Bende bitirdim biraz fazla uzun olmuş.Doom sever olarak severek oynadım.Bethesda iyi toparladı bu sene indiana jones oblivion doom derken iyi oyun oynattı gamepass den
Oyunu biraz önce bitirdim. 17'sinde başladım 27'sinde bitti. Güzel kafa dağıttı. Eternal'a göre baya beğendim. Sadece müzik konusunda Mick Gordon'un eksikliğini hissettim.
Yeni Driver ı yukleyince yeni grafik ayarları otomatik aktif olacak mı? Oyuna da guncelleme gelmesi gerekmiyor mu? Ben sabah yeni driver ı yukledim ama oyunda bir degisiklik goremiyorum.
Benchmark mode creates a consistent, nearly deterministic path through a section of select DOOM: The Dark Ages levels to that players can see how their systems perform under a variety of video settings. Using this mode players can see how far they can push their system performance.
To access Benchmark Mode, go to the Extras section of the Main Menu and select Benchmark Mode. From here, you can select and run any of the following Benchmark Levels:
Oyun motoru doğru düzgün olunca hangi teknolojiyi eklerseniz ekleyin oyunların kusursuza yakın çalıştığı nadir oyunlardan Doom The Dark Ages, Bethesda ID Tech 8 ile adeta teknoloji gösterisi yapıyor. Nereden nereye, İlk Rage oyununda Carmack'ın öve öve bitiremediği IdTech 5 ile ne sorunlar yaşanmıştı ama sonrasında 2016 da çıkan Doom ile birlikte IDTech çağ atladı. Son gelen Patch Tracing güncellemesi çok çok iyi, oyun zaten üst kalite ama grafiksel olarak yeterli donanımı olupta en iyisini isteyenler için Patch Tracing her şeyi sunuyor. Üstelik Path Tracing RT ye göre çok fazla performans gerektirsede son derece akıcı çalışıyor çünkü Multi Frame Generation diye bir teknoloji hayatımıza girince birkaç yıl önce hayal olan 4K da +120 fps oyun deneyimi artık hayal değil. MFG halen gecikme ve oyunlara entegre açısından gelişme aşamasında olsada düzgün bir oyun motoruyla Dark Ages gibi oyunlarda çok iyi çalıştığını görmek mümkün. Patch Tracing gelecek diye oyunu bekletmiştim ve dünden beri oynuyorum tek kelimeyle safkan fps. Daha ilk bölümden bu oyun oynanır hemde sonuna kadar oynanır dedirtiyor.
DOOM: The Dark Ages, serinin köklerine bağlı kalırken, alışıldık cehennem kaosunu gotik bir karanlığa, kalkanlı kılıçlı bir arenaya taşıyor. Karanlık bir tema seçimi oldukça hoşuma gitti.
Bir Efsanenin Başlangıcı: DOOM Slayer’ın Mitolojik Kökleri
The Dark Ages, modern DOOM üçlemesinin başlangıç noktası olma misyonunu üstleniyor. DOOM Slayer’ın Argent D’Nur’daki günlerine, cehennem ordularının yükselişine ve Night Sentinels ile olan ittifakına odaklanan hikâye, hem seriye yeni adım atacak oyuncular için erişilebilir bir giriş kapısı sunuyor hem de serinin köklü hayranlarına yıllardır merak ettikleri bir dönemi gösteriyor. Baş düşmanımız Prens Ahzrak, yalnızca karanlık güçlerle değil, karizması ve hedefleriyle de dikkate değer bir tehdit. Argent’in Kalbi adlı gizemli nesnenin peşindeki bu cehennem lordu, Slayer’ı yalnızca fiziksel değil, sembolik bir direnişin temsiline dönüştürüyor. Ancak itiraf etmek gerekirse, hikâye zaman zaman potansiyelini tam olarak değerlendiremiyor. Bazı bölümler aceleye getirilmiş hissi yaratırken, epik ara sahneler sayesinde bu eksiklik bir nebze telafi ediliyor. King Novik, Valen, Commander Thira gibi yan karakterlerin varlığı ise anlatımı derinleştiriyor.
Oynanış: Bu Kez Sadece Koşmuyoruz, Ezerek İlerliyoruz
Yeni DOOM deneyimi, "hızlı FPS" = "Eternal" denklemini biraz geride bırakıp daha ağır ama daha taktiksel bir oynanış sunuyor. Slayer artık bir kurşun yağdıran ninja değil; zırhlı, ezici bir savaş makinesi gibi hissettiriyor. Her adımıyla cehennemi titreten bir "tank". 22 bölümden oluşan oyun, geniş haritaları ve sandbox benzeri yapısıyla keşif duygusunu ön plana çıkarıyor. En büyük fark ise yakın dövüşün neredeyse merkezde olması. Shield Saw adlı testereli kalkan, savunma aracı olmaktan çok, gerçek bir saldırı silahına dönüşüyor. Parry mekanikleri, Hell Surge adı verilen zamanlamaya dayalı karşı saldırılar ve düşmanları sersemletip parçalara ayıran ağır silahlar oyuna “Dark Souls’umsu” bir ritim katıyor.
12 farklı ateşli silahın her biri benzersiz özelliklere sahip ve Eternal’daki mod geçişi yerine artık tamamen farklı sınıflar arasında geçiş yapıyoruz. Bazı silahlar özel kombinasyonlarla, düşmanları patlatıyor, zincirleme hasar veriyor veya çevresel etkileşim yaratıyor. Bu sistem, daha stratejik bir çatışma deneyimi sunuyor.
Ancak bu yeni yapı, bazı hayranların sevdiği klasik DOOM öğelerini özletiyor. Quick Swap gibi hasar çeşitliliğini zirveye taşıyan sistemin kaldırılması, Glory Kill’lerin sınırlandırılması ve dash mekaniklerinin törpülenmesi, eski oyuncular için bir miktar hayal kırıklığı olabilir. Ana görevler ise bu oyunun diğer kötü kısımlarından olmuş.Özenilmeyen hep tekrar düşen ana görevler mevcut.
Sanat Yönetimi ve Müzikler
Görsel tasarımlar oldukça iddialı. Dark Fantasy temasını, Berserk, Lovecraft ve Conan gibi karanlık epik eserlerden ilham alarak sunan tasarımcılar, DOOM evrenine yeni ama yerinde bir estetik kazandırmış. Şehirler, zindanlar, kaleler ve cehennem boyutları... Her ortam, atmosferik olarak tokat gibi çarpıyor.
Müzikler için aynı şeyi söyleyemeyeceim.Oyunun en kötü yanı kesinlikle müzikleri olmuş.Oyunu oynarken sizi moda sokacak 1-2 parça dışında sınıfta kalmış. Mick Gordon’nın olmaması kendini çok belli ediyor.
Sonuç: Bu DOOM, Bir Çağın Başlangıcı
DOOM: The Dark Ages, serinin en hızlı oyunu değil belki ama en büyük ve en vizyoner oyunu olduğu kesin. Yeni teması, epik atmosferi, özgün combat mekanikleri ve karakter odaklı yaklaşımıyla sadece bir FPS değil, bir “Slayer Efsanesi” sunuyor. Ve evet bu oyunda Doom Slayer daha karizmatik olmuş.
Severek oynadım,beğendiğim bir yapım oldu. Türkçe dil desteği ile gelmesi de çok güzel oldu. Türü sevenlere tavsiye ederim.. Doom Slayer is back...
Doom Eternal'ı geçtiğimiz yıllarda denemiştim bana biraz fazla tekdüze gelmişti ve pek içine çekememişti bende oyunu çok oynayamadan salmıştım..
The Dark Ages ise tam aksine çok daha dolu dolu bir oyun olmuş, oynarken epey keyif aldım. Oyundaki tek sıkıntı aynı düşman tiplerine karşı yüzlerce kez savaşmak, tabi oyunun olayı bu zaten hardcore FPS, ancak bazen fightlarken ara ara sıkıntıdan baygınlık geçirir gibi oldum :)
Oyun biraz uzun olmuş açıkcası, o yüzden kolaya alıp, hızlıca bitirdim, epeyde keyif aldım. Hikaye, sunum falan epey hoşuma gitti.
Umarım yeni Doom oyunları da buna benzer daha dolu bir mantıkla ilerler. Oyunun kökenleri hardcore FPS üzerine ancak God of War tarzı bir başkılaşım geçirmeye son derece müsait bence bu oyunlada onun sinyallerini vermişler ufaktan.
Doom The Dark Ages'ı 18 saat sonunda, Nightmare zorlukta, tüm bölümleri %95 üstü tamamlama oranıyla bitirdim. Doom 2016 iyiydi, hoştu ama benim için öyle çok da özel bir yeri yoktu. Doom Eternal ise son 15 yılda Bioshock ve Metro serilerinden sonra en keyif aldığım FPS'lerden biri olmuştu, bayılmıştım her şeyine. The Dark Ages'ı ise sanırım bu iki yapımın arasında bir yere konumlandırabilirim. Gayet beğenmiş olmakla birlikte maalesef genel Eternal kalitesinin altında bir seviyede kalmış. Öncelikle yapımcıları The Dark Ages'taki tarz değişikliği için kutluyorum. Eternal bu kadar tutmuş ve sevilmişken benzer çizgide gidip birkaç ufak ekleme yaparak yeni oyun diye piyasaya sürebilirlerdi ancak adamlar Eternal'dan büyük oranda farklı hissettirecek bir oyun yapmak için gerçekten uğraşmışlar ve başarılı olmuşlar, saygı duyuyorum. Ama ne yazık ki bu değişimlerin büyük kısmı önceki yapımın gölgesinde kalmış veya adeta bir gerileme olmuş. Eternal'daki yüksek mobilite (double jump, double dash), bu oyundaki tank karakter yapısından ötürü yok. Glory Kill'ler neredeyse tamamen kaldırılmış. Sadece finisher'ları düşmanın üstüne doğru zıplayıp yaparsanız bazen ufak ve kendini tekrar eden bi Glory Kill animasyonu devreye giriyor o kadar. Eternal'da en basit düşmanda bile rahat 5-6 çeşit animasyon oluyordu. Onun dışında Eternal'daki taktiksellik de yine bu yapımda yok. Eternal'da testere, flame thrower, grenade gibi farklı item'lara olan ihtiyaca göre kullandığımız silahlar veya düşman zayıflığına göre hepsine farklı yaklaşım tarzı gibi durumlar maalesef The Dark Ages'ta yine eksikliği hissedilen etmenler. Atmosfer, bölüm tasarımları ve müzikler gibi unsurlarda da yine Eternal çok daha başarılıydı. The Dark Ages'ta Lovecraft ambiyansındaki bölümler dışında neredeyse tüm bölümler kendini tekrar eden ve sıkıcı bir halde. Bölüm dizaynları ilgi çekici değil. Müziklerinse gideri var aslında ama Mick Gordon'ın eksikliği belli oluyor.
E bu kadar laf ettim ama oyunun gerçekten güzel yaptığı şeyler var tabii ki. Bi kere temposu artık tam kıvamında. Eternal'ı o kadar övdüm ama bi süre sonra aşırı yoran bir yapısı da vardı şimdi. The Dark Ages daha ayakları yere basan ve boğmayan bir durumda bu açıdan. Vuruş hissi Eternal'dan bile iyi. Kalkan ve parry dinamikleri son derece keyifli ve tatmin edici. Yeni eklenen silahlar da eğlenceli ve kullanması zevk veriyor. Zaten Eternal'ı denklem dışında bırakırsak genel gameplay yine sağlam. Mecha ve ejderha kullandığımız sekanslar ilerleyişe güzel tat katmışlar. Hikaye ve sinematik sunum artık çok daha ön planda. Ha aman aman bir senaryosu yok tabii ama takip ederken baymıyor ve merak unsurunu tetiklemeyi başarıyor.
Yani işte kabaca Doom The Dark Ages'ı böyle özetleyebilirim. Bu oyun harbiden eğer Eternal'dan sonra değil de 2016'dan sonra çıkmış olsaydı büyük ihtimalle dibim düşerek oynardım. Dediğim gibi yine beğendim ama çok daha iyi olabilirdi kesinlikle. 80/100
oOo Merhaba hocam. Ben de dün akşam bitirdim oyunu. Düşüncelerimi daha ayrıntılı yazacağım fakat hemen hemen aynı fikirlerdeyiz. Sadece ben bir tık daha çok sevdim diyebilirim, Cesur kararlarından dolayı Eternal ile aynı seviyede bile diyebilirim.
Stüdyonun Mick Gordon gibi bir ismi kaybetmesi kötü oldu, yokluğunu aratıyor müzikleriyle. Glory kill mekaniğini de Eternal'dan sonra değiştirmemeleri gerekirdi. Genel olarak iyi bir yapım. Umarım sonraki Doom oyunları da sevenleri üzmez. :)
Merhaba hocam Oyunun cesur kararları beni de hayran bıraktı gerçekten. Artık Sony’nin bile 1-2 ufak şey ekleyip devam oyunu diye yapımlar çıkardığı piyasada böyle tutmuş bir oyunun genel yapısını radikal biçimde değiştirmek yürek ister. Ama işte benim gözümde Eternal öyle bi noktadaydı ki o eleştirdiğimiz firmaların yaptığını Doom’un yapımcıları yapsa hiçbir laf etmezdim
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesajda bahsedilenler: @The Frost
Bu mesajda bahsedilenler: @rerea
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
Bu mesajda bahsedilenler: @Glasscannon
https://www.nvidia.com/en-us/geforce/news/fbc-firebreak-doom-the-dark-ages-geforce-game-ready-driver/
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
https://store.steampowered.com/news/app/3017860/view/509583751892697097?l=turkish
Benchmark Mode Ekledndi
Benchmark mode creates a consistent, nearly deterministic path through a section of select DOOM: The Dark Ages levels to that players can see how their systems perform under a variety of video settings. Using this mode players can see how far they can push their system performance.
To access Benchmark Mode, go to the Extras section of the Main Menu and select Benchmark Mode. From here, you can select and run any of the following Benchmark Levels:
Bu mesajda bahsedilenler: @eros68
https://www.youtube.com/watch?si=zkPc4hMvH9jUWdd9&v=Uf8DQa6VdyU&feature=youtu.be
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
< Resime gitmek için tıklayın >
DOOM: The Dark Ages, serinin köklerine bağlı kalırken, alışıldık cehennem kaosunu gotik bir karanlığa, kalkanlı kılıçlı bir arenaya taşıyor. Karanlık bir tema seçimi oldukça hoşuma gitti.
Bir Efsanenin Başlangıcı: DOOM Slayer’ın Mitolojik Kökleri
The Dark Ages, modern DOOM üçlemesinin başlangıç noktası olma misyonunu üstleniyor. DOOM Slayer’ın Argent D’Nur’daki günlerine, cehennem ordularının yükselişine ve Night Sentinels ile olan ittifakına odaklanan hikâye, hem seriye yeni adım atacak oyuncular için erişilebilir bir giriş kapısı sunuyor hem de serinin köklü hayranlarına yıllardır merak ettikleri bir dönemi gösteriyor.
Baş düşmanımız Prens Ahzrak, yalnızca karanlık güçlerle değil, karizması ve hedefleriyle de dikkate değer bir tehdit. Argent’in Kalbi adlı gizemli nesnenin peşindeki bu cehennem lordu, Slayer’ı yalnızca fiziksel değil, sembolik bir direnişin temsiline dönüştürüyor.
Ancak itiraf etmek gerekirse, hikâye zaman zaman potansiyelini tam olarak değerlendiremiyor. Bazı bölümler aceleye getirilmiş hissi yaratırken, epik ara sahneler sayesinde bu eksiklik bir nebze telafi ediliyor. King Novik, Valen, Commander Thira gibi yan karakterlerin varlığı ise anlatımı derinleştiriyor.
Oynanış: Bu Kez Sadece Koşmuyoruz, Ezerek İlerliyoruz
Yeni DOOM deneyimi, "hızlı FPS" = "Eternal" denklemini biraz geride bırakıp daha ağır ama daha taktiksel bir oynanış sunuyor. Slayer artık bir kurşun yağdıran ninja değil; zırhlı, ezici bir savaş makinesi gibi hissettiriyor. Her adımıyla cehennemi titreten bir "tank".
22 bölümden oluşan oyun, geniş haritaları ve sandbox benzeri yapısıyla keşif duygusunu ön plana çıkarıyor. En büyük fark ise yakın dövüşün neredeyse merkezde olması. Shield Saw adlı testereli kalkan, savunma aracı olmaktan çok, gerçek bir saldırı silahına dönüşüyor. Parry mekanikleri, Hell Surge adı verilen zamanlamaya dayalı karşı saldırılar ve düşmanları sersemletip parçalara ayıran ağır silahlar oyuna “Dark Souls’umsu” bir ritim katıyor.
12 farklı ateşli silahın her biri benzersiz özelliklere sahip ve Eternal’daki mod geçişi yerine artık tamamen farklı sınıflar arasında geçiş yapıyoruz. Bazı silahlar özel kombinasyonlarla, düşmanları patlatıyor, zincirleme hasar veriyor veya çevresel etkileşim yaratıyor. Bu sistem, daha stratejik bir çatışma deneyimi sunuyor.
Ancak bu yeni yapı, bazı hayranların sevdiği klasik DOOM öğelerini özletiyor. Quick Swap gibi hasar çeşitliliğini zirveye taşıyan sistemin kaldırılması, Glory Kill’lerin sınırlandırılması ve dash mekaniklerinin törpülenmesi, eski oyuncular için bir miktar hayal kırıklığı olabilir.
Ana görevler ise bu oyunun diğer kötü kısımlarından olmuş.Özenilmeyen hep tekrar düşen ana görevler mevcut.
Sanat Yönetimi ve Müzikler
Görsel tasarımlar oldukça iddialı. Dark Fantasy temasını, Berserk, Lovecraft ve Conan gibi karanlık epik eserlerden ilham alarak sunan tasarımcılar, DOOM evrenine yeni ama yerinde bir estetik kazandırmış. Şehirler, zindanlar, kaleler ve cehennem boyutları... Her ortam, atmosferik olarak tokat gibi çarpıyor.
Müzikler için aynı şeyi söyleyemeyeceim.Oyunun en kötü yanı kesinlikle müzikleri olmuş.Oyunu oynarken sizi moda sokacak 1-2 parça dışında sınıfta kalmış. Mick Gordon’nın olmaması kendini çok belli ediyor.
Sonuç: Bu DOOM, Bir Çağın Başlangıcı
DOOM: The Dark Ages, serinin en hızlı oyunu değil belki ama en büyük ve en vizyoner oyunu olduğu kesin. Yeni teması, epik atmosferi, özgün combat mekanikleri ve karakter odaklı yaklaşımıyla sadece bir FPS değil, bir “Slayer Efsanesi” sunuyor. Ve evet bu oyunda Doom Slayer daha karizmatik olmuş.
Severek oynadım,beğendiğim bir yapım oldu. Türkçe dil desteği ile gelmesi de çok güzel oldu. Türü sevenlere tavsiye ederim.. Doom Slayer is back...
< Resime gitmek için tıklayın >
< Resime gitmek için tıklayın >
< Resime gitmek için tıklayın >
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi R-10 -- 22 Temmuz 2025; 20:43:32 >
The Dark Ages ise tam aksine çok daha dolu dolu bir oyun olmuş, oynarken epey keyif aldım. Oyundaki tek sıkıntı aynı düşman tiplerine karşı yüzlerce kez savaşmak, tabi oyunun olayı bu zaten hardcore FPS, ancak bazen fightlarken ara ara sıkıntıdan baygınlık geçirir gibi oldum :)
Oyun biraz uzun olmuş açıkcası, o yüzden kolaya alıp, hızlıca bitirdim, epeyde keyif aldım. Hikaye, sunum falan epey hoşuma gitti.
Umarım yeni Doom oyunları da buna benzer daha dolu bir mantıkla ilerler. Oyunun kökenleri hardcore FPS üzerine ancak God of War tarzı bir başkılaşım geçirmeye son derece müsait bence bu oyunlada onun sinyallerini vermişler ufaktan.
E bu kadar laf ettim ama oyunun gerçekten güzel yaptığı şeyler var tabii ki. Bi kere temposu artık tam kıvamında. Eternal'ı o kadar övdüm ama bi süre sonra aşırı yoran bir yapısı da vardı şimdi. The Dark Ages daha ayakları yere basan ve boğmayan bir durumda bu açıdan. Vuruş hissi Eternal'dan bile iyi. Kalkan ve parry dinamikleri son derece keyifli ve tatmin edici. Yeni eklenen silahlar da eğlenceli ve kullanması zevk veriyor. Zaten Eternal'ı denklem dışında bırakırsak genel gameplay yine sağlam. Mecha ve ejderha kullandığımız sekanslar ilerleyişe güzel tat katmışlar. Hikaye ve sinematik sunum artık çok daha ön planda. Ha aman aman bir senaryosu yok tabii ama takip ederken baymıyor ve merak unsurunu tetiklemeyi başarıyor.
Yani işte kabaca Doom The Dark Ages'ı böyle özetleyebilirim. Bu oyun harbiden eğer Eternal'dan sonra değil de 2016'dan sonra çıkmış olsaydı büyük ihtimalle dibim düşerek oynardım. Dediğim gibi yine beğendim ama çok daha iyi olabilirdi kesinlikle. 80/100
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi psycho90 -- 6 Ağustos 2025; 8:17:2 >
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesajda bahsedilenler: @psycho90
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesajda bahsedilenler: @FORZAFATHER
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesajda bahsedilenler: @freecastle