N

DH Yönetici
17 Eylül 2017
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
69 üye
Görüntülenme (?)
16658 (Bu ay: 14)
Gönderiler Hakkında
N
3 gün
Enkaz Devralan Yeni Hükümet IMF'e Gitmeye Mahkum Olabilir Ancak...
https://www.youtube.com/live/Vt7H8DYhVSw?feature=share

Remzi Özdemir'e göre yeni hükümetin IMF'e gitmeye eli mahkum ve IMF'in ancak Erdoğan'ın ABD'yi ikna etmesiyle borç vereceğini belirtiyor. IMF bence kaynak tahsis etme konusunda Erdoğan hükümetine Erdoğanomics'i terk etme ve faiz artırma şartı koşacak. Israrla politik faizin indirilmeye devam edeceğinden söz eden, daha öncesinde politik faiz artıran Merkez Bankası başkanlarını görevden alan Erdoğan bir pragmatizm sergileyerek IMF talebine uyup ideolojik ekonomi anlayışından vazgeçebilir mi? Kaynak döviz yoksunluğu ve IMF'in şart koşması sonunda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın teknokratik bir kurum olma bazında bağımsızlığı Erdoğan'a dikte ettirilebilir mi? Üstünde düşünmeye değer, cevabı hep belirsiz sorular. Her halükarda Erdoğan ve yeni hükümetinin başı çok ağrıyacak. Faize karşı tabu sahibi gayri iktisadi ve müdahaleci ideolojik yaklaşımda bu denli ısrar, ilgili yaklaşımın ölümcül bir kur zafiyetine yol açarak beslediği, Muratoğlu'nun sözünü ettiği "döviz ve liyakat çölü" realitesiyle beraber Türkiye'de erken seçimleri veya sosyal huzursuzluğu tetikleyebilecek büyük bir ekonomik krize ve politik istikrarsızlığa yol açabilir. Gerçekte döviz mevduat, kur korumalı mevduat vb'nin faizleri bankaları, dövizin çıktığı Merkez Bankası rezervlerini, hazineyi zora sokacak kadar yükselmişken, mevduat faizlerini dengeleyecek yüksek faiz oranlarına sahip banka kredilerini çekmek fizibil değilken, haliyle bankalar vadesi geldiğinde faiziyle geri ödenemeyeceği için kredi vermeye yanaşmıyorken, yüksek bir peşin faiz uygulaması varken, hazinenin yurtdışından borçlanma faizine binen sigorta primi anlamındaki CDS primleri uçmuşken (ama ironik biçimde düşük faiz ve ekonomik büyümeye vurgu yapılıyorken) bu tarz bir anlayışta neden durmaksızın ısrar edilir, bir lider neden daha uzun vadeli siyasi bekasını neredeyse Pirus Zaferi'nden hallice bir seçim başarına kanarak bu denli baltalar ancak ideolojik koşullanmışlıkla açıklayabiliyorum.

Bonus:

https://www.youtube.com/live/ne86v1KMVEs?feature=share

Bilge Yılmaz'a göre IMF'nin tahsis edebileceği borç bilhassa kur korumalı mevduatın rezerve ve hazineye bindirdiği yükü hesaba katınca tek başına ekonomiyi rehabilite etmeye yeterli gelmiyor. İlaveten Yılmaz'a göre Rus ve Körfez parası da Türkiye kadar büyük bir ülkenin döviz eritme üzerine kurulu para politikası çarklarını sürdürülebilir biçimde döndüremez. Türkiye döviz kıtlığı ve likiditesi sorunuyla beraber olası bir ödemeler dengesi krizi senaryosundan dolayı enerji, ilaç gibi kritik ithalat kalemleri arasında tercihler yapmaya zorlanabilir. Bu da zaten enflasyonla boğuşan halkı daha da sıkıntıya sokar.
N
geçen hafta
Yıkıcı Kur Zafiyeti Devam Ediyor
Özetle, faiz politikasına bağlı kur zafiyeti devam ediyor. Döviz krizi kapıda görünüyor. Üzerine bu kur zafiyetini baskılamak için ortaya konmuş örtülü faiz rejimi olan kur korumalı mevduat ise hazineye, merkez bankasına ve bankalara tırmanan dövizle beraber daha çok yük bindiren patlamaya hazır bir saadet zinciri özelliği arz ediyor. Bilhassa seçim harcamaları nedeniyle bütçede büyük bir açık mevcut ve ek bütçe gerekiyor. Bu da haliyle ek gelir yaratmak için vergi zamlarını teşvik ediyor. Faiz tabusu uyarınca Erdoğanomics'te ısrar büyük bir tahribata yol açabilir ve bu gidişatın başta dar ve orta gelir grupları olmak üzere halka vereceği zarar da zamlar, ek vergiler ve enflasyonla katlanarak artar:


https://www.youtube.com/watch?v=xLb8ez3kEKg&feature=youtu.be
N
2 hafta
Atilla Yeşilada : Sandıktan Ekonomik Kriz Çıktı
N
2 hafta
Erdal Sağlam'a Göre Erdoğan'ın Kazanması Ekonomiye Olan Güveni Sıfırlayacak
https://www.youtube.com/watch?v=8TxkpO9xDPw&feature=youtu.be
Güven seviyesi zaten neredeyse yok seviyesindeydi ancak değişim yaşanacağına dair piyasalarda beklenti vardı. Bu beklentinin azalmasıyla Türkiye döviz rezervinden satışla ülkenin kaynaklarından yenerek suni biçimde baskılanmaya çalışılan yeni bir kur şoku yolunda. Ortada enflasyon ile samimi ve üstüne bilimsel olarak çalışan bir mücadele gayreti olmadığı için enflasyon gene artacak ve meydana gelen bütçe açığı vergi ve zamlarda artışla dengelenecek. Bunların hepsi de başta dar gelirli gruplar olmak üzere halkı vuracak. Açlık sınırı daha da tırmanıp zaten gayet zor verilen maaş zamları eriyip gidecek. Mevcut negatif tablo daha da ağırlaşacak. Güven endekslerindeki hafif pozitif oynamalar ise geçici etkiler ve yanılgılar. Karşımızdaki manzaranın vahametini kısa vadede örten bir illüzyondan fazlası değiller.

https://forum.donanimhaber.com/mesaj/yonlen/155365847
https://forum.donanimhaber.com/mesaj/yonlen/155612696

https://forum.donanimhaber.com/gelismeler-ve-gelecek-hakkinda-kisa-degerlendirmelerim--155815052

Gerçeği görmeyebilirsiniz. Iskalayabilirsiniz. Ama gerçek orada. Duruyor...
N
2 hafta
Ülke ve Dünya Gündemi Bölümü Hakkında Bilgilendirme
Arkadaşlar selamlar,

Bölümde konu açarken haber ve benzeri kaynak link paylaşma zorunluluğu artık kaldırılmıştır.

Moderasyonda eski işleyişe geri dönüyoruz. Ancak pekala serbestlik tanındı diye abartanlar ve porovokasyona yol açan asılsız spekülasyonlar yayanlar gene işlemlerle muhatap kalabilir. Sanırım bu kadar bilgi vermem yeterlidir.

Seçim sürecindeki anlayış ve sabrınız için teşekkürler.

İyi günler.
N
2 hafta
Gelişmeler ve Gelecek Hakkında Kısa Değerlendirmelerim
< Resime gitmek için tıklayın >


- Anketlerin çoğunluğu demek ki toplumun Kılıçdaroğlu'nu tercih etmeyip belirli bir tarihsel ve ideolojik bağlılık hafızasıyla, atfedilen problem çözme becerisiyle Erdoğan'ı tercih eden belirleyici ağırlıkta bir kesimine ulaşamamış, Erdoğan'ı artık çok daha az tercih eden büyük şehir ve büyük ilçe merkezlerinin seçmen popülasyonlarını temsil etmekle sınırlı kalmış. Buradan anket yapımında popülasyonu doğru temsil edecek bir örneklemin (sample) ve yanlılık (bias) düzeyinin bir kez daha ne kadar önemli olduğunu, yanlı örneklemenin (sampling bias) ne kadar yanıltıcı olabileceğini görebiliyoruz. Kısaca seçim öncesi anketler bütün Türkiye'yi Kılıçdaroğlu'nun önde bitirdiği büyük şehirler gibi gösterdi.

- İktidar medya araçlarıyla ve YSK aracılığıyla eşsiz bir algı kontrolü stratejisi güdüp bu konuda muhalefete toz yutturmuştur. Muhalefet partileri Kılıçdaroğlu'nun önde olduğuna inandırarak sonlara kadar yanıltıp sonlarda yıkıcı biçimde demoralize etmişler, buna mukabil halka Erdoğan'ın her zaman ezici bir farkla önde olduğu manzarasını sergilemişlerdir. Henüz YSK tam sonuçları ilan etmemiş olsa da Erdoğan'ın ucu ucuna birinci turda kaybettiği (%49 civarı) sonuçlar başarıyla sergilenmiştir. Kısaca Erdoğan ilk turdaki birkaç milyon oyluk üstünlüğünü ikinci tur için olabilecek en etkili şekilde seçmene lanse etmiştir.

- Erdoğan'ın seçim performansı bakış açısına göre hem iyi hem kötü değerlendirilebilir. Önceki seçim performansları ve ilk turda kazanamaması baz alınırsa performansı kötü ancak rakibini başta ekonominin durumu olmak üzere pek çok olumsuzluğa rağmen belirgin fark atarak geçip barajı geçmeye bayağı yakın oluşu iyi bir performans sayılabilir.

- Kılıçdaroğlu ikinci turda ilk turda Erdoğan'ın gerisinde kalmış aday olarak dezavantajlıdır ve büyük ihtimalle yenilecektir. Esasında söylemek gerekirse, bu seçimler artık Kılıçdaroğlu, İnce ve aslında Oğan'ın siyaseten etkisizleşen elemanlara dönüştüğü süreçtir. Hamlelerini yapmışlardır. Ancak sonunda ektikleri açıkça başarı değil, başarısızlıktır. Üçü de hitap etmek istedikleri ya da kendilerini oraya koyan kesimlerin gözünde işlev veya ağırlıklarını artık ciddi ölçüde yitirmişlerdir. Bu üç siyasi oyları azalmış veya artmış olsun fark etmeksizin ilk turda geride kalarak, anketlere bakıp seçimden çekilerek ya da oyları bölerek veya elenerek marjinalize olmuşlardır. Ana muhalefet arenasında meydan artık Yavaş, İmamoğlu, Akşener gibi - içlerinde İmamoğlu'nun vaziyeti hüküm yemesinden dolayı daha belirsiz olmak üzere - merkez sağ profilli siyasilere kalmıştır. Kılıçdaroğlu, İnce ve Oğan - en azından Ata İttifakı'nda bulunduğu sürece - siyasi geleceği fazla parlak olmayan figürlerdir. Modern İslamcı unsurlar ise - Babacan, Karamollaoğlu ve Davutoğlu - görüldüğü kadarıyla Erdoğan ve AKP'nin siyasal dini muhafazakarlığı temsil etme tekelini erozyona uğratma konusunda sınıfta kalmışlardır.


- Birleşik ana muhalefet bloğu eğer Erdoğan'ı - veya varisini - sonunda yenmek istiyorsa Yavaş ve İmamoğlu gibilerin şahsında daha milliyetçi ve dini tonda bir merkez ve merkez sağ siyasi popülizme yüklenmeli. Kılıçdaroğlu'nun güttüğü merkez sol romantik "birleştiriciliği" terk etmeli ancak elbette Ata İttifakı'nın marjinal ve dışlayıcı, kendini sadece sığınmacılığa ve ayrılıkçılık sempatizanlarıyla ilişki geliştirmeye muhalefetle tanımlayan aşırı sağ ulusalcı pozisyonunda sıkışmamalı. Kürt oyu zaten Yeşil Sol seçmeni Erdoğan'ı zerre sevmediği için sonraki seçimlerde eninde sonunda - kendi adayları ekarte olunca - muhalefete kayabilecektir veya sandığa hiç gitmeyecektir.

- Erdoğan büyük ihtimalle ikinci turda kazanacağı için önündeki en büyük soru işareti muhalefetin elinde her zaman güçlü bir koz olan ekonominin vaziyetidir. Erdoğanomics ile 5 yıl daha süreceği hesaplanacak bir iktidar ciddi toplumsal reaksiyona da yol açabilecek hiper-enflasyon, kur ve ödemeler dengesi krizi tehditleriyle karşı karşıyadır. Erdoğan önümüzdeki 5 yıllık iktidar süresinin istikrar ve bekası için Erdoğanomics'i terk etmek ve şimdiye kadar hep ısrarla reddettiği ortodoks tarzda bir rejimi benimsemek durumunda. Erdoğanomics sürdürülebilir bir ekonomik model değil.

- Türkiye askeri gücü, ticaret ortaklığı ve jeostratejik konumu ve ağırlığı haricinde ciddiye alınabilir, yatırımcıların geleceği, parmakla gösterilen bir ülke - gene - olmayacaktır. Tabii Erdoğan Erdoğanomics'i ve üstüne başkanlık sistemini terk edip (ilki aslında çok belirsiz, ikincisine de muhtemelen yanaşmaz) bu konuda durumu iyileştirici bir takım adımlar atmazsa.

Genel olarak tüm bunları yorumlarsak, Erdoğan ve kendi seçmeninden tutun muhalif siyasilere ve en sıradan muhalif seçmene kadar şu an herkesi germesi gereken bir tablo mevcut.

Daha garip biçimde beni germiyor ama meraklandırıyor.... Gerçekten sinema filmi gibi bir ülke. :D
N
3 hafta
Küresel Perspektiften Türkiye Seçimleri
https://www.youtube.com/watch?v=t0-Vitrh-Cw&feature=youtu.be
Gayet güzel bir analiz. Türkiye hakkında yorum yapan bir yabancı (Polonyalı) için hiç fena değil. Paylaşayım dedim. Yalnız bazı yorumlar düşeyim:

1) Analiz Türkiye'deki anketlere karşı gereğinden fazla önyargılı. Türkiye'deki anketlere güvenilmez diyerek burun kıvırıp neredeyse hiç başvurmamış. O sebeple anketlere göre en olası senaryoyu (Kılıçdardoğlu'nun ilk turda kazanacağı senaryosu) en ihtimal dışı senaryo sayıyor. Bu yorumuna katılmıyorum. Analizi yapan şahıs (Karol Wasilewski) Economist Intelligence Unit'in analizinin belirtebildiği gibi anketlerde Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında Kılıçdaroğlu lehinde bir fark olduğunu öne sürmekten ziyade daha çok Kılıçdaroğlu ve Erdoğan'ın başa baş gittiklerine inanıyor. Economist Intelligence Unit de buna rağmen tıpkı Wasilewski gibi Kılıçdaroğlu ve Erdoğan'ın başa baş gittikleri şeklinde yorumlama eğiliminde.

Bakmak isteyen için Economist Intelligence Unit'in geçmiş analizi (haber konusu ve mesajımda analizin tam metni ve yorumum):

İngiliz Economist GAZETESİ Erdoğan kazanacak | DonanımHaber Forum (donanimhaber.com)
https://forum.donanimhaber.com/mesaj/yonlen/155661267


2) Videoda Kılıçdaroğlu'nun potansiyeline karşı hafif bir önyargı (bias) mevcut.

3) Video Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilmesinden önce çekilmiş. O nedenle İnce Kılıçdaroğlu aleyhinde bir değişken gibi değerlendiriliyor.


Seçimlerin ilk turda biteceğini düşünüyorum (Yayınlanan son ORC Araştırma anketi ve ilk turda biteceğine dair Erol Mütercimler'in hesabını paylaşan konum):


https://twitter.com/orc_arastirma/status/1656955305576497153?s=20

Mütercimler'e göre İnce'nin Hesabı Çarşıya Uymuyor - Oy Hesabı Üzerine | DonanımHaber Forum (donanimhaber.com)
N
4 hafta
Polimetre Raporu - Genel Seçimlere Kalan Son İki Hafta İçinde
Polimetre'nin güncel raporu yayınlanmış.

quote:

ÖZET ve SONUÇ:


Bu çalışma 2-Nisan-2023 ve 2-Mayıs-2023 tarihlerinde yapılan 2 ayrı çalışmanın özetidir.


Belirtilen tarihlerde partilerin Türkiye Geneli için hesaplanan Oy Oranları, Cumhurbaşkanı Adaylarının Oy Oranları, Partilerin kazanacakları hesaplanan Milletvekilli Sayılarının İllere Dağılımı karşılaştırmalı olarak gösterilmektedir.


513 Sayılı Raporda;


• CUMHUR İTTİFAKI’nın milletvekili sayısı 236 olarak hesaplanırken, bu raporda 246
• HDP’nin milletvekili sayısı 77 olarak hesaplanırken, bu raporda 76
• CHP’nin (4 Partiyle birlikte) milletvekili sayısı 246 olarak hesaplanırken, bu raporda 227
• İYİ Partinin milletvekili sayısı 41 olarak hesaplanırken, bu raporda 51 olarak hesaplanmaktadır.


MİLLET İTTİFAKI Partilerinden IYI Partinin milletvekili sayısı 10 artarken CHP’nin 19 azalmaktadır.


İYİ Partinin oy oranının ve bağlı olarak milletvekili sayısının artmasının “Masadan Kalkmanın” etkisinin zamana bağlı olarak azalması olduğu düşünülebilir.


CHP’nin kaybının İYİ’nin kazancından fazla olmasının; AKP’nin oy oranındaki artış ve seçim sisteminden kaynaklandığı düşünülmektedir.


Çalışmada ulaşılan en önemli bulgu;
“KILIÇDAROĞLU’NUN ERDOĞAN’IN 20 PUAN ÖNÜNDE OLDUĞUDUR.” 


< Resime gitmek için tıklayın >


< Resime gitmek için tıklayın >



Kaynak Adres:

Anasayfa | polimetre

Raporun Tamamı:

bac5df_d32499c2bf634f77ae438dd28ad626f1.pdf (polimetre.com)

Kendi naçizane yorumumu bırakayım;

Küçük partilerin oy miktarlarında belirgin bir yanlılık taşıdığını düşünsem de Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan ile aralarında kendi lehinde kapanmaz bir farkın sahibi olduğu ve ilk turda kazanacağı varsayımımı onaylayan ve genel itibarıyla bana inandırıcı gelen bir çalışma. Kılıçdaroğlu'nun öbür aydan bu yana oyunu arttırdığına ve İYİP'in toparlandığına, buna mukabil diğer partilerin CHP'den bir miktar yerel oy ve milletvekili aşırdığına, iktidar bloğu tarafının yaptığı propagandanın da Erdoğan'dan ziyade daha çok partisi AKP'ye yaradığına işaret ediyor.

https://forum.donanimhaber.com/mesaj/yonlen/155722984
https://forum.donanimhaber.com/mesaj/yonlen/155659897

Mütercimler'e göre İnce'nin Hesabı Çarşıya Uymuyor - Oy Hesabı Üzerine | DonanımHaber Forum (donanimhaber.com)
N
4 hafta
Tarihten Anekdotlar : Mustafa Kemal Atatürk
Bir ara Şengör Altaylı'nın Teke Tek programında Atatürk hakkında bayağı enteresan anekdotlar vermiş. Kırpıp yeni yayınlamışlar. Paylaşayım dedim:


https://www.youtube.com/watch?v=8nO6V_bihn8&feature=youtu.be
N
geçen ay
Omuzdan Atılan Karadan Havaya Güdümlü Roket ile Cuma Namazı Koruması (Yer: Ayasofya)
https://www.youtube.com/watch?v=dWdRtFrvo9E&feature=youtu.be
4:10'a bakın. Gerçekten yorumsuz. 2:14'de başlayan Erdoğan'ın pide alma seyahat konvoyuyla beraber yorumsuz... Diyecek laf bulamadım.

Ayasofya yüzlerce yıllık tarihi bir eserdir. Erdoğan'ın ziyareti sırasında üzerinde omuzdan atılan güdümlü karadan havaya roketler taşıyan korumalar konması gerçekten çok büyük bir rezalettir. Sanki görüntüsü bir savaş alanından alınma utanç verici bir manzaradır. Birincisi, bu ne türden bir korkudur ki, bir insan güdümlü roketlerle uçaklar ve helikopterlerden - vatandaşların hayatını vurulan enkazla riske atacak biçimde - korunmak ister? İkincisi, o mühimmatlar yanlışlıkla patlayıp veya ateş alıp tarihi yapıya da zarar verebilir.

Onlara sorarsak Ayasofya güya kutsal ve bu çerçevede müzeden camiye dönüştürüldü. Peki madem Ayasofya kutsal, Erdoğan'ın ziyaretinde üzerine neden roketatar koyuyorlar? Böylesi bir zihniyet için esasında gerçekte kutsal olan hiçbir şey yok; bunu göstermek istedim. "Kutsallıkla" ilgili her şey bir kılıf. Görüntü. Eğilip bükülebilir. Gerektiğinde askıya alınabilir. Evrimsel bir dürtüyle güvensizlik korkusunu en derinden yaşıyorlar ve bu biçimde her türlü değerlerini çiğneyebilir veya işlerine geldiği gibi eğip bükebilirler. Mesela muazzam bir korku ve güvensizlik hissi içerisinde dünyada eşi benzeri olmayan bir şekilde devlet başkanı ziyaretinde tarihi yapılara ağır silahlar yerleştirebilirler! Gerçekten çok çirkin.
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.