Depremi yaşadık ettik acılarımızla kayıplarımla atlattık :( 1- Tupraş veya Ptkim Patlayacak dıye bıze ne koruko yaptılar anlatamam 3-Depremde gelen bazı geçisi vergiler vardı onlar neden hala kaldırılmadı veya ucuzlatıldı |
18 sene... Tüylerim diken diken oldu yine, yeniden |
Yeni nesi bilmez ÖTV'nin o zaman geçici! olarak çıktığını... ![]() |
onu bilmemde çok büyük bir deprem daha olacak |
güncell |
1999 ağustosunda Antep' te askerdeydim. Öğlen vakti eğitim sahasında günlük güleşlik hava birden gece gibi zifiri karanlık oldu. Tam güneş tutulmasını önceden öğrenen birkaç poşet fotoğraf filmi getirmisti. Sırayla tutulan güneşe bakıyorduk. İçimden kıyamet kopacak dedim. 1 hafta sonra deprem oldu. |
2029 a kadar... boslugu doldurunuz. |
2 yaşındaydım hatırlamıyorum |
Normalde her gece yatağımda yatan ben o gece baba bu gece seninle yatayım demiştim yalnız bende bir sürü kişiyle karşılaştım 99 depremini gören .ve hepside üstteki denilen şeyi diyordu. o gece kendi yerinde yatanlar vefat etmiş herhalde . |
Allah affetsin bot kill olmuş biraz eğer vefat ettiyse |
Millet disari ciksin diye biri bizim binanin dis kapisina artik nasil vurduysa kapinin cami kirildi ipnenin yuzunden depremden cok kirilan cam sesi beni korkutmustu. |
5 yaşındaydım, ankarada hissetmiştik. Düşünün burada böyle derin hiseedildi, asıl depremin olduğu yerde neler olmuştur. Gece herkes dışarda kalmıştı |
O küçük kızın dediklerini okurken gözlerim yaşardı. |
Deprem olduğunda ben 5 yaşındaydım memleketten dönüyorduk babam istanbulda evdeydi annem ve ben arabadaydık. İstanbula yakındık bolu taraflarında sanırım araba birden sarsılınca lastik patladı sanıp durmuştuk. Küçük olduğum için net hatırlamıyorum hatırladığım tek şey yolların yarılması etraftaki evlerin yıkık dökük olması ve birkaç binadan yükselen alevlerdi. |
Güncel |
ağlasammı gülsemmi bilemedim ama allah affetsin |
daha küçüktük artcı depremlerde evde olmuştuk bir sağa sola yuvarlıyorduk. tabi bana oyun gibi geliyordu, babamla annemde normal karşıyorlardı artık. çünkü 2 3 saniye sürüyordu. şimdi düşünüyorumda o oyun gibi gelen artcı şimdi olsa kalpten giderim. |
Bu konuyu tekrar açmak ve bazı şeyleri tartışmak gerek. Nedense aradan 20 yıl geçmesine rağmen ilk defa 17 Ağustos'u birden bire araştırmak istedim ve 1 haftadır bazı şeylerin altını irdeliyorum. Yaşı benim gibi 30'un üstünde olanlar o günleri çok iyi hatırlarlar. En önemli noktalardan biri ölü sayısı olaydan günler sonra aniden düşürüldü ve sonra sayıyı kıdım kıdım artırmaya başladılar. Hatta o günlerde ''Ölüler mi dirildi?'' demeye başlamıştık, hatırlarsınız ki! Yani bir konu başlığı açıp tartışmak istediğim en önemli husus gerçek ölü sayısı kaçtı? Birçok araştırmacı kaynak 100 binin biraz üzerinde rakamdan bahsediyor. Ki maalesef bu yüksek bir olasılık. Çünkü fayın ana merkezi Değirmendere'nin ne kadar yoğun bir yerleşim alanı olduğu ve oranın neredeyse komple yok olduğu biliniyor. Yani sadece oradaki ölü sayısının 10 bine yakın olduğu ve Gölcük çevresinin 35 civarında kayıp verdiği söyleniyor. Kocaeli'nin diğer tüm bölgelerini, Sakarya'yı, Yalova'yı ve İstanbul'dan bazı yerleri de sayarsak, 300 binden fazla binanın hasar aldığı ve 100 binin üzerinde binanın tamamen yıkıldığı bu faciada nasıl olur da ölü sayısı 18 bin olur? Ne yazık ki gerçek rakam düşünülenin çok ötesinde! Bir diğer husus da, şu patlama ve atom bombasından da göz alıcı parlayan ışıldama! 20 yıldan beri o anda direkt oralarda bulunup bu olaya tanık olan çok kişi ile derin sohbetlerde bulundum. Devasa bir patlama ve tüm gökyüzünü saran gözü rahatsız edecek kadar parlak bir ışıldamadan bahsediyorlar. Hatta yıllar önce ayrıldığım sözlümün evlerinin yıkılmamış olmasına rağmen ilk patlamanın şiddetiyle tüm camların patladığını ve perdelerin uçuştuğunu söylemişti. Yani depremin sarsıntısından önce o patlama ve içeriyi parlatan ışıldama ile zaten ilk şoku yaşamışlar. Bilimsel olarak bazı şeyler yazılıyor fakat 17 Ağustos haricinde dünyanın hiçbir depreminde o şekilde bir patlama ve ışıldama örneğinden bahsedilmiyor. Ne bir görüntü ne de tanık var! Gerçekten doğal bir şey olsa da, bu istisna Marmara'yı mı buldu? Değirmendere'nin denize kıyı olan bölümünün yaklaşık 350 metrelik açık bölümü komple denize gömülmüş. O bölümlerin bazıları dalgıçlarla görüntülenmeye başlandı. Fakat en uçtaki kısımlarının komple kırıktan içeri girdiği söyleniyor. Yani sahil ucundaki bazı yerleşim yerlerinin fayın içine karıştığını söyleyen o bölgeden birçok insan var. Eğer öyleyse belki orada yüzlerce insan denizin dibine gömülmüş ve bulunamamış olabilir. Çünkü oranın eski fotoğraflarıyla depremin hemen sonrasında çekilen fotoğraflar inanılmaz derecede büyük ve yoğun bir bölümün denizin içine gömüldüğünü açıkça gösteriyor. Bu konuda ciddi bir deniz altı araştırma ve tespit çalışması yapıldı mı acaba? En önemli husus da, İstanbul için gerçekten ciddi bir tehlikenin kapıda olduğu. Bu ne yazık ki doğru ve hiçbir şekilde önlem almış durumda değiliz. Para babası müteahhitleri daha da zengin etmek amaçlı yaptırılan şu dönüşüm maskeli yeni yapıların güvenilirliği de muamma! Birçoğu çarpık ve gereğinden fazla yüksek katla inşa edildi. (Yapı denetim falan demeyin, neler döndüğünü hepimiz biliyoruz) 1999 depreminde İstanbul'un çevre ilçeleri sayısızca boş arsalarla, yeşil alanlarla doluydu. Mesela 3 hafta civarında dışarıda çadırda kaldık ve o dönem İstanbul'da çadır kurup kalma konusunda pek sıkıntı yaşanmadı. Çünkü en ortadaki eski meşhur ilçeler haricinde çevre ilçelerde sayısızca boş alan vardı. Şu an o alanların %90'ından fazlası konutlarla kapatılmış durumda. Peki öyle bir depremde sağ kalsak bile, sonrasında nerede çadır kurup barınacağız? |
Üç hafta önce depremle ilgili birkaç noktaya değinip lafı İstanbul'a getirmeye çalıştım ama anca bazı şeyler yaşanıp da yumurta tavuğun hassas yerine geldiğinde böyle şeyleri umursamaya ve konuşmaya başlıyoruz. ![]() Bu konularda önce geçmişi konuşup yaşanan şeylerden bazı sonuçlara varmak gerek. O şekilde ders almaya ve ne yapmamız gerektiği hususuna gelmek mümkün. |
o yıldızların küme küme oluşması hala aklımda anlamam verememıstım bende 9 yasındaydım. sebebi gece çıktı maalesef