evet arkadaşlar bu hafta sonu cumartesi evde pinekleyip tembellik yapmak niyetindeydim fakat yat yat canım sıkıldı ve biraz ortalarda dolanayım dedim önce Karamürsel sahilinde biraz oyalandım sonra biraz tepelere çıkayım körfezi tepeden seyredeyim diyerekten kendimi dağa taşa vurdum dağ taş dediysem de öyle arazi filan değil bildiğimiz köy yolları yani asfalt yerine göre düz yerine göre bozuk öyle boş boş dolanırken yolun kenarında İznik tabelası gördüm kendi kendime dedim vaktim var zamanım bol neden olmasın yola koyuldum zaten gitmeyi de düşünüyordum kısmet o güneymiş esasen daha önce İznik'e arabayla gitmiştim ama pek gezme fırsatım olmamıştı bu sefer santim santim her yanını dolaştım hatta surların arasındaki çakıl yolda bile gezindim benim açımdan güzel bir hafta sonu oldu yolda ağır ağır ilerler iken arkamdan 10 kişilik bir motosiklet konvoyunun geldiğini gördüm içlerinde en düşük olan motor herhalde BMW R1200 GS ADVENTURE idi bir süre arkamdan geldiler sonra korna çalarak tek tek yanımdan geçtiler içlerinde bayan sürücülerde vardı bir ara ortalarında kaldım önümde BMW K1800 vardı açmış radyoyu dinleyrekten gidiyor abimiz bende biraz müziğe kulak verdim sonra arkamda kalanların hepsi önüme geçti bende inat bu ya peşlerine takıldım ta ki köy yolları bitene kadar köy yolları bitipte İznike giden düzlüğe çıkınca alayı yapıştırdı uzadı bende arkalarından baka kaldım e adamlar haklı 1200-1800 cc bizimki 200 cc :) zamanım olsa aslında Yenişehir üzerinden Bursa'ya bile gidecektim ama eve dönmem gerekiyordu bu arada yol kenarında Kırgızlar Türbesi adında bir türbeye rastladım kimsenin bilmediği görse de pek ziyaret etmediği yol kenarında biraz kaderine terk edilmiş bir türbe içi biraz bakımsız bahçesinde Kırgızistan Cumhurbaşkanının diktiği bir çam ağacı var birde heykel dua edip bir fatiha okuduktan sonra evime geri döndüm hafta sonu yapmış olduğum bu yolculuğun resimlerini ekliyorum iyi seyirler konvoyda ilerlerken haliyle resim çekemedim bi gopro şart oldu bu konuda bilgisi olan varsa bana yazabilir mi böyle orta yollu işimi görecek bir şey arıyorum bilgimde pek yok kazıklanmayalım haybeye < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > |
bende geçen hafta sıfır km alarak motosikletime kavuştum benim ilk motosikletim olur kendileri fazlada bir tecrübem yok açıkçası motosiklet konusunda alır almaz istanbuldan kocaeline geldim şile-ağva-kandıra üzerinden yolda işi epey bir çözdüm açıkçası ama bunu kimseye tavsiye etmiyorum bendeki cahil cesareti açıkçası bundan önceki tecrübem ehliyet kursunda aldığım ders ve arkadaşlardan aldığım 1 veya 2 turdan ibaret ağva kandıra yolu arası asfalt çalışması vardı bütün asfaltı sökmüşler yol çakıl dolu o yolla epey bir cebelleştim ve eve gelmeyi başardım kadıköyden üst korumalarımı aldım 1300 tl tuttu ama bana 800 TL ye geldi çünkü gis akademiden sürüş eğitimi hediye ettiler zaten böyle bir eğitim almayı düşünüyordum ve şu an 500 TL den aşağı eğitim veren yer yok bu sebeple on numara oldu bu iş kendim sigortacıyım ama kendime faydam yok trafik sigortam 740 tl tuttu bu bayağı bir canımı yaktı ![]() o kadar yazdım bir iki resim atayım bari < Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın > |
evet arkadaşlar 500 km ilk bakımına girdim bu bakımda motor yağı - yağ filtresi değişti ilk bakım aralığı kısa maalesef ama fabrika bu şekilde tayin etmiş mecbur giriyorsunuz yoksa garanti kapsamı dışına çıkıyor bu ilk bakımda vidaları da kontrol ettiler gevşeyen var mı diye pek çıkmadı 100 TL ilk bakım ücreti tuttu bana göre makul bir rakam bakımı kadıköyde motoru aldığım yerde yaptırdım bay moto'da natilus alışveriş merkezinin arkasında bir yer oldukça ilgililer bir şikayetim yok sorunda yaşamadım esasen Kocaelinde oturuyorum annemler istanbulda oturmaktalar hafta sonu hem bir aile ziyareti olsun hemde gitmişken bakıma sokayım diye istanbula gittim istanbula giderken molla fenari köyü üzerinden geçen eski istanbul yolunu tercih ettim köylerin içerisinden geze geze gitmek güzel oldu fazla fotoğraf çekemedim malesef iftara yetişmem gerekiyordu buradan orhanlı mevkiine oradanda ömerli şile yoluna bağlanarak çekmeköye gittim güzel bir yolculuk oldu istanbul dönüşünde de aynı yolu tercih ettim bu yol güzergahında bulunan ballıkayalar tabiat parkına uğrayacaktım ama yine ramazan dolayısıyla buraya uğramak istemedim ramazandan sonraki bir istanbul seyahatimde kısmetse uğramak niyetindeyim dönüş yolunda izmite vardıktan sonra karamürsele gitmem gerekiyordu zorunlu olarak gölcüke kadar otoyoldan ilerledim sonrasında yine akçat üzerinden geçen köy yollarına daldım bu yolun resimlerini önceki yazımda paylaşmıştım tamı tamamına 170 km ye yakın yol yaptım bu yolculuk esnasında motordan 2 şikayetim oldu birincisi sele uzun yolda acayip kıç ağrıtıyor otoyollarda biraz bu şikayet azalabilir ama köy yolları gibi engebeli yollarda kıç acayip ağrıyor abi ama bunu ara sıra mola vererek gidermek mümkün özellikle çeşme başlarında dere kenarlarında biraz mola vererek bu sorun giderilebilir ben pek mola vermedim ramazan ayı malum zaten susuzluk had safhada çeşme başı filan pek durmak istemedim ne yalan söyliyim bu birinci şikayetimdi ikincisine gelirsek abi ellerim bileklerden acayip uğuştu yalnız bu uğuşma düz yolda yok yokuş çıkarkende yok hatta bileklerin en rahat ettiği yer yokuş çıkarkenki dakikalar ama yokuş inişlerinde yük öne bindiği için sanıyorum bileklere çok yük biniyor buda uğuşmalara sebep oluyor bunuda uğuşan bileği gidondan çekip bilekten elimi döndürerek yenmeye çalıştım elime kan gittiğini hissetmek güzeldi :) şu anda 1000 km yi buldu bakımdan sonra gezmeye devam ettim fırsat buldukça geziyorum izlenimlerimi paylaşmaya çalışacağım |
evet arkadaşlar boş durmadım yine geçen hafta sonu eşimi de alıp Gebze'de bulunan Ballıkayalar Milli Parkına gittim şu anki sorunumuz şu arka kısmı eşim için oldukça rahatsız bu sorunu çözmem gerekiyor hafta sonu seyahatinden birkaç foto ekliyorum tabiat parkından içeri araç giremediğinden bir iki manzara fotoğrafıyla durumu geçiştirdim idare edin < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > |
merhaba arkadaşlar uzun bir aradan sonra havanında güzel olmasını fırsat bilerek ne uzun nede kısa denilebilecek bir seyahate çıktım havanın güzel olması dedim ama siz bakmayın böyle dediğime gün içerisinde hava 90 derece döndü sabah güneşliyken öğleden sonra yağmur bastırdı eve dönene kadar sucuk gibi oldum 16/04/2017 sabahına organizasyonu yaptım malum yeni anayasa oylaması başkanlık sistemi filan önce gidip oy kullanmak gerekiyordu eşimde sandık görevlisi olduğu için bütün gün boş boş tek başıma takılmaktansa biraz yol yapayım dedim sabah ilk iş olarak vatandaşlık görevimi yerine getirdim sonrasında hava nasıl olsa iyi olacak diye düşünerek motosikletimi bir güzel yıkattım sonrasında depoyu fulleyip virabismillah deyip yola çıktım yolun bir kısmını zaten daha önceden gittiğim için biliyordum asıl macera yolun bilmediğim kısmında başladı İzmit üzerinden Karamürsel'e oradan da dağ yolları üzerinden Yalakdere Kızderbent köylerinin bulunduğu güzergahtan İznik'e vardım esasen yolun bildiğim kısmı bu kadardı önce depoyu fullemek gerekiyordu malum aç ayı oynamıyor < Resime gitmek için tıklayın > sonra yola çıktım karamürsele kadar pek bir fotoğraf çekmedim karamürsele vardığımda bir iki resim çektim şansıma izmitte yeni faaliyete girecek olan tramwayları gördüm sanıyorum Bursa tarafından geliyorlar hemen bunlarında resimlerini çektim < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > karamürsel sahil < Resime gitmek için tıklayın > karamürsele vardıktan sonra cezaevinin yanından yukarı kıvrılan Akçat yoluna giriyorsunuz yol sakin sessiz doğayla iç içe bir yol < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > bir müddet bu yolda ilerledikten sonra karşınıza bir köy çıkıyor köyün adı karapınar köyü köyün merkezinde dört yol ağzı var bu yoldan düz giderseniz akçat senaiye köylerinden izmite dönüyorsunuz bu yoldan çok gidip geldim önceki yazılarımda bu yoldan bahsetmiştim sağ tarafa dönerseniz iznik yoluna çıkıyorsunuz bu yol üzerindede sizi oldukça güzel manzaralar karşılamakta < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > ve bu yolun sonunda sizi tabelalar karşılıyor İznik istikametine devam ediyorsunuz < Resime gitmek için tıklayın > bu yol ayrımında sağ taraftan biraz aşağıda aşıklar tepesi diye bir yer var buraya gitmenizi tavsiye ederim tüm izmit körfezi ayaklarınızın altında ben daha önce gittiğim için bir daha uğramadım bu sebeple resim koyamıyorum sol taraftan devam ettiğinizde ise büyük bir çınar ağacı sizi karşılayacak gölgesinde şırıl şırıl akan bir çeşme var ve yine bu ağacın altında organik ürünler satan köylülerin açtığı ufak bir tezgah var < Resime gitmek için tıklayın > çınarın gölgesinde dinlenip çeşmesinden buz gibi akan suyunu içtikten sonra yola koyuluyorsunuz yol kısmen güzel ve virajlı bazı yerlerinde gizli U dönüşleri var yavaş gidip dikkatli olmakta fayda var ayrıca epey bir yokuş ineceğiniz için tavsiyem motoru kapatın hafiften yokuş aşağı kendinizi salın motor sesi olmayınca doğayı dinlemek daha güzel oluyor < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > anlatmış olduğum yol sizi kızderbent ve yalakdere köyleri üzerinden İznike çıkarıyor bu yol üzerinde tarihi özellik taşıyan valide köprüyü göreceksiniz < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > ayrıca bu yol üzerinde motosikletli gruplar hiç eksik olmuyor daha önceki gezimde de yine kalabalık bir gruba denk gelmiştim bu seferde yine böyle bir gruba denk geldim yalnız bu seferki motorlar orta siklet kategorisindeydi daha öncekiler ağır siklet sınıfındaydı bu yol üzerinden Bursa'ya giriş yaptım hemen tabela önünde bir resim çektikten sonra yola devam ettim < Resime gitmek için tıklayın > Bu aşamada hava bozmaya başladı üzerimde de beni yağmurdan koruyacak pek bir şey yoktu sadece kolsuz rüzgardan koruyacak bir yeleğim vardı İznik Gölünü gördüğüm anda yağmur başladı yağmur rüzgarla karışık şekilde üzerime üzerime dalgalar halinde yağıyordu dedim boku yedik bu yol bitmez geri dönmeyi de düşündüm bir ara sonra dedim bu kadar ıslanmışken en azından bir İznik'i görelim bu düşünceler içerisinde İznik'e vardım < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > İznik'e gelip meşhur köftesini yemeden gitmek olmazdı motoru İznik Ayasofya cami önüne park ettim ben köfte yemek için lokantaya girerken şimşek çaktı gök gürültüsü filan yağmur iyice bastırdı neyse ki ben yemeğimi yiyene kadar yağmur dindi ve bir anda güneş açtı hava birden bire değişti fırsat bu fırsat diyerek yeniden motoruma atladım ve yola koyuldum geri dönmek fikrinden vazgeçtim < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Şimdiki istikamet Bilecik yani yolun bilmediğim kısmı şimdi başlıyor < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Aslında Bilecik derken öyle uzun uzadıya Bilecik'i gezmiyorsunuz İznik Sakarya arasındaki yolda mecburi istikamet D150 Karayolunu kullanıyorsunuz Bilecik il sınırından içeri giriyorsunuz ve birkaç km sonrada çıkıyorsunuz yanı İznik ve Sakarya arasına Bilecik il sınırı bir miktar taşmış hatta il sınırı ufak bir üçgen şeklinde kuzeye uzanıyor diyebiliriz zaten Bilecik'e girmeniz ile çıkmanız bir oluyor topu topu 20 KM lik bir yol Bu yol üzerinde sizi Çerkeşli göleti karşılıyor yapay bir göl Çerkeşli deresinin önüne bir set çekip göl yapmışlar bu gölden de etraftaki tarım alanlarını suluyorlar göl üzerinde tarlalara su pompalayan borular vardı ben ilk önce bunları balık çiftliği gibi bir şey sandım sonra gördüm ki bu borulardan tarlalara su çekiliyor Çerkeşli göleti sazan balıklarıyla meşhurmuş eskiden balık tutmak gibi bir alışkanlığım vardı epey bir zaman önce bu alışkanlığımı terk ettim balık tutmaya merakı olan varsa gidebilir yalnız göl üzerinde tek kişi aynı anda 4 olta atabiliyormuş fazlası yasakmış ama kuralı ihlal edenlerde varmış tabi bu kısma kadar anlatmış olduğum yerlerin resimleri < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > velhasıl kelam Çerkeşli göletinden sonra yola devam ettim istikamet Mekece Kısa bir süre sonra Mekece'ye vardım asıl macera bundan sonra başladı benim için Mekece içerisinde bir U dönüşü var bu U dönüşünden dönüp yola devam ederseniz Adapazarı Bilecik yoluna çıkıyorsunuz yani D650 Karayoluna fakat benim gibi macera peşindeyseniz o zaman bu U dönüşünün tam ortasında bulunan yola girmenizi tavsiye ediyorum yani Kemaliye köyüne giden yola sapacaksınız < Resime gitmek için tıklayın > yol başlarda oldukça güzel lakin ilerleyen kısımlarda tabela filan yok kaybolma şansı oldukça yüksek neyse ki şansım yaver gitti ve kritik noktalarda adres soracak birilerini bulabildim Kemaliye istikametine giderken yol 2 kısma ayrılıyordu tam bu noktada bir çeşme vardı çeşmeden su alan bir vatandaşa Kemaliye köyüne nasıl gidebilirim dedim sağdaki yoldan devam et dedi eğer o adama rastlamasam düz gidecektim mesela neyse ki rastladım Kemaliye'ye çıkan yol yer yer bozuk ve çakıl hatta bazı kısımlarda yola kayalar yuvarlanmış < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Bu kısım dik bir yol devamlı tırmanıyorsunuz bir sağa bir sola şekilde yükseklere çıktıkça tabi manzarada güzelleşiyor bir süre sonra Pamukova tüm güzelliği ile karşınıza çıkıyor < Resime gitmek için tıklayın > tepeden kuş bakışı bakıyorsunuz ıssız bucaksız dağ silsilesi Bursa'ya doğru uzanıyor havada bulutlu biraz güneş ışınları aralardan yer yüzüne vuruyor manzara müthiş < Resime gitmek için tıklayın > En son böyle bir manzarayı Yedi göller'de görmüştüm o zamanlar motosikletim yoktu arabayla seyahat ediyordum Tabi yükseklere çıkmanın da bir bedeli var hava bir miktar soğudu ve yağmur başladı bu yağmur öyle bir yağmur ki hiç dinmedi ta ki İzmit düzlüklerine inene kadar artık geride dönemezdim yola devam etmeliydim yer yer bozuk yollardan ilerlerken bana bir enduro şart diye söylenmeye başladım Pulsar gerçekten harika bir motosiklet fakat malum naked tarzı asfalt için dizayn edilmiş süspansiyonları sert bozuk yollarda benim toto acımaya başladı haliyle yağmurda bir yandan ayrı bir dert ama yolun ilerleyen zamanlarında işler dahada kötüleşti söylenmek yerine şükretmeliymişim meğerse Kemaliye'ye vardıktan sonra sıradaki köy Çilekli köyüydü Kemaliye ve Çilekli arasında yol namına hiç bir şey yoktu toprak bir yol var sadece ve çukurlarla dolu < Resime gitmek için tıklayın > yağan yağmur zamanla bu toprak yolu çamur haline getirdi bazı çukurlar su dolmuş derinliği kestirmek güç bazı kısımlara iri iri çakıllar dökmüşler çakıl diyorum ama resmen kaya hatta bazıları sivri sivri lastiklerim yarılacak diye çok korktum Bu şekilde ilerlerken bir şantiye sahasına geldim önüme bir kamyon geçti bende kamyonun peşinden tın tın yavaş yavaş lastik izinden ilerledim o sırada karşı şeritten gelen lüks bir Mercedes gördüm adam bu yola Mercedes sokmuş arkadaş :) ne manyaklar var dedim içimden sonra kendimi düşündüm o en azından kapalı alanda sen ıslanıyorsun sen daha manyaksın dedim kendi kendime bu anın resmini maalesef çekemedim bir süre sonra kamyon sol taraftaki yola girdi o yol nereye gidiyor bilmiyorum ben düz devam ettim Çilekli köyüne vardım buradan Mesruriye istikametine ilerlemek gerekiyordu yine bir yol ayrımı aslında 2 yolda aynı yere çıkıyormuş bunu sonra öğrendim düz gitsem daha kestirme olacak ama ben yine tam o yol ayrımında bir teyzeye rastladım yol sordum bana diğer yolu söyledi uzun olanı bende haliyle oraya saptım yol bir süre sonra kısmen düzeldi neyse ki derken yine bozuldu bu yoldan devam ederken önünde küçük bir mescid olan Orman Bakanlığına bağlı bir istasyona rastladım resim çekemediğim için buranın linkini koyuyorum (https://www.google.com.tr/maps/@40.530961,30.062528,3a,75y,90t/data=!3m8!1e2!3m6!1s123119392!2e1!3e10!6s%2F%2Flh4.googleusercontent.com%2Fproxy%2Fm-_vJLD4JmSgg5Dp3xevnhQP9ZODEEMLn48aHPQ33SZMbAQ547K8ryVXl_6-Iq0uXBEqvzRbciZ1XjM7VD24kXrf6i1W57Q%3Dw203-h135-k-no!7i4752!8i3168) burada adres sordum yine kritik bir nokta ve yine adres soracak insanlar var çok şükür eğer burası olmasa ben yine düz devam edip başladığım noktanın biraz ilerisine geri dönecekmişim adam sağolsun yolu tarif etti bir miktar bozuk yolda devam edeceksin sonra asfalta denk geleceksin o asfaltı dümdüz takip et İzmit'e varırsın dedi harbiden de dediği gibi oldu bir süre sonra bir asfalta denk geldim yol kaymak gibiydi bu asfaltın başladığı yer meğerse İzmit'e bağlıymış İzmit Belediyesi buraya kadar olan alanı asfaltlamış yollar harika fakat Sakarya Belediyesi maalesef aynı özeni göstermemiş bir süre kaymak gibi asfaltta ilerledim bu arada halen yağmur devam ediyordu < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Yolun bu kısmında insan sirkülasyonu fazla olmadığı için haliyle doğada kirlenmemiş dere yataklarında ne bir pet şişe ne bir poşet çöp namına bir şey yok hatta mavi şişe kapağı bile bulamazsınız o derece temiz Yol kenarındaki akan dereden su içebilirsiniz tertemiz berrak bir suyu var yağmur yağmasına rağmen çamur gibi rengi yok doğaya el değmediği için sanıyorum erozyonda yok bu sebeple bu yağmurda su berrak akıyor günümüzde nadir rastlanan bir güzellik < Resime gitmek için tıklayın > hava müsahit olsa inanın bu saflıktaki suyu bulmuşken yüzücektim biraz ama maalesef hava yağışlıydı bir miktar böyle yolda ilerlerken yine bir yol ayrımına geldim etrafta adres soracak kimsede yok sağdan mı soldan mı derken yolun ortasında dikili bir direk gördüm üzerinde artık silinmek üzere olan yazıları gördüm sol taraf İzmit'i gösteriyordu neyse ki yine şansım yaver gitmişti soldan devam ettim < Resime gitmek için tıklayın > bu aşamada yine yer yer yolar bozulmaya başladı fakat çokta kötü değildi derken Kartepe'nin arka kısımlarına geldim burada Karadenizli nüfus oldukça çok hatta tamamı Karadenizli yayla gibi yerler var doğa muhteşem bu şekilde bir miktar daha devam ettim yağmur halen devam ediyordu iyice de ıslanmıştım ama halimden memnundum < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Bir süre sonra artık inişe geçmeye başladım yolculuğun sonuna geldiğimi ufak ufak anlamaya başladım bir sağa bir sola doğru iniş yolunu takip ederken sola viraj döndüğüm bir noktada uzaktan İzmit Körfezini gördüm bu macerada buraya kadar geldik dedim içimden < Resime gitmek için tıklayın > İzmit Körfezi uzaktan çok güzel gözüküyordu manzara harikaydı yavaş yavaş dağılan yağmur bulutları ve bu dağılan bulutların arasından yeryüzüne sarkmayı başaran güneş ışıkları gerçekten muhteşem bir manzaraydı < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > aklıma tarihte anlatılan yunanlı tarihçi zenofon'un Anabasis kitabında anlatılan (onbinlerin dönüşü)hikaye geldi onlarda günlerce yolculuk yaptıktan sonra Karadeniz'e ulaşmışlar Karadeniz'i görünce sevinmişlerdi sanırım bende aynı sevinci yaşadım bu noktada İnmeye başladıkça hava düzeldi yağmur dindi güneş açtı ve derken İzmit'e geldim Bu yolculukla kartepe'nin arka kısmındaki dağ silsilesini gezip görmüş keşfetmiş oldum bu coğrafyanın genel bir adı var SAMANLI DAĞLARI diye geçiyor benim için güzel bir deneyim oldu Ayrıca bu yolculuk bana Sunay Akın'ın Anka Kuşu hikayesini hatırlattı bir programında izlemiştim Günlerden bir gün kuşlar alemi toplanmışlar Anka kuşunun nasıl bir kuş olduğunu merak ediyorlarmış nerede olduğunu araştırmışlar etmişler ve Anka kuşunun Kaf dağının arkasında olduğunu öğrenmişler gidip görmek meraklarını dindirmek istemişler fakat gel gör ki Kaf dağının arkasına gitmek öyle kolay iş değilmiş çok zorlu bir yolculuk gerektiriyormuş kimileri en başından gitmekten vazgeçmişler o kadar tehlikelerle dolu yolu gitmek istememişler kalanlar yola çıkmışlar yolculuk esnasında daha zorlukları görmeden dönenler olmuş ilk zorlukta pes edenler olmuş yağmurlar yağmış şimşekler çakmış ölenler olmuş avcılar tarafından vurulanlar olmuş velhasıl kelam binlerce milyonlarca kuştan 1 tanesi Kaf dağının arkasına varmış ve orada Anka kuşunu araştırmaya başlamış ve anlamış ki Kaf dağının arkasında Anka kuşu diye bir kuş yok hikayelerde anlatılan o Anka kuşu dağın arkasına ulaşmayı başarabilen o tek kuşmuş bende yağmurda bulutta bozuk yolda rüzgarda geri dönmeyi düşündüm hep ama yılmadım devam ettim ve hedefime vardım çok şükür bizde bir Anka kuşu olduk belkide Motosikletime bir Anka kuşu sembolü bulup yapıştırmak şart oldu gibi BU AŞAĞIDAKİ RESİMDE TÜM YOLCULUĞUN KROKİSİ Bu yolculuğu yaptığınızda Coğrafi olarak bakılınca SAMANLI DAĞLARININ üzerinde kısmen bir tur atmış oluyorsunuz SAMANLI DAĞLARI Gemlik Körfezinden başlayıp İznik bölgesinide içine alarak Sakarya nehrinin Geyve ilçesine kadar uzanan dağ silsilesinin genel adı bu dağ silsilesinin en doruk noktası KARTEPE olarak geçmekte Karamürseldeki cezaevinin oradan kıvrılarak yukarı doğru tırmanan yol bu dağ silsilesinin hemen hemen ortasından geçerek Kızderbent ve Yalakdere köyleri üzerinden İznike varıyor İznikin oradan Bilecik Sakarya Mekece istikametine giden yol yani D150 karayolu bu dağların arka kısmında kalıyor Mekece istikametinden U dönüşünün tam ortasından girdiğinizde Yani Kemaliye istikametine gittiğinizde meşhur SAMANLI DAĞLARI'nın arka kısmından tırmanmaya başlıyorsunuz yolun en çileli ama bir o kadarda güzel kısmı burası bence inişte ise İzmit Körfezini gördüğünüz yerde ise bu dağları aşmış arka kısmına geçmiş oluyorsunuz sonrası malum İzmittesiniz < Resime gitmek için tıklayın > |
0 olsun senin olsun araba alacak olsam gösterecek çok ustam var ama söz konusu motosiklet olunca fazla kimse yoktu danışacağım bu sebeple ben 0 km aldım ayrıca pulsar 200 cc yani cbr 125 in 2. elini bilmiyorum ama aynı değerdeyse aynı paraya 200 cc sıfır motor alıyorsun üstelik parçasıda ucuz karar senin |
öncelikle şunu söyliyim motor rodajda çok basamıyorum he olmasa basabilirmiyim onuda bilmiyorum :) ama rodajı açıp basanlar 130 140 gördüğünü söylüyor ama çok sevdiğim bir kardeşim kuryelik yapıyor hatta banda bu motoru o tavsiye etti 120 çıkabileceğin en ideal yüksek hız dedi üzerine çıkıyor ama zorlamaya gerek yok dedi şu anda rodajdaki hali ile depoda 2 çubuk çizgi vardı 30 TL koydum depo fullendi zaten 2 çizgi oldumu benzin almayı önerdiler yani depoyu tek çizgiye düşürme dediler enjeksiyonlu olduğu için pislik kaçabilir dediler bende 2 çizginin altına inmemeye çalışıyorum depo 2 çizgideyken 30 tl benzin aldım ve bu benzinle istanbul şile ağva kandıra izmit yaptım ve depoda eve geldiğimde 3 çizgiye düşmüştü bende ayrıca renault senic var otomatik bu kadar yolu bu arabayla gelsem herhalde 60-65 TL giderdi yakıt olarak (aracım LPG li) yani bana makul geldi ama kurye olan kardeşimizde yakıtının çok ekonomik olduğunu söylemişti artçı olayına gelince şimdilik artçılı kullanmadım çünkü cesaret edemiyorum kendimi taşıyayım yeterli ama artçı olarak arkaya bindim çantalısınada çantasızınada çantasız arkada artçının Allah yardımcısı olsun düşecekmiş gibi hissediyorsun en azından ben öyle hissettim ama çanta takılırsa arkadaki artçı rahat eder ayrıca ben şahsen çantanın görüntüyü bozduğunu düşünüyorum çantasız daha güzel gözüküyor bence artçılı 100 yapar bence rahat o konuda kafan rahat olsun ama şahsen ben 80-90 geze geze gitme taraftarıyım yüksek hız ve serilik sollamalarda lazım olur bana oda bu motorda yeterli olur bence 250 km ayda bir yol yapacaksan yeterli olur en güzeli şu ki hatanı telafi ediyor motor şöyleki vites küçültmen gerekiyor küçültmüyorsun gazlıyorsun yine sorun yok gidiyor tekleme hoplama filan yok düşük devirde bir müddet gidiyor sonra kendini toparlıyor vites aralıkları 1-2-3 kısa bu arada fiyatlara gelince mal kendini satıyor fiyatlar ne olur bilmem şahsen nakit para ile gittim elim kuvvetli olsun 6 ya filan alırım tiko para ama avucumu yaladım bu şartlar ile başka bir markaya gitsem herhalde istediğim paraya alırdım söz sahibi ben olurdum ama bu markada öyle değil çünkü belirttiğim gibi satıyor mal kendini sen almazsan başkası alır mantığı var adamlarda tok satıcı yani bayileri millet zaten sıraya girmiş benim aldığım bayide siyah yoktu bu sebeple 1 hafta bekledim oda tanıdık olduğum için yani fiyatlar zamlanabilir 2.el alma olayına gelince sahibinden koma baktım bazıları oldukça uçmuş yok aksesuar yok plaka masrafı filan bahane ediyorlar onların istediği fiyatı vermektense 0 almak daha makul geldi bana tabi sigortacı olduğum için poliçe masrafını hesaba katmadım ayrıca tanıdığım trafik müşaviri vardı oda sağolsun evrak masrafını aldı 200 TL bu sebeple belki uyguna geldi bana ama plaka işlemlerini zamanın varsa kendinde yapabilirsin böylece paran cebinde kalır çok zor olmadığını söylüyorlar bence alacaksan 0 al lastiklerini değiştirmedim bu arada benim için yeterli kayma filan olmadı şimdiye kadar zaten agresif kullanan biri değilim bu sezonu çıkarırım diye düşünüyorum eskidiğinde de kurye kardeşimizin kullandığı IRC lastik almayı düşünüyorum lastik konusu her motorda muamma kimisine iy gelen ötekine kötü geliyor bence kullanım tarzınıza göre doğru lastiği seçtinmi sorun olmaz gibi geliyor bana ben agresif kullanmadığım için bir sıkıntım yok çok şükür |
basmayın arkadaşlar günahtır sakin kullanın relax tadını çıkara çıkara daha zevkli yahu :) |
öncelikle hayırlı olsun kardeşim tekerin düz bassın Allah kaza bela vermesin izlenimlerine cevap vermek isterim Makinede titreşim var, umarım vidaları düşürmez önümüzdeki dönemde.HAZİRANDAN BERİ BİNİYORUM HERHANGİ BİR VİDA DÜŞMEDİ SADECE ÖN CAM ZINGIRDIYOR ONUNDA ALTINA BİR APARAT KOYDUM ŞU AN BİR SORUN KALMADI DÜZELDİ AYRICA TEK SİLİNDİR TİTREŞİM DOĞAL Motordan bir ses geliyor. Normal diyor servis. Ama hiç normal bir motor çalışması gibi değil. SESİ DUYMADIĞIM İÇİN BİR ŞEY DİYEMEYECEĞİM Gidon turu biraz kısa fakat şehiriçi yine de yeterli.BANA GÖRE KISA DEĞİL YETERLİ GELİYOR ŞAHSEN Vites geçişleri çok yumuşak. 1. vitesten boşa geçmek bunda da sıkıntı.İLK ALDIĞIMDA BENDE DE ÖYLEYDİ AMA ŞİMDİ ALIŞTIM ŞIKIR ŞIKIR GEÇİYOR VİTESLER ALIŞMAK ZAMAN ALABİLİYOR AMA ALIŞINCA SORUN KALMIYOR Lastikler çok kötü. Lastikleri değiştirdim. Brigston taktım. Fena sayılmaz. BEN ORJİNAL LASTİKLERİ İLE KULLANIYORUM İYİKİ LASTİK ALMAMIŞIM DİYORUM ISLAK ZAMİNDE SINIRLARINI ZORLARSAN KAYIYOR TECRÜBEYLE SABİT AMA KURU YOLDA HİÇ SIKINTI YAŞAMADIM ESKİ İSTENBUL YOLUNDAN KOCAELİNE GİDİP GELİYORUM ÇOK VİRAJLI YOL İLK ALDIĞIMDA KORKUYORDUM ŞİMDİ MOTORU YATIRIYORUM HİÇ YARI YOLDA BIRAKMADI BENİ NE YALAN SÖYLİYİM İLK ZAMANLAR PARLAK ASFALTTA BİLE KAYICAM ZANNEDİYORDUM AMA KURUNTUYMUŞ ŞİMDİ İYİKİ LASTİK ALMAMIŞIM DİYORUM YBR yada CBF'ye göre daha dengeli, lastik kalınlığından dolayı. Ama YBR'de bu kadar titreşim yok.BUNLARI KULLANMADIĞIM İÇİN BİR ŞEY DİYEMEYECEĞİM Amortisörler çok kötü. Otobandaki en ufak bozukluklar dahi makineyi sarsıyor.DOĞRUDUR AMORTİSÖRLER SERT ARTÇININ ÖZELLİKLE ANASI AĞLIYOR Sele çok sert. Tahtada oturuyorsunuz sanki.KISMEN KATILIYORUM DÜZ ASFALTTA SORUN YOK SAATLERCE SÜREBİLİRİM AMA BOZUK TALİ YOLLARDA TOTODA AĞRI YAPABİLİYOR MOLA VEREREK SÜRÜYORUM SORUN KALMIYOR Gösterge paneli şık fakat gösterge paneli mi aşağıda, oturuş mu yüksek anlamadım. göstergeye bakmak için ciddi şekilde aşağı bakmak gerekiyor.GÖZ HİZASINDA GÖSTERGE SANIYORUM GOLDVİNGLERDE VAR BU MODELLERDE BÖYLE NAKED TARZI KAWASAKİ Z1000 E BAK ONDADA BÖYLEDİR MODEL TARZ BU YAPACAK BİR ŞEY YOK Aynalar çok kötü. Arkayı da görmek sıkıntı, yanlardaki kör alan da çok sıkıntı. Ancak sıkışık trafikte araçların aynasına çarpmıyorsunuz CBR250 gibi. Aynalar çok yumuşak ayrıca. TAAMEN DOĞRU KÖKÜNE KADAR KATILIYORUM Baktım herkes memnun makineden, gidip aldım ama hata yaptığımı düşünmeye başladım.BU PARAYA ALABİLECEĞİN EN İYİ MOTOR BÖYLE DÜŞÜNME 15 BİN TL OLSAYDI BENDE İNAZUMA FİLAN ALIRDIM AMA 7850 TL YE OLAN BU ŞÜKRET ALAMAYANDA VAR :) Sonuç olarak makine henüz çok yeni, ilk 50 km kullanımda beni çok tedirgin etti. Umarım alışırız birbirimize.ALIŞIRSIN BENDE KORKA KORKA BİNİYORDUM AMA ŞİMDİ ALIŞTIM ÜZERİNDEN İNMİYORUM AMA ACEMİLİK VE KORKU İYİDİR İNSANI KAZA YAPMAKTAN KORUR USTALAŞTIKÇA İNSAN KENDİNİ TEHLİKEYE ATIYOR GEÇEN LİMİTLERİ ZORLADIM VİRAJDA KAMYONUN ALTINA GİRİYORDUM ALLAH KORUDU DİKKAT ET KULLANDIKÇA KENDİNE HAKİM OL CBR125, CBR250, YBR125 daha önce sahip olduğum ve 10-15bin km kullandığım düşük cc makineler. Japon'dan şaşmamak lazım bence. Bir daha da Japon harici makine alacağımı sanmıyorum.BUNLARI KULLANMADIM AMA CBF 150 NİN YAĞ YAKTIĞINI DUYDUM ADI HONDA OLDUĞU İÇİN DURUMU KURTARIYORDU AYNI SORUN PULSARDA OLSA HONDAYA GÖSTERİLEN TOLERANS BU MARKAYA GÖSTERİLİRMİYDİ ACABA BUNUDA KENDİMİZE SORMAK GEREK |
canım bursa ya valla çok özendim. ne güzel yerler varmış yollar da boş. istanbuldayım altımda 1 senedir motor var bi şöyle gezemedim. buradaki trafikle yola girsem dur kalk, dur kalk debriyaj sıkmaktan ebem ağlıyor. bursada olacaktım gezmedik köy bırakmazdım. aynı kafadayız bende ana yolları hiç sevmiyorum ayrıca tırsıyorum özellikle istanbulda e5-tem falan hiç girmemeye çalışıyorum maganda kaynıyor çünkü. motorda ne kadar dikkatlide kullansan hıyarın teki gelip önüne makas atabiliyor. Allah kaza bela vermesin. |
650 km sonunda fikirlerimde ufak çaplı değişiklikler mevcut. Eskisi kadar korkmuyorum artık makineden. Titreşim, rodajdan sonra azaldı. vidalar düşer endişem de gitti sayılır. Vites geçişlerine de alıştım. Boşa almak ybr'den çok çok daha kolay :) Makinenin ybr'ye göre nefesi çok daha fazla. Tork farkı bariz belli ediyor. Şu 1. viteste yokuş inerken debriyaja basınca stop olayını yaşadım bende. Motor çok soğuk da değildi. 3-4 dk ısınmasına ve 2-3 km yol yapmasına rağmen otopark girişinde, rampadan inerken debriyaja basmamla stop etti. Çok çok düşük hızda. Artık durmak üzereydim, yani debriyaj kullanmak zorundaydım. birkaç defa saati sıfırlayınca aküyü daha güçlü bir akü ile değiştirdim. garantiden aynısını takalım dediler, 100 tl fark ödedim daha iyisini taktırdım. yuasa muadili bir akü. aküden sonra durduğu yerde saat sıfırlamadı henüz. Aynaları da discover'in aynalarıyla değiştirdim. %20 daha iyi olduğunu söyleyebilirim. herkese tavsiye ediyorum bu aynaları. Biraz biraz alışmaya başladık birbirimize. Hoşuma gitmeye de başladı. Umarım 15.000 km sonunda fikirlerimi olumsuz anlamda değiştirmez. Hepimizin tekeri düz bassın. |
Yarım saat bi saatlik mesafelere geliyor o zaman tahminimce artçı icin.. Eşiyle gezen insanların tercih ettiği motorlar genelde bmw gs ler nc ler inazuma ve de bazı sport touringler. İnazuma yeter bence size ![]() |
bende öyle düşünüyorum bir inazuma alıcaz gibi bu artçı meselesi yüzünden yada kuralkan artçıyıda düşünen bir model getirirse onuda değerlendirebiliriz |
İstanbul ikamet ediyorsanız profosiyonel bi eğitim alabilirsiniz yamaha riding academy vs gibi kurumsal firmalardan sıfırdan bunu sürmek belki biraz tehlikeli olabilir ama öncesinde gidip giriş eğitimi alırsanız problem yaşamadan kullanırsınız. |
sende bendensin sayfanın başlarına bakarsan aynen senin durumunda olduğumu göreceksin senin gibiyken bende bu motoru alıp İstanbul'dan Şile Ağva Kandıra üzerinden İzmit'e gelmiştim aynı senin gibi ehliyet kursunda öğrendiğim bilgiyle geldim bu kadar yolu yolda çözdüm zaten işi çoğunlukla vitesleri filan benimde ilk motorumdu 1 yıldır kullanıyorum memnunum satarsam da artçı selesi sebebiyle satacağım çünkü eşimle beraber yapmayı planladığımız uzun yolculuklar için uygun değil |
Arkadaşlar motoru dün 2.el aldım şimdi foruma girme şansım oldu motoru 2300 km de aldım dun ustume aldım hemen sigortasını daha yaptırmadım her neyse konuya dönmek gerekirse ben aslında yazın yamaha mt 09 alacağım arabamı satıp ama şuan arabamı satmadan tecrübe olsun diiye yaza kadar kullanmalık pulsar 200 aldım babamda da gv 250 var her neyse motorla dun 112 km yol yaptım bugunde 55 km civarı yaptım yakıt kısmını pek bilmiyorum aldığımda depo füldu bi kaç çizgi kaldı suanda depoda gidişi tahmin ettiğimden iyi çıktı stop etme sorunu filan yaşamadım ama lastikler berbatt ötesi berbatında ötesi kesinlikle alacaklarr değiştirsin hiç güzel viraj alınmıyor hız olarak 130 km ye çıktım ama daha rahat giderdi 150 filan yapar tahminimce 50 km ye kadar çoğu aracı geçersiniz ama motoru alacaklar için tavsiyelerim mesela şehir içinde kullananlar ve arada uzun yol yapanlar için ideal motor arkasında çanta var motorun hem benim için hemde artçı için rahat oluyor dun artçıyla yol yaptım sıkıntısız güzel yoldu bursayı bilen bilir mudanya trilye kurşunlu filan gezi yaptım hiç ne şişme vb gibi şeyler olmadı sadece lastiklere güvenemedim akşama ss ler eklenecek sormak isteyenler varsa soru filan sorsunlar iyi günler |
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
kaç model sizin aldığınız? stop etme sorunu genelde 2014 ve öncesinde sık karşılaşılıyordu. Sürücü ve yolcu koltuğu da çok konforlu değil diyolardı, sizinkin de durum nasıl? Vites geçişleri yumuşak/sert? Vites boşluğu vs var mı? 110km yaptığınız yolda rüzgar sorun oldu mu, artçılı çekiş kaybı oluyor mu? Bir de boy kilonuzu söylerseniz? Selamlar. |
1,5 yıldır kullanıyorum sürücü koltuğu çok rahat uzun yolda sıkıntı cekmeden yolculuk yapabiliyorum ama yolcu koltugu icin bilmem belki ben hep sürdüğüm için bana rahat gelmiyor arkaya bindigin zaman 2-3 kere arkasında yolculuk yaptım bana rahat gelmedi acıkça söylemek istiyorum ama arkama binen arkadaşlar hep beğeniyor yolculukları Vites geçişleri çok iyi yumuşak hızlı ve atik geçiş esnasında Ben uzun yolda otoyolda giderken genelde 130-140 km hızla gidiyorum motora kendimizi yatırdığımız sürece rüzgar açısından bir sıkıntı yok uzun süre bu şekilde gidebiliyorum ve hiç bir rahatsızlık duymadım şu ana kadar ama belimi dik bir sekilde yatmadan durursam çok rüzgar oluyor 110 km ve sonrasında sıkıntı olabiliyor Artçı var iken yokuşlu yollarda çok gezinti yapmışlığım var tek iken nasıl çekiyorsa artçı var ikende öyle hiç bir fark göremiyorum ben çok iyi çekiyor motor |
bence 2 tip motorcu vardır
1) belayı arayan:araya dereye çok giren yolda aşırı süratli zig zaglar çizen ölmek için elinden ne gelirse yapan şansını zorlayan motorcular (bunlara bir şey diyemem buda bir yaşam biçimi adrenalin güzel bir duygu sonuçta)
2) belanın gelip kendisini bulduğu:sakin kullanan ve sakin kullandığı halde gelip başkasının kendisine zarar verdiği motorcular
ben ikinci gruptanım sağ şeride geçer sakince kullanırım yolun tadını çıkara çıkara hatta gideceğim yere patika veya köy yolu vb.bir yol ile gidilebiliyorsa uzun kısa fark etmez km’si ne olursa olsun o yolu seçerim otoyola pek çıkmam zorunlu olmadıkça mesela geçen cuma akşamı Kocaeli Karamürsel'e gidecektim 2 yol var 1.yol (D-130 denilen yol (otoyol)) 2.yol (Gölcük-İhsaniye-Lütfiye-Sofular-Akçat üzerinden giden bir yol) ben tabiki 2.yolu tercih ettim köylerin içerisinden geze geze gittim
yani bu şekilde kullanıyorken yada kullanmaya çalışıyorken bile bela bazen gelip beni bulabilmekte şöyle ki bu bahsettiğim 2.yoldan gidebilmek için gölcüğe kadar belirli bir müddet D-130'u kullanmak zorunda kalıyorsunuz mecburi istikamet yani böyle sağ şeritte seyir halindeyken yan yoldan çıkan bir hayvan yola öyle bir daldı ki işten 2 dakika erken çıkmış olsam beni yan şeride oradan da artık o şeritte bulunan bir aracın önüne atacaktı it oğlu it yani trafikte böyle hayvanlarda olabiliyor maalesef ama motor kullanmak bir tercih meselesi bunları göze alacaksınız şüphesizki insanın kaderi ne zaman ne şekilde öleceği Allah tarafından yazılmış vakit zaman geldiğinde ne 1 dakika ileri ne 1 dakika geri kalıyorsun olan oluyor sonuçta ve işin oluş şekli sebep oluyor ben buna inanıyorum böyle düşünüyorum
gelelim ikinci meseleye aksesuar olarak ben yakın zamanda çakarlı sis farı taktıracağım kısmetse çünkü trafikte fark edilmek gerekiyor ve insanlar maalesef arabaya odaklanmışlar yani yan yoldan çıkacak mesela gözü,zihni otomobil arıyor gelen motosikletliye algı kapalı bu sebeple yanıp sönen bir çakar en azından trafikte farkındalık yaratır diye düşünüyorum
çanta işine gelince evet gereklilik ama benim düşüncem görüntüyü çok bozuyor şimdilik bir sırt çantasıyla işi çözmeye çalışıyorum çok gerekli olursa mecbur alacağım yan çantalar uzun yolda gerekli olacaktır ama şu an için uzun bir zaman boyunca böyle bir düşüncem olamayacak çünkü evdeki komutan müsaade etmiyor :)
lastikleri benim gibi sakin kullanıyorsan değişmene gerek yok oldukça iyi masraf yapma haybeye ama çok yatarım hızlı giderim filan diyorsan bilemiyorum çünkü hiç böyle kullanmadım ama sakin kullanım için oldukça iyi (max hızım şimdiye kadar 75 km malum rodajdayım)
güvenlik önlemine gelince ben kilit aldım zincirli ayrıca bir kurye arkadaşım ön diskte bulunan bir deliği matkapla genişletip buraya asma kilit taktığını söyledi (disk kilidi pahalı olduğundan kuryeler bu yöntemi kullanıyormuş) kilit şeklide bu
< Resime gitmek için tıklayın >
ben diskin orjinali bozulmasın diye bu yöntemi denemedim normal kilit aldım zincirli olanından ama hırsıza kilit dayanmaz sonuçta adamın işi o çalmak bu sebeple sana tavsiyem kasko yaptır ben yaptırdım 798 TL tuttu hem hırsızlığa karşı önlem hem de kazaya belaya karşı kıyafetleri dahil tuttu hem de bu rakam (kıyafetler için kaza teminatı var hırsızlık yok bu arada bunu da belirteyim)
birde branda al mutlaka yağmur çamur için önemli sadece yağmur çamur içinde değil geçen akşam tam göstergenin ortasına kuş pislemiş nasıl denk getirmiş bilemiyorum ama kuşu tespit edersem kıçına madalya takacağım
birde kedilerden muzdarip olanlar var seleye çıkıp yatanlar hatta tırnaklarıyla zarar verenler çok şükür benim başıma gelmedi ama gelmeyecek diye de bir şey yok benimde en yakın zamanda bir branda almam gerekiyor
tabi her şeyden önce kıyafetini almanı tavsiye ediyorum hatta motordan önce
birkaç resim atayım bari bu yol varken D-130 kullanılır mı? siz karar verin :)
< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pago -- 13 Haziran 2016; 17:54:31 >
Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesajda bahsedilenler: @mimi