Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 2 misafir, 1 mobil kullanıcı
27
Cevap
685
Tıklama
5
Öne Çıkarma
Savunma sanayisi Temmuz’da ihracat rekoru kırdı
M
geçen ay
Yarbay
Konu Sahibi

Savunma sanayisi Temmuz’da ihracat rekoru kırdı
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, savunma ve havacılık sanayisinin temmuz ihracatının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 128,4 artışla 989,6 milyon dolara ulaştığını bildirdi. Bu, tüm zamanların aylık en yüksek ihracat rekoru anlamına geliyor. Bir önceki rekor Mayıs 2024’teki 879 milyon dolarlık ihracattı.



Savunma rekor kırdı



Haluk Görgün, şunları söyledi: “2025 yılı Temmuz ayında, savunma ve havacılık sanayiimiz 2024 yılına oranla yüzde 128,4 artışla 989,6 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Ocak-temmuz döneminde toplam ihracat yüzde 38,6 artışla 4 milyar 591 milyon dolara yükseldi. Bu gelişmeler, sürdürülebilir üretim ve ihracat politikalarının sonuçlarını göstermekte; ürün çeşitliliği, platform bazlı çözümler ve sistem ihracatı stratejisinin etkisini yansıtmaktadır.”



Savunma ve havacılık sanayisi geçtiğimiz Haziran ayında 623 milyon dolar, Mayıs ayında 741 milyon dolar, Nisan ayında 539 milyon dolar, Mart ayında 884,2 milyon dolar, Şubat ayında 434 milyon dolar ve Ocak ayında da 383 milyon dolar ihracat gerçekleştirmişti.



Ayrıca Bkz.Joby, ABD ordusu için otonom hibrit hava aracı geliştirecek



2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na göre Türkiye, savunma ve havacılık sanayii ihracat gelirinin bu yıl 7,3 milyar dolara ulaşacağını bekliyor. 2024 yılı 7,15 milyar dolar ile kapanmıştı. Görgün ise Mayıs 2025'te yaptığı açıklamada 8-8,5 milyar dolarlık gelir beklentisinin olduğunu söylemişti.



 Haberi Portalda Gör

Dışa bağımlılık her sene azaldıkça azalıyor. İhracat cabası.
Yoruma Git
joven - geçen ay +10
Ulkede olumlu yonde ilerleyen tek sey savunma sanayi zaten, o sebeple birakalim en azindan orada ileri tasinsin.
Yoruma Git
Sarper Yasin Mutlubay - geçen ay +7
J
geçen ay
Yarbay

Dışa bağımlılık her sene azaldıkça azalıyor. İhracat cabası.



Bu mesaja 1 cevap geldi.
S
geçen ay
Yüzbaşı

Ulkede olumlu yonde ilerleyen tek sey savunma sanayi zaten, o sebeple birakalim en azindan orada ileri tasinsin.




A
geçen ay
Yarbay

10 milyar doları bulur o zaman bu gidişle. hamdolsun.



C
geçen ay
Yarbay

fatih altaylı silivriden bildiri yayınlamış. biz savunma sanayinde bişey üretmiyoruzki satalım bu haber yalan. ben gittim fabrikalara baktım boş tarla demiş:)



Bu mesaja 1 cevap geldi.
D
geçen ay
Yüzbaşı

Aynaya bakıp gördüğünü söylemiş olabilir.



< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >


Bu mesajda bahsedilenler: @CoreXXX
C
geçen ay
Yarbay

Her ay düzenli olarak azar azar Aselsan hisse senedi almaya devam ediyorum. İnşallah 2035 yılında keyfini süreceğim.




E
geçen ay
Yarbay

daha dogru düzgün uçak ve helikopter satısına başlamadık...nedense takvim bu ürünlerde cok uzun geliyor. Motoru geliştirdik ama 7 sene sonra üreteceğiz çok anlamlandıramıyorum. Yapılması gereken testler daha hızlı yapılabilir gibi geliyor. Dünyadaki muadillerin den daha hızlıyız önemli değil. Bu ürünlere bugun ihtiyaç var. Sureci hızlandırmak için motor insansın hava araçlarında test edilmez mi mesela yada daha değişik opsiyonlar yokmu?




K
geçen ay
Binbaşı

E
geçen ay
Binbaşı

Nankörlük yapmayın :)

(16 Mart 2022)

https://t24.com.tr/haber/akp-li-belediye-baskani-gultak-15-16-yil-once-buzdolabi-bile-alamiyordunuz,1021305



< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >


Bu mesajda bahsedilenler: @korozyon
M
geçen ay
Teğmen

akp propagandası tam gaz devam ediyor.. tek başarabildikleri bu. o da şüpheli ya neyse..


Bu mesaja 2 cevap geldi.
D
4 hafta
Binbaşı

Daha onceden sadece Heykel uretiyorduk



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @murtazagil
M
4 hafta
Teğmen

o heykellere kurban ol sen..




Bu mesajda bahsedilenler: @dikiştutmazsabri
N
4 hafta
General

Savunma sanayi bakımında dışa bağımlılık azalıyor evet. Ama katma değer yani yüksek teknoloji ölçütlerinde değerlendirilen bağımlılık meselesi basit ve basmakalıp görüşlerle yaklaşma eğiliminde olduğumuz neredeyse her konuda olduğu gibi biraz daha nüanslı bir mevzu.

Savunma sanayindeki ihracat artışının Türkiye'nin genel anlamda yüksek teknoloji ihracatını artırmadığına dönük bulgular mevcut (aşağıda bundan bahseden eski bir mesajımı paylaştım). Yüksek teknoloji Türkiye'nin ihracatının sadece %3-4'ünü teşekkül etmekte ve Türkiye'nin yüksek teknoloji ithalatı yüksek teknoloji ihracatının tam 4 katı.

https://forum.donanimhaber.com/mesaj/yonlen/160148442


Kısaca "büyüyoruz" ama - büyümenin kalitesi bazında - bir Çin olmaktan hala çok uzağız. Savunma sanayi haricinde sivil sektörlerde diğer hızlı gelişen ülkelere nazarla biraz yerimizde sayıyor gibiyiz. Geç dönem Sovyetler Birliği'ni akıllara getirir şekilde savunma sektörü ve sivil sektör/halkın yaşam standartları gelişim dengesizliği içerisindeyiz. Sonunda Rusya'nın ve diğer birlik ülkelerinin nasıl büyük krizlerden geçip küresel bir süper güç olmaktan çıktıklarını gördük.

Hayata toz pembe gözlüklerle bakmamak, gerçekçi olmak, kolaylıkla gözü kör edebilecek bir kibre (hybris) dönebilecek bir gurura kapılmamak (eski Sovyetler de aynı bizim gibi gururluydu, tek başına gurur kimseye yaramaz), varolan sorunların teşhis edip nedenlerini incelemek ve çözümler üretip münasip yollarla tatbik etmek gerek.



< Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @joven
K
4 hafta
Yarbay

Bu savunma sanayi işallah diploma meselesine dönmez.



J
4 hafta
Yarbay

Savunma sanayisinde maliyet hesabı bir yere kadar yapılır.Önemli olan kendi kendini yeterliliktir.Şöyle düşünün elinizde 10 trilyon dolarınız var.Lakin ihtiyacınız olan silahları temin etmede sıkıntı yaşıyorsunuz.

10 tiriyonunuz olması ile bu işler olmuyor.




Bu mesajda bahsedilenler: @Nat Alianovna
N
4 hafta
General

Alet çantasındaki en keskin alet, avizedeki en parlak ampul olmalısın. Yüksek teknolojik hizmet ve ürünlerin yaptığın üretim ve ticaretteki payına ve "yüksek teknoloji cari açığına" göre kendi kendine yeterli değilsin, ana fikir o.

Zaten sayısal veriler olmadan da Türkiye'nin ABD'den hala mühimmatlarıyla beraber yeni tip F-16 ve modernizasyon paketleri, Avrupa'dan Eurofighter Typhoon satın almasından, kendi savaş uçağı KAAN'ın prototipinde ilk aşamada özel ithal Amerikan motorları (Generals Electric F110) kullanmasından bu gerçeği çıkarsayabilirsin/anlayabilirsin. Kolay kolay da bu işlemler gerçekleşmedi. Aynen dediğin gibi 10 trilyonunuz olsa kaç yazar, belli ki - yerli olarak - temin etmede sıkıntı yaşıyorsun. Alabilecek mali güçte olsanız da yabancıdan dahi zor temin ediyorsun. Tavizsiz edemiyorsun. Mesela Eurofighter Typhoon NATO ülkelerine - burada ima edilen Ege Denizi'nde Yunanistan'a - karşı kullanılmama şartıyla temin edilecek.

Yüksek teknoloji temelinde bağımlılık meselesini sayısala döktüğümüzde yukarıdaki mesajımda yazanlar çıkıyor/yukarıdaki mesajımdaki sayılarla hava kuvvetlerinin savaş uçağı tedariğine ilişkin az önce bahsettiğim olgular paralellik gösteriyor: Yüksek teknoloji ithalatın yüksek teknoloji ihracatının tam 4 katı. Bu da hala - yüksek teknoloji başlığında - bağımlı olduğunu gösteriyor. "Yüksek teknoloji cari açığı" olarak kastettiğim budur.

Bu işin salt teknoloji boyutu yoksa dümdüz şekilde ticaretteki cari açığı da baz alabilirsin ve bunu - geçen sene dahil son yılları - baz alırsan aşağı yukarı yıllık 100 milyar dolar cari açık verilmesinden söz ediyoruz ve pekala bu açık Türkiye'nin yeterli seviyelerde yüksek teknoloji - katma değer üretmemesinin bir sonucu. Ticari/o bildiğimiz standart cari açık da Türkiye'nin yüksek teknolojik üretiminin yeterli olmadığının önde gelen göstergelerinden.

Bu arada bunları oturup farazi bir kriterde ben hesaplamadım. Ankara Sanayi Odası ve TÜİK'in verilerini ve resmi sitelerden gelişmeleri olduğu gibi aktarıyorum.

Savunma sanayinin gelişimini yabana atacak veya küçümseyecek değilim ama bu gelişim gerekirse yeniden yapılandırma ve planlama çerçevesinde sivil sektörlere translate etmezse, sivil sektörlerde de benzer bir rekabetçi dönüşüm gerçekleşmezse, kısa vadeli kar ve konfor bölgesinde kalma odaklı kolaycılıktan vazgeçilmezse ve bilim ve teknolojiye pragmatik veya göstermelik bir tutumdan ziyade bilim ve teknoloji - en yüce faaliyetler olarak, hayatta en hakiki mürşit ilim ve fendir - oldukları için değer verilmezse 1970 ve 1980'lerin Sovyetleri ve 1990'ların Rusları gibi olduğumuz yerde debeleniriz.

Üstüne teknolojik yetersizliğe ilişkin/sinerjik yanlış ekonomi politikalarıyla halkı yüksek enflasyonun, yüksek vergilerin, düşen alım gücünün ve artan borçlanma ve iflasların belirsizlik cehennemiyle tanıştırırız. Ucuz mal için sıralarda kuyruğa giren ve saatlerce bekleyen insanlar görürüz. Tarihte başka milletler - örneğini verdiğim komşu bir halk - bunları yaşamış. Onların izinden gitmek neden?

İlla Rusların izinden, aynı veya benzer yollardan gideceksen - çapsız vakanüvislerin deli dediği - Büyük Petro'yu, Büyük Yekaterina'yı örnek al. Bilimi, teknolojiyi, aydınlanmayı öncelleyen insanlar/liderler bunlar.

Bugün Rusya gerçekten bir şeye benziyorsa onlar gibiler sayesinde. Kaldı ki, Türkiye'nin onlara örnek olarak ihtiyacı bile yok, koca Atatürk'ümüz var. Bir vizyon ortaya koymuş ama o vizyona Türkiye'de genel anlamda bir seremoni muamelesi çekilmekte, millet ancak günü kurtarabilecek - ama uzun vadede ve genel anlamda zarar verecek - ideolojik ve bencil gündemlerinin peşinde koşmakta.

Bir ciddi olumsuzluk dahi bin tane olumlu işi mahvedebiliyorken bin tane olumsuzluğun bir tane olumlu gelişime (savunma sanayii) nasıl gölge düşürebileceğini ve ihtimal dahilinde baltalayabileceğini söylememe gerek yok. Refah içinde bir halk, iyi bir ekonomi ve sivil sektörlerde rekabetçi gelişim yoksa askeri - ve dahi siyasi - kazanımlar da tehlikeye girer.

Tüm bunlar belirli bir refah düzeyi olan kalkınmış çağdaş en gelişmiş teknolojiyi üreten ülkelerde gördüğümüz üzere yüksek teknoloji üretim yeterliliğiyle ve sürdürülebilirliğiyle birliktedir ve hepsi beraber bir paket halindedir. Ayrıştırılamazlar. Birisi olmazsa öbürü risk altına girer. @joven



< Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @joven
J
4 hafta
Yarbay

Örnek alacaksam Fatih Sultan Mehmet Hanı örnek alırım.Ne işim var elin delisiyle.

Devlet eldeki imkan ve şartlar ile çok uzak olmayacak bir tarihte yaşanacak savaşa hazırlanıyor.Bunca vergi neden getirildi sanıyorsunuz.Devlet özellikle Altın alımında dünyada ilk sıralarda yer alıyor.
Savaş kaçınılmaz olarak Kapımıza dayandı.Hazırlıklar yapılıyor.Ekonomi önceliğimiz savaşın hazırlığı için yapılan harcamalara gidiyor.Vatandaşta bir yerlerinden kıssın gerçeklerle yüzleşsin.


Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @Nat Alianovna
N
4 hafta
General

Peki ister gelişmiş ülkelerle kıyaslansın, ister gelişmekte olan ülkelerle kıyaslansın, ister en hızlı silahlanmakta olan ülkelerle kıyaslansın, Türkiye'nin dünya ortalamasının çok üzerindeki çift haneli yüksek enflasyonu da bir savaş hazırlığı mıdır? :) Çoktandır savaş halindeki Rusya ve Ukrayna'nın enflasyonlarının birkaç katı da çünkü. Buradaki enflasyon onların enflasyonlarının toplamından çok daha fazla diyelim, hem de yıllardır sürdürülen dezenflasyon politikalarına rağmen.

Büyük bir Rönesans Akdeniz hükümdarı sultan ve innovatör olan Fatih Sultan Mehmet güzel bir örnek. Askeri ve kurumsal inovasyonları özellikle göze çarpar. Yalnız sen Atatürk'ü örnek almıyor musun? Ondan bahsetmemişsin. Elin delisi derken herhalde kastettiğin sadece yabancı tarihsel figürlerdir.



< Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >


Bu mesajda bahsedilenler: @joven