufak kalan domuzcuklar olur. Onlarin da büyüme hormonlari yeterince salgilanmasina ragmen. 9 ay 10 gün gebelik süresi olan insan en fazla ortalama 3-4 kiloluk bir yavru dogurabilirken yine 9 ay 10 gün gebelik süresi olan bir inek 40 kilo dogum yapar. Insan 13-14 yasinda ergenlige erisirken inek 1. yasinda artik ergendir ve 2. yasinda ilk buzagisini dogurur. Sigir da yemememiz lazim o halde...

Domuz 114 günlük gebelik süresinin ardindan 1,2 kilo olarak dogar. Kesim yasi 6 aylikken, yani 180 günlükkendir ve bu sürede 120 kilo agirliga ulasirlar. Bu ayni zamanda ergenliklerini de tamamladiklari yastir. 180 günlük yasta domuzlar ya kesime giderler, ya da genc domuzlar olarak tohuma ayrilirlar. Inek 1 yilda 400-450 kilo olur, tohumlanir, domuz 6 ayda 120 kilo olur tohumlanir. Arada fark göremiyorum ben...

Kisacasi büyüme hormonunun kendi türü adina sigirinkinden bir fazlaligi ya da eksikligi yoktur. Hicbir domuz tüketicisinde de yukaridaki belirtiler yoktur...

- Domuz etinin ihtiva ettiği histamin ve imtidazol denilen maddeler, deride kaşıntı hissi uyandırır. Ekzama, dermatit, nörodermatit gibi iltihabi deri hastalıklarına zemin hazırlar. Bu maddeler ayrıca; kan çıbanı, apandisit, safra yolları hastalıkları, toplar damar iltihapları gibi hastalıklara yakalanma ihtimalini artırır. Bu sebeple doktorlar, kalp hastalarına kesinlikle domuz eti yememelerini tavsiye ederler.

Kalp hastalari icin doktorlar "kirmizi etten ve yagli yiyeceklerden uzak durulmasini" tavsiye ederler. Domuz etinden degil sadece...

Arkadasimiz Alman Hekimi Reckeweg'in profesör olmadigini da bilmiyormus bu arada. Verdigi örnegi de ben bulamadim acikcasi. Diyecek söz bulamiyorum. Ben de bu türlü hikayeleri gercekten yasamis birinin adini kullanarak gayet rahat söyleyebilirim... Smile

P - Domuz eti ile insana bulaşan tehlikeli hastalıklardan birisi de, trişin hastalığıdır. Domuzlar bu hastalığı, trişinli fare yemek veya trişinli domuz
eti ile beslenmekle alırlar. Fakat trişin, domuzlarda ağır bir hastalık yapmaz. Halbuki insanlarda, çok tehlikeli ve öldürücü bir hastalık meydana getirir.

- Trisin gibi sigirlarin da bircok paraziti vardir, Cysticercus bovis gibi; ete yerlesir. Sigirlar da domuzlar da yetistiricilikleri süresince parazit tedavisi görürler. Gerek koruyucu gerek tedavi amacli. Bu tedaviler de genelde eriskin formlara yöneliktir. 75 derece ve daha sicakta pisirildikten sonra enfekte ette bile sorun kalmamaktadir.

Kisacasi parazit riski her ette vardir ve yetistiriciligi hijyenik sartlarda yapilmayan her hayvan türü saglik icin tehdittir. Yukarida yazildigi gibi 100 komplo teorisini ben sadece sigir ve koyunlarin sahip olduklari parazitlerle ilgili yazabilirim...

Müslümanlarda trisin görülmez, ama bol miktarda tenya görülür. Bu parazitler yüzünden zayif kalan, hatta ölen insanlara rastlanmakta. Vejeteryanlarda bu da görülmez. Et yemezler zira.

P - Domuz, dişisini kıskanmayan bir hayvandır. Domuz eti ile beslenen insanlarda, kıskançlık hissinin zayıfladığı veya dumura uğradığı gözlenmiştir.

HAHAHHAHAHAHAHAH



Ekleme: Ayrica bu kisi yazisinda sporcularla ilgili söyle demis:

quote:

Mesela yiyen kimse sporcuysa; yorgun, tembel ve az hareketli olur.


Ben de diyorum ki: E be profesörcük, hic mi düsünmedin dünyada en cok domuz tüketen memleket olan Almanya dünyaca basarili yüzlerce sporcuya sahip...

Selamliyorum seni. Öpüyorum yanaklarindan...





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Serdar -- 29 Mart 2010; 0:30:35 >

S
15 yıl
Yarbay

Merhaba arkadaslar. Beni tanimayanlar icin kisaca Almanya'da domuz ve sigir agirlikli calisan bir büyük hayvan kliniginde calisan veteriner hekim oldugumu söyleyerek söze baslamak istiyorum. Bugün bir arkadasimdan bir posta aldim. Asagida yazisini paylasacagim bir profesörün yazisini göndermis ve yorumlarimi merak etmis. Kisaca yaziyi ve nacizane yorumlarimi aynen sizinle de paylasacagim.

quote:

Domuz eti niçin haramdır?

--------------------------------------------------------------------------------

Bir şeyin helal veya haram olması, Allah'ın emrine tabidir. Allah bir şeye "helal" derse helal, "haram" derse haram olur. Yani din bir imtihandır, insanlara yapılan bir tekliftir.

Cenab-ı Hak, cennete layık bir duruma getirmek için, insanları imtihana tabi tutuyor. Bu sebeple, bazı emir ve yasaklar koymuştur. Esas olan da bu emir ve yasaklara uymaktır.

Bu prensiplerin gerek insanın şahsi hayatına, gerekse cemiyet hayatına pek çok faydaları vardır. Dolayısıyla bunlar, o emir ve yasağa daha şuurlu olarak riayet etmemizi sağlıyor.

Dinimizin yasakladığı hususlardan birisi de, domuz etidir. Bu yasaklamanın, pek çok hikmeti vardır. Biz, burada sadece birkaçına işaret etmeğe çalışacağız.

- Domuz eti çok yağlıdır. Yenildiği takdirde, bu yağ kana geçer. Böylece kan, yağ tanecikleriyle dolmuş olur. Kandaki bu fazla miktardaki yağ atar damarların sertleşmesine, tansiyon yükselmesine ve kalb infaktüsüne sebep olur.

- Ayrıca, domuz yağı içerisinde "sutoksin" denilen zehirli maddeler mevcuttur. Vücuda giren bu zehirli maddelerin dışarı atılması için, lenf bezlerinin fazla çalışmaları icap eder. Bu durum, bilhassa çocuklarda lenf düğümlerinin iltihaplanması ve şişmesi şeklinde kendini gösterir. Hasta çocuğun boğaz bölgesi anormal bir şekilde şişerek, adeta domuza benzer. Bu sebeple, bu hastalığa "domuz hastalığı" (skrofuloz) adı verilir. Hastalığın ilerlemesi halinde, bütün lenf bezleri cerahatlenerek şişer. Ateş yükselir, ağrı başlar ve tehlikeli bir durum ortaya çıkar.

- Domuz etinde bol miktarda bulunan sümüksü bağ dokusu, kükürt yönünden çok zengindir. Bu sayede, vücuda fazla miktarda kükürt alınmış olur. Bu fazlalıksa; kıkırdak, kas ve sinirlere oturarak eklemlerde iltihaplanma, kireçlenme ve bel fıtığı gibi çeşitli hastalıklara yol açar. Domuz eti devamlı yenirse, vücuttaki sert kıkırdak maddesinin yerini, domuzdan geçen sümüksü bağ dokusu alır. Bunun sonucu olarak, kıkırdak yumuşar; vücut ağırlığına tahammül edemeyerek altında ezilir. Böylece, eklemlerde bozulmalar meydana gelir. Domuz eti yiyenlerin elleri pelteleşir, yağ tabakaları teşekkül eder. Mesela yiyen kimse sporcuysa; yorgun, tembel ve az hareketli olur.

- Domuzda, büyüme hormonu da çok fazladır. Doğduğu zaman birkaç yüz gram olan domuz yavrusu, altı ayda yüz kiloya erişir. Bu kadar süratli gelişme, büyüme hormonunun fazlalığı sebebiyledir. Domuz etiyle fazla miktarda alınan büyüme hormonu, vücutta doku şişliklerine ve iltihaplanmalara yol açar. Burun, çene, el ve ayak kemiklerinin anormal bir şekilde büyümesine ve vücudun yağlanmasına sebep olur. Büyüme hormonunun en etkili yönü, kanserin gelişmesine zemin hazırlamasıdır. Nitekim domuz kesim işiyle uğraşanlar, erkek domuzların belli bir yaştan sonra mutlaka kansere yakalandıklarını ifade ederler.

- Domuz etinin ihtiva ettiği histamin ve imtidazol denilen maddeler, deride kaşıntı hissi uyandırır. Ekzama, dermatit, nörodermatit gibi iltihabi deri hastalıklarına zemin hazırlar. Bu maddeler ayrıca; kan çıbanı, apandisit, safra yolları hastalıkları, toplar damar iltihapları gibi hastalıklara yakalanma ihtimalini artırır. Bu sebeple doktorlar, kalp hastalarına kesinlikle domuz eti yememelerini tavsiye ederler.

Alman hekimi Prof. Reckeweg, "Domuz Eti ve İnsan Sağlığı" adlı eserinde bir hatırasını şöyle anlatır:

"Tedavi maksadıyla, bir çiftçi ailesinin biraz sapa yörede bulunan çiftliğine gitmiştim. Babada, müzmin antroz (dejeneratif eklem hastalığı) ve kalça eklemi iltihabı vardı. Ayrıca, karaciğerinden de rahatsız idi. Annenin, bacaklarında varis ve eziyet verici kaşıntısı olan ekzama vardı. Ailenin kızları ise, kalp yetmezliği ve romatizmadan şikayetçi idi. En sağlıklıları görünmesine rağmen oğulları da, anjin sonrası kalp yetmezliğinden ve kan çıbanından müşteki idi. Evin öbür kızı ise, müzmin bronşitten muzdarip idi. Oğullarından bir diğeri de, domuz kıllanması ve müzmin plörite yakalanmış olup, devamlı tekrar eden fistül ifrazatından şikayet etmekte idi.

Yukarıda sakinlerin hastalıklarından uzun uzadıya bahsettiğim çiftlik içinde, muayene sırasında garip bir olaya şahit oldum. Ailenin arasında, iri cüsseli bir domuz hiç istifini bozmadan, aşağı doğru sarkan kalın bir ağaç dalına abanarak sırtını kaşıyordu.

Hastalara, "Oradaki domuzu görüyor musunuz? Onun kaşınmasına ve iltihaplara yol açan maddeleri, etiyle beraber siz de yiyorsunuz. İşte bu maddeler, sizdeki hastalıkların yegane sebebidir" dedim. Yukarıda kendilerinden bahsettiğim, Kara Ormanlar havalisinde oturan benzeri çiftlik sahiplerinden verdiğim nasihati dinleyenler, domuz eti yemekten vazgeçerek hastalıklarının çoğundan kurtuldular. Şimdi o çiftliklerin etrafındaki otlaklarda, İslam ülkelerinde olduğu gibi küçük koyun sürüler yayılıyor."

- Domuz eti ile insana bulaşan tehlikeli hastalıklardan birisi de, trişin hastalığıdır. Domuzlar bu hastalığı, trişinli fare yemek veya trişinli domuz
eti ile beslenmekle alırlar. Fakat trişin, domuzlarda ağır bir hastalık yapmaz. Halbuki insanlarda, çok tehlikeli ve öldürücü bir hastalık meydana getirir.

Domuz etiyle alınan trişin kurtçuklar, mide-barsak yoluyla kana geçer. Böylece de, bütün vücuda yayılırlar. Trişin kurtçukları özellikle çene, dil, boyun, yutak ve göğüs bölgelerindeki kas dokularına yerleşirler. Çiğneme, konuşma ve yutma adalelerinde felçler meydana getirirler. Yine kan damarlarında tıkanıklığa, menenjit ve beyin iltihabına sebep olurlar. Bazı ağır vakalar, ölümle sonuçlanır. Bu hastalığın en kötü tarafıysa, kesin bir tedavi şeklinin olmamasıdır.

Trişin hastalığı, bilhassa Avrupa ülkelerinde yaygındır. Sıkı veteriner kontrolleri yapılmasına rağmen, İsveç, İngiltere ve Plonya'da trişin salgınları görülmektedir.

Yurdumuzdaysa, yerli Hıristiyanların dışında hiç bir müslümanda trişin hastalığı görülmemiştir. Çünkü, ülkemizde Hıristiyanlar dışında kimse domuz eti yememektedir. İnsan ve hayvanlar, yedikleri gıdaların az-çok tesirinde kalırlar. Mesela kedi, köpek, aslan gibi et yiyen hayvanların yırtıcı; koyun, keçi, deve gibi ot ile beslenen hayvanlarınsa daha uysal ve yumuşak huylu oldukları malumdur.

Bu durum, insanlar için de geçerlidir. Nebati gıdalarla beslenenlerin, genellikle halim-selim; et ve et ürünleriyle beslenen insanların ise daha sert mizaçlı oldukları tespit edilmiştir.

- Domuz, dişisini kıskanmayan bir hayvandır. Domuz eti ile beslenen insanlarda, kıskançlık hissinin zayıfladığı veya dumura uğradığı gözlenmiştir.

Fransız filozoflarından Savorin de beslenmenin mizaç üzerindeki bu tesirine çok önem vererek, "Bana ne yediğini söyle, senin ne olduğunu haber vereyim" demiştir.

Yüce Rabbimiz, istifademiz için pek çok gıda yaratmıştır. Bunun yanında, bazı zararlı şeylerin yenilip içilmesini yasaklamıştır. Çünkü O, sonsuz şefkat ve merhamet sahibidir. Kullarına, taşıyamayacakları yükleri yüklememiştir. Emir ve yasakları, insanların rahatlıkla altından kalkabilecekleri şeylerdir.

Acaba insan içki içmeyince, domuz eti yemeyince ne kaybeder?

Bir makinenin mühendisi, o makinenin hangi şartlarda ve nasıl çalışacağını da belirtmiştir. Mesela kataloğunda, bir makinenin 220 voltta çalışabileceği yazıyor. Bizse, daha iyi çalışabileceğini düşünerek, 500 volta takmış olalım. Bir anda, makinenin ne hale geleceği malumdur...

İşte insan vücudu da, Cenab-ı Hakk'ın yarattığı mükemmel bir motor ve harika bir makinedir. Bu makinenin en iyi nasıl çalışacağını da, elbette yapan bilecektir. Madem ki Allah'ımız domuz etini haram kılmıştır, öyleyse yememiz mahzurludur...

Selahattin Salimoğlu ( Prof. Dr.)


P - Domuz eti çok yağlıdır. Yenildiği takdirde, bu yağ kana geçer. Böylece kan, yağ tanecikleriyle dolmuş olur. Kandaki bu fazla miktardaki yağ atar damarların sertleşmesine, tansiyon yükselmesine ve kalb infaktüsüne sebep olur.

Okudugumda bunu gözümde cok akut bir sok durumu canlandi. Bir kere düsün, sefim 65-70 kilo ve sadece domuz eti yiyor. 47-48 yasinda ve "domuz gibi" saglikli. Smile Diger Almanlari düsün, sahsen ben "sadece domuz eti yedigi icin" obez olan ve damarlari tikanmis, akut infarktüs yüzünden kalp krizi geciren insanlarin oraninda bir yükseklik görmedim. Bizim yusyuvarlak top gibi gezen, hamurisinden sismis teyzelerin ne farki var? Smile

Gelelim isin bilimsel kismina. Etin bilimsel karsiligi kas dokudur. Kas doku icinde ihtiva edilen yaga baktigimiz zaman domuz eti yagli degildir. Yag, vücudugn belli kisimlarina yayilmistir, ancak etteki orani sigir etinden yer yer azdir. Vücuttan normal bir kesit aldigin zaman yagi etten ayrilmis, resmen beyaz olarak görürsün. Laboratuvar incelemelerinde de dedigim gibi sigir ya da koyun etinden fazla yag oranina sahip degildir domuz eti. (Tavuk hepsinden daha az yag ihtiva eder.) Kisacasi yagini yemezsin, olur biter. Sanki kuzu sis yedigin zaman araya yag gelmiyor...

Ikincisi kanin yagla dolmasi böyle birden olacak birsey degildir. Sen de okumussundur cogu kez, kirmizi et tüketiminin ihtiva ettigi yag ve yüksek enerji itibariyle seneler icinde kalp-damar hastaliklarina neden olma riskini artirdigini. Domuzu bu yüzden yememek gerekiyorsa vejeteryan olmak icap eder...

P - Ayrıca, domuz yağı içerisinde "sutoksin" denilen zehirli maddeler mevcuttur. Vücuda giren bu zehirli maddelerin dışarı atılması için, lenf bezlerinin fazla çalışmaları icap eder. Bu durum, bilhassa çocuklarda lenf düğümlerinin iltihaplanması ve şişmesi şeklinde kendini gösterir. Hasta çocuğun boğaz bölgesi anormal bir şekilde şişerek, adeta domuza benzer. Bu sebeple, bu hastalığa "domuz hastalığı" (skrofuloz) adı verilir. Hastalığın ilerlemesi halinde, bütün lenf bezleri cerahatlenerek şişer. Ateş yükselir, ağrı başlar ve tehlikeli bir durum ortaya çıkar.

Su sutoksin denilen sey de beni öldürecek gercekten. Reckeweg denilen bir adamin sadece teorisine bagli olarak ortaya attigi ve nedense sadece domuzda bu toksinin bulundugunu söylemesiyle kalmis bir olay. Homotoksikoloji teorisi icinde gecen örnekten baska bir yerde görmedigim (Almanya'dan satin aldigim toksikoloji kitabim dahil) bu toksinle ilgili yaziyi sen de okuyabilirsin. Bu yazida adamin söyledigi seyi sadece sana aktarayim, ciddiye alip almamasi sana kalsin:

Bei regelmäßigem Verzehr von Schweinefleisch ersetze Gewebe des Schweins allmählich menschliches Körpergewebe. „Das von Reckeweg vorhergesagte Ergebnis: Schweinefleischesser werden im Laufe der Zeit den Tieren ähnlich, die sie verspeisen.“

Düzenli domuz eti tüketiminde domuz dokulari insan vücudu dokularindan üstün tutulur. / Reckeweg'in önceden söyledigi sonuc ise: Domuz eti tüketicisi zamanla tükettigi hayvanla benzerlikler gösterir.

Domuza benzeyen yahut dokularinda domuz eti yedigi icin domuz etine benzer degisikliklerin gözlendigi hastalar görmedim, simdi de arastirdim, bilgi bulamadim.

Skrofuloz'a gelince; bu hastaligin adi domuz hastaligi falan da degildir. Günümüzde neredeyse görülmeyen alerjik bir hastaliktir. Domuzun d'siyle de alakasi yoktur. (Bu hokkabazlarda cidden, affedersin "bok at, izi kalsin" stratejisi en yaygin kullanilan...)

http://de.wikipedia.org/wiki/Skrofulose

Bu yazida da okudugunda göreceksin ki hastalik önceden Tüberkülozla iliskili tutulmus, ancak günümüzde alerjiyle baglantilandirilmis. Sutoksinle degil.

- Domuz etinde bol miktarda bulunan sümüksü bağ dokusu, kükürt yönünden çok zengindir. Bu sayede, vücuda fazla miktarda kükürt alınmış olur. Bu fazlalıksa; kıkırdak, kas ve sinirlere oturarak eklemlerde iltihaplanma, kireçlenme ve bel fıtığı gibi çeşitli hastalıklara yol açar. Domuz eti devamlı yenirse, vücuttaki sert kıkırdak maddesinin yerini, domuzdan geçen sümüksü bağ dokusu alır. Bunun sonucu olarak, kıkırdak yumuşar; vücut ağırlığına tahammül edemeyerek altında ezilir. Böylece, eklemlerde bozulmalar meydana gelir. Domuz eti yiyenlerin elleri pelteleşir, yağ tabakaları teşekkül eder. Mesela yiyen kimse sporcuysa; yorgun, tembel ve az hareketli olur.

Buna birsey yazamiyorum artik. Sadece "arkadas fantastik roman yazmaya ne dersin?" diyebiliyorum... Cüs...

- Domuzda, büyüme hormonu da çok fazladır. Doğduğu zaman birkaç yüz gram olan domuz yavrusu, altı ayda yüz kiloya erişir. Bu kadar süratli gelişme, büyüme hormonunun fazlalığı sebebiyledir. Domuz etiyle fazla miktarda alınan büyüme hormonu, vücutta doku şişliklerine ve iltihaplanmalara yol açar. Burun, çene, el ve ayak kemiklerinin anormal bir şekilde büyümesine ve vücudun yağlanmasına sebep olur. Büyüme hormonunun en etkili yönü, kanserin gelişmesine zemin hazırlamasıdır. Nitekim domuz kesim işiyle uğraşanlar, erkek domuzların belli bir yaştan sonra mutlaka kansere yakalandıklarını ifade ederler.

Domuzun büyüme hormonu diger hayvanlara göre fazladir. Ancak bu onun dogal gelisimi icin gerekli olan seviyedir. Nasil ki bir filin büyüme hormonu ona göreyse, bir inegin de ona göre olacaktir. Domuzun da ona göredir. Bu büyüme hormonu da salinmaya devam ettigi sürece etkindir. Sirf büyüme hormonu yüksek diye büyümüyor hayvanlar, genetik yapilari buna izin verdigi icin büyüyorlar. Bu adam hayatinda hic domuz ciftligi ziyaret etmedigi icin bilmez, cesitli faktörlerle ufak kalan domuzcuklar olur. Onlarin da büyüme hormonlari yeterince salgilanmasina ragmen. 9 ay 10 gün gebelik süresi olan insan en fazla ortalama 3-4 kiloluk bir yavru dogurabilirken yine 9 ay 10 gün gebelik süresi olan bir inek 40 kilo dogum yapar. Insan 13-14 yasinda ergenlige erisirken inek 1. yasinda artik ergendir ve 2. yasinda ilk buzagisini dogurur. Sigir da yemememiz lazim o halde...

Domuz 114 günlük gebelik süresinin ardindan 1,2 kilo olarak dogar. Kesim yasi 6 aylikken, yani 180 günlükkendir ve bu sürede 120 kilo agirliga ulasirlar. Bu ayni zamanda ergenliklerini de tamamladiklari yastir. 180 günlük yasta domuzlar ya kesime giderler, ya da genc domuzlar olarak tohuma ayrilirlar. Inek 1 yilda 400-450 kilo olur, tohumlanir, domuz 6 ayda 120 kilo olur tohumlanir. Arada fark göremiyorum ben...

Kisacasi büyüme hormonunun kendi türü adina sigirinkinden bir fazlaligi ya da eksikligi yoktur. Hicbir domuz tüketicisinde de yukaridaki belirtiler yoktur...

- Domuz etinin ihtiva ettiği histamin ve imtidazol denilen maddeler, deride kaşıntı hissi uyandırır. Ekzama, dermatit, nörodermatit gibi iltihabi deri hastalıklarına zemin hazırlar. Bu maddeler ayrıca; kan çıbanı, apandisit, safra yolları hastalıkları, toplar damar iltihapları gibi hastalıklara yakalanma ihtimalini artırır. Bu sebeple doktorlar, kalp hastalarına kesinlikle domuz eti yememelerini tavsiye ederler.

Kalp hastalari icin doktorlar "kirmizi etten ve yagli yiyeceklerden uzak durulmasini" tavsiye ederler. Domuz etinden degil sadece...

Arkadasimiz Alman Hekimi Reckeweg'in profesör olmadigini da bilmiyormus bu arada. Verdigi örnegi de ben bulamadim acikcasi. Diyecek söz bulamiyorum. Ben de bu türlü hikayeleri gercekten yasamis birinin adini kullanarak gayet rahat söyleyebilirim... Smile

P - Domuz eti ile insana bulaşan tehlikeli hastalıklardan birisi de, trişin hastalığıdır. Domuzlar bu hastalığı, trişinli fare yemek veya trişinli domuz
eti ile beslenmekle alırlar. Fakat trişin, domuzlarda ağır bir hastalık yapmaz. Halbuki insanlarda, çok tehlikeli ve öldürücü bir hastalık meydana getirir.

- Trisin gibi sigirlarin da bircok paraziti vardir, Cysticercus bovis gibi; ete yerlesir. Sigirlar da domuzlar da yetistiricilikleri süresince parazit tedavisi görürler. Gerek koruyucu gerek tedavi amacli. Bu tedaviler de genelde eriskin formlara yöneliktir. 75 derece ve daha sicakta pisirildikten sonra enfekte ette bile sorun kalmamaktadir.

Kisacasi parazit riski her ette vardir ve yetistiriciligi hijyenik sartlarda yapilmayan her hayvan türü saglik icin tehdittir. Yukarida yazildigi gibi 100 komplo teorisini ben sadece sigir ve koyunlarin sahip olduklari parazitlerle ilgili yazabilirim...

Müslümanlarda trisin görülmez, ama bol miktarda tenya görülür. Bu parazitler yüzünden zayif kalan, hatta ölen insanlara rastlanmakta. Vejeteryanlarda bu da görülmez. Et yemezler zira.

P - Domuz, dişisini kıskanmayan bir hayvandır. Domuz eti ile beslenen insanlarda, kıskançlık hissinin zayıfladığı veya dumura uğradığı gözlenmiştir.

HAHAHHAHAHAHAHAH



Ekleme: Ayrica bu kisi yazisinda sporcularla ilgili söyle demis:

quote:

Mesela yiyen kimse sporcuysa; yorgun, tembel ve az hareketli olur.


Ben de diyorum ki: E be profesörcük, hic mi düsünmedin dünyada en cok domuz tüketen memleket olan Almanya dünyaca basarili yüzlerce sporcuya sahip...

Selamliyorum seni. Öpüyorum yanaklarindan...



B
15 yıl
Yarbay

Uzun arastirmalarim sonucunda neden pismemis domuz eti yenmemesinin sebebini buldum hemde guvenilir kaynaklardan

Pork Tapeworm (Taenia Solium) olarak geciyor ve bir nevi parasit. Genellikle hijyenik olmayan ve gelismekte olan ulkelerde goruluyor (Brezilya gibi). Bulastigi insanin bagisiklik sistemine bagli olarak eger zayif ise ciddi enfeksiyonlara sebebiyet verebiliyor. Tahminimce bu sebepten oturu ameliyat, dovme ve benzeri durumlar sonrasi domuz etinin yenmemesi tavsiye ediliyor cunku bagisiklik sistemi zayiflamis oluyor ve parasitin daha hizli yayilmasina yol aciyor.

Konuyu acikliga kavusturdugum icin oldukca rahatladim sahsen ama emin olmak icin halen arastirmaya devam ediyorum. Yeni bilgiler gelene kadar asagidakilerle idare edin

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

Daha fazla kaynak icin asagida ki linkleri kullanabilirsiniz

http://www.scielo.br/scielo.php?script=sci_arttext&pid=S0036-46652005000200007
http://en.wikipedia.org/wiki/Taenia_solium
http://www.medterms.com/script/main/art.asp?articlekey=18494





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bethrezen -- 7 Nisan 2010; 20:54:33 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
S
15 yıl
Yarbay

Anlamadigim neden sadece "domuz etiyle" sinirlandirildigi. Domuzlar bu türlü parazitleri barindirabildikleri icin yetistirilme süreclerinde parazit tedavisi görürler. Görmeyenlerde bunlar görülebilir, evet.

Simdi denilecek ki: "Al iste baytar! Domuz iyidir iyidir diyordun, parazit kayniyor!"

E, alin size sigir:

Insan barsaginda olgun parazit haline gelen "Taenia saginata"ya neden olan ve arakonak olan sigirin kaslarina yerlesen "Cysticercus bovis" ve yasam döngüsü:

http://de.wikipedia.org/wiki/Taenia_saginata

< Resime gitmek için tıklayın >


Sigirlar da yetistirilme sürecleri boyunca bu türlü parazitlere maruz kaldiklarindan parazit tedavisi görürler. Görmeyenlerde bu parazitler barinir, ayni domuzdaki gibi.

Simdi sorarim size; neden domuz yemese iyi olur demis de bu hekim kardesimiz sigir eti dememis?

Bunu da arastirabilirseniz cok sevinirim...





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Serdar -- 7 Nisan 2010; 23:05:02 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
G
15 yıl
Yarbay

Parazit olayı sadece domuza has değildir. Az pişmiş ya da çiğ olan her etin insana zararlı parazit yapma ihtimali vardır. Çiğ balık, çiğ köfte de aynı parazit hastalığına neden olur.

http://images.google.com/images?q=%C3%A7i%C4%9F%20bal%C4%B1k%20parazit&um=1&ie=UTF-8&sa=N&hl=tr&tab=wi

Linke tıkladığınızda göreceğiniz resimler, çiğ balıktan geçen parazit yüzünden oluşan hastalığın resimleridir.


Bu mesaja 3 cevap geldi.
C
15 yıl
Binbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: Computeus

Parazit olayı sadece domuza has değildir. Az pişmiş ya da çiğ olan her etin insana zararlı parazit yapma ihtimali vardır. Çiğ balık, çiğ köfte de aynı parazit hastalığına neden olur.

http://images.google.com/images?q=%C3%A7i%C4%9F%20bal%C4%B1k%20parazit&um=1&ie=UTF-8&sa=N&hl=tr&tab=wi

Linke tıkladığınızda göreceğiniz resimler, çiğ balıktan geçen parazit yüzünden oluşan hastalığın resimleridir.

Sakın tıklamayın!
Bu ne ya! İştah açıcı konu ne hale geldi. Bakteriler, virüsler, kurtlanmış beyinler :)



S
15 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: The souls migration

ehh kimse yazamadı mı bu soruya cevabı hala?

bu sorunun cevabını bilimsel ve dini açıdan kabullenmeyenler için verilecek tek cevabı ben alıntı yaparak yazayım ki; fazla uğraşmayın.
niye sıkıntıya ya da tasaya düşüyorsunuz ki? dini yönden kabullenmediğiniz şeyin karşısında duracaksanız masonik yönden konuya yaklaşın.


"Kybele'nin Bir de kocasi vardi ve o da Tanrilar'dandi. Adi; Anis, Adon, Adonay veya Adonis idi. Bitkisel hayatin mevsimlere göre canlanip ölmesini yönetirdi. Her ilkbaharda dogar, kis baslarinda ölürdü. Suriye toplumlarindaki inanca göre, Anis'i bir yabani domuz öldürdü. Iste "Sami" irklarda domuz eti yemenin haram telakki edilmesi, Anis'i öldüren domuza karsi duyulan kin ve nefretten kalmis ve Islam dinine kadar gelebilmistir." Mason Dergisi S: 82/5 Sf:12

bu yukarıdaki açıklamayı, (Enam Suresi, 145)' e karşılık yapılmış.


(Enam Suresi, 145)
"(Ey Resulüm) de ki: - Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyecegi arasinda, dedigimiz gibi haram edilmis bir sey bulmuyorum. Yalniz haram olarak sunlar vardir: Ölü, yahut akitilan kandan, yahut domuz eti ki, o süphesiz bir pistir, yahut Allah'dan baskasinin adina bir fisk olarak bogazlanan. Bununla beraber her kim bunlarda da çaresiz kalirsa, tecavüz etmememek ve zaruret miktarini asmamak üzere yiyebilir."



başka açıklaması yok. bilimsel açıklamayı kabul etmiyorsunuz, dini konuları gözünüz görmüyor. o zaman geriye bir tek benim yazdığım kaldı.
bunu da yazamıyorsunuz. o zaman bu konuda neyi keşfetmeyi bekliyorsunuz ki? gidip gözlerinizle görün diyeceğim ama bir zamanlar sultanahmet parkı mı deyim neyse,
o park içinde hayvanat bahçesi vardı. domuz da vardı o park içinde. neyse bu bahane değil, salın domuzları kendi haline bakın bakalım kendi pisliklerinin içinden çıkıyor mu?
ya kendi pisliği içinde yemlenen, yüzen başka hayvan yok. sen bu hayvanı temiz yetiştirmeye çalışan da hayvanın tabiatında var. alemsiniz ya


Ehhh sen okumadin mi cevabi hala?

http://forum.donanimhaber.com/fb.asp?m=38764007

Zahmet edip basligi biraz okuyuverseydin, bir bilenden direk ögrenme sansini tepmeseydin keske...


Bu mesaja 1 cevap geldi.
B
15 yıl
Yarbay

Beyler halen beni, sanki amacim domuz etine suc atmakmis gibi degerlendiriyorsunuz, bu tavrinizi anlamakta gucluk cekiyorum. Olayini inanc savasina donusturmeyelim lutfen.

@Serdar, @Computeus ve @neommy

Inek ve diger hayvanlarda parazit oldugunu bende biliyorum. Brezilya'da domuz eti tuketimi 1. sirada gelmektedir ve tuketim orani dana etine gore daha yuksektir ayrica sigir etinde bulunan parazit cig halde tuketildiginde bulasirken, domuz etinde ki parazit iyi pismemis et ile bulasmaktadir.

Sigirda da parazit var demeden once keske biraz arastirsaydiniz. Bu tarz bir sorunun gelecegini tahmin ettigim icin bu parazitlerin zararlari hakkinda bir arastirma yaptim ve domuz etindeki parazitin daha tehlikeli oldugu bilgisine ulastim. Sigir etindeki parazit besin eksikligi ve orta dereceli karin ve bagirsak sorunlarina yol acarken, domuz etinde ki parazit cysticercosis ureterek merkezi sinir sistemini etkiler ve beyin, goz ve kaslara yerlesir.

Pork Tapeworm'u (Taenia Solium), Beef Tapeworm'dan (Taenia Saginata) ve Broad Fish Tapeworm'dan cok daha fazla tehlikelidir. Soylediklerimin kaniti asagida ki kaynaklardadir. Inanmak istemegen google'dan daha ayrintili bir arastirma yapabilir.

http://home.austarnet.com.au/wormman/wltape.htm
http://www.answers.com/topic/parasitic-infections
http://www.absoluteastronomy.com/topics/Pork_tapeworm


Bulgularimi kaynaklari ile beraber sizlerle paylastim ve kendi adima ameliyat ve benzeri durumlarda neden domuz etinin yenmemesinin cevabini buldugumu dusunuyorum.

Fikirlerini paylasan herkese tesekkurler.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bethrezen -- 8 Nisan 2010; 1:43:23 >

B
15 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Computeus

Parazit olayı sadece domuza has değildir. Az pişmiş ya da çiğ olan her etin insana zararlı parazit yapma ihtimali vardır. Çiğ balık, çiğ köfte de aynı parazit hastalığına neden olur.

http://images.google.com/images?q=%C3%A7i%C4%9F%20bal%C4%B1k%20parazit&um=1&ie=UTF-8&sa=N&hl=tr&tab=wi

Linke tıkladığınızda göreceğiniz resimler, çiğ balıktan geçen parazit yüzünden oluşan hastalığın resimleridir.


Bu olayin cig balik ile alakasi yoktur ayrica balikta ki parazit insan beynine yerlesmez. Balik ve inekten farkli olarak sadece domuzda ki parazit insan beynine yerlesir.

Resimde ki olayin asli, iceri dogru buyen sacin iltihaplanmasi sonucu olusmustur. Haberin dogrusu icin -->http://snopes.com/photos/medical/maggots.asp vehttp://urbanlegends.about.com/library/bl-brainworms.htm





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bethrezen -- 7 Nisan 2010; 23:39:04 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
N
15 yıl
Yarbay

@Bethrezen;

Kendi hesabıma öyle değerlendiriyorum çünkü profiliniz çok uyuyor!
Ben verdiğiniz cevapta şunları anlayamadım, teşekkür de etmişsiniz ve ben bunu " bu konu benim için bitti " anlamında alıyorum, bu yüzden kendinizi cevap verme yükümlülüğü altında olarakta görmeyin lütfen;

İlk paragrafınızı anlayamadım, cümle fazla uzun olunca söylenenleri kavramakta zorluk çektim! Galiba son cümle anlamı karıştırmış!

http://www.dpd.cdc.gov/DPDX/HTML/Taeniasis.htm

Yukardaki bağlantıya bakarsanız ( En alttaki en son cümleye lütfen! ), doktorun öyle birşeyi hangi koşullarda önerebileceği açıklanmış! Doktorun önereceği şey "Az pişmiş olarak Domuz eti yemeyin, Domuz Etini iyi pişirerek yiyebilirsiniz olmalıydı"...
Ayrıca sizin bulduğunuz şeyin hala " dövme veya açık yaradan sonra" domuz eti yemeyin önerisini getirecek bir tarafı yok görebildiğim kadarıyla!
İyi pişirilerek, hijyene dikkat edilerek rahatlıkla yenilebilir domuz eti, sağlıklı bir protein kaynağıdır!


Bu mesaja 1 cevap geldi.
B
15 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: neommy

@Bethrezen;

Kendi hesabıma öyle değerlendiriyorum çünkü profiliniz çok uyuyor!
Ben verdiğiniz cevapta şunları anlayamadım, teşekkür de etmişsiniz ve ben bunu " bu konu benim için bitti " anlamında alıyorum, bu yüzden kendinizi cevap verme yükümlülüğü altında olarakta görmeyin lütfen;

İlk paragrafınızı anlayamadım, cümle fazla uzun olunca söylenenleri kavramakta zorluk çektim! Galiba son cümle anlamı karıştırmış!

http://www.dpd.cdc.gov/DPDX/HTML/Taeniasis.htm

Yukardaki bağlantıya bakarsanız ( En alttaki en son cümleye lütfen! ), doktorun öyle birşeyi hangi koşullarda önerebileceği açıklanmış! Doktorun önereceği şey "Az pişmiş olarak Domuz eti yemeyin, Domuz Etini iyi pişirerek yiyebilirsiniz olmalıydı"...
Ayrıca sizin bulduğunuz şeyin hala " dövme veya açık yaradan sonra" domuz eti yemeyin önerisini getirecek bir tarafı yok görebildiğim kadarıyla!
İyi pişirilerek, hijyene dikkat edilerek rahatlıkla yenilebilir domuz eti, sağlıklı bir protein kaynağıdır!


Madem paylastigim bilgilere, konusma tarzima ve karsi dusunceye saygima ragmen beni sadece inancli oldugum icin boyle degerlendiriyorsaniz bu size karsi son mesajimdir. Bu sebeple elimden geldigi kadariyla sorularinizin hepsini cevaplamaya calisacagim.

Olayi kendi yasadiginiz ortama gore yargiliyorsunuz, bu yanlis. Bu tavsiyeyi veren insan bir doktor ve Brezilya'li o zaman bu olayi oranin sartlarina gore degerlendirmek gerekir. Nedir bu sartlar?

-Brezilya gelismekte olan bir ulke oldugu icin domuzun yetistigi ortam hijyen sartlarina uygun olmayabilir yada parazit tedavisi yapilmamis olabilir.
-Brezilya'da encok tuketilen et domuz etidir.
-Etin iyi pisirilmemis olma ihtimali ve tasidigi parazitin tehlike arz etmesi tedavi suresince hastayi risk altinda tutmaktadir.
-Eger gerekli hijyen ve pisme durumlari saglanmis ise yenmesinde bir sakinca yoktur. Ama bu sartlarin yerine getirildiginin 100% garantisi olmadigi icin tedavi suresince yenmemesi tavsiye edilmistir.

Bu saydigim sartlara gore doktor tavsiyesinde haklimidir degilmidir? Almanya'daki doktor boyle bir onermede bulunmayabilir cunku yasam sartlari ve yemek kulturu Brezilya'dan farklidir.

Dovme ve acik yara yada ameliyat durumlarinda vucudun direnci duser ve parazitin daha hizli yayilmasina yol acar. Parazitin arz ettigi tehlike sebebiyle onermenin mantikli oldugu goruluyor.


Ekleme: Ilk paragraftaki cumle dusuklugunu duzelttim, uyari icin tesekkurler.

Ekleme 2: En altta ki cumle eger asagidaki ise ben zaten bir onceki mesajimda bu parazitin iyi pismemis domuz eti ile bulastigini yazdim.

quote:

Geographic Distribution:
Both species are worldwide in distribution. Taenia solium is more prevalent in poorer communities where humans live in close contact with pigs and eat undercooked pork and is very rare in Muslim countries.



Ekleme 3: Biraz once esimin babasiyla bu konu uzerine konustum ve sebebinin olducka farkli oldugunu ogrendim. Kendisi bana domuz etinin insan derisinin iyilesme surecini yavaslattigini soyledi. Bu yeni bilgi uzerine tekrardan arastirma yapacagim, yukarida verdigim bilgiler ekstra olsun





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bethrezen -- 8 Nisan 2010; 2:32:33 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
N
15 yıl
Yarbay

Hayır, ben sizi inançlı olduğunuz için öyle değerlendirmiyorum, ama " o inancın yolaçtığı problemleri sizde de gördüğümden ve düşünmeyi engelleme yetenekleri hakkında çok olumsuz önyargılarım olduğundan " dolayı sizi böyle değerlendirdim! Ben de bu konuda hassasım, müslümanların domuza karşı hassasiyeti gibi hatta çok daha fazla!

Konuşma tarzınıza veya nezaketinize veya paylaştığınız bilgilere itirazım yok genel olarak ( ama yinede astronomi web sitesini tercih etmem, scielo daha iyi olabilir, bu şakaydı fazla alınmayın! )... Son belirttiğiniz nokta benim ilgimi çekti. Tartışmaya devam edip etmeme sizin tercihiniz ama bende elimden geldiğince detaylıca cevap vereyim bu durumda!

http://www.google.com.tr/search?hl=tr&lr=&q=%22wound+healing%22+skin+porcine&start=0&sa=N

Yukardaki arama; domuz için "swine veya daha iyi ve tıpta kullanılan şekliyle porcine" şeklinde arama yaparsanız üstteki sayfayı bulursunuz zaten. Sayfada çıkan onbinlerce yerde " domuz yemeyin" diye birşey yoktur, ben ilk birkaç sayfaya baktım ve tam tersine insan derisi hasarını onarmak için Tıpta kullanılan malzemelerin çok büyük çoğunluğunda domuz temelli malzemeler buldum. Zararı varsa yara iyileşmesine niçin domuz kolejeni kullanılsın bunlarda, hala ikna olmadınız mı domuzun iyi geleceğine insana?

http://www.hopkinsmedicine.org/burn/C.Cox/patients-old/healing/

Üstteki en yukardaki sayfadan bir bağlantıdır, John Hopkins Hastanesi ( Dünyada referans bir Hastane olarak bilinir!) yara ve yanık ( ikisinde de geniş deri defekti söz konusudur doğal olarak! ) hastalarına domuzu tavsiye ediyor, aşağılarda bu tür hastalara önerilen bol proteinli yemekler listesinde önerilen bu! Artık daha napiim yani?

Bağışıklık zayıflar parazit harekete geçer görüşüde hiç geçerli değildir, parazitte öyle üzerine nükleer bomba atılarak öldürülmesi gereken birşey değil, yeterli sıcaklık ve süre öldürmeye yetiyor. Suç gariban domuzcukta değil, az pişiren ve usulünce pişirmeyen insanoğlunda! Domuz zaten içindeki maddelerle tek başına bir bağışıklık sistemi güçlendiricisi ve doku yenileyicisi! Ve bütün bunlar yara durumunda yedirilmez önermesini açıklamıyor!

Çok kızıyorum gariban domuza laf edenlere, en yukardaki bağlantıda göreceğiniz gibi, neredeyse herşeyi insanın işine yarayan bir hayvan ama dünyanın 1/5 'i adam yerine koymuyor bile kabul edilemez gerekçelerle! Domuzda ne var derseniz;

http://www.healingfoodreference.com/pork.html





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neommy -- 8 Nisan 2010; 8:06:08 >
Bu mesaja 2 cevap geldi.
İ
14 yıl
Yüzbaşı

Almanyada bir kasaba girdiginizde icerisi kokudan durulmaz haldedir domuz eti samimi diyorum pis kokuyor, Ayrica alman bir arkadasim domuz eti ici resmen cöp diyordu cunku ciftliginde calismisti ve pislikten baska birsey degil diyordu. Bende almanyada yasiyorum almanyada eklem rahatsizliklari dunyada en cok gorulen ulkedir ve ayrica almanyada yaslilarin bir cogu kalpten gidiyor, laboratuvar teknisyeniyim bu arada.... Linkteki video amerikada cekilmis ve domuzun neden yenilmedigini guzel birsekilde acikliyor, domuz pis ve necis bir hayvandir.

http://www.dailymotion.com/video/xc0k13_hristiyanlar-domuz-etinden-artyk-va_news


Bu mesaja 2 cevap geldi.