| Ödül Citroen Xsara idi yanlış hatırlamıyorsam. Sevdiğim bir yarışmaydı. |
|
| Güzel bir yarışmaydı yanlış hatırlamıyorsam bir tanesi uyuma takliti yapmıştı götürürken uyumadım diye fırlamıştı ama elenmişti. |
|
Türk televizyon adabı BBG yarışması ile bozulmaya başlamıştır. Çalışmaya başladıktan sonra yani 7 yıldır televizyondan uzak durmaya çalışıyorum. Umarım gelecekte kanallarımız halkımızı uyutmak yerine bilinçlendirir. |
|
citroen xsara picassoydu (reklamları çok güzeldi bu aracın) gülhanın da o dönemde şarkısı vardı adı dokun bana olan sahibinden satılık itina ile dokunulmuş citroen xsara picasso |
Taner abi, yayın kalitesinin kalitesizliğinin de bir diğer sebebinin -sözüm meclisten dışarı- izleyici kitlesinin kalite seviyesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Pierre Bourdieu'nun bahsettiği habitus-field-practice kavramlarıyla beraber düşündüğümüzde Türkiye'de ki fieldi(toplumsal alanı) oluşturan kitlenin sahip olduğu pratikler, sermayeler günümüzdeki TV programlarını sevecek nitelikte. Toplumsal kodumuz (at-avrat-silah-namus-erdem) ve naylon muhafazakarlığımız ile daha nice fakir aşık kız ferihalar, vatansever mafya babası polat alemdarlar göreceğiz. Belki yanlış anlaşılan veya anlamaya çalışılarak hata edilen batı ile de 90 ların başındaki şaşkınlığımıza tekrar kavuşacağız. Özetle , şuan ki TV nin kalitesi hemen hemen izleyicinin kalitesiyle eş değer diye düşünüyorum. Bu yüzdendir ki Recevp İvedik , Avatar + Lord of the rings + Titanic filmlerinden daha fazla sayıda "sadece sinemada" izlenmiş bir film. |
Theodor Adorno kültür endüstrisi kavramı (frankfurt sosyal bilimler okulu) ve Antonio Gramsci her iki düşünür zamanında oldukça sıkıntı çekmiştir adorno nazi almanyasında yahudi olması nedeniyle Geamsci ise mussolini italyasında sosyalist olması nedeniyle size tavsiyem sol veya sosyalizm ile ilginiz olmasa bile hatta bu kavramlardannefret dahi etseniz günümüz medya ve kültür hegemonyasını okuma klavuzu gibi metinler ortaya koymuşlar ta 1930 larda ayrıca daha ileri gitmek isterseniz mutlaka Platon (eflatûn) Devlet kitabını, michel focault gibi deli dahi bir filozofun Hapishanlerin tarihçesi ve cinselliğin tarihçesi kitaplarını okumakta fayda var son olarak wachowski kardeşlerin matrix filminin senaryosu için bolca kaynak buldugu jean baudrilliard dan simulakra ve simulasyon kitabi (oldukça ağır bir dili vardır) |
|
bana göre acun ılıcalı türk medyasına girdikten sonra, türk medyası bozulmuştur. dokun bana yarışması hep saçma gelmiştir hiç izlemedim. anahaber bültenlerinde yarışmadaki gelişmelerden bahsetmesinden nefret ediyordum o zamanlar. hoş şimdide dizilerden haberler çıkıyo sanki gerçek hayatta olmuş gibi. kumandayı alırım elime eğer belgesel varsa izlerim, ne belgeseli olduğu önemli değil, ülke, hayvan, araba, uçak, deniz, ada, hiç fark etmez izlerim. eğer belgesel yoksa yabancı klip kanalı açarım, oda yoksa kapatırım tavanı izlerim |
|
eski olan her şey bir nebze güzel olabilir bazen vakit buldukça gelin kaynana , biri bizi gözetliyorların görüntülerine bakıyorum 05 ediyi hatırlayan varmı ? :)) dokun bana diğer programlar kadar ses getirmemişti ama |
|
Bu saçma, yarışma adı altında gösteri programını bende çok iyi hatırlıyorum lise zamanımdan.. En çokta aklımda kalma sebebi halamın bir gün bu programın ismine farkında olmadan ve ciddi bir şekilde "elle beni" demesiydi.. |
| hatırlıyorum. şarkısı filanda vardı sarısın küt saçlı bi hatun söylüyordu galiba :) |
| Doga bey- gulhan dokun bana sarkisi |
adorno,gramsci,platon vb gibi cok onemli isimlerden bahsetmişsiniz. suphesiz ki celebrity cult, populer culture, symbolic powe/capital ve social code hakkındaki calismalari suphesiz ki harika bu adamlarin. bahsettiğiniz kitabi yakin zamanda elime gecirip okuycam, saygilar... |
son 2 cümleni çürütecek onlarca örnek verebilirim çalıştığım şirket 2+1 vasat bir dairenin 500000 TL olduğu semtte kazın ayağı hiiiç öyle değil |
| buyrun ornek verin, mesele curutmek curutmemekten ziyade biseyler ogrenmek, tartisabilmek... |
Stephen King'ciyim. Kitapları bildiğim tüm dillerde okudum. Dead Zone, Tommyknockers, Christine, Kujo vb. vb. Running Man'i de okudum (kitaptaki adı farklıydı) ve filmini 23 yıl önce Adana'daki ÖZEN SİNEMASINDA izledim. They Shoot Horses, Don't They? filmini izlemeseydin bu dayanıklılık (endurance) adında ama aslında eziyet olan ve bence insanlık dışı muameleye tabi tutan yarışmaları kokusunu aldığım yerde karşı gelemeyebilirdim. |
yapmayın şunu işte kaliteli kalitesiz mevzuuna girmeyin 10 yıl olur 20 yıl 50 olur 60 |
|
Taner abi, bir ara televizyonlarda yeme-içmeyle ilgili yarışma vardı. Sunucu, sokakta rastgele birilerini çevirip 1 kg baklava, 10 tane lahmacun vb. yiyebilir misiniz? diyordu. Yarışmayı ender de olsa kazanan oluyordu ve mütevazi bir hediyeyle ödüllendiriliyordu. Bana göre BBG, Dokun Bana vb. yarışmalarla başlayıp Gelin-Damat-Kaynana furyasıyla devam edip, Survivor, Var mısın Yok musun? vb. boş yapımlarla günümüze kadar gelen yarışma formatlarının hepsinden eğlenceli ve eğitici bir yarışmaydı. Paylaşımlarınızın devamı dileğiyle. Saygılar.. |
yanlışlığı zamanında farketmiş ve elliinzden gelen uyarıyı yapmışsınız.
bu yarışmaların bir sonraki safhası,
Filmin Stephen King'in eseri Azrail Koşuyor isimli katbında geçen olaylardır.
Kitaba konu olan Ben Richards dar gelirli bir insandır ve ailesi için para kazanmak amacıyla yarışmalara katılır ve bu yarışmalarda istediği kente gider ve peşindeki avcılardan saklanır,
peşindeki avcılarda filmdeki şaklabanlar değil polisler ve özel eğitimli kişilerdir,
ve ayrıca programı izleyenlerde yarışmacıları ihbar ederek para kazanırlar.
arnold swazeneger in koşan adam filmi,
bu eseri kısmen andırıyor ama kitap çok daha etkileyici bir dille ve dikkat çekici bi konu üzerine yazılmış.
Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle