Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir
899
Cevap
286800
Tıklama
15
Öne Çıkarma
RADAR OLDUĞUNU NASIL ANLARSINIZ
B
19 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

VALLAHİ NE OTOBANDA 120 İLE GİDİLİYO NEDE OTOYOLDA 90 LA GİDİLİYO, HEPİMİZ (EN AZINDAN BEN) NE OTOBANDA 150-160 IN ALTINA İNEBİLİYORUM NE DE OTOYOLDA 130 DAN AŞAĞIYA İNEBİLİYORUM; YOL BİTMİYOR 90" LA,

yurt dışında radarlar kara noktalara yani en çok kaza yaşanan viraj gibi yerlerde uygulanıyor ki sürücüler burada hızlarını azaltsınlar ve kazalar yaşanmasın. bizimkiler de en olmadık en düzlük yerlerde kuruluyor ki ceza yazılsın yada bildiğin gibi bütçe kapansın kota doldurulsun. en çok zoruma giden yer ise yokuş aşağı kurulanı, sen 500km 90"ı geçme sonra yakuş aşağı araba peygamberde 130"u bulsun, sonrada ye cezayı,

BENİM BİLDİĞİM RADAR OLDUĞU ZAMAN MECBURİ RADAR İŞARETİ OLMASI VE 5 KM İÇİNDE RADAR OLMA ŞARTI TABİ SABİT TABELALARDA HER ZAMAN RADAR OLMUYOR. PORTATİF RADAR TABELASI VARSA İŞTE O ZAMAN KESİN RADAR OLUYOR HASTA DA TAŞIYOR OLSAN HEMEN 90 A DÜŞECEKSİN.

SİZ NASIL ANLIYORSUNUZ YOLDA RADAR OLDUĞUNU?

< Resime gitmek için tıklayın >





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi babatolia -- 16 Haziran 2015; 0:39:48 >

sellektör yaparak radar uyarısı konusunda birinin şöyle bir anısını okumuştum:

vatandaş şehirler arası yolda ilerliyor (izmir çevrelerinde bir yerdi galiba). hızı yüksek o...
Yoruma Git
Yorumun Devamı ihg70 - 19 yıl +42
Bu tip radarlara böyle girersek, bir daha orda radar madar olmaz.
Yoruma Git
Yorumun Devamı Viper74 - 10 yıl +22
artık sellektörde yapmıyor karşı taraf !!!
insanlık ölmüş
Yoruma Git
Yorumun Devamı wildermess - 10 yıl +13
S
19 yıl
Çavuş

< Resime gitmek için tıklayın >

denizli antalya yolunda ford transit 90 bg lik 1.5 ton yük vardı normalde 175 yapıyodum ama o anda cekmek aklıma gelmedi :)))

radar mı oda ne :P


Bu mesaja 1 cevap geldi.
S
19 yıl
Çavuş

S
19 yıl
Yarbay

quote:

Orjinalden alıntı: safiran

< Resime gitmek için tıklayın >

deminki resimi yüklerken hata yapmışım :)



Çok büyük marifet.180 yap onu da çek koy buraya.Hepimiz seni alkışlayalım


Bu mesaja 1 cevap geldi.
M
19 yıl
Binbaşı

quote:

Orjinalden alıntı: safiran

< Resime gitmek için tıklayın >

deminki resimi yüklerken hata yapmışım :)






M
19 yıl
Yüzbaşı

www.guduwap.com sitesinin forumlarını gezerken bir prgram görmüştüm telden bluetooth la radarı 1 km önce tespit edilebiliyor hiç denemedim ama işe yarıcagından eminim


Bu mesaja 1 cevap geldi.
A
19 yıl
Binbaşı

H
18 yıl
Er

K
17 yıl
Yarbay

< Resime gitmek için tıklayın >

www.itiraf.com 'dan alıntı...





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kemal -- 20 Şubat 2008; 17:39:42 >

M
17 yıl
Onbaşı

Aşağıdaki linkte belli başlı ülkeler ve uygulanan hız limitleri var.

http://en.wikipedia.org/wiki/Speed_limit#Speed_limits_in_specific_countries

Türkiye'deki limitler düşük değil yani.

Gerçi Latin Amerika ülkelerindeki durum da ilginç.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
M
17 yıl
Yüzbaşı

quote:

Orjinalden alıntı: maysalih

Aşağıdaki linkte belli başlı ülkeler ve uygulanan hız limitleri var.

http://en.wikipedia.org/wiki/Speed_limit#Speed_limits_in_specific_countries

Türkiye'deki limitler düşük değil yani.

Gerçi Latin Amerika ülkelerindeki durum da ilginç.


Brezil'ya ve Peru'da hız limiti olmaması normal çünkü orada yolda yok. Adam demiş toprak yolda bas basabildiğin kadar nasılsa nüfus fazla..


Bu mesaja 1 cevap geldi.
F
17 yıl
Onbaşı

V
17 yıl
Binbaşı

quote:

Orjinalden alıntı: mississippi


quote:

Orjinalden alıntı: maysalih

Aşağıdaki linkte belli başlı ülkeler ve uygulanan hız limitleri var.

http://en.wikipedia.org/wiki/Speed_limit#Speed_limits_in_specific_countries

Türkiye'deki limitler düşük değil yani.

Gerçi Latin Amerika ülkelerindeki durum da ilginç.


Brezil'ya ve Peru'da hız limiti olmaması normal çünkü orada yolda yok. Adam demiş toprak yolda bas basabildiğin kadar nasılsa nüfus fazla..


Kaza oranı fazladır bence orda



K
17 yıl
Yarbay

aşağıdaki adresten alıntıdır.
http://www.tuningturkiye.com.tr/archive/index.php/t-1593.html
quote:

RADAR YERLERİ

• Ankara'dan çıkarken Yeni Hipodrumu geçer geçmez ağaçlığın başladığı yerde radar. (radar kurulan araç resmi plakalı polis aracı)
• Ankara'dan otobana çıktıktan sonra YENiÇAĞA' ya gelene kadar radar yok.
• Yeniçağa'yı (Sağda göl göreceksin) geçince benzinliklerde veya gezici radar var koyu mavi Siena. benzini varsa geziyor yoksa benzinlik çıkışında duruyor. Çevirme otoyol gişelerinde. Cezayı yedim kurutuldum zannetme, otoyol gişelerinden çıkıp Koru Motel’e doğru giderken sağda kırmızı Siena duruyor.
• Bolu Dağı çıkışında mutlaka kurallara uymak etmek gerek. Bolu Dağı’nı çıkıp Varan tesislerini geçtikten sonra önce 70, sonra 50 km hız ikazı ve daha sonra metalik renkli Siena radar yolun sağ üstünde duruyor. Radar burda değil ise az ötede Kaynaşlı nın içindedir. Gişelerden çıktıktan sonra İstanbul gişelerine kadar radar yok.
• İstanbul gişelerine varmadan 6-7 km önce radar var. cezayı gişeden çıktıktan sonra ödüyorsunuz. Sakın kızıp hızlanmayin gişeden 10 km sonra bir radar ve uygulama zamanlarında Kadıkoy kavsağına gelmeden bir radar daha var.
• Dönüş yolunda Düzce sapağını geçtikten sonra Sağda Astaldi'nin fabrikasını göreceksin. Sola üst geçitlerin altına bak yolun ortasında radar var. Bu radar akşamları az ötedeki benzinlik içinde duruyor.
• Kaynaşlı’yı geçip Bolu Dağı’na çıkarken % 90 radar kuruluyor. Bu radar inişteki metalik renkli arabadır. Rampayı çıkarken durduruyorlar. Kaynaşlı iniş çıkışında Şehirlerarası otobüslere dikkat et, onlar hızlanmışlarsa radar yoktur. Çünkü araçları yüksek olduğu için daha rahat görüyorlar.
• Bolu Dağı’nı geçip dağdaki polis merkezini geçtikten sonra kırmızı Siena radar. Ulusoy benzinliğin içinde veya biraz daha aşağıda viraji alırken sağda duruyor. Cezayi son benzinlik önünde kesiyorlar.
• Ankara'ya gelirken radar Akıncı gişelerine gelmeden 3 km önce solda orta refujda duran resmi araba. Radar burda değilse otoban bitip devlet karayoluna çıktığında sağda duran resmi arabadır.
• Ayrıca eski yoldan İstanbul’a giderken Kurtboğazı barajı girişini yaklaşık 6-7 km geçtikten sonra sağdaki ağaçların arasına gizlenmiş koyu bir Reno 12 radar var. Aynı yolda Gerede’ye 10 km kala da uygulama olabiliyor.
• Ankara'da gündüz saatlerinde Anıtkabir'in altında Maresal Fevzi Çakmak caddesinde ve Eskişehir yolunun başlangıcı olan İsmet İnonu Bulvarı’nda Varan terminalinin orada uygulama yapıyorlar.
• Ankara girişindeki bölünmüş yollarda özellikle Gölbaşı girişinde gri Reno 19'lara dikkat !!!!!
• Ankara Adana arasında Ulukışla ve Kardeş Gediği mevkiinde de Reno 19'lara dikkat edilmesi!
• Tarsus Adana arasında (eski yolda) Yenice'nin içerisinde bordo bir Reno 19. Çukobirlik yakınlarında sizi bekleyen bir başka radar var!!!!!!!!!!
• Tekirdağ- Keşan yolu üzerinde Şarkoy çıkışına gelmeden önceki rampada Mavi bir Hyundai durur. Hatta 34 A diye başlayan bir polis plakasına sahip.
• İstanbul'dan Tekirdağ yönüne gidecekler içinde Gaziosmanpaşa'dan başlayıp taa paralı yolun Silivri çıkışına kadar olan kısımda 34 RU 828 plakali Gri bir Reno 19 sadece hızı sevenler için değil, yolda makas atmayı seven arkadaşlar için de tehlike arz ediyor.
• Bolu'da iki otoban arasındaki meskun mahallerde ciddi can yakıcı radarlar varmış.
• Çamlıca gişelerden 1. Köprü yoluna bağlanan yolda Fatih Mehmet Köprüsü yolu üzerinden geçtikten sonra plakasını alamadiğım Gri bir Siena duruyor. Bu aracın kerametini 1. Köprü bağlantısında anlıyorsunuz. Bu araç bazen de yolun diğer tarafında duruyor. Nerede çeviriyor diye düşünmeyin, çok tehlikeli olarak yolu kapatıp ceza yazıyorlar.
• İstanbul - Kaynaşlı otobanında Kaynaşlı gişelerden yaklaşık 1 km önce bir Burger King bulunuyor (üst geçit restaurant). Bu üst geçitten yaklaşık 500-600 m önce orta refujde füme rengi bir Reno19 pusuya yatıyor.
• Butun benzinciler radar yerlerini biliyor. Depoyu doldururken sormakta fayda var. Radarların ya benzincilerde ya da ağaç altında olduğu konusundaki fikrimin doğruluğunu gördüm
SiVRiHiSAR
• Sivrihisar yolunda yol boyunca 4 adet radar.
HATAY
• Hataydan Samandaği yönünde Hancık'a 10 km. kala sağda. Hatay Samandaği (Samandağina giderken) sapağında rampa başında sağda Reno 19
• Dalaman’dan sonra Beybaşı çıkışında 50 km. tabelasinin altında (ağaç altında) beyaz Reno 19
ANKARA
• Sereflikoçhisar’da (her iki yonde) 10-15 km. de gezici radar: bordo Siena 06 GZ plakalı
• Adana otobanında bordo Reno 19; Tarsus ve Mersin ayrımlarına yakın. Ayrıca Damlama rampasında. Ankara yönünde Kulu girişine 2 km. kala Pozantı TEM gişelerine girerken sağda benzincide beyaz Reno 19
İZMiR
• Söke ovasındaki 2 benzinciden birinde ve/veya BP de (ağaçlı alanın orası)
• Aydın - İzmir otobanına girmeden (Söke yönünden gelirken) önce hafif rampa aşağı inerken sağda benzincide ağaçların arasında
• İzmir yönünde Torba ve Selçuk çıkışlarında İzmir otobanı serbest.
• İzmir çıkışında SHELL'den sonraki rampa inişinin başında polis minibüsü radar.
• Saruhan’a girmeden Manisa yönünde Boğazhan petrolden sonra düzlükte sağda ağaç altında. Susurluk ve Balıkesir zaten biliniyor artık.
• Pamukova’ya girerken, üst geçidin yanında, soldaki ağaçlarin altında radar var
• İnönü'de, Otosan fabrikasına varmadan, seramik fabrikası karşısında ve İnönü'den sonra, tepeleri aşınca, Alfa Evi'ne gelmeden radar var.
• Kütahya'dan Afyon'a gelmeden önceki son virajların çıkışında radar var
SANDIKLI-BURDUR-ANTALYA:
• Keçiborlu'dan sonra lütfen meskun mahal hız sınırlarına da uyun (başka yerlerde uymaya gerek yok gibi bir ifade var, aman siz her yerde kurallara uyun)
• İlk radar Denizli yolu kavuştuktan sonra, sağda ağaç altında.
• İkinci radar, Isparta yol ayrımından 4 km sonra, sola virajı döner dönmez
• Antalya Kepez girişinde yol sadece mıcırla kaplanmış (niye bilmiyorum, asfalt yok şu anda), hızlı girerseniz tehlikeli olabilir. Tekerlekler gömüldüğü için ani dönüşler, ani frenler riskli. Burdur'u geçtikten sonra Antalya'ya yaklaşık 50 Km kala sorunlar da başladi. İlk sorun bizi 112 Km ile yakalayan radar

ANTALYA-KEMER-ÇIRALI:
• Kemer'e dek yol çizgilerinin tamami bilerek silinmiş, yoldaki gevsek malzeme yolun her iki tarafına ve ortasina birikmis ve sanırım yaz boyunca öyle kalacak çünkü yeni hiçbir çalışma yok, karayolları aracı, görevlisi yok. Bu aralıkta çok yumuşak kullanmalısınız.

ÇIRALI-KUMLUCA-FiNiKE-KALE-KAS-KALKAN:
• Finike'ye kadar bir yol, KUMLUCA'ya 20. km. den itibaren Micir!!!
• Kumluca çıkışında radar var, 61 km/saat ile gidene basıyorlar cezayı. Bir de Finike girişinde var ama meskun mahal mi yoksa 90 km/saat cezası mi yazıyorlar bilmiyorum.

FETHiYE
• Sapaktan itibaren sağda/solda radar var, düşmemeye imkan yok!
• Kavşaktan Marmaris'e donen, okaliptüslü yol var ya, o düzlükte iki yönde de radar var.
• İnişlerdeki çift çizgiyi kimse iplemiyor, özellikle 48 plakali araçlar, sinyalsiz falan geçiyorlar. Okaliptüslü yoldan sonra gelen tepenin ardındaki kasabanın girişinde radar var. Meskun mahal hız limitine uyun.
• Yatağan girişinde radar var. Bu defa sağda.

İZMiR-BALIKESiR-BANDIRMA:
• Manisa yolunda sinyal veren yok, hız sınırlarını aşmak racon gereği, Manisa düzlüğüne dikkat. Akhisar'a girmeden 15 km kadar önce radar var.
• Susurluk 10. km, başka bir radar.
• Bandırma yolu, Çanakkale, Bursa kavşaği... Kontrol, radar nerede göremedim ama vardı.... Bandırma yolunda feribota yetişmeye çalışanlara ve sehiriçinde aynı amacı taşıyan (kusura bakmayın ama tesbitim böyle) özellikle 34 plakalılara dikkat.. Bilirsiniz bi el selektorde, bi el kornada, dünyadaki en haklı sürücü konumuna çıkarlar...

DİĞER HUSUSLAR
Radar tespit cihazları radarın lokalizasyonu konusunda çok iyi bilgi veren, çok verimli araçlar, ne yazık ki yakalandığında hapis cezası bile var. Bu nedenle bu tür bir araç kullanıyorsan polis tarafından çevrildiğin anda devreden çıkartmanda yarar var. Aksi takdirde canın tahminin ötesinde sıkılabilir.
Evet, radarlar hep burnu sana dönük, aksesuarsız (resmi olduğundan) Renault
19 veya Siena gibi araçlarda bulunuyor, içinde mutlaka Ray-ban'li bir memur
oturuyor ve araç mutlaka gölgede (burası çok onemli!) duruyor. Bu yer genelde bir ağaç altı, bir benzinliğin girişindeki totemin veya reklam panosunun altı niteliğinde olabiliyor. Genelde sıcaktan dolayı bir kapısı açıkta olanlar da çoğunlukta..
Radar lokalizasyonu konusunda fikir verebilecek en onemli kriterlerden biri hız limitlerini aşma konusunda seni kışkırtacak yol durumudur. Örneğin hafif bir rampada sollama manevrasi yaptın, rampa aşağı tatlı bir eğimle pürüzsüz bir yol karşına çıkıyorsa ve hele de rampa bitimi ağaçlıklı bir alan varsa radar neredeyse kesin olarak vardır, sadece hızlanma isteklerini yoklayarak bile bir sürü radar yakalayabilirsin.
Radar kuranlar için (tuzak kurmak gibi oldu ama pek farkı yok bence...) en verimli alanlardan biri de içinden genişçe ve düzgün bir yol geçen meskun mahallerdir. Örneğin sen 90 km/h ile keyifli keyifli seyrederken üç beş hanelik bir köy/kasaba türü bir yerleşim yerinden geçip radara yakalanabilirsin. Meskun mahalde 70 km/h'i geçmemeye dikkat.
Sağ avuç içi ve sağ ayağı sürekli kaşınanlardan biriysen yakalanmadan 600-700 km yapma şansın neredeyse yok gibi. Yakalandiğin takdirde cezanın hız sınırını aşmak yerine hatalı sollama olarak kaydı konusunda ricacı ve ısrarcı olmanı öneririm. Çünkü hız sınırını bir yılda toplam 5 kez aşmanın ehliyeti kaptırmak, ehliyeti kaptırmanin ise toplam 150.000 kişilik bir kuyruğa dahil olarak sadece 3 metropoldeki "Psikobilmemne Değerlendirme Merkezi"nin değerlendirmelerine katlanmak anlamına gelebileceğini hatırlatıyorum
Gördüğün anda frene abanmanın faydasi yok, çünkü gördüğün an zaten kaydedilmiş oluyorsun, en iyisi yüreğinin sesini dinle ve "yav vereyim şu gazı köküne, kim tutar" dediğin anda kendi kendini radardan önce yakala..

Mesai saatleri dışında da çalışırlar. Özellikle Bölge trafik istasyonlarina yakın yerlerde daha fazla dikkat! Radar yakalar; plakani okuyabilecek kadar aydınlık olmasa bile.


İstanbul - Bursa arasi..
-Arabali Feribot'tan Topçularda inince yalova istikametine dogru Dayi Petrol'den hemen sonra Ak-AL teksitil'in nizamiyesi onunde veya karsi istikamette beyaz Renault 19 (Trafik yogunluk saatine gore yer degistiriyor)
-Yalova'dan Bursa'ya dogru cikista rampa baslamadan once sag taraftaki benzicilerin onunde veya orta refujde Renault 19
-Bursa'ya giriste rampadan inerken sagda Opel'in (veya baska bir marka, tam hatirlamiyorum.. ama ilk otomobilci onu biliyorum) onunde lacivert siena

Bursa - Istanbul arasi..
-Yukarda yazilanlarin tersi istikamette olabiliyorlar.. ayrica;
-Gemlik'ten sonra İznik Kavşağı ve trafik ışıklarını geçtikten sonra başlayan düzlükte, sag tarafta Varta reklamini gectikten sonra, koy yolu girisinde bulunan otobus duraginin onunde, lacivert Siena (Tarife bak )
-Orhangazi'yi gectikten sonra baslayan duzlugun sonunda karsi taraftan gelen yol ile gittiniz yol 2'ye ayrilir... Sizin gittiginiz yol saga dogru kivrilir.. Iste tam orda ortada bir gobek vardir.. O gobekte beyaz Renault 19

Aklima gelmisken Istanbul icerisinde anadolu yakasinda TEM otobanindan ciktiktan sonra 1. kopruye gitmek icin kullanilan Camlica baglanti yolunun uzerindeki son koprunun altinda (Yol sola dogru kivriliyor.. Virajdan cikista radarla burun buruna geliyorsunuz.. O yuzden viraj icerisinde hiz dusurmek lazim)



İzmit sapanca arası otoban...

Sapanca gişeleri geçtiten 10km içinde sonra bi radar war dikkat edin..


sivrihisar in eskişehire doğru olan cıkışında 10 km sonra ekip arabası beklıo radar olarak

eskişehir bozhoyuk arası eskişehir istikametinde 5. km de metalık grı siena beklıo yolun tam ortasında

polatlıdan sivrihisara doğru oğlakçı koyune varmadan yaklasık 5 km once bi kopru var onun altında bekleyen laci reno 19 cevirmeyide koye hemen varmadan yapıyorlar

polatlının sivrihisar cıkısında milangaz da beklıyorlar yesil toyota corolla ile cevirme ise hızlı tren için yapılan tunele varmadan once

ankaradan polatlıya doğru ORS( ortadoğu rulman sanayi) a gelmeden üstgeçidin altında cevirme için bekliyorlar. (bide simdi siz sub larla giderken cevirmeyede alırlar sizi o yuzden bu cevirmeyi de yazayım dedim hanı siz cok dikkat cekiyorsunuz ya o saheserlerle)

polis amcalar 7/24 calısıyorlar bide bursa ve eskişehirden sonra hiç rastlamadım ama yinede dikkatli olalım cok acımasız cezalar yazıyorlar(tabi onunda caresi var aslında )


ankaradan samsuna giderken delicenin samsun cıkısında 77dd498 plakalı yesil(haki)_ablalarımız daha iyi ayırt eder renk farkını_ renault europa bekliyor.cuma gunleri samsun istikametine doğru cumartesi gunleri ankara istikametine bakıyor diğer gumler hakkında bir bilgim yok:))))


KOcaeli/Kirazlıyalı mevkii E-5 ama otoban değil
Saat 09:00'da kuruluyor ve 11:00'e kadar devam ediyor..

Radarın yeri
Eğer E-5'ten istanbul yönünden geliyorsanız,herekeyi geçtikten sonra kirazlıyalı beldesinde 2 tane radar war biri istanbul yönüne dönük diğeride,kocaeli yönüne dönük...mümkünse istabul yönünden geliyorsanız Derince Liman'ı bilirsiniz tam karşısında askeriye war,işte oraya kadar dikkatli olun..Kocaeli yönünden geliyorsanız Kirazlıyalı bitene kadar dikkat edinolması dileğiyle



N
16 yıl
Çavuş

R
16 yıl
Binbaşı

quote:

Orjinalden alıntı: uFucklıq

arkadaşlar şu yeni yasa vardı hız sınırlarını arttırmak amaçlı onaylandımı acaba bileniniz varmı?

Daha hala komisyonda.

http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/kanun_teklifi_sd.onerge_bilgileri?kanunlar_sira_no=69183


Bu mesaja 1 cevap geldi.
M
16 yıl
Binbaşı

Tamamını okuyan olurmu bilmiyorum fakat, radarla en iyi mücadeleyi ANTRAK vermişti.

---------------------------------------------

Bir Radar Anısı

Yazar Ahmet Sönmez

Cumartesi, 01 Ocak 2005

Yazarımız Ahmet Sönmez'in kaleminden trafik ve radar anıları. Farklı bir bakış açısıyla, Ahmet Sönmez'in kaleminden olayların yorumunu okumak istiyorsanız kaçırmayın.



YaLaaAAaaN... 2 adet Tüyme, 2 adet Enselenme Anısı..!

Ülkemizde "ehliyet" sahibi olup da RADAR'a enselenmeyen kaç şoför var ACABA..??

Bu yazı, "RADAR'a enselenen şoförlere, polislere ve amatör telsizcilere ithaf edilmiş olup, hayırlısı neyse o olsundur.

The Anılardan Birincisi….

Kaç yılıydı tam olarak hatırlayamıyorum… 1980 olabilir. Günlerden birgün, iş ortağım, meslektaşım Nebil Ergun ile Ankara Kavaklıdere, Kuğulupark köşesindeki büromuzdan çıkıp, Ulus, Opera mevkiindeki İller Bankası'na "imar planı" teslim etmek üzere benim (rahmetli) motosiklete bindik. Ben önde motosikleti kullanıyorum, Nebil arkada, elinde proje paftaları, dosyalar… Her ikimizin kafasında motosiklet miğferleri…. Kavaklıdere'den Ulus'a doğru tıngır mıngır iniyoruz….

ABD Büyükelçiliğinin önüne geldik… ZORT diye durdurdular. Trafik polisi kardeşimiz yanımıza geldi ve "evrak" istedi. Nebil, elindeki proje paftalarını ve raporları "evrak" diye vermeyi denediyse de polis kardeşimiz "ehliyet-ruhsat" istemekte israrlı oldu. Bunun üzerine ehliyeti ve ruhsatı verdim… sonra sordum: "Nedir bizim hatamız..? Neden durdurdunuz..?"

Trafik polisi kardeşimiz aynen aşağıdaki gibi cevap verdi:

"…Şehir içinde 50 kilometre hızla gitmeniz gerekirken 56 kilometre hızla gittiğiniz tesbit edildi… Bekleyin, sizi mahkemeye çıkartacağız."

"WAY BE" dedim… "Artık mahkemeye filan çıkıyoruz.." Sonra sordum… "Peki nasıl anladınız bizim saatte 56 kilometre hızla gittiğimizi…?"

Polis kardeşimiz cevap verdi…. "RADARA YAKALANDINIZ…! "

Böylece yaklaşık çeyrek yüzyıl once RADAR bey kardeşimizle tanışmış olduk… !

Sonra bizi Çankırı Caddesi'ndeki Trafik Mahkemesi'ne götürdüler. Hakim bizi (yani hız sınırını aşan sürücüleri) 5 kişilik gruplar halinde duruşmaya aldı, hepimize ikişer dakikalık otomatik bir yargılama süreci uyguladı ve ceza kesti.. Elimizde proje paftaları, koltuk altında motosiklet miğferleri, ceza kararını duyduk, sonra projeleri teslim etmek üzere tekrar motosiklete binerek uzaklaştık.

The Anılardan İkincisi….

Aradan zaman geçti… Türkiye'de RADAR kontrol uygulamaları yaygınlaştı. Necip Türk Milleti karayollarında araba kullanıp her yıl binlerce kaza yaparken trafik polisi tarafından durdurulup ceza verir oldu. Bu arada bizler de malum "telsizciyiz" iyi kötü elektronikten anlıyoruz… "Ne yapalım… Ne yapalım diye düşünürken aklımıza polisin telsiz frekanslarını dinlemek geldi. Öyle ya, hızlı giden araç önce radar tarafından izleniyor, plaka numarası tesbit ediliyor ve örneğin 3 kilometre ötedeki "çevirme" noktasına telsizle bildiriliyor. Çevirme noktasındaki polis kardeşimiz de yolun ortasında duruyor, telsizden gelen plaka numaralarına göre "…sen geç…" "sen kenara çek…" demeye başlıyor.

Bizim dernekteki hemen tüm üyelerin arabalarına birer VHF/UHF telsiz alıcısı tesisatı çektik. Arabaların çakmak fişlerinden kablolar döşedik, el telsizlerini takabileceğimiz kancalar, kutular koyduk, şoför koltuğunda oturanın sol kulağına denk gelecek şekilde (sol taraf kapılarının ortasındaki direğe) küçük hoparlörler monte ettik… Bu arada sabit anteni olmayan arabalar için mıknatıslı VHF anteni icat ettik. (…Bu antenlerden yaklaşık 30 tane imal edip isteyen üyelere dağıttığımı hatırlıyorum…)http://www.antrak.org.tr/gazete/042002/ahmet.htm adresinden bakıp görebilirsiniz.

Derken bir de baktık ki, bizim dernek üyeleri artık uzun yolda araba kullanırken Radar bey kardeşimize yakalanmıyor. NEDEN..? Çünkü biniyorsun arabaya, yola çıkmadan once polis frekanslarını, özellikle "yakın kanal" olarak bilinen "simplex" frekansları telsize veriyorsun, sen gidiyorsun, telsiz kardeşimiz bu frekansları taramaya başlıyor. (Günün moda deyimi ile "scan" etmeye başlıyor..) Derken efendim, telsiz kardeşimiz, "squelch" kardeşimizi tetikleyen bir sinyal alıyor ve sol kulağına yakın monte ettiğin hoparlörden Radar bey kardeşimizi kullanan polis kardeşimizin anonsu duyuluyor… "06 Lüleburgaz Zonguldak 665…. Aşırı hız… 123 kilometre…" AHA yine RADAR var…!

Radar bey kardeşimiz yaklaşık 3 kilometre öteden ölçüm yapabiliyor ama bizim otolardaki telsizler de en az 10 kilometre öteden bu telsiz anonslarını alabiliyor.

Sonuç olarak bu bir "Elektronik Savaş" ve bu savaşı biz kazanıyoruz. J

The Anılardan Üçüncüsü ….

Aradan yine zaman geçti… Türkiye'de RADAR donanımlı hız kontrol sistemleri giderek çeşitlendi ve son teknolojiler kullanılır oldu. Vaktiyle klasik radar sinyallerinden ibaret olan sistemler, kırmızı ötesi sistemlere, laser tabancalarına dönüştü. Bu arada trafik polisi kardeşlerimizin de yoğun bir eğitimden geçti, deneyim kazandı. Kontrol noktalarının sayıca çok arttığı bir döneme girildi. Emniyet teşkilatı teknoloji açısından "vites değiştirdi.."

Peki biz ne yaptık…?! Malum ya, bu bir Elektronik Savaş ve bu savaşı biz kazanıyoruz…!

Radar donanımlı trafik kontrol noktaları ile cezayı kesen çevirme istasyonları arasındaki "simplex" telsiz trafiğini izlemeye devam ettik. Bunun yeterli olmadığını görünce de, "Radar Detector" olarak bilinen elektronik cihazlardan getirip arabalarımıza takmaya başladık. Benim ABD'den getirttiğim cihaz, üç değişik radar sinyalini tarıyordu… Eski model bir radar sinyali duyduğunda "Cak Cak Cak" diye bağırmaya başlıyor, kırmızı ötesi sinyal aldığında "Cuk Cuk Cuk" diye bağırıyor, laser sinyali alınca da "Cik Cik Cik" diye bağırıyor. Radar donanımlı kontrol noktasına yaklaşırken "Cak Cak … Cik Cik…" sesleri hızlanıyor ve kuvvetleniyor. Sen de şoför olarak durumu önceden anlayıp gereken önlemleri alıyorsun.

Hatta ismi lazım değil bir amatör arkadaşımız, Ankara-Samsun, Ankara-İstanbul, Ankara-İzmir ve Ankara-Antalya karayollarında tesbit ettiği "yakın kanal" polis telsiz frekanslarını liste halinde bize dağıtmıştı da "scan" derdinden kurtulmuştuk…. Sivrihisar'dan geçerken şu frekans…. Denizli'den çıkarken bu frekans şeklindeki listeyi kullanıyorduk, iş bitiyordu.

Hatta, hatta…. Ismi lazım değil bir başka amatör arkadaşımız, radar donanımlı kontrol istasyonlarının yerlerini GPS kullanarak tesbit etmişti de bize tam bir liste dağıtmıştı… "Ankara'dan çıkarken Şaşmaz Sanayi girişinden 8 kilometre sonra sağda lacivert sivil oto… Dinar'a 15 kilometre kala rampanın ucunda beyaz sivil Renault" gibi detaylar veriyordu….

Malum ya, bu bir Elektronik Savaş ve bu savaşı biz kazanıyoruz…!

Günlerden bir gün Ankara'dan eşimle birlikte arabaya bindik, Bodrum tarafına gideceğiz. Sabah saat 06:00'da yola çıktık. Arabanın genel durumunu özetlemek gerekirse, tavanda mıknatıslı anten, şoför kapısına monte edilmiş VHF/UHF telsiz cihazı, sol direkte küçük hoparlör, bu arada tesadüfen toslayacağımız amatör istasyonlarla QSO için yaka mikrofonu, çakmak fişinden üçlü fiş yapılmış, biri telsizi, diğeri "Radar Detector" kardeşimizi besliyor, "Radar Detector" arabanın ön camına vantuzlu ayaklarla monte edilmiş…. Bu arada bir taraftan da FM radyo çalıyor, müzik dinliyoruz… İyi mi..?!

Yaklaşık 100 kilometre kadar gittik, "Cak Cak Cak…. Cik Cik Cik" sesleri başladı. Trafik Polisi kanallarında da epeyce görüşme var… "34 Urfa 876 aşırı hız yapıyor…" "35 Konya Fatsa Zonguldak aşırı hız…" Arabanın içi çeşitli seslerle dolu. Tam bir TIMARHANE haline gelmişiz, ama bu arada da müzik dinlemeye çalışıyoruz…. "Ninety Nine Point Five… Capital RadioooOOooo…" "Cak Cak Cak… Cik Cik Cik…" "06 Yozgat Fatsa Bursa 75 aşırı hız.." "Şimdi Frank Sinatra…"…. Derken biz ceza vermeden Ankara'dan Bodrum Yarımadası'na ulaştık…

Yolun sonuna yaklaştığımızda Eşim Cansen Sönmez bana çok basit bir soru sordu:

"Ahmet…" dedi… "Dikkat ettim de sen Ankara'dan çıktığımızdan beri zaten 90-95 kilometre hızla geldin. Peki biz bu kadar gürültü-patırtı, Cak Cuk Cik Cik…telsiz melsiz… Bütün bu gürültü patırtıyı 756 kilometre boyunca dinlemek zorunda mıydık..? Senin kulaklarını bilmem ama benim kulaklarım…." (burada yazmaya aile terbiyem izin vermiyor.) Radar cezası vermedik ama senin bütün bu elektronik zımbırtıların seni saatte 90-95 kilometre hızla gitmen için ikaz ediyorsa… ve sen de zaten 90-95 kilometreyle gidiyorsan, bütün bunlara ne gerek var..??? Ahmet, sen madem 90-95 gidiyorsun, yine 90-95 git… Biz bütün bu gürültüyü yol boyunca çekmek zorunda mıyız..??!!??

"Sen anlamazsın" dedim. "BU BİR ELEKTRONİK SAVAŞ ve BİZ KAZANIYORUZ.."

"Peki" dedi… "Allah bütün amatör telsizcileri ıslah etsin, hepinize akıl, fikir versin…"

The Anılardan Dördüncüsü ….

Aradan yine zaman geçti, günlerden birgün, bu kez tek başıma Antalya'ya gidiyorum. Araba yine tam donanımlı. Tavanda mıknatıslı anten, sol kapıda telsiz, hoparlör, mikrofon, ön camda "Radar Detector"… Kulağım kirişte gidiyorum. Arabanın içi 72 çeşit sesle dolu. Yanımda polis frekanslarının listesi, kontrol noktalarının haritası…. Bendeniz gayet dikkatli ve 90-95 kilometre hızla yola devam ediyorum. Arada bir radar donanımlı sivil polis otolarının önünden geçerken neredeyse kafamı eğip selam vereceğim geliyor.

Derken Sivrihisar'a yaklaştım. Sivrihisar'a 18 kilometre mesafede bir kontrol istasyonu olduğu listede yazılı… Zaten yavaş gidiyorum. Sivrihisar'dan sola dönüp Afyon istikametine devam ederken ikinci bir kontrol istasyonunun önünden geçtim. Bu istasyonun orada olduğunu da biliyorum. Listede yazılı ve esasen sinyallerini 20 kilometre önceden duymaya başlamışım… Yola devam ettim.

4 dakika sonra arkamdan hızla gelen sivil polis otosu siren çalarak beni ikaz etti ve "sağa çek" dedi. "Ulan ne oluyoruz..?!" derken sağa çektim, durdum. Yanıma gelen sivil giyimli genç polis memuru gülümseyerek ehliyet, ruhsat istedi…. Verdim, bekledim.

"İyi günler Ahmet bey" dedi… "Radar Detector cihazı kullanıyorsunuz değil mi..?"

Şaşırdım… Hatta çok şaşırdım ve sordum: "Evet kullanıyorum ama nereden anladınız..?

Cevap vermedi, sivil polis otosuna doğru yürüdü, kitap gibi birşey aldı tekrar geldi.

"Ahmet bey" dedi… "Yürürlükte bulunan yasa ve yönetmeliklere göre radar sinyallerini izleyen ve uyaran elektronik cihazların Türkiye'de satılması, alınması, kullanılması kanunen yasaktır. Bakın size ilgili maddeyi gösteriyorum, lütfen kendiniz okuyun…"

Elime aldım, okudum… Aynen dediği gibi "Radar Detector" kullanmak meğer yasakmış… İyi mi..? "Peki" dedim, "şimdi ne olacak..? Ceza mı keseceksiniz..?"

"Hayır" dedi… "Size ceza kesmeyeceğim çünkü benim önümden geçerken 90 kilometre hızla ve çok kontrollu bir biçimde araba kullanıyordunuz…"

"Anlayamadım" dedim…

Gülümseyerek açıkladı: "Ahmet bey, siz benim radar kontrol alanıma girdiğinizde sizin hızınızı zaten ölçmüştüm, anormal bir durum yoktu. Sonra önümden geçtiniz, az ilerideki rampadan aşağı inerken benim görüş alanımdan çıktınız. Yaklaşık 1,5 kilometre sonra siz rampa çıkmaya başladığınızda tekrar benim görüş alanıma girdiniz. Ben de size tam arkanızdan bir adet Laser ışın gönderdim ve hızınızı tekrar ölçtüm… Yine 90 kilometreyle gidiyordunuz…"

"EEEeeeeEeeeee…????" diye sordum

"Ahmet bey, küçük bir hata yaptınız" dedi. Size arkadan Laser sinyalini gönderdiğim anda siz frene bastınız ve ben sizin stop lambalarınızın kırmızı yandığını gördüm. Halbuki siz zaten 90 kilometreyle gidiyordunuz ve rampa çıkarken FRENE BASMANIZ İÇİN HİÇBİR NEDEN YOKTU…!"

Durdum, düşündüm… Polis kardeşim haklıydı. Çok NET bir biçimde AVLANMIŞTIM.

"Tebrik ederim" dedim. "Bu yıllardan beri bir ELEKTRONİK SAVAŞ olarak devam ediyordu ve son günlere kadar hep biz kazanıyorduk. Ama bu kez siz kazandınız. Tekrar tebrik ediyorum…!" Sonra oturduk 15 dakika kadar karşılıklı elektronik konuştuk. Polis kardeşimiz bana iyi yolculuklar diledi, ben de yoluma devam ettim.

(Yolun geri kalanını giderken, "Radar Detector" cihazının arka cama yönelik duyarlı gözünü çikolata yaldızı ile kapatmayı da unutmadım J J )

The SONUÇ ….

Evet aynen böyle oldu… "Elektronik Savaş" benim için yenilgi ile sona erdi. Son 10 yıl boyunca kazanan taraf hep biz olmuştuk. Şimdi kaybettik. Bir-Bir BerabereyizJ

Sonra bu olayı uzun uzun düşündüm. Baktım ki, elektronik sistemler olsa da olmasa da ben zaten 90-95 kilometre hızla araba kullanıyorum, arabadaki bütün elektronik sistemleri söktüm.

Böylece ben ve eşim, huzur içinde yolculuk yapabilir hale geldik. Artık arabada birbirimizle konuşabiliyoruz, hatta müzik bile dinleyebiliyoruz.

"Radar Detector" kardeşimizi, üç adet küçük el telsizi karşılığında (ismi lazım değil) bir başka amatör kardeşimle takas ettim, kurtuldum.

Madem ki, kullandığım elektronik cihazlar beni her 20-30 kilometrede bir "Cak Cuk Cik Cik" diyerek ikaz ediyor ve ben radara enselenmemek için 90-95 kilometre hızla yola devam ediyorum… O zaman bütün bu gürültü patırtıya ne gerek var..??? Polis telsizlerini dinleyeceğim diye uğraşmanın anlamı ne..?

Emniyet Genel Müdürlüğü'nü tebrik ediyorum. Son yıllarda alınmış bulunan kontrol önlemlerinin hem "caydırıcı" hem de benim örneğimde görüldüğü gibi "teşvik edici" sonuçları Türkiye'de yaşanmaya başlanmış oldu.

Sevgili okuyucularım,

Siz, siz olun, araba kullanırken yasal hız limitini aşmayın. Yavaş ve kontrollu gidin (…Hız limiti 90 kilometre ise, %10 tolerans var yani 99 kilometreyi aşmayın.)

Meskun bölgelerden geçerken 50-55 kilometreye inin. Levhalara uyun.

Böylece varacağınız yere çok daha güvenli ve belki de çok daha ÇABUK varırsınız. (Neden..?) Çünkü uzun yolda 2 kere enselenseniz, zaten ceza verirken bir sürü vakit kaybedeceksiniz. Hele de birkaç kez enselenip mahkemeye filan çıkarsanız, kim bilir kaç saat kaybedeceksiniz. Üstelik bir veya daha fazla ceza vermek var….

Üstelik, çok daha güvenli olacaksınız, süratiniz azaldıkça kaza riskiniz de azalacak.

(Unutmayın, KAZA, en pahalı CEZA'dır…)

Üstelik, yakın çevremdeki birçok arkadaşım gibi ehliyetinizi kaptırmayacaksınız, Mahkemeye çıkartılmak gibi bir maceranız da olmayacak.

Üstelik hem siz daha az yorulacaksınız hem de arabanızın lastikleri, motoru, frenleri, yürüyen aksamı daha az yıpranacak.

(Ayıptır söylemesi… Yaklaşık 35 yıldan beri ehliyetim var, tek bir eksi puanım yok…! )

Yazının sonuna geldim…

Polis kardeşlerime "hayırlı nöbetler", güleryüz, sabır ve başarılar diliyorum.

(…Sivrihisar'da beni kuş gibi "avlayan" polis kardeşimin de kulakları çınlasın.)

Yine de biz amatörlerin kafasını kızdırmasınlar… Unutmasınlar ki kullandıkları elektronik donanımları dinleyecek, anlayacak, çözecek… ve kafası kızarsa daha üst düzeyde elektronik düzeneklerle, karşı önlem alacak insanlar da var bu ülkede. J



Ahmet SÖNMEZ
ta2cip@antrak.org

http://antrak.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=237



D
14 yıl
Yarbay

geçen ay bende yedim, istanbuldan ankaraya dönerken arkadan şaplatmışlar. ilk defa bir gerçek hata sonucu ceza yedim. 4 gün içinde ibraz ettiler kapıma. hemen ödeyince 105 tl aldılar. sağlık olsun

http://img543.imageshack.us/img543/9888/fotoraf1362kopya.jpg


Bu mesaja 1 cevap geldi.
T
14 yıl
Yarbay

Az öncewww.gib.gov.tr sitesinden 140,00 TL'lik radar cezasını ödedim, indirimi ile 105,00 TL tuttu. Demek % 25 indirim uygulanıyor, o da fena değil. Hiç yoktan iyidir.

Her Cumartesi ben ve bizim tayfa (kuzenler ve arkadaşlar) Sular Mevkiindeki lokale gider ve haftanın muhasebesini yaparız. Bu tabi meze, bira ve kebap etrafında gerçekleşir. Kendi aracımla gitmem, genelde kuzenim beni işyerimdne alır ve eve bırakır. Ama dün işe gitmedim, kuzenim de lokalde buluşmamızı söyledi. Ben de efendi efendi İTİMAT dolmuş ile gideceğime fiyaka için kendi arabama bindim, bir de zaten iniş aşağıya olduğu için yerçekiminden istifade etmek istedim ve hafifçe gaza bastım.

Zaten 3. viteste araç 75 km/h'yı ve ben de radarı kolayca gördük.

Neden gidiyorum ki çarşıya arabayla? Al sana 140,00 TL ceza! Sonra Sular Mevkiinde de DOĞALGAZ KAZI ÇALIŞMASI var, ortalık PER-İ-ŞAN. Normal düzenin dışına çıktın mı hemen balyozla cezalandırılıyorsun.

İnşallah ödediğim 105,00 TL de 30 yıl madende çalıştıktan sonra emekli olan bir beyamcanın çekmek için sabah 6'da kuruğa girdiği maaşına gider de devletin açtığı ihaleleri şâibeli kazanan dünün laf cambazı boş gezeni bugünün sahte müteahhidine gitmez.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
E
14 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Taner Göde

Az öncewww.gib.gov.tr sitesinden 140,00 TL'lik radar cezasını ödedim, indirimi ile 105,00 TL tuttu. Demek % 25 indirim uygulanıyor, o da fena değil. Hiç yoktan iyidir.

Her Cumartesi ben ve bizim tayfa (kuzenler ve arkadaşlar) Sular Mevkiindeki lokale gider ve haftanın muhasebesini yaparız. Bu tabi meze, bira ve kebap etrafında gerçekleşir. Kendi aracımla gitmem, genelde kuzenim beni işyerimdne alır ve eve bırakır. Ama dün işe gitmedim, kuzenim de lokalde buluşmamızı söyledi. Ben de efendi efendi İTİMAT dolmuş ile gideceğime fiyaka için kendi arabama bindim, bir de zaten iniş aşağıya olduğu için yerçekiminden istifade etmek istedim ve hafifçe gaza bastım.

Zaten 3. viteste araç 75 km/h'yı ve ben de radarı kolayca gördük.

Neden gidiyorum ki çarşıya arabayla? Al sana 140,00 TL ceza! Sonra Sular Mevkiinde de DOĞALGAZ KAZI ÇALIŞMASI var, ortalık PER-İ-ŞAN. Normal düzenin dışına çıktın mı hemen balyozla cezalandırılıyorsun.

İnşallah ödediğim 105,00 TL de 30 yıl madende çalıştıktan sonra emekli olan bir beyamcanın çekmek için sabah 6'da kuruğa girdiği maaşına gider de devletin açtığı ihaleleri şâibeli kazanan dünün laf cambazı boş gezeni bugünün sahte müteahhidine gitmez.

doğru lafa ne denir taner abi devlete verdiğim cezaları umarım emekliler çeker diyorum l