utanacak bir sey yok. gidip parayi ver ve olayi anlat, helalles. isteyerek olmamis sinucta. ahirette hesaplasmaya birakma. eminim adam da anlayisla karsilar.
dükkan hala açık sahibide aynı ama adam önemsememiş gibi direk nasıl verebilirim ki 2 yıl geçmiş adam unutmuştur bile ama benim içim rahat değil
git selam ver bi çayını içmeye geldim emmi de otur sohbet et adamla hoşuna gider, eski müşterisi olduğunu söyle sonra da uygun dille mevzuyu aç ve parayı ödemek istediğini söyle, alır veya almaz ama sen gönlünü alırsın.
ben de memlekete gittiğimde bizim mahallede bi büfe var oraya gittim sonra çıktım büfeden, karşıdaki köşeye baltım, sonra döndüm büfeye girdim abi dedim yıllar önce orda bi telefon kulübesi vardı biz gelir gazoz kapağı atmaya çalışırdık cihaza dedim ama devamını getirdi gülerek: sorna ben sizi kovalardım dedi hey gidi günler hey dedik oturduk bi çay içtik adamla, adam yaşlanmış ama hep içiyo zaten, hakkaten zamanında iyi kovalardı bizi keşke geri dönebilsek o günlere< Resime gitmek için tıklayın >
utanacak bir sey yok. gidip parayi ver ve olayi anlat, helalles. isteyerek olmamis sinucta. ahirette hesaplasmaya birakma. eminim adam da anlayisla karsilar.
O zaman tatlıyı aldığında tatlının kilosu ne kadardı hatırlıyorsan 20 TL'lik ne kadar geldiğini hesap et. Sonra şimdiki değeri üzerinden o kadar gram kaç para yapıyorsa onu hesapla. Adama git, hocam ben senden 2 sene önce X gram tatlı almıştım, parasını vermeyi unuttuğumu sonradan farkettim ama geri de dönmedim. Hakkını helal etmesini iste, ne kadar tutuyorsa o miktarı öde.
Eğer ne kadar geldiğini falan hatırlamıyorsan olayı düzgünce anlat. O zaman 20TL'lik almıştım ancak kaç gram olduğunu, bu zamanın parası ile ne kadar ettiğini falan hatırlamıyorum de. Ne kadar istiyorda öde, hakkını helal etmesini iste.
Adamın karşısına gitmeye bile utanıyorsan, ahirette Allahü teala(c.c.)'nın karşısında ne duruma düşeceğini hayal edersen ayakların seni oraya nasıl götürüyor şaşarsın. Hatta bu mesajı okuduktan sonra bilgisayarı kapatmadan, montunu bile almadan koşarak oraya gitmen gerekir. Ömrümüzün (veya borçlu olduğumuz kişinin ömrünün) nerede biteceğini bilemeyiz, bizi zorlayan yüklerden bir an evvel kurtulmamız gerekir.
Eskiden okuduğum bir kıssayı arattım ve aşağıdaki adreste buldum. Aradaığım kıssa "Bir gün ikindi namazını kıldırdıktan hemen sonra hızla, safları yararak evine gider. Geri döndüğünde telaşının sebebini soran arkadaşlarına: - Evde bir miktar altın olduğunu hatırladım ve beni meşgul etmesin diye dağıttım, diyerek cevap verir" şeklindeydi ancak burada başka güzel şeyler de yazıyor, okumak isteyebilirsiniz diye full linki atıyorum. Bu kıssadan da anlayacağımız üzere bu gibi şeylerin bize rahatsızlık vermesi güzel huydandır. 17 yaşında genç bir kardeşimizsin, umarım hayatın boyunca bu tecrübe yolunu aydınlatır ve kul hakkına girmeden ömrünü tamamlayabilirsin. Ben bu konuda çok sıkıntı çektim, şu anda ulaşma ihtimalim olmayan insanlara karşı kul hakkı borcum (maddi, manevi) var ve elimden hiçbir şey gelmiyor maalesef.
o zamanlar 14 15 yaşındaydım, yaptığım yanlışın o zamanlar farkında değildim ama şuan çok pişmanım.. konu şu ki akşam saatlerinde tatlı almaya 20TL'lik, tatlıyı tarttı ve benim dalgınlığıma geldi poşeti aldım iyi akşamlar dedim ve çıktım dükkandan eve doğru gittim eve gidince cebimde parayı gördüm ama küçük olduğum için yaptığım yanlışın farkında değildim.. şuan ise 17 yaşındayım ve yaptığım yanlışın farkındayım aradan 2 yıl geçmişse de.. sizce ne yapmam gerek adamın karşısına da çıkamıyorum utancımdan..
Ciddi bir konudur lütfen sizde ciddi cevaplar verin..
sen dalıp gitmişsin, satıcı da dalıp gitmiş, 2 dalgın aynı mekanda.. yapılması gereken parayı verip helalleşmek.
bunu hatırlamak ve yaptığından rahatsız olmak da birşeydir. bunu hissetmeyenler de var
o zamanlar 14 15 yaşındaydım, yaptığım yanlışın o zamanlar farkında değildim ama şuan çok pişmanım.. konu şu ki akşam saatlerinde tatlı almaya 20TL'lik, tatlıyı tarttı ve benim dalgınlığıma geldi poşeti aldım iyi akşamlar dedim ve çıktım dükkandan eve doğru gittim eve gidince cebimde parayı gördüm ama küçük olduğum için yaptığım yanlışın farkında değildim.. şuan ise 17 yaşındayım ve yaptığım yanlışın farkındayım aradan 2 yıl geçmişse de.. sizce ne yapmam gerek adamın karşısına da çıkamıyorum utancımdan..
Ciddi bir konudur lütfen sizde ciddi cevaplar verin..
mühim olan hatanı anlamak. git karşısına aynen böyle söyle. parayı da ver. kınamaz, aksine delikanlı adammış der.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi interesante -- 9 Kasım 2012; 14:10:56 >
+1
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
git selam ver bi çayını içmeye geldim emmi de
ben de memlekete gittiğimde bizim mahallede bi büfe var oraya gittim sonra çıktım büfeden, karşıdaki köşeye baltım, sonra döndüm büfeye girdim abi dedim yıllar önce orda bi telefon kulübesi vardı biz gelir gazoz kapağı atmaya çalışırdık cihaza dedim ama devamını getirdi gülerek: sorna ben sizi kovalardım
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
< Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
+1 dostum
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
O zaman tatlıyı aldığında tatlının kilosu ne kadardı hatırlıyorsan 20 TL'lik ne kadar geldiğini hesap et. Sonra şimdiki değeri üzerinden o kadar gram kaç para yapıyorsa onu hesapla.
Adama git, hocam ben senden 2 sene önce X gram tatlı almıştım, parasını vermeyi unuttuğumu sonradan farkettim ama geri de dönmedim. Hakkını helal etmesini iste, ne kadar tutuyorsa o miktarı öde.
Eğer ne kadar geldiğini falan hatırlamıyorsan olayı düzgünce anlat. O zaman 20TL'lik almıştım ancak kaç gram olduğunu, bu zamanın parası ile ne kadar ettiğini falan hatırlamıyorum de. Ne kadar istiyorda öde, hakkını helal etmesini iste.
Adamın karşısına gitmeye bile utanıyorsan, ahirette Allahü teala(c.c.)'nın karşısında ne duruma düşeceğini hayal edersen ayakların seni oraya nasıl götürüyor şaşarsın. Hatta bu mesajı okuduktan sonra bilgisayarı kapatmadan, montunu bile almadan koşarak oraya gitmen gerekir. Ömrümüzün (veya borçlu olduğumuz kişinin ömrünün) nerede biteceğini bilemeyiz, bizi zorlayan yüklerden bir an evvel kurtulmamız gerekir.
Eskiden okuduğum bir kıssayı arattım ve aşağıdaki adreste buldum. Aradaığım kıssa "Bir gün ikindi namazını kıldırdıktan hemen sonra hızla, safları yararak evine gider. Geri döndüğünde telaşının sebebini soran arkadaşlarına: - Evde bir miktar altın olduğunu hatırladım ve beni meşgul etmesin diye dağıttım, diyerek cevap verir" şeklindeydi ancak burada başka güzel şeyler de yazıyor, okumak isteyebilirsiniz diye full linki atıyorum. Bu kıssadan da anlayacağımız üzere bu gibi şeylerin bize rahatsızlık vermesi güzel huydandır. 17 yaşında genç bir kardeşimizsin, umarım hayatın boyunca bu tecrübe yolunu aydınlatır ve kul hakkına girmeden ömrünü tamamlayabilirsin. Ben bu konuda çok sıkıntı çektim, şu anda ulaşma ihtimalim olmayan insanlara karşı kul hakkı borcum (maddi, manevi) var ve elimden hiçbir şey gelmiyor maalesef.
http://hazretieyupsultan.com/efendimizden_hayat_dersleri/6.htm
sen dalıp gitmişsin, satıcı da dalıp gitmiş, 2 dalgın aynı mekanda..
yapılması gereken parayı verip helalleşmek.
bunu hatırlamak ve yaptığından rahatsız olmak da birşeydir. bunu hissetmeyenler de var
beyler
mühim olan hatanı anlamak. git karşısına aynen böyle söyle. parayı da ver. kınamaz, aksine delikanlı adammış der.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi interesante -- 9 Kasım 2012; 14:10:56 >