yine saldırıya geçtiniz, halbuki biraz sakinleştiğinizi düşünmüştüm. Birbirimize saldırmamıza gerek yok. Benim için sizi yererek mesaj yazmak çok kolay. hangi yazdığınız soruya cevap vermedim. hepsini cevapladım. belki arada atladığım olabilir. hatta paylaştığınız linkleri inceledim ve sonrasında tartıştık bile. (ben üzülerek görüyorum ki bilim tekniğin ilgili kısmını halen okumadınız) aslında sorulara cevap vermeyen sizsiniz bakın şu sorulara henüz cevap vermediniz -Yılın bu mevsiminde bu sayıda zatüre yapan hangi hastalık var, siz gösterin madem? - evet türkiyede ciddi bir çalışma yürütülmüyor, bunu yapabilecek kurum bakanlığın halk sağlığı daire başkanlığı. Ama bakanlık dedik, sayılar doğru değil dedik, bu çalışma nasıl yapılacak peki? -Gripten covidden çok çok daha bulaşıcı su çiçeği var, yahu neden bu hastalığı artık geçirmiyoruz çevrenizde en son ne zaman bir çocuğun yetişkinin kızamık, su çiçeği, çiçek, hepatit a b, tetanoz, çocuk felci, boğmaca, verem, difteri vb olduğunu gördünüz. 1900 lere göre bu hastalıkların azalmasının sebebi ne olabilir. şimdi aliminyum bu hastalıkların hangisinden daha tehlikeli. (kızamığı halüsinasyon geçirerek atlattığınızı yazdınız, onun da sebebini açıkladım) (Esas soru neden bu hastalıklar azaldı, neden daha az görüyoruz. - Kuduz olan hayvan sizi ısırsa içinde koruyucu madde var diye gerçekten aşı olmayacak mısınız. -Damlacık yoluyla yayılan hastalıkların ortak korunma prosedürleri var hepsine birden ayrı ayrı risk analizi vb yapmaya gerek var mı. ayrıca risk analizinin olmadığını nereden biliyorsun, bırak ekranları pubmededeki veriyi okumaya kalksak 1-2 yıl yer. okuduk mu hepsini? -anne ve babalarımız daha eski nesil daha fazla zararlı madde içeren aşıları oldular. niye otizm olmadılar, niye çocukken kanser olmadılar. - Yapılan çalışmalarda kanser riski artıyor diye belirtilmiş, bu çalışmalarda çevresel faktörlerden hastayı nasıl soyutlamışlar da kansere aşının sebep olduğunu bulmuşlar minvalinde bir sorum daha var. Tüm sorduğum sorular bunlar, hiçbirini cevaplamamışsınız. yazıları hazırlarken olabildiğince şahsınıza az soru yöneltmeye gayret ettim. sizin sorularınızı da elimden geldiğince bilgim dahilinde cevapladım, sizin tutumunuz nasıl? kendiniz gözleyin. hastanem doludan öte çok şey yazdım, siz içinden tek bunu görmüşsünüz. Şimdi hastanenin dolu olmasına da ispat istersiniz. Bu tür bilgileri paylaşmak yasak, ne yapayım servis doluluk oranlarını mı paylaşayım yasak olmasına rağmen. veri ile ilgili soruyu bana ilk defa bu mesajınızda yönelttiniz. elimde ülke genelinin sayıları yok. sadece bulunduğum il ile ilgili bilgi verebilirim ama bakanın doğru sayıyı açıklamaya muktedir olmadığı ve çekindiği bir ortamda ben size nasıl sayı açıklayayım. ben ttbnin açıkladığı rakamları ve belediyelerin açıkladığı ölüm oranlarını bakanlıktan daha doğru buluyorum. daha doğru sayı istiyorsanız bence oraya bakın. Sonuçta önümüzde iki veri var, siz ben bakanlığın verisini seçeceğim derseniz saygı duyarım. Bana inanmak zorunda değilsiniz. google da covide bağlı toplam ölüm oranı neredeyse 1 milyon görünüyor. ne kadar güvenilir sayı bilemiyorum. ayrıca en güvenilir site sanırım burası :https://www.worldometers.info/coronavirus/ oradaki rakam da bu minvalde. Aşılar ile bahsettiğiniz 10- 20- 50 yıllık takipler yapılıyor, gelişmiş ülkelerde bunların istatistiği tutuluyor. Aslında sistem çok basit, siz şimdi bu yıl aşıdan aliminyumu çıkardınız içine koruyucu olarak benzalkolyum klorür eklediniz. zaten major etkileri bilinen bir molekül, öncelikle rat ve tavşanda bunu denediniz. Bu hayvanların ömrü kısa olduğu için 1 yılda insan hayatının 30 yılı gibi veri verdi. sonrasında faz 3ü de tamamlayıp piyasaya yeni koruyuclu aşıları sürdünüz. aradan 5 yıl geçti. aşıyı olan corç ta als hastalığı gelişti. Basamaklı sağlık sistemi olduğu için önce aile hekimine gitti, aile hekimi als tanısı ile nöroloji uzmanına yönlendirdi, nöroloji uzmanı aile hekimini tekrar bilgilendirip gereli aşamaları anlattı, hastanın tedavisini düzenledi. aile hekimi ilk tanıyı girdiği an sistemde bu hasta als olarak görünmekte, hele ki uzman hekim muayene ve tetkiklerinden sonra tanı teyit de edildi. olay şimdi başlıyor. bizdeki sağlık müdürlüğüne karşı gelecek kurum her yıl hastalık istatistiklerini inceliyor. bakıyor ki bu yıl als sayısı geçtiğimiz yıllara göre artmış. dönüp sebep olabilecek bir olay araştırılıyor. Çocuklar tekrar muayeneye çağırılıp her türlü bilgi ve sağlık kontrolü tekrarlanıyor. burada aşıyı bulmak çok kolay. verildiği yıldan önceki grupta als düşüktü, şimdi arttı. hocam zaten verilen maddenin yan etkisi önceden biliniyor, tamamen yeni bir madde ise önce hücre kültürlerinde sonra kısa ömürlü ve genetik olarak insana benzer hayvanlarda deneniyor. yan etki profili gözleniyor. yani aşının als gibi yan etkileri beklenmedik nadir yan etkiler. şimdi bizim aşımız bunu yapıyor olsun, o ülkenin tüm eyalet veya illerinde als sıklığı hemen taranmaya başlanıyor, diğer ülkelere haber veriliyor, veri hızlı bir şekilde toplanıyor. aşı bir hastalığa sebep oluyorsa toplumun çok büyük bölümüne yapıldığı için o toplumdaki belli bir zamanda hastalık görülme sıklığını artırıyor (insidansını). gelişmiş ülkelerde hastalık insidansları çok sıkı kontrol ediliyor. bu sebeple 60 yaşındaki insanlarda bile bir hastalık artmaya başlasa hemen sebebi araştırılmaya başlanıyor. kaba taslak sistemi anlatmaya çalıştım. Şimdi bizim ülkemizde basamaklı sağlık sistemi kurulmadı, e nabız halen yeterli değil. 5-6000 nüfuslu ilçelerde bile sağlıklı veri toplanamıyor. hatta sağlıklı nüfus ölçülemiyor. uzman hekimlerin günde 100 hasta bakmaktan bir hastaya ayırabileceği süre 5 dk, bu tür verileri doğru girmeye vakti yok, bunlar düzelmeden sizin beklediğiniz çalışmaları ülkemizde yapmak güç. Her doktor aşıyı araştıracakmış, tebabetten çok uzaksınız, ondan böyle bir kanı oluşuyor. Her doktorun bu aşıları makale düzeyinde okumasına bile gerek yok. gerekli eğitimler zaten veriliyor, o kısım bile kafi. merak eden zaten okuyor. logaritmanın ne işe yaradığını bilmeden tüm tabloyu ezbere bilmek ne kadar lüzumsuzsa elinde steteskop ve basit biyokimya dışında tahlili olmayan bir hekimin o aşıları detaylıca okuması o kadar saçma. aşı vb konusunda meraklı hekimler enfeksiyon, mikrobiyoloji, immünoloji uzmanlıklarını seçip bu yolda ilerlerler. gerek olduğunda diğer hekimleri de eğitirler. günümüzün bilim dünyasında bir kişinin her ilme hakim olması gibi bir mevzu mümkün değildir. daha her ilacın moleküler özelliği var, hastalıklar var, tetkik görüntüleme var bahsettiğiniz düzeyde birikime ulaşmaya ömür yetmez. ömrünün 50 yılını küçücük bir odağa yönelten insanlarla dolu tıp camiası. Daha henüz ortada covid 19 a yönelik aşı olmadığını belirttim. Daha piyasaya çıkmamış aşıyı nasıl savunmuşum. Aşı konusunda yazdıklarım genel aşı bilgileridir ve yazdıklarımın arkasındayım. Aşının yan etkisi yoktur, zarar vermez demedim, bir aşıya bağlı yan etki tıp mecmualarında değil 2 saat, 50 yıl sonra ortaya çıksa bile yazılıyor. endişelerinizi anlıyor ve empati yapmaya çalışıyorum, bizler de şüphe ediyor ve okuyoruz, okuduklarımızı gözlemleme ve uygulama şansımız var. bilgilerimizi sahada teyit ediyoruz. sizin böyle bir imkanınız olmadığı için endişeniz artıyor, endişelendikçe sağlıklı düşünmekten uzaklaşıyor, bu tür sansasyonel haberlere daha fazla kayıyorsunuz. Yahu sizden rica ettiğim şey çok zor değil, ham veriye ulaşacaksınız, ilinizdeki pandemi hastanesini ziyaret edin. kendiniz için, rahatlamak için. endişeniz azalsın. hatta endişeniz daha doğru odaklara kaysın. bakın babanız da meslektaşımızmış, büyüğümüzmüş, hangi pandemi polikliniğine beraber gitseniz biz bu hastalığa inanmıyoruz deseniz arkadaşlar detaylıca istediğiniz rakamları gösterir. Bakın salgın normali bozdu, bunu kimse inkar etmez, ben de etmem, alınan önlemler böyle mi alınmalıydı tabi ki tartışılır. daha önce de yazdım. Ama sen de ben de istediğimiz kadar bilim adamı olalım, halk sağlığı uzmanı, enfeksiyon hast. uzmanı, mikrobiyoloji uzmanları değiliz, konunun uzmanları dururken bizim önereceğimiz önlemler eksik ve hatalı olur. Konuyu tam bilmeden vatandaşı bilgilendirmek yanlış olur. Yahu ben şimdi çıksam mühendislikle ilgili bir konuda bilgilendirme yapmaya çalışsam ne kadar yersiz olur. okumayın ve eleştirmeyin demiyorum. okuyun eleştirin fazla bilmekten zarar gelmez. başka pencereler de var. tek pencereye odaklanmayın. ayrıca defalarca hatalarınızı düzelttim (çok normal meslek içinde değilsiniz), art niyet ile yaklaşmayacağımı baştan belirtmiştim. Bu kadar kolay hata yaparken bu verileri nasıl sağlıklı yorumlayacaksınız. bakın 1 deli bir taş atmış 40 akıllı çıkaramamış ata sözümüz var. takip ettiğiniz yazarların ithamlarını çözmek çok uzun zaman alıyor. Burada önemli bir olay var, bilimsel çalışmalar tekrarlanabilir olmalı. Sansasyonel içerikler tekrarlandığında genellikle farklı sonuçlar elde ediliyor, nadiren doğru çıkıyor. elimizde henüz aşı yok, çıkınca herkese yapılmayacak, risk grubu aşılanacak, sağlıkçılar, yaşlılar, sistemik hastalığı olanlar. bu sebeple endişenizi azaltın. sanırım ben tükendim. yazdıklarımın konuyu anlamak isteyene yeterli olduğunu düşünüyorum. üzerine bundan sonra ekleme yapmak değirmende su dövmek olacak. |
Dünyanın en duygusal toplumuyuz. Adama diyorum ki zaten bir ayağı çukurda olan insanlar için milyarlarca insanın hayatı mahvoldu. Hala ama komşumun sevgilisinin baldizinin teyzesinin amcası öldü diyor. Diğer ülkeler uyandı siz hala uyuyun elbet uyanacaksiniz ama çok geç olacak. |
Normal hayata doneecem ama yaa- lardan biri daha |
Yav sen doktormusun bilimadamımısın sen ne şekilsin la. O mikrop var sonuç 💉 🧽 🚰 🚿 🛁 🧼 🧴 🛏️ bunlar yoksa ruhuna el fatiha yakalanınca dua ede ede melersin acıdan. |
|
Bir şeye inanmış birini fikrinden vazgeçirmek zordur, ama naçizane fikrim ‘belki az da olsa yanılıyor olabilir miyim acaba’ şeklinde de olaya bir bakman |
Mesajı yazan kişi değilim ancak ortak düşüncedeyim ve aylardır benzer şeyleri burada yazıyorum bu sebeple mesajınıza cevap verme gereği duydum:
Lütfen söyleyeceklerimi yanlış anlamayın ama göz hastalıkları uzmanı olarak PCR testi ile ilgili ne kadar bilgiye sahipsiniz ki böyle bir tespit yapıyorsunuz? PCR testinin nasıl çalıştığını biliyor musunuz? Döngü sayısı ( Ct) nedir bir fikriniz var mı? PCR testinin, vücudumuzdan alınan örnekte, virüsün bütününü mü yoksa binde birlik bir parçasını mı aradığın biliyor musunuz? Testin, RNA kalıntılarına ( yani parçalanmış virüsün RNA parçacıklarına ) göre sonuç verdiğini biliyor musunuz? PCR testinin + verdiği vakaların %90'ının aslında + olmadığını okudunuz mu? ( linkler imzamda var ) %90 hatalı pozitif çıkan insanların paniğini-stresini, yaşadıklarını ve görebilecekleri yanlış tedavileri hiç düşündünüz mü? %90 hatalı pozitif çıkan insanların sağlık sistemine, doktorların çalışma saatlerine-koşullarına getirdikleri ağır yükün farkın olmanız lazım hastanede çalıştığınıza göre?
Yine kusura bakmayın ama anlatmaya çalıştığınız sözde semptomların hepsi sizin kendi uydurmanız. Semptomlar arasında ciddi farklar varsa neden bu semptom farklılıkları "bakın bunlar grip ile kovid arasındaki farklardır" diye bir yerde yazmıyor? DSÖ veya dünyadaki diğer ülkelerin sağlık bakanlığı sitelerinin hiç birinde bu tip uydurma farklar yazmaz. Yazıyorsa lütfen gösterin. Kovid ile grip arasındaki semptom farklılıklarını göstereceğiniz resmi bir linki hevesle bekliyorum.
Yani diyorsunuz ki yaz aylarında insanlar grip olamazlar. Öyle mi? Eğer böyle diyorsanız lütfen açıklar mısınız İngiltere'nin resmi istatistik sitesinde neden 2 aydan uzun zamandır Grip ve zatürreden olan ölümler, Kovid ölümlerinden daha fazla ? Neden İngilizlerin aklına yazın grip vakalarını da tespit edip kovid'den ayırma gereği hissetmişler? Son soru: Grip'ten öyle bahsetmişsiniz ki sanki DSÖ, ;ınfluanza virüsü dünyada yılda 650 bin kişiyi öldürebiliyor derken sallıyor. Sahi grip nasıl öldürüyor? Bu konuda bilim ne diyor hiç araştırdınız mı? Kaynak :https://www.ons.gov.uk/peoplepopulationandcommunity/birthsdeathsandmarriages/deaths/bulletins/deathsregisteredweeklyinenglandandwalesprovisional/weekending11september2020 < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > |
"korona dünyanın hiçbir yerinde beklenmedik, aşırı bir fazladan ölüm meydana getirmedi." hocam hastaneye geç gitsem beni öldürüyordu. 35 yaşındayım, sistemik hastalığım yok, spor yaparım (günde 150 km pedal çevirmişliğim var, 4 saat 140 nabız üstünde kalabiliyorum) akciğer kapasitem normalin çok üzerindedir. Dinlenik nabzım 55 çıkar. ne olduğunu anlayamayacağınız için açıkça yazayım, amatör bir sporcuyum. 42 yaşında yakınımı götürdü. 24 yaşında intern doktor rahmetli oldu konyada. hepsi beklenen ölümlerdi sanırım. Salgın senaryosu değil ortada insanları öldüren ciğerlerinde fibrozis bırakarak sakat bırakan bir salgın var. Devletin aldığı tedbirler tartışılır. başka daha etkin metodlar olabilirdi. "salgın yok diyen yok." salgın yok demiyoruz ama önlem alınmasına karşı çıkıyoruz. bu önermenizle ilk paragraf çelişiyor. salgın varsa tedbir alınır. "buna benzer salgınlar her yıl yaşanıyor olabilir." 2003 yılından itibaren mesleğin içindeyim, yaz günü zatüre yapıp hastanenin nerdeyse tamamı bir hastalık için ayrıldığı, hastanenin tıkabasa dolduğu bir dönem görmedim. hatta 1 yıla yakın yöneticilik te yaptım. kasım aralık gibi koah alevlenmesi, grip salgını, bronşiyolit, zatüre nedeniyle göğüs hastalıklarının yatırdığı hasta sayısı artar. ben hastane yatağında yüzde 20yi geçtiklerini görmedim. Bu arada şu dönemde hastanede yer olmadığı için hafif zatüresi olanların evde tedavi gördüğünü de eklemem lazım. tekrar açıklayayım ekonomi nedeniyle devlet tedbiri azalttı, sonrasında vatandaş ta gevşedi. hastanelerde kapasite yetmez oldu. zatüresi olan hastaları daha zor durumdaki hastaları yatırabilmek için eve yolladık. acil olmayan tüm ameliyatlar durduruldu. durumun ciddiyetini böyle anlarsınız sanırım. 1.5-2 aydır sağlıkçıların emdiği süt burnundan geldi. Tvde açıklanan sayılar bana bu sebeple inandırıcı gelmiyor. merak etme ülkenin her yerinden haberleştiğimiz hekim arkadaşlarımız var, durum neredeyse her yerde aynı. tek tedbir maske değil. düğün, almancı vb uygulamalar da etkili oldu. birde insanlar çevrelerinde corona nedeniyle vefat edeni, yoğun bakıma düşeni görünce korktu oto kontrol ile tedbirlere uymaya başladı. bence esas önlem bu oldu. şu dönemde hasta sayıları azalmaya başladı. "bulunduğunuz yerdeki düşüşler veya artışlar sadece maske kullanımıyla mı ilişkili olacak yani ?. maskeyi aylardır takıyor insanlar. ankara da herkes takıyor. ne oldu salgın başkenti olmuş sözde. covid 06 olmuş. ?" ankarada çok fazla hastane var ancak sağlık müdürlüğünde ilgili birimdeki arkadaşlar gözle yapabilir benim bulunduğum ilde tek hastane var. takip etmesi benim için kolay. bu arada Ankaradaki arkadaşlara Allah sabır versin. "O zaman niçin olduğundan büyük gösterme çabası içindeler?" olduğunun yarısı kadar gösterseler razıyım. "ortada küçük veya büyük bir salgının olması veya olmaması, tvde propaganda yapılmasına, insanlara evde kal baskısı yapılmasına, karantina yapılmasına, zorla maske taktırılmasına GEREKÇE OLAMAZ. bunların hiçbirisinin bilimsel bir dayanağı yoktur." insanlar evde kalmadı zaten ve sonucunu gördü. En iyisi insanları uyarmayalım herkes birden hastalansın kalan sağlar bizimdir. göçenlere doğal seleksiyon deriz emekli parasını ödemekten kurtuluruz, nereden baksan iyi. Damlacık yoluyla yayılan hastalıkların ortak korunma prosedürleri var hepsine birden ayrı ayrı risk analizi vb yapmaya gerek var mı. ayrıca risk analizinin olmadığını nereden biliyorsun, bırak ekranları pubmededeki veriyi okumaya kalksak 1-2 yıl yer. okuduk mu hepsini? "-maskenin halkın günlük kullanımında steril kalıp mikrop önlemekten ziyade, mikrop kaynağı olduğuna dair elde kanıt varken, olmadığına dair yoktur." güzel kardeşim sen de hekim değilsin, biyoloji temellii eğitim de almamışsın, bu cümle çok belli ediyor. insanın ağzında yaklaşık 2500 çeşit bakteri 250 çeşit mantar yaşar. dikkatini çekerim çeşit dedim. Bu ağız florasıdır. insanın cildinde kulağının deliğinde barsaklarında vb hemen her dış ortamla teması olan yerinde florası vardır. Maskeler steril olarak üretilmez, üretilse bile steril olmayan ağzın önüne seril maskeyi koyduğın cildine değdiği an sterilliği gider, her nefes vermende kendi floranı üfleyeceğin için zaman içinde mikrop yuvası olur. bunların üremesi için zaman gerekir. o sebeple günde 2 kez değiştirin deniliyor. "aşılar halen yüksek miktarda zararlı madde içeriyor.ve yapılan aşı sayısı arttıkça çocuklarda görülen kanser ve otizm sayıları da artıyor." teknoloji geliştikçe azaltılıyor, anne ve babalarımız daha eski nesil daha fazla zararlı madde içeren aşıları oldular. niye otizm olmadılar, niye çocukken kanser olmadılar. bahsettiğin makaleler buna cevap veremiyor mesela. kanser birçok çevresel faktöre bağlı, en başta ömür uzadıkça kanser daha fazla görünüyor. sanayi devriminden sonra 19-20. yüzyılda aşı ve antibiyotikler henüz bulunmamışken ingilterede ortalama yaş 45di şimdi 80in üzerinde tabiki 45 yaşına kadar insan kolay kolay kanser olamadığı için kanser görmüyorduk. diğer faktörleri mesela radyasyon, genetiği değiştirilmiş gıda, yüksek kalori alımı vb gibi hangi metodlar ile dışlayıp bu çalışmaları yapmışlar? " birçok yazı ve röportaj da var." riski artırmadığına dair çalışmalar da var. "bt görüntüsü influenza ve korona için ayırt edici değildir. bunu ben söylemiyorum. her yerde yazıyor. araştırdığım yerleri buraya ekleyeyim." tek başına bt yazmadım, klinik ile birlikte dedim, lütfen dikkatli okuyun. Ayrıca tecrübeli bir radyolog ikisini birden ayırt edebiliyor. iki hastalık ta akciğerde buzlu cam yapsalar da yapma şekilleri aynı değil, hele yapma hızları hiç aynı değil. "-burada birçok doktorla tartıştık. birçok yerde korona ve zatüre hastalarının ayrılmadığı gerçeğini değiştirmiyor söylediğiniz. negatifte olsalar sadece bt ye bakarak kovid servisine almanız da zaten aynı şeydir." yazdıklarımı hekim olmadığın için anlayamamanı normal karşılıyorum. Covid kesin servisler var, orada sıkıntı yok, hasta acile geldi hızlı gelişen nefes darlığı var, akciğer filmi covid, kan tahlilleri covid, öyküsü covid uyumlu, nefges darlığı haricindeki şikayetleri de uyumlu, bu hastayı şüpheli olarak değerlendiriyoruz. yoksa lejyonella zatüresi kliniği ile gelen hastayı şüpheli servise yatırmıyoruz. şu bizim negatif hasta ne hikmet ise favirapir tedavisinden fayda görüyor. Bu arada benim çalıştığım hastanede şüpheli hastalar tek kişilik odada kalıyorlar. "pcr için taranan genler benzeşmez karışmaz demişsiniz" kesin ifade kullanmadım, karışması zor dedim, iddia ettiğiniz kadar büyük bir olay olmadığını anlatmaya çalıştım. diğer arkadaş testin yüzde 90 yanlış ölçtüğünü söyledi mesela. o haberi kim hazırladıysa sayıyı abartırken biraz kontrolü kaçırmış. her testin metrenin bile yanlış olma payı var diye ben de belirttim. bu konuda 3. kez yazmam. Bu pcr testi kesin bir test değil. ama elimizdeki yaygın kitleye kullanmak üzere en güvenli, en kolay uygulanan, en ucuz, en hızlı vb en iyi test bu. daha iyisi varsa uygulayalım. "hastanedeki yoğunluğun sebebide sizsiniz. insanları korkutup hastaneye yığan sizsiniz. evde geçirebilecek kişileri hastaneye yatıran sizsiniz. kovid negatiflere bir torba ilaç yazan da sizsiniz. karın ağrısıyla hastaneye giden insanları kovid şüphesiyle servise yatıran da sizsiniz. yanlış tedavi uygulayan da sizsiniz." bu paragrafa şu cevabı vereyim, şu anda hastanenin oksijeni kesilse akşama hastaların yarısı vefat eder. konudan bu kadar bu şekilde imalarda bulunmayın. ben niye insanları boş yere hastaneye yatırayım. bakanlığın kriterleri belli iken yatması gereken her hastayı enfeksiyon uzmanına danışıyorum. Ama bu yazdığınızla ne ima etmeye çalışıyorsunuz. lafın ucunun gittiği yer çok ağır bir itham. lütfen daha dikkatli yazınız. Amacımız birbirimize saldırmak olmamalı. ayrıca yukarıda belirttim, yatak olmadığı için yatması gereken hastaları yatıramadık, söyledikleriniz gerçekle örtüşmüyor. 1 kg bebek nereden uyduruyorsunuz, doğum ağırlığı ortalama 3200 grdır. 3 aylık bir bebek yaklaşık 6.5 kg olur, 2. ayında bir çocuk 5 kgnin üzerindedir. bu rakamlarla tekrar hesaplayın isterseniz çünkü hesabınız baştan yanlış olmuş. bir daha yazayım anne babalarımız bu dozun onlarca mislini aldı. Aliminyumun en sıkıntılı konusu alzheimer hastalığına yatkınlık oluşturması. vucutta uzun yıllarda dejenerasyon yapıyor. sindirim siteminden emilebildiği için damardan veya kas içinden, cilt altından almak aynı kapıya çıkıyor. tencere ve tavadan geçen miktar da çok önemli. belki aşıdan aldığın miktarın binlerce katını buradan alıyorsun. hem de tekrar tekrar. mesela aliminyum folyoyu gıdalarınıza direkt temas ettirmeyin bu sebeple. Çocuklar birçok konuda yetişkinlerden daha toleranslıdır. "aşıların salgınları önlediği BİR VARSAYIMDIR." https://bilimteknik.tubitak.gov.tr/pdf/2019-eylul lütfen inceleyin, 14. sayfada başlıyor. önceki mesajımda aşıya bireysel sağlık sorununa müdehale olarak bakılmadığını toplum sağlığı gözüyle bakıldığını anlatmıştım. tekrar inceleyin, aşı evet zarar da verebilir. bu konulardaki çalışmalar her yönülye devam edecektir. ve aşılar geliştirilmeye devam edecektir. |
Hala anlaşılamayan bir nokta var . Kimin hasta olduğu, kimin hastalığı ağır geçireceği belli değil. Sokakta da her yaştan her türlü insan var. Maskeyi şu şartlar olduğunda takın bu şartlarda takmayın, şunlar taksın, bunlar takmasın dediğinizde kaos olur. Herkes çıkarına, anlama kapasitesine, sorumluluk derecesine göre takar yada takmaz. Bu virüsten korunmanın yolu herkesin aynı dereceden tedbirli davranmasıdır. Virüs testi ngatif çıkan birinin o virüsü testten hemen sonra kapıp kapmadığını, taşıyıcı ve belirtisiz ise ne kadar nasıl yaydığını vesaire bilemeyiz. Bu nedenle herkesi korumak, hastalığın yayılmasını yavaşlatmak için maskeyi istisnasız herkes takmalı. Bunun neresini hala anlayamıyorsunuz. İşinize geleni işinize geldiği gibi anlamak o olayın sizin yorumladığınız gibi olacağı anlamına gelmez. Yazın grip hastalığı oranları düşer çünkü açık alanlar, güneş, D vitamini, sıcak hava insanların hasta olmasını engeller. Yazın hala bir hastalık var ve bu salgın tipinde yaygınsa o grip değil başka birşeydir. Buna da şu anda corovnairüs SARS-Cov-2 deniyor. Bu hastalık gripten ayrı bir hastalık ve kış girdiğinde griple karışacak ve daha ağır tablolar ortaya çıkabilecek. Biz bir kaç gün önce covid19 dan vefat eden hastamız için immün plazma bağışçısı aradık . Çok zor iki kişi bulundu ama işe yaramadı. Şu anda Kızılay kan merkezlerinde şartları taşıyan immün plazma bağışçılarından alınan kanlarda antikor yok. Yani yok olmuş. Yani vücüt hastalıkla nasıl başa çıkması gerektiğini unutmuş. Yani bir daha yoğun şekilde karşılaşırsa yine hasta olacak. Ayrıca insanları hastalıktan koruyan vitamin D vitaminidir. Bu vitamin yazın depolanır kışın kullanılır. Yazın hastalanırsanız hafif atlatabiliyorsunuz ama kışın depolarınız tükendiğinde bu kadar hafif atlatamıyorsunuz. Bu nedenle 2-3 kez geçirenler kış aylarına denk geldiğinde yaza göre daha ağır geçirebilirler. Bu hastalığı ne kadar önceden engellersek o kadar rahat ederiz. Neyse önce covid19 un varlığını kabul edin de sonra gerisine bakarız. Geçen develer alışmışlar hendekleri atlatmak kolaylaşmış. Einstein'in dediği gibi ön yargıyı parçalamak, atomu parçalamaktan daha zor. |
"Asemptomatikler hastalık bulaştırıyor diyorsunuz buna ilişkin elinizde kanıt varmı yok." paylaşacağım çalışma bir meta analiz, bu konuda yapılan 34 çalışmayı incelemiş. ve kararı asemptomatik hastaların bulaştırıcı olabileceği, hastalığı yayabileceği yönünde.derginin impact faktörü iyi. yazı 4 ay bigi kısa bir sürede 18 kere alıntılanmış. https://www.ijidonline.com/article/S1201-9712(20)30487-2/fulltext Results In total, 506 patients from 34 studies (68 single cases and 438 from case-series) with an asymptomatic course were identified. Patients with normal radiology were younger (19.59 ± 17.17 years) than patients with abnormal radiology (39.14 ± 26.70 years) (p-value = 0.013). Despite being asymptomatic, CT investigations revealed abnormalities in 62.2% of the cases; ground-glass opacities were most frequently observed (43.09% by meta-analysis). Most studies reported normal laboratory findings (61.74% by meta-analysis). Conclusions More than half of the patients without any symptoms present with CT abnormalities. Asymptomatic patients may be contagious and thus a potential source of transmission of COVID-19. https://www.nejm.org/action/cookieAbsent The viral load that was detected in the asymptomatic patient was similar to that in the symptomatic patients, which suggests the transmission potential of asymptomatic or minimally symptomatic patients. Bu makalede asemptomatik hastaların semptomatik hastalar kadar virüs yükü taşıyabildiği ve hastalığı bulaştırabileceği anlatılmış. Bunu destekleyen şu çalışmalar da var. Zou L, Ruan F, Huang M, et al. SARS-CoV-2 Viral Load in Upper Respiratory Specimens of Infected Patients. N Engl J Med. 2020; 382, 1177-9. Pan X, Chen D, Xia Y, et al. Asymptomatic cases in a family cluster with SARS-CoV-2 infection Viral load of SARS-CoV-2 in clinical samples. Lancet Infect Dis. 2020; 20 (4), 410-11. Bai Y, Yao L, Wei T, et al. Presumed Asymptomatic Carrier Transmission of COVID-19. JAMA. 2020; 323 (14), 1406-7. Wei WE, Li Z, Chiew CJ, Yong SE, Toh MP, Lee VJ. Presymptomatic transmission of SARS-CoV-2 - Singapore, January 23 March 16, 2020. MMWR Morb Mortal Wkly Rep. 2020; 69, 411-5. Kimball A, Hatfield KM, Arons M, et al. Asymptomatic and Presymptomatic SARS-CoV-2 Infections in Residents of a Long-Term Care Skilled Nursing Facility "açık alanda maske takın diyorsunuz. BUNA İLİŞKİN ELİNİZDE YETERLİ VERİ VARMI YOK ? " efenim dışarıda maske takmayın olayına açıklık getireyim,https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7314683/ bu mkalede birçok çalışmadan bahsediliyor, dış ortamda maske takılsın diyen de var demeyen de. birçok çalışma var. şunu untmamak lazım outdoor diye kastedilen yer dağ, tepe, piknik alanları gibi çevrede insanın seyrek olduğu iletişim içinde olmadığınız alanlar. Yoksa istiklal caddesi gibi alanlar public olarak değerlendiriliyor. Şimdi burada yorum önemli. Çünkü açıkhavaya insanları toplayıp içerisine bulaştırıcı ekleyip kaç kişi hastalandı çalışması etik olamayacağı için imkansız. Ülkemizin vatandaşı ne yazık ki yeterince duyarlı değil. kaç tane haber izledik, hasta olduğu halde otobüsle başka ile seyahate çıkanlarhttps://www.cnnturk.com/turkiye/koronaviruslu-kisi-yolcu-otobusunde-yakalandi, siz de hastalanın diyerek konyaaltında etrafa tükürenler mihttps://www.ntv.com.tr/turkiye/karantinayi-ihlal-eden-kadin-olmek-istemiyorum-diye-bagirarak-etrafa-tukurdu,ay_VWVQKWECgMzEkI0tmmQ, hangisini ararsınız. Şİmdi böyle bir toplumda yaşadığımızı göz önünde bulundurursak hasta sayısının arttığı dönemlerde bu tedbirin uygulanmasını doğal karşılamalıyız. Dışarıda bu hastalığın bulaşıcılığı bana göre de oldukça azlıyor. buna itiraz etmem. Ama kuzey avrupanın medeni insanları ile birlikte yaşamadığımız da su götürmez bir gerçek. Bilim kurulu bu tedbirleri yetkili mercilere önerirken toplumun sosyoekonomik durumunu da göz önünde bulunduruyor. Ayrıca insanlar tedbirlere uyduğunda salgın hafiflediğinde tedbirler gevşetiliyor, maske yasakları kalkıyor. maske hakkında sayın torlak kemalin paylaştığı şuhttps://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7357397/ makaleyi okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. "sadece korona testi yaparsanız tabikide bir salgın varmış gibi görünür." bu iddayı ispatlayınız, sadece covid19 testi yapılmıyor, yanılıyorsunuz. "NEDEN İNFLUENZA TESTİ DE YAPMIYORSUNUZ.?" yapılmadığını nereden biliyorsunuz, yapılmadığını ispatlayınız. "bu testler oldukça hassas testler virüsün kırıntısını bile buluyor. bunu biz söylemiyoruz bütün bilim insanları söylüyor." ahaberin yaptığı gibi 2 3 tane yanıltıcı verinin üzerine doğru bir cümle ekleyerek gerçeği çarpıtma çabası olarak değerlendiriyorum. grip hakkında yanlış bir fikriniz daha var. bu hastalık gribin sebep olduğu veya olacağı ölümlerden hariç yeni ölümlere sebep oluyor. zaten izole ölüm oranlarını ve sayılarını kendiniz bir önceki mesajınıda paylaştınız. grip dünyada 650 bin yıllık ölüm yapıyor diyorsunuz, covid henüz 1 yıl olmadan 1 milyona ulaştı, bakın resmi rakamlar bunlar, bir kısmını zaten siz paylaştınız. hadi sizin gibi düşüneyim (grip ve covid birbiri ile ayrılamıyor varsayayım) bu sayı hastalık aynı hızda giderse, yıl sonuna kadar 1.3 milyon olur kabaca (1 mil/9*12), hadi 650si grip olsun, geriye en az grip kadar ölüme sebep olan bir hastalık kalıyor. (çünkü 1.3 milyon hesabını yaparken bu hastalığın dünyaya ilk 2 ay yayılımının olmadığını hesaba katmadık, kolaya kaçtık) Eğer söylerseniz ki benim yaş grubumda ölüm insidansı çok daha düşük, ben niye tedbire uyacam. İyide hastalığı bilmeden bile yaysan insanlara sebep olabilecek potansiyele erişiyorsun. "GRİPTEN FARKI İSPATLANAMAMIŞ BİR HASTALIK İÇİN NEDEN OKULLAR KAPANIYOR ? NEDEN MASKE TAKMAK ZORUNDAYIM ?" bakın gripten neden daha önemli olduğu ile ilgili bir fark paylaşacam.https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7314683/ bu yayından aldığım şu cümle The basic reproductive number (R0) of the SARS-CoV-2 is estimated to range from 1.4 to 3.9 (van Doremalen et al., 2020; Wu et al., 2020a). The infectivity is greater than that of seasonal influenza (0.9–2.1). bu hastalığın gribe göre 1 konağın 2 kata kadar sayıda yeni konağa bulaştırabileceğini bildiriyor. yani en az 2 kat daha bulaştırıcı. bu 2 kat sayısını çok basit görebilirsiniz, bu sayı 1.5 bile olsa çok büyük, çünkü hastalık serbest bırakılsa her bulaşan bu kadar kat daha fazla bulaştıracak, yani bulaşma ve bulaşma hızı 1.5in katları şeklinde yani logaritmik artacak. İşte en büyük korku bu. hastalığın gripten daha bulaşıcı olması. "pardonda ben binde bir ölüm oranı olan bir virüs için neden o dediğiniz şeyleri yapayım ?" şimdi yılda trafik kazasından yaklaşık 5000 kişi ölüyor ama emniyet kemeri takmak zorunlu.https://tr.euronews.com/2019/05/30/turkiye-de-her-gun-3-bin-368-trafik-kazasi-yasaniyor-18-kisi-oluyor-841-kisi-yarali Sağlık bakanlığının böyle bir verisine ulaşamadığım için haber paylaştım. bilimsel veya resmi bir içerik değil.https://pa.edu.tr/Upload/editor/files/Trafik_Kaza_ve_Denetim_%C4%B0statistikleri.pdf resmi kaynak ama sayıyı açıkça belirtmemişler. covidde yıl dolmadı ama resmi rakam ölüm neredeyse 8000 olmuş. emniyet kemeri, hız sınırı gibi tedbirleri hak ediyor. emniyet kemeri takmak kaza anında ciddi yaralanmalara sebep olabiliyor. ör: 12 parmak barsağını yaralayabiliyor, omuz, boyun göğüs yaralanmalarına sebep olabiliyor. buyrun linkhttps://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6310927/ şimdi emniyet kemeri bunları yapabilir diye kemer takmayacak mıyız? veya araba kullanırken kemer beni rahatsız etti diye kemer takmayacak mıyım? nasıl olsa ölüm riski koronadan bile az binde birden daha az risk ne olacak. "size gerçek verileri gösteriyoruz NİÇİN HİÇBİR YORUM YAPAMIYORSUNUZ" ortaya yeni çıkan bir hastalık yüzünden neredeyse resmi rakamlara göre mart ayında başlayan salgında 6 ayda 8000 kişi ölmüş yaklaşık yılda 16bine karşılık geliyor, bakın trafik kazasına yılda 6000 can veriyoruz. teröre yılda kabaca 500 can veriyoruz. Bu sayı size az mı geliyor. ispanyol gribi kadar sayı mı bekliyorsunuz öyle bir sayı olduğunda mı tedbiri haklı göreceksiniz? (bu arada resmi rakamlara ben inanmıyorum, daha yüksek olduğunu düşünüyorum, siz inanacaksanız saygı duyarım) (siz veya arkadaşınız paylaşmıştı bu yıl sene sonuna kadar hesaplanırsa geçen yıla göre ölüm sayımız yaklaşık 39 bin artıyordu. bunu da ekleyim) "kovid aşılarıyla ilgili olarak ne biliyorsunuz?" mesela henüz ortada faz çalışmalarını tamamlamış kullanıma sunulmuş bir aşının olmadığını biliyorum (rusyadaki aşılar hariç). henüz ortada olmayan bir aşı ile ilgili konuşmanın daha doğmamış çocuğa don biçmek olduğunu biliyorum. Yahu şu aşıyı bir de siz anlatın bakalım ne imiş. aşı hakkında ne biliyorsunuz bir görelim. sorularınızın muhatabı belki ben değildim ama yazdıklarınız toplumu yanıltıcı içerikte, yukarıda bilimsel ve geçerli kaynakları döktüğüm üzere ciddi derecede hatalı. belki meslek gereği bu sorlara sozuak bey detaylı ve bilimsel kaynaklarla cevap veremeyecekti. bu ön yargım için kendisinden özür diliyorum. "yazacaksak biraz daha kısa yazalım lütfen." bu söz bana bir yerden tanıdık geldi. ancak cevap verdiğiniz mesaj zaten kısa. |
e evet öyle çünkü. korona testlerinin spesifik bir sarscov virüsünü ayırabildiği çok şüpheli, tartışmalı. bu testler ayrıca çok hassas testler, hatalı pozitif vermeye meyilli. buna ek olarak bunlar belirli aralıkta döngü sayılarında kullanılıyor. BU DÖNGÜ SAYISI AYARLANABİLİYOR VE BUNA GÖRE POZİTİF VEYA NEGATİF ÇIKMASI SİZİN ELİNİZDE. şuan pekçok asemptomatik pozitif vakanın sebebi bu. virüsün tabiri caizse kırıntısı bulup pozitif veriyor. bu bir ölü virüs olabilir, bir rna parçası olabilir. illaki sizi hasta etmiş veya edecek bir partikülü ifade etmiyor aslında. böyle bir konuda önyargı yapmayın derim. okuyun. bunlar gerçekten de youtubedan twitterden siliniyor. TV de ise tam bir propaganda sözkonusu. |
twitterden yaptığınız alıntılarda hangi kaynaktan veri sağlandığı net bir şekilde yazmıyorsa güvenmenizi tavsiye etmem. |
Benim anlamadığım böyle bir ortam oluşmasını kim, hangi devlet neden ister? Tüm dünyaya ek maliyet getirdiği, maddi kayıplar oluşturduğu ve devletleri zora soktuğu ortada. Dünyada ki tüm devletler bu işin içinde mi yani? Sadece tanzaya devlet başkanı mı gerçek resmi görebilmiş onca büyük devlet milyarlarca dolar zarar ederken? Konuyu öne çıkardım. Sorgulayalım, araştıralım, körü körüne ne siyahı ne beyazı kabullenmeyelim ama sanki konu da tam oturmayan, eksik kalan parçalar var. Bu korona olayı başlı başlına şüpheli birşey zaten, ama yine de ne gerçekten korkunç birşey olduğuna nede abartılı birşey olduğuna bir türlü kanım ısınmıyor. Her türlü eksik kalan şeyler var gibi sanki.. |
keçiören belediyesinin verilerine nerden ulaşmış bulamadım. başka bir tweetine baktım : https://twitter.com/GucluYaman/status/1308065727585320965?s=20 https://twitter.com/GucluYaman/status/1308065727585320965?s=20 burada 14. hafta verilerini e devletten kendim sorguladım 2220 yapıyor. sizin arkadaş 2276 demiş. burada marttaki ölümlerin son 4 yılın ortalamasından nasıl farklı olduğunu anlatmaya çalışıyor . fazladan bir ölüm meydana geldiğini zaten bakanda söylüyor. fazladan ölüm olabilir. insanları bu kadar karantina yaparsanız, korkutursanız, sadece intihar veya kalp krizi ölümleri bile artmıştır. almanya ve ingiltere de sadece bu korku yüzünden binlerce insanın FAZLADAN kanserden ve benzeri hastalıklardan vefat etmiş olabileceği tahmin ediliyor. yıllar arasındaki ölüm farkı az yada çok olabilir. grafikten bakınca size büyük görünen pik daha büyük grafikten bakınca küçülüyor. tablodaki ilk 5 haftaya bakın 2015 ve 2019 maksimum ve minimum alanları göstermiş zaten. aynı hafta içinde 500 fark olabildiğini de aynı tabloya bakıp görebiliyorsunuz. kısacası bu tablo kovid in bir felaket olduğuna dair yeterli kanıtı sunmuyor. asıl kanıt şudur ki geçen yılın enfeksiyon ölümleri toplamı bu yıl değişmedi, hatta azaldı, yukarıda arkadaş eklemiş izleyebilirsiniz. 14.30 - 16.40 dakikaları arası.https://www.youtube.com/watch?v=_L9PyVH6UEM&ab_channel=AliKamilT%C3%BCfekyapan 2019 yılı ilk 8 ayında enfeksiyon hastalıklarından ölüm sayısı 8072 2020 yılı ilk 8 ayı için bu sayı 7491. bu koronanın hiç olmadığını anlatmayacağı gibi kovid BEKLENMEDİK DERECEDE FAZLA bir ölüm meydana getirmediğini ifade eder ki bizim de anlatmak istediğimiz budur. |
beyefendi, vefat ettiği gün bir kişinin korona testi negatif çıktıysa eğer, o dediğiniz doğrudur. aksi durumda siz korona pozitifseniz hangi başka hastalıktan aslında ölürseniz ölün, korona yazılıyorsunuz. şuan prosedür böyle zaten. türkiyede durumun tam olarak böyle olup olmadığından aslında emin değilim ama mesela Amerikada öyle : https://hizliresim.com/R4IZdn Amerikadaki ölümlerin yarıdan fazlasında PNÖMONİ YOK. çünkü yaptıkları şey uyduruk test kitleriyle teşhis koymak. IL. Eyalet Sağlık Müdürü Dr.Ngozi Ezike; "Herhangi başka bir nedenden dolayı hastanede ölüm döşeğindesiniz, size birkaç haftalık ömür biçilmiş. Ama bir yandan da Covid pozitif çıkıyorsunuz. Ölüm sebebiniz Covid olmasa bile kayıtlara "Covid ölümü" olarak yazılır."https://www.instagram.com/accounts/login/?next=/p/CEtTNGdATag/ türkiyede ise bütün zatüre hastalarına "KOVİD" tanısı koyduklarını düşünüyorum. bunu size net bir şekilde ispatlayamasamda şunu söyleyebilirim : kovid ekseriyetle zatüre yapan bir hastalık. kovid servisine ise tüm zatüre hastalarını yatırıyorlar. yani kovid negatif ayrımı yapmıyorlar. bu da defalarca yapılan test sonucu büyük çoğunluğunun kovid hastası olacağı anlamına gelir. bakanın verdiği veri de bunu doğruluyor. bunu hastanede kendim gidip görmedim, fakat burada tartışım doktorlar bunu söylüyor. |
|
< Resime gitmek için tıklayın > |
Aslında böyle boş konuşanları alacaksın covid servisinde çalıştıracaksın, hastalığı kapınca tekrar soracaksın korona var mı diye pcr grip mi diye bide araştırma yapmış gibi gösteriyorlar kendini link koyunca |
arkadaşlar, 6 aydır hayatımıza giren maske karantina, hergün medyanın korku propagandası yapması. bunlar aslında sahte ve sadece algılatılmak istenen bir meseleyi gösteriyor. bu bir salgına karşı alınan önlem değilde insanları bir yöne doğru itelemektir. insanları köşeye sıkıştırıp korona aşısına mecbur bırakmak istiyorlar. lütfen önyargılı yaklaşmayın, bahsettiğimiz açıdan olaya yaklaşmayı deneyin. |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >