1. sayfa
| hayvanoğlu hayvandır kardeşim |
|
Biyolojik acidan evet. Hayvanlar, bitkiler, mantarlar, algler. Kategorilerimiz bunlar. |
| biyolojik olarak her insan hayvandır, psikolojik olarak bazıları hayvan oğlu hayvandır. saygılar. |
|
Buna karsi cikanlar biyolojik bir yaklasimla karsi cikmiyorlar demek istiyorsun sanirim. Biyolojik olmayan bir yaklasim ile bakacaksak eger soruya, "hayvan" kelimesini yeniden tanimlamak gerekiyor; yani biyolojik olmayan bir tanim yapmak gerekiyor, ki insanin farkliligini tartisabilelim. Ama oyle bir tanim da yok. O sebeple tartisma havada kalacak. Yalnizca insanlarin yapabildigi ve diger canlilarin yapamadigi seyleri sayarak kendimizi ozel hissedebiliriz. Ama benzer bir yaklasimi herhangi bir hayvan ya da bitki turu icin de yapmak mumkun. Soyle bir sey var mesela: https://img-9gag-fun.9cache.com/photo/abzw6zp_460sv.mp4 |
Hayır buna karşı çıkanlar biyolojik yetileri ve özellikleri yanlış bir mantıkla sundukları için hatalılar. Bu konuyu aslında biyolojik diye belirmeye bile gerek yok, çünkü biyolojik olmayan böyle bir mesele olmadığı için ondan ayırt etmek amacıyla biyolojik demek gerekmiyor, biyoloji dışında böyle bir tanım olmadığı için zaten biyolojik diye belirtmeye gerek yok. Ama ahlak, düşünme, medeniyet, teknoloji vs bunlar elbette insanın biyolojik özellikleri ve yetileri ile alakalıdır. Bi biyolojik olmayan tanım yapalım bi biyolojik yapalım diye bir şey olmaz, bu tanımlar ve yetiler zaten biyolojik. Yani verilen örnekler alakasız değil ama mantığı yanlış. Yani ahlak, akıl, teknoloji, medeniyet, sanat, felsefe, bilim vs bu gibi şeyler zaten biyolojiden yalıtılamaz, bedenimizin özellikleri ve yetilerine bağlı bir şey. Yani biyolojik olmayan bir tartışma yok, zaten tartışma direk biyolojik bir sınıflandırma tartışması ama bakış açıları ve mantıklarda hata var. Bura anlaşıldıysa sınıflandırmaya geçelim. Her tür özeldir, özel olduğu için tür diye sınıflandırılmıştır, özel olmasa tür diye sınıflandırılmaz idi, hepsi tamamen aynı olurdu. İnsanın farklı olduğunu savunan argümanlar hep spesifik şeylere dayanıyor, genel ayrımlar değil. Hayvan ise genel bir sınıflandırma olduğu için direk çürüyor. Bunu basit bir örnekle izah edeyim. Mesela insan teknoloji üretiyor ama diğer canlılar üretemiyor, demek ki insan canlı değildir desem safsata hemen fark edilecektir. Canlılığın kıstası teknoloji üretip üretmemek değildir, organize tepki verip vermemekle alakalıdır. Hayvan sınıflandırmasında da durum böyle, ahlak ve düşünme zemininde ele alınamaz, çünkü genel bir sınıflandırma olduğu için zaten özel şeyleri de içine alır, bu genel sınıflandırmadan çıkıp da başka bir alem icat etme gereği yok çünkü uyumlu. |
| https://www.youtube.com/watch?v=wqRlZ6yuZTM |
@vamparf |
| http://www.aljazeera.com.tr/haber/floridadaki-yerli-kertenkeleler-evrim-geciriyor |
Maymunlarin kisa donem hafiza donanimi ( RAM donanimi olmali yanilmiyorsam, konunun uzmani degilim ) ve ilgili yaziliminin insanlardan ustun oldugunu iddia eden kendini bilmezler var diyorlar. https://www.youtube.com/watch?v=aAIGVT3N7B0 |
|
Hiçbir hayvanın bizim kadar vahşi olduğunu sanmıyorum. https://en.wikipedia.org/wiki/World_War_II_casualties |
|
Evet bu konuda haklısınız. Yazdığıma gelirsek bahsettiğim evrim hakkında öne sürülenler, Lamarck, Darwin gibi bilimle uğraşanların evrim açıklamaları. Sizin dediğinize gelirsek sanırım verebileceğim en güzel Türkçe makalelerden biri şuydu:https://evrimagaci.org/question/tr/evrim-teori-mi-kanun-yasa-mi Günümüzde insanların en çok tartışma yarattığı konu ise bu kanun olamamış, neden kanun olamamış demek ki yalan, söylemleri. Buna bir açıklık getirmek istedim zira arkadaşın girisi de bunlara paralel duruyor. |
Evrim hakkında öne sürülen açıklamalar=evrim demek yanlıştır. O açıklamalar evrimin kendisi değildir, evrim bizim açıklayıp açıklamamızdan bağımsızdır. O açıklamalar evrimi sağlamaz, evrim o açıklamaları sağlar, ikisi çok farklı. Bunu belirtmezsek karıştırılır. O açıklamalar evrime dair teoriler işte, yani evrimin teorisi. Kanun matematiksel olarak ifade edilir ve basittir; formülü falan vardır. Olgu=kanun aynı şey değildir. Evrim kanun mu değil mi diyene evrim olgu ama bu olguyu açıklayan teoriler var demek gerekir, aksi takdirde anlaşılmıyor gördüğünüz gibi. Evrim düz çizgi olmayıp dallara ayrılan kaotik bir süreç olduğu için kanun değildir, ama olgudur. İnsanların yanlış algısı evrimin teori olmasından geliyordu, evrim teori değil. |
Bilsen böyle yapmazdın, tamamen hatalı sınıfladın. Kendine göre yapılan sınıflandırmanın önemi yok, canlılara göre yapmak önemli. Şu linke bak, güzel izah edilmişhttp://turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=609767&postcount=34 |
Biyolojik olarak hayvan olduğuna itiraz etmediğimi tekrar söyleyeyim. Bunu gözeterek insanın bariz farklarını gösterdim. Hiç kimse kendisine 'hayvan' denilmesinden hoşlanmaz. Çünkü benim söylediklerimi herkes biliyordur. |
Farklı bir açıdan bakıyorum dedin, yani itiraz edip kendi görüşünü sundun, kabul ettiğini söylemedin ki. İnsanın bariz farkları tür penceresindedir, o yüzden kedi değiliz, kaplan değiliz, şempanze değiliz, ama ana grup olarak hayvanlar alemindeyiz. Linke baksan anlardın. Hiç kimsenin hoşlanması belirleyici değil ki, ben bilimsel olarak bakıyorum, kendi kafasından uydurup tepkisel yaklaşanların bir belirleyiciliği yok. Sıfırdan işin abc'sini nasıl öğreteyim burda, linki okursan temeli anlayacaksın, öğrenmeye kapalı birine ne anlatabilirim ki. |
Hocam artık bu da benim yazma kabızlığım Fakat umarım bir faydamız, özellikle de bu olgu ve teori kavramlarının açılması insanlara güzel bir şeyler getirmiş, yeni bir bakış açısı oluşturmuştur. İyi geceler dilerim |
Hocam bu konuda çok güzel bir ileti vardı, okumanızı şiddetle tavsiye ederimhttp://turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=612797&postcount=3 |
Hocam marksistlerin bu görüşü çok lezzetli ama, çok güzel izahlar var, diyalektik olmadan materyalizm güçsüz kalıyor gibi. Ayrıca diyalektiği sadece düşünceye indirgersek hata olur. Öncelikle diyalektiğin bir olgu olduğu söylenir. Her şeyin hareket ettiği, birbiriyle ilişkili olduğu ve de her şeyin değiştiğine diyalektik olgu deniyor. Bunu diğer materyalistler kabul eder mi? İşte bu olgudan sonra bu olguyu çeşitli yasalarla açıklarlar. Bu olguyu yöntem haline de getirler, bu bakış açısından bakılır, buna düşünme biçimi de diyebiliriz, ama diyalektik bakış açısı ile diyalektik mantık farklı mıdır sizce? 3 diyalektik yasayı harika anlatan bir yazı var idi, onun linkini vermeden duramam, şiddetle tavsiye ederim okunmasını http://turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=354836&postcount=131 |
Çocuklar için basitçe anlatmışlar. Bilim insanları canlıları bitki ve hayvan olarak ikiye ayırıyormuş. Bitki olmadığımıza göre hayvan olarak değerlendiriliyoruz.
http://discoverykids.com/articles/are-humans-considered-animals/ |
Bir de mantar ve algler var tabi ama onlardan olmadığımız kesin. Ama meseleye genel bakmak önemli, biz spesifik baktığımız için insanı hayvanla kıyaslama yanlışına düşüp ayrı şeymiş gibi söylüyoruz, mesele genel aslında. Anlaşılması için bir alıntı yapacağım, onu anlarsan mesele daha netleşir.
|
|
"Hayvan" kelimesinin tanımı önemli. Çünkü kelimeler sadece birer araçtır, önemli olan neyi ifade ettikleri. Diğer bir deyişle geçerli paradigmanın ne olduğuna bakmak gerekir. Günümüzde bile hâlâ birçok insan antroposantrik bir bakış açısına sahip, dolayısıyla evreni "insanlar ve diğerleri" şeklinde yorumluyorlar. Bu yorumlayışta insanı herhangi bir kategoriye dahil etmek mümkün değil, o kadar ki bu düşünüşteki insanlar tarafından insanın canlılık özellikleri gereği yani biyolojik olarak ufak farklılıklar dışında diğer primatlarla, özellikle şempanzeler ve bonobolarla çok yakın olduğu gerçeği dahi büyük bir tepkiyle karşılanabiliyor. "Hayvan" kelimesini bu yaklaşımdan hareketle tanımlarsak TDK'dekine benzer bir tanım çıkar karşımıza: hayvan: isim Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık Bir de insan tanımına bakalım: insan: isim Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı Bu hayvan tanımında "içgüdüleriyle hareket eden" ifadesinin "bilinçaltında" aslında "insan olmayan" ifadesi yatıyor. Bu ifadeyi biraz daha genişletirsek hayvan, "zekasını kullanamayan, sadece onun için belirlenmiş 'algoritmalar' dahilinde tepkisel olarak hareket eden canlı" oluyor. Yine TDK'ye göre insan ise açıkça bütünüyle kendine has entelektüel, kültürel, iletişimsel, kavrayışsal ve teknik yetenekleri olan canlı olarak görülüyor. Yani TDK'ye göre insan asla hayvan olamaz, hayvan insandan apayrıdır ve her bakımdan aşağıdır. Peki gerçekte öyle midir? Yeterince objektif olarak yaklaştığımızda bunun böyle olmadığı çok aleni bir biçimde ortada. Hâlihazırdaki bilimsel paradigmalara göre "İnsan hayvan değildir." demek gülünç. Taksonomide zaten bütün gerekçeler çok sağlam ve buna göre insanlar, hayvanlar aleminin bir üyesi. İşin "zeka" boyutunda ise yine tanım faktörü devreye giriyor. Zeka nedir? Yine TDK'nin tanımına bakalım: zekâ: isim, ruh bilimi İnsanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik, feraset Bu tanıma göre zaten baştan insan harici canlıların zekasının olmadığı, zekanın insana ait bir özellik olduğu ortaya çıkıyor. E, oldu mu bu şimdi? Peki, "zeki" kelimesi nasıl tanımlanmış o hâlde, ona da bakalım: zeki: sıfat Anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, zeyrek Örnek cümle: "En zeki hayvan maymundur." Yaman çelişki... "Zeki" için "zekası olan" demiş, yani kendi tanımına göre bunun bir insan olması gerekiyor, ama verdiği örnek cümlede maymunun en zeki hayvan olduğunu söylüyor. Yoksa maymun derken insanın da içinde olduğu "maymunlar takımını" mı kastediyor? < Resime gitmek için tıklayın > Ancak onu kastetmediğini zaten "insan" ve "hayvan" tanımlarından biliyoruz, kendilerinin yaptığı maymun tanımına bakmaya bile gerek yok ama onu da yapıştırayım: maymun: isim, hayvan bilimi Dört ayaklı, iki ayağı üzerinde de yürüyebilen, ormanda toplu olarak yaşayan, kuyruklu hayvan, primat Tanımları neresinden tutsak elimizde kalıyor. Geçelim TDK'yi. "Zeka"ya geri dönelim. Zekaya olan yaklaşım genellikle çok dar bir perspektiften oluyor ve bu nedenle tanımlarken yapılan çıkarımlar çok yetersiz ve eksik oluyor. Tekrar soralım: Zeka nedir? Matematik problemleri çözme yeteneği mi? Verilen matrislerdeki ilişkiyi çok kısa bir zamanda kavrama becerisi mi? IQ mu? Peki ya EQ? Bu sorular uzar gider. Zekaya gerçekçi ve geniş bir bakış açısıyla yaklaşırsak zekanın çok daha geniş çaplı tanımlanması gerektiğini görürüz. Zekayı insanlara has bir özellik olarak kabul etmek, hele ki günümüzde, zaten "gülünemeyecek kadar" komik, zira insan haricindeki bazı canlılar da insanların yapabildiği birçok şeyi ama iyi ama kötü yapabiliyor (bu noktada birçok örnek verilebilir fakat spesifik olarak tarım örneğini vereyim, karıncalar insanlardan çok daha önce tarım yapmaya başlayan canlılar). Peki insan en zekisi mi? Entelektüel olarak, evet. Daha birçok madde sıralanabilir insanın üstün olduğu ve onu diğer canlılardan zeki yapan. Fakat kaç insan şu testi bu kadar başarılı bitirir? Videoyu izlemek için tıklayınız Videoyu izlemek için tıklayınız Diğer canlıların insanları "spesifik zeka" anlamında solladığı daha birçok örnek gösterilebilir. Tekrar vurgulamak gerekir ki elbette insanlar genel anlamda birçok sebepten ötürü "üstünler". Üstünlük kısmını bir kenara koyalım. Zekaya dair belli özelliklere sahip olup olmama penceresinden bakalım. Bu konuda çok güzel örnekler içeren, Liz Bonnin'in hazırlayıp sunduğu iki bölümlük "Super Smart Animals" belgesel serisini izlemesini tavsiye ederim herkese. Türkçe dublajlı:http://www.dailymotion.com/video/x10uk8r Orijinal: 1. Bölümhttp://www.dailymotion.com/video/x3cmd6o - 2. Bölüm:http://www.dailymotion.com/video/x3cmhxh Görüldüğü üzere "zeka" anlamında da insan ve diğer hayvanlar arasında bir "uçurum" yok. İşin kelime boyutuna geri dönelim, bu sefer etimolojik olarak yaklaşalım: Arapça h?yy/h?yw kökünden gelen h?ayawan حيوان "1. yaşama, canlı olma, 2. her çeşit canlı varlık, canavar" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça h?ayya حيّ "yaşadı, canlı idi" fiilinden türetilmiştir. Daha fazla bilgi için hayat maddesine bakınız. (Kaynak: https://www.etimolojiturkce.com/kelime/hayvan) Anlaşılan, "hayatta olan her şey" için kullanılan ve "hayat" kelimesi ile eş kökenli olan "hayvan" kelimesi sonraları toplumda antroposantrik bir anlam kayması yaşamış, yaşamış ki hâlâ bunun izlerini önceki mesajlarda görebiliyoruz, yaşamış ki TDK'nin tanımında bunu görüyoruz. Ama TDK de biliyordur sanırım hayvan kelimesinin orijinini ve taksonomik olarak nasıl tanımlamasını gerektiğini. Yoksa? Yok yok, bilmez olur mu? Peki bir de İngilizce hayvan anlamına gelen "animal" kelimesinin etimolojisine bakalım: animal (n.) early 14c., "any sentient living creature" (including humans), from Latin animale "living being, being which breathes," noun use of neuter of animalis (adj.) "animate, living; of the air," from anima "breath, soul; a current of air" (from PIE root *ane- "to breathe;" compare deer). A rare word in English before c. 1600, and not in KJV (1611). Commonly only of non-human creatures. It drove out the older beast in common usage. Used derisively of brutish humans (in which the "animal," or non-rational, non-spiritual nature is ascendant) from 1580s. (Kaynak: https://www.etymonline.com/word/animal) Özellikle insanları da içerdiğini belirterek "animal" kelimesinin köken itibarıyla, algısı ve hisleri olan her tür canlı anlamına geldiğini göstermiş. Dikkat edilirse bu kelime de "hayvan" kelimesine benzer bir şekilde "hayat" ile ilgili bir anlamdan, yani "nefes almak"tan türemiş. Sonraları yine antroposantrik bir anlam kazanmış fakat bu artık sözlüklerde sadece bir "yaklaşım" olarak kalmış, kelimenin "esas" anlamı birçok İngilizce sözlükte bulunuyor. http://www.dictionary.com/browse/animal https://dictionary.cambridge.org/dictionary/english/animal https://www.macmillandictionary.com/dictionary/british/animal_1 |
1. sayfa
Bir tür bir gruba girmek için bütün kıstasları karşılayacak değildir. Zaten o yüzden genel bir sınıflandırma oluyor hayvan alemi. Genelin içinde özel durumlar da bulunur. Hayvanlık kıstası birincil özelliklere yani ortak özelliklere göre yapılmakta. İkincil özelliklr ise türü tür yapan özelliklerdir, yani niteliklerdir. Dolayısıyla homo sapiens türünün hayvan sınıflandırmasına girmesi makuldur. Hayvan alemine gidene kadar arada bir sürü başka sınıflandırma daha var, onları da karşılıyor homo sapiens. Örneğin memeliliği de karşılıyor, zaten bunları karşılıyor karşılıyor ve sonra hayvan kategorisini de karşılıyor.
Bazıları ''insan insandır, hayvan hayvandır'' diyerek totoloji yapmakta. İnsan ile hayvanı kıyaslayamayız, çünkü hayvan daha genel bir sınıflandırma olduğu ve hayvanın tanımında tür kriteri yatmadığı için tür ile kıyaslanamaz, kıyas için muhattap yoktur. Ki biz şeyleri ayırmak için farklılıklara bakarız. Bir şeyi ayıran şey farklılığıdır, bu budur şu şudur diye totoloji ayırmaz. Yani ayırmanın dayanağı totoloji olamaz, safsatadır. Ayrı olduğunun ifadesi de totoloji olamaz. Şu şey şu özelliklerden dolayı şudur, bu şey bu özelliklerden dolayı budur denebilir ama bu budur şu şudur denemez, safsata olur. Ki zaten insan ile hayvan zaten karşılaştırılamaz, sadece insanın hayvan grubuna girip girmeyeceği tartışılabilinir.
Bazıları da bu sınıflandırmayı kişisel alarak hakaret zannetmektedir. Hiç kimsenin şahsına münhasır bir durum değildir, şahıslarla alakası yoktur, sadece bir canlı türünün bu gruba girip girmeyeceği meselesidir, şu ya da bu şahısın keyfi söylemleri ölçüt olamaz.
Ayrıca bazıları tanrının insanı yarattığını öne sürerek insanın hayvan alemine dahil edilemeyeceğini söyleyebilir. Burda da çok ciddi bir hata vardır. İster tanrıyı varlayalım, ister yoklayalım bizim düşüncelerimizden bağımsı bir durumdur. İnsan ortadadır, ne düşünürsek düşünelim insan ortada. Yani o yüzden gerçeği düşüncelerimize göre yontamayız, neyse odur. Her şeyi düşünebiliriz ama düşüncelerimiz gerçekten yola çıkmalıdır, gerçek düşüncelerden değil. Dolayısıyla tanrıyı kabul etsek de etmesek de insanın hayvanlar alemine dahil olan bir canlı türü olduğu anlaşılabilir.
İnsanın hücrelerinin yapısı, genetiği, sindirim sistemi, diğer hayvanlarla olan ortak özellikleri vb insanı hayvan yapmak için yeterlidir. Başta dediğim gibi canlıların birçok karakteristik özellikleri vardır. Zaten öyle olmasaydı hayvan diye grup olmazdı, bütün canlılar tek tür olurdu. O yüzden birçok çeşitlilik var, ayrı ayrı türler ve birçok biyolojik gruplar var. Ama hayvan genel olduğu için ortak özellikleri taşıyıp taşımadığına bakılmakat, karakteristik farklılıkları hayvanlık derecesinde önemsizdir, o tür derecesindedir.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.