hükümet neden rektör atıyor her üniversite kendi seçsin |
Makalesiz profesör olunabiliyordu bu kişilerin olduğu zamana kadar. Nasıl olunduğunu tahmin edersin. Ben özellikle bu 6 kişiyi araştırmadım ama son yıllarda AKP'nin atadığı rektörleri takip ediyorum, bunlar genelde ünvan olarak profesör olsalar da aslında akademisyen değiller. Başka işlerde çalışırlarken bir yandan da asgari şartları tamamlayarak ünvanlarını alıyorlar. Yoksa akademide bu kadar yıl geçiren insanın eşek bile olsa 3 tane makalesi olurdu. Yani olay çoğunluğun sandığı gibi "en işe yaramaz ve yalaka akademisyenleri rektör yapıyorlar" değil, akademisyen olmayanları rektör yapıyorlar. Akademisyen olmayan adamın rektör yapılması konusuna hiç girmeyelim. Geri zekalı olmayanlar anlıyordur zaten bunun ne demek olduğunu. Edit: Mesaj en beğenilenlerde görünür hale gelmiş. Madem öyle asıl önemli meseleyi yazayım: Üniversiteler özerk kurumlardır. Rektörlerini cumhurbaşkanı atamaz, üniversite personeli kendi seçer. Türkiye'de de AKP öncesine kadar bu böyleydi. Üniversitelerin gerçekten özerk hale gelebilmesi için YÖK'ün de kaldırılması konuşuluyordu. Hatta bu AKP'nin seçim vaadiydi. Çoğunuz bilmiyorsunuzdur ama YÖK'ün 2012 yılında kendi hazırladığı yeni YÖK yasa tasarısında bile (yasalaşmadı, rafa konulup unutuldu) küçülmesi ve eski üniversiteler üzerindeki yetkilerinin tamamen ortadan kaldırılması vardı. Şimdiyse üniversiteler giderek daha fazla iktidarın denetimine sokuluyor. Bu bile geçtiğimiz 10 yılda yönümüzü demokratikleşmeden anti-demokratikleşmeye nasıl çevirdiğimizin bir göstergesi. Bütün bunları bilmeyenler ya da derdi hükümeti savunmak olanlar "Sezer döneminde çok mu iyi adamlar atanıyordu" gibi cahilce şeyler yazıyorlar. Sezer döneminde rektörleri üniversitenin personeli kendi seçiyordu. Birisi de Cambridge'in rektörü kim, onun çok mu makalesi var diye sormuş. Cambridge de rektörünü kendi seçiyor, kraliçeye sormuyorlar başımıza kimi getirelim diye. Yorum yapacaksanız bütün bunları bilerek yapın da komik duruma düşmeyin Allah aşkına. Edit 2: Şimdi Sezar'ın hakkını Sezar'a verme zamanı. Erhan Erkut kendi de yanılmış, beni de yanıltmış. Birincisi son atanan 6 rektörün indexlerde taranan makale sayısının 3 değil 8 olduğunu tespit etmiş ve bundan dolayı özür dilemiş. Ayrıca yazdığı ilk mesajda "Indexlerde taranan..." ifadesini kullanmış olmasına rağmen aslında kast ettiği "SSCI/SCI indexlerinde taranan" imiş. Bilmeyenler için söyleyeyim, bunlar en baba indexlerdir. Yani en ciddi dergilerin tarandığı indexlerdir. Bir rektörden bu dergilerde yayını olmasını beklemek tabii ki gerekir ama Erhan Erkut'un yaptığı da resmen yanıltmaca, insanlarda bilerek bu adamların hiçbir ciddi makalesi yokmuş izlenimi uyandırmaya çalışmış ve SSCI/SCI kriterini sonradan belirterek kıvırmış. Yani kandırıldık, halkım beni affetsin :/ Ana fikir ise hala aynı: Demokratik bir ülkede rektörü cumhurbaşkanı atamaz. Üniversite personeli kendi seçer. |
Atanmasına bir şey söylemedim ders alacaklar varsa imkani varsa almasin. Ben geçen sene aldim turgut özkandan ders. Saçma sapan yerleri sorup üzerine bunu bilerek yaptigini da itiraf ediyor pişkin pişkin sırıtıyor. Donanımlı bir adam olduğu kesin fakat öğretme gibi bir amacı kesinlikle yoktu. |
Ben lisans eğitimimi aldığım yıllarda 2 tane tez makalesi ve 1 tane deneysel makale yapmıştım. Deneysel makalemizi EFPSA adlı uluslararası federasyonun yurtdışında yapılan konferansına yollamıştık. Daha önce yapılmayan ve güzel sonuçlar ortaya koyan bir deneysel süreç yaşadık. Seçildik ve doktora öğrencilerinin yanında hem sözlü ve afiş sunumu yaptık. Bu arada okuduğum bölümün eğitim dili İngilizce'ydi. Tabi o zamanlar bu tarz şeylerin bize büyük katkı sağlayacağını CV'mizde olumlu etkisi olacağını düşünüyorduk. Gelin görün ki şimdiye kadar hiç bir olumlu etkisini görmedik ve taktir almadık. Açıkçası ben de bölümümden soğudum ve güzel şeyler de yapsam karşılığını alamayacağımı fark ettim. Şuan bölümüm dışı herhangi bir alanda ticaret vb. bir şeyler yapmayı hedefledim kendime. |
Türkiye'de sıradan bir gün |
Üşenmedim yaklaşık 30dk bu rektörleri araştırdım. Adamların yaptığı yayınlar, yönettiği tezler, aldığı ödüller ortada. Girdiği dersler, edindiği tecrübeler, yurtdışı deneyimleri vs herbiri birbirinden liyakatli insanlar. Liyakat demek illa ki sizin belirlediğiniz dergilerde yayın olması demek midir? Bu mudur yani liyakatin şartı. Şimdi bu adamların yaptığı onlarca yüzlerce çalışma, yayınladıkları kitap ve makaleler, aldıkları yurtdışı bursları, yurtdışı üniversite geçmişleri vs hepsi boş mu? Bir laf öğrenmişsiniz liyakat liyakat ama içi boş. Gören de birşey söylüyorsunuz sanar. |
Akademisyenin liyakatlısı hakemli dergilerde daha liyakatlısı yüksek etki faktörlü dergilerde yayın yapma ile olur. Evet liyakatın şartı budur. Yazdıkları makaleler belki de intihal dolu nerden biliyorsun? |
Anadolu universitesi rektoru :) Videoyu izlemek için tıklayınız |
Yöksis'teki bilgiler eksik oluyor. Yöksis'e güvenmeyin. |
''Eskiden profesör derdik, artık cahil diyoruz'' |
İşte olması gereken süper hareket. Zaten okuyan yok niye boşa vakit kaybetsin. |
E yuh artık ya, lan bu nedir ya, rektöre bak rektöre, gözünüz rektör görsün, sanayide çaycı olacak adamı üniversiteye rektör yapmışlar, vay arkadaş memlekette adam kalmamış |
Yazık ne denir ki... |
Bu nasıl rektördür ya! Ben bunu dışarıda görsem muhatap olmam. Şu hal tavırlara bak. |
Akademide dönen torpilin haddi hesabı yok. Bunu da herkes biliyor zaten. |
Torpilin pardon referansın dönmediği yer mi kalmış Allah aşkına kundaktaki bebek bile bunu biliyor |
yine zırvalık. Örneğin Cambridge Üni rektörü kim ? Kaç makalesi var. Bunlar profesör ile rektörü karıştırıyor. En iyi üniversitelerin rektörlerine bakın. Rektör yöneticidir. Sanki bugüne kadar en iyiler rektör oldu bu nedenle üniversitelerimiz ilk 500 de yok. Bırakın yöneticiler yönetsin. İş bilmez hocalar değil... |
Liyakat Osmanlı da da kalmadı. Değil hanedanık bir imparatorluğun sonu oldu Yani değil akp, devletin sonu böyle gelebilir |
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle