Tembel diye direkt bir sonuca varmak bu kadar kolay olmamali. Bahsettigin insanlar Norvecli, sozde tuzu kuru insanlar, hayatlari boyunca muhtemelen hic ekonomik sikinti cekmemis ve cekmeyecek insanlar... |
Tembel diye direkt bir sonuca varmak bu kadar kolay olmamali. Bahsettigin insanlar Norvecli, sozde tuzu kuru insanlar, hayatlari boyunca muhtemelen hic ekonomik sikinti cekmemis ve cekmeyecek insanlar. O yuzden yasamda hoslandigi seyleri yapmaya zamani da var parasi da var. Bu insanlar ozelinde bisiklet onlarin tutkusudur, bisikletle geziyolardir. Baska Norvecliler bisiklet sevmez, her gittigi ulkede araba kiralarlar. Simdi gelelim bahsettigin Turklerin kotu ozelliklerine: Sigarada 1. siradaymis. Bence hic sasirtici degil cunku gencinden yaslisina kadar insanlar hicbir sosyal aktivitede bulunamiyor. Cogu insan degil yurtdisina cikmak, ulke icinde bile gezemiyor. Bu insanlarin tek eglencesi ya da dertlerini azalticak sey gunde birkac dal sigara. Ulkede egitim sisteminin kotu oldugu yadsinamaz. Ulkenin derslerde basarili cogu genci kucuk yaslardan itibaren calismak zorunda. Yok SBS si TEOG u, yok YGS si LYS si. Bu sinavlar ulkenin verdigi egitim kalitesine gore oldukca zor sinavlar. Bu nedenle basarili gencler ulkemizde pek cok sosyal aktiviteden mahrum. Kitap okumada seksen altinciymisiz. Ben kitap okumayi seven biri olarak bile kitap almadan once iki kere dusunuyorsam bir kitap icin bile indirim kovaliyorsam kucuk yastan beri kitap okumayan insanlar ,sonrasinda da pek de ucuz olmayan bir etkinlige para harcamak istemeyebilirler. Kisacasi Turk insani tembel diyip konuyu kapamak kolay. Bu sozumona tembel insanlar icin ortalama bir bisiklet, bir asgari ucretten fazlaysa bu insanlar ne yapabilir? |
Türkiye’de hayat şartları zor. Ekonomi kötü, işsizlik var bunlar önemli sıkıntılar ama halkın tembelliği gerçekten apaçık ortada. Bir işin ucundan tutup çabalayan ... |
Türkiye’de hayat şartları zor. Ekonomi kötü, işsizlik var bunlar önemli sıkıntılar ama halkın tembelliği gerçekten apaçık ortada. Bir işin ucundan tutup çabalayan çok nadir insanlar var. Herkes üniversite okuyum, memur olayım, yata yata taşıyayım derdinde. |
Ümitsizlik ve korkaklık, ben ve bu forum dahil, potansiyel ve farkındalığı yüksek olan insanların katili. Haklısınız. Bu kadar bencil ve rekabet içinde yaşayan bir toplumun insan... |
Ümitsizlik ve korkaklık, ben ve bu forum dahil, potansiyel ve farkındalığı yüksek olan insanların katili. Haklısınız. Bu kadar bencil ve rekabet içinde yaşayan bir toplumun insanlarında farkındalığın yüksek olması bir işe yaramıyor. Korkaklık ise ancak dayanışma ile yenilebilir. İnsan çevresindeki başka insanların enerjisinden destek almadıkça bunu beceremez. Ama gel gör ki o insanlar diğer insanları yenmenin peşinde. Şu konuda size katılmıyorum. Bu coğrafyada değişim olacaksa Avrupadaki insanlara benzemek yoluyla olmayacak. Bu coğrafyanın insanı sistemdeki bazı işleyişin değişimiyle değişebilir. Teknikteki değişim ruha, toplum yaşamına tesir eder. Tembellik o zaman yerini azime bırakır. Ama o bugün değil. Bugün kahvehanedeki dayıya bisiklet sürdürmekle onu tembellikten kurtarabileceğinizi düşünmüyorum. Benden, bu forumdaki insanlardan, ya da bu coğrafyadan bir şey bekleniyorsa bu, toplumun frekansını değiştirmekle olacak. Toplumun hayat algısını değiştirmekle olacak. Toplumun hayatı yorumlayış biçimini değiştirmekle olacak. Önce fikir değişecek, sonra teknik değişecek, en sonunda da ruh değişecek. Değişmek istemeyen hiçbir insan yoktur. En konforlu yaşamı süren insanda bile konforsuz ama daha inanç dolu bir yaşamın isteği vardır. Bu topluma da yansır. Kahvehanedeki dayı ya da dedikodu yapan teyzede de bu istek vardır. Sadece doğru fikirle yaklaşmak onları cezbeder. Bu da insanı inanç temellerinden yakalamakla mümkün olur. Temelde sorunun bu olduğunu düşünüyorum. Kendimi Türkiye'nin özeti olarak değerlendirdim hep. Yarım yamalak inanıyor, yarım yamalak biliyor, yarım yamalak uyguluyor, boşvermişliğe sığınıyor, bahane üretiyor... Beni yani Türkiye'yi bu sıcak yataktan ancak ciddi bir inanç sistemi kurtarabilir. |
Hocam sabah 6 da uyandım, şimdiye kadar elimde telefonla vakit geçirdim. Pişmanım ama dışarı çıksaydım, yürüseydim ya da kitap okusaydım benim için bir şey değişmeyecekti. Saatlerce yürüyordum eskiden sonra bakıyordum hiç bi mok olmamış, sadece vakit kaybetmişim. Okuduğum kitapların hiçbir anlamı yok. Sadece bir şekilde vakit geçti. Vakit mütemadiyen kaybedilen bir şey benim için, nasıl kaybttiğinin bir önemi yok. Çünkü hayatıma katacağım her değer işe yaramaz birer süs gibi kalacak üzerimde. Kültürel faaliyetler paylaşıldıkça değerlidir ama benim hayatımda paylaşmaya yer yok. Bunu uzuvları eksik olan insanlar gibi değerlendirebilirsiniz. İki kolu olmayan bir insanın el becerisi gerektiren bir iş yapmaya zorlanmasıyla yalnız yaşamaya mecbur birinin hayatı yaşamaya çalışması aynı şey. Edit: Düzeltiyorum, ...konuşamayan birinin hayatı yaşamaya çalışması aynı şey. |
Sizin durum bence tamamen ümitsizlik. Potansiyel ve farkındalık oldukça yüksek, ancak elde edeceğiniz sonuçlar geleceğinizi tamamen şekillendirebilir, kelebek etkisi... Bir cümle tüm hayat felsefesini, bir adam tüm bir milletin makus tarihini değiştirebilir. Ümitsizlik sorununun üstesinden gelmek lazım, aman ne olacak boşver demek tüm birikimleri boşa çıkarır, maalesef en büyük hastalıklarımızdan biri bu. Eldeki en büyük imkanımız ve zenginliğimiz zamanımız, bunu değerlendiremediğimiz için bu haldeyiz. En büyük eksikliğimiz de ümitsizliğimiz. Bardağın dolu tarafını doldurmaya çalışmakla dolabiliriz ancak, boş tarafına bakıp boş boş konuşmak ve eleştirmek bişeye yaramıyor maalesef. |
Bu konuyu açmıştın sanki |
Yok, olay daha dün yaşandı. Yarın da başkaları geliyor ancak sorun belli, bu sorunu ara ara dile getiriyorum. Sorunu dile getirmek ve çözümler aramaya çalışmak benim hayatımı değiştirdi, umarım daha fazla insanın hayatını değiştirir. |
Bu kadar bencil ve rekabet içinde yaşayan bir toplumun insanlarında farkındalığın yüksek olması bir işe yaramıyor. Korkaklık ise ancak dayanışma ile yenilebilir. İnsan çevresindeki başka insanların enerjisinden destek almadıkça bunu beceremez. Ama gel gör ki o insanlar diğer insanları yenmenin peşinde. Şu konuda size katılmıyorum. Bu coğrafyada değişim olacaksa Avrupadaki insanlara benzemek yoluyla olmayacak. Bu coğrafyanın insanı sistemdeki bazı işleyişin değişimiyle değişebilir. Teknikteki değişim ruha, toplum yaşamına tesir eder. Tembellik o zaman yerini azime bırakır. Ama o bugün değil. Bugün kahvehanedeki dayıya bisiklet sürdürmekle onu tembellikten kurtarabileceğinizi düşünmüyorum. Benden, bu forumdaki insanlardan, ya da bu coğrafyadan bir şey bekleniyorsa bu, toplumun frekansını değiştirmekle olacak. Toplumun hayat algısını değiştirmekle olacak. Toplumun hayatı yorumlayış biçimini değiştirmekle olacak. Önce fikir değişecek, sonra teknik değişecek, en sonunda da ruh değişecek. Değişmek istemeyen hiçbir insan yoktur. En konforlu yaşamı süren insanda bile konforsuz ama daha inanç dolu bir yaşamın isteği vardır. Bu topluma da yansır. Kahvehanedeki dayı ya da dedikodu yapan teyzede de bu istek vardır. Sadece doğru fikirle yaklaşmak onları cezbeder. Bu da insanı inanç temellerinden yakalamakla mümkün olur. Temelde sorunun bu olduğunu düşünüyorum. Kendimi Türkiye'nin özeti olarak değerlendirdim hep. Yarım yamalak inanıyor, yarım yamalak biliyor, yarım yamalak uyguluyor, boşvermişliğe sığınıyor, bahane üretiyor... Beni yani Türkiye'yi bu sıcak yataktan ancak ciddi bir inanç sistemi kurtarabilir. |
Türkiye’de hayat şartları zor. Ekonomi kötü, işsizlik var bunlar önemli sıkıntılar ama halkın tembelliği gerçekten apaçık ortada. Bir işin ucundan tutup çabalayan çok nadir insanlar var. Herkes üniversite okuyum, memur olayım, yata yata taşıyayım derdinde. |
Hocam ben de zorlanıp bir şeyler öğrenmeyi seviyorum. Zorluklarımdan ders çıkarmayı seviyorum ama bazen gerçekten başarısızlıktan korktuğum için bir kabullenmişlik gibi bir iey oluyor ve elimden geleni denemiyorum bile. Forumdaki hemen her gençte bu sorun var bence. Bright filmindeki Ork gibi hissediyorum. We’re broken people now :( umutsuz değilim ama başarısız insanlara ya da başarısız olursan toplum gözünde aşağılık bir yaratık gibi bakılması çok korkunç |
Araçla gezme imkanı olduğu halde bu soğukta bisiklet ile ülke gezmeye kalkan benim gözümde net delidir. ![]() |
|
Alakası yok hocam kesinlikle. Ben soğuğa mukavemeti zayıf bir insanım ve olaya kendi penceremden baktım. İmkanlar var ise meşru olanı sonuna kadar kullanırım araç ise araç ,uçak ,jeep , tank ,zeplin ne gerekirse kullanırım. |
Burada amaç yoldayken maddi manevi, bilgi ve deneyim olarak kazanç sağlamak. Vücut hareket ettikçe ısınır, soğukta üşümezsiniz… Yattıkça zayıflar, beyin ve vücut olarak geride kalırız. |
Tembel diye direkt bir sonuca varmak bu kadar kolay olmamali. Bahsettigin insanlar Norvecli, sozde tuzu kuru insanlar, hayatlari boyunca muhtemelen hic ekonomik sikinti cekmemis ve cekmeyecek insanlar. O yuzden yasamda hoslandigi seyleri yapmaya zamani da var parasi da var. Bu insanlar ozelinde bisiklet onlarin tutkusudur, bisikletle geziyolardir. Baska Norvecliler bisiklet sevmez, her gittigi ulkede araba kiralarlar. Simdi gelelim bahsettigin Turklerin kotu ozelliklerine: Sigarada 1. siradaymis. Bence hic sasirtici degil cunku gencinden yaslisina kadar insanlar hicbir sosyal aktivitede bulunamiyor. Cogu insan degil yurtdisina cikmak, ulke icinde bile gezemiyor. Bu insanlarin tek eglencesi ya da dertlerini azalticak sey gunde birkac dal sigara. Ulkede egitim sisteminin kotu oldugu yadsinamaz. Ulkenin derslerde basarili cogu genci kucuk yaslardan itibaren calismak zorunda. Yok SBS si TEOG u, yok YGS si LYS si. Bu sinavlar ulkenin verdigi egitim kalitesine gore oldukca zor sinavlar. Bu nedenle basarili gencler ulkemizde pek cok sosyal aktiviteden mahrum. Kitap okumada seksen altinciymisiz. Ben kitap okumayi seven biri olarak bile kitap almadan once iki kere dusunuyorsam bir kitap icin bile indirim kovaliyorsam kucuk yastan beri kitap okumayan insanlar ,sonrasinda da pek de ucuz olmayan bir etkinlige para harcamak istemeyebilirler. Kisacasi Turk insani tembel diyip konuyu kapamak kolay. Bu sozumona tembel insanlar icin ortalama bir bisiklet, bir asgari ucretten fazlaysa bu insanlar ne yapabilir? |
Haklılık payiniz yüksek fakat kendi penceremden bakınca ben yinede ulaşım noktasında teknolojinin nimetlerinden imkanım nispetince faydalanırim. |
Para yok nasıl gezek |
Tuzu kuru diyorsunuz onlar için, bisikletle günlük masrafınız evde yediğiniz yemek kadar, fatura veya kira derdi de yok. Sosyal aktivitede bulunamamasının nedeni ne bizim insanımızın? Zaman mı? TV izlemede dünyada lider ülkeyiz demek ki zaman değil. Para mı? Yürümek, kamp yapmak, bisiklet sürmek, birlikte spor yapmak parayla değil çünkü günde 1 paket sigara içmese 1 ayda bisiklet alacak paraya sahip olur. |
Surekli kendimi tekrar etmemek icin TV yi eklememistim. Tabii ki TV de kolayca ekonomiyle bagdastirilabilir. Zaman konusuna gelince de Turkiye de haftalik calisma limiti 45 saat olmasina ragmen, cogu insan bu sureyi asiyor. Norvec e baktigimizda ise goruyoruz ki haftalik calisma limiti 37.5 saat ve cogu insan 30 saatin altinda calisiyor. Bu bilgilere sadece hizli bir arastirma yaparak edindim ama uc asagi bes yukari dogru oldugunu dusunuyorum. Yani kisacasi evet, sozde bu tembel insanlar icin zaman sikintisi da var. Haftanin 6 gunu sabahtan aksama kadar calisiyorlar ve eve geldiklerinde ellerinde ne bir etkinlik icin enerji ne de para kaliyor. Ancak televizyonun karsisinda her hafta belirledigi dizileri sevdikleriyle izliyebiliyorlar. |
15 yaş üstü nüfusumuz 63.6 Milyon Çalışan nüfusumuz 27.844 Milyon 35,6 Milyon insan çalışmıyor Ve 20-30 yaş arası çalışan oranı 4:1 yani her dört gençten 3’ü işsiz. Çalışan çok az olduğu için çok çalışıyor, geriye kalan tamamen işsiz ve boş vakit geçiriyor. O nedenle dünya ortalamasının üstündeyiz tembellikte. Peki çalışmayanlar ne yapıyor? Televizyon ve oyun. https://www.sozcu.com.tr/2021/ekonomi/4-yilda-nufus-38-milyon-artti-istihdam-234-bin-azaldi-6534994/amp/ |
Ona bakarsan Türkler en çok çalışan milletler arasında üst sıralarda geliyor. Senin bu dediklerin başka şeylerin konusu |
Diyarbakır gibi bir yere Norveç’ten tüm Avrupa’yı bisikletle dolaşarak gelen iki mühendis dün evimde misafirdi.
Biz soğuk diye evden dışarı çıkmazken, dağları tepeleri kışın ortasında aşarak gelen, maddi durumları iyi olduğu halde onları buna iten ne acaba?
Akşam gün içinde ne yaptıklarını yaklaşık üç saat konuşup durum analizi yapıyorlar, neler görüp neler öğrendiler, neler kazandılar bilgi olarak. Çünkü gezmek, harekete geçmek, farklı diyarlar görmek, yeni şeyleri tecrübe etmek ve bunu emek vererek yapmak kalıcı bilgi kazandırır. Bunun farkındalar.
Ülkelerine dönüp yol boyu edindikleri bilgi, tecrübe, sabır, azim ve kararlılığı günlük hayatlarında başarıya ulaşmak için kullanacaklar.
Hep geldiler, hep görüyorum onları yollarda. Neler yaptıklarını, nasıl yaşadıklarını, rahat ve üst seviye bir hayata kavuşmak için buldukları çözümleri inceliyorum hem burada hem onların arasında yaşadığımda.
Ve bu bisikletle veya bisikletsiz gezmek bizim millete saçmalık, hamallık olarak geliyor. Dalga geçiyorlar elin Avrupalısı, Amerikalısıyla… oysa onlar o gelişmiş ekonomi ve hayat düzeyine sürekli okuyarak, araştırarak, çalışarak, dünyayı turlayarak, diğer Ülkelerin zayıflıklarının farkına vararak, onları kendi lehlerine kullanarak, insanların nelere ihtiyacı olduğunu çözümleyip kendi ülkelerine dönüp üreterek gelişiyorlar.
Şimdi tekrar bisikletle geri dönüyorlar…
Biz de toplum
Matematikte dünyada 103. Sırada
PISA başarı sınavlarında en dipte
AR-GE’de %0.5 ile dünyada en gerilerde
Kitap okumada dünyada 86. Sırada
Sigara içmede 1. Sırada
En az spor yapan ülke olarak 1. Sırada
En fazla televizyon izleyen ülkelerin başında
%56’sı tembel olarak ispatlanmış ülke olarak en geri ülkelerdeniz.
Not: Kaynaklar önceki konular ve ayrıca konu içinde
Nasılsak öyle yönetiliriz, böyle olduğumuz için başımızdakiler kötü yönetiyor çünkü onları biz seçiyoruz.
< Resime gitmek için tıklayın >
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Theologist -- 19 Mart 2022; 15:6:22 >