Bizdeki yargı sağolsun, adeta tüm mesaisi DVB-T2 sürecini nasıl tıkarız şeklinde. Bu kararı böyle tıkayan mahkeme de yargılanmalı aslında. |
Merhaba Arkadaşlar; Siteye sırf cevap verebilmek için üye oldum. Birçok kişi farklı farklı platformlarla kıyaslamış DVB-T2 teknolojisini ancak karşılaştırılan platformlarla DVB-T2 karasal dijital yayın tamamen farklı. Avantaj ve dezavantajlarından bahsetmek isterim. Avantajları - IPTV gibi internet bağlantısı gerekmiyor. En büyük şehirler için bile basit birkaç verici ile tüm evlere erişilebiliyor. - Uydu platformları gibi aylık belirli bir ücret ödemenize gerek yok. Tamamen ücretsiz sadece basit 20-300 TL arası antenleri mevcut. Bu fiyat farkı vericiye eviniz uzaksa daha uzun erişim alanına sahip alıcılar alacağınız için oluşuyor. Vericiye eviniz çok yakınsa 20 tl lik bir anten ile tüm kanalları izleyebiliyorsunuz. - DVB-T2 gelişen bir teknoloji, dolayısı ile kanal sayısını dert etmeyin çünkü vericilerle bir alakası yok verici yazılımları var. Sıkıştırma teknolojisi ne kadar fazla olursa okadar fazla kanal sığacaktır. Buda zamanla artmasına neden olacaktır. - Mobilite şansınız var. DVB-T2 antenleri ile seyir halindeyken yayın almak mümkün. Özellikle bu konuda araçlara takılabilen gerek Android uygulamalar gerekse başka cihazlar ve antenleri ile aracınızda cam gibi net yayınlar izleyebilecek ve bunun için hiç ekstra ücret ödemeyeceksiniz. - DVB-T2 için TVnizi değiştirmenize gerek yok. DVB-T2 uyumlu bir alıcı almanız yeterli. Bununla ilgili okadar çok ürün var ki dünyada. Örneğin usb alıcılar, micro Usb alıcılar HDMI Alıcılar. Dezavantajları - Yazılımsal teknolojisi itibariyle şuan uydular kadar kanal bulamayacaksınız. Zira Rusya 2 kanal hariç tüm kanallar açılıyor. Almanya'da 20-30 kanal çekiyor. Zaten kanal sayıları da o kadar. Bizim ülkede yerel ve alışveriş kanalları bolluğu olduğu için 200-300 kanal mevcut. Birçoğunun olmasına da gerek yok. - Vericiden çok uzak olursanız kanallar bozuluyor. - Anten evin içindeyse çekmeyebiliyor. - Anten evin dışında yada pencerelerin yakınındaysa çok iyi çekiyor ancak evinizin genel coğrafik konumu itibariyle çukur bir yerdeyse çekmeyebiliyor (Bu durumun çok yaşanmadığının altını çizeyim). - Bazı yayıncı kuruluşların DVB-T2'de yayın yapmak istemeyebilir. Bu durumda çok az karşımıza çıkıyor.Örneğin bu durumdan dolayı Rusya'da 2 kanal DVB-T2'de çıkmıyor. - Çok azda olsa kanalları tekrar taratmak durumunda kalıyorsunuz. Tarama işlemi bazı yazılımlarda 2 dakikada biterken bazılarında 5-6 dakikayı buluyor. Daha detaylandırılabilir tabiki ancak yinede ben zaman sıkıntım yüzünden bu kadar yazabildim. Yazım yanlışım olduysa kusuruma bakmayın aceleyle yazdım. |
https://www.sozcu.com.tr/2019/ekonomi/camlica-radyo-kulesinin-yuzde-85i-tamam-5166591/ Çamlıca radyo kulesinin yüzde 85’i tamam Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, Küçük Çamlıca TV-Radyo Kulesi'ne ilişkin, "Şu ana kadar yüzde 85’lik bir ilerleme sağlamış bulunuyoruz. Hedefimiz ise bu yıl sonunda Çamlıca TV Kulesi’nde test çalışmalarına başlamak." dedi. 14:50 - 16 Haziran 2019 Haberler Ekonomi Çamlıca radyo kulesinin yüzde 85’i tamam Yapımı devam eden Küçük Çamlıca TV-Radyo Kulesi şantiyesinde incelemelerde bulunan Turhan, burada yaptığı konuşmada, Babalar Günü’nü kutladı ve YKS’ye giren öğrencilere başarılara diledi. Turhan, Küçük Çamlıca TV-Radyo Kulesi’ne ilişkin gazetecilere yaptığı açıklamada da, projenin tamamlanmasında adım adım sona yaklaşıldığını belirterek, radyo televizyon yayıncılığı için önemli bir atılım olan Çamlıca TV- Radyo Kulesi’nde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Radyo ve televizyonun, insanların en popüler ve yaygın iletişim, bilgilenme ve eğlenme aracı olduğunu vurgulayan Turhan, şunları kaydetti: “Bilişim çağında halen toplumun tüm kesimlerine ulaşan en etkin iletişim araçları… Bu iletişim araçları, teknolojik gelişmeler sonucu önemli değişimler geçirdi. Çamlıca Kulesi ise bu noktada büyük öneme sahip bir proje. Öncelikli olarak radyo televizyon yayıncılığı için gerekli olan antenlerin İstanbul'un silüetini kirletmesinin önüne geçmesi bakımından önemli. Çünkü ülkemizde öteden beri süregelen yayıncılık alanında her televizyon veya radyo kuruluşu kendine ait ayrı bir verici kulesi kurmuş ve Çamlıca tepesi metal bir ormana dönmüş durumda. Çünkü bu vericiler son derece çirkin bir görüntü oluşturuyor. Çamlıca TV Kulesi'yle burada bulunan öncelikli olarak radyo vericileri olmak üzere zaman içinde televizyon vericileri de dahil büyük bir bölümü kaldırılarak tek bir kule üzerinde toplanacak. Bunun da ötesinde bu kule, 369 metre yapısal yüksekliği ile fonksiyon açısından yeni bir TV ve radyo kulesi olmaktan öte İstanbul için de simge bir yapı niteliği taşıyacak. Keza 10 bin metrekarelik alana inşa edilen ve deniz seviyesinden 578 metre yüksekte olan bu kule, İstanbul'un yeni turistik merkezlerinden biri haline de gelecek. Bu noktada da kulede kullanılacak panoramik asansörler, 180 metre boyunca bir yanda tarihi yarımadaya, diğer yanda Karadeniz kıyılarına bakacak şekilde yerleştirilecek. Seyir katlarını ve restoranları da hizmete girdiğinde her yıl ortalama 4,5 milyon kişiye hizmet verecek. Bugün itibariyle 45 katın 30 katı, yani 202,50 metre ile 72,50 metre kotları arasındaki 130 metrelik dış kat ve cephe imalatı tamamlandı. Yakın zamanda da ağır imalatları bitirerek yayıncılık altyapısı çalışmalarına hız vereceğiz. Yayıncılık imalatları kapsamında da ilgili katlar olan 36, 37, 38, 42 ve 43. katlara birleştirici, verici soğutucu gibi ekipmanları temmuz ayı içerisinde yerleştirmeye başlayacağız. Şu ana kadar yüzde 85'lik bir ilerleme sağlamış bulunuyoruz. Hedefimiz ise bu yıl sonunda Çamlıca TV Kulesi’nde test çalışmalarına başlamak. 2020 yılının başından ilk çeyreğine kadar Çamlıca Tepesi’ndeki görüntü kirliliği oluşturan antenlerin önemli bir kısmı etap etap temizlenecektir.” |
Merhaba, Güzel görüşleriniz için çok teşekkür ederim. Doğrusu ben de şaşırıyorum DVB-T2 meselesinin bu kadar az ilgi görmesine tabii burada senelerdir sürecin tamamlanması bir kenara ilerlemiyor olmsının da etkisi vardır ama genel olarak bu etken de hesap edildiğinde ben yine de daha fazla bir ilgi beklerdim. Açıkcası bu teknolojiye duyduğum ilginin altında yatan sebeplerden birisi de şu, bu teknolojiyi kullansam da kullanmasam da, hayatıma çok şeyler katsa da katmasa da bu teknoloji bizimle aynı pazarda bulunan Avrupa ülkelerinin neredeyse hepsinde mevcut iken bizim ülkemizde mevcut olmaması bende derin bir üzüntü ve hırsa sebep oluyor maalesef. İnşallah yakın bir gelecekte bu teknolojinin hayata geçtiğini görmüş oluruz. Bu fantastik fikire gelecek olursak, ben her ne kadar teknik manada fazla bilgi sahibi değilsem de mobil haberleşme sektörünü takip ederim. Az da olsa çalışma mantığından haberdarım, bilirim. Açıkcası bildiklerimle yorumlayacak olursam 5G'nin çalışma mantığına tamamen ters bir iddia bu. Çünkülerine geçerken öncelikle kısaca 5G neden önemli temel olarak neyi vaad ediyor ona göz atalım isterim. 5G'nin önceki jenerasyon hücresel mobil haberleşme teknolojilerinden en önemli farkı düşük gecikme süreleri vaad etmesi (ping) ve dilimlenebilir teknolojilerin çok rahat bir şekilde uygulanabilecek olması. Bu iki faydanın hayatımıza olan faydalarını tahayyül etmek söz konusu teknolojilere uzak insanlar için haliyle zor olacaktır ama özetlemek gerekirse bu faydalar biz son kullanıcılardan ziyade daha çok endüstriyel alan için geçerli. Örneğin BİM'e pil üreten firmayı düşünelim, bu firmanın faaliyetlerini sürdürebilmesi için gerekli olan farktörlerden sosyal ve yönetsel kısımları hariç tuttuğumuzda üretim ve tedarik zinciri karşımıza çıkacak. Üretim kısmında bir fabrika konsepti hayal edelim fabrikadaki makine ve teçhizatların otomasyonu 5G iile sağlanabilir çünkü düşük gecikme süresi ve dilimlenebilir frekans bandlarıyla sanki bu makineler kablo ile bağlı olarak bir operatörce kontrol ediliyormuşcasına rahatlıkla ekonomoik olarak kontrol edilebilir, bu duruma örnek olarak da haber sitelerinde genelde cerrah doktor pazar alışverişini yapmış otobüsle evine dönerken cep telefonu üzerinden hasta ameliyat edebilecek şeklinde bir örnek verilir ![]() Faydalarına kısaca değinmiş olduk, bunu çlaışma mantığıyla ilişkilendireceğiz şimdi de. 5G'de kullanılması planlanan spektrumlar genel olarak yüksek frekanslar karasal TV yayın bandı olan 600Mhz spektrumunu saymazsak en asgari 3.5Ghz'ler konuşuluyor ki 50Ghz - 60Ghz'lere kadar da uzanıyor düşünülen spektrumlar. Türkçe tercümesi neir derseniz frekans yükseldikçe kapsam alanı da azalır. Haliyle 5G'de kullanılacak frekanslar göz önüne alındığında 5G'nin TV kuleleri gibi çeşitli belirli noktalar üzerinden yayınlanması mümkün değil. Bir anlığına yayınlanabildiğini varsayalım bu sefer de kapasite sorunu ortaya çıkacaktır. İletişim ortamı olarak kullanılan havayı tüm 5G'ye bağlı olacak cep telefonları, ufak tefek, büyük her türlü makine (Pos makinesi, buzdolabı, otomobil, tren, asfalt aklınıza ne gelirse ![]() Hülasa teknik olarak ben bu kuleler vasıtasıyla böyle bir yayın yapacağım kimse diyemez. Ha bu kulelerden 5G yayını yapılmayacak mıdır, pek tabii yapılacaktır ancak tüm İstanbul'u kapsamyı bırakın muhtemelen bölgedeki bir kaç mahalleyi dahi ancak kapsayacaktır. Zaten 5G ile böyle bir kara emeller güdülecekse bunun için böyle devasa kuleler kullanmaları da gerekmiyor, 5G'de özellikle karşımıza bir kavram çıkıyor mikro hücreler şeklinde. 5G'nin yüksek frekanslarda çalışacağını belirtmiştim yani kapsaması çok sınırlı bir alanda gerçekleşecek, yani bir baz istasyonu belki bir mahalleye daha ancak tamamen kapsayabilecek belki onu da yapamayacak yüksek frekanslar sebebiyle. Bunun için mikro hücreler denilen bir çok yere sık şekilde ufak ufak baz istasyonları yerleştirilmesi düşünülüyor. Belki de gelecekte her sokakta birer adet baz istasyonu bulunacak. Konuyu elimden geldiğince, dilim döndüğünce anlatmaya gayret gösterdim. Tabii ki bilgimin noksan kaldığı, benim kafamdakileri doğru aktaramadığım hususlar olmuş olabilir, buna istinaden bu konularda benden çok çok daha bilgi değerli bir hocamızı konuya davet etmek isterim, kendisinin konu hakkındaki yorumlarını duymaktan ben de son derece mutlu olurum. @sis651 |
Yani yeni modellerin ekseriyetinde dab+ özellikli radyo bulunmuyor. Çok ta önemli bir kayıp değil. Zaten dab+ lisans ihalesi yapılana kadar, millet 3 defa araba değiştirir. |
İzninle tsk'nınkine değinmeyeyim. Telsiz çevrimlerinin tamamı acil durumlarda kullanılmak üzere teçhiz edilmektedir. Normal durumda kullanılmayacak yani... Ancak bu çevrimlerden zaman zaman muhabere yapılarak sistemlerin hazırlığı kontrol edilecek. Diğer bakanlıkların telsiz çevrimleri de bu kulede olacak. Hem analog hem dijital olarak. Sinyal kesilmemesi için kulenin kendi koruma mekanizmaları var. Kule kendi enerjisini kendi üretiyor. Dijital telsiz çevriminde şöyle bir avantaj var. Frekansa yetkisiz girmek mümkün olmuyor. Frekansa karıştırma yapmak mümkün olmuyor. Veri ve konuşmalar uçtan uca şifreli gönderildiği için, veriler elde edilse dahi çözümlenemiyor. En önemlisi de, telsiz haberleşme sistemlerimiz % 100 yerli teknoloji kullanılarak üretilmiştir. |
Yayıncılıkta şöyle bir açmaz var. Diyelim ki yayıncılar, tv yayınlarını h265 ile yapmaya başladılar.( Uydu, kablo, karasal farketmez. ) Eğer h265'i decode edebilecek tv ya da alıcı( receiver ) cihaz yoksa, kullanıcı gidip cihaz almak zorunda kalacak demektir. Peki kullanıcının elinde h264 cihaz varsa, kullanıcı ne yapacak ? h265 yayınları izleyemediği için, h264 yayın yapan kanallarla yetinmeye devam edecek. Bu defa h265 yayın yapan kanal, izleyici, dolayısıyla reklam gelirlerinde kayıp yaşayacak. İşte bunun içindir ki, HD( 720, 1080i ) yayın yapan kanallar hala yayınlarına h264 standardı ile devam etmektedir. Yani yayıncılar, kullanıcıların şartlarını dikkate almadan video standartlarını kolayca değiştiremezler. Ama şöyle birşey yapabilirler. Uzunca bir süre, hem h264, hem de h265 yayın yaparlar. Örnek verecek olursak; ulusal kanalların hem SD yayını, hem de HD( h264 ) yayınları hala mevcuttur. ************** ************** Dvb-T2 'nin h265 ile yayın hayatına başlamasına gelince; 50e uydusunda T2-MI kodlamalı bir kaç transponder açılması düşünülmüştü. Bu transponder'lar altından sayısal karasal yayınlar, yayıncılar tarafından önce uyduya çıkarılacak. Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde, yayın kulesinin bulunduğu yerlerde bu yayın uydudan indirilerek, karasal sayısal yayın şebekesinden yayınlanması doğrultusunda bir planlama yapılmıştı. Ama bu planlama, yayıncıların fikri değildi. Çünkü yayıncılar, halka yayınlarını ulaştırma konusuna daha çok odaklanmaktadır. Yani yayıncılar, hangi video standardını kullanırsam, hedef kitleme yayınlarımı ulaştırabilirimi daha çok öncelemektedir. Hal böyle olunca yayıncılar, karasal şebekeden bile olsa, yayınlarını hala SD, HD( h264 ) olarak yayınlamak istemektedir. Hasılı; karasalda kullanılacak band sahasının( VHF, UHF ve S bandları ) verimli kullanılabilmesi, halkın elindeki cihazların teknolojik düzeyi ile direkt alakalıdır. Hasılı; 1. Mümkün değil, 2. Alınmaz. Çünkü çok erken. Ekipman yok, dolayısıyla maliyet üzerinde durmak anlamsız. 3. DVB-T2 içinden; H263, H264, H265, H266 ve sonrasında çıkacak, diğer video standartları kullanılabilir.( Yani modülasyon teknolojisi ile video standarları arasında direkt ilişki yoktur. ) 4. H266 ile video boyutları daha da küçültülebiliyorsa, kanal sayısı da artar. 5. DVB-T2 altından UHD yayın da yapılabilir.( 3ncü madde de açıkladım gibi ) |
hayır yok.bakarsınız analog yayınla devam ederler.dünyaya örnek oluruz.![]() saygılar.............. |
![]() ![]() ![]() ![]() saygılar:.............................. |
sanki tüm tanıtımlarda analoğa uzun süre devam,biz çamlıcanın tipini düzeltmek için inşaa ettik gibi hava var,karasal yayının k sinden bahseden yok.. |
ülkedeki uydu mafyasından 2040 gibi geçebiliriz![]() ![]() ![]() |
![]() ![]() 2-3 gün once amcaoğlu(adam yeditepe mezunu) açılcakmış kule yayınlar daha kaliteli olcakmış dedi bende 80 model analog yayının ne kalitesi yahu dedim bönk bönk baktı ![]() |
Arkadaşlar geçen yıl bu yazdıklarımı yazacaklarımı yazdığımda yalan uydurma her şey ayarlandı. Martta kule bitecek dvb-t2 başlayacak deniliyordu. Dediğim şuydu > Devlet 5A ve 6A uyduları 5g teknolojisine eğiliyor sadece tv için bu kadar yatırım yapmaz bu kule bölgedeki kötü görüntüyü kaldırıp oraya bir restoran açmak ve gelir kazanmak için yakında oralara bina dikmeye başlarlar ![]() Boşuna beklemeyin analog yayını da kaldırsınlar zaten kalitesi düşük Dvb-t2 bugün başlansa ihale kanalların kendini ayarlaması devletin başlatması 2 yıl daha sürer |
arkadaşlar son gelişmeleri paylaşıyorum.çamlıcadaki bütün tv ve radyo kuleleri trt dahil söküldü.fm radyolar 100 tane yeni kuleden kesin yayın yapıyor.ancak diğer ilçelerdeki tv ve radyo kuleleri duruyor.analog tv yayını yeni kuleden yok.herhalde anolog tv yayını artık olmayacak. şimdi artık konuşulması gereken yere gelindi.artık sayısal tv ve radyo yayını için hiçbir bahane kalmadı.ihale yapılıp bu işin başlaması gerekiyor.fakat bütün ihaleler dolar yada dolar kuru üzerinden yapılıyor.şu şartlar altında hangi yayıncı bu ihaleye girer.en garanti yol bu işin kamulaştırma ile çözüme ulaşması.fakat bunuda hükümet istemez.yani sayısal yayın şimdilik belirsiz durumda. saygılar........................... |
10-15 yıl geriden gelmenin plansız yapılan işlerin Anten A.Ş. projesinin fos çıkıp mahkemelik olmasının sonuçları, Kulenin Planlandığı şekilde Çamlıca Camiinin etrafında yüksek yapı kalmadı diğer forumda dile getirildiği gibi. |
8 ay boyunca 103.8 radyo ritmin sözüm ona yeni kuleden test yayını yaptığını iddaa edenlere inat bu haber şaka mahiyetinden başka bişey değildir verilen parametreler çok da doğru olması gerekendir kanallar da çok güzel oturtulmuştur gerçekçidir sonuç yayına ben de rastlamadım.. |
Bu topic hala devam ediyor mu yaw ![]() ![]() |
Asıl iş rtük 'te. Rtük boyutundaki gelişme var mı bilgiye sahip değilim. Diğer başlıkta paylaştığımız mini çanak anten için ise, hala kelepçeyi beklemekteyim. |
Dab+ radyo ile bu yayını alamazsınız. Çünkü modülasyon bilgisi DVB-S olarak verilmiş ; https://www.flysat.com/turksat42.php Flysat 'a göre paylaşımı yapan kişi, frekans bilgisini 8.1.2021 tarihinde paylaşmış. DVB-S/QPSK diye belirttiğine göre, bu radyo yayınını, eski SD uydu alıcılarla bile frekansı taratıp dinlemek mümkündür. Bu tür frekanslar, test ya da dvb-t için uydudan yayın indirme frekansları olduğu için, birkaç gün içinde frekanstaki yayın sonlandırılmış ya da frekansta şu an itibariyle sinyal kesilmiş olabilir. Biraz önce HD uydu alıcıya frekansı ekledim. Ancak sinyal göremedim. Burada şu an hava yağmurlu... Unutmazsam açık havada tekrar denerim. Bir de yine unutmadan, tuner'i güçlü olan SD/HD uydu alıcılarla frekansı taratın. Çünkü sembol oranı 1808 verilmiş. Yani sembol oranı çok küçük... Tuner hassasiyeti iyi olan uydu alıcılar yakalar bu frekansı ancak... Hasılı; açık havada uydu alıcı ile tarama yapın. Sinyal yoksa, flysat'taki formu doldurun, flysat frekans bilgisini "left" olarak sonlandıracaktır. Hatta kör tarama özellikli uydu alıcısı olanlar, kör tarama da yapabilir. Çünkü test frekanslarında sembol oranı ve frekans bilgisi de değişmiş olabilir. |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ö1f1 -- 29 Kasım 2018; 21:29:14 >
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesajda bahsedilenler: @kerimcem