Insani duygularla mevzuya yaklasip, sizce negatif yuklu parcaciklar uzuluyorlar midir ? Sonucta negatif iyi bir sey degil bence.... Demek gibi bir sey bu. Pozitife pozitif, negatife negatif; maddeye madde, atoma atom, parcaciga parcacik diyen biziz. Bambaska bir akilli ve duygusal varlik, bambaska bir terminoloji ile olaylari bambaska yorumlayabilirdi. Sizce zubeydinler mikit olunca gugukluyorlar midir ? Bence hayir.. Asagi yukari boyle bir soruya cevap ariyoruz. Belirli bir kural seti var, her sey bu kural setine uyuyor; cunku biz bu seti zaten gozlemlerimiz sonucu olusturmusuz. Kurali da, uyan maddelerin de, duygulari da biz uyduruyoruz. |
Tamam kardeşim, sensin. Demirde bilinç var. Geçen gün anahtarlarım konuşmuyordu benimle meğer bana trip atmışlar. Eşyalar kaybolmaz saklanır, çünkü bilinçleri var. Rasyonal bir insan olmayan şeyleri aramaz. |
Dedi bilimle uzaktan-yakından alakası olmayan dogmatik inançlı. Sizin dogmatik inançlarınızı ne yapmalı peki? İnanmak istediğin gibi inanırsın mümin kardeş. + ve -'nin birbirini çekmesini sen bilinç olarak görüyorsan ortada tartışacak bir şey yok demektir. Ona bilinç denmez fizik kuralı denir. Önce bilinç nedir, fizik kuralı nedir onu öğren. "Bu kuralları kim koydu peki"ye getirmeye çalışıyorsunuz lafı işte. Bu kuralları koyan var mı yok mu bununla ilgili bir şey demedim(k). Bir gün şu inançlı kardeşler bir kez olsun " Zaten Kur'an'da yazıyordu yeaaa" minvalinde lafla peynir gemisi yürütmeye çalışmadan önce atom ve altındaki parçacıklardaki bilincin varlığını bilimsel metotlarla kanıtlarlarsa işte o zaman bu konularda kendilerini umursayabiliriz. Aksi halde inançlarla ilgilenmiyoruz, bilgiyle ilgileniyoruz. Bir de aynaya bakıp gülmeyi dene, bakalım ne göreceksin. |
Hocam hayat sahibinden kastım bilincinin olup olmadığıdır, bilinci varsa bana göre hayat sahibidir, ben şahsen atomları oluşturan enerjinin bilinçli olduğunu düşünüyorum. |
Higgs alaninda kendiliginden simetri kirilmasi ile kutle kazanir parcaciklar. "Bunların kütlesiz olduğu varsayılıyor. Sadece enerji." dogru bir bilgi degildir, parcaciklarin kutleleri vardir, kuarklarin ve leptonlarin(elektron bu grubun icinde) kutleleri vardir. Kutlesi olmayan parcacik fotondur, bu sayede isik hizinda gidebilir. Tabi burada bahsettigimiz sey durgun kutle. Unlu einstein denkleminden yola cikmissin enerji icin ama durum tam olarak oyle degil gordugun gibi. Yildiz tozu ise bir benzetme, populer bilimde kullanilan bir tabir, buna gore yildizlardaki nukleer fuzyon ile daha agir elementler olusmustur,olay element yani. |
E= mc2, Einstein'in unlu basit denklemi. Buna gore evet, enerji ile kutle yakindan iliskili. En basit ornek: Farkli atom cekirdeklerinin total agirligindan total proton & notron agirliklarini cikardigimizda kalan fark baglanma enerjisini vermektedir. Yani kutleyi de dolayli yoldan bir bakima enerji olarak alabiliriz. |
O arkadaş kuantum fiziğini çok yanlış anlamış. Ama bu yazıdan bile parçacıkların insiyatif alıp bilinçli hareket ettikleri sonucu çıkmaz. |
Düzen diye bir şey yok, kaos var. Kaostan düzene doğru gidip tekrar kaosa gidiyor. Ayrıca + - birbirini çekiyorsa ne olmuş? Neyin farkındalığı yahu! Bir taş parçası neyin farkındalığını yaşıyor, veya bir demir? Cam parçası? Insanoğlu otta bokta keramet aramaya meraklı ve meyillidir. Net. |
Hocam verdiğiniz yazıyı okudum, anladığım kadarı ile daha çok canlılardaki bilinç üzerinde duruyorlar. |
hhahah hocam üzgünüm ama evrimi çok yanlış anlamışsınız :) evrim bir anda ahanda şöyle yaparsam böyle de yaparsam bide bunu ekliyim insanı oluştururum tarzı bir sistem değil. milyonlarca ihtimal, milyonlarca mutasyon oluştu ve bunlara ek olarak milyonlarca tür doğal seleksiyondan yaşamını yitirdi. siz bir zarı sürekli attığıınızı düşünün, her zaman bir sayı gelir. ancak her zaman gelen sayı işinize yaramayabilir. size belli bir numara gelene kadar atmaya devam edersiniz ve o numara geldiğinde yeni bir tür oluşmuş olur (Doğal seleksiyonu atlatan). tarihten önrek veririsek Eskiden bizden daha büyük beyinlere sahip ancak bizden daha az sayıda olan bir başka homo türü vardı. Ancak zamanla homos sapiens, daha çok aptal olmalarına karşın, büyük beyinli homo türünü çoğunluluktan dolayı yendi. Eğer büyük beyinli homo türünden olan primatlar daha çok olsaydı inan ki bu sefer de biz olmayacaktık. Eğer daha detaylı bilgi istersen her an göndermeya hazırım :) NOT: Kendime evrim bilimi araştırmacısı diyebilecek kadar iyi biliyorum :D |
Bende maddenin bilinçli olduğuna inanıyorum.Hatta şöyle bir teorim var biraz uçuk olabilir.Şimdi çift yarık deneyini bilenler bilir. Gözlemci olduğu zaman elektron olması gereken gibi davranıp duvarda 2 yarık oluşuyor ama gözlemci olmadığı zaman duvarda girişim modeli oluşuyor. Buna dayanarak şöyle diyebiliriz biz insan olarak etrafımızı gözlemlediğimiz(duyu organları ile) alan maddesel olarak oluşuyor gözlemleyemediğimiz yerler karanlık. Yani sen şu an bu yazıyı okurken maddesel olarak gözünle görüyorsun ama arkanı gözlemleyemediğin için orası nasıl bilmiyorsun karanlık.Daha açıklayıcı olması açısından şöyle örnekte verebilirim bilgisayarda FPS türünde oyun oynarken mouse yi ne tarafa çevirirsen orası oluşturulup sana gösteriliyor ama diğer görmediğin kısımlar karanlık Çift yarık deneyini araştır istersen Videoyu izlemek için tıklayınız |
Merhaba arkadaşlar, sizlere bir sorum var, atomları oluşturan elektron, proton ve nötronlar hatta onları oluşturan kuarklar bilinçli olabilirler mi,dolayısıyla bilinçli iseler muhtemelen bir yerden bir yere gidebilme yetisi de olacaktır, madde enerjiden ibaret olduğu için enerji bilinçli ise onlarda mı bilinçli oluyorlar, ben bilinçli olduklarını düşünüyorum, çünkü bilinçsiz olsalardı hayatın oluşması sırasında her biri kendi pozisyonlarını nasıl alacaktı? Eğer madde bilinçli değilse dünyadaki sistematik düzenin kurulabilmesi için maddeye güç yetirebilme yetisi olan başka güçlerin olması gerekir, dolayısıyla maddeye güç yetirebilen başka güçlerin olması münasebetiyle bazı yerlerde "bir büyü" bir "harikuladelik" var. Forumdaki bir arkadaşımız kuantum fiziği üzerine çalışan laboratuvarlarda atom altı parçacıklarının nasıl inisiyatif alıp fizik kurallarını çiğnediğini şöyle anlatıyor: Bugün kuantum üzerine çalışan her labaratuvarda , hergün fizik ötesi mucize yaşanıyor.Atom altı bir parçacığın hem sağa hem sola gittiği , hem sağa hem sola döndüğü , hem var olup hem yok olduğu , hem heryerde hem de hiçbir yerde olduğu , her gün gözlemleniyor. Bu konu aşağıdaki linkde de konuşuluyor: http://www.felsefe.net/genel-tartisma-alani/75701-madde-bilincli-midir.html#post141945 Konumuz ile alakalı bir konu da aşağıdaki linkde: https://forum.donanimhaber.com/m_7983990/tm.htm |
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
Atomu oluşturan kuarklar ve elektronlar sürekli hareket halinde. Bunların kütlesiz olduğu varsayılıyor. Sadece enerji. Böyle bakınca mesela masayı oluşturan da aynı atom, insanı da, bitkileri de. Aynı atomdan hem canlı hem de cansız maddeler oluşuyor. Konu hakkında diyebileceğim. Bildiğim kadarıyla yaşamın kaynağını oluşturan yıldız tozları. Direkt atomun kendisi değil yani. Peki yıldız tozunun farkı ne dersen. Orasını henüz ben de net bilmiyorum. |
madde nedir ? ![]() canlı -------> bir yerden bir yere gidebilme yetisi ?????? ağaçlar canlı degil mi sence ? rüzgar biryerden bir yere gidiyor duyularla algılanabiliyor ama görünmüyor ateş madde midir ? hayat sahibi olmak ne demek ? önce kavramları anlaşılır bir zemine oturtup sonra konu üzerine düşünmeli |
bende benzer düşüncedeyim |
Hocam seninki felsefik yaklaşım. Bilim buna cevap bulacak ilerleyen yıllarda. Şu an Cern'deki deneylerden iyi bir sonuç çıkabilir bakalım bekliyoruz. Higgs bozonu bulundu ama onu da daha net tanımlayamadılar sanki. Yani mesela kuarklar yakın zamana kadar bilinmiyordu. Kuarkı oluşturan bir şey de vardır belki belki. Belki elektronun yapı taşı bambaşka bir şeydir. Sorular bitmez. Cevaplara ulaşmak için bence felsefikten daha çok bilimsel düşünmek lazım. Kanıt lazım. Gözlem, test, deney lazım. Ki zaten bunu bilim adamları yapıyor. |
Deneysel gozleme tekniğimiz ydtersiz şu anda. Yabancı bilim insanlarının imkanları bizde yok. Teknik alt yapı ve yetişmiş insan sayımız çok az veya hiç yok. Zira bilgi biraz pahalı bir uğraş. Anlayışlı olmak lazım. Bence maddenin bilinci denen halin açıklamaz suyun zekası ile alakalı. Su kutlesel anlamda dokunulduğu an en küçük kusuru dahi belli edebilecek bir düzenek. Akışkan olmasına rağmen yuzeyi mevcut ancak bu mevcudiyet mutlak değil. Bu nedenle bence sebebsizlik de denebilecek bir oluşuma sebebiyet verebilir. Bilinç yani aynı şartı taşıyan aynı niteliği haiz iki nesneye de aynı şekilde tavır alabilen bir yapı bence suyun yuzeyinde mevcut. Bir gemi yuzebilyorsa 2.sinin de yuzebilmesi teknik maharetle açıklanabilirken küçücük bir taşın dibe batıyor olması düşündürücü bir hakikat. Yani ilmimiz saygı duymak zorunda olduğu bir yapıyı anlamak ve onun dinamiğine uygun çözüm uretmekle karşısındaki iradeyi kabul etmişe benziyor. |
Bilincten ziyade maddenin aktarilabilen bir hafizaya sahip oldugunu okumustum, kaynak veremeyecegim. |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > Bu mesaja 3 cevap geldi. Cevapları Gizle