Sen Kur-an'ı mezheplerle karıştırıyorsun ki Kur-an mezhep mezhep ayrılmamıza karşı çıkıyor; En şefkatli, en merhametli Tanrı'nın ismiyle, 30:32 Onlar ki dinlerini parçaladılar ve mezhep mezhep oldular. Her parti kendine ait (imam ve kitap) larla sevinip övünmektedir. Açıklama: Falanın veya filanın mezhebini Tanrı'nın dini diye sunan din adamları bu ayetlerle mahkum edilir. Maalesef, tarih boyunca, profesyonel din adamları Gerçek olan Tanrı'nın ve monoteizmin en büyük düşmanları olmuşlardır. Zina veya fuhuş dediğimiz olay mümin yani tanıdığımız Kur-an'ı onaylayan kadınlar içindir. Onaylamayanlar için kullanılamaz(Ancak toplumu tehdit eden bir olay olmazsa). Onlar üzerinde hakkımız yoktur. Evlilik, Erkekle-kadının bir söz ile evlenip birbirinden başka kişilerle ilişkiye girmemeye söz vermesidir. Birleşmesidir. Zina ise bu sözden caymak ve başka kişilerle ilişki kurmaktan doğar. Tanrı verilen söze çok önem verir. Ve bunu kanıtlamak için de 4 tanık getirin der. O tanıklar insan olmak zorunda da değildir(İnsanlar yalan söyleyebilir, bilim ve laboratuvar söylemez.), bilimseldir; En şefkatli, en merhametli Tanrı'nın ismiyle, 4:15 Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin. Tanıklık ederlerse, onları, ölünceye veya ALLAH onlara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun. Açıklama:Dört kez zina yaptığı kanıtlanan bir kadın kamu sağlığı açısından tehlike varsayılarak karantina altına alınmalıdır. Karantinadan sonra tevbe ederse veya evlenirse serbest bırakılabilir. Zina'nın isbatı için dört tanık aranmasının nedeni Bilge Tanrı'nın çağımızdaki teknolojik imkânlarımızı kullanmamızı istemesidir. Genetik test yoluyla cinsel tecavüzde bulunanların kimlikleri, genetik kalıntılarla belirlenebiliyor, çocukların kime ait olduğu bulunabiliyor. Genetik yapımız DÖRT asit molekülünün belirlenmiş kombinasyonlar halindeki dizilişinden oluşuyor. Adenin, Guanin, Citozin ve Timin adındaki bu moleküller genetik zincirin bazı bölümlerinde her insan için farklı kombinasyonda dizilirler. Böylece, genetik yapımızdaki bu DÖRT molekül, sürekli olarak ardımızda kimliğimizi kanıtlayan TANIKLAR olarak işlev görürler. Kuran, tanıklığın illa gözle görülmesi biçiminde olmasını gerektirmez. Nitekim biz Tanrı'nın varlığına ve tekliğine bilincimiz ve zekamızla tanıklık ederiz. Yusuf Suresinin 26-27'nci ayetlerindeki erkek tanık olaya gözüyle tanık olduğu için tanık olarak kabul edilmiyor. Nitekim "ben olayı gözlerimle gördüm" demiyor. Yusuf'a yöneltilen suçlamaya karşılık insan tanık, deney ve mantıksal çıkarımın bilgisini tanık olarak sunuyor. Bir başka deyişle onun tanıklığı verilere dayanan entelektüel bir tanıklıktan ibaret. Giyinme konusuna gelirsek çok basittir. Sizin söylediğiniz ülkelerin hiç birisi gerçek anlamıyla Kur-an'ı kullanarak hüküm vermezler. Gel bunu da kanıtlayalım; En şefkatli, en merhametli Tanrı'nın ismiyle, 24:30 Gerçeği onaylayanlara, gözlerini sakınmalarını (kadınlara gözünü dikip bakmamalarını) ve iffetlerini korumalarını bildir. Bu, onlar için daha temiz bir davranıştır. Elbette ALLAH yaptıklarından haberdardır. 24:31 Gerçeği onaylayan kadınlara da söyle, gözlerini sakınsınlar, iffetlerini korusunlar ve açıkta olması gereken yerleri hariç, alımlı yerlerini göstermesinler. Örtülerini göğüslerinin üzerine kapasınlar. Vücutlarının alımlı yerlerini kimseye göstermesinler; ancak kocaları, babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kızkardeşlerinin oğulları, diğer kadınlar, cinsel iktidara sahip olmayan erkek hizmetkarlar ve işçiler ve kadınların cinsel yönlerini henüz anlamayan çocuklar hariç. Gizledikleri alımlı bölgelerini sergilemek/bildirmek için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey gerçeği onaylayanlar, topluca ALLAH'a yöneliniz ki başarılı olasınız. Açıklama: Gerçeği onaylayan erkek ve kadınlar karşı cinsi tahrik etmeyici bir biçimde giyinmeye özen göstermeliler. Gerçeği onaylayan bir kadın, elbisesini bacaklarından aşağı indirmeli (33:59) ve göğsünü örtmeli. Tanrı, bu konuda özellikle esnek bir ifade kullanarak, katı bir ölçü koymayarak, kültüre, zamana ve iklime göre değişebilen; ancak temel prensip olarak, cinsel tacize yol açmamayı hedefleyen bir öğüt vermektedir. Bu öğüdü dinlemeyen kadınların ne zorla örtülmesi, ne devletçe cezalandırılması öğütlenmiştir ne de örtünmedikleri için onların cehennemi dolduracağı bildirilmiştir. Affedilmeyecek en büyük suç olan şirk çamuru içinde kaşlarına kadar gömülmüş tamamı erkek din adamlarının (Sünni, Şii vs. mezheplere bakınız.) kadınların giyimi konusunda kılı kırk yarmaları ve Orta Çağ rahibelerinin giysilerini kutsamaları, onların cinsel ve psikolojik problemleriyle ilişkili olabilir mi? Kadınların örtünmesini öğütleyen ayetler kadınları azgın erkeklerin tacizinden korumayı amaçlar. Eteklerini ne kadar uzatacaklarına, göğüslerini kapatıp kapatmayacaklarına kadınların kendisi karar verecektir; erkekler değil. Gerçeği onaylayan bir kadına, kendisinin ve toplumun huzuru için öğüt vermek ayrı, o kadını zorla çuvala sokmaya çalışmak ayrı. Hele sözkonusu öğüdü inanmayan kadınlara da dayatmak haddi aşmaktır. Kuşkusuz, inançlarından dolayı başlarını örten veya çarşaf giyen kadınların örtülerini zorla açmaya çalışan laik yobazların da şeriatçı yobazlardan pek farkı yok(Sözde Atatürkçüler). Örtü konusuna kafayı takıp akıllarını örtmüş olanlar maalesef 7:26 ayetiyle de ayılmıyorlar. Bak 33:55. 33:55 Babaları, oğulları, kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, diğer kadınlar ve (kadın) hizmetçileri karşısında (serbest bir biçimde giyinmelerinde) kadınlar için bir sakınca yoktur. ALLAH'ı saysınlar. ALLAH her şeye Tanıktır. 33:59 Ey peygamber, hanımlarına, kızlarına ve gerçeği onaylayanların kadınlarına örtülerini üzerlerine salmalarını söyle. Bu, onların (erdemli kadınlar olarak) ayırdedilip hakarete uğramamaları için daha elverişlidir. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir. 7:26 Ademoğulları, size, bedeninizi örtecek ve süsleyecek elbiseler hazırladık. Erdemlilik elbisesi ise daha hayırlıdır. Bunlar, ALLAH'ın işaretleridir, olur ki öğüt alırsınız. 2. Açıklama: Ayette görüldüğü gibi "Örtülerini göğüslerinin üzerine kapasınlar." örtüyü göğüs bölgesi açık olmayan bir giysi olarak da alabiliriz. Bir şal olarak da alabiliriz. İlla da kafamı kapatacağım ben diyorsanız kafanızı da kapatabilirsiniz. Amaç göğüs bölgesini kapatmak siz bile biliyorsunuz erkeklerin gözlerinin nerelere baktığını Tanrı bunu bilmiyor mu? fakat yapmayanlar cehenneme gidecek de demiyor, sadece tavsiye veriyor. Kadınlar ayaklarını yere vurarak yürürse (Sallanma kuvveti) göğüslerini göstermeye çalıştıklarını anlayabiliriz. "Gizledikleri alımlı bölgelerini sergilemek/bildirmek için ayaklarını yere vurmasınlar. " Yani kafayı kapatma gibi bir olaydan bahsetmiyor ama ben illa da kapatacağım diyorsa bir kadın kapatabilir hayat onun karar onun karşı çıkamayız. Bu kararları erkekler değil kadınlar verecek. Dünya üzerinde gerçek Kur-an'ı anlayan ve uygulayan kişiler çok düşüktür. Mesela şöyle örnek vereyim. Ben kötü bir insanım ama sana ben müslümanım diyorum ve sen direk-sorgulamadan buna inanıyorsun. Kadınlara zorbalık yapan ülkeler ve sistemler gerçek MÜSLÜMAN DEĞİLDİR.(Müslüman barışsever demektir. Selam Tanrı'nın bir ismi olup anlamı barış getiren-sağlayan demektir. İslam'ın kökünden gelir İ'Slam'. İslam dini ise Barış sistemi demektir.) Kitaptan örnek vereyim; En şefkatli, en merhametli Tanrı'nın ismiyle, 2:128 "Rabbimiz, ikimizi sana barış içinde teslim olanlar (Müslümanlar) yap. Soyumuzdan da sana barış içinde teslim olan bir topluluk çıkar. Bize nasıl ibadet edeceğimizi göster, sana yönelmemizi kabul et, kuşkusuz sen yönelişleri kabul edensin, Rahimsin." 2:131 Rabbi, kendisine "Barış içinde teslim ol" dediğinde; "Evrenlerin Rabbine barış içinde teslim oldum" diye karşılık vermişti. 3:85 Kim İslam'dan (Tanrı'ya barış içinde teslim olmaktan) başka bir din ararsa kendisinden kabul edilmeyecek ve o ahirette kaybedenlerden olacaktır. 5:111 Sohbet arkadaşlarına (havariyun), "Beni ve elçimi onaylayın" diye vahyettiğimde; "Onayladık, bizim barış içinde teslim (müslimun) oluşumuza tanık ol" demişlerdi. 8:61 Onlar barışa eğilim gösterirlerse sen de ona eğilim göster ve ALLAH'a güven. O, İşitendir, Bilendir. 10:25 ALLAH barış yurduna çağırır ve dilediğini doğru bir yola iletir. 11:69 Elçilerimiz İbrahim'e müjdeyi götürdüklerinde "Selam!" (Barış olsun) dediler. O da "Selam!" dedi ve hemen (onlara) kızartılmış bir buzağı sundu. 43:89 Onlara aldırma ve "Selam" (barış ve esenlik) de; yakında bilecekler. 47:35 Barışa giden yolda gevşemeyin. Zafer sizindir. ALLAH sizinle beraberdir ve işlediklerinizi ziyan etmeyecektir. 59:23 O ALLAH'tır ki O'ndan başka Tanrı yoktur. Egemendir, Kutsaldır, Barıştır, Güvenlik Sağlayıcıdır, Koruyandır, Üstündür, Güçlüdür, Uludur. Onların ortak koştuklarından ALLAH çok yücedir. Gel gelelim Hristiyan ve barışseverler arasındaki cehennem ve cennete gitme olayına, Şimdi Tanrı bir toplumu rahatsız etmeyi, onlar size saldırmadan onlara saldırmayı(Hiç bir sebep yokken bozgunculuk) söylemiyor. Barış için anlaşmalar yapın ve bunu asla bozmayın diyor. Siz Müslüman (Barışsever) taraf cennete diğerleri cehenneme gider diyorsunuz ki Hristiyanlar da barışsever olabilir. Ve tam tersi olarak Müslümanım (Barışseverim) diyip bozgunculuk yapanlar da oluyor. Ben pek tarih bilmem fakat kim bozgunculuk yapıyorsa o taraf barışseverim dese bile barışsever olamaz veya Tanrı'nın isteğiyle bunlar bunu yapıyordu diyemezsin. Tanrı'nın kitabında bunlar yasaklanmıştır. Nitekim İsrail(ışid) gibi devletleri görüyorsunuz. Sözde İslam devleti fakat Kur-an'dan hüküm vermeyip Peygamberlerin ağzına uydurulan hadis(Söz) ile hüküm veriyorlar. Bilmem kaç bin tane söz Kur-an'dan içindeki hadislerden(sözlerden) daha fazla hadis var. Ve her defasında yerin dibine çakılıyorlar ve çakılmaya devam edecekler %100. (Türkiye'de dahil) Işid biz müslümanız(barışseveriz) der fakat gerçekten öyle mi ifşa; En şefkatli, en merhametli Tanrı'nın ismiyle, 2:11 Kendilerine, "Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın" denildiğinde "Bizler sadece düzeltenleriz" derler. 2:12 Oysa onlardır asıl bozguncu; farkında bile değiller. 2:13 Kendilerine, "Şu halkın gerçeği onayladığı gibi onaylayın" denildiğinde, "Beyinsizlerin onayladığı gibi mi onaylayacağız" derler. Gerçek beyinsizler onlardır; fakat bilmezler. ABD'ye Hristiyan devlet deniliyor fakat görüyoruzki en çok özgürlüğü savunan ve uygulayan ülkelerin en başında geliyor. Kur-an'ın içinde her sözü eleştirin kanıtınız olmadan inanmayın, aklınızı kullanmadan bir söze inanmayın, söze karşı söz, yumruğa karşı yumruk. Yani sen Kur-an'ı ABD'de istediğin gibi eleştir kimse sana ceza vermez ve bunu yasaklayamaz. Bu kuralı Tanrı koymuştur. İsrailde (ışid)ise seni öldürürler kesin olarak. Ben seni anlıyorum ben senden daha çok karşıyım bu olaya. Karşıma bir ateist geldiğinde Tanrıya küfür etse bile diyorum ki bu sözler senindir beni ilgilendirmez seninle tartışmak istemiyorum oradan ayrılıyorum. Ona şiddet uygularsam Tanrı'ya karşı gelmiş olurum ki Yargı Tanrı'nın elindedir. Yargı gününün sahibidir. Bir insan gelip hiç bir sebep yokken bana fiziksel bir güç uygulamaya kalksa kendimi koruyup ona karşılık verebilirim. Bu hakkımız vardır ve o kişi bana saldırdığı için ceza alır. İnsanlık hakkı yasalarını koyan Tanrı'dır. Senin savunduğun olaylar aslında Tanrı'nın koyduğu kurallar. Sen çok yanılgıya uğramışsın. İyi bir insansın, bende senin savunduğun sözle eleştirme özgürlüğünü savunuyorum. Her insan kendi sözünden sorumludur. Ancak yasaklama gibi olaylar toplumu fiziksel olarak ilgilendiren olaylara koyulabilir. Bir insan durduk yere bir veya daha çok insanı öldürebilir fakat öldürmemesi gereklidir eğer yaparsa bunun cezasını hem ahirette Tanrı uygular hem de biz dünyada onu toplumdan uzaklaştırarak uygularız. Sana son söylediklerim hakkında bir kaç ayet daha atayım kafan karışıksa karışıklığı bir nebze düzeltsin; En şefkatli, en merhametli Tanrı'nın ismiyle, 2:62 Gerçeği onaylayanlar, Yahudiler, Hıristiyanlar ve diğer dinlerden her kim: ALLAH'ı ve ahiret gününü onaylar ve erdemli bir hayat sürdürürse, onların ödülleri Rab'leri katındadır. Onlar için korku ve üzüntü yoktur. 2:113 Yahudiler: "Hıristiyanların bir temeli yok" derken, Hıristiyanlar da: "Yahudilerin bir temeli yok" dediler. Oysa hepsi de kitabı okuyorlar. Cahiller de tıpkı onlar gibi konuşur. Diriliş günü ALLAH ayrılığa düştükleri konularda aralarında hüküm verecektir. 2:135 "Yahudi veya Hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız" dediler. De ki: "Hayır, biz İbrahim'in tektanrıcı dinine uyarız. O, ortak koşanlardan olmadı." 5:18 Yahudiler ve Hıristiyanlar, "Biz ALLAH'ın çocukları ve sevgilileriyiz" dediler. "Öyleyse günahlarınızdan ötürü neden sizi cezalandırıyor? Siz sadece O'nun yarattığı insanlardansınız" de. Dileyeni/dilediğini de bağışlar, dileyeni/dilediğini de cezalandırır. Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin egemenliği ALLAH'a ait olup dönüş de O'nadır. 5:69 Gerçeği onaylayanlar, Yahudiler, diğer dinlerden olanlar ve Hıristiyanlardan kim ALLAH'ı ve ahiret gününü onaylar ve erdemli bir yaşam sürerse onlar için bir korku yoktur ve onlar üzülmeyecekler de… 9:30 Yahudiler: "Uzeyr ALLAH'ın oğludur" dediler. Hristiyanlar da, "Mesih ALLAH'ın oğludur" dediler. Bu, ağızlarından çıkan sözleridir. Önceden inkâr etmiş olanların sözlerini taklit ediyorlar. ALLAH onları mahkûm eder. Nasıl da çevriliyorlar? 5:82 İnsanlar arasında gerçeği onaylayanların en azılı düşmanı olarak Yahudileri ve müşrikleri bulacaksın. Gerçeği onaylayanlara sevgice en yakınları da "Biz Hıristiyan'ız" diyenleri bulursun. Çünkü onlar arasında büyüklük taslamayan papazlar ve rahipler var. 22:17 Gerçeği onaylayanlar, Yahudiler, din değiştirenler, Hristiyanlar, zerdüştiler ve ortak koşanlar… ALLAH diriliş günü aralarında hüküm verecektir. ALLAH her şeye tanıktır. Görüyoruz ki Hristiyanlar İsa Mesih'e Allah'ın oğlu, Yahudiler de Uzeyr'i Tanrı'nın oğlu diyorlarmış.. Bu yanlıştır. 112:3 "Doğurmamıştır, doğurulmamıştır." Fakat bu yanlışı yapmayıp barışsever olur Tanrı'nın tekliğini ve ahireti onaylayıp erdemli işler yaparsa Tanrı onları olumlu karşılayacağını belirtiyor. Tevrat ve İncil'de Tanrı'nın kitabıydı. En son Kur-an indi. Eşsiz benzersiz bir kitap. 19 sayısı ile korunan. En şefkatli, en merhametli Tanrı'nın ismiyle, 3:3 Sana bu kitabı, kendisinden öncekileri onaylayıcı olarak gerçekle indirdi. Tevrat'ı ve İncil'i de indirdi. 5:43 İçinde ALLAH'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında dururken nasıl olur da ondan yüz çevirip de seni hakem yapıyorlar? Onlar aslında gerçeği onaylamıyor. 5:44 İçinde hidayet ve ışık bulunan Tevrat'ı biz indirdik. Müslüman peygamberler onunla Yahudiler arasında hüküm veriyorlardı. Hahamlar ve din bilginleri de ALLAH'ın kitabından emredildikleri şeylerle hüküm verirler ve onun üzerine tanık olurlardı. Halkı yüceltmeyin, beni yüceltin ve ayetlerimi ucuz bir fiyata satmayın. ALLAH'ın indirdiği ile hüküm vermeyenler inkârcıdır. 5:110 ALLAH diyecek ki: Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene bağışladığım nimetimi hatırla. Seni Kutsal Ruh ile desteklemiştim; böylece beşikteyken de yetişkin iken de halkla konuşuyordun. Sana kitabı, bilgeliği, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. İznimle balçıktan kuş heykeli yaratıyordun ve ona üfleyince de iznimle kuş oluveriyordu. Körü ve cüzzamlıyı iznimle iyileştiriyordun. Yine benim iznimle ölüleri diriltiyordun. İsrailoğullarına apaçık kanıtlar götürmene rağmen, içlerindeki inkârcılar, "Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değil" demişlerdi de seni onlardan kurtarmıştım. Soru: Suudi Arabistan yöneticileri ve milleti kendilerine müslüman diyorlar sence müslüman mıdır? (Barışsever midir?) Soru2: Türkiye yöneticileri ve sözde Dindar kesim (Sunni,şii vs.) kendilerine barışsever(Muslim) diyorlar sence barışsever midir? Kaynak: Kur-an, Akıl. (www.quranix.org) Çeviri Edip Yüksel'e ait. Kaynak açıklamalar: Edip Yüksel, Ben. |
Kanıtım nemidir ![]() senin islam deyip mitoloji olmadığını düşündüğün şey diğer mitolojilerden arabın diliyle üretilmiş bir dğer mitolojidir kuran-ı kerimdeki şeylerin gerçekte nerden geldiklerini hiç araştırdınızmıydı acaba??? araştırmaktan, uykusuzluktan saçım dökülüyodu benim eskiden ama siz her haltı bilip bilmeden kabul etmeye pek meraklısınızdır ve bende öyleydim biir zamanlar psikolojiyi biliyorum o yüzden ![]() inandığınız şeyin ne olduğunu bilmiyosunuz daha gelip ateist olmuş adamları eleştiriyosunuz bütün tanrılar insan uydurmalarıdır dünyada da yüzlerce tanrı vardır ve hepsi de aynı şeydir teknoloji yoksunu feodalizmin ilkel yasaları faazlası deil dürüstlüğe davet etmekten fazlası gelmez elimden ama kendinizi kandırmaktan mutluysanızda yapabileceğim bişey yok benim ![]() ![]() |
Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı? Dağları da birer kazık? (Nebe Suresi, 6-7) Yeryüzünde, insanlar sarsılmasın diye sabit dağlar yarattık, rahat gidebilsinler diye dağların aralarında geniş yollar var ettik.(Enbiya 31) Sen dağları görürsün de onları sabit sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler.(Neml Suresi: 88) Bir karar verin be abicim , yani referans olarak koyduğun şeyde bile ne olduğu belli değil , niye ciddiye alalım sen boldladın diye ![]() Bu biraz şey gibi bir şey "Güneşi yarattık ve ona izlemesi için belli bir rota verdik" cümlesini şuan her galaksi ve sistem gibi uzayda bir yerlere sürüklenmeye bağlayacak duruma gelip böyle bir detaydan önce dünyanın döndüğüne veya yuvarlak olduğuna dair en ufak açık bir kanıt sunamamak .. Kimse de "abicim adamlar gökyüzünü izleyip güneş dönüyor sanmışlar işte , kıvırmayın" demiyor.Yanlış olamaz , illa bir mucize olmalı.Kölelik de cariyelik de modern insanın anlayamayacağı medeniyetin ürünleridir.Siz onu ilkellik sanın. En başta zaten Kuran'ın içinde mucize sayılacak bilgiler var mıdır yok mudur Kuranın böyle bir görevi var mıdır onda bile mutabık hale gelemedi müslümanlar.Kime ne anlatıyoruz. |
Dedikleriniz fetö, hdp, pkk hayır diyor onun için evet diyen devlet adamlarını anımsattı. |
Dinin kuşaktan kuşağa aktarılması,adaletsizliğe neden olan bu yapısı,senin adaletli dediğin ilahını ortadan kaldırıyor.Atalarının seçimleri sınav sonucunu,nereye gidip,gitmeyeceğini belirletebiliyor.Bu onu bağlar mı,bağlamaz mı bilemem ama.Onu yok ettiği kesin. İkinci olarak demişsiniz ki,insanın düşünme yetisi sınırlıdır.Buradan anladığım kadarıyla şunu diyorsunuz,Kuranın içeriğini kabul edeceksin seve seve.Çünkü senin düşünme yetin,algın sınırlı.Sen orada denilenleri algılayamıyorsun,düşünme yetin sınırlı,o yüzden sana saçma geliyor,içine sinmiyor.Örnek olarak sen yıldızlarla şeytanların taşlandığını,vurulduğunu göremiyorsun,çünkü gözün bunun için uygun değil.O yüzden bunu görmesen de,bunun olduğunu kabul etmek zorundasın.Bunu saçma,gülünç bulamazsın. -Neden gönderdiğim betiği kabul etmedin? +Göğün bekçilerce,korucularca korunduğunu,bilgi çalmaya çalışan şeytanların koca koca yıldızlarla,ateş toplarıyla,ışınlarla vurulduğunu gülünç,saçma,usdışı,mantıksız buldum. Şimdi biri,bu fantastik,doğaüstü,görünmeyen olayı saçma,gülünç,mantıksız,usdışı bulduğu için neden cehenneme gitsin ki?Ya da ben neden bunu kabul etmek zorunda olayım,var mı böyle bir zorunluluğum.Ben Allah denilen bir varlıkla hiçbir zaman iletişime geçmedim,o bana böyle bir şey söylemedi.Allah denilen bir yaratıcıyla,cebrail adlı bir melek aracılığıyla,1400 yıl önce iletişime geçtiği söylenen bir adam var yalnızca ortada.Bu adamın Allah adlı bir yaratıcıyla iletişime geçtiğine iman edeceksin.İslamın istediği bu değil mi zaten.Körü körüne inanacaksın,kabul edeceksin,onaylayacaksın.Yıldızlarla,ateş toplarıyla şeytanların vurulduğunu,taşlandığını kabul edeceksin.Ki bu anlatım, gökyüzünü gözlemleyen birinin, gözlemiyle fantastik ögeleri harmanlamasından başka bir şey de değil.Gözlemiş gökyüzünü çölde,parlak bir şeyler kayıp kayıp duruyor,bu olsa olsa yıldızdır demiş.Sonra fantastik bir masal uydurmuş.Bunlarla şeytanlar taşlanıyor,vuruluyor demiş. Yani anlayacağın,Kuran içerik olarak,saçmalıklarla,gülünçlüklerle dolu bir betiktir.Bu betiğin bir Tanrı tarafından gönderilmiş olma olasılığı bana göre yoktur.Ki dinin adaletsizliğe neden olan yapısı,adaletli Allahı olanaksız kılıyor.Bu da islamın kökten yıkılmasına neden oluyor.Bunu yok saysak bile,Kuranın bir Tanrı tarafından gönderildiğini kabul etmezdim,edemezdim.Çünkü Kuranın içeriği oldukça tuhaf,saçmalıklarla dolu,benimsenecek,içine sinecek,kabul edilecek gibi değil. |
Aslında hata bende,Allaha inanan,ama ne dediği pek anlaşılmayan biriyle,olmayan bir Allahı tartışıyorum burada.Ben yapısal olarak adaletsizliğe neden olan din konusunda sınav yapan adaletli Tanrı olamaz diyip,geri çekilmeliydim.Kuranın içeriğine girince,işin içinden çıkamazsın,debelenirsin,boşa soluğunu,özünü tüketirsin.Ne yani adam yıldızlarla şeytanların vurulduğuna,taşlandığına inanıyormuş,bunu kabul ediyormuş.Bu adamla bu konuyu tartışmanın,bir anlamı,gereği var mı,yok.Bu tartışma bizi bir sonuca ulaştırır mı,yok.Adam inanıyor yahu,inanıyor.Var mı,bunun üstüne bir söz,yok.Ne diyeceksin,yahu yıldızlarla şeytan taşlanır mı,vurulur mu diyeceksin inanan adama.Benimki de saçmalık yani.Kendime kızdım şu anda. |
Yok sana kızmıyorum,kendime kızıyorum gerçekten.İnanan biriyle,Kuranın fantastik masallarını, tartışma saçmalığına giriştiğim için.Sonuç olarak kişi inanıyor yani,ne diyebilirsin ki.Yazmam anlamsız,bu konuda.Tamam bana gülünç,saçma geliyor,ama kişi inanıyor,kabul ediyor.İnanıyor,var mı ötesi,yok.Bu konuda daha fazla yazmanın bir anlamı var mı, yok. Din yapısal olarak adaletsizliğe neden oluyor demişmisin.Din,inanıp,inanmama konusunda sınav yapan adaletli Allah olamaz çıkarımına ulaşmış mısın,tamam bunu söyle,geri çekil,değil mi ama.Kuranın içeriğine ne giriyorsun ki,oraya girersen,inanan biriyle,fantastik masalları tartışıp,boşuna soluğunu,özünü tüketirsin,anlamsız bir yazışmanın içine girersin. |
"İdrâk-i maâlî bu küçük akla gerekmez. Zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez."ciler gelmeden gidelim![]() |
Sorumun cevabı olmayınca, konuyu farklı yerlere çekmek de imana dahil mi? |
Ne tesadüf; nerede sıkıntılı, Tanrı'ya ait olmadığı apaçık belli bir cümle varsa, onların insanlar tarafından anlaşılamadığını iddia ediyorsun. O teknik eskidi artık, daha mantıklı olmanız gerekir. |
Şu anda İslam'da dahil tüm din savunucları, vicdani değerlendirmelerine tapıyor. Din diye yaşanan olgular, toplumların zamanla edindiği öğreti ve kuralları tabulaştırmasıyla ilgili. Taktir edersiniz ki, onbinlerce yıllık süreçte kanun koyucular ve kolluk kuvvetleri yoktu. Tarih boyunca her mucize açıklanamayan doğa olayları olmuştu ki, ilerleyen teknoloji ve doğa kontrolü ya da en azından öngörüsü, inananları ''kuantum ve tanrı'' gibi komedi argümanlara itti. Neyse çok dağılmasın konu. 7-8 milyar insan var. Tıpkı benim inancımı yitirmeme neden olan kelebek etkileri, onları İslam'a yönlendirdi. Ancak sizin burada görmek istemediğiniz şey, İslam'ı terkedenlerin sayısının, İslam'ı kabul edenlerin sayısından çok daha fazla olması olacaktır. İslam'la tanışan kimse, onu İslam'la tanıştıran kişilerin vicdanına, fikrine, görüşlerine tutulmuş sayılır. x kişisi Işıd ile tanır İslam'ı, y kişisi Mevlana benzeri kimseler ile. Burada önemli olan oldu değil, olguyu pazarlayan kişidir. O yüzdendir ki yine tarih boyunca, insanlar lider arayışında bulunmuş ve büyük liderler, bireyden topluma kadar tüm yazılı ve sözlü kanunları değiştirebilmiştir. Yani kısas İslam'a geçen ve İslam'dan ayrılan kişilerin kıyaslaması ise, İslam yine kaybeder hocam. |
gol olmuş ![]() |
Öncelikle konumuzun, Tanrı kavramı ile alakası yoktur. İslam inancı ve felsefesînin doğru olmadığını ve mantıksız olduğunu ispatlayan en büyük deliliniz nedir? Yani müslüman iken, bir şeylerin farkına ne ile vardınız? |
Genel olarak erkekle kıyas açısından.Yani kimisi erkeklerle eşit diyor,kimisi değil diyor,kimisi erkeklere emanet diyor yani yorum çok.Ama benim en dikkatimi çeken şey miras,eş konusu ve şahitlikti. |
Cinsiyetler somut olarak esit degillerdir ama sahip olduklari haklar yonunden esittirler. Yani burada kastim fiziksel yon. Hak hurriydtler yonunden esit olmalidirlar. |
Kur'an'ın bilimsel mucizelerini emimin ki tersten okumuşsunuz ki böyle bir yorum yapıyorsunuz. İslam'ın yanlış olduğunu söyleyerek zaten yanıldığımızı söylüyorsunuz o halde ben de ateizmin yanlış olduğunu ve yanıldıklarını söylerim ne değişir? Tek fark ölünce ikimiz de gerçeği göreceğiz o zaman anlarız neymiş yanlış olan. |
Akıllara kazınacak derecede mükemmel bir mesaj atmışsınız, tablo yapılıp asılacak cinsten olmuş. ![]() |
Gayet göründükleri gibiler, ben yeterince araştırma yaptım. İkinci üniversite münasebetiyle iki dönem kadar da İslam Tarihi konusunda akademik düzeyde ders aldım. Bana yeterli geliyor. |
Zaten olayda burada başlıyor, Yavuz Sultan Selim'e kadar eşarilik Osmanlıda görülmezken ilerliyen yıllarda fetihler ile Eşarilik bize de geçiyor. Sonrasında İslam içerisinde mehzep farklılıklarından dolayı bazı olaylar gelişiyor. İste meleklerin bacaklarına bakıyorlar falan filan. Yavuz Sultan Selim'e kadar bilimle ilerleyen toplum sonrasında ilerliyemiyor. Eşarilik, nedir bu? Biat neden var? Bu şeyhler, tarikatlar, hacı hocalar? Ne arıyor bizde? Şeriat kanunlarının uygulanmasındaki hükmü verme yetkisini bile ilmin en üst basamaklarında yer alan Kadılara devreden bir Osmanlı içinden, hacı hoca sınıfının hüküm verebildiği, siyasi ve toplumsal kararlar alabildiği uygulamanın bu kadar yanlış olduğu Eşarilik bizde ne arıyor? Toplum bir tarafta İlahiyat Fakultelerinde dönemimizin en zekileri tezler yazarken ve bu tezler onaylanırken, kimi ezberledikleri üç beş dua sekiz on ayet ile abdesti bile 600 sayfalık kitaplarla anlatan üfürükçülerin peşinden gidiyor. Cennet, hepimiz cennet yolundayken, kimilerimizin girdiği küçük topluluklarda alt tabaka cennet hayaliyle fakirlikten kırılırken bazı üfürükçüler lüks hayatın dibine vuruyor. Bu dünyaya ne ekersen onu biçersin, cennetten önceki basamak bu dünya iken, bu sefalet niye? İlk emir "Oku" olduğu halde bunca üfürükçüler kime ne anlatıyor? |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >