|
Yani ne yaparsak ödül alıyoruz onu söyle sen bize Edit:Lol bi Lotr bi Star Wars değil ki hikayesiyle bizi etkilesin.Gereksiz bir yazı olmuş ama ödül veriyolarsa o ayrı tabi |
| kim okucak bunu ya boşver |
| hiçbirsey anlamadım. 3 tane sampiyon gosteriyor. leona panth ve diana. nedir bu. |
Mobilim isteyim o kadar yaziyi okuyamam ozet olarak odul falan var mi? |
Targon Dağı'na turistik yolculuklarımız başlamıştır. |
kim okuyacak allasen. ne veriyorlar simge mi totem mi. |
| Hediye mediye yok heralde boşuna geldik |
| ana konuyu niye sen açtın kardeş |
| Güzel etkinlik |
|
Güzel etkinlikmiş. Okumadım. |
| Tek konu ile forum üyelerinin kalitesi belli oluyor |
beleşçi tayfa gelmiş üzülerek izliyorum |
iyiydi |
+1 pis dh ölücüleri |
| Ne yani sen hepsini okudun mu ? |
|
Okumadığım konuya post atmam genelde |
Mobil olanlar için Alıntı:
Targon, dünyanın başka hiçbir yerinde görülmeyen haşmetli dağların arasında, göklere yükselen güneşli kayalarıyla Runterra'nın en heybetli dağıdır. Medeniyetten çok uzakta, her anlamda ücra olan Targon Dağı'na, emelinde en kararlı olanlar dışında kimsenin ulaşması mümkün değildir.
Gökyüzünden inen, alevlere bürünmüş, inanılmaz güçlerle donatılmış savaşçıların canavarlarla mücadelelerini anlatan destanlardan; ilahi gökmeskenlerin düşüp dağın kayalarını oluşturduğuna dair fantastik hikayelere kadar çeşit çeşit efsaneye konu olmuştur Targon Dağı. Kimi efsane dağın, uyuyan kadim bir dev olduğunu iddia etmeye kadar gitmiştir.
Efsaneleşmiş her mekân gibi Targon Dağı da hayalperestlerin, divanelerin ve serüven peşinde koşanların umut ışığına dönüşmüştür. Zorlu yolculukların ardından hayatta kalıp bu devasa dağın yakınlarına gelmeyi başaranlar, eteklerine dağılmış göçebe kabilelerin kamplarına gezginler olarak katılmayı hak ederler.
Bu bölgede gezginler, Rakkor gibi binlerce yıldır bu sert iklimli, merhametsiz diyarlarda hayatta kalmayı öğrenmiş kabileler ile tanışırlar. Buranın halkı, bu heybetle sarmallaşan devasa yapıların gölgesinde yaşamanın, gizemli güçlerin bir çağrısı olduğu inancında birleşir. Bu yapıların kökeni ve amacı hâlâ gizemini koruyor. Ölümlülerin bu yapıyı oluşturan zekâyı algılaması bir yana, böyle bir amacın varlığından bile emin olması imkansızdır. Dağın çevresinde birçok inanç kök salmıştır; ancak her biri güneşe tapınan ve öğretileri bölgenin her köşesinde egemen olan Solari'nin himayesi altındadır. Yüce Solari Mabedi, dağın doğu yamacında durur. Buraya ulaşmak isteyenlerin, derin kanyonları birbirine bağlayan sallantılı halat köprüleri geçmesi, canlı kayaların içine gömülmüş dolambaçlı merdivenleri tırmanması, dik uçurumlara kazınmış dev büstlerle bezeli cılız çıkıntılardan yürümesi gerekir.
Bazı cesur kişiler dağın zirvesine tırmanmaya bile kalkışır. Kimisi bilgeliğin veya aydınlanmanın peşinde, kimisi şan şeref uğruna, kimisi de kalplerine işlemiş olan zirveyi görme arzusu ile... Dağın, bu işe kalkışanların büyük çoğunluğunu zirveye tırmanmaya layık görmeyeceğini bilseler de, yamacında yaşayanlar bu cesur kişilerin arkasından tezahürat ederler. Targon Dağı'nın birini layık görmemesi demek de ölüm demektir.
Bu dağın sarp yamaçları ve dik yokuşlarının zorlu koşulları tırmanmayı büsbütün zorlaştırır. Kayalıkların her köşesi tırmanmaya kalkışan ve başarısız olanların bükülmüş bedenleriyle doludur. Tırmanış neredeyse imkansızdır; tırmanmaya niyet edenin kudreti, karakteri, kararlılığı ve metaneti için acılarla dolu bir imtihan gibidir. Bazı tırmanışçılar haftalarca, hatta aylarca devam ederler; bazıları ise yalnızca bir gün... Çünkü dağ durağan değildir ve durmadan değişir. Birkaç gözüpek tırmanışçı zirveye ulaşmayı başarsa bile imtihanları bitmez. Kimisi canla başla zirveye kadar tırmansa da karşılarında, terkedilmiş harabeler ve insan algısının ötesinde oyuntulardan başka bir şey olmaz. Bilinmeyen bir sebepten ötürü, dağ bu tırmanışçılarda bir eksiklik görmüştür.
Diğer birkaçı için ise durum farklıdır. Onlar zirveye vardıklarında, parıldayan ışıklardan bir perde açılır ve ardında ihtişamlı manzaraları ve hayret verici, akıl almaz görüntüsüyle efsanevi bir diyar vardır. Hedeflerine ulaşmış olmalarına rağmen, çoğu tırmanışçı bu son imtihanı geçemez ve dehşet içerisinde bu insaniyetsiz diyara sırtlarını çevirirler. Devam etmeye gücü olanların çoğu hiç geri gelmez. Diğerleri ise, ya birkaç dakika içinde geri dönerler ya da yıllar, hatta yüzyıllar sonra tekrar ortaya çıkarlar.
Ancak kesin bir gerçek vardır ki, geri dönenler tanınmayacak şekilde değişmiş olurlar.
Suretler:
Targon Dağı'nın çevresindeki gökyüzü, gökcisimleriyle ışıl ışıl parıldar. Güneş ve uyduların yanı sıra takımyıldızlar ve gezegenler görülür. Yıldızlar uğurlu olduğuna inanılan biçimlerde dizilir ve gökyüzünden alevli göktaşları akar. Dağın eteklerinde yaşayanların inancına göre; bunlar çoktan yok olmuş, kadim ve insan aklının almayacağı kadar muazzam semavi varlıkların suretleridir. Kimileri bu Suretlerin, layık gördükleri tırmanışçıların bedenlerini kullanarak yeryüzüne indiklerine inanırlar. Böyle bir olay öylesine nadirdir ki, birçok kuşakta bir ortaya çıkan böyle kişiler hakkında inanılmaz hikayeler ve kahramanlık destanları yayılır.
Runeterra'nın yeryüzünde aynı anda birden fazla Suret'in görülmesi çok daha nadir olduğundan; yakın zamanda böyle bir durumun gerçek olduğuna dair ortaya çıkan rivayetler, dağ çevresinde dehşet dalgalarının yayılmasına ve belirsizlik duygusuna neden oldu. Çünkü bu kadar çok sayıda kudretli varlığın savaşmasını gerektirecek tehdit ne olabilirdi ki?
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
< Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >