Henüz bir haftalık aracımla süt almam, arabanın içine 5 litre sütün dökülmesi ve sonrasında yaşadıklarım.
Öncelikle arabaya dökülen sütün başıma böylesine büyük bir iş çıkaracağını, bu kadar sıkıntı yaşayacağımı bilseydim, bırak arabaya süt almayı, yanından bile geçmezdim. İşte böylesine bela bir iş.
Daha bir haftalık sıfır arabamla organik hassasiyetimizden dolayı daha önce defalarca süt aldığım sütçümüze giderek 5 litre süt aldım, virüsten dolayı çok fazla temas etmek istemediğinden dolayı arabanın sol arka koltuğunun önüne yere koydurdum. Eve gelip arabayı park ederken bir gürültü duydum, arka kapıyı açıp baktığımda süt şişesinin kapağının açılarak sütün neredeyse tamamının zemine dökülmüş olduğunu gördüm.
Arabada alışverişler vardı, onları eve çıkarıp doğrudan ilk bulduğum yıkamacıya götürdüm. Burada keşke panikle acele etmeyip paspasın üstündeki sütü yere dökseydim, çünkü yıkamaya giderken bütün süt ön tarafa doğru da yayılmış oldu.
Süt dökülmesinden itibaren toplam yarım saat içinde yıkanmaya başlanmıştı. Önce sütü vakumla çektiler, yıkama işleminden sonra ahtapotla kuruttular, tüm bu işlem 3-3.5 saat sürdü. Arabayı teslim aldığımda koku yoktu, sadece sıktıkları parfüm kokusu hissediliyordu. Yine de garantiye almak için arabanın camlarını iki gün boyunca hafif aralık bıraktım. Ucuz kurtulmuştum!...
Ya da öyle olduğunu sanıyordum. Evet maalesef 3 günlük sokağa çıkma yasağından sonra arabaya bindiğimde büyük bir şok beni bekliyordu. Öylesine iğrenç bir koku vardı ki, arabanın içine bir hayvan girerek havasızlıktan öldüğünü ve leş koktuğunu sandım, o kadar kötü bir kokuydu. Arabanın bütün camlarını açarak işyerine gidebildim, iki gün boyunca çözüm yollarını aradım, internetten olsun, büyük oto temizlik firmaları olsun bütün seçenekleri araştırıyordum. Bu süreçte koku psikolojimi bozmaya başladı, daha yeni araç kokusu üzerinde aracım ne hale gelmişti, hele o koku, nereye gitsem burnumdan gitmiyordu. Abartmıyorum, büyük bir hevesle aldığım arabamdan soğumuştum.
Çözüm arayışlarım esnasında aradığım Sonax Genel Merkezinden şimdi ismini hatırlayamadığım bir hanımefendi çok açık bir şekilde konuştu, yeni araç olduğu için çok üzüldüğünü, hiçbir kimyasal, ozon gibi ve farklı çözüm önerisini dikkate almamam gerektiğini, çözüm yolu olmadığını, tek çözüm yolunun aracın koltuk ve tabanının metal kısma kadar tamamen sökülerek köşe bucak ciddi bir temizlik yapılması ve taban keçesinin değişmesi olduğunu, başka türlü kokunun gitmesinin mümkün olmadığını söyledi. Araç sıfır olmasa bu işlem için yardımcı olmaya çalışacağını fakat sıfır olduğu için en doğru olanın servis ile irtibata geçmem olduğunu söyledi sağolsun.
Sonrasında araç kiralama işi yapan büyük bir firmada yetkili olan tanıdığımı arayarak durumu izah ettim ve yardım rica ettim. Sağolsun hızlı bir şekilde yardımcı olarak beni Mahmutbey Renault Çetaş Oto Estetik Sorumlusu Cengiz Beye yönlendirdi. Cengiz Bey öncelikle telefonda süreci baştan sona detaylı bir şekilde anlattı, sütün bakteri ürettiğini, gün geçtikçe üreyen milyonlarca bakterinin kokuya yol açtığını, zamanla bakteriler çoğaldıkça kokunun çok daha dayanılmaz hal alacağını, kurtlanmaya başlayacağını ve hastalığa yol açacağını anlattı ve aracın 5-7 gün arası kendilerinde kalması gerekeceğini belirtti.
Arabayı Cengiz Beye teslim ettim, tüm süreci anlık olarak benimle paylaştı, sık sık videolarla destekleyerek detaylı olarak bilgilendirdi.
Arabayı teslim eder etmez çalışmaya başladılar ve ilk videoyu hemen paylaştı. Videoda işin vahameti açıkça belli oluyordu. Üstelik oto yıkamacı arabayı iyice kurutamamıştı, bu durum işimizi daha da zorlaştırmıştı, yıkamacıya götürmeden direk servise götürsem daha iyiymiş. Nereden bilebilirdim ki?
Keçe çok zor temizlenebilecek bir hale gelmişti, biraz daha beklense kurtlanmaya başlayabilirdi bilgisini verdiler. Fakat araç sıfır olduğu için keçenin Fransa'dan gelmesi gerekiyordu ve Fransa'da fabrikalar virüsten dolayı kapalıydı, gelse bile en erken 1-1.5 ayda gelebilirdi. Temizleyerek sonuç almaya karar verdik, sonrasına bir şekilde bakacaktık.
Sonrasında taban halısı komple sökülerek metal zemine kadar inildi.
Taban Halısı söküldükten sonra detaylı bir şekilde yıkanarak hem güneşte, hem de fırında kurutuldu.
Süt, keçelerin altına kadar geçmişti ve küflenmişti, sol ön tarafın keçesinin altına kadar dahi gelmişti.
Metal Zemine kadar süt ve su sızmış ve birikmişti. Sol arka ve sol ön tarafta süt birikintileri artık yoğurtlaşmaya başlamıştı. Sağ arka tarafta ise yıkamacı iyi kurutamadığı için su birikintisi oluşmuştu.
Yani büyük emek gereken meşakkatli bir işçilik gerekiyordu, Cengiz Bey sağolsun sürekli moral verdi, daha önce çok daha kötüsüyle karşılaştıklarını ve başarılı sonuç aldıklarını, aracın geri gelmediğini söyledi. Hatta o aracı temizleyen personellerin aracı yıkarken hastalanıp üç gün yattıklarını söyledi.
Bu süreçte sütün ve sıvının girebileceği her yere girerek defalarca temizlendi. Alt taban ve keçe yine defalarca yıkanarak güneşte ve fırında kurutuldu.
Aracın kapı döşemelerine süt sıçramış olması riskine karşı deterjan ve bir miktar çamaşır suyu karışımı ile dezenfekte edildi ve aracın çıplak kalan içi ve tavanı tekrar temizlendi. Tüm işlemler sağlıklı olabilmesi ve başarılı sonuç alınabilmesi adına acele etmeden, yavaş yavaş yapıldı.
Aracın Çıplak içi tekrar tekrar temizlendi, taban ve keçeler de yine tekrar tekrar çamaşır suyu karışımı bulaştırılarak güneşte kurutuldu.
Son olarak sigara kullanmayan iki personele koku testi yaptırıldı ve hiç koku kalmadığı sonucu alındı. Klima bakteri temizliği, ozonlama ve koronavirüse karşı 2 ay etkili dezenfekte uygulaması yapıldıktan sonra aracım teslim edildi. Teslim aldığım gün bu tarz sıkıntıların bir nebze önüne geçmek adına servisten bir de bagaj havuzu satın aldım.
Teslim aldıktan sonra yaklaşık üç haftadır kullanıyorum ve çok şükür bugüne kadar kötü koku gelmedi, bu süreçte Cengiz Bey tekrar arayarak bilgi aldı, tekrar arayacağını, o sürece kadar da koku gelmemesi halinde bundan sonra artık koku gelmeyeceğine emin olacaklarını, son olarak bir kez daha ozonlama yaparak süreci başarılı bir sonuçlandıracakları müjdesini verdi.
Konuyu bu kadar zaman ayırarak detaylı bir şekilde paylaşmamın sebebi, yaşadığım süreçte gerçekten bu konuda yeterli kaynak olmadığı ve bilgiye sahip olunmadığı kanısına ulaşmam. Başkalarının benim yaşadığım süreci yaşamadan öğrenmeleri, yaşamaları halinde, en doğru kaynağa ve yönteme hızlı bir şekilde ulaşabilmeleri. Bir kişiye bile faydalı olabilir, bir kişinin bile böylesine sıkıntılı bir süreci yaşamasına engel olabilmek.
Umarım faydalı olabilecek anlaşılır bir paylaşım olmuştur. Sürçülisan ettiysem affola.
* Sürekli sorulduğu için başlığa ilave etme gereği hissettim toplam masrafım bagaj havuzu da dahil 2.000 TL civarı tuttu.
< Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
Geçmiş olsun. Bu seferki süt baya pahalıya mâl olmuş.
Bu tarz devrilip dökülebilecek eşyalar için bagajda katlanabilen kasa bulundurun derim. Katlanınca yer kaplamıyor. Bez versiyonları da var ama sert kasa olanları daha sağlam durur.
geçen sene benim de başıma geldi. bagaja 1 litre süt doküldü hemde bir süre ben fark etmedim öylece kaldı orada. döşemeleri sökmemek için bir sürü yöntem denedim. 2-3 farklı temizlik firması da sözde denemeler yaptı aracımda ama nafile.
Taban halısını kaldır, alt kısımdaki keçeyi, ön koltuk arkasına kadar tamamen bıçak veya makasla kes çıkar, git keçe satan bir yerde aynısını kestir, oraya koy, elindeki keseyi de çöpe at. Taban halısına gelince, altına bir leğen koyup halıyı topakla, leğenin içine bastır, üzerine de izopropil alkol dök, birkaç gün sonra tekrar uygula ya da bu kez deterjan sabun benzeri şeylerle o bölgeyi fırçala.
Bu konuyu açan benim, dört sene oldu baya azaldı ama hala ara sıra geliyor kötü bir koku, ben de keçe konusunda aynı şeyi yapmayı düşünüyorum, en mantıklı çözüm o.
Öncelikle arabaya dökülen sütün başıma böylesine büyük bir iş çıkaracağını, bu kadar sıkıntı yaşayacağımı bilseydim, bırak arabaya süt almayı, yanından bile geçmezdim. İşte böylesine bela bir iş.
Daha bir haftalık sıfır arabamla organik hassasiyetimizden dolayı daha önce defalarca süt aldığım sütçümüze giderek 5 litre süt aldım, virüsten dolayı çok fazla temas etmek istemediğinden dolayı arabanın sol arka koltuğunun önüne yere koydurdum. Eve gelip arabayı park ederken bir gürültü duydum, arka kapıyı açıp baktığımda süt şişesinin kapağının açılarak sütün neredeyse tamamının zemine dökülmüş olduğunu gördüm.
Arabada alışverişler vardı, onları eve çıkarıp doğrudan ilk bulduğum yıkamacıya götürdüm. Burada keşke panikle acele etmeyip paspasın üstündeki sütü yere dökseydim, çünkü yıkamaya giderken bütün süt ön tarafa doğru da yayılmış oldu.
Süt dökülmesinden itibaren toplam yarım saat içinde yıkanmaya başlanmıştı. Önce sütü vakumla çektiler, yıkama işleminden sonra ahtapotla kuruttular, tüm bu işlem 3-3.5 saat sürdü. Arabayı teslim aldığımda koku yoktu, sadece sıktıkları parfüm kokusu hissediliyordu. Yine de garantiye almak için arabanın camlarını iki gün boyunca hafif aralık bıraktım. Ucuz kurtulmuştum!...
Ya da öyle olduğunu sanıyordum. Evet maalesef 3 günlük sokağa çıkma yasağından sonra arabaya bindiğimde büyük bir şok beni bekliyordu. Öylesine iğrenç bir koku vardı ki, arabanın içine bir hayvan girerek havasızlıktan öldüğünü ve leş koktuğunu sandım, o kadar kötü bir kokuydu. Arabanın bütün camlarını açarak işyerine gidebildim, iki gün boyunca çözüm yollarını aradım, internetten olsun, büyük oto temizlik firmaları olsun bütün seçenekleri araştırıyordum. Bu süreçte koku psikolojimi bozmaya başladı, daha yeni araç kokusu üzerinde aracım ne hale gelmişti, hele o koku, nereye gitsem burnumdan gitmiyordu. Abartmıyorum, büyük bir hevesle aldığım arabamdan soğumuştum.
Çözüm arayışlarım esnasında aradığım Sonax Genel Merkezinden şimdi ismini hatırlayamadığım bir hanımefendi çok açık bir şekilde konuştu, yeni araç olduğu için çok üzüldüğünü, hiçbir kimyasal, ozon gibi ve farklı çözüm önerisini dikkate almamam gerektiğini, çözüm yolu olmadığını, tek çözüm yolunun aracın koltuk ve tabanının metal kısma kadar tamamen sökülerek köşe bucak ciddi bir temizlik yapılması ve taban keçesinin değişmesi olduğunu, başka türlü kokunun gitmesinin mümkün olmadığını söyledi. Araç sıfır olmasa bu işlem için yardımcı olmaya çalışacağını fakat sıfır olduğu için en doğru olanın servis ile irtibata geçmem olduğunu söyledi sağolsun.
Sonrasında araç kiralama işi yapan büyük bir firmada yetkili olan tanıdığımı arayarak durumu izah ettim ve yardım rica ettim. Sağolsun hızlı bir şekilde yardımcı olarak beni Mahmutbey Renault Çetaş Oto Estetik Sorumlusu Cengiz Beye yönlendirdi. Cengiz Bey öncelikle telefonda süreci baştan sona detaylı bir şekilde anlattı, sütün bakteri ürettiğini, gün geçtikçe üreyen milyonlarca bakterinin kokuya yol açtığını, zamanla bakteriler çoğaldıkça kokunun çok daha dayanılmaz hal alacağını, kurtlanmaya başlayacağını ve hastalığa yol açacağını anlattı ve aracın 5-7 gün arası kendilerinde kalması gerekeceğini belirtti.
Arabayı Cengiz Beye teslim ettim, tüm süreci anlık olarak benimle paylaştı, sık sık videolarla destekleyerek detaylı olarak bilgilendirdi.
Arabayı teslim eder etmez çalışmaya başladılar ve ilk videoyu hemen paylaştı. Videoda işin vahameti açıkça belli oluyordu. Üstelik oto yıkamacı arabayı iyice kurutamamıştı, bu durum işimizi daha da zorlaştırmıştı, yıkamacıya götürmeden direk servise götürsem daha iyiymiş. Nereden bilebilirdim ki?
Keçe çok zor temizlenebilecek bir hale gelmişti, biraz daha beklense kurtlanmaya başlayabilirdi bilgisini verdiler. Fakat araç sıfır olduğu için keçenin Fransa'dan gelmesi gerekiyordu ve Fransa'da fabrikalar virüsten dolayı kapalıydı, gelse bile en erken 1-1.5 ayda gelebilirdi. Temizleyerek sonuç almaya karar verdik, sonrasına bir şekilde bakacaktık.
Sonrasında taban halısı komple sökülerek metal zemine kadar inildi.
Taban Halısı söküldükten sonra detaylı bir şekilde yıkanarak hem güneşte, hem de fırında kurutuldu.
Süt, keçelerin altına kadar geçmişti ve küflenmişti, sol ön tarafın keçesinin altına kadar dahi gelmişti.
Metal Zemine kadar süt ve su sızmış ve birikmişti. Sol arka ve sol ön tarafta süt birikintileri artık yoğurtlaşmaya başlamıştı. Sağ arka tarafta ise yıkamacı iyi kurutamadığı için su birikintisi oluşmuştu.
Yani büyük emek gereken meşakkatli bir işçilik gerekiyordu, Cengiz Bey sağolsun sürekli moral verdi, daha önce çok daha kötüsüyle karşılaştıklarını ve başarılı sonuç aldıklarını, aracın geri gelmediğini söyledi. Hatta o aracı temizleyen personellerin aracı yıkarken hastalanıp üç gün yattıklarını söyledi.
Bu süreçte sütün ve sıvının girebileceği her yere girerek defalarca temizlendi. Alt taban ve keçe yine defalarca yıkanarak güneşte ve fırında kurutuldu.
Aracın kapı döşemelerine süt sıçramış olması riskine karşı deterjan ve bir miktar çamaşır suyu karışımı ile dezenfekte edildi ve aracın çıplak kalan içi ve tavanı tekrar temizlendi. Tüm işlemler sağlıklı olabilmesi ve başarılı sonuç alınabilmesi adına acele etmeden, yavaş yavaş yapıldı.
Aracın Çıplak içi tekrar tekrar temizlendi, taban ve keçeler de yine tekrar tekrar çamaşır suyu karışımı bulaştırılarak güneşte kurutuldu.
Son olarak sigara kullanmayan iki personele koku testi yaptırıldı ve hiç koku kalmadığı sonucu alındı. Klima bakteri temizliği, ozonlama ve koronavirüse karşı 2 ay etkili dezenfekte uygulaması yapıldıktan sonra aracım teslim edildi. Teslim aldığım gün bu tarz sıkıntıların bir nebze önüne geçmek adına servisten bir de bagaj havuzu satın aldım.
Teslim aldıktan sonra yaklaşık üç haftadır kullanıyorum ve çok şükür bugüne kadar kötü koku gelmedi, bu süreçte Cengiz Bey tekrar arayarak bilgi aldı, tekrar arayacağını, o sürece kadar da koku gelmemesi halinde bundan sonra artık koku gelmeyeceğine emin olacaklarını, son olarak bir kez daha ozonlama yaparak süreci başarılı bir sonuçlandıracakları müjdesini verdi.
Konuyu bu kadar zaman ayırarak detaylı bir şekilde paylaşmamın sebebi, yaşadığım süreçte gerçekten bu konuda yeterli kaynak olmadığı ve bilgiye sahip olunmadığı kanısına ulaşmam. Başkalarının benim yaşadığım süreci yaşamadan öğrenmeleri, yaşamaları halinde, en doğru kaynağa ve yönteme hızlı bir şekilde ulaşabilmeleri. Bir kişiye bile faydalı olabilir, bir kişinin bile böylesine sıkıntılı bir süreci yaşamasına engel olabilmek.
Umarım faydalı olabilecek anlaşılır bir paylaşım olmuştur. Sürçülisan ettiysem affola.
* Sürekli sorulduğu için başlığa ilave etme gereği hissettim toplam masrafım bagaj havuzu da dahil 2.000 TL civarı tuttu.
< Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >