1. sayfa
| Bak şöyle soyleyeyim. Gidecegin yolu gerçekten bir yol olarak süşün 3 mt genişliginde. Bu yol bir yerde başlıyor bir yerde. Bitiyor aynı bitişe giden farklı yollara ayrılıyor. Bu yol içerisinde yani 3 mt genisliginde sana ait bir hareket alanı var bazen sagdan bazen soldan bazen biraz yavaslayarak bazen hızlı yürüyorsunuz. Bazen yolları seçiyorsunuz ordan gidiyorsunuz ama yollar zaten belirli. İşte bu belirli yollar kaderiniz. Kolun icinde o anli konumunuz durımunuz size baglı. Oyle düşünün. Bunu külli irade cüzi irade olarak anlatanlar da var araştırabilirsin |
| Terminator 3 filminde bir söz vardı hic unutmam yaptıklarımızın dışında bir kader yoktur diye |
Kardeş acayip kafam karıştı ve hiç bir şey anlamadım |
| Ya şimdi istanbuldan çıkıp antalyaya gideceksin. Oldugun yer belli varacagın yer belli. Ama gidecegin yolu ugrayacagın yeri yolda kiminle arkadaşlık edip kiminle oturup gezicen nasıl gideceksin hersey sana baglı |
|
Kaza ve kaderin mahiyeti Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsanların çeşitli zamanlarda kendi istekleriyle, tercihleriyle yapacağı şeyleri, Allahü teâlânın ezelde bilmesine kader denir. Kaza ise, kaderde bulunan şeyleri, zamanı gelince Allahü teâlânın yaratmasıdır. Kaza ve kader, insanın kudret ve ihtiyarını yani tercih hakkını yok etmez. İnsan, kendi ihtiyarıyla yapar veya terk eder. Kulun kudreti ve kuvveti, işlerin yaratılmasında tesirlidir. Hiç tesiri olmasaydı, cebir yani zorlama olurdu. Kudret, isterse yapmak ve isterse yapmamak demektir. Yani yapması ne kadar kuvvetliyse yapmaması da o kadar kuvvetlidir. Biri diğerinden daha kuvvetli değildir. Kaza ve kader meselesi ilahî sırlardandır, bu konuda konuşup tartışmayı Peygamber efendimiz yasaklamıştır. Kaza kader meselesinde Ehl-i sünnet âlimleri ne demişse onu öğrenip inanmaktan başka çare yoktur. Düşünmek, mantık yürütmek doğru değildir. Biz Allahü teâlânın kazasına razıyız. Dua etmek, Allahü teâlâdan bir şey istemek, kazaya razı olmaya aykırı değildir. Aykırı olsaydı, dua etmek emredilmezdi. Dua ederiz, isteriz, fakat neticede başımıza gelene razı olmamız gerekir. Felaketler hep nefsimizden geliyor, onlara nefsimiz sebep oluyor. Fakat hepsini de Allahü teâlâ yaratmaktadır. Nefsimizden geleni, Rabbimiz de irade ederse yaratır. Ancak, Allahü teâlâ, bilhassa iyi kimselere acır, o iyi kimsenin nefsi istediği hâlde Allahü teâlâ irade etmez, istemez ve o iş olmaz. O da, (Şu veya bu mâni oldu! Ben bunu istiyordum, istediğim olmadı!) der. Hâlbuki Allahü teâlâ onu sevdiği için bunu yaratmadı. Bir âyet-i kerime meali şöyledir: (Siz çoğu şeyi hayırlı, faydalı zannedersiniz, hâlbuki o size zarardır, Rabbiniz size merhamet eder ve o zararlı şeye sizi kavuşturmaz. Çoğu şeye de, zararlıdır dersiniz, kaçarsınız, onlar sizin için iyidir, faydalıdır. Rabbiniz de onları size nasip eder.) Bir kişi, (Bu felaket başıma nereden geldi?) der. Hâlbuki bilmez ki, kendisi için hayırlıdır. Allahü teâlâ onu seviyor, ona hayırlı işi nasip ediyor, o ise üzülüyor. İnsanlar şimdi gaflet uykusundadır, hayırdan şerden haberleri yoktur. Ölünce uyanacaklar, gafletlerine pişman olacaklar. Pişmanlık duymamak için şimdi uyanmalı ve kadere razı olmalıyız. Allahü teala kulunun ne yapacağını önceden biliyor ama ona zorla bir şey yaptırmıyor. Kul, kendi cüz'İ iradesi bir tercih yapıyor ve bu tercihinin neticesinde bir günah veya sevap hasıl oluyor. Yani çoğu insanın sandığı gibi bir senaryo yok. Herkes kendi ektiğini biçecek ahırette. Kimse dünyada yediği nanelerin sorumlusu olarak Allahü tealaya suç atmasın. Bu naneleri yerken kimse onu zorlamadı, kafasına silah dayamadı.. |
|
Önce kaza ve kader ile çeşitlerini bilmek gerekir. Kader, Allahü teâlânın, olacak şeyleri ezelde bilmesidir. Kaza, kaderde bulunan şeyleri, zamanı gelince yaratmasıdır. Yani kader, maaş bordrosu gibidir. Kaza ise, bu maaşın dağıtılmasıdır. Allahü teâlâ, herkesin ne yapacağını, nerede nasıl öleceğini bilir. Buna, kader, kısmet, baht, nasip, talih, yazgı, alınyazısı deniyor. Bir film tekrar tekrar gösterilse, bunu önceden seyretmiş biri, ikinci, üçüncü defa seyrederken, (Baş rolde oynayan oyuncu, attan düşüp ölecek) dese, o dediği için mi filmdeki oyuncu ölüyor, yoksa, söyleyen daha önce seyrettiği için mi biliyor? Allahü teâlâ da insanların başlarına ne geleceğini bildiği için, bunları levh-i mahfuza yazmıştır. Muhtemelen şimdi iştesin, yorgun kafayla birşey anlamayabilirsin. Çalışmadığın bir zamanda, sakin kafayla şu sayfadaki bilgileri okursan yıllarca merak ettiğin soruların cevaplarını bulacağına inanıyorum https://dinimizislam.com/search_google_cse.asp?q=kader&x=0&y=0#gsc.tab=0&gsc.q=kader&gsc.page=2 |
| Kardeş paylaştığın yazılarının hepsini okudum ve istifade ettim ve sorunumun cevabını aldım, yazıda da denildiği gibi Kader ve Kaza konusunu peygamber efendimiz ashabına tartışmayı men etmiş o yüzden bu konuları çok kurcalamak doğru değil diye düşünüyorum |
|
Benim bilgim şöyle: Bir mutlak kader vardır, bir de muallak kader vadır. Mutlak kaderdekileri günü gelince kesinlikle yaşarsın. Muallak kadere ise özgür iradenle müdahale edebilirsin ve yön çizebilirsin. |
| Senaryo. Sadece rolünü oynuyorsun. |
| Allah zamandan münezzeh olduğu için yolun sonunda senin neyi seçtiğini biliyor, ama o yola giderken ki seçimleri sana bırakıyor. Yani özgürsün. Ama Allah zamanın dışında olduğu için tüm süreci (başlangıç-bitiş) görüyor. |
| Kader diye film vardı Vildan Atasever genç kızken bedboy keko'nun peşinden koşuyodu. gudboy da Vildan'ın peşinden koşuyodu. kimse koştuğu kişiyi yakalıyamıyodu kahve kader yüzünden. |
| İbn Arabi bunların hepsine cevap vermiştir. Ayanı sabite kavramını öğrenirseniz sorunun cevabını bulursunuz . Allah indinde herşeyin bilgisi mevcuttur ondan tecelli ederek yaratılır ve açığa çıkar. Aslında fizikte kuantum dünyası keşfedildiğinde İbn arabi nin ne kadar haklı olduğu ortaya çıkmıştır. Kuantum evreninde her olasılık mevcuttur ancak bilinç devrete gitince sadece bir tanesi gerçek hale gelir. Yani kardeşim bizim yaşayacağımız bütün hayatımızdaki olasılıkların bilgisi Allah katında mevcuttur ama bilincimiz birini seçer ve o ortaya çıkar, A kişisiyle evlenmeyip B kişisiyle evlenseydin ne olurdunun bilgiside Allah için mevcuttur. kısaca kader dediğimiz şey aslında çoğunlukla bizim seçimlerimizin Allah tarafından yaratılması meydana getirilmesidir. Yani günah işlemeyide sevap işlemeyide biz seçeriz. Eğer öyle olmasaydı Cennet cehennem niye olsun zaten. |
1. sayfa
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >