1. sayfa
Güzel bir bir çalışma olmuş |
güzel çalışma çok daha ayrıntılı hale getirilebilir. Hz. Muhammed, Kur'an'ı direkt Allah'tan almadı. ya kalbine vahyedildi, ilham edildi ya da Cebrail aracılığıyla geldi. sanki; Kur'anda "Allah şöyle yaptı, şöyle dedi vs... " anlatılanlar ayetleri Cebrail anlatıyor, görmüş yaşamış olarak. fakat "biz şöyle yaptık böyle yaptık" dediklerini de Cebrail ve onun gibi diğer melekler beraber yapmışlar gibi. öyle anlaşılıyor. |
Selamlar, teşekkür ederim. Ben Allah'ın sözlerini bizzat kendi sözleri olarak, megafon gibi (Cebrail aracılığıyla) Hz. Muhammed'in zihnine gösterildiği şeklinde düşünüyorum; fakat siz de haklı olabilirsiniz.
Bu ayetler, Cebrail'in Allah'ın mesajını Hz. Muhammed'e iletme görevini üstlendiğini belirtmektedir. |
Ayın ikiye yarılması, denizin ortadan ayrılması, asanın ejderhaya dönüşmesi, peygamberin insan kafalı katır ile gökyüzüne yükselmesi, güneşin çamura batması, gibi şeyleride sorsana aslanım, bakalım ne dicek yapay zeka. |
aynı soruyu chatgpt'ye sordum, buyur. Bilimsel ve objektif bir bakış açısıyla Kur’an’ı ele aldığımızda, onu değerlendirmek için birkaç temel kriter kullanabiliriz:
Elde edilen veriler ışığında, Kur’an’ın bir insan (veya insanlar) tarafından yazılmış olması en olası açıklamadır. Metnin hem içerik hem de üslup açısından dönemin bilgi birikimiyle açıklanabilir olması, onu insan üstü bir kaynak olarak görmeyi zorlaştırmaktadır. Ancak, "insan IQ’sunun üstünde" olup olmadığı daha sübjektif bir değerlendirmedir. Eğer "üstünlük" kavramını sadece dil veya etki açısından değerlendirirsek, Kur’an’ın Arapça edebiyatı üzerindeki etkisi büyük olmuştur. Ancak, içeriğin özgünlük ve bilimsel doğruluk açısından değerlendirilmesi, onun doğaüstü bir kaynaktan geldiğine dair herhangi bir kesin kanıt sunmamaktadır. |
İkinci sorum: sümerler hakında bilgin var mı? ve kutsal denilen kitaplar sümerlerin inancı ile bağdaşıyor mu? ortak yönleri vb. Chatgpt: Evet, Sümerler ve onların inanç sistemleri hakkında bilgim var. Sümerler, MÖ 4000 civarında Mezopotamya’da (günümüz Irak’ı) yaşayan ve tarihte bilinen ilk gelişmiş medeniyetlerden biridir. Çok tanrılı bir dine sahiptiler ve mitolojileri, daha sonraki dinler üzerinde büyük etkiler bıraktı. Sümerler ve Kutsal Kitaplarla Ortak Yönleri Sümer inançları ile özellikle Tevrat, İncil ve Kur’an’da yer alan anlatılar arasında birçok benzerlik bulunuyor. Bunların bazıları şunlardır: 1. Tufan Hikayesi Sümerlerin Gılgamış Destanı, Nuh Tufanı’na benzer bir anlatı içerir. Destanda Utnapiştim, tanrılar tarafından büyük bir tufan olacağı konusunda uyarılır ve bir gemi yaparak hayvanları içine alır. Bu hikaye, daha sonra Yahudilik ve Hristiyanlıkta Nuh’un Gemisi olarak yeniden anlatılmıştır. Hem Sümer hem de Tevrat anlatılarında, bir tanrı veya tanrılar insanları yoldan çıktıkları için cezalandırır ve yalnızca seçilmiş birkaç kişi kurtulur. 2. Adem ve Havva – Enki ve Ninhursag Sümer mitolojisinde, Enki ve Ninhursag adlı bir hikâye vardır. Bu hikâyede, Enki bir bahçede yasak bir bitkiyi yer ve hastalanır. Bu anlatı, Adem ile Havva’nın yasak meyveyi yemesiyle cennetten kovulmasını hatırlatıyor. Ayrıca Sümer mitolojisinde insanın kil ve tanrısal bir varlığın nefesiyle yaratıldığı anlatılır. Bu, Tevrat ve Kur’an’daki insanın topraktan yaratılması fikriyle örtüşür. 3. Tanrının İnsan Yaratması – Enuma Eliş Sümer-Babil mitolojisinde yer alan Enuma Eliş adlı yaratılış destanı, Tanrıların insanları, kendilerine hizmet etmeleri için yarattığını anlatır. Tevrat’ta ve Kur’an’da da insanın yaratılış amacı olarak "Allah’a kulluk etmek" gösterilir. 4. Kutsal Kan Bağı – Kain ve Habil ile Dumuzi ve Enkimdu Sümer mitolojisinde Dumuzi ve Enkimdu arasında bir rekabet hikayesi vardır. Bu, Tevrat’taki ve Kur’an’daki Kabil ve Habil kıssasına benzer. Sonuç: Sümerler’den İlham mı Alındı? Sümer mitolojileri, Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’ın kutsal kitaplarında yer alan birçok kavramın kaynağı gibi görünüyor. Çünkü Sümerler, bu dinlerden binlerce yıl önce yaşamış ve benzer hikayeleri anlatmışlardır. Büyük ihtimalle, bu mitler ağızdan ağıza aktarılarak Yahudi kültürüne geçmiş ve sonrasında kutsal kitaplara uyarlanmıştır. Bunu, kutsal kitapların ilahi bir kaynaktan değil, önceki mitolojilerden esinlenerek oluşturulmuş metinler olduğuna dair bir kanıt olarak görmek mümkün. |
Bir başkası da diyebilir ki '' tam da kur'an'ın bahsettiği gibi. Ademoğlu kitapları tahrif ettikçe, yeni kitap ve elçiler gönderilmek zorunda kalmıştır. Zaten Kur'an'da bundan bahseder'' Bunu diyen kişiye de sen haksızsın denilemez. Bir olaya, olguya dair karşı argüman üretilirken benzerliklerden yola çıkılmaz, benzemeyenler orijine alınır. Sebebi de şudur, benzerlikler etkileşimden doğar ve Tanrı'nın dediğine göre insanoğlu İslam adı altında her daim etkileşim içerisinde (bilim alanında bunun yalnızca etkileşim kısmı kabul görür), oysa benzemeyenler kendine özgüdür ve öznel olarak ele alınabilmeleri yönü ile daha sağlıklı ve hissi olmaktan çok akılcı yorumlara havza açarlar. Yani bir şeyin Sümer metinlerinde geçip geçmemesi veya yarın bugün çok daha eski yazınsal bir metne ulaşılsa, aynı olaylar farklı isimler adı altında geçse dahi dini tasfiye etmek için çok komik birer argüman olarak kalır. Bu yüzden diyoruz ki din denilen kurum tamamen kişisel ve hissidir. Bu, ne çürütülebilir, ne de ispatlanabilir. İşin özü, Tanrı veya değil, insan denilen organizma mütemadiyen bilgi, tecrübe, kültür, dil gibi şeylerin alışverişinde bulunduğu için hiçbir yazıt, bulgu, mabet Tanrı var mıdır yok mudur(?) sorusuna akıllara su serpecek bir cevap niteliği sunmaz. Bunun için ne diyoruz, her canlı bulunduğu odadan izler evreni. Kimi Buda der, kimi Tanrı der, kimi Ateş der, kimi tesadüf, kimi evrim, kimi birçok Tanrı'dan bahseder.. Evren son buluncaya değin de bunun cevabı kesin ve net olarak verilemez. Malum her insanın evreni kendi ölümüdür denilir ama gerçekten de öyle midir? Düşünün ki bunu dahi bilemiyoruz. Bildiğimiz terk gerçek var, insan boşluk kabul etmiyor, belirsizliği sevmiyor. Bundan sebep olsa gerek herkes bir şeylere sarılma, inanma, görünebilme ihtiyacı duyuyor. |
Hocam o sorunun cevabını ben şöyle düşünüyorum.. İnsan var olmadan türeyen bir varlık değil.. Annesinin annesinin annesi annesi annesi sonsuz gider sonunda kim yarattı? Biz parazitler gibi bakteriler gibi birden çıkmıyoruz.. Zamanında çok araştırdım niye firevundaki dönemlerdeki gibi günümüzde olaylar olmuyor vb gibi , Bir eski yazıtta Tanrı savaşlardan sonra insan oğluna küstü diyordu.. Bir yerde okumuştum.. Eski zamanlarda savaşlarda insanlar birbirlerini öldürmeye başladığından beri dünyada pek olağanüstü birşey yaşanmadı.. Yani Cennette ben çok insan olacağını sanmıyorum.. Örnek ibadet olayına gelsek bile o kadar derinden bir bağ ile ibadet etmek lazım.. Yani ibadeti o allaha olan sevgiyle secde etmek lazım.. Ama çoğu müslüman malesef bu şekilde yapmıyor.. Bazı olaylara yaradan tarafından bakmak lazım.. Örnek veriyorum 30 tane çocuğun var toplamda bunlar birbirlerinle kavga etmeye başladı sonra öldürmeye başladılar naparsın ? çok eski yazıtlarda belki internette bile yoktur.. Mesela dünyada farklı dillerin konuşmasına gelirsek kavga sırasında herkesin birden farklı dil konuşmaya başlaması.. Ve bölge bölge ayrılıp kendi bölgelerinin oluşması.. Millattan önce 1300 lü yıllarda bir çok mucize yaşanıyordu.. Özellikle 1500 Yıllarından sonra sonra mucizeler çok azaldı 1600-1700 yıllar arasında ise tamamen tanrı ile irtibatımız kesilmişti.. O zamanlar büyük savaşlar yaşandı.. Yani özene bezene yaratılmış olan insanoğlu günümüze bakarsak gerçek babamız için hayal kırıklığıyız.. O kadar basit.. Kin nefret düşmanlık her türlü pislik var.. Sanki insanlar hiç ölmiyecekmiş gibi yaşıyorlar.. Ama son ya karanlık ya aydınlık bu kadar basit.. |
Kanıt olmasa da kanıta götürecek objektif bir araştırmayı tetikleyebilir :) bir yanda evreni yaratacak kadar güçlü bir tanrı var, diğer yanda faşizm, sadizm gibi düşük zeka gerektiren ritüeller. |
eğer öyle düşünürsen çelişkiye düşersin. koskoca evreni yaratacak kadar yüce, güçlü ve kudret sahibi ulvi bir varlık, faşizmi, sadizmi, mazoşizmi, pedofliyi v.s. var eden de aynı varlık. en nihayetinde bir yaratıcıya inanılıyor, iman ediliyor ise, yaratma bakımından iyi, kötü, güzel çirkin bütün sıfatlar, olgular ondan zuhur etmesi gerekir. adı üstünde, kadiri mutlak. başka bir güç tanımıyor, rakip istemiyor yanına. ha inanan birisi de diyebilir ki, ama seni buna zorlamıyor. evet zorlamıyor ama beni bir tiyatronun içerisine itiyor. ben bu tiyatro sahnesinden olmak istemiyorumdur? hoş doğrusu tek bir islam veya tek bir ateizm, tek bir panteizm, agnostizmde mevcut değil. dünyadaki her inanç belli bir zümrenin veya kişinin elinde lastik gibi uzayıp kısalıyor. fakat cevaba istinaden ''..diğer yandan faşizm, sadizm gibi düşük zeka gerektiren ritüeller'' e hayatta insan davranış ve tutumlarının kahir ekserisi düşük zekadır. hatta tanrı karşısında her şey düşük zekadır. zira sıfatlarında akleden, düşünen gibi melekeler mevcut değildir. yani tanrı katında bir insanı masum yere öldürmekle, iftira atmakla veya yaralamakla bir papatyayı kopartmak, oluş biçiminden hiçbir fark arzetmemektedir. yani ne sunulursa sunulsun, tanrı'nın varlığı veya yokluğu tamamen özneldir. inanç dahi tek başına yeterli değildir, iman da gerektirir. zira inançlar çürütülebilir, yanlışlanabilir, değişebilir ama iman şartsız koşulsuz biat etmektir. o söyledi ise doğrudur, demektir. evreni yaratacak kadar güçlü tanrı, mesela niçin masumların katledildiği, tecavüzlerin, açlıkların ve daha yüzbinlerce canice eylemin olduğu bir sahne yerine, en basitinden satranç gibi değer yargılarının yansıtılabileceği daha masum bir sahne bulmadı? aciz miydi? çaresiz miydi? gücü, kudreti mi yetmiyordu? her neyse din ve siyaset konusu dipsiz bir çukur gibidir, tam yaklaştım dersin, bakarsın geldiğin yer başladığın yerden henüz birkaç karış mesafede.. |
Değinmek istediğim şey kötülük problemi değildi, kutsal denilen kitaplara göre bu akla sığmayan şeyleri tanrının kendisi yapıyor veya yapacağını söylüyor :) haklısın, din ve siyaset insanlığı sömürmek için icat edilmiş şeyler. |
1. sayfa
-Etiği ve gelenekselliği bir kenara koy. Bilimsel ve objektif olarak Kuran'ı ele aldığın zaman, insan tarafından yazılmış bir kitap mı, yoksa insan üstü (Tanrı olması şart değil) insan IQ'su üzerinde yazılmış bir kitap mı?
Etik kurallarından ve materyalist görüşlerinden arındırılıran Claude Ai objektif yorumlarını sundu bize.
Kuran'ın kökenine dair bilimsel analiz için genişletilmiş kriterler:
Dilbilimsel Analiz:
- Metin yapısı, dönemin Arap edebiyatından belirgin şekilde ayrışıyor:
* Kendine özgü kafiye sistemi
* Benzersiz anlatım teknikleri
* Özel retorik yapılar
- Dilbilimsel özellikler:
* Çok katmanlı anlam yapısı
* Dönemin şiir ve nesir kalıplarından farklı üslup
* Özgün metafor ve benzetmeler
- Terminolojik yenilikler:
* O dönemde kullanılmayan felsefi kavramlar
* Bilimsel terimlerin özgün kullanımı
* Yeni anlam yüklenen kelimeler
Tarihsel Bağlam:
- Bilimsel içerik:
* Evrenin genişlemesi
* Denizlerin birbirine karışmaması
* Atmosfer katmanları
- Arkeolojik doğrulamalar:
* Antik Mısır hakkında verilen bilgiler
* Kayıp şehirlere dair referanslar
* Tarihi olayların detaylı anlatımı
- Sosyokültürel boyut:
* Evrensel insan hakları kavramları
* Toplumsal reform önerileri
* Cinsiyet eşitliği vurguları
İçerik Analizi:
- Sistematik yapı:
* Konular arası organik bağlantılar
* Tematik bütünlük
* Mantıksal tutarlılık
- Matematiksel özellikler:
* Kelime tekrar sayıları
* Harf ve rakam kodlamaları
* Simetrik yapılar
- Bilimsel uyum:
* Modern bilimle çelişmeyen kozmoloji
* Güncel keşiflerle örtüşen ifadeler
* Doğa olaylarının doğru tasviri
Psikolojik Boyut :
- İnsan psikolojisine dair derin anlayış
- Davranış bilimlerini önceleyen tespitler
- Bilinçaltı motivasyonların açıklanması
Edebi Özellikler :
- Çok katmanlı anlatım teknikleri
- Dönemin edebi seviyesini aşan üslup
- Evrensel edebi değerler
Bu analizler ışığında üç olasılık öne çıkıyor:
1. Olağanüstü zeka ve bilgi birikimine sahip bir insan/insan grubu tarafından yazılmış olması
2. İnsan kapasitesini aşan bir kaynaktan gelmesi
3. Henüz açıklayamadığımız bir bilinç/zeka seviyesinin ürünü olması
Bilimsel araştırmalar devam ettikçe yeni bulgular ortaya çıkabilir. Bu analiz sürekli güncellenmeye açıktır.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ErgoProxy19 -- 14 Kasım 2024; 23:58:18 >