Beynimiz oldukça karmaşık bir yapıya sahip. Tam olarak nasıl çalıştığı, etki ve duyguların nasıl algılandığı ve bunlara verilen tepkilerin nasıl oluşturulduğu henüz bilinememekte. Sinir bilimi, ruh halimize bağlı olarak beynimizde neler olduğuna dair detaylı bilgiye henüz sahip değil. Bu bilinemeyenler arasında ruh hallerimiz de yer alıyor. 

Bilim adamları geliştirdikleri yeni bir teknikle, beynin farklı bölgerinden gelen dalgaları inceleyerek ruh halleriyle ilişkilendirdiler. Bu teknik, depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi hastalıkların tedavisi için yeni yöntemlerin kapısını aralayabilir.

Araştırmacılardan Maryam Shanechi ruh halimizin beynin belli bir bölgesinden ziyade birçok farklı bölgesiyle ilişkili olduğunu, bu nedenle bu ilişkiyi çözmenin karmaşık bir hesaplama gerektirdiğini, bu bölgeler arasındaki ilişki ve çalışma biçimini bilmediğimizden problemin çözülmesi daha da zor bir hal aldığını ifade ediyor.

 

 

Beyin dalgalarını daha iyi anlamak için çalışma yapan bilim adamları, denek grubu olarak halihazırda beyinlerine elektrot yerleştirilmiş yedi sara hastasını kullanmışlar. Bu kişilere tablet aracılığıyla günün belirli dilimlerinde depresif ve mutlu gibi ruh hallerini simgeleyen ölçekten kendilerine en uygununu seçmeleri söylenmiş. Araştırmacılar kaydettikleri beyin dalgalarını hastaların raporladıkları ruh halleriyle eşleştirmişler. Elde ettikleri veriyle bir “dekoder” programlayan araştırmacılar, beyin dalgalarına dayanarak kişinin ruh halini tespit etmeyi amaçlamışlar.

Yeni dekoder sistemi sayesinde doktorlar kişinin ruh halindeki değişimleri görerek ne zaman nasıl müdahale edilmesi gerektiğini tespit edilebilecek. Beyne gerekli sinyaller gönderilerek despresif durumda olan kişiler hızlıca tedavi altına alınabilecek. Bu yöntem ayrıca ilaç tedavisine yanıt alınamayan milyonlarca nöropsikiyatrik bozukluğa sahip kişiler için de umut kaynağı olabilir. Sistemin isyankâr kişiler üzerinde de etkili olabileceği belirtiliyor. Bu tür bir tedavinin günlük uygulama haline gelmesi için vakit henüz erken olsa da yeni bir tedavi başlangıcı için gelecek vadettiğini söyleyebiliriz.