Dönemin Enerji Bakanı Berat Albayrak tarafından kalıcı hale getirilen bu uygulamanın gerekçesi olarak “enerji tasarrufu sağlamak ve gün ışığından daha fazla faydalanmak” gösterilmişti. Ancak bu kararla birlikte Türkiye ile Orta Avrupa ülkeleri arasındaki saat farkı 1 saatten 2 saate, İngiltere ile fark 3 saate yükseldi. Türkiye, bu düzenlemenin ardından Suudi Arabistan ile aynı saat dilimini kullanmaya başladı. Uzmanlara göre bu durum, borsa işlemleri, bankacılık, uçuş planlamaları gibi alanlarda senkronizasyon sorunlarına yol açtı.
KARANLIKTA BAŞLAYAN GÜN SAĞLIĞI TEHDİT EDİYOR Kalıcı yaz saati uygulamasının özellikle doğu ve batı bölgeleri arasındaki saat farkını artırdığına dikkat çekiliyor. Van gibi doğudaki şehirlerde yaşayanlar güneş doğduktan sonra işe veya okula giderken, İstanbul ve İzmir gibi batı şehirlerinde milyonlarca kişi hâlâ karanlıkta güne başlıyor. Sabah 08.00 civarında başlayan mesailer, özellikle büyükşehirlerde uzun yol süreleriyle birleştiğinde insanların çok erken kalkmasına neden oluyor. Uzmanlar, biyolojik saatin yalnızca zamanı değil; ruhsal durum, enerji, iştah, dikkat ve konsantrasyon üzerinde de etkili olduğunu belirtiyor. Bu nedenle karanlıkta güne başlayan bireylerin gün boyu yorgun ve verimsiz hissettiği ifade ediliyor. Ayrıca gün ışığı alamadan işe giden, gün boyunca kapalı ortamlarda çalışan ve akşam yine karanlıkta evine dönen bireylerde D vitamini eksikliği görülme riskinin arttığı belirtiliyor. Uzmanlara göre bu durum hem ruhsal hem de fiziksel sağlık üzerinde olumsuz etkilere yol açıyor.
GÜVENLİK VE TOPLUMSAL ETKİLER Kalıcı yaz saati uygulaması sadece sağlık açısından değil, güvenlik bakımından da eleştiriliyor. Özellikle kadınlar ve çocuklar için sabahın karanlık saatlerinde işe veya okula gitmenin güvenlik riski oluşturduğu vurgulanıyor. Uzmanlar, “Karanlıkta evden çıkmak insanlarda güvensizlik duygusunu artırıyor. Bu durum toplum genelinde huzursuzluk yaratıyor” değerlendirmesinde bulunuyor.
ENERJİ TÜKETİMİNDE TASARRUF SAĞLAMADI Cambridge Üniversitesi’nden Dr. Sinan Küfeoğlu’nun BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamaya göre, yaz saatinden kış saatine geçilmemesinin elektrik tüketimi üzerinde ölçülebilir bir etkisi bulunmuyor. Küfeoğlu, “Bu uygulama elektrik şirketlerine daha fazla kazanç sağlamak için değil; ancak aynı şekilde enerji tasarrufu da sağlamıyor. Elektrik tüketiminde artış da azalma da yok” ifadelerini kullanmıştı.
“DNA TAMİR MEKANİZMASI BOZULUYOR” Prof. Dr. Taner Demirer, biyolojik saatin insan sağlığı açısından hayati öneme sahip olduğunu vurguladı. “Kalıcı yaz saati uygulandığında hücredeki DNA tamir mekanizması bozuluyor” diyen Demirer, DNA’nın kendini onaramadığı durumlarda hücrelerin kanserleştiğini belirtti. Yetkililere çağrıda bulunan Demirer, “Kalıcı yaz saati uygulaması kanseri artırdı. Lütfen bu uygulamadan vazgeçilsin, insanların biyolojik ritmiyle oynanmasın” ifadelerini kullandı.
“KANSER VAKALARI 160 BİNDEN 250 BİNE ÇIKTI” Prof. Dr. Demirer, katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamada, Türkiye’de son yıllarda kanser vakalarının belirgin şekilde arttığını söyledi. “Biyolojik ritmin bozulması nedeniyle Türkiye’de kanserlerde önemli ölçüde artış oldu. 5-6 yıl önce yılda 160 bin olan vaka sayısı, şu anda 250 bine çıktı” dedi. Demirer, biyolojik saatin hücresel düzeydeki etkilerini ortaya koyan çalışmalarıyla 2017 yılında Nobel Ödülü alan üç ABD’li bilim insanının bulgularını hatırlatarak, kalıcı yaz saati uygulamasının insan sağlığı üzerindeki tehlikelerini bilimsel olarak da doğruladıklarını belirtti.
“KALICI YAZ SAATİ İNSAN SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR” Türkiye’de kalıcı yaz saati uygulaması 8 Eylül 2016 tarihinde yürürlüğe girdi ve o tarihten bu yana tartışmalara rağmen değiştirilmedi. Prof. Dr. Taner Demirer, “Kalıcı yaz saati insan sağlığını tehdit eden bir uygulamadır. Biyolojik ritmi bozan bu sistemden bir an önce vazgeçilmesi gerekiyor” dedi.
Yok artık ya, tamam iyi hoş yaz saati gelsin de kış saati kanser riskini arttırmaz. İnsanların ilgisini çekmek için boş beleş haber başlığına tıklattırmaya başladılar.
Keşke kış saatinde sabitleselerdi. Enerji falan hikaye. Sabah 1 saat ışık yanıyor evde. Akşam olsa daha az yanacak. Arabistanla aynı saat diliminde olmak için yapıldı bu.
Anayasada tüm millet devletin uyguladığı yaz ve kış saat dilimleri uygulamasına uymalıdır diye bir zorlama yok. İnsanlar işine gelince kural tanımayıp kendi kurallarını uyguluyorlar. Bu tür saatlere gelince de devletin kuralına uyuyorlar... Uyma, kendi saat dilimini kendin belirle be ona uy işte, Seni zorlayan yok ki devlete uyuyorsun.. İnsanlar bir araya gelip kendi saatlerini kendileri belirlesin. İş yerleri ve tüm tüzel ve özel kurumlar sanki kış saati uygulaması varmış gibi hareket etsin. Devlet kendi bildiğini, tüm özel sektörde kendi bildiğini okusun
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dekareme -- 27 Ekim 2025; 13:46:47 >
Kış saatiyle alakası olduğuna inanmıyorum açıkcası. Bu kış saati uygulanmaya başladığı dönemler zaten Türkiye'nin çöküş dönemi, damat ekonominin başına gelmişti. Ondan sonra enflasyonla fakirleştikçe gıdaların kalitesi aşırı düştü, nerde zehirli, katkılı Avrupalıların yemediği ürün var biz yer olduk. Kanser vakaları asıl bu sebepten artmıştır. Adamlar marketten aldığı herhangi bir meyve sebzeyi laboratuara gönderiyor, olması gerekenin 100 katı 1000 katı pestisit (tarım ilacı/böcek zehri) çıkıyor. Bunları istediğin kadar yıka, meyve sebzenin içine işlediği için çıkmıyor. Üstüne aflatoksinli kuruyemişler Avrupadan dönüp dönüp bizim halkımıza satılıyor. Gıda üreticilerimiz desen herşeye katkı maddelerini palm yağını basıyor, kanser olmamak mucize zaten. Organik ve sağlıklı beslenmek ise aşırı pahalı. Ülkede denetim yok, ülke yönetilmiyor herkes kafasına göre takılıyor.
Yok onunla alakası yok tamamen zihniyet kötü bu zihniyet kendinden başka kimsenin mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamasını istemez.Nolucak gece karanlıkda kalkın işiniz ne der çıkarlar işin içinden.Bu zihniyetin daha ne olduğunu anlamadan bu ağlamalarınıza bayılıyorum.Akp Ülkenin başından gitmeden kimseye huzur yok bunu o beyninize yazın artık.Şimdi haber çıldı Kemal Kılıçdaroğlu parti kurcakmış gider şimdi ona oy verirler.Muharrem ince çıkar ona oy veririler Sinan Oğan ikinci kez cehennemin kapılarını kapatmaya geliyorum derse onada oy verirler bu Ülke böyle bir Ülke.Hepimiz bir olup Akp yi ne yapıp edip göndermidiğimiz müddetce bu ağlamaları çok görürüz.Yapcak birşey yok onlar seçim zamanı geldimi birlik olur.Hüdaparıyla Demiyor bilmemney Tarikatlarıyla kol kola girer ve o seçimi kazanmak için ne gerekiyorsa onu yaparlar.Bizim burjuva kendini çok akıllı zanneden kesimde oturur sosyal medyadan iki yazı yazarak Hükümet devirdiğiniz zanneder.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AykutT291 -- 27 Ekim 2025; 16:16:29 >
KARANLIKTA BAŞLAYAN GÜN SAĞLIĞI TEHDİT EDİYOR
Kalıcı yaz saati uygulamasının özellikle doğu ve batı bölgeleri arasındaki saat farkını artırdığına dikkat çekiliyor. Van gibi doğudaki şehirlerde yaşayanlar güneş doğduktan sonra işe veya okula giderken, İstanbul ve İzmir gibi batı şehirlerinde milyonlarca kişi hâlâ karanlıkta güne başlıyor.
Sabah 08.00 civarında başlayan mesailer, özellikle büyükşehirlerde uzun yol süreleriyle birleştiğinde insanların çok erken kalkmasına neden oluyor. Uzmanlar, biyolojik saatin yalnızca zamanı değil; ruhsal durum, enerji, iştah, dikkat ve konsantrasyon üzerinde de etkili olduğunu belirtiyor. Bu nedenle karanlıkta güne başlayan bireylerin gün boyu yorgun ve verimsiz hissettiği ifade ediliyor.
Ayrıca gün ışığı alamadan işe giden, gün boyunca kapalı ortamlarda çalışan ve akşam yine karanlıkta evine dönen bireylerde D vitamini eksikliği görülme riskinin arttığı belirtiliyor. Uzmanlara göre bu durum hem ruhsal hem de fiziksel sağlık üzerinde olumsuz etkilere yol açıyor.
GÜVENLİK VE TOPLUMSAL ETKİLER
Kalıcı yaz saati uygulaması sadece sağlık açısından değil, güvenlik bakımından da eleştiriliyor. Özellikle kadınlar ve çocuklar için sabahın karanlık saatlerinde işe veya okula gitmenin güvenlik riski oluşturduğu vurgulanıyor. Uzmanlar, “Karanlıkta evden çıkmak insanlarda güvensizlik duygusunu artırıyor. Bu durum toplum genelinde huzursuzluk yaratıyor” değerlendirmesinde bulunuyor.
ENERJİ TÜKETİMİNDE TASARRUF SAĞLAMADI
Cambridge Üniversitesi’nden Dr. Sinan Küfeoğlu’nun BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamaya göre, yaz saatinden kış saatine geçilmemesinin elektrik tüketimi üzerinde ölçülebilir bir etkisi bulunmuyor. Küfeoğlu, “Bu uygulama elektrik şirketlerine daha fazla kazanç sağlamak için değil; ancak aynı şekilde enerji tasarrufu da sağlamıyor. Elektrik tüketiminde artış da azalma da yok” ifadelerini kullanmıştı.
“DNA TAMİR MEKANİZMASI BOZULUYOR”
Prof. Dr. Taner Demirer, biyolojik saatin insan sağlığı açısından hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.
“Kalıcı yaz saati uygulandığında hücredeki DNA tamir mekanizması bozuluyor” diyen Demirer, DNA’nın kendini onaramadığı durumlarda hücrelerin kanserleştiğini belirtti.
Yetkililere çağrıda bulunan Demirer, “Kalıcı yaz saati uygulaması kanseri artırdı. Lütfen bu uygulamadan vazgeçilsin, insanların biyolojik ritmiyle oynanmasın” ifadelerini kullandı.
“KANSER VAKALARI 160 BİNDEN 250 BİNE ÇIKTI”
Prof. Dr. Demirer, katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamada, Türkiye’de son yıllarda kanser vakalarının belirgin şekilde arttığını söyledi.
“Biyolojik ritmin bozulması nedeniyle Türkiye’de kanserlerde önemli ölçüde artış oldu. 5-6 yıl önce yılda 160 bin olan vaka sayısı, şu anda 250 bine çıktı” dedi.
Demirer, biyolojik saatin hücresel düzeydeki etkilerini ortaya koyan çalışmalarıyla 2017 yılında Nobel Ödülü alan üç ABD’li bilim insanının bulgularını hatırlatarak, kalıcı yaz saati uygulamasının insan sağlığı üzerindeki tehlikelerini bilimsel olarak da doğruladıklarını belirtti.
“KALICI YAZ SAATİ İNSAN SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR”
Türkiye’de kalıcı yaz saati uygulaması 8 Eylül 2016 tarihinde yürürlüğe girdi ve o tarihten bu yana tartışmalara rağmen değiştirilmedi.
Prof. Dr. Taner Demirer, “Kalıcı yaz saati insan sağlığını tehdit eden bir uygulamadır. Biyolojik ritmi bozan bu sistemden bir an önce vazgeçilmesi gerekiyor” dedi.
https://www.sozcu.com.tr/kalici-yaz-saatinin-zarari-buyuk-uzmani-cok-net-uyardi-risk-giderek-artiyor-p252786