Dark Souls 1'de Ember'lar, Dark Souls 3'de Coal'lar vardı, bunlar sayesinde silahın sınıfını ve haliyle de vurduğu hasarın türünü değiştiriyordun. Bu eşyalarla da bu oyunda silahlara Ash of War atayarak aynı işlemi yapabiliyorsun. Örneğin Glintstone Whetblade ile silahlara magic veya cold hasarı ekleyebiliyorsun veya Red-Hot Whetblade ile fire hasarı. Silahın hasar sınıfını değiştiriyorsun ve verdiği hasarı çeşitlendiriyorsun. Silaha Ash of War üzerinden atadığın elemente göre karakter stats'larından çektiği atak ölçeklendirme gücü de değişiyor. Örneğin Uchiganata +25 Cold olarak seçildiğinde STR ölçeklendirmesi C, DEX ölçeklendirmesi B ve INT ölçeklendirmesi C oluyor ve silah cold hasarı vermeye başlıyor. Ama silahı Magic olarak seçersen STR ve DEX ölçeklendirmeleri E sınıfına düşüyor, INT ölçeklendirmesi ise B sınıfına yükseliyor ve silah magic hasarı da vermeye başlıyor. Buradaki olay, kullandığın silaha karakterinin statslerine uyumlu bir element atamak ve ondan olabildiğince faydalanmak. |
yazın çok açıklayıcı olmuş hocam çok teşekkür ederim. Bende bunlar ne işe yarıyor diye bakınıyordum şuan sayende anlamış oldum tekrardan teşekkür ederim. |
Dövüş mekanikleri yaratılan dünyaya göre ayarlanıyor ağır büyük gizemli bir açık dünyada sekiro gibi hızlı bir dövüş mekaniği uygun olmaz |
90 küsür saatteyim hocam . Farm yapmadım önüme gelen her yeri dolanarak şu an 133 levelim . Farum azulada dolanıyorum şu ara ve haligtree madalyonla ulaşabildiğimiz yerde . |
Oyunu 3 son dahil yaklaşık 150 saatte bitirdim. Gayet keyifliydi bazı bosslarda çok zorlandım ama yine de overlevel olup oyunu kolaylaştırmak istemedim. 3 kupa kaldı ilk defa bir oyunu platinlemek için uğraşıyorum. < Resime gitmek için tıklayın > |
bende en çok bunda zorlandım ama iki tane geldi ikisinide yendim sonunda millet savunma yapıp hep geçmiş ama ben yapmadım onu benim adam hep aciz kaldı ezildi sonra bende bir siyah devasa kılıç var tüylü gibi magma kılıç onu çift elle tutup shıft ve mouse tuşuna aynı anda basıp üstüne magma çıkarıp 5 defa zıplayıp öldürdüm |
Teşekkürler hocam bilgi için |
Bilemiyorum hocam. Ya benim oyunda bir hata var ya da farklı bir oyun oynuyoruz. Çok fazla rune da kaybetmedim. Ancak bu level olabildim. 90 saatte 133 level farmsız nasıl olabiliyorsunuz bilemiyorum. 80'den sonra 44bin rune istiyor 1 level için. |
Selamlar herkese, Birkaç gün önce 70 saatin sonunda oyunu bitirmiş bulundum. Başta şunu belirteyim ki; Oyun kötü bir oyun değil, kendini oynattırıyor fakat kendisi hakkında çok bir şey söyleyemiyorum. Çünkü bana yeni bir şey vaat etmiyor. Bu benim daha önce farklı ambalajlarda minimum beş kere oynadığım Dark Souls'un ta kendisi. Elden Ring'e gelene kadar türlü türlü souls oyunu oynadım ve Sekiro sonrasında FromSoftware'in gittiği yönü beğenmiştim doğrusu. Benzer şeyleri bir kenara bırakıp biraz farklı bir patika izlemişlerdi. Fakat Elden Ring ile sanki tekrardan Dark Souls'lara geri döndüm gibi bir hisle karşılaştım. Yanlış anlamayın bu oyunları seviyorum fakat ileri gidecekken sanki bir adım geri gittiler gibi geldi bana. Dediğim gibi, FromSoftware'in Dark Souls'ları rahat bırakıp artık yeni bir maceraya yelken açması hoşuma gitmişti. Hem bildiğimiz mekanikler korunmuş, hem yenileri getirilmiş, hem de "yoo dostum artık sadece yuvarlan - düşman kes mantığını bir kemik iliğinden çıkar, dark souls'larda stajın olabilir ama Sekiro'da her şeyi baştan öğreniyorsun" demişlerdi... Ve bu oldukça radikal ve cesur bir karardı. Bu oyun, eski yapımlara göre oyuncuya karşı çok daha acımasızdı. Bana kalırsa tercihler doğru yapılmış ve kartlar sağlam dağıtılmıştı. Gelelim Elden Ring'in E3 2019'da gösterilen ilk fragmanına... Sekiro'dan sonra görünüşe göre her şey yine radikal bir değişime gidecek gibi bir izlenim yaratmıştı bende. İskandinav mitlerine küçük çaplı atıflar da gözüme çarpmadan geçmemişti. Böyle düşünmemi sağlayan şey; tabii ki de valkür görünümündeki Melania adlı boss'dan başka biri değildi. Melania'nın protez bir kol takması ve fragmanın başında gösterilen karakterin, kolunu başka bir kol içine geçirmesi ise boss'ları yendikten sonra çeşitli protezlerle karakterimizi güçlendirebileceğimiz algısını yaratmıştı bende. Sekiro'da bir benzeri vardı öyle değil mi? Mevcut fikri geliştirip yeni bir şeyler sunacaklar diye düşünmüşken oyunu oynamam ve bir adım ileri değil aksine iki adım geriye gitmem beni bi' tık hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Ayrıca Elden Ring benim bugüne kadar oynadığım en basit souls like oldu. Açık dünya yapısı sebebiyle karakteri op bir seviyeye getirmek hiç ama hiç zor değil. Sunulan farm özgürlüğü sayesinde bir boss'un pattern'larını öğrenmek ve git gud felsefesini benimsemek deli işine dönüyor. Nitekim bir boss'u tanımaya çalışmak ve bu esnada 50 defa ölmek yerine karaktere rune kasmak ve daha güçlenmiş bir şekilde karşısına çıkmak için oldukça çok alternatifiniz bulunuyor. 50 defa ölüp, boss'u çözene kadar daha kısa bir sürede rune farmı yapabileceğiniz yerlere yöneliyor ve boss'ları şamar oğlanlarına çeviriyorsunuz. Tabii sadomazoşik şeylerden keyif alıyor ve "yok dostum, ben giderim 10 levelken 50 level yaratıklara dalar, kürdanla bir yaratığı 10 dk'da keserim diyenlerdeyseniz" o ayrı tabi. Oyunu yanlış oynadığımı, bundan dolayı oyundan keyif almadığını söylemeyin lütfen... Bu benim değil Miyazaki-san'ın problemi. Siz bana bir sandbox verirseniz ben de dilediğimce elimdeki kumlardan dilediğim gibi kale yaparım. Bu benim değil, bana sunulan ürünün problemi. Sekiro dönemi herkes oyuna bir easy mod eklenmesi konusunda Miyazaki'yi darlamış ve aynı konu Elden Ring'in ilk haftasında gündeme gelmişti. Taa ki insanlar oyunun açık dünya olduğunu ve absürt derecede karakterlerini kasabildiklerini anlayana kadar. miyazaki istediği kadar oyunlarına easy seçeneğini getirmeyeceğini söyleye dursun, kasıtlı veya kasıtlı olmayan bir şekilde zaten Elden Ring'i easy bir oyun yaptı zaten. :) Önceki souls oyunlarında benzer sıkıntıların olduğunu ve ilk gün patch'leri ile düzeltildiğini biliyorum fakat bu sefer durum bir tık daha sıkıntılı gibi. Durum eşyaları nerflemek ve çeşitli glitchleri fixlemekle çözülmeyecek gibi. Oyuna haksızlık etmek istemiyorum evet yeni birtakım içerikler var fakat dediğim gibi, daha önce onlarca souls like benzeri oynayan biri olarak bunlar okyanusta bir damla gibi. Benim için hiçbir önem arz etmiyor. Ne diyeyim yani, silahlara taktığımız gemler sayesinde yeni yeni kombolar yapıyoruz, vaaaov mu diyeyim? Ya da bineğe binip "dıgıdık dıgıdık şamama" ileriyoruz mu diyeyim? En iyisi uzatmayayım... :) Eğer Elden Ring ilk defa oynadığınız bir souls like ise muhtemelen çok büyük keyif alacaksınız. Gördüğüm kadarıyla çevremde ilk defa souls like oynayan insanlar oyuna acayip bir bağlılık hissediyor. Çoğu da direkt basit şekillerde oyundaki bütün başarımları çıkarmaya ant içmiş adeta. Dark Souls 3'de bütün başarımları çıkarmam 3 seneyi bulmuştu. Her oynanış sonrasında uzun aralar alıyor ve oyunu ancak ve ancak özlediğimde dönüyordum. Ancak Elden Ring'de bu seviye o kadar aşağılara çekilmiş ki sanki casual oyunculara ve başarım avcılarına "hey, listende FromSoftware imzalı, fullenmiş bir souls like'a ne dersin" edasıyla bir göz kırpıyor. Ve sizce de bu kadar çok rastlantı tesadüf mü? Hafta başında oyunun 12 milyon kopya sattığını gözümüzle gördük. Tabi oyun çıkmadan önce yaratılan 98 puanlık algının da burda önemi büyük bence... Fakat FromSoftware'in 5 milyonluk Sekiro öncesi Dark Souls 3'ü 10 milyon satması da önemli bir detay. Nitekim safkan bir souls oyununa dönmeleri ve başarılı bir satış yakalamaları, kendilerince doğru bir patikada olduklarını gösteriyor. Eğer gelecekte risk almaz ve yeni bir şeyler denemezlerse stüdyonun bir sonraki oyunu yine açık dünya ve Dark Souls klonu olacak. (Stüdyonun yeni bir Armored Core geliştirdiği söylentilerinden bağımsız olarak.) Ha bu arada... En başından beri subjektif konuşuyor ve subjektif konuşmaya da devam edeceğim... Oyunu büyük keyif alarak oynuyorsanız, ne mutlu... Adınıza sevindiğimi bilmenizi isterim. :) Benim yorumum kimse için bir şey ifade etmesi gerekmiyor. Sadece kişisel görüşlerimi derliyor ve yorumda yer veriyorum. Oyunun açık dünyası ayrıca benim için çok ama çok karışık ve bir bütün olmaktan uzak. Açık dünya yapıp, sağa sola farklı mob serpiştirmek ve birbirinden bağımsız alanlar yapmak çok kötü bir karar. Souls oyunları hep incelenebilir geniş alanlara sahip bölüm tasarımlarından oluşuyordu. Bu sebeple de A-B ve C-D noktaları arasında hareket ederken oyun ortalarında bir kısa yol bulduktan sonra D noktasından A noktasına dönme tecrübesi hep oyun dünyasının bir bütün olduğunu hissettiriyordu bana. Açık dünya yaptıkları oyundaysa ne hikmetse tam tersine bir hissiyata kapıldım. Yer altı bölümleri, portallar, zindanlar ve sizi farklı bölgelere ışınlayan tuzaklar bendeki bütünlük algısını biraz bozdu doğrusu. Tüm bunlar eski oyunlarda da vardı biliyorum fakat sözde açık dünya ve açık dünya souls oyunu arasında tercihim sözde açık olanından yana. Bloodborne veya Sekiro'da ki gibi bir bütünlük sağlamak bence çok ama çok daha önemli. Çeşitlilik sunalım derken birbirinden alakasız mekan tasarımları sunmak büyük bir sorun. Binekle yolculuk edip çöl misali, zehirli bir alandan orta dünyamsı bir ormana, arkasından ise antik İskenderiye'den hallice bir alana hızlı geçişler yapmak organik ve yumuşak geçişlerden çok uzaktı. Ha bu arada oyunda en beğendiğim mekan Academy of Raya Lucaria oldu. Kendisinden hafif Bloodborne vibe'ları almadığım değil. Toparlayacak olmak isterdim ama toplarlanmayacak seviyede anlık düşüncelerimi paylaştım. Oyunu beğenmediğimi söylemiyorum. Ancak oyunu beğendiğimi de söylemiyorum. Uzun aradan sonra bir FromSoftware souls oyunu ile bir araya geldiğim için kendini oynattırdı diyebilirim. Umarım gelecekte daha derli toplu ve bütün bir FromSoftware souls oyunu ile karşı karşıya geliriz hep beraber... Ya da en iyisi ne biliyor musunuz? İlk oyunun atmosferine ihanet etmeyecek bir Bloodborne II versinler kafi. Ha, tabii bir de görselliğe biraz daha kasmaları gerekiyor. Grafikler bu sefer standartın altında kalmış. En kötü Demon's Souls'un seviyesinde olursa tadından yenmez. Optimizasyon sorunlarına girmiyorum bile... Sağlık ve sevgiyle, herkese iyi eğlenceler dilerim. |
Dostum sen uçmuşsun yine :) Ellerine sağlık bu güzel açıklama için. Anlattıklarında muhakkak doğruluk payı vardır belki ama ben bilmiyorum çünkü; Bloodborne faciasını saymazsak oynadığım ilk Souls oyunu Elden Ring. Bu yüzdende dediğin gibi belkide ilk kez oynadığım içindirki oyunu çok beğendim. Ha bu durum benim açık dünya sevmemdenmidir, oyunun evrenindenmidir bilemiyorum ama zorluk olarak sana katılmıyorum. Her ne kadar soulsculara kolay gelsede bana hala zor bir oyun. Çoğu zaman bosslarda arkadaşlarımdan ve summon olayından yardım alıyorum. 70 saati devirip hala oyunu bitirememiş biri olarak oyundan zevk alıyorum desem yalan olmaz. Sonraki oyun nasıl olur merakla beklemedeyim. İyi oyunlar dilerim herkese. :D |
Bu oyunun Dark Souls'un açık dünya versiyonu olduğu, görsel ve animasyon anlamında eski durduğu zaten çok net, bu kabullenilen bir şey. Ancak Elden Ring, oyun tarihinin gelmiş geçmiş en iyi keşfedilebilir üç boyutlu dünyasına sahip. Bu zamana kadar hiçbir oyun böylesi bir keşif imkanı sunamadı, böylesi bir derinlik sağlayamadı. Açıkçası 60-70 saatlik sürelerde tüketilebilir bir oyun değil bu, doğru bir analiz, inceleme için yeterli bir süre de değil. Amaç bitirmekse 25 dakikada da bitiriliyor ama oyunun dünyasının içine girmek çok başka bir şey. 230 saate yaklaşan oyun süreme rağmen daha dün aradığım bir silahı bulmaya çalışırken girmediğim catacomb'a denk geldim. Ki ben bu seriyi inanılmaz ince eleyip sık dokuyarak oynayan biriyimdir, benim gibi oynayan kişi sayısı bir elin parmağını geçmez. Elden Ring, başka hiçbir oyunun yapamadığı şeyi yapıyor, ilerledikçe oyunun büyüklüğü altında eziliyorsunuz, bitmeyecek hissiyatı başlıyor, yoruyor. RDR2'nin yaptığı gibi bir ağacın altında üç saat ağaçkakan avlatarak yormuyor, keşfettirerek yoruyor. Rockstar bile yapamadı bunu, Elden Ring bu yüzden çok özel ve unutulmayacak bir oyun. Benim gözümde açık dünya türünde yeni bir çağ başlattı. |
@melkor23 int + dex ağırlıklı gidiyorum. bazen iki el silah kullanmak istiyorum. iki el katanaya şu seviyede staminam yetmiyor. sol elde kullanabileceğim magic sınıfı için bir silah öneriniz olur mu? |
harikasın melkor hocam, ellerine sağlık 👍 |
Lazuli Glintstone Sword ya da Carian Knight Sword kullanabilirsiniz ancak bunların da stamina harcaması katanalar ile aşağı yukarı aynı, 90-100 arası değişiyor. Bu noktada çift katanayı kullanana kadar farklı bir silaha gerek yok bence ya da belki dagger deneyebilirsiniz, Glintstone Kris Dex ve Int odaklı. Oyunun en yüksek dps build'lerinden biri çift el katana, buna ulaşabilmek için bir miktar farm yapmak sanki daha mantıklı. |
Rica ederim, şimdilik bize sundukları doğrultusunda toparladım ama zamanla hikaye daha da netleşir hala teori de kalan konular var. |
Arkadaşlar merhaba, platin kupa için 2 sorum olacal size. 1. Efsanevi silahlardan sadece 1 eksiğim vardı, bir arkadaş dropladı bana ama kupa gelmedi. Sebebi ne olabilir, kupayı nasıl alabilirim? 2. Ps5 te oynuyorum. Son bossun kapısında bekliyorum. 3 farklı sonu tek save de nasıl yapabilirim, save kayıtlama olayını ps5 te bilmiyorum |
Silahları chest e at sonra tekrar üstüne alınca oluyor bende de aynisi oldu. Yedek alma olayını buluta yapabilirsin usb ye olmuyor. |
Malenia'dan önce Maliketh, the Black Blade kesersem bir şey olur mu arkadaşlar. Şuan Malenia'da çok zorlandım Maliketh'in olduğu yeri açtım az önce oradayım da bulup kessem bir şey olur mu bi siteden bakıyorum da boss sıralarında Malenia'dan sonra gözüküyor Maliketh. Ayrıca Malenia için olmazsa olmaz dediğiniz bir öneri, eşya (tılsım vs.) var mıdır? 128 Lvl str ve can ağırlıklı oynuyorum. |
Sondan 3. Boss olduğu için sonu tetikliyor benim bildiğim. |
https://rankedboost.com/elden-ring/best-spirits/
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi evo_4 -- 19 Mart 2022; 10:57:14 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesajda bahsedilenler: @TheMuyu