Kendisini övdüğünden emin değilim. Bence maksat diğer herkese kendisini yanlamak. |
Başkan özür dileyerek TDK'nın kelime anlamlarını o dönemki hükümete göre nasıl değiştridiğini daha önce de defalarca gördük. Bu birincisi. İkincisi de Türkçe sözlüğe değil Osmanlıca sözlüğe, eski Türkçe'ye bakman lazım Rumi'nin ne anlama geldiğini öğrenmek için. Senin kaynağın doğru ancak günümüz Türkçe'si için geçerli. Tarihte En Eski Kaynak Rumi [ Kutadgu Bilig (1070) : Yüzin kizledi yérke Rumi kızı ] Önemli Not: Bu kaynak kayıtlara geçmiş ve bu kelimenin kullanıldığı yazılı ilk kaynaktır. Kullanımı daha öncesinde sözlü olarak veya günlük hayatta yaygın olabilir. Kelime Kökeni Yeni Yunanca romiós ρ?ωμιός "(Doğu) Romalı" sözcüğünden alıntıdır. Yunanca sözcük Roma "Roma kenti" özel adından türetilmiştir. |
Tam olarak ne anlatmak istediğini anlayamadım. Moğollar ve aydınlanma periyoduyla neyi kastettin onu gerçekten merak ettim. |
Fetönün izindekiler ne türk ne de müslümandı. Hiç olmazsa biraz araştırsaydın. |
Abbasilerle türklerin başardıkları arasında bir fark yok. İkisi de müslüman aydınlanma hareketiydi. Tabii, bunun dışında bakıp değerlendirirsen cımbızlama sonuç çıkarırsın. Moğolların karşısına çıkan abbasi halifesi pekala aydın bir halifeydi. |
yuh arkadaş, bir tane uzman olmayan kişi tarihi alanda konuşmuş, yüzlerce kişi de arkasından onaylamış herifi. İslam tek doğru yoldur, gerisi teferruattır NOKTA |
madem kutadgu bilig den örnek verdin tam olarak yazalım o halde Kutadgu Bilig’de Özel Adlar TAED 58* 265 sınayarak ve aklına başvurarak söyleyen” biçiminde nitelenen Ötüken beyi, bir referans olarak ele alınmış ve “söylediklerinin dinlemesi” öğütlenmiştir. Diğer beyitte (KB 2682) ise Ötüken beyi, “çok iyi söyleyen ve sözün iyisini ulaştıran” bir kişi olarak tanımlanmıştır. Divan’da da geçen Ötüken adı, bu iki kaynaktan sonra yazılmış ve “Türk kültüründen” söz etmiş İslami metinlerde yer almamaktadır (İnan, 1991: 41). Eserde bir kez kullanılan ve dizinde “Hindu, Hintli” (Arat, 1979b: 179) tanımıyla verilen Hindu (KB 5000), Arat çevirisinde “köle” (Arat, 1991: 361) sözcüğü ile karşılanmıştır50 . Metinde tek örnek olan ve dizinde de “Hintli” (Arat, 1979b: 179) karşılığı verilen Hindi (KB 94) ise “ray-i hindi” tamlamasında geçmektedir. Bu tamlama da “rây-i hîndi (bir kuş adı)” (Arat, 1979b: 374) biçiminde açıklanmıştır51 . Rumi sözcüğünün metinde dört örneği belirlenmiştir. Bu kullanımların biri dışındakiler (KB 3948, 4885, 6215), “Rumi kızı” tamlamasındadır. Söz konusu beyitlerde; gecenin olması, etrafın kararması, Rumi kızının yüzünü gizlemesiyle ya da zülüflerini çözüp yüzünü örtmesiyle ilişkilendirilmiştir. Rumi, aslen “Romalı” anlamına gelmekle birlikte Doğu Roma İmparatorluğu’nun sınırları içinde bulunan Anadolu’da yaşayanları da karşılamaktadır. Burada yaşayanların “beyaz ırktan ve güzel” olmaları nedeniyle sözcük, divan şiirinde de “gündüz” ve “sevgilinin yüzü” kavramlarını karşılamıştır (Pala, 2004: 380). Rumi, eserdeki bir örnekte ise (KB 5368) bir kumaş cinsini belirtmiştir. ayrıca demişsinki tdk hükümete göre değişiyor... bende diyorumki tdk ilk kuranlar kimdi? |
işte cehalet böyle bir şey. hırs yapmış ama bir yandan da korkuyor. gitmiş kendine yeni bir kullanıcı oluşturmuş,kendini güvene almış, sonrada saldırıya geçmiş. işte attila böyle birisi. yattığı yerden bile korku salıyor. |
Hoca doğruyu söylemiş. |
valla ben ne olduğumu biliyorum köyümün adı bile bayatlı.![]() bizlere arap kırması diyen sizler rum kırması olmayasınız ? |
Şimdi ben sana avrupanın da geçmişinde farklı görüşler vardı, bunların bir koluyla biz ortaklık arz ediyoruz diyorum. Sen türlü türlü şey söylüyorsun. Aydınlanma, aydınlanmadır. Gerileme ise, gerilemedir. Hangi dönemde hangisinde olduğunu birbirine karıştırma. Sen islami çizgide olduğun sürece kendine zarar veren hareketlerde bulunmayacaksın ama bu toplumların devinim hızı senden farklı. 20'sinde çok meşhur olup, 30'unda kendini tüketenler, sanayi atılımı diye birbirinin omuzunda yükselenlerle dolu bir kümeden söz ediyorsun. Sen, bir görüşe göre, bunlardan iyisini kendi üzerine alınacaksın ancak bu görüşte hiç atılım yok. Aynı zamanda ilerleyebilmen için kendinden de birşeyler katman gerekiyor. O takdirde de farkettiysen abbasi-selçuklu-osmanlı dönemini bir daha değerlendirmen gerektiğini söylüyorum; çünkü nasıl avrupa sanayii devrimi tek bir evreden oluşmuyorsa, türlü türlü mühendis buluşlarıyla voliyi vuramadıysa(rudolf diesel mesela) durum şartların görmeden boşa kafa patlattığımızı söylüyorum. |
Kuranı kerimde oku diye bi emir yok |
Sen dini muhammed izinde yaşamazsan tabii ki hükümleri seni bağlamaz. |
![]() adam rusları övmüş rusya sömürgesinde yaşayan türkleri sizi oraya gondersek türkiyeye geri dönmek için 5 vakit namaza başlarlarsınız ![]() ![]() |
|
Boş yapmakta bugün bokların efendisini ağırlıyoruz. |
Ayette "Yaradan rabbinin adıyla oku" diyor. Okumak tek başına kutsanmış bi eylem değil. Yaradan rabbinin adıyla oku diyor bu cümle tüm evreni bu bakış açısıyla anlamamız gerek demek. Eşyayı okumak dünyayı rabbimizin adıyla anlamak. İkra bismirabbikellezi halag cümlesinden İkra kelimesini çekip almak diyanetin de başını çektiği bir popülizmden ibaret. Normal bi cümlede fiili dışlıyor muyuz biz. Otobüse bin dedin birine. Bin kelimesini çekip alalım o zaman. Bin tamam ama neye bin taksiye mi otobüse mi uçağa mı ata mı eşeğe mi? Konudan bağımsız olarak bunu belirtmek istedim. Kuranı kerimin hiçbir yerinde tek başına oku diye bir emir yok. Cümlede bi durak yok bi şey yok kafamıza göre bu emri alıp kutsallaştıralım ve halka pompalayalım böyle bi anlayış olamaz. |
Sen okumak eyleminden ne anlıyorsun? Bence senin değerlerin karışmış. Okumak deyince zaten biz senin dediğini anlıyoruz, anlamayan senmişsin gibi geliyor bize... Ona bakarsan, ingilizler recite diyor. Senin dediğin heralde ingilizce metinden kıyaslamandan ileri geliyor. |
Değişik çevreler yüzyılın adamı gibi sıfatları değişik kişiliklere sarf ediyor. Burada mesele hiciv olarak bunu dile getirmek olmamalı, osmanlıyı nasıl hatırladığımız olmalı. Durum şartlarını doğru değerlendirmediğimiz takdirde farklı imâlara gelebiliriz. O takdirde de en büyük olmak lafta kalabilir. Kolluk kuvvetlerinin asli vazifesini doğru ifâ etmesinin yolu aydınlanma hareketidir ancak bu tek başına yeterli değildir. Aydınlanmanın, bir sancak misâli, yerde kalmaması gerekmektedir. |
Hazar Türkleri içinde yahudi kavmi bulunduğu için, Hazar Türklerini överek haliyle de kendini övüyor
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle