A

Yarbay
14 Haziran 2006
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
4 üye
Görüntülenme (?)
282 (Bu ay: 0)
Gönderiler Hakkında
A
5 ay
Tüm Türkiye\u0027ye ADABEYAN ismiyle spam SMS gitti - Veri ihlali şüphesi
Bu sabahın erken saatlerinden itibaren, tüm Türkiye genelinde bir çok kişinin cep telefonlarına "ADABEYAN" tarafından "Kargonuz var" konulu bir SMS mesajı gönderildi. Mesaj içeriğinde "Gönderiniz yola çıktı. Takip no 745566511323, Gönderici ADABEYAN Detay: bit.ly linki" ifadeleri yer aldı.


< Resime gitmek için tıklayın >


Linke tıklayan kullanıcılar kendilerini Trendyol Uygulaması indirten bir sayfayla karşılaşıyor.


< Resime gitmek için tıklayın >

Açılan sayfada "Uygulamayı Aç"a tıkladığınızda site size Trendyol.apk (Android için) isimli bir uygulama indirmenizi istiyor.


< Resime gitmek için tıklayın >
Android kullanıcıları indirilmek istenen dosyanın zararlı içerik olabileceğine dair uyarıyor. Ayrıca, bazı Spam Tespit yazılımlarının da SMS i doğrudan Spam olarak algılayıpkullanıcılarına göstermediği de rapor edildi.

Bu tarz dolandırıcılık saldırıları ilk değil. Ancak, aynı mesajın sabah saatlerinde çok sayıda kişiye gönderilmesi, akıllara ciddi büyüklükte bir veri sızıntısını getiriyor. İlerleyen saatlerde daha fazla bilgi kamuoyuna ulaşacaktır.
A
6 ay
Muhabbet kuşumun gagası koptu :(
Herkese selamlar;

Muhabbet kuşum 1 yaşlarında ve geçen kapı üzerinde oynarken gagası takılmış. Deli gibi uçmaya başladı. Gaga sallanıyordu. Ve kendisi kafes tellerine taktırarak kopardı.

Baya kanaması vardı, acile hastaneye götürdük. Kanamayı durdurdular. Antibiyotik ve ağrı kesici yaptılar. Ağızdan besleyin gagayı atmayın uzayınca gelin dediler.

Ele alınmayı hiç sevmeyen bir hayvan. O nedenle ağızdan beslemesi de çok zor oluyor. Şırıngaya desen yalnızca sıvı kıvamında çamur gibi mamalar giriyor. Onlar da sıvı oluyor. Ne kadar doyuruyor bilmiyorum. Günde küçüklerden 2 şırıngayı zorla bitiriyor. Çok halsiz. Şimdi elimle besledikten sonra ayağını basmamaya başladı. Tutunmaya çalışırken neredeyse düşecek o derece basmıyor. Ama ele alınca çok güçlü itiyor.

Mama olarak yumurta sarısı, bebe bisküvisi multvitamin ve su karıştırıyoruz. Sıvımsı bir halde dilinin üzerine şırınga ile veriyorum. Hemen yutmuyor. Biraz zorlayınca yalanıyor yutuyor.

Başka neler yapabilirim bilmiyorum yardımcı olursanız sevinirim.
A
10 ay
2. IMEI\u0027ya başka telefın kaydetmek?
Yurtdışından çift hatlı 2 telefon alsam her ikisinin IMEI 1 ini aynı telefon gibi kaydetsem ne olur?
A
5 yıl
Superonliine hız testi sorunsalı
Arkadaşlar herkese merhaba.

Yaklaşık 20 gündür Superonline Fiber de hız sorunu yaşıyorum. Sorun daha ziyade stabilite sorunu gibi .3 sn yayın yok 2 dk var sonra bir daha yok gibi bir durum söz konusu.

İşin ilginç yanı bu anlarda speedtest de hız testi yapınca 25 çakılı alıyorum. Sonradan baktım ki testi bulunduğum şehir olan Bursa'da bir yerden yapıyor. Dedim ki benim Bursa'yla ne işim olur en ufak bağlantı için Frankfurta çıkıyoruz. Speedtest ten frankfurt da Vodafone serverını sseçer seçmez hız 10mbit in altına düşüyor. Defalarca aradım birini gönderdiler. Boncuklu bağlantıların 3 ünde sorun vardı. Değiştirdi. O an için cidden hızlar düzeldi. Frankfurt server ları bile 25 çakılı gelmeye başladı.

2 gün iyi giderken dün yine Bursa dahil hızlarda ciddi düşüş, bağlantıda kopma yaşadım. Bu tarz fiber bağlantı sorunu yaşayan var mı? Sorun bende mi bölgemde mi altyapı da mı anlamak istiyorum. Özellikle YouTube ve Twitch ciddi sıkıntı yaşatıyor.

Bandwith Throttle ı kontrol etmek istiyorum bunun için önereibleceğiniz güvenli hızlı ve ücretsiz VPN var mı?
A
5 yıl
İçi para dolu cüzdanın geri getirilme ihtimali daha yüksek
 
Günümüzde kredi kartı kullanımı nakit kullanımının önüne geçmeye başlamış olsa da cüzdanlarımızda hala nakit para ve kişisel kartlar taşımaya devam ediyoruz. Kimi zaman da kaybolması halinde çok sıkıntıya düşmemek ve üzülmemek için cüzdanlarımıza çok para koymuyoruz.

Michigan Üniversitesi’nden davranışsal ekonomist Alain Cohn liderliğinde yapılan çalışmada, 40 ülkede 17 binden fazla cüzdan “kaybedilmiş”. 13 öğrencinin eline cüzdan tutuşturan Cohn, öğrencileri 355 farklı şehre göndermiş. Her cüzdanda yerel dilde alışveriş listesi, anahtar, yerel bir isme ait kartvizit ve bir e-mail adresi konmuş.

Bazı cüzdanlara 13,45$ ya da deneyin yapıldığı ülkenin eşdeğer alım gücünde para birimi konarken bazı cüzdanlara ise hiç para konmamış. Daha sonra araştırma öğrencileri içinde “İyi günler, bu cüzdanı yolda buldum, ancak sahibine ulaştırmaya vaktim yok. Bu konuda yardımcı olur musunuz?” notuyla birlikte bankalara, postanelere, müzelere, otellere ve polis karakollarına bırakmışlar.
 
 
Çalışmanın öğrenciler açısından da sorunsuz geçtiği söylenemez. Hindistan’da sele yakalanan araştırmacılar, Kenya’da hırsız oldukları şüphesiyle polis tarafından göz altına alınmışlar. Toplamda 17,303 cüzdanı dağıtılan çalışmada geri dönüş yüzdesi 100 gün içerisinde cüzdanda yer alan e-mail adresine bildirimde bulunulup bulunulmadığına bakılarak hesaplanmış. Geri dönüş yapanlara bunun bir araştırma olduğu, istedikleri takdirde parayı kullanabilecekleri ya da bir hayır kurumuna bağışlayabilecekleri söylenmiş.

Neticede, ortalama olarak içinde para bulunmayan cüzdanların sadece %40’ı geri gelirken, içinde para olan cüzdanların %51’i iade edilmiş. Sonuçlar ülke ve bölgeye göre de değişiklik göstermiş. İçinde para buluna cüzdanlar en çok %82 oranla Danimarka’da geri getirilirken, Kenya için bu oran %20’nin altında kalmış. Yalnızca Meksika ve Peru’da içinde para olan cüzdanların geri getirilme oranı olmayan cüzdanlara göre düşük çıkmış.
 

Çalışmayı genişleten araştırmacılar ABD, İngiltere ve Polonya’da cüzdanların içine 94,15$ koymuşlar ve 3 binden fazla cüzdanı dağıtmışlar. Bu durumda ise geri getirilme oranı %72’ye yükselmiş.  İyilik faktörünü de tartmak isteyen araştırmacılar bazı cüzdanların içine sadece para, bazılarının içine de hem para hem anahtar koymuşlar. Anahtarlı cüzdanların geri getirilme oranı %61 olurken, anahtarsızlarınki %52’de kalmış.
 
Araştırmanın yapıldığı ülkelerde rastgele seçilen 2.525 kişi üzerinde yapılan anketlerde söz konusu davranışların motivasyon kaynakları araştırılmış. Katılımcılara, bulduğunuz cüzdanlarda ne kadar para olması halinde kendinizi çalmış gibi hissedersiniz diye soru yöneltildiğinde miktar arttıkça hırsızlık hissiyatının arttığı görülmüş. Cüzdanda anahtar bulunup bulunmamasının hırsızlık algısı üzerinde etkisi olmamış.

Genel itibariyle cüzdanı geri getirme, cüzdan sahibini düşünmekten ziyade insanların kendi imajına verdiği önemden kaynaklandığı görülmüş. Benzer şekilde bir başka çalışmayla, sigorta müşterilerine formu doldurmadan önce dürüstlük sözleşmesi imzalatıldığı takdirde sorunları daha dürüst biçimde aktardıkları görülmüş.
 
A
5 yıl
Cerrahlar üç boyutlu organ baskıları üzerinde pratik yapıyor
 
Üç boyutlu yazıcılar gelişen teknolojinin en büyük nimetlerinden biri. Çizim/tasarım yazılımlarının gelişmesi ve farklı özelliklerdeki materyallerin yazıcılardan kullanılmaya başlanmasıyla, üç boyutlu yazıcılarda üretilmiş çok sayıda ürünü görmeye başladık. Bunlar arasında araba şasisinden uçak motoruna kadar ileri düzey ürünler de yer alıyor.

Üç boyutlu yazıcı teknolojisinin ulaştığı bir diğer alan ise tıp. Özellikle eğitim amaçlı olarak basılan organlar ve dokular, öğrencilerin görseller üzerinde daha iyi ve detaylı eğitim almasına olanak tanıyor. Cleveland Klinik’ten gastroenterolojist Nizar Zein, bu fikri bir adım ileri taşımaya karar vermiş. Zein, cerrahların ameliyat öncesi MR ve BT gibi iki boyutlu görseller üzerinde dikkatlice çalıştığını, ancak bunun her zaman yeterli olmadığını belirtiyor.

Hastaya özel üç boyutlu organ basma fikrini meslektaşlarına açan Zein, hastanın MR ve BT görüntülerinden faydalanılarak oluşturulmuş ve reçinenden yapılma bir organla karşılarına çıkmış. Anatomik olarak yeterli olmasa da bir hastalarının ameliyat masasında beklenmeyen bir komplikasyon geçirmesini, önceden yapılacak bu tarz bir çalışmayla görebileceklerini anlamalarıyla tüm meslektaşlarını ikna edebilmiş.
 
 

Elindeki modeli geliştiren Zein, gerçek boyutta, hastanın BT ve MR görüntülerine dayanılarak şekillendirilmiş, doku, damar, sinir, kas gibi yapıların tamamını gösteren üç boyutlu bir organ basmış. 20 farklı vakada kullanılan baskı organlar, her bir vaka için doktorların stratejilerini değiştirirken, bir donörün elverişli olmadığını anlamalarına imkân vermiş.
 
 
 
Son yıllarda iyice gelişen teknoloji sayesinde ekip günümüz itibariyle kanayan üç boyutlu organlar tasarlamış. Bir böbrek ameliyatını simule etmek isteyen Rochester Üniversitesi’nden ürolojist Ahmed Ghazi, bağırsak, karın boşluğu ve böbreği tüm damar, kas, yağ, boşluk ve yapılarıyla üç boyutlu yazıcı da oluşturmuş. Bir kutu içerisine anatomiye uygun olarak yerleştirilen organlar üzerinde operasyon gerçekleştiren cerrah, gerçeğiyle bire bir uyumlu, kesildiğinde kanama yapan böbrek taşı ameliyatını başarıyla tamamlamış. Bu tarz uygulamalar eğitim için de oldukça faydalı. Ameliyatta yer alan on asistan cerrahın tamamı, tecrübenin çok eğitici olduğunu ifade etmiş.

Çalışmayı ilerleten Ghazi ve arkadaşları, doğrudan organ basmak yerine organ dokuları oluşturmuşlar. Bu dokuların içerisine istenen özellikte hidrojel enjekte ederek damar, kas, yağ gibi davranmasını sağlamışlar. Damarların içerisine kan benzeri bir sıvı yerleştirerek de kanama hissiyatını elde etmişler.
 
 

Ghazi, basılan organlarda kesme duyusunun birebir olmadığını, bu tecrübeyi elde edebilmek için de arttırılmış gerçeklik firmalarıyla çalıştıklarını belirtiyor. Teknolojinin gelişmesiyle tıp dünyasında çığır açan ameliyatların önü açılamaya devam edecektir.
 
A
5 yıl
Yapay zekâ pizza işine de el attı
 
MIT araştırmacıları, tersine mühendislik kullanarak yapay zekanın bir pizzanın nasıl yapıldığını tahmin edebileceğini düşünmüşler. Her ne kadar saçma bir fikir gibi gözükse de geliştirilen yapay zekanın geliştirilerek diğer yiyeceklerin nasıl yapıldığını tahmin edebileceğini ve bir tarif çıkarabileceği düşünülüyor.

PizzaGAN ismindeki yapay zekayı geliştirmek için araştırmacılar 5500 adet clip art tarzında pizza resmini yapay zekaya yüklemişler. Her resimde pizzanın üzerinde 10 kat malzeme varmış. Akabinde sisteme 9213 adet gerçek pizza resmi yüklenmiş.
 
 
 
Elde edilen verilerden zekayı eğiten araştırmacılar, daha sonra bir pizza resmi göstererek pizzanın içeriğini ve içindekilerin hangi sıralamayla konulduğunu tahmin etmesini istemişler. Yapay zekâ neticede pizzanın malzemelerini bilmekle kalmamış, pizzayı farklı malzeme ekleme aşamalarıyla, çiğ ve pişmiş halde ayrı ayrı gösterebilmiş.

PizzaGAN şimdilik sadece pizza üzerinde çalışıyor. Ancak, araştırmacılar yapay zekanın burger ve salata gibi yiyecekler için geliştirilebileceğini düşünüyorlar. Ayrıca giyim sektörüne de uyarlanabileceği düşünülen zekanın, alışveriş asistanı şeklinde çalışarak farklı kombinleri, ürünleri satın almadan, müşterilerin beğenisine sunabileceği belirtiliyor.
 
A
5 yıl
Galaksilerin çarpışmasından geriye kalan enkazda yaşıyoruz
 
Samanyolu galaksisinin milyarlarca yıl önce çarpıştığı bir galaksinin izleri bugün hala etkisini sürdürüyor. Bilim adamları geçtiğimiz Kasım ayında Samanyolu etrafında dönen düşük yoğunluklu ancak görece büyük bir galaksi keşfettiklerini açıkladılar. Bu galaksiye Antlia 2 adı verildi.

Rochester Teknoloji Enstitüsü’nden bir grup araştırmacı, Samanyolu galaksisinin dışında yer alan hidrojen disklerdeki dalgalanmanın, milyarlarca yıl önce Antlia 2 ile Samanyolu galaksisinin çarpışmasına bağlı olduğuna dair delillere ulaştıklarını açıkladılar. Hidrojen disklerdeki dalgalanmalar onlarca yıldır çözülemeyen bir gizem olarak bilim dünyasındaki yerini koruyordu.
 
 
  
Doçent Sukanya Chakrabarti başkanlığındaki araştırmacı ekip, Avrupa Uzay Ajansı Gaia uydusundan aldıkları verilerle Antlia 2 galaksisinin yörüngesini geriye dönük olarak hesaplamışlar. Yaptıkları simülasyon neticesinde yaklaşık 6 milyar yıl önce iki galaksinin çarpıştığını ve bu çarpışmanın Samanyolu galaksisindeki dalgalanmalara neden olduğunu görmüşler.

Elde edilen bulgular, bir tezi de çürütmüş durumda. Mevcut dalgalanmaları açıklayan bir teori de Samanyolu galaksisiyle Sagittarius cüce galaksisinin çarpışmış olmasıydı. Simülasyonlar bunun mümkün olmadığını göstermiş.
 
< Resime gitmek için tıklayın >
 
Chakrabarti ve ekibi, Antlia 2'nin başka bir gizemin çözülmesine yardımcı olabileceğine inanıyor: Karanlık Madde. Karanlık maddenin doğasının ne olduğunu tam olarak bilmediğimizi vurgulayan Chakrabarti, “Ancak, ne kadar karanlık madde olduğunu bildiğinize inanıyorsanız, o zaman tespit edilemeyen tek şey yarıçapa bağlı yoğunluk değişimidir.” diye vurguluyor.
 
Yine Chakrabarti tarafından 2009 yılında karanlık madde açısından yoğun olduğu tespit edilen cüce galaksiyle Antlia 2’nin konumları örtüşüyor. Chakrabarti, “Antlia 2 tahmin ettiğimiz cüce galaksiyse, yörüngesinin ne olduğunu biliyoruz. Yaptığımız simülasyonla galaktik diske yaklaşması gerektiğini de biliyoruz. Bu durum da galaksinin yalnızca kütle profili üzerinde değil, aynı zamanda yoğunluk profili üzerinde de sıkı kısıtlamalar koyar. Bu da Antlia 2'yi karanlık maddenin doğasını öğrenmek için eşsiz bir laboratuvar olarak kullanabileceğiniz anlamına gelir” diyor.
A
5 yıl
Geliştirilen yeni bir lazerle kanser hücreleri gerçek zamanlı öldürülebiliyor
 
Arkansas Üniversitesi araştırmacıları tarafından geliştirilen yeni bir lazer teknolojisi sayesinde kanserli hücreler kan akışı içerisinde tespit edilerek yok edilebiliyor. Tedavinin temelinde kanserli hücrelerin diğer organlara yayılarak metastaz yapmadan önce, kaynağında bulunarak yok edilmesine dayanıyor.

Son yıllarda teknolojinin ilerlemesiyle lazer, kanser tedavisinde önemli bir yer edinmeye başladı. Yapısı itibariyle lazere daha duyarlı olan kanser hücreleri, lazer ışınına maruz kaldığında sağlıklı hücrelere göre daha çok ve çabuk ısınıyor, bunun neticesinde de patlayarak ölüyor. Bu sayede kanserin yayılması ve ölümcül seviyeye gelmesi engelleniyor.
 
 
 
Ancak, bugüne kadar geliştirilen lazer cihazları boyutları ve kabiliyetleri nedeniyle klinik olarak kullanılamıyordu. Yeni lazer ise hücresesl düzeyde kullanılabilecek hassasiyete sahip. Araştırmacılardan Vladimir Zharov, yeni lazerin denendiği hastaların birinde kanserli hücreleri %96 oranında öldürmeyi başardıklarını söylüyor. Üstelik bu başarıya lazeri tam güçte kullanmadan ulaşılmış.

Bu tür lazer cihazlarının bir ilk olmadığını da belirten Zharov, geliştirdikleri lazerin en büyük avantajının saatte 1 litre kanı tarayabilmesi olduğunu kaydediyor.
A
5 yıl
Bitcoin’in karbon ayak izi hesaplandı
 
Son yıllardaki çıkışıyla tüm dikkatleri üzerine toplayan Bitcoin’in kazılması ve gerçekleşen transferlerin kayda alınması için güçlü matematik algoritmaların hesaplanması gerekiyor. Bu hesapların verimli ve hızlı yapılabilmesi için geliştirilen özel sistemler enerji sarfiyatlarıyla ön plana çıkıyor. Hatta bazı ülkeler, Bitcoin madenciliği için kurulan çiftliklere verdiği elektriği kısıtlama ya da fiyatını arttırma yoluna gitmişlerdi.

Son yılların gözde tartışmalarından biri olmaya devam eden ve 2018 yılında kazılma hacmini 4 kat arttırmayı başaran Bitcoin üzerindeki yapılan çalışmalardan biri ise karbon ayak izinin hesaplanmasıydı. Bugüne kadar gerçekleştirilen çalışmalar genel itibariyle tahmin ve çıkarıma dayanıyordu. MIT ve Münih Teknik Üniversitesi (TUM) araştırmacıları tarafından yapılan yeni bir çalışmayla Bitcoin’in gerçekçi karbon izi hesaplandı.

Araştırmacılar, çalışmalarını yaparken adeta bir dedektif gibi çalışmışlar. İlk olarak Bitcoin madenciliğinde kullanılan donanım üreticilerinin halkı bilgilendirme raporlarında yer alan üretim ve girdi gibi rakamları inceleyerek yıllık satış rakamlarını hesaplamışlar. Ayrıca madenciliğin yapıldığı yerleri de dikkate alan araştırmacılar, çiftlik olarak adlandırılan ve profesyonel bir şekilde Bitcoin üretimi yapılan yerlerde soğutma için harcanan ciddi miktardaki enerjiyi de hesaba katmışlar. Bireysel üretim yapan ve donanım gücü paylaşan kişileri de hesaba katmayı ihmal etmemişler.
 
 
 
Tüm bu hesaplamalar neticesinde bilim adamları Kasım 2018 itibariyle Bitcoin üretimi için yıllık 46 TWh enerji harcandığını bulmuşlar. Bu enerjinin ne kadar karbon salınımı yaptığını da görmek isteyen bilim adamları, tahminden öte gidebilmek için üretimin nerelerde yoğunlaştığını incelemişler. Yapılan çalışma sonucunda madencilerin %68’inin Asya’da, %17’sinin Avrupa’da, geriye kalan %15’inin de Kuzey Amerika’da konuşlu olduğu tespit edilmiş.

Madencilik yapılan bölgelerin karbon ayak izlerini eldeki verilerle eşleştiren araştırmacılar, Bitcoin’in bir yıllık karbon ayak izinin 22 ila 22,9 megaton olduğunu hesaplamışlar. Bu değer Hamburg, Viyana ya da Los Angeles’ın bir yıllık karbon ayak iziyle eşdeğer. Araştırmacılardan Christian Stoll, elde ettikleri bulgular neticesinde Bitcoin üretiminde kullanılan enerji ve açığa çıkan karbon değerlerinin, küresel ısınmaya etki edecek miktarda olduğunu ve denetime tabi olması gerektiğini vurguluyor.
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.