Çünkü halen yanlış politikalar izleniyor. Faiz arttırmak tek başına yeterli olmaz bir süre ekonomi düzeliyormuş hissi verir ve günü kurtarır. Ama zaman geçtikçe kur artmaya ve bu döngü dönmeye devam eder. Bunun yanında yapısal reformlar gerekli. Peki nedir bu yapısal reformlar bir bakalım ;
1) Liyakat : Devlet kadrolarında malesef liyakatsizlik ve torpil olayları devam ediyor. İşinin ehli insanlar yerine iş bilmeyen ; bir tanıdığı , akrabası olanlar önemli mevkilere getiriliyor. Kısacası devlet aile şirketi gibi yönelitiyor ve bu kafa yapısı değişmedikçe yatırımcı güveni azalıyor. Kadrolar baştan sona yenilenerek işninin ehli kişiler getirilmelidir. Mülakat ve torpil olayı tamamen kaldırılmalıdır.
2) Şeffaflık ve Denetlenebilirlik : Maalesef hiç bir yerde şeffaflık denen birşey yok. Ne kadar para geldi , nereye harcandı , ne kadar harcandı tüm önemli kurumların bunları kalem kalem kamuoyuna yansıtması gerekiyor. İhaleler denetlenebilir olmalı ve gerekirse canlı yayınlanmalı. Ayrıca denetleme mekanizması etkin olmalı (sayıştay ve buna bağlı kurumlar tamamen bağımsız ve etkin olmalı)
3) Tasarruf : Tasarruf maalesef sadece halka var. Halen hunharca gereksiz harcamalar. İktidar partisinin mensubunun bimem ne yeğeninden tutun da en kıytırık din görevlilerinin altında bile son model arabalar mevcut. Tasarruf herkese olmalı ve daha sert tedbirler alınmalı.
4) Hukuk : Hukuk şahsa göre işliyor. Hakimsen bisikletin çalınsa bile anında olaya müdahele , sıradan biriysen hukuk ve adalet bekleme. Üst düzey yöneticelerde ise hukukun üstünlüğünü tanıma yok. Arka kapıdan hakim ve savcılara emir ve talimat var. Hal böyle olunca yatırımcı güveni daha da azalıyor. Hukuk ve mahkemeler tamamen bağımsız kimsenin baskısı altında kalmadan hareket etmeli , en üst yönetici dahil hukukun üstünlüğünü tanımalıdır.
5) Eğitim : Üniversitelerin yetkinliği çok az ve üniversite sayısı aşırı fazla. Bilim ve fen üniversiteleri arttırılıp teorik eğitimin yanı sıra uygulamalı eğitim , hatta öğrencilere geçmek için özellikle bazı bölümlerde tez hazırlama , proje oluşturma zorunluluğu getirilmeli.
5) Demokratikleşme ve Düşünce Özgürlüğü : Tek adam rejimi kafasından artık çıkılmalı. İnsanların düşüncesine , inancına , giyimine , ırkına saygı duyulmalı. Din ve devlet işleri tamamen ayrı olmalı din siyasete alet edilmemelidir. Ayrıştırma olmamalı , devlet birleştirici unsur olmalı.
5) İhracat ve Sanayi : Sanayi alanında atılımlar yapılmalı ve %100 kendi markalarını üreterek yurtdışına pazarlamalıdır. Tüketim toplumu yerine daha yetkin olan üretken bir toplum sağlanmalıdır.
6) Tarım : Özellikle tarım son zamanlarda bitme noktasına geldi ve herşeyi ithal eder olduk. Bu kafadan çıkılarak tarımı tekrar yeniden canlandıracak atılımlar yapılmalı insanların köyden şehre göçünün azaltılması bakımından gerekli teşvik ve destekler verilmelidir.
Buna benzer konular ülkeyi ayakta tutan önemli şeylerdir. Bu gibi konular yukarıdaki şekilde sağlanamazsa maalesef günün sonunda kazanan yine döviz olur
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
uzun vadede konuta erişimin kolaylaşması beklentisi de yok. birçok kişi: "reis gene kredi musluğunu açar" diyo, ama:
1- 2018'den beri köprünün altından çok su aktı. o kredi musluğu artık öyle kolay kolay açılamayacak. 2- kredi musluğunun açılması mevcut konut arzını arttırmayacak ki. bu da ev fiyatlarını fırlatacak, en dandik daire 10 milyon TL olur öyle bi durumda. 2018-2020 arası satılmayı bekleyen çok konut vardı, kredi de vardı, ama insanlar almaya temkinliydiler. şuanda kredi verdiğin an herkes konuta saldırır. sonrası malum.
Faiz arttı, vergi yükle, parasal sıkılaş.. eee hani yapısal reformlar. Hani sıkı maliye politikası, nerede yargının , mb nin bağımsızlığı, nerede eğitim reformu... nerde kamuda tasarruf önemlemleri. Nerede orta ve uzun vade kalkınma planları.
1) Liyakat : Devlet kadrolarında malesef liyakatsizlik ve torpil olayları devam ediyor. İşinin ehli insanlar yerine iş bilmeyen ; bir tanıdığı , akrabası olanlar önemli mevkilere getiriliyor. Kısacası devlet aile şirketi gibi yönelitiyor ve bu kafa yapısı değişmedikçe yatırımcı güveni azalıyor. Kadrolar baştan sona yenilenerek işninin ehli kişiler getirilmelidir. Mülakat ve torpil olayı tamamen kaldırılmalıdır.
2) Şeffaflık ve Denetlenebilirlik : Maalesef hiç bir yerde şeffaflık denen birşey yok. Ne kadar para geldi , nereye harcandı , ne kadar harcandı tüm önemli kurumların bunları kalem kalem kamuoyuna yansıtması gerekiyor. İhaleler denetlenebilir olmalı ve gerekirse canlı yayınlanmalı. Ayrıca denetleme mekanizması etkin olmalı (sayıştay ve buna bağlı kurumlar tamamen bağımsız ve etkin olmalı)
3) Tasarruf : Tasarruf maalesef sadece halka var. Halen hunharca gereksiz harcamalar. İktidar partisinin mensubunun bimem ne yeğeninden tutun da en kıytırık din görevlilerinin altında bile son model arabalar mevcut. Tasarruf herkese olmalı ve daha sert tedbirler alınmalı.
4) Hukuk : Hukuk şahsa göre işliyor. Hakimsen bisikletin çalınsa bile anında olaya müdahele , sıradan biriysen hukuk ve adalet bekleme. Üst düzey yöneticelerde ise hukukun üstünlüğünü tanıma yok. Arka kapıdan hakim ve savcılara emir ve talimat var. Hal böyle olunca yatırımcı güveni daha da azalıyor. Hukuk ve mahkemeler tamamen bağımsız kimsenin baskısı altında kalmadan hareket etmeli , en üst yönetici dahil hukukun üstünlüğünü tanımalıdır.
5) Eğitim : Üniversitelerin yetkinliği çok az ve üniversite sayısı aşırı fazla. Bilim ve fen üniversiteleri arttırılıp teorik eğitimin yanı sıra uygulamalı eğitim , hatta öğrencilere geçmek için özellikle bazı bölümlerde tez hazırlama , proje oluşturma zorunluluğu getirilmeli.
5) Demokratikleşme ve Düşünce Özgürlüğü : Tek adam rejimi kafasından artık çıkılmalı. İnsanların düşüncesine , inancına , giyimine , ırkına saygı duyulmalı. Din ve devlet işleri tamamen ayrı olmalı din siyasete alet edilmemelidir. Ayrıştırma olmamalı , devlet birleştirici unsur olmalı.
5) İhracat ve Sanayi : Sanayi alanında atılımlar yapılmalı ve %100 kendi markalarını üreterek yurtdışına pazarlamalıdır. Tüketim toplumu yerine daha yetkin olan üretken bir toplum sağlanmalıdır.
6) Tarım : Özellikle tarım son zamanlarda bitme noktasına geldi ve herşeyi ithal eder olduk. Bu kafadan çıkılarak tarımı tekrar yeniden canlandıracak atılımlar yapılmalı insanların köyden şehre göçünün azaltılması bakımından gerekli teşvik ve destekler verilmelidir.
Buna benzer konular ülkeyi ayakta tutan önemli şeylerdir. Bu gibi konular yukarıdaki şekilde sağlanamazsa maalesef günün sonunda kazanan yine döviz olur
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Antlion -- 5 Mayıs 2024; 16:0:18 >