Taenia solium tehlikeli bir parazittir, aslinda barsak kurdudur; ama barsaktan göc edip kistlerini cesitli organ bölümlerine birakir; buna beyin de dahildir. Gelismis ülkelerde bu durumla karsilasmak neredeyse imkansizdir, zira yetistiricilikte teknik, veteriner hizmetleri ve yogun kontrol bunun icin vardir. Hangi eti cig yerseniz yiyin, tehlike arz eder; ki buna sigir ve koyun eti de dahildir. Benzeri sekilde memleketimizdeki bircok mezbahada tüberkülozlu etler, sadece kavurma olarak tüketilebilecekken "saglikli" damgasiyla satisa sunuluyor ve sofralarimiza kadar geliyor. Hasbelkader bu et uygun sartlarda pisirilmeden tüketilirse yahut az pismis yerleri kalirsa tüberküloz etkeni aliniyor ve özellikle yogu akciger hastaliklarina sebep oluyor. Ülkemizdeki tüberküloz vakalarinin neden bu kadar yüksek oldugu hic akliniza geldi mi? Bu, sigir etinde bulunan "Cysticercus bovis" icin de gecerlidir. Tenyanin ara formudur bu kistler ve yendigi takdirde barsaklarinizda sizi emen parazitlerin olusmasina neden olur. Ayrica Bruselloz, Leptospiroz; etin durumuna göre Listerioz gibi bir takim rahatsizliklara da neden olabilir; ki ülkemiz sartlarini düsünecek olursak her birimiz bu hastaliklara acigiz demektir. (Ben degilim artik; orasi ayri konu.) Hayvanciligi, ciftlikten sofraya kadar gelismis, ski kontroller yürüten ülkelerde bu durum sözkonusu degil. Ayni güven domuz yetistiriciligi ve eti icin de gecerli. Sayer bir yaban domuzunu vurup etini iyi pisirmeden yerseniz, dogada serbest yasayan ve herseyi yemis olabilecek bu domuzun ihtiva edebilecegi basta trisin olmak üzere bir cok etkeni vücudunuza alabilirsiniz. Ancak bu, ciftlik domuzlari icin gecerli degildir. Asagidaki linki Almancasi olanlar inceleyebilir. http://www.bfr.bund.de/cm/343/in_deutschland_gibt_es_aus_wissenschaftlicher_sicht_keine_region_mit_einem_vernachlaessigbaren_trichinella_risiko.pdf Federal Risk Analizi Enstitüsü tarafindan yapilan, Trisinelloz'a yönelik bir arastirmadan alinti. Özetle riskin genellikle kontrolsüz yapilan yetistirmelerde ve hijyenden yoksun yapilan ev kesimlerinde yüksek oldugu belirtiliyor. Ayni yazida, 2005'te 3 aile bireyinin Romanya'ya yaptiklari ziyarette trisine yakalandiklari geciyor. Asagidaki tabloda 1996 ile 2005 yilinda, Almanya'daki domuz ciftliklerinde düzenli ve kontrol altinda yetistirilen toplam 415,9 milyon domuzdan sadece 1 tanesinde trisin pozitif ciktigi belirtiliyor. < Resime gitmek için tıklayın > Bu risk faktörleri sadece trisin icin degil, diger hastaliklar ve hayvan türleri icin de gecerli. Sayet hayvanlar kontrol disi ve güvensiz yetistirilirlerse, kesim esnasinda et muayenesi düzgün yapilmazsa ve yanisira tüketiminde de dikkat edilmezse insana gecebilecek hastaliklarin isini kolaylastirmis olunur. Yani, hangi hayvan oldugu degil, nasil yetistirildigi ve tüketime hazir hale getirildigidir önemli olan. Discovery gibi görüntülü aktaramiyorum bilgileri, ancak durum bu... |
Veterinerim diyorsunuz ama bende profesorum deyipte alkolun sagliga bir gram zarari yoktur desem dogrumu kabul ediceksiniz? alman kasaplarinin kokusuna dayanabiliyorsaniz helal olsun size domuz eti daha ne diyeyim? Eklem rahatsizligi turkiyede daha cok demeyin lutfen bunu kimse yutmaz, almanyada yasiyan herkes bilir, eklem rahatsizligi olmayan sayili insan var almanyada... almanyada senede bir ay dogru durust yaz olmaz, gunesli havalar sayilidir ve eklem rahatsizliklari gunessiz ulkelerde daha cok gorulur madem veterinersiniz, belli bir okul okuduysaniz bunu anlamissinizdir.. Birakin domuz etinde urik asit miktari yuksektir ve bu agrili atesli eklem iltihaplanmalarina yol acar buna yanlis diyemezsiniz.. Ingilterede restoranda yedigi iyi pismemis domuz etinden kaptigi hastalikla yataga bagli yasiyan adamin hikayesini hem hurriyet gazetesinde hemde sabahta okudunuzmu? Domuzlarda mide yapisi ve sindirim sistemi gelismemistir o yuzden yediklerindeki toksit maddeleri oldugu gibi etine depolar, bu gercektir bunun icin kitap okumaya bile gerek yoktur... |
Birsey daha eklemissiniz, gözümden kacmis. Bazi kisimlarda yüksek, evet. Bazi kisimlarda da sigir eti yüksek. Ortalama olarak esit denebilir. Buyrun en kisa kaynak: http://www.medizinfo.de/rheuma/purine/fleisch.htm 100 g Lebensmittel Purin in mg Harnsäure in mg Hammelkotelett 61 146 Hammellende 81 195 Kalbfleisch (reines Muskelfleisch) 63 150 Kalbsbries (Thymusdrüse) 525 1260 Kalbskotelett 52 125 Kalbsleber 182 460 Kalbsniere 88 210 Lammfleisch (reines Muskelfleisch) 76 182 Pferdefleisch 83 200 Rinderherz 107 256 Rinderleber 231 554 Rinderlunge 166 399 Rinderniere 112 269 Rinderzunge 67 160 Rindfleisch (reines Muskelfleisch) 58 140 Schweinefleisch (reines Muskelfleisch) 63 150 Schweineleber 125 300 Schweineniere 139 334 Schweineschulter, roh 63 150 Schweineschulter, gebraten 83 200 Schweineschulter, Haut, gebraten 116 280 Schweinskotelett 49 118 Yani, eklem rahatsizliklarinin asil ve tek nedeni domuz eti degildir. |
Degil elbette. |
Yukardaki ilk cümledeki ifade yardımcı olabilir sizin cevabınıza. Konuda asıl cevabınız olan Oldsalt'ın uzun bir alıntısı vardı, bu cümleyi destekleyen. Ama tabii konu küçükken az hayvansal protein yemişlerin saldırısına uğrayınca o alıntı da silinmiş, bir daha da ortaya çıkmadı. Kısaca Türklerin göçebe yaşamlarında izledikleri rotada başka hayvanların bol bulunmasıyla açıklıyordu domuz yetiştirip, yenilmemesini. @The Souls Migration; http://forum.donanimhaber.com/m_57623015/tm.htm " Hastalık sadece Yeni Gine de görülür " demişsiniz, o konudaki diğer fazla sayıdaki eksikleriniz bir yana hiç olmazsa bunu düzeltin zahmet olmazsa! Yoksa Türkiye yi Yeni Gine mi sanıyorsunuz? Sahi isterseniz sizin de hastalığa tutulmanızı sağlıyabilirim, özel yemlerle beslenmiş dana eti gibi şeyler yemeyi kabul ederseniz! Domuz hakkındaki yazdıklarınızda Creutzfeldt-Jacobs hastalığı hakkında yazdığınızdan daha iyi değiller! ![]() http://www.turkpsikiyatri.com/C16S1/creutzfeldtJakob.pdf |
![]() İyi ama üçü de yeniliyor! En çok timsah bonfileyi gözüm tuttu! http://www.australiancrocodile.com.au/meats.html Bu kutup ayısı! Et bölümünde yenildiği ve pençelerinin ve butunun makbul olduğu yazılmış! http://en.wikipedia.org/wiki/Bear_hunting Aslan biftekte fena değil gibi! http://www.popsci.com/science/article/2010-11/some-people-prefer-more-exotic-meats Maşallah insanoğlu denen yaratıktan aslan bile kurtulamamış! Kısacası domuzun yenilmesinde de yarar vardır, ulemaya sormayın Veterinerlere veya Gıda Mühendislerine sorun! ![]() Haa, birde önceki sayfalarda iyi bilgi var, bu sayfayı okuyarak ( Ek: veya hiç okumadan! ) konuya girenlere duyurmuş olayımda! |
Bildiğiniz üzere her canlı gibi midyeler de üreme işlevine sahipler. Bu hayvanlar yılın belirli zamanlarında üremek amacıyla döl salgılıyorlar. Salgılanan sıvı bazı zamanlar kırmızıya yakın veya turuncu renkte oluyor. Kanıt göstermemiz gerekirse: Bütün mantoya yayılan genital organlarda ve bağ dokusunda üreme mevsimlerinde , yoğun olarak cinsiyet hücreleri görülebilmektedir. İzmir Körfezi’nde midyeler Eylülden Mayıs-Hazirana kadar döl verebilmektedirler. Fakat en yoğun döl verimi Eylül-Ekim ve Mart-Nisan aylarında olmaktadır. Midyeler döllerini bıraktıktan sonra 1 ay içinde kendini tekrar toplayarak yeni döl üretmektedir. Midyeler ayrı eşeyli olup, olgun erkeklerde gonadlar krem-beyaz, dişilerde ise portakal sarısı tonlarındadır. http://www.tarim.gov.tr/uretim/Su_Urunleri,Midye.html Salgılanan bu sıvı da halk arasında kan olarak değerlendirilmiş olsa gerek ki durum “adet görme” olarak adlandırılmış. Gerçekten de midyelerin üreme dönemlerinde yenmesi çok iştah açıcı olduğu söylenemez. Bu konuda uzman görüşü almamız gerekirse: Hemen hemen her türü yenilebilir. Sülünezler ile tatlı su midyeleri çok ender olarak yenilirken diğer türlerden bazıları (Cerastoderma sp. ve Cardium sp. gibi) üreme dönemlerinde kan renginde doku sıvılarına sahip olduğu için itici bulunurlar. Kara midye başta olmak üzere bazı türler yumurtalarını suya bırakırken içlerinden denize bulanık bir sıvı akar ve bu halk arasında onların regl dönemi olarak adlandırılır. Et verimi de düşük olacağından üreme döneminde çift kabuklular pek tercih edilmez. http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=6996 Aslında meydana gelen yanlış anlaşılmanın doğru bir sonuca yol açtığı bir örnek bu. Bilimsel olarak midyenin adet gördüğünü söylemek bilimsel çevrelerde alaya alınmanıza sebep olabilir, bundan dolayı dikkatli olmanızı öneriyoruz. Adet görme, yani regl olma sadece memeli hayvanlarda, hatta memeli hayvanlarda da daha çok primatlarda görülen bir durum. Kısacası hayvanlar aleminin çok farklı kollarında olan primatlar ve midyeleri üreme açısından ortak bir gruba sokmaya çalışmak biyoloji ve zooloji ortamlarında çok hoş görülen davranışlar değil. Sonuç olarak midyelerin teknik olarak vajinaları olmadığını ve bundan dolayı da teknik olarak regl olmalarının mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Tabii ki üreme organları vardır ve bu organlardan döl salgılarlar, ama tabii ki bizim düşündüğümüz anlamda değil. Din Faktörü Aslında midye meselesinin bitmek bilmeyen sohbetlere konu olmasının en önemli sebeplerinden birisi işin içine dinin girmesi. Türkiye’deki en geniş mezhep olan Hanefiliğe göre midye yemek yasak sayılıyor. Bu inanç midyelerin adet olduğu efsanesiyle birleşince işler iyice karışıyor. Aslında inek, koyun gibi pek çok hayvanı keyifle lüpürdettiğimiz düşünüldüğünde adet görmeyle yasak ilişkisi çok da bağlantılı gözükmüyor. Yaptığımız araştırmada adet görmeyle midye yasağı arasında bulunduğu varsayılan ilişkiyi kanıtlayacak herhangi bir şey bulamadık. Bu noktada tartışmanın dinsel kısmıyla ilgili açıcı olmak amacıyla birkaç aktarımda bulunulabilir. Diyanet işleri başkanlığı bu konuda şu temel önermede bulunuyor, ama muhtemelen mezheplerin yorumuna karışmamak amacıyla sadece aktarım yapmayı tercih ediyor: Kur’ân-ı Kerîm’de deniz avının ve denizden elde edilen yiyeceğin helâl olduğu bildirilmiş (el-Mâide 5/96; el-Fâtır 35/12), Hz Peygamber de deniz hakkında sorulan bir soruya “Onun suyu temiz, meytesi (içinde ölen) helâldir” şeklinde cevap vermiştir (Ebû Dâvûd, “Tahâret”, 41; Tirmizî, “Tahâret”, 52). Gerek bu açıklamalar gerekse hakkında özel bir hüküm bulunmayan konularda mubahlığın esas alınması ilkesi suda yaşayan hayvanlarla ilgili hükmün temelini teşkil eder. Balık türü dışında kalan (midye, kurbağa, yengeç gibi) su hayvanlarını yemek Hanefîler’e göre helâl değildir. Diğer üç mezhebe göre ise, sadece suda yaşayan her türlü hayvan -kendiliğinden ölmüş bile olsa- yenebilir, helâldir. Şâfiî mezhebinde, Hanefîler’in paralelinde bir görüş ile su hayvanlarından eti yenen kara hayvanlarına benzeyenleri helâl, eti yenmeyen kara hayvanlarına benzeyenleri haram sayan bir görüş de vardır. Hanefîler Mâide sûresinin 3. âyetinde geçen “meyte” lafzını mutlak şekilde yorumlamışlar, ayrıca balık dışındaki türleri “habâis” (iğrenç şeyler) kapsamında kabul etmişlerdir. Fakihlerin çoğunluğu Mâide sûresinin 96. âyetindeki “deniz avı” ifadesinin umumunu (kapsamlı oluşunu) esas almışlar ve ayrıca Hz. Peygamber’in “Denizin suyu temiz, ölüsü helâldir” (Ebû Dâvûd, “Tahâret”, 41; Tirmizî, “Tahâret”, 52) anlamındaki hadisine dayanmışlardır. http://sorusor.diyanet.gov.tr/fmi/xsl/fetva/y_dokumcevap.xsl?-db=FetvaVT&-lay=wfkweb&-recid=918&-find = Kısacası midye yiyip yememek kişinin kendi tercihi olarak görülmeli ve yorum kişiye bırakılmalı, fakat yine de teknik olarak midyelerin adet görmediğini ve aynı zamanda adet gören hayvanların da yendiğinin altını çizebiliriz. |
işte buu.diğer arkadaşlara örnek olsun.böyle bir alıntı ve yaklaşım bekliyordum.teşekkür ederim verdiğin bilgiler için ve asıl uslübün ve yaklaşımın için ![]() |
Kim demiş yemiyor diye şu an polonez sucuk yiyorum içinde domuz eti var. Ben de diyorum neden bu kadar leziz. Dönen dolabın birebir ifşasıda bu linkte ; http://www.muhakeme.net/ben-domuz-eti-yemedim-diyebilirmisiniz-t15743.html |
Yazıya göre ülkemizde yılda 6 milyon kilo kırmızı et tüketiliyormuş. Bunu yanında da 3 milyon kilo domuz eti üretimi varmış. Yani yazıya göre ülkemizde yılda kişi başı 0.1 kg (100 gram) kırmızı et düşüyor! Bence bu yazı yanlış bilgilerle süslenmiş. Rakamlar aşırı bir şekilde çarpıtılmış. |
http://www.youtube.com/watch?v=3sGzq_kF5VQ Ne pis bişy bu domuz eti. Tiksindiğim için yemiyorum. Avrupalıların yemek kanallarında izlerken dahi midem kalkıyor. |
et sonuçta et değil mi? ha domuz olmuş ha inek, söylenmese farkını bile anlamayacaksın belki de... |
Yaratıcı bir video, ama kurtçuklar çok lezzetli oluyormuş. |
dünya üzerinde birçok hayvanın etini yiyoruz, domuz hiç yenmeyecek tiksinecek kadar da berbat değil... |
Ya domuz zaten görüntü itibariyle bile insanı tiksindirmeye yetiyor. Evet,yazıyı okuduğumda kabul ettim,çok domuz eti yemişim :) http://www.sessiztr.com/saglik/83119-domuz-eti-hakkinda.html Ama bir daha yememek için (tamamen tiksintiden dolayı) asla bu markaları almıcam! Ayrıca zaten ben tiksindiğimden işkembe,havyar,kelle vs. yiyemiyorum. Domuz da yiyemem. Hem arkadaşlar yukarda ''Domuz eti çok pahalı'' demişler. Ne pahalısı,kilosu 1 tl den satılıyormuş..........! |
anlaşılan sen eti çok seviyorsun ve itirafına göre domuz eti de epey yemişsin, bence bu kadar kafanda sorun yapma , ye gitsin... |
değil kokusunu mutfağa, eve, koridora (artık nerede pişiyorsa kapalı mekanda) görünüşünü bile direkt farkedersiniz.... tabii hayatınız da domuz eti yememiş biriyseniz. Amerika da ünlü hani şuan Turkiye de (en azından ankara da gözlemlediğim) diner olan restoranlara girer girmez burnunuzun direği kırılır nedeni basit domuz etidir. inanılmaz yağlı olduğu için görünüşünden sosisinin farklı tonlarından hemen ayırt edilir.... |
şu videoyu izlemekte de fayda var video linki domuz eti deyince sadece günümüzde hijyenik koşullarda beslenen domuzları baz almamakta da fayda var. doğada bolca yabani domuz var bunlar da avlanıyor ve yeniyor. domuz etindeki domuz etine özgü parazitler ve domuzların sindirim sisteminin çok hızlı olması nedeni ile toksik maddelerin etlerine diğer hayvanlara nazaran daha fazla geçiyor olması domuz etini kötülemeye yönelik doneler olarak düşünülebilir olmakla birlikte, haram edilmesi ardındaki sebeplerin salt bunlar olduklarını söylemekte yanılgı sebebi olabilir. domuz eti haramdır ama domuz etini iyi pişirirsen, içki de haramdır ama az içersen tıbben zararı olmaz ama bir şey haramsa azı da haramdır. bu durumda bunların sadece zararları sebebi ile haram edildiklerini söylemek eksik kaçabilir. belki de bir imtihan vesilesidir. yahudilere iç yağlarının haram edilmesi gibi. biraz da işin diğer bazı boyutlarına değinmekte de fayda var. içkiyi rahatça içen müslümanların iş domuz etine gelince "yiehh ıyy haram ulan" demeleri de bir muammadır. domuz bizde daima günah keçisi olmuştur. halbuki ona gelene kadar pervasızca işlenen ne haramlar var. namazı-cumayı terk haram, zina haram, faiz haram, kumar haram ama bunlar hayatın kanıksanmış icraatleri oldular, iş domuza gelince ne hikmetse herkesin sofi damarları kabarır ki, enteresandır. bir şey haramsa elbetteki sebeplere binaen haram edilmiştir bunların sebepleri araştırmakta tabi ki fayda var ama işi sadece fiziki nedenlere bağlamamak gerek diye düşünüyorum. |
Iyi sallamissin arkadasim. Ben de Almanya'da veterinerim, hergün domuz ciftligindeyim; bahsettigin durum yok. Ayrica Türkiye'de görülen kalp ve eklem rahatsizliklarinin yanina dünyanin hicbir memleketi erisemiyor.
Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle