Dostum kimse durduk yere öğretmene laf etmiyor.Öyle olsa haklısınız.Öğretmenler yaz tatili boyunca durdular,hiçbir şekilde telafi eğitimi, uzaktan egitime devam vb. gündeme gelmedi.Yaz tatili bitti okullar açılacak,twitter'da öğretmenler "uzaktan egitime devam edilmeli" hashtag'i ile binlerce hatta on binlerce Tweet atıyor.Yahu bu ayıptır,ahlaksızlıktır.Gercekten pandemiyi dusundugu icin boyle düşünen varsa şahsım adına özür diliyorum her birinden ayri ayri.Ama yazın durmadan tatil story'si atıp sağda solda sürttükten sonra, okullar açılmaya gelince "uzaktan eğitim devam" seklinde mesajlar yazılması terbiyesizliktir kusura bakmayın.
Genel olarak da, siz de mesleğin içindesiniz kabul edin ki öğretmenler şikayetçi bir topluluk.İnsanlar pandemi sürecinde isyerlerinin kapatılması, işten çıkarılması, bir sürü doktorun istifa etmesi vb. durumlar söz konusu iken öğretmenlerin surekli daha fazlasını istemesi üzerine açılan konular bunlar.
Yukarıda bazi arkadaşlar da ogretmen konularını yönetim silsin demiş :) Ne sandınız burayi Kuzey Kore mi?
Özür dilenecek bir şey yok ama genellemeleri abartmamak lazım. Öğretmenler her yaz duruyor ve uzaktan eğitim vs. vermiyor zaten. Bu onların hakları. Ancak yine gece gece yazan velilere gruplarından cevap vermek zorunda kaldılar. çünkü tek iletişim yolları Whatsapp grupları idi bu süreçte. Eskiden veli gider bankaya iyi bir para yatırır, okula dekont getirip sınav kılavuzu alırdı. Şimdi kılavuzlar ücretsiz ve Google'da var. Ama veli her şeyi öğretmene soruyor. Aldığı cevabı beğenmeyince inada biniyor. Kılavuzu bir dayanak olarak kabul etmiyor. Bunlarla boş yere öğretmen uğraşıyor. MEB, düğün günü öğretmeni BEP planı hazırlaması için aramamızı istiyor vs. garip saçmalıklar var.Uzaktan eğitime devam edilmeli olayını da yapan her öğretmen değil. Diğerlerinin de haklı olarak ciddi korkuları var. Pandeminin ilk dönemleri çocukların dışarı çıkmalarının yasak olması ile öğretmenlerin uzaktan eğitim istemesinin nedeni de aynı. Çocuklar sosyal mesafeyi korumaya özen göstermiyor. Kendilerini korumaya yeterli özeni göstermiyor. Bu şekilde hastalığı çok kolay kapıp hiç belirti göstermeden uzun süre taşıyabiliyor ve çevresine yayabiliyor. Hatta son bir araştırma 36 güne kadar hastalığı ciddi belirti olmadan taşıyabildiklerini söylüyor. Kendi öğrencilerimi çöpün içine girmiş, buldukları kilotları birbirlerine atarak oynadıklarını gördüm. O pislik içinde olmaya dikkat etmeyen küçük çocuklar, ne yazık ki önlemlere de yerde bulduğu maskeyi ağzına takan dede düzeyinde dikkat edecekler. Sınıftaki bir hasta öğrenci hastalığı etrafındaki 40 öğrenciye ve öğretmenlerine, onlar da diğer sınıflara, ailelerine vs. aktararak ciddi düzeyde vakalara yol açılabilir. Ayrıca genel olarak MEB'de de durumla ilgili ciddi bir belirsizlik ve plansızlık var. Okullar eğitimi başlatmak için değil, özel okullara öğrenci kaydettirmeyi sağlamak için açılmış gibi bir hava var. Hiçbir şey net değil, kararlar günlük ve ani. Bu belirsizlik içinde kimse kendini riskte hissetmek istemiyor. Ha bunlara rağmen öğretmenler yine de ciddi sıkıntılar çıkarmadı. Öğretmenlerin tamamı seminerine zamanında ve sıkıntısız geldi. Hepsi de okulların açılmasını istiyor ki, uzaktan eğitimde hemen hemen hiçbir verim alınamadı. Öğretmenler öğrencilerin gözleri önünde eridiğini yaptığımız çevrimiçi sınavlarda gördü zaten. OBP'si 95 olan öğrenci lise yerleştirme sınavında 300 puan alamadı uzaktan eğitim sayesinde yahu. Öğrenciler de gelmek istiyor artık. Ama bu hastalık durumu varken bu risk varken bu çok ciddi önlemler ve planlama gerektirir. Hani okulda öğrencilerin arasında şu kadar mesafe olacak ama serviste yanyana oturacaklar vs. Bu şekilde önlemlerle iş ortada...Ben de sağda solda sürttüm. 220 kilometrelik bir yürüyüşe çıktım. İlk gün 20. kilometrede tırmanışta bacağımı zorlayınca, sonraki gün topallaya topallaya 12 KM yürüyüp bıraktım yürüyüşü. Yürüyüş kültürümüz olmadığı için rota pangallığa dönmüş, dikenden yılandan yürünmüyor yol. İnsandan uzak ne kadar orman içi gizli akarsu şelale varsa hepsine gitmeye çalıştım. Lanet olsun, insan girmez dediğim yerde bile yere atılmış maskeler gördüm. Daha dün 300 KM bisiklet sürdüm. Etrafta herkes tatil yaparken, kişisel koruyucu önlemlerini alıp uygun bir tatil yapmalarına bir şey diyemiyorum. Herkes yapıyor. Kendilerine dikkat etmeyenlerin çilesini de zaten kendileri ve okulları, öğrencileri çekiyor. Bu okullar karantinada ve uzaktan eğitim bile yürümüyor buralarda şimdi.Ağlamayan bebeğe süt yok. Abartmadıkça şikayet edilmesinde sıkıntı yok. Yapıcı ve saçma olmayan şikayetler iyidir. Ha sosyal medyadaki bazı sözde öğretmen toplulukları tüm mesleği rezil ediyor, o başka.
bu karalamanın öğretmenlere hitaben yapılmasını anlamıyorum ben. illa mesele yapacaksanız söyliyim, bu durum öğretmenlikle ilgili değil ki. durumun özü memurlukla ilgili. evet, Türkiye bir memur ülkesi. çok fazla memur var. iktidar bu durumun kendisine yaradığını bilip memur sayısını her geçen gün arttırıyor ve serbest piyasadaki kobileri her geçen gün daha da kıstırıyor.
ancak, bu durumu illa eleştirecek olsaydım şahsen eleştirime öğretmenlikten değil imamlıktan başlardım. herkes sürekli: "Diyanet'in bütçesi NASA'dan daha fazla" demesini biliyor, ama, diyanet'in paraları nereye harcadığından bahseden yok. diyanet'in en büyük gider kalemlerinin içinde başı çeken madde muhtemelen imam maaşlarıdır, ve, imamlık bana göre öğretmenlikten çok çok çok daha kolay bir iş. öğretmen dediğin yıl boyunca azgın çocuklarla mücadele ediyor, imamın ise neredeyse tüm günü boş. aradaki saatlerde de gidip 3-5 kişilik ihtiyar cemaate namaz kıldırıp dönüyosun. haftada bir de hutbe okuyosun.
ben ateist halimle bile imam olmak isterdim (eğer başka mesleğim olmasaydı) ama ben hiçbir zaman öğretmen olmanın hayalini kurmadım.
bu noktada: "imamlara ihtiyacımı var mı?" ya da: "gelişen teknolojide öğretmenlere hitiyaç kaldı mı?" gibi sorular sormak biraz tehlikeli, çünkü, bu düzeni kuran kişiler zaten çok imama (ya da çok öğretmene) ihtiyaç olduğundan dolayı böyle bir sistem kurmadılar. bu düzenin amacı milli gelirin paylaştırılmasıdır. yani herkese bir ekmek kapısı açmak, insanların para kaznmalarını sağlamaktır.
zaten yakında teknolojik otomasyondan dolayı sadece memurluk mesleği sarsılmayacak, hepimizin işleri zora girecek.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-430D04FC4 -- 1 Eylül 2020; 9:12:2 >
Üniversite 4.sınıfa a gidiyorum toplamda 50 ye yakın ögretmenim olmuştur fakat gerçekten işini hakederek yapan öğretmen sayısı iki elin parmaklarını geçmez ki bu da bana göre çoğunluğu sağlamaya yeter öğretmenlerin bazıları kendi egolarını tatmin etmek için işini yapıyor , bazıları nasılsa garanti iş bir şey olmaz diyerek yapıyor. Sokaktan birkaç kişi çevirip okullarda öğretilenleri sorun bakalım kaç öğretmen işini doğru düzgün yapmış !! Eğitim şu an da sadece para olarak görülüyor kimsenin eğitim gibi bir derdi yok.
Öğretmenler hakkında söylenen arkadaşlar kendi mesleklerini yazabilir mi? Baksan hepsi bir baltaya bile sap olamamış ya birisinin yanında çıraktır ya kaportacı ya işportacı yada hiç bir b.ka yaramayan boşuna oksijen tüketen birisidir. Ben aklı başında, düzgün eğitim almış, kendisini geliştirebilmiş, okumuş ve okumanın ne demek olduğunu kavramış bir kişinin gelipte burada öğretmenleri kötüleyebileceğine inanmıyorum. Bunlar ya hasretinden çatlayan, hayatları boyunca asgari ücrete mahkum olmak zorunda olan eğitimsiz kesim yada eğitimi ve eğitimciyi bilinçli olarak yıpratmak ve zayıflatmak isteyen hain kesimdir.
haklısınız öğretmenler yılın 2 ayı yatarak maaş alıyorlar.ancak imamlar ve devlet memurları ise yılın hiçbir dönemi çalışmadıkları halde haram para yemekteler.
Öğretmenler yatıyor diyenler imamların vekillerin bakanların aldığı maaşa analarının ak sütü gibi helal demiyor zaten.İmamların bakanların mvlerin durumu öğretmenleri haklı çıkarmaya yetmez.
Başlıktaki arkadaş bıktırdınız demiş ya bazıları da yata yata bıktınız diyor.Öğretmenleri 7/24 çalışan fedakar cefakar kişiler olarak göstermek doğru değil bu sebeple yok veli ile uğraşıyoruz yok şöyle yok böyle demenize hiç gerek yok, eskiden telefon ve iletişim araçları yoktu öğrenci velisi toplantıya gider sorardı öğrencisini şimdi de öğretmenin kurduğu whatsapp grubundan soruyor yada direkt telefon açıyor öğretmene durum bundan ibaret, tabi zor geliyorsa iletişimi sıfırlarsınız toplantıdan toplantıya çağırırsınız veliyi olur biter. Eski fedakar öğretmenlerden kaç tane kaldı, öğrencisini kendi evladı gibi gören okulunu kendi evi gibi gören yeri geldiğinde tamir eden hatta boya ve badanasını bile yapan kaç öğretmen kaldı, ne boyası ne badanası şimdiki öğretmenler kendi masasını bile silmekten aciz durumdalar. Günümüz yeni nesil öğretmenlerinin tek düşüncesinin kazandıkları para olduğu su götürmez bir gerçek bunu kabul edin, eğitimci ve öğretmen olması gereken kişilerin tek düşüncesi hangi sınavdan ne kadar ücret alırım gibi maddi düşüncelerdir, günümüz öğretmenlerinin derdi eğitim değildir. Mesleğe yeni başlayan bir öğretmen 4700 civarında maaş alır buna ek olarak ek ders ücreti alır, mts, aöl, yks, kpss gibi sınavlara gözetmen yada başkan olarak girer sınav ücreti alır, dyk gibi kurslara girer kurs ücreti alır bunlar da yetmez okullarda nöbetçi öğretmen olur ya her gün değişir o nöbetçi öğretmenler işte ondan bile nöbet ücreti alır öğretmen sonra da maaşımız az derler. Ücret demişken yabana atmayın öğretmenler 1000 - 1500 tl civarında her ayın 1'i ile 5'i arasında ek ders ücreti alırlar yani öğretmenlerin ortalama maaşları 5000 - 6000 civarındadır. Gerçekten eğitimci ve öğrencisini düşünen öğretmenlerimiz olduğu gibi sürekli yatmayı ve aldığı/alacağı maaşı düşünen bir kesim öğretmenimiz de var maalesef, ama buna benzer bir kesim her meslekte var.Öğretmenlerimizin maddi durumları keşke daha iyi olsa ve keşke eğitim hak ettiği değeri bulabilse, ülke olarak dünya sıralamasında 137 ülkeden 110'lar da değil de ilk 10 da olabilsek, ama tabi bunun suçlusu tek başına öğretmenler değil, milli eğitim bakanlığının bütçesini artırmak dururken diyanetin bütçesi neden artırılır, öğretmen açıkları kapatılmaya çalışılması gerekirken 110 bin imam olmasına rağmen neden durmadan imam alımı yapılır bunlar ve bunlar gibi onlarca konu da konuşulmalı.
ama ne hikmetse onlara laf etmeye de kimsenin yüreği yemiyor. tek derdiniz öğretmenlerin maaşı.
Alıntıları Göster
Hayır ediyor. Denemesi bedava. Aç bir tane mv konusu. %95 evet fazla der. 1-2 çıkıntı çıkar. Tartışma çıkmaz. O yüzden de konuya fazla mesaj atılmaz konu ilk sayfadan düşer.İmam konusu da öyle. Ya hiç tartışma çıkmaz yine büyük oranda evet düşsün çıkar ya da tartışma çıkarsa şöyle çıkar olay din kavgasına döner konu kitlenir silinir vs...Laf edememe korkusu falan değil. Bırak imama laf edememeyi anti-islam zaten Türkiye geneline göre çok güçlü bu forumda.
Hayır ediyor. Denemesi bedava. Aç bir tane mv konusu. %95 evet fazla der. 1-2 çıkıntı çıkar. Tartışma çıkmaz. O yüzden de konuya fazla mesaj atılmaz konu ilk sayfadan düşer.İmam konusu da öyle. Ya hiç tartışma çıkmaz yine büyük oranda evet düşsün çıkar ya da tartışma çıkarsa şöyle çıkar olay din kavgasına döner konu kitlenir silinir vs...Laf edememe korkusu falan değil. Bırak imama laf edememeyi anti-islam zaten Türkiye geneline göre çok güçlü bu forumda.
Alıntıları Göster
peki öğretmenlerin maaşı ile alıp verilemeyen nedir şu forumda?
https://ozancorumlu.com/ulkelere-gore-ogretmenlerin-calisma-ve-tatil-sureleri// Ülkelere Göre Öğretmenlerin Çalışma ve Tatil SüreleriŞimdi OECD’nin araştırmayı inceleyelim ve diğer ülkelerde öğretmenlerin tatil sürelerini inceleyelim. OECD’nin yaptığı araştırmaya göre Almanya’daki öğretmenler yıllık ortalama 12 haftalık tatillerine rağmen yılda ortalama bin 793 saat mesai yapıyorlar. Sıradan bir işçinin yıllık çalışma saatinin ortalama bin 645 olduğu göz önüne alındığında bunun oldukça yüksek olduğu hemen fark ediliyor. Öğretmenlerin genelde gün içerisinde girdiği ders saati hesaplanıyor. Oysa öğretmen aynı zamanda dersten sonra evinde de ders hazırlığı gibi çalışmalar yapmak zorunda. Senede ortalama 700 ila 800 saat öğrenci önünde ders verdiği saptanan Almanyalı öğretmenlerin OECD ülkeleri ile kıyaslandığında yılda 100 saat daha fazla çalıştığı istatistiklere yansıdı. Öğretmenlerin en çok çalıştığı ülkeler yıllık 2 bin saat ile ABD ile Şile oldu. Öğretmen tatillerinin de kıyas edildiği araştırmada 12 hafta tatili olan Almanyalı öğretmenlerin yarısı kadar tatil yapan gelişmiş ülkelerde var. Buna rağmen uluslararası ortalamaya göre öğretmenler yılda 14 saat tatil yapsa da Fransa 17 hafta, Yunanistan 20 hafta ile Almanyalı öğretmenlerden çok daha uzun tatile sahip.
https://tr.euronews.com/2019/09/14/oecd-raporu-en-dusuk-ve-en-yuksek-ogretmen-maasi-hangi-ulkede-turkiye-ne-seviyede Son güncelleme: 14/09/2019OECD raporu: En düşük ve en yüksek öğretmen maaşı hangi ülkede? Türkiye ne seviyede?Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD) yayınladığı maaş verileri öğretmenleri şaşırttı. Kurumun son raporuna göre, Türkiye'de ilköğretimde en düşük seviyedeki bir öğretmen yıllık 25 bin 955 dolar alıyor. Ancak bu miktar TUİK'in açıkladığı son verilerle örtüşmüyor. Zira İstatistik Kurumu Temmuz ayındaki son zamlarla birlikte net maaşların kademelere göre 3 bin 699 ile 4 bin 464 TL arasında olacağını açıklamıştı. Bu da Türkiye'de bir öğretmenin yılda ortalama brüt 10 bin dolar kazandığı anlamına geliyor. OECD ise Türkiye'de öğretmenlerin kazancını ortalamanın (33 bin dolar) biraz altında gösteriyor.
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
Bu mesajda bahsedilenler: @dickinson
ancak, bu durumu illa eleştirecek olsaydım şahsen eleştirime öğretmenlikten değil imamlıktan başlardım. herkes sürekli: "Diyanet'in bütçesi NASA'dan daha fazla" demesini biliyor, ama, diyanet'in paraları nereye harcadığından bahseden yok. diyanet'in en büyük gider kalemlerinin içinde başı çeken madde muhtemelen imam maaşlarıdır, ve, imamlık bana göre öğretmenlikten çok çok çok daha kolay bir iş. öğretmen dediğin yıl boyunca azgın çocuklarla mücadele ediyor, imamın ise neredeyse tüm günü boş. aradaki saatlerde de gidip 3-5 kişilik ihtiyar cemaate namaz kıldırıp dönüyosun. haftada bir de hutbe okuyosun.
ben ateist halimle bile imam olmak isterdim (eğer başka mesleğim olmasaydı) ama ben hiçbir zaman öğretmen olmanın hayalini kurmadım.
bu noktada: "imamlara ihtiyacımı var mı?" ya da: "gelişen teknolojide öğretmenlere hitiyaç kaldı mı?" gibi sorular sormak biraz tehlikeli, çünkü, bu düzeni kuran kişiler zaten çok imama (ya da çok öğretmene) ihtiyaç olduğundan dolayı böyle bir sistem kurmadılar. bu düzenin amacı milli gelirin paylaştırılmasıdır. yani herkese bir ekmek kapısı açmak, insanların para kaznmalarını sağlamaktır.
zaten yakında teknolojik otomasyondan dolayı sadece memurluk mesleği sarsılmayacak, hepimizin işleri zora girecek.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-430D04FC4 -- 1 Eylül 2020; 9:12:2 >
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesajda bahsedilenler: @Dearpest
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesajda bahsedilenler: @210507
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Ülkelere Göre Öğretmenlerin Çalışma ve Tatil SüreleriŞimdi OECD’nin araştırmayı inceleyelim ve diğer ülkelerde öğretmenlerin tatil sürelerini inceleyelim. OECD’nin yaptığı araştırmaya göre Almanya’daki öğretmenler yıllık ortalama 12 haftalık tatillerine rağmen yılda ortalama bin 793 saat mesai yapıyorlar. Sıradan bir işçinin yıllık çalışma saatinin ortalama bin 645 olduğu göz önüne alındığında bunun oldukça yüksek olduğu hemen fark ediliyor. Öğretmenlerin genelde gün içerisinde girdiği ders saati hesaplanıyor. Oysa öğretmen aynı zamanda dersten sonra evinde de ders hazırlığı gibi çalışmalar yapmak zorunda. Senede ortalama 700 ila 800 saat öğrenci önünde ders verdiği saptanan Almanyalı öğretmenlerin OECD ülkeleri ile kıyaslandığında yılda 100 saat daha fazla çalıştığı istatistiklere yansıdı. Öğretmenlerin en çok çalıştığı ülkeler yıllık 2 bin saat ile ABD ile Şile oldu. Öğretmen tatillerinin de kıyas edildiği araştırmada 12 hafta tatili olan Almanyalı öğretmenlerin yarısı kadar tatil yapan gelişmiş ülkelerde var. Buna rağmen uluslararası ortalamaya göre öğretmenler yılda 14 saat tatil yapsa da Fransa 17 hafta, Yunanistan 20 hafta ile Almanyalı öğretmenlerden çok daha uzun tatile sahip.
< Resime gitmek için tıklayın >
Dünyada ve Türkiye’de Öğretmenlerin Yaz Tatili Süreleri
- Avusturya yaklaşık 9 hafta
- Belçika yaklaşık 9 hafta
- Çek cumhuriyeti 8 hafta
- Danimarka 7 – 8 hafta
- Estonya 8 hafta
- Finlandiya 10 – 11 hafta
- Fransa 9 hafta
- Almanya 6 hafta
- Yunanistan 12 hafta
- Macaristan 11 hafta
- İzlanda 11 hafta
- İrlanda 9 hafta
- İtalya 12 – 13 hafta
- Letonya 12 – 13 hafta
- Lihtenştayn – 6 hafta
- Litvanya 13 hafta
- Lüksemburg 8 hafta
- Norveç yaklaşık 8 hafta
- Polonya 47 gün
- Portekiz 12 hafta
- Slovakya 9 hafta
- Slovenya 12 hafta
- İspanya 11 hafta
- İsveç yaklaşık 10 hafta
- İsviçre 5 – 10 hafta
- Birleşik krallık 6 hafta
- Türkiye 8 hafta
https://tr.euronews.com/2019/09/14/oecd-raporu-en-dusuk-ve-en-yuksek-ogretmen-maasi-hangi-ulkede-turkiye-ne-seviyede Son güncelleme: 14/09/2019OECD raporu: En düşük ve en yüksek öğretmen maaşı hangi ülkede? Türkiye ne seviyede?Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD) yayınladığı maaş verileri öğretmenleri şaşırttı. Kurumun son raporuna göre, Türkiye'de ilköğretimde en düşük seviyedeki bir öğretmen yıllık 25 bin 955 dolar alıyor. Ancak bu miktar TUİK'in açıkladığı son verilerle örtüşmüyor. Zira İstatistik Kurumu Temmuz ayındaki son zamlarla birlikte net maaşların kademelere göre 3 bin 699 ile 4 bin 464 TL arasında olacağını açıklamıştı. Bu da Türkiye'de bir öğretmenin yılda ortalama brüt 10 bin dolar kazandığı anlamına geliyor. OECD ise Türkiye'de öğretmenlerin kazancını ortalamanın (33 bin dolar) biraz altında gösteriyor.Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle