Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir
45
Cevap
1614
Tıklama
2
Öne Çıkarma
Cevap: Yeni Şafak Yazarı Aydın Ünal: 'Bu ülke hala varsa tarikat ve cemaatlerin sayesindedir' (3. sayfa)
P
2 hafta
Yarbay

"doğru bilginin araştırılması değil"
"bu bağlamda yeni doğruların oluşturulmasıdır. "

Yani doğrunun fabrikate edilmesi yani yapay biçimde üretilmesi. Bu fikir bütün akilciligin altını oyan birseydir.

Biz doğruyu yaratamayız, biz gerçeği yaratacayız biz gerçeği buluruz . Positvizm size gerçeği aramayı ve bulmayı önerir. Sizin düşünceniz ise gerçeği zihninizde fabricate etmeyi yani üretmeyi savunur. Fakat biz algı yolu ile , sanal biçimde hayal ettiğimiz şeyleri gerçeklik olarak kabul edersek ancak kendimizi kandiririz.

Not : Bilim ve Din arasındaki karşıtıkta budur. Bilim gerçeği aramayı- bulmayı savunurken din ise gerçeği algı- zihin yolu ile fabricate eder yani yapay biçimde üretir. Bunlar birbiri ile zıt anlayışlardır. Çünkü bilime göre gerçek orada bir yerdedir ve biz onu arayıp bulmalıyız, din ise gerçeği aramaz onu zihin yolu ile algı yolu ile yapay biçimde üretip hepimizin o üretilen yapay gerçeği doğru olarak kabul etmemiz gerektiğini savunur .

Biri düşüncenizi somut gerçekliğe uydurmaya , onu sınamaya çalışırken diğeri somut gerçekliği algısıma zorla uydurmaya çalışır. Hepimiz inanırsak sanki gerçeklik değişecekmis gibi .

Gerçeklik bizim algilarimizla eğip bukebilecegimiz borsey değildir. İşte bu yüzden pisitivizm bilim spekülasyonlar ote olmayan düşüncelerimizi bir kütle verir çünkü onun gerçeklikle uyup uymadığını sinamanin yoludur.

Siz bence biraz postmodernizmi okuyun çünkü artık propaganda yolu ile topluma o kadar yerleşmiş durumda ki farkına dahi varmadan tutucu veya liberal herkes bu görüşleri savunmaya başlamış.

Halbuki bu fikir yayilirsa aydinlanmanin getirdiği hersey çöker. Bizim tekrar hayaletler ve spekülasyonlara gerçek sayıldığı o karanlık döneme geri dönmemiz yol acar. Nitekim zaten ciddi bir sorun var tüm dünyada.

Tabiki aksini düşünebilirsiniz. Postmodernizmin doğru olduğunu savubirsinix. Gerçeği zihninizde eğip bukebilirsinjz , bilim tamamen zıttı seylerle uyumluymus gibi bir tavır takinabilirsiniz. Ancak ben bunun yanlış olduğunu düşünüyorum ve savlarını size açıkladım.

Bende sizin savlarınızı dinledim. Ancak anlasamayacagimiza karar verdim bundan sonra ise ikimizinde yazdıklarını okuyup insanlar karar versin ne dusuneceklerine .

İyi forumlar dilerim.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 8 Mayıs 2024; 15:51:8 >

< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @AREryilmaz
A
2 hafta
Yarbay

Bilgiye ilham yoluyla ulaşmak gibi bir amacım yok, zaten ulaşabileceğimi de düşünmüyorum.

Yerçekimi ve Allah'ın varlığı birbirinden farklı bilgilerdir. Biri bilinir diğerine inanılır. Birine beş duyu ile ulaşırız diğerine iman ederiz. Yerçekiminin olmadığını söyleyen birine olduğunu deney yoluyla ispatlayabilirim. Sana Allah'ın var olduğunu ispatlamak mümkün değildir, inanmanın ana fikri de tam olarak budur zaten.
Sadece varligini bes duyunla algılayabilecegin seyleri var kabul etmeyi seçebilirsin (burada beş duyumuzun kabiliyetlerinin ötesinde tespit kabiliyeti bulunan cihazlarla algılanan seylerle alakalı bazı felsefi problemler de ortaya çıkıyor tabii ama konumuz o değil) fakat sadece bunların gerçek olabileceği dogmatik bir düşüncedir. Beş yüz sene öncesine gidip birine radyasyonu açıklamaya kalksan bugün herhangi bir dini bilgiye verdiğin tepkinin aynısını alırsın. Postmodernist argümantasyon diyeceksin buna da tabii sen.

Tekrqr söylüyorum; laboratuvar önlüğü giydirilmiş bir din bu seninki. Gerçeğin ne olabileceğine dair peşin kabullerin var. Bunun laboratuvarda bir pratik ihtiyaç olduğunu savunmakla dünyayı aydınlatan güneş olduğunu savunmak birbirinden çok farklı şeyler. Sallıyorum bundan X sene sonra cinlerin varlığını tespit edebilen teknoloji keşfedilse senin gibi biri için bu da dinin varlığına bir delil olamaz çünkü cihaz "bir şey" tespit etmiştir sadece. O cinler sana Allah var dese onlar da insanlar gibi inanışlara sahip olan canlılar dersin, dynya dışı hayatin kesfi gibi olur senin icin ama gene yetmez.

Algilarin otesinde varlik olamayacagini kabul etmek bilimsel degil dini bir gorustur. Gercekten dinsiz olup olmadigini sorgulamalisin bence. Bu arada ben dini egip bukenlerden, kafamdaki bilimsel cerceveye oturtmaya calisanlardan degilim. Din mutlak olarak dogrudur, bilim degisen ve gelisen bir seydir.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AREryilmaz -- 9 Mayıs 2024; 19:27:13 >

< Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @Periah
P
2 hafta
Yarbay

Yercekimi ve Allah'ındır varlığı dediğiniz gibi farklı bilgilerdir. Yeecekimi somut biçimde dogrulugu sinanmis ve kanıtlanmış gerçek bir bilgidir. Allah'ındır varlığı ise hiçbir somut kanıta dayanmayan bir spekulasyondur.

Yazdıklarınızı okuduğumda benim dogmatik düşündüğümü nasıl savunduğunuz baktığımda tam olarak beni anlamadığınızı düşündüm.

Ben 5 duyu organımız tarafından veya bilimsel yöntemle dogrulanmayqn hiçbir gerçeğin olmadığını iddia etmedim. Bilimsel bilgi konusunda yazdığım uzun yazıya bakarsanız şunu göreceksiniz. Ben sadece positivizm yani deney - gözlem ile sınamasın hiçbir bilginin doğru veya yanlış olduğunu bilemeyiz dedim buda o bilgiyi aslinda anlamsız ve değersiz hale getirir . Yani positivizmin yani bilimin sınamasında geçmeyen, geçmeye uygun olmayan savlar bırakın doğru olmayı yanlış bile olamazlar . Bu nedenle her zaman spekülasyon olarak kalacaklardır ve bir spekulasyonun doğruluğuna inanmak özü gereği anlamsızdır. Bilmediğin birseye inanmak anlamsızdır.

Konuyu neden sürekli Postmodernizme getirdiğimi ise şöyle açıklamak istiyorum. Çünkü Postmodernizm , modernist aydınlanma çağında yenilmiş safsatanin yeni ve modern bir kılıktan geri dönmesidir, orta çağ düşüncesinin daha janjanli bir sunumudur. Örnek vererek derdimi daha sağlıklı anlatabilecegimi düşünüyorum.

Size postmodernizmin akilciliga yönelik en tahrip edici propagandasının doğruyu aramak yerine doğruyu yapay biçimde üretip ardından bunu herkese kabul ettirerek gerçek haline getirebileceğimiz safsatasına savunması olduğunu söylemiştim. Ardından eklemiştim bu ancak kendimizi kandırmak olur çünkü gerçek bizim zihnimizde eğip bukebilecegimiz birsey degildir .

Akraba evliligi ensesttir. İçgüdüsel olarak insanlar akrabalarından uzak durması gerektiğini bilir , hatta hayvanlar bile bilir . Bilimin gelişmesi ile bu ahlaki kodun doğruluğunu akraba evliliğinin pozitivist yöntemle insanların genetiğine büyük zarar verdiğini, çok sayıda genetik hastalığa neden olduğunu, geri zekalılar yol açtığını gostererek günümüzde kanıtlamış durumdayız.

İslam dini ortaya çıktığında bu dinin peygamberi kendi akrabasi ile olan şahsi evliliğinin önünü açabilmek için bir takım ayetler indirerek Arap toplumunda Akraba evliliğini legal hale getirmiştir. Yapay bir doğru yaratmış ardından bu yapay doğruyu insanlara kabul ettirmiş ve Akraba evliliğini ensest olmaktan çıkartıp helal ve hatta sünnet haline getirmiştir. Yani gerçekliği zihin yoluyla algı yoluyla çarpıtıp ardından bunu tüm insanlara doğru olarak kabul ettirdiği de postmodernizmin savunduğu gibi yapay bir fikir bir anda toplumsal bir norma dönüşmüştür.

Ancak sizin algilarinizla değiştirdiğini carpitiginiz gerçeklik Bilimsel gerçek üzerinde etkili değildir. Tüm insanların Akraba evliliğinin ensesi değil helal olduğuna inanması Akraba evliliğinin yol açtığı genetik hasarları değiştirmemistir. Peygamberin hem kendisi hemde çocukları Akraba evliliği yapmıştır.

Buda ortadogunun dünyanın başka hiçbir yerinde görülmeyen oranlarda Akraba evliliği yapan bir coğrafyaya dönüşmesine neden olmuştur.


< Resime gitmek için tıklayın >
(Dünyada akraba evliliği yaygınlığı)

Peki birde somut , bilimsel , pozitivist gerçeğe bakalım, bizim algilarimizla yadsımaya calostigimiz gerçeğe. Bu konuyu araştırırken yaklaşık 20 - 25 yıl önceki Ingiltere'de bu konuda bir araştırmaya rastladım. Su an dünya üzerinde akraba evliliğinin en yoğun olduğu ülkelerden biri Pakistan. Ve araştırmaya göre o dönemde Ingiltere'de Pakistan göçmenlerin nüfusa oranı yüzde 3 iken ülkede doğan genetik hastalıklı çocukların yüzde 30u Pakistanlilara aitti.

Akraba evliliğinin yoğun olduğu yerlerde zeka daha geri , ayrıca akraba evliliği genetik hastalığın sürekli alt soya aktarilmasina neden olduğu için sizin cocuklarinizda birsey çıkmasa bile o çocukların ezici bir çoğunluğu aslında taşıyıcı hale geliyor. Kısacası sonuç berbat .

Bunu neden söyledim. Gerçeklikle sinanmadan doğru kabul edildiği için, algı yolu ile legal hale getirildiği için bugün helal olarak kabul edilen akraba evliliği belki milyonlarca çocuğun ölümüne yol açtı. Çünkü bizim algırimiz veya ürettiğimiz gerçeklikler istediğiniz kadar çok kişi ona i ansin veya doğru desin bilimsel gerçekliği değiştirmeyecek için inat sadece zaman içerisinde göreceğiniz zararın artması şeklinde tecelli edecektir .

Buda neden bilgiyi somut gerçeklikle sınamak zorunda olduğumuzun çarpıcı bir örneğidir. Ayrıca catismaz dediğiniz Bilim ve Dinin milyonlarca insanın hayatı ortaya konularak nasil çalıştığının acı bir örneğidir.

Not : Gecmiste din yolu ile yapılan bu iş günümüzde postmodernizm tarafından escinsellik konusunda yapılıyor. Escinsellin normaldir deniyor bu normal değildir bilimsel açıdan, istiyorsa dünyada 7 milyar insan normal desin bu gerçeği değiştirmeyecek. Sadece insanlar zarar görecek gecmiste olduğu gibi .





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 10 Mayıs 2024; 3:53:54 >

< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @AREryilmaz
P
2 hafta
Yarbay

Ey Peygamber, mehirlerini verdiğin eşlerini ve Allah'ın ganimet olarak sana ihsan ettiği ve senin de temellük ettiğin cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin, seninle beraber yurdundan göçen kızlarını helal ettik sana.

Bilimsel açıdan bu evliliklerin hepsi sakıncalıdır ve yasaklanmalidir. Bunlar kardeş çocuklarıdır. Soya zarar verdiği artık bir ahlakı kod olmaktan çıkmış ve bilimsel metodoloji ile kanıtlanmıştır.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 10 Mayıs 2024; 3:59:5 >

< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

V
geçen hafta
Binbaşı

Cemaatler ve tarikatler terör orgutleridir



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

A
geçen hafta
Yarbay

quote:

Yani positivizmin yani bilimin sınamasında geçmeyen, geçmeye uygun olmayan savlar bırakın doğru olmayı yanlış bile olamazlar . Bu nedenle her zaman spekülasyon olarak kalacaklardır ve bir spekulasyonun doğruluğuna inanmak özü gereği anlamsızdır. Bilmediğin birseye inanmak anlamsızdır.


Bu doğrular, yanlışlar falan hep senin kendi kafandaki ontoloji. Biz zaten din bağlamında bilmek derken inanmayı kastediyoruz. Pozitivist manada biliyor olsak zaten inanıyor olmazdık.

Ben bilim ve dini ayırırım bu arada. Bilimsel proses dışında bir şeyle elde edilmemiş hiçbir veriye bu bağlamda itibar etmem.

Akraba evliliği nesiller boyunca arka arkaya devam etmediği sürece peoblem çıkartmıyor bu arada, kuzenlerin evliliğinden bahsediyorum ben tabii. Habsburglar yüz yılda habsburg olmadılar.



< Bu ileti Android uygulamasından atıldı >


Bu mesajda bahsedilenler: @Periah
0
geçen hafta
Yarbay

bak demin ne oldu, bi tanıdığım var, sanırım 40'lık yaşlarının sonlarındadır, belki 50'lerindedir. devlete bağlı bi kuruluşta çalışıyo, ek olarak da sürekli dini geziler falan düzenleyip para kazanıyo. kesin bi tarikat üyeliği de vardır bunda. neyse, şimdi mesaj atmış, efendim işte hacca gidiyorum hakkınızı helal edin falan yazmış. ya tanıdıklarını araya sokup görevli ayağına bedavadan hac yapacaktır, ya da gene tanıdıklarla kendini ön sıraya aldırmıştır. bunun normal başvuru yapıp 11 sene beklediğine asla inanmıyorum.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 13 Mayıs 2024; 11:23:19 >

< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >


Bu mesajda bahsedilenler: @Cem
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.