Memleketin tek derdi Nuh'un gemisiydi sanki ulan... |
Bu masallarla insanları kandırabileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. |
Nuh tufanı olayı geçmişte yaşanmış ve tüm eski uygarlıkların efsanelerine konu olmuş bir gerçektir .Gemiye odaklanmak yerine jeolojik kalıntılar ve eşzamanlı tarihleme ile bilimsel olarak kabaca hangi yıllar arası olduğu kanıtlanabilir . Böylesine bir basit gerçeklik varken gemiyi bulmaya para harcamak yine bazı çevrelerin propagandası olmalıdır . gemi bulunamazsa da tufan olmuştur gemi bulunsada tufan olmuştur . Benim şahsi kaatim büyük bir meteor ve kuyruklu yıldızın okyanusa düşerek olayları tetiklemiş olması daha yüksek olasılıktır. Bazı belgesellerde 11000 yıl önce düşen bir meteor anlatılıyor . Gemi konusunda çokça günümüz bilimsel verilerine bağdaşmayan bir teknoloji bulunuyor . Eğer gerçekten bir sıfırlama yapılmış ise bunun doğal bir nedenle mi yoksa ileri teknoloji sahiplerinin bir maniplasyonu olup olamadığına odaklanmak lazım . Eğer dünyayı izleyen veya dünya içlerinde yaşayan ileri bir medeniyet iseniz ,DNA ları toplamak ve bunları tekrar yaratmak için bir gemi büyüklüğü çok da büyük sayılabilir . Böcekler familyası hariç diğer memeliler ve kuş familyası kolaylıkla DNA bazında küçük bir alanda saklanıp tekrardan üretilebilir .Olaya ilkel teknoloji açısondan değil ,ileri teknolojik bakış açısından bakmak lazım ,diye düşünüyorum . Mitleri de derinlemesine araştırılması gereken bir gözle inceleyemezsek 100.000 yıl öncesini nasıl araştırıp bulabileceğiz .Yazı dan önce herşey birer efsane idi |
Yeryüzünde inanan insan sayısını göz önünde bulundurursak semavi dinlerre mensup kitaplarda nuh Tufan’ı yazmakta takriben beş 6 milyar insanı inancını oluşturmakta o sebep araştırmalarla dalga geçemezsiniz inanmayanlardan daha çok bu olaya inananlar mevcut gelelim ki İnanç’a göre Hazreti Adem’e Allah her şeyi öğretmiştir İdris aleyhisselam terzidir peygamberler bütün iş ve icatların evvela insanlara Öğreten piridir ve bir insanın 1 milyon yıllık geçmişi bulunmakta yeryüzünde bu 2 milyon yıla da sarkabilir o sebep inanmayanlar 3000 yıl 5000 yıl gibi yeryüzünde insanlığın başladığını düşünmesin ayrıca son teknoloji ile veriler elde edilecek muhakkak o yer şeklinin içerisinde oraya ait olmayan kalıntılar bulunacak ve budun tarihlemesi yapılarak Nuh Tufanı’na denk gelen zamanlama bulunacak o yapının da yaşı ortaya çıkacak bu denkleşmeyle bu geminin nuh Tufan’ı sayılan zaman diliminde yapıldığı ve bu Tufan’ı bir parçası olduğu anlaşılacak aynı zamanda Tevrat’ta yazan Kur’an-ı Kerim de de belirtilen ortak inanış bir çok insanı Kur’an-ı Kerim ‘i daha çok tarafsız bir şekilde incelemeye sevk edecek vardır bunda da bir hayır öyle ki gerçek manada kanıtlanırsa benim oraya gidesim o topraklara dokunasım var aynı zamanda turizmde bir patlama olacak inşallah hayırlısıyla |
Mezopotamya miti mi ![]() Amerika kıtasında ki en eski uygarlıklar da Nuh tufanını anlatıyor. Amerika kıtası Sümerlerin ortaya çıkışından 5bin yıl sonra keşfedildi. Dünyada Nuh tufanını anlatmayan/bilmeyen neredeyse hiçbir uygarlık yok. Böyle bir tarihi gerçeklikle gidip Kilise papazlarının zamanında ticaret için uydurduğu haç saçmalıklarıyla karşılaştırmanın anlamı yok. Nuh tufanının gerçekliğini var olan tüm medeniyetler kanıtlıyor. |
Bilginizin kaynağı nedir? Doğrudan ana kaynaklarını okuyorum. Mezopotamya yani Sümer-Akkad-Babil hattında giden bir mit olduğuna şüphe yok. O tradisyona ait, yalnızca tek değil de çok tanrılı biçimde. Diğer kültürlerde özellikle kozmogenesis (evrenin doğuşuna ilişkin) mitlerde taşkınlar veya efsanelerde taşkın, sel motifleri görülebilir. Ama her hayvan türünden bir çiftin tanrılardan birisi tarafından görevlendirilmiş bir adam tarafından diğer tanrıların yolladığı tufana karşı devasa bir gemiye bindirilmesi Mezopotamya'ya özgü bir hikaye. En son Japon mitolojisine bakıyordum mesela, onlarda suya ilişkin tonla mit ve efsane var ama böyle bir hikaye yok. Muhtemelen şarlatanlardan da beslenen ucuz ikinci elden bilginiz var. Dost acı söyler. Yanlış anlaşılmak istemem. Mitolojiler konusunda kesinlikle bir uzman değilim. Ama temel bir bilgim, belirli bir kavrayışım var. Bilmek için nerelere bakmam gerektiğini biliyorum. İyi günler. |
Bütün dünyada anlatılsa bile sonuç değişmez. Mit, mittir. Dünyada milyarlarca insan, olmayan şeylere inanıyor. Bir şeye milyarlarca insan inansa bile, bu inanılan şeyin gerçek olduğu anlamına gelmez. "Çok kişi, çok yerde inanıyor; öyleyse gerçektir" şeklinde bir kanıt mekanizması yok zaten. Buna Argumentum ad populum safsatası diyorlar. Kanıtlar böyle çalışmaz. |
Ana kaynak mı? ![]() Dünyada tarih konusunda ana kaynak diye birşey yok. Tarih konusu, arkeoloji konusu her milletin kendi bakış açısına göre yorumladığı bir konu. Herkesin kabul ettiği tek doğru birşeyde yok. Dünyadaki hiçbir millet, hiçbir topluluk %100 objektif olarak tarihsel olaylara yaklaşamaz. Böyle bir gerçeklik yok. ------------- Sümer-Akkad-Babil hattına giden bir mit yazmışsın. Tabi ki buraya gidecek. Sümerlerden önce yazı kullanan bir medeniyet henüz insanlık bilmiyor. 5 bin yıl önce anlatılan öyküler yazı olmadan günümüze nasıl gelecek? Olsa da bilemezdik. Mezopotamya dediğin yer dünya tarihinin beşiği. İlk medeniyetler burada çıkıyor, ilk yazı burada çıkıyor. İnsanlık tarihi burada oluşuyor. Japon mitolojisi dediğin şey çok geç dönem birşey. Milattan öncesine ait yazılı kaynakları yok Japonların. Tarihsel olarak Japon mitolojisi Hristiyanlıktan etkilenmiş olması lazım. Nuh tufanı onlarda geçiyor mu bulamadım ama geçiyorsa bile yazılık kaynakları Hristiyanlık dünyaya yayıldıktan sonra oluştuğu için Hristiyanlardan etkilenmişler olmaları mümkün. ------------- Özetle ana kaynak diye birşey yok. Her milletinde kendi penceresinden değerlendirdiği bir konu. Batı kaynaklarının gidip hikayeyi İncil-tevrat ekseninde veya deist-ateist ekseninde değerlendirmeye devam ediyor. Çünkü bakış açısı ideolojik bir bakış açısı. Nuh tufanının hakkını veren Hem bilimsel hem teolojik bir ciddi bir araştırma henüz yok. Yapılabilir mi? Çok zor ama yapılabilir. Peki Yapılıyor mu, bildiğim kadarıyla hayır. |
Mitler her uygarlığın sahip olduğu içşnde çokça abartının olduğu hikayelerdir ,ancak bir gerçekliğin dilden dile aktarılmasında oluşan abartı ve devşirme onların aslında hikaye den farkını ortaya koyar . Yazıdan önceki hayatta resim ,hiyeroglif ve mitler bizlere araştırmamız için bir amaç sunar Kanıt ise çok sonradan bulunabilir ama aramadan da hikaye deyip geçmek aslında bilgisizliğin de toplumda sürmesinden başka birşey değildir . Okur yazarlıpın çok kısıtlı olduğu eski çağlarda mitler dir esas olan .Halk nasıl anlayacak ve anlamdıracak dünyayı ve beklentilerini . Konuyu incelemek isteyenler için aslında çokça hikaye ve araştırma alanı mevcuttur . https://www.pbs.org/independentlens/blog/a-flood-of-myths-and-stories/ https://www.researchgate.net/publication/374256219_Exploring_Parallels_between_Noah_in_Abrahamic_Traditions_and_Manu_in_Hinduism_A_Comparative_Analysis https://www.jstor.org/stable/1409038 https://unesdoc.unesco.org/ark:/48223/pf0000046682 |
Japonya'yı fazla yakın/yeni bulduysanız esinlendikleri Çin'de de yok, Mezopotamya kültürlerine komşu antik Mısır'da da, antik İran'da da öyle bir hikaye yok. Bu uygarlıklardan Çin ve Mısır Mezopotamya'ya yakın seviyede eskiler. Neden Nuh Tufanı bunların dinlerinde veya efsanelerinde yok da Mezopotamya ve Mezopotamya'dan etkilenmiş Suriye dinlerinde var? Coğrafi farklılıkları ve lokal gelişimleri uyarınca farklı mitolojiler, bambaşka kozmogeni ve kozmolojiler üretmişler çünkü. Aralarında etkileşimler ve haliyle motiflerinde, karakter arketiplerinde, kozmogenilerinde vs benzerlikler bulunsa bile öyle. Ana kaynak historiyografik bir sınıflandırma. Ana kaynak terimiyle tarihi/eski metinler kastedilir. Mesela ozan ve çiftçi Hesiod'a atfedilen Theogonia (Tanrıların Doğuşu) bir ana kaynak. Söyledikleriniz - her milletin kendi perspektifi bulunduğu veya zaman tünelinden, millet süzgecinden geçen ana kaynakların niteliği - konuyla doğrudan alakalı değil. Sadece inancınızı doğrulamak için o tarafa çekiyorsunuz. Ben yanılırsam kaybedecek herhangi bir şeyim yok. Bilgim değişir. Güncellenen bilime uyum sağlar. Sizin ama asla yanılma gibi şansınız yok çünkü yerel/bölgesel koşullanmanız bunu gerektirecektir. Dediğim gibi dost acı söyler. Kaldı ki, Nuh'un Tufanı eğer her mitolojide yer alsaydı bile bu ilgili hikayeyi doğrulamazdı/onaylamazdı ki. Birçok mitolojide Aşk Tanrıçası ve ona ilişkin benzer öyküler var. Bu Afrodit'in ya da aşk tanrıçasının gerçek olduğu anlamına mı geliyor? Gelmiyor elbette. Hint-Avrupa kültürlerinin dinlerinde mesela hep şimşekli bir göksel baba tanrı figürü boy gösteriyor, bu Zeus'un/Odin'in/Jüpiter'in/Perun'un/Tinia'nın gerçek olduğunu mu kanıtlıyor? Elbette ki hayır. Mantığınız baştan çürük ve gerçeklikle ilgisiz. |
Şu kısma da cevap vermeden edemeyeceğim. Öyledir evet. Herkes yerinde oturdu. Kimse asırlar boyunca bu konuyu çalışmadı. Popüler bir internet mecrasında ama bir internet kullanıcısı oturduğu yerden konunun şimdiye kadar ciddi şekilde çalışılmadığına hükmetti. Sayısız araştırmacı nesil de neden kapsamlı bir araştırmayı şimdiye kadar hep es geçmişiz vah vah deyip bu durum karşısında utanç duydu. Şu söylediğinize kendiniz inanabiliyor musunuz? Ben inanamıyorum. Esasında şaşkınlık içerisindeyim. Nuh Tufanı gelmiş geçmiş en ünlü hikayelerden birisi, hiç ciddi ciddi çalışılmadığını mı düşünüyorsunuz gerçekten? Düşünüyorsanız benden bu kadar. Size yardımcı olamam. Asırlardır belki de her milletten, her dinden, her türlü arka plandan insan tarafından üstünde çalışılmış bir konunun üzerinde duran efor ve araştırma dağını tek bir kalemde köşeye atana ne yazsam bir şey ifade etmez çünkü. Benim öyle düşünen birisine laf anlatmaya sıkletim de, nefesim de yetmez. |
aslında gerçekliğin anlaşılması için bağlantıları ve farklılıkların ortaya konması lazımdır videoyu izleyiniz güzel bir özet var mitlerin ve kişiliklerin bağlantıları hakkında ,fikriniz değişmezse sorun yok ama ilişki ve bağlantı kuramayan zihinler için sadece kanıt arama isteği mevcuttur. Hangi açıdan yorum yaptığınız gerçekliğin ortaya çıkarılması için yerinizi de belirlemektedir https://www.youtube.com/watch?si=WynwkUDp-TajSfPp&v=8h4Ih3pYYkI&feature=youtu.be |
Alınganlık yapmaya gerek yok. Ciddi akademik bağımsız bir çalışma varsa eğer benimle paylaşırsanız bende okuyup öğrenmekten mutlu olurum. Ben böyle bir çalışma bulamadım göremedim. Araştırmacılar genelde gemiyi bulmaya kafayı takmış durumdalar. Halbuki olayın mucizesi gemi değil evrensel olarak bilinmesi ve birbirinden haberi olmayan toplumların aynı olayı anlatması. İranlıların olayı bilmemesine imkan yok. Şöyle ki onlarda Sümerler gibi çivi yazısı kullanıyordu ve hem Akad hem Sümerler ile komşuydular. Sönmeyen ateşe tapan bir topluluğun herşeyin sular altında kabullenmesi zor olmuş olabilir. Mısırda Nuh tufanı ile ilgili ciddi bir anlatının olmaması ilginç kabul edilebilir. Neredeyse tüm tarihi boyunca Nil taşkınlarıyla selleriyle uğraşmış bir topluluğun böyle bir hikayeyi anlatmaması garip gerçekten. --------- Nuh tufanın diğer mitolojik öğelerden farkı. Anlatıya göre Hz.Nuh'un tüm insanlığın atası olması. Birbirinden farklı birçok toplumun birbirinden habersiz şekilde, geriye bu anlatıyı destekleyecek hikayeler bırakması. |
Bence gemi falan aranmıyor. Merak edip, Amerikanın, Ağrıya olan bu düşkünlüğünü araştırdım. İlk olarak 1959 yılında, harita mühendisi olan İlhan Durupınar, gemi şekline benzer bu oluşumu keşfetmiş. Bu da haber olarak yayınlanmış. Bu haber, Amerikaya 1960 yılında gitmiş. Hemşire anestezisti olarak çalışan Ron Wyatt, bunu araştırmak için kalkıp Amerikadan Ağrı dağına gelmiş !!! İşin ilginç yanı, kendisinin bir arkeolog olmaması ve bu kazıyı nasıl finanse ettiği.... Bu hemşire, 1977 yılından, öldüğü 1999 yılına kadar yüzlerce seyahat yapıyor. (Kaynak: Wikipedi) Aynı şekilde, İsrail Eski Eserler Otoritesi'nden (IAA) bir arkeoloğu olan Joe Zias , "Ron Wyatt ne bir arkeologdur ne de İsrail veya Kudüs'te yasal olarak lisanslı bir kazı yapmıştır. Kazı yapmak için kişinin en azından arkeoloji alanında lisans derecesine sahip olması gerekir, aksini iddia etmesine rağmen bu lisans derecesine sahip değildir. ... [İddiaları] National Enquirer , Sun vb. gibi magazin dergilerinde bulunan çöp kategorisine girmektedir." (Kaynak: Wikipedi (Kopyala-Yapıştır)) Dikkat çeken başka bir konu : Nuhun gemisini araştırmak için Ağrı'ya gelen bu hemşirenin geliş tarihi 1977. PKK denilen oluşumun kuruluş tarihi ise 1978..... Ek Bilgi : Bundan sonra 2 Amerikalı araştırmacı daha geliyor, ancak onlar gerçek arkeolog. Bunlardan Arkeolog ve bilgisayar mühendisi Andrew Jones, ve jeofizikçi John Larsen, 3 boyutlu olarak geminin şeklini ortaya çıkarıyorlar. Bunun ardından, Disney stüdyolarından, buraya 50 milyon dolar değerinde yatırım teklifi gelmiş. Tabii ki kabul edilmemiş. Anafikre tekrar dönersek... Tam da PKK nın kendini feshettiği bir dönemden sonra, yine Nuh'un gemisini araştırmaya geliyorlar. Üstelik de, gelecek olan araştırmacı, yine Andrew Jones...... Ben konunun Nuh'un gemisi olduğu konusunda şüpheliyim. Fazla mı şüpheciyim, yoksa çok fazla komplo teorisi okuduğumdan kafayı mı yedim? Yorumlarınızı bekliyorum! |
Bence fazla komplo teorilerine kapılmışsınız hocam. Önce bir yanlışı düzelteyim. İlhan Durupınar arkeolog değil, pilot yüzbaşıydı o tarihte. Ağrı dağı üzerinde uçarken gemiye benzer bir silüet gördü ve bunu rapor etti. PKK Diyarbakır Lice ilçesi Fiş köyünde 1978'de Apo liderliğinde 21 kişinin katılımıyla yapılan bir toplantıda kurulmuş. Elimizde Ron Wyatt'ın Apo ile görüştüğüne dair hiç bir kanıt yok. Kaldı ki Wyatt 1977'den 1999'da ölümüne kadar Türkiye ve Ortadoğu ülkelerine 100'den fazla kez gelmiş. Yani yalnızca Türkiye'ye gelmemiş, İran, Irak, ürdün, özellikle Mısır vb. gibi ülkelere de gitmiş ve 100'den fazla tevrat kaynaklı/referanslı arkeolojik site bulduğunu iddia etmiş. Bunların çoğu Mısır'da. Onu finanse edenler de belli ve bilinen kaynaklar zaten. Answers in Genesis, Institute for Creation Research (ICR), Creation Research Society ve benzeri genç dünyacı evanjelist kuruluşlar. PKK'nın kuruluşunda anormal bir durum yok. Tarihsel ve konjektürel perspektiften bakıldığında, o tarihlerde böyle bir örgütün kurulmamış oluşu anormal olurdu, kurulması değil. Kaldı ki, PKK o tarihlerde kurulan ve bağımsız kürdistan hedefleyen tek Kürt örgütü değildi ve bu kürt sol örgütleri aralarında çatışıyorlardı. Rızgari, KUK, Tekoşin ve Kawa ilk aklıma gelen bağımsız kürdistan hedefleyen kürt kökenli aşırı sol örgütler. Aklıma gelmeyenler de var. (O tarihlerde 40-50 kadar Türk/Kürt sol örgüt vardı Türkiye'de). Bu kürt sol örgütlerin bazıları PKK'dan önce kurulmuştu ama aralarındaki kanlı güç mücadelesini PKK kazandı, diğerleri tasfiye oldu ya da PKK'ya katıldı. Mesela Türk aşırı solundan örnek vermek gerekirse, Dev-Genç'ten de dev-Sol, Dev-Yol ve DHKP-c ile TKP-ML gibi örgütler çıkmıştı. O dönem çok kanlı bir dönemdi. Bu sol örgütler birbirleriyle de sürekli çatışma halindeydi. hergün 20-30 arası insan saldırılarda ve çatışmalarda ölüyordu. O zamanlar terörist kavramı yoktu, anarşist denirdi halk arasında bunlara. Terör deyimi sonradan dilimize girdi. benim çocukluğumda bunlara anarşist denirdi. |
1. Nuh Tufanı olayı nerede geçiyor? Tevrat'ta (Yaratılış 6–9. bölümler), Kur’an’da (Hud, Şuara, Nuh sureleri) ve İncil’de yer alır. Ancak bu anlatı, onlardan çok daha eski olan Sümer mitolojisine dayanan bir anlatıdır. Gılgamış Destanı ve Atrahasis Efsanesi gibi Mezopotamya metinlerinde benzer bir tufan hikâyesi vardır. 2. Bu anlatı tarihsel mi, yoksa mitolojik midir? Bilimsel ve tarihsel açıdan değerlendirildiğinde bu anlatı mitolojik öğeler içerir. Gerçek bir olayın yaşanıp yaşanmadığı kesin olmamakla birlikte, bölgesel bir sel felaketinden yola çıkılarak zamanla mitolojik bir boyuta taşındığı düşünülür. 3. Anlatıya göre Nuh ne yapıyor? Tanrı’nın emriyle devasa bir tahta gemi yapıyor. Karaya hayatta kalacak her hayvan türünden bir çift alıyor. Ailesiyle birlikte bu gemiye binerek büyük bir tufandan kurtuluyor. 4. Böyle bir gemi yapmak ve tüm hayvanları toplamak mümkün mü? Hayır. Biyolojik çeşitlilik açısından yüz binlerce hayvan türü vardır. Bunların hepsinin bir gemiye yerleştirilmesi, beslenmesi, taşınması ve korunması fiziksel olarak mümkün değildir. Bu yüzden bu anlatı ya tamamen mitolojiktir ya da anlatıldığı gibi değildir. 5. Alternatif açıklamalar var mı? Bazı spekülatif teoriler, Nuh’un Gemisi'nin aslında bir uzay gemisi olduğunu ve gemide hayvanların DNA örneklerinin saklandığını öne sürer. Ancak bu görüşler bilimsel temelden yoksundur ve teolojik inançlarla da çelişir. 6. Uzay gemisi-DNA fikri mümkün mü? Bu görüş kendi içinde çelişkiler taşır: Eğer bu düzeyde bir teknoloji varsa Nuh’un yaşadığı toplumda da ileri düzey biyoteknoloji olmalıydı. Günümüzde bile DNA’dan canlı üretmek karmaşık ve tam başarı garantisi olmayan bir iştir (bkz. klonlama, tüp bebek teknolojisi). Ayrıca DNA ile hayvan üretmek için sadece bilgi yetmez; uygun laboratuvar koşulları, yapay rahimler vb. gerekir. O dönem için bu ihtimal akıl dışıdır. 7. Tüm bunlar göz önüne alındığında Ağrı Dağı'nda Nuh’un Gemisi’ni aramak mantıklı mı? Hayır. Çünkü: Olayın geçtiği yer coğrafi olarak net değildir (Tevrat "Ararat dağları" der, bu Ermenistan platosudur). Hikâye baştan sona doğaüstü ve efsanevi ögelerle yüklüdür. Geminin tahta olması ve binlerce yıl sonra iz bırakması mümkün değildir. Gemiyi aramak, bilimsel anlamda hiçbir kanıt sunmayan efsanevi bir anlatıyı maddi gerçeklik gibi kabul etmek anlamına gelir. Sonuç: Nuh’un Gemisi’ni Ağrı Dağı’nda aramak, bilimsel değil, sembolik veya turistik değeri olan bir çabadır. Azıcık mantıksal düşünce yürütüldüğünde, bunun ne kadar gereksiz ve temelsiz bir uğraş olduğu ortaya çıkar. |
Paylaşımlarda o bölgedeki gemiye benzeyen coğrafi oluşumu gösteriyorlar sadece ama aslında etrafta var yine öyle benzer oluşumlar. koordinatları bulup paylaşmaya üşendim, siz bakın da ayarlayın. |
İstatistikler gerçek bilgiye ulaşmanın en kolay yoludur.Karahantepe ve Göbeklitepe'yi kaynak alırsak 15.000 yıllık insanlık tarihinde Dünya çapında sel olduğunu gösteren veriler yok,Sümerde anlatılan öykü binlerce yılda değişime uğrayıp,Nuh tufanına dönüşmüş. İstatislikleri kaynak alırsak,Ağrı,Van,Bitlis cevresinde 15.000 yıldır Yanardağlar patliyor,Büyük depremler oluyor,Toprak ve Yer yapısı depremlerle,Yanardağ patlamaları ile 15.000 yıldır değişmiş,En eski insan kalıtıları Taş tepeler denen yapılar. https://www.jmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=15144&tipi=2&sube=11&subesi= < Resime gitmek için tıklayın > Taş Tepeler nedir diye soran olursa incelesin. https://tastepeler.org < Resime gitmek için tıklayın > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >