Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 2 misafir
6308
Cevap
909229
Tıklama
0
Öne Çıkarma
Cevap: [DH] V O L V O for L I F E (156. sayfa)
C
17 yıl
Teğmen

WarTox arkadaşım teşekkürler. fren destek sistemi dediğin EBD yani elektronik fren dağılımı ile aynı şey mi?
DSA denilen sistem de elktronik çekiş kontrol sistemi galiba. çok süper bir sistem olduğunu düşünüyorum ama maalesef dediğine göre yok bu sistem. ASR vardır herhalde, hiç değilse o bari olsun. bu modellere ait (2001 s40 1.6) tam donanım listesini bulabileceğim bir adres biliyorsanız linkini verirseniz sevinirim.
saygılar


Bu mesaja 2 cevap geldi.
W
17 yıl
Yarbay

quote:

Orjinalden alıntı: codalton

WarTox arkadaşım teşekkürler. fren destek sistemi dediğin EBD yani elektronik fren dağılımı ile aynı şey mi?
DSA denilen sistem de elktronik çekiş kontrol sistemi galiba. çok süper bir sistem olduğunu düşünüyorum ama maalesef dediğine göre yok bu sistem. ASR vardır herhalde, hiç değilse o bari olsun. bu modellere ait (2001 s40 1.6) tam donanım listesini bulabileceğim bir adres biliyorsanız linkini verirseniz sevinirim.
saygılar


1.6 motor seçenekli S40'larda DSA dışındaki tüm güvenlik sistemleri vardır.. ( Birde ufak çocuğunuz varsa arka koltuğa gizlenmiş çocuk koltukları yok 1.6 ve 1.8'lerde ) DSA gerçekten güzel bir sistem, dediğiniz gibi elektronik çekiş kontrol sistemidir.. Yeni nesil ESP veya yeni Volvo'lardaki DSTC kadar olmasada gerçekten güzel bir sistemdir DSA..

Donanımına bakmanız için bir adres veremem fakat biraz daha iyisini yapabilirim sanırım senin için :) Satmış olduğumuz T4 ve şuan elimizde kalan tek Volvo'muz olan S40 2.0 araçlarımızı aldığımız 2001 yılına ait donanım ve teknik bilgileri kapsayan bir broşür olması lazımdı elimde.. Yarın onu bulabilirsem tarayıcı vasıtasıyla buraya ekleyebilirim..





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi WaRToX -- 14 Ocak 2009; 1:11:43 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
C
17 yıl
Teğmen

sağol. çok yardımcı oldun. teşekkürler.
iyi olur.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
R
17 yıl
Teğmen

Selamlar,
Foruma farklı bir yazı koyup hem biraz gülümseyelim, hemde önümüzdeki günlerde otomobil piyasasında olacak bitecek hakkında fikir vermeye çalışayım dedim.
Babamın bir arkadaşı anlatıyor, aktarıyorum:

Yetmişlerin ikinci yarısında orta düzey alıcı grubu için örneğin Tofaş veya Renault'dan birisi seçilecekse:

Çeşitler şöyle: Renault 12 ya da Renault 12. Modelin altında ise zengin bir seçenek listesi var: 12 Stationwagon, veya 12 TL, veya 12 TS. TS olan, TL olandan beş beygir daha güçlü. İyi bir araba olsun dedim, Renault 12 TS alacağım.

Ankara'da Atatürk Bulvarı üzerinde, Bakanlıklar'ın orada, Renault-Mais'e gittim, "ne renk istersiniz?" dediler, "lacivert" dedim, "oooo, lacivert en çok istenen renk, bekleme süresi dört beş ay(gibi bir süre)" dediler. "Peki, kırmızı?" diyorum, "şu kadar ay" diyorlar, aklıma gelen birkaç rengi daha saydım, herbirinde birkaç ay bekleme süresi var. "yahu bu renklerden beklenmeyeni yok mu?" dedim, müstehzi bir gülümsemeye "bir tane var" dediler. "Neymiş o?" dedim, "sarı" dediler. O kadar da kötü bir seçenek değilmiş diye düşünüp "tamam sarı olsun" dedim, işlemlerimi yaptım, 75,000 TL gibi bir para ödedim, birkaç günde arabamı teslim ettiler. Teslim edilen arabanın rengini görünce müstehzi gülümsemenin sebebi anlaşıldı. Bir sarı, bu kadar mı cart olur? Civciv sarısı diyeceğim ama civcivlere hakaret olacak. Bir renk insanın içini kaldırır mı? O sarı kaldırırdı. Çok kötü bir renkti, ama sıra beklemeyi gerektirmiyordu, bir iyiliğinin daha olduğunu sonradan farkettim: diyelim bir arkadaşımı arabama yollayacağım, "şu tarafa git, göreceğin en çirkin renkli araba benimkidir" demem yetiyordu, "sarı" bile gereksiz bir bilgiydi.

Benim arabanın rengi kadar kötü bir renk araba olamaz derken, seksenli yılların başlarında Renault kendini aştı, beni de yanlış çıkardı. O sıralar Lassa'da çalışıyorum, amirim pozisyonundaki zat bir gün işe yeni Renault'suyla geldi. Arabanın rengi, çağla yeşilinin soldurulmuşu ve biraz cam göbeği katılmışı gibi, tarifi mümkün olmayan bir renk. Evlere yapılan kireç badanada kullanılan yeşilimsi rengi andırıyor gibi. Niye üretilir anlamayacağım, ve ancak silah zoruyla, ya da sıra beklememek için alınabilecek renklerden. Ama bence o renk, benimkisinin sarısından da kötüydü. Amirime acıdım, empatide eksik kalmayayım, ücret zamlarında falan belki faydası olur gibi tertemiz düşüncelerle "sırada beklememek için bu rengi aldın, değil mi?" dedim. "yoo, bu rengi seçtim, hatta birkaç aydır da sırada bekliyorum" dedi. Bu kadar hassas bir konuya amirinle böyle bodoslama girilmemesi gerektiğini o sıralar bilmiyormuşum demek ki. Bugün olsa, herhalde lafa "ne ilginç renk" diye girerim, alacağım reaksiyona göre empati denemesine yön veririm.

Benim kısmen renk körü olmamın bu renk beğenisinde etkisi neydi bilmiyorum.

Türkiye, yetmişli yıllarda başlayıp doksanların ortasına kadar süren(1995, Türkiye'nin AB Gümrük Birliğine girişi) bir "Tofaş ve Reno" devri yaşadı. O dönemde Tofaş ve Renault'un pazar payları toplamı %80 gibiydi.

Eğer otomobil alacaksanız Tofaş ve Renault arasında seçiminizi yapıyor, birini kullanıyordunuz. Canınız değişiklik mi istedi? Diğerine geçiyordunuz.

O sıralar Tofaş ve Renault'un, Türkiye pazarında çok para kazanmış olduklarını tahmin ediyorum. Ne üretirsen, daha üretilmeden satılmış durumda. Mamul stoğu pratik olarak sıfır, ve dahi mamul tarafında, sipariş edilme safhasında müşteri ciddi miktarda para ödediğinden net işletme sermayesi gereksinimi negatif, yani işletme sermayesi yaratılıyor.

Pazar öyle kalmadı.

İkibinli yıllarda Türkiye Otomobil Pazarı, giderek Avrupa Otomobil Pazarı'na benzemeye başladı.

Çok marka, çok model, farkların altı çizilen, ama esasında çok da fazla birbirinden farkı olmayan, onun için de farkların altı daha da fazla çizilen değer önerileri(value proposition).

Ama sonuçta, %10 gibi bir pazar payına ulaşabilmek ve tutunmak için, çok düşük marjlarla, çok uzun(dört ile yedi ay arası) sipariş süreleri(=temin süreleri,=lead time) ile çalışan, yukarıya giden pazar pazar şaşmasında araçsızlıktan faydalanılamayan, aşağıya giden pazar şaşmasında şişen envanterin finansmanının vurduğu, ayrıca kur riskini hem operasyonel hem de mali yönden yüksek düzeyde taşımak durumunda olan bir sektör.

Bir de cari duruma bakalım:

2005 yılında Türkiye'de 700 binin üzerine otomobil ve hafif ticari araç (arguably 724,000 adet) satıldı. 2006'da 600 bin(arguably 615,000), 2007'de yine 600 bin (arguably 595,000), ve 2008'de 500 bin(arguably 495,000). 2009'da beklenti 400 bin otomobil ve hafif ticari araç satılacağı.

Bu 400 bin aracın, lead time ve ekonomik durgunluk nedeniyle 200 bin civarındası şu anda distribütör(dağıtıcı) ve bayilerin elinde.

Türkiye'deki bu sektör, bu yılın(2009) en az ilk altı ayında dayanıklılık oyunu oynayacak.

Hani suya dalarsın da nefesini tutamayan su yüzüne çıkar, kaybeder ya, onun gibi bir şey.

Sevgiler



H
17 yıl
Yarbay

quote:

Orjinalden alıntı: volkan.d

aşağıdaki açıklama kullanma kılavuzundan...

"Alarm devreye girdiğinde, sürekli olarak tüm alarm girdilerini izler. Alarm aşağıdaki durumlarda devreye girer:
•Motor kaputu açıldığında
•Bagaj kapağı açıldığında
•Bir yan kapı açıldığında
•Kontak, onaylanmamış bir anahtarla açılmak istendiğinde veya zorlandığında
•Yolcu kabininde bir hareket algılandığında (hareket sensörü takılmışsa – yalnız bazı ülkelerde isteğe bağlı olarak)
•Araç kaldırıldığında ya da çekildiğinde (yatma sensörü takılmışsa – yalnız bazı ülkelerde isteğe bağlı olarak)
•Akü kablosu söküldüğünde
•Sirenin bağlantılarını sökmeye çalışan olursa
"

bahsettiğimiz düğme deadlock, hareket sensörü ve yatma sensörünü geçici olarak devre dışı bırakır, alarm diğer durumlar için çalışmaya devam eder.

selamlar




Bugün bir deneme yaptım.
-Arabayı çalıştırdım.
-Yan camı açtım ve arabayı stop ettim.
-Arabadan indim ve uzaktan kumanda ile kilitledim.
-25 sn. sonra dead lock'un devreye girdiğini kapılardan gelen ses ile anladım.
-Kolumu açık olan yan camdan içeri soktum. İçerden Kapıyı açmaya çalıştım. Kapılar açılmadı.
-Bir müddet kolumu arabanın içinde salladım ama alarm devereye girmedi.

Sanırım "Yolcu kabininde bir hareket algılandığında (hareket sensörü takılmışsa – yalnız bazı ülkelerde isteğe bağlı olarak)" parantez içindeki özelliğin benim arabada olmamasından kaynaklanıyor.

Yukarıdaki açıklamaların ve bu denemeden çıkan sonuçtan anladığım (Tabi benim araba için geçerli olmak üzere) : Kaputun, kapının açılması vs. gibi durumlarda arabanın alarmı çalışacak ama içeride hareket eden bir canlı olduğunda çalmayacak.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
S
17 yıl
Teğmen

quote:



Orjinalden alıntı: Wartox

Bu arada şu ekran olayına ne diyorsun? Sadece navigasyon ve geri görüş kamerası olarak mı kullanılıyor yoksa TV, DVD veya MultiMedia Arayüzü, Klima kontrolleri vb. bir işlevi varmı? Birde Navigasyon sistemi Türkiye'de destekliyor mu şuan için?


Autoshow Dergisi (12-18 Ocak) sayı 2'de XC60 testi yapılmış. Geri görüş kamerası çalışmadığı zaman ekranın boş durmasını kötü görünüyor diyerek eleştirmişler.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
W
17 yıl
Yarbay

quote:

Orjinalden alıntı: serhat_1

quote:



Orjinalden alıntı: Wartox

Bu arada şu ekran olayına ne diyorsun? Sadece navigasyon ve geri görüş kamerası olarak mı kullanılıyor yoksa TV, DVD veya MultiMedia Arayüzü, Klima kontrolleri vb. bir işlevi varmı? Birde Navigasyon sistemi Türkiye'de destekliyor mu şuan için?


Autoshow Dergisi (12-18 Ocak) sayı 2'de XC60 testi yapılmış. Geri görüş kamerası çalışmadığı zaman ekranın boş durmasını kötü görünüyor diyerek eleştirmişler.


Bilgilendirmen için saol.. Tam tahmin ettiğim gibi yine sadece Navigasyon ve Geri Görüş Kamerası için yapılmış bir ekran.. İnsan bir multimedya arayüzü fln ekler şu ekrana veya en azından aracın hız, yakıt, mesafe bilgilerini fln verir bu ekrana.. Ama bence büyük ihtimalle TV veya DVD entegre etmiş olabilirler...

< Resime gitmek için tıklayın >





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi WaRToX -- 14 Ocak 2009; 13:55:31 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
W
17 yıl
Yarbay

Codalton ve ihtiyacı olan herkes için, VOLVO S40 2001 Modellerin tüm motor seçeneklerindeki standart donanımlarını orjinal broşüründen ekliyorum..

< Resime gitmek için tıklayın >

Umarım yardımcı olabilmişimdir, kolay gelsin..


Bu mesaja 1 cevap geldi.
A
17 yıl
Çavuş

Wartox ,
2000 model S40 ait Donanım ve Teknik Verileri varmı sende? Onu da gösterirsen sevinirim.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
W
17 yıl
Yarbay

quote:

Orjinalden alıntı: aliihsangun

Wartox ,
2000 model S40 ait Donanım ve Teknik Verileri varmı sende? Onu da gösterirsen sevinirim.


Elimde malesef 2000 modellere ait teknik verileri ilk sayfada bulabilirsin.. Donanıma ait bir kaynak yok elimde fakat 2001'lerle çok fark yok.. En büyük fark Perde Airbag (IC) 2000'lerde yok sadece.. Onun dışında birçok donanım aynı olması gerekiyor.. Bir sorun olursa yardımcı olabilirim, fakat dediğim gibi malesef 2000'lere ait bir kaynak yok..



S
17 yıl
Er

Sevgili Hesheit,

Beni listeye ekleyebilir misin lütfen?

2008 V50 1.6D Titanyum Gri Ankara


Bu mesaja 1 cevap geldi.
R
17 yıl
Teğmen

Selamlar;
Biliyorsunuz Kuzey Amerika Uluslararası Oto Show fuarı, Detroit'de devam ediyor.
Sevgili markamız Volvo ve elçimiz S60 da görücüye çıktı.

Bugüne kadar gördüğümüz stüdyo fotolarının dışında, ziyaretçiler S60'ı incelerken çekilen iyi kalite fotoları da ekteki linkte:
http://autoshow.autos.msn.com/autoshow/detroit2009/photogallery.aspx?cp-documentid=16347749

Eğer fuar ile ilgili daha detaylı bilgi almak istersenizde, buradan buyrun:
http://www.naias.com/

Sevgiler.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
A
17 yıl
Er

herkese selamlar... artık bende bir volvo kullanıcısıyım 2009 model S 40 dynamic paket beyaz renkde..
aracımı yaklaşık 15 gündür kullanıyorum 2000 km oldu..çoğunluk şehir dışı ve bol virajlı yollar ( bilen bilir antalya-kemer-kumluca arası)
aracı almadan önce çok araştırdım piyasadaki 40-45 000 ytl civarındaki tüm modelleri test etttim, tam toyota corolla alacakken -şahit olduğum bir kaza sonrası- bir anda firkimi değiştirdim birazda borca girerek volvoyu aldım.
malzeme kalitesinden, konfor seviyesinden, yol tutuşundan ve motor performansından çok memnunum..sadece arka arkaya girilen sert virajlı yollarda sol A sutunu görüşümü engelliyor ama yeni nesil çoğu araç böyle...
şu ana kadar ortalama tüketim ortalaması 6.9 lt.
bir kaç nokta canımı sıktı onları paylaşayım istedim:
1.si solkapı üst kısımlarından bi yerden gelen rüzgar sesi ; 100 km/S i geçince başlıyor ve çok can sıkıcı.
2.si özellikle şehir içi kullanımda dur kalklarda vites boşdayken frenaj esnasında rölanti devri 600 lara kadar düşüyor ve titreme hissediyor, neredeyse stop edecek derken toparlanıyor..ve bu olay neredeyse her ışıkda oluyor :( :(
3.sü ise 3000 devir /dk dan sonra başlayan vites kolunun altından biryerlerden gelen tıkırtı tarzı bir ses..istisnasız her vites geçisinden önce duyuluyor..sinir olduğum için arabayı devirsiz kullanıyorum :(
15 00 ytl fazla para ödediğim arabama işte bu nedenlerden henüz ısınamadım..
bu forumu üşenmeden baştan sona okudum..benzer sorunlarla karşılaşan arkadaşlarda olmuş.... neredeyse 5 yıldır piyasada olan bir otomobilde böyle basit sorunların hala çözülememiş olması beni üzdü açıkcası...

bunların dışıda aracımın en sevdiğim yönü - aynı zamanda aracı alma sebebim - bana verdiği GÜVEN DUYGUSU biliyorsunuz türkiye yollarında her an herşey olabilir.. hepinize güvenlive huzurlu yolculuklar


Bu mesaja 2 cevap geldi.
S
17 yıl
Teğmen

@ ariasos07

Otomobilinizi güle güle kullanın.
Geçen sene bu zamanları aklıma getirdiniz, 3 ocak 2008 yılında kullanmaya başladığımda benzer sorunları bende yaşamıştım. Forumu okuduğunuza göre benim mesajlarımı da okumuşsunuzdur.

1. Rüzgar sesi ilk günlerde benim de hemen dikkatimi çekmişti, o zamanlar servise gittiğimde kapıların ayarlanabileceğini söylemişlerdi, ancak kapı fitilleri yeni olduğu için alışması gerektiğini düşünerek ben ayarlatmamıştım, bir süre sonra ses kayboldu.

2. Benim de en hoşuma gitmeyen hadiselerden biridir. Forumda benden sonra ilk kez siz net olarak bu sorunu belirttiniz, herhalde her s40 1.6d kullanıcısının yaşamadığı bir sorun. Ama bende her zaman tekrarlamıyordu bazen olmakla birlikte 800 ve 600 devir çizgisinin ortasına kadar düşüyordu, bu sorun için servise gittiğimde test sürüşüne çıktık bir türlü hadise tekrar etmedi. Bilgisayara bağladılar, sorun çıkmadı, biraz üstelediğimde ifadelerime dayanarak bunun turbo basınçlı bir otomobil olduğunu, turbonun ters emiş yaptığı şeklinde bir çıkarım yaptığım bir konuşma oldu. Bahsettiğim gibi bazen olan sorun yaz aylarında nedereyse hiç tekrarlanmadı, çok sıcak havalarda klima açıkken bir kaç defa rastladım. Şu aralar motor soğukken bazen sorun tekrar ediyor. Sonuç olarak beni zor duruma sokacak bir sorun yaratmasada ben normal olmadığı görüşündeyim sahip olduğumuz diğer turbo besleme 1.9 dizel motorda hiç karşılaşmadım.

3. Bahsettiğiniz tıkırtı sesini tam olarak anlayamamakla beraber debriyajdan geldiğini tahmin ettiğim bir ses bende de var. Ancak bende özellikle sıkışık trafikte bir süre geçirdikten sonra eve geldiğimde debriyaj pedalına basıp bıraktığım zaman mekanik bir ses duyuyorum. Bazen benzer bir sesi özellikle 1.vitesten 2ye seri bir şekilde vites değiştirdiğim zamanda duyuyorum, ama ilk aldığım dönemde böyle birşey hatırlamıyorum yaz sonu ortaya çıkmaya başladı.

Aslında bu sorunlarıda artık çok araştırmıyorum pozitif düşünerek normal çalışma karakteristiği oldukları, sorun çıkarmayacakları şeklinde bir anlayışım var şu ara...





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi serhat_1 -- 15 Ocak 2009; 21:13:21 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
B
17 yıl
Yüzbaşı

Volkan.d kardeşime burdan teşekkür ederim lütfen Yanlış bilgilendirme vermiş olan Serhat kardeşimize burdan sesleniyorum....iç denetim alarm düğmesine basınca artık ben aklıma gelirim...saygılarımla


Bu mesaja 1 cevap geldi.
S
17 yıl
Er

Aracınız hayırlı olsun Ariasos07,

Sorularınızla ilgili kendi deneyimlerimi yazmak isterim,

-Rüzgar sesi aldığı doğru. Kapı fitillerini iyice bir inceleyin, bazen üretim hatalı kapı fitilleri olabiliyor (baloncuklar vs.)
-Aracın durmaya yakın rölantisinin düşmesini ben de yaşıyorum, fakat herhangi bir sorun yaşatmadığı için normal olarak kabul ediyorum.
-Vites kolundan gelen ses titreşimli bir ses ise vites halatlarından olması muhtemeldir. Servis bu sorunu çözüyor. Dilerseniz bir gösterin.

Güvenlik konusunda ise çok doğru bir seçim yaptığınıza emin olun.

Keyifli sürüşler.



R
17 yıl
Teğmen

quote:

Orjinalden alıntı: ariasos07

herkese selamlar... artık bende bir volvo kullanıcısıyım 2009 model S 40 dynamic paket beyaz renkde..
aracımı yaklaşık 15 gündür kullanıyorum 2000 km oldu..çoğunluk şehir dışı ve bol virajlı yollar ( bilen bilir antalya-kemer-kumluca arası)
aracı almadan önce çok araştırdım piyasadaki 40-45 000 ytl civarındaki tüm modelleri test etttim, tam toyota corolla alacakken -şahit olduğum bir kaza sonrası- bir anda firkimi değiştirdim birazda borca girerek volvoyu aldım.
malzeme kalitesinden, konfor seviyesinden, yol tutuşundan ve motor performansından çok memnunum..sadece arka arkaya girilen sert virajlı yollarda sol A sutunu görüşümü engelliyor ama yeni nesil çoğu araç böyle...
şu ana kadar ortalama tüketim ortalaması 6.9 lt.
bir kaç nokta canımı sıktı onları paylaşayım istedim:
1.si solkapı üst kısımlarından bi yerden gelen rüzgar sesi ; 100 km/S i geçince başlıyor ve çok can sıkıcı.
2.si özellikle şehir içi kullanımda dur kalklarda vites boşdayken frenaj esnasında rölanti devri 600 lara kadar düşüyor ve titreme hissediyor, neredeyse stop edecek derken toparlanıyor..ve bu olay neredeyse her ışıkda oluyor :( :(
3.sü ise 3000 devir /dk dan sonra başlayan vites kolunun altından biryerlerden gelen tıkırtı tarzı bir ses..istisnasız her vites geçisinden önce duyuluyor..sinir olduğum için arabayı devirsiz kullanıyorum :(
15 00 ytl fazla para ödediğim arabama işte bu nedenlerden henüz ısınamadım..
bu forumu üşenmeden baştan sona okudum..benzer sorunlarla karşılaşan arkadaşlarda olmuş.... neredeyse 5 yıldır piyasada olan bir otomobilde böyle basit sorunların hala çözülememiş olması beni üzdü açıkcası...

bunların dışıda aracımın en sevdiğim yönü - aynı zamanda aracı alma sebebim - bana verdiği GÜVEN DUYGUSU biliyorsunuz türkiye yollarında her an herşey olabilir.. hepinize güvenlive huzurlu yolculuklar




ariasos07,
aracınız hayırlı olsun, güle güle kullanın.
1-aynı sorun bende de var(dı), nispeten azaldı ama yok olmadı.. çokda fazla takılacak kadar değil ama bu ses. herzaman da yapmıyor. ben bu durumun biraz da dışarıdaki rüzgarın şiddeti ve yönü ile alakalı olduğunu düşünüyorum.. Bazen özellikle dikkat ediyorum, ist ankara arasındaki yolculuklarımda otobanda yüksek hızlarda bile rüzgar sesi olmuyor.
2-bende bu durum bugüne kadar sadece 1-2 kez oldu. yakıt kalitesi ile de alakalı olabilir diye düşünüyorum.
3-ben bu sesi tıkırtı değil de tabiri caizse ''zırıltı'' olarak nitelendiriyorum. ben de 3bin devirden itibaren bazı parçaların titreşime geçerek orta konsolun altından ses verdiğini düşünüyorum. aracım şu anda 9500 kmde. 10bin bakımında bunların tamamının nedenlerini bulmaya, çözdürmeye, yanıt almaya çalışacağım.

sürüş tavsiyesi olarak şunu da belirteyim. Kullandığınız yolları (antalya-kemer-kumluca) ben de iyi bilirim. o yollarda çok da fazla yokuş yok ve max 3bin devirde vites değiştirmeniz torku gayet yeterli olan bir araçta size fazlasıyla güç verir.
tabiki keyif sizin, istediğiniz gibi, güle güle kullanın.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
A
17 yıl
Er

tekrar merhaba

sorularım cevap veren herkese teşekkürler öncelikle
evet vites kutusundan gelen ses gerçekten daha çok zırıltı bibi bir titreşim..servisle bu konuyu konuştum ..bazı araçlarda bu sesin geldiğini ve halledebileceklerini söylediler..bakalım bir ara uğramayı düşünüyorum...rölantideki düşüşede bir çare bulabilirim belki
gelişmeleri burdan sizinle paylaşırım..



S
17 yıl
Er

Sevgili Ariasos07,

Eğer vites kolundan gelen "zırıltı" şeklindeki sorununuz için servise gidecekseniz aracınıza müdahale edilirken mutlaka aracınızın başında bulunun. Bu işlem için tüm orta konsol sökülüyor. Her ne kadar bu konuya özen gösterseler de aluminyum trimlerin zarar görmemesi için özellikle uyarıda bulunun. Trimlerde haybeye oluşacak ufak bir çizik, göçük bile can sıkabilir.



S
17 yıl
Teğmen

@VolvoS40
quote:

Orjinalden alıntı: VolvoS40

Volkan.d kardeşime burdan teşekkür ederim lütfen Yanlış bilgilendirme vermiş olan Serhat kardeşimize burdan sesleniyorum....iç denetim alarm düğmesine basınca artık ben aklıma gelirim...saygılarımla



Size özel mesaj attım ama cevap vermediniz, bende acaba nerde yanlış bilgilendirme yapmış olabilirim diye mesajlarımı kontrol ettim bir yanlışlık bulamadım. Zannedersem sizin yanlış anladığınız noktalar var. Anladığım kadarıyla size anlatayım:

http://resim.donanimhaber.com/m_6826730/mpage_49/key_/tm.htm#27598893
Referansını verdiğim mesajda 2008 model S40 1.6d Premium donanımlı aracımın tavan ünitesini çekmiş olduğum fotoğrafta bulunan bir düğmenin işleviyle ilgili olarak verdiğim cevaba alıntı yaparak

"bu düğme iç denetim alarm içindir...eğer gemiyle yada çekiciyle aracınız taşınırsa kapılarınızı kilitlerseniz alarm çalmaya başlar bu düğmeyi o zaman kullanabilirsiniz"

diyerek (mesaj referansı :http://resim.donanimhaber.com/m_6826730/mpage_51/key_/tm.htm#28557964 )
cevap yazmışsınız oysaki,
otomobilimde camı açık bırakarak kapıları kumandayla kilitledikten sonra kolumu otomobilin içine sokarak da test ettiğim gibi aracımda iç denetimli bir alarm yoktur; herhangi bir hareket dedektörü monte edilmemiştir. Benim otomobilimde çekilen fotoğrafta gördüğünüz düğmenin işlevi:
kumandayla kilitlenen kapıların içeriden açılmamasını sağlayan dead lock sistemini, eğer aracın içinde biri kalacaksa daha sonra dışarıya çıkabilmesi için devreden çıkarmaktır.

http://resim.donanimhaber.com/m_6826730/mpage_51/key_/tm.htm#29020616
Daha sonra referansını verdiğim mesajdaki soruda bahsi geçen, S60 modelinin ön konsolunda bulunan düğmenin fonksiyonuyla ilgilidir.
Yani Volkan.d arkadaşımızın yaptığı açıklamalar S60 için geçerli olmakla birlikte; S60 modelinde dahi donanım seçeneklerine bağlı olduğunu mesajında belirtmiştir: "hareket sensörü takılmışsa – yalnız bazı ülkelerde isteğe bağlı olarak"

Donanıma bağlı olarak tuşun görevinin deadlock, hareket sensörü ve yatma sensörünü geçici olarak devre dışı bıraktığını codew adlı arkadaşın yaptığı testi anlattığı mesajından okuyabilirsiniz referansı:
http://resim.donanimhaber.com/m_6826730/mpage_52//tm.htm#290#29053350

Yada donanıma bağlı olarak tuşun görevinin sadece dead lock adlı sistemi devreden çıkarmak olabileceğini de HİGHWAYMOUSE adlı arkadaşın yaptığı testi anlattığı mesajından çok net okuyabilirsiniz referansı:
http://resim.donanimhaber.com/m_6826730/mpage_52//tm.htm#291#29060374

Testleri gerçekleştiren HİGHWAYMOUSE ve codew arkadaşlarımızın sahip olduğu her iki otomobil de 2003 model S60.


Bu kadar açıklama sonrası aracınızda bence sizde bir test yapın hareket sensörlerinizin varlığını kesinleştirmek için.


Bu mesaja 1 cevap geldi.