kavga anında caarrt diye elfrenini çekip arabadan inemeyeceksen at çöpe. |
Elektronik insana kolaylık sağlasa da insanın kafasında soru işareti bırakıyor. Ben mekanik olmasını tercih ederim. |
elektronik el frenine bir alışınca mekanik el freni m.ö. 'den kalma bir alet gibi geliyor.. |
Türkiyeden bahsediyorsunuz sanırım. Avrupada esp siz saraba sattıklarını sanmıyorum. Esp olduktan sonrada standart oluyor hill holder. Ancak türkiye gibi 3. dünya ülkelerinde 2 hava yastıklı esp siz araba satabilirler. Bizim için önemli olan alaşım jant ve dijital klima. |
Firmalar saçma sapan elektrikli el freni sistemleri piyasaya sürmeye devam ediyor. 10 yıldır Renault modellerinde kullanılan ve tamamen otomatik olan, yani hiçbir şekilde el freni butonuna dokunmanız gerekmeyen, araç ilerlemeye çalıştığında freni bırakan, stop düğmesine bastığınızda freni çeken başarılı bir model piyasada iken bazı markalarda bunun otomatik olmaması, düğmeye basılma gerekliliği çok saçma. |
i30 da tam otomatik olanlar çok tüketiyor, dct olanlar daha ekonomik. 2 litre civarı daha az tüketiyor dct. İ30 da cvt hiç kullanılmadı ama kullanılsaydı dctden biraz fazla tüketirdi, tam otomatik olandan ise daha az tüketirdi. |
Forum genelinde elektronik el freninin çok önemli, olmazsa olmaz bir donanım olarak gören, bu donanıma sahip olmayan araçları eleştiren hatta kimi zaman yerden yere vuran kişilere rastlıyorum. Bu konu için Alman Autobild dergisi editörlerinin yorumuna rastlayınca paylaşmak istedim. < Resime gitmek için tıklayın > Tercümesi: "Leon'daki mekanik el freni park ederken ve yokuştaki kalkışlarda Golf'teki elektronik el freninden daha iyi çalışıyor" Devamında da golf-leon'un birbirlerine olan üstünlükleri hakkında yaptığı puanlamada leon'a mekanik el frenine sahip olduğu için +1 puan vermiş. |
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
Ic mekan olarak mekanik frenler sikintili olsada hala daha sorunsuz. Elektronik el freni bozuldugu zaman imkan varsa o bolmeyi acip elle mudehale etmen gerekiyor/mus. fordlar icin boyleymis. En temizi ayak freni ufacik koyucaksin debriyajin o koseye. |
Burdaki asıl dikkat edilmesi gereken nokta dsg li arabada yokuşlardaki kalkışlarda ve park ederken neden el frenine ihtiyaç duyulduğudur... Hill holder yokmu bütün (yeni) dsg lerde ? Auto hold da yazıyor orda kocaman ?? |
polo'da yok.. ama sanırım diğer modellerde var.. polo'da da esp paketini ekstra olarak alabiliyorsun.. |
Mekanik el freni candır.Olmasa sevinirim alacağım arabada. |
evet haklısınız Türkiye'den bahsediyorum.. esp'li b sınıfı araç satın alabilmek için 1800tl fark veriyorsunuz.. ![]() |
Bir keresinde otomobillerde gelişen teknolojinin doğru kullanılmaz-kullanılması bilinmez ise yarar kadar zarar getireceği hakkında bir yazı okumuştum.Yaşanmış bir olayı da örnek gösteriyordu yazı.Araç sahibi aracını yokuş yukarı park ediyor.Elektronik el frenini çekiyor.Daha doğrusu çektiğini sanıyor ama freni aslında çekmiyor, bu sırada devreye giren outhold sistemi sürücüye el freninin çekildiğini düşündürüyor.Sonuç kendi aracıyla beraber hasarlı 3 araç.Evet elektronik park freni güzel bir teknoloji ama bazen normal el frenini aratmıyor değil. Edit: imla. |
Zamaninda sirf elektrikli el freni var diye Ford Focus C-Max almamıştık. Tercih meselesi, mekanik el freni olmazsa olmazlardan benim için. |
mekanik el freni, bir sürücünün son paraşütüdür... elektronik park freni ile son paraşütümüzü de elimizden alıyorlar... |
çok merak ediyorum mekanik el freni gibi tuşa dokunup mu yanlıyoruz. Hemen yazayım taşlanmadan otoyolda kesinlikle yanlama veya herhangi akrobasi hareketleri yapmam, trafik kurallarına sonuna kadar uyarım. |
Videoyu izlemek için tıklayınız ![]() |
![]() ![]() ![]() fren boşalması anında son çözümdür mekanik el freni ![]() |
Esasında herşeyin elektronik ve elektrikli olması güvenliliği artırıyor...
Eskiden örneğin uçaklar kol gücüyle çalışırdı, uçuş kumandalarına giden teller uçağı yönetirdi, yani pilotlar uçağın levyesine veya koluna asıldığında şiddetli havalarda o gücü hissederlerdi, zaman zaman bu teller aşınır, kopar, şiddetli bir hava olayında kontrol gider, pilot da kelime-i şahadet getirmeye başlardı...
Şimdi pilotta sidestick var yani joystick, pilot kumanda verdiğinde elektriki sinyal elektrik kabloları vasıtasıyla kompütere gidiyor, kompüter veriyi işliyor, uçağın hızını , konumunu, hava hızını hesaplıyor, ve pilotun kumandasına onay verip , uçuş kontrol yüzeylerine gönderiyor.
Yani pilot bir tane taş gibi hostesle işi pişiriyor diyelim, kucağına alırkene hoop hostesin kolu veya başka bir yeri josticke çarptı , tam yan yatırdı sidesticki, o zaman kompüter bakıyor, "Hooop kaptan, fazla kumanda verdin , bu kadar ters, açılı bir hareket yapma hem yaş kemale erdi, Allah muhafaza fıtık falan olursun , hem de bizi tornistan aynen okyanusa gömersin" diyor, izin vermiyor, hareketi kısıtlıyor... Böylece , güvenlik artıyor... Ve sistem çift sistem, iki kompüter, iki elektrik hattı olduğu için biri bozulursa biri devreye giriyor, bu sayede pilotlar gönül rahatlığıyla işi pişiriyor...
Bu anlattığım hikaye Oşıyanik Havayollarından alınan bir enstantanedir, gerçekle ilgisi yoktur, tamamen kurgudur.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hasanmerto -- 14 Ocak 2013; 22:38:58 >
Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle