Hakim kararı açıklamadan, kararın açıklanmasına ilişkin tepki verilmemesini istedi. Bu zaten bir anlam ifade ediyordu.
“Tutukluluğun devamına” denildiği anda salon adeta sesten yıkıldı, kararı okuyan hakim kaçarak çıktı salondan ki bu durum çok tanıdıktı.
Adeta öfke patlaması yaşandı salonda. Hayatımda, desibeli en yüksek “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” sloganını duydum. Dışarıda da AKP’yi, Bahçeli’yi ve Öcalan’ı hedef alan sloganlar atıldı.
Bugün yine çok büyük ah alındı. Yaşananlar geçmişle çok aynıydı. Bir yerden çıkmaması, bu ayarı bozuk kantarın er ya da geç ayar bozanları tartmaması imkansız.
Eski hükümetler zamanında dini bütün biriydim. Yargısıyla askeriyle devletin niçin dine karşı önlemler aldığını anlayamıyordum. Şu geldiğimiz noktada o önlemlerin ne kadar haklı ama eksik olduğu ortaya çıkıyor.
Cumhuriyetin kuruluşu islama karşı elde edilmiş bir zaferdi. İslamcılar 100 yıldır intikam hayali kuruyor. Ümit Özdağ'ın karşısına çıkarılan türbanlı hakim Türk milletine bir mesajdır. İslamcıların türklerden nefret etmesinin sebebi cumhuriyeti kuran kadronun türk olması, islamı kaldırıp yerine türkçülüğü koymasıdır. O yüzden islamcılar diğer ırklara değil, yanlızca türklere nefret duyarlar. Türk'ün müslüman olanını dahi diğer milletlerden daha aşağı görürler.
Bu ülke tam anlamıyla islamlaşana kadar onlar için darul harp'tir, yani islam ile küfrün savaşıdır. Ve islamda "harp hiledir" (hadis). Yapılan tüm hukuksuzlukların temelinde bu kaide yatıyor.
İslamla biraz değil tam olarak çelişen bir durum.1400 yıllık İslam tarihinde kadının yönetici ve hüküm verici bir konuma geldiği 20.yüzyıla gelinceye kadar görülmüş değildi.Görüldüysede bu çok nadir olmuştur.Mesela Osmanlı döneminde Hürrem Sultan,Nurbanu Sultan,Safiye Sultan ve Kösem Sultan devlet yönetimine etkileri olan kadın isimlerdi ancak onlar bunu kendileri ön plana çıkarak değil arkada kalarak ve kendilerine bağlı (erkek) devlet adamları ile tahtta çıkan şehzadeleri vasıtasıyla yapabilmişlerdi.20.yüzyılda ise Batılılaşmanın etkisiyle müslüman kadınlara bir takım haklar verildi.O da laik bir yönetim altında yaşıyorlarsa mümkün oldu.
Bugün Türkiye'de faaliyetlerine izin verilen hatta Cumhuriyet döneminde daha önce hiç şahit olunmadık şekilde altın dönemlerini yaşayan tarikatlara gidilip kadının yönetici ve hüküm verici konuma gelip gelemeyeceğini sorsak alacağımız tek cevap 'hayır' olacaktır.Kaldı ki tarikat liderlerinin birçok defa kamuoyuna yansıyacak şekilde 'Kız çocuklarınızı okula göndermeyin.' şeklinde açıklamaları mevcuttur.Yine birçok tarikatçının kız çocuklarını üniversitelere gönderen ve meslek sahibi olmasını sağlayan ailelere ateş püskürdüklerine de şahit olabiliyoruz.
Kısacası bugün bir kadın üniversite okuyabiliyor,meslek sahibi olabiliyor ve dahası yönetici,hüküm verici konuma gelebiliyorsa bu 'laik' sistemle mümkün olabilen bir durum.Müslüman olupta bu kadar çok hakka sahip tek kadınlar Türkiye ve diğer Türk cumhuriyetlerinde yaşayan kadınlar..Diğer müslüman yoğunluklu ülkelerdeki kadınların hakları ise ya 'hiç' yok ya da oldukça kısıtlı.
Türkiye'de ki türban sorunu ise 12 Eylül ile ortaya çıkan bir sorundu.12 Eylül'ü yapanlar devlet dairelerinde 'kılık ve kıyafet kanununa' uyulmasını zorunlu hale getirdiler.Ancak bu zorunluluk sadece kadınlara yönelik değildi.Aynı kanun çerçevesinde devlet memurluğu yapan erkeklerin sakal bırakması,şalvar ve cübbe giymesi,sarık takmasıda yasaklandı.Ancak dinci çevreler erkek mağduriyeti üzerinden halk desteğini alamayacaklarını farkederek sadece türban yasağını ön plana çıkarttılar.Böylece kızların okumasında ve meslek sahibi olmasında en önemli engel olarak 'kılık ve kıyafet kanunu' olduğuna dair algı yarattılar.Halbuki bugün izin verdikleri tarikatların ve cemaatlerin yönlendirmeleri yüzünden binlerce aile kızlarını okula bile göndermiyor.Bu konuda ise tek bir laf ettiklerini görmek mümkün değil.Aynı şekilde zihniyet bakımından kendilerine yakın gördükleri Taliban Afganistanda iktidarı ele geçirdikten sonra kademe kademe 'türbanlı' ve 'çarşaflı' Afgan kadınlarının elinden hem eğitim hem de çalışma haklarını aldı ancak Taliban'ın bu uygulamasına karşıda 'cılız' tepkiler dışında ciddi hiçbir tepki göstermediler.
Hakim kararı açıklamadan, kararın açıklanmasına ilişkin tepki verilmemesini istedi. Bu zaten bir anlam ifade ediyordu.
“Tutukluluğun devamına” denildiği anda salon adeta sesten yıkıldı, kararı okuyan hakim kaçarak çıktı salondan ki bu durum çok tanıdıktı.
Adeta öfke patlaması yaşandı salonda. Hayatımda, desibeli en yüksek “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” sloganını duydum. Dışarıda da AKP’yi, Bahçeli’yi ve Öcalan’ı hedef alan sloganlar atıldı.
Bugün yine çok büyük ah alındı. Yaşananlar geçmişle çok aynıydı. Bir yerden çıkmaması, bu ayarı bozuk kantarın er ya da geç ayar bozanları tartmaması imkansız.
https://x.com/cagdasbayraktar/status/1932816502652051934?t=dV5nQK38POGsRQ46azQFxQ&s=19
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Cumhuriyetin kuruluşu islama karşı elde edilmiş bir zaferdi. İslamcılar 100 yıldır intikam hayali kuruyor. Ümit Özdağ'ın karşısına çıkarılan türbanlı hakim Türk milletine bir mesajdır. İslamcıların türklerden nefret etmesinin sebebi cumhuriyeti kuran kadronun türk olması, islamı kaldırıp yerine türkçülüğü koymasıdır. O yüzden islamcılar diğer ırklara değil, yanlızca türklere nefret duyarlar. Türk'ün müslüman olanını dahi diğer milletlerden daha aşağı görürler.
Bu ülke tam anlamıyla islamlaşana kadar onlar için darul harp'tir, yani islam ile küfrün savaşıdır. Ve islamda "harp hiledir" (hadis). Yapılan tüm hukuksuzlukların temelinde bu kaide yatıyor.
Bugün Türkiye'de faaliyetlerine izin verilen hatta Cumhuriyet döneminde daha önce hiç şahit olunmadık şekilde altın dönemlerini yaşayan tarikatlara gidilip kadının yönetici ve hüküm verici konuma gelip gelemeyeceğini sorsak alacağımız tek cevap 'hayır' olacaktır.Kaldı ki tarikat liderlerinin birçok defa kamuoyuna yansıyacak şekilde 'Kız çocuklarınızı okula göndermeyin.' şeklinde açıklamaları mevcuttur.Yine birçok tarikatçının kız çocuklarını üniversitelere gönderen ve meslek sahibi olmasını sağlayan ailelere ateş püskürdüklerine de şahit olabiliyoruz.
Kısacası bugün bir kadın üniversite okuyabiliyor,meslek sahibi olabiliyor ve dahası yönetici,hüküm verici konuma gelebiliyorsa bu 'laik' sistemle mümkün olabilen bir durum.Müslüman olupta bu kadar çok hakka sahip tek kadınlar Türkiye ve diğer Türk cumhuriyetlerinde yaşayan kadınlar..Diğer müslüman yoğunluklu ülkelerdeki kadınların hakları ise ya 'hiç' yok ya da oldukça kısıtlı.
Türkiye'de ki türban sorunu ise 12 Eylül ile ortaya çıkan bir sorundu.12 Eylül'ü yapanlar devlet dairelerinde 'kılık ve kıyafet kanununa' uyulmasını zorunlu hale getirdiler.Ancak bu zorunluluk sadece kadınlara yönelik değildi.Aynı kanun çerçevesinde devlet memurluğu yapan erkeklerin sakal bırakması,şalvar ve cübbe giymesi,sarık takmasıda yasaklandı.Ancak dinci çevreler erkek mağduriyeti üzerinden halk desteğini alamayacaklarını farkederek sadece türban yasağını ön plana çıkarttılar.Böylece kızların okumasında ve meslek sahibi olmasında en önemli engel olarak 'kılık ve kıyafet kanunu' olduğuna dair algı yarattılar.Halbuki bugün izin verdikleri tarikatların ve cemaatlerin yönlendirmeleri yüzünden binlerce aile kızlarını okula bile göndermiyor.Bu konuda ise tek bir laf ettiklerini görmek mümkün değil.Aynı şekilde zihniyet bakımından kendilerine yakın gördükleri Taliban Afganistanda iktidarı ele geçirdikten sonra kademe kademe 'türbanlı' ve 'çarşaflı' Afgan kadınlarının elinden hem eğitim hem de çalışma haklarını aldı ancak Taliban'ın bu uygulamasına karşıda 'cılız' tepkiler dışında ciddi hiçbir tepki göstermediler.
Bu mesajda bahsedilenler: @_turbo_
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Utanç verici.
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >