eğer biz sadece fiziksel bir varlık isek hiç akıl ve zekayı konuşmaya gerek yok. aynı mı değil mi ,hiç önemi yok.beynin farklı durumlarını,farklı çalışma şekillerini istediğin kelime ile tanımla. ama "akıl ve zeka ayrıdır,çünkü fiziksel yapımız dışında birde ruh dediğimiz şey var" deniyorsa ve onada akıl denirse bu tanımlamaya da kim itiraz edecek.ben böyle inanıyorum der çıkar işin içinden.inanç meselesi. |
Ancak ruh soyuttur. Değil midir? Öyleyse onun bilimselliğinden de söz edemeyiz(!) Ne dersiniz? |
burada bir çelişki yok mu? Akıl doğru ile yanlışı ayırır.Zeka aklın doğru ile yanlışı ayırırken kullandığı kriterleri kavramasına yarar.Kimi için doğru olan şey kimi için yanlıştır.Fakat bu noktada iki insanın da zeka seviyesi aynıdır... |
akıl ile zekanın ayrı olmasını iddia etmek için illaki ruh vardır yada yokturdan yola çıkarak işi inanç çerçevesine sokmaya gerek yok. akıl ile zeka için nasıl olur da bunlar birbirleri ile aynıdır dersiniz? bir oyun düşünün. yazmak için akıllı olmak gerekir ama onu seri bir biçimde oynamak için zeki olmak gerekir. bir şempanze basit dahi olsa bir oyun yazamaz zira o derece aklı yoktur, ama oyun oynar çünkü zekidir. |
Elimden geldiğince olayın dini boyutundan uzak kalmaya çalıştım. |
Yanlış anlamışım. Tamamdır. |
işin bir de mantık boyutu var. akıl-mantık-zeka. mantık akıl ile aynı şey mi? akıllı olup da mantıksız işler yapan kişiler yok mu? var. tersi de var. işi mantıklıdır ama aklı az olabilir. ve bunların zeka seviyeleri hiç bir şekilde birbirleri ile aynı değildir. |
Yeni edinilen bir bilgi önce "akla alınır" bir şeyse akla kazınır, akılda kabul görür. Zekâ da bu doğrultuda gelecekteki durumları "akıldaki" bilgi vasıtasıyla yorumlayarak insanın takınacağı tavrı belirler. Biraz eksik gibi geldi ama olsun... |
Bence; < Resime gitmek için tıklayın > |
burada akılla zekâyı tartışıyoruz... ![]() |
Kaç gündür takip ettiğim bi konuydu ve bu tarih itibarıyle mantık da işin içine girdi ,daha çok karışıcağız, Eleko ve Ömer beylerin yazıları çok iddialı gidiyo,maalesef sedece izlemekle yetindim , AKIL VE ZEKA FARKLILIĞINI savunurum daima ![]() edit:gece yazdığım için düzeltme gereği duydum... ![]() |
mantık, aklın kullandığı 'akıl yürütme, çözümleme biçimleri'nin genel adıdır. dolayısıyla iki ayrı daire gibi ifade edilemez. akıl, mantığı kullanarak sonuca varır (örneğin klasik aristo mantığı. aristo'da mantık, kendi kullandığı terimle bir çözümlemedir.) bu mantığa, önermeler mantığı ya da formel mantık da deniliyor. kabaca, iki öncül önermeden doğru bir sonuç çıkarılmasını amaçlar. en bilineni tam olarak şöyle: bütün insanlar ölümlüdür sokrates de bir insandır (o halde) sokrates de ölümlüdür. aslında çok güzel bir temel fıkrası vardır bu konuda. (yazarsam ayıp olur mu ki... yazmayayım) "mantık" konusu başlı başına bir konu. çok da uzatmak istemiyorum. (bir ara forum da da tartışılmış:http://forum.donanimhaber.com/m_6041690/tm.htm) yukarıda da söylediğim gibi, mantık ile akıl ilişkisinde, mantık aklın kullandığı bir 'çözümleme/analiz biçimi'dir. örneğin, herhangi birşeyin "mantığı nedir?" sorusunu sorduğunuzda, öncül ile sonuç arasında aklın kurduğu ilişki, bu ilişkide süren aşamalar (eğer, ve/veya, değildir, olumlama ya da olumsuzlama vb) sorgulanır. zeka ise yukarıda da değinmeye çalıştığım gibi, "uyum" yeteneğidir. bu "uyum" mantık barındırabilir de, barındırmayabilir de. üzerinde düşünülmüş, kararlaştırılmış, bir mantık yürüterek belli bir sonuca ulaşılmış bir sonuç değildir. daha önceki yazıda verdiğim örneği tekrarlayacak olursam, istanbul dan kars'a giden kişinin, konuşmasında kars lehçesini kullanmaya başlaması, istanbula döndüğünde ise yine bulunduğu ortama göre, kars lehçesini terkederek konuşma vurgularını değiştirmesi, akıl süzgecinden geçirilerek yapılan bir eylem değildir. kişinin yalnızca, bulunduğu ortama/koşula uyum sağlaması sözkonusudur. doğal olarak bu süreçte, kişi hiç de "akıllı" olmayabilir. mesleki ve toplumsal konumu açısından çok kötü düzeyde olabilir. (örneğin 1970 li yıllarda dünyanın en zeki kişisi, lübnan'lı bir dansözdü.) |
farkı farkedebilmek için şu soruyu sormak lazım. zeki ama akılsız bir insanın davranışlarını değerlendirin ... akıllı ama zekası az olan bir insanın davranışlarını değerlendirin ... aradaki fark kelimelerin farkına ışık tutacaktır. |
fiziksel beynimize "akıl" adını verelim.beynin çalışma biçimine de zeka diyelim olsun bitsin. |
Deep Impact'in mesajını okuyunca aklıma şu geldi : akıl ile zekânın bir farkı da şu olabilir Zekâ yoluyla yaptığımız davranışlar, aldığımız kararlar, akıl yoluyla tutarlılık kazanır. |
farkındayım @Ömer'in çizdiği kümeleri insan tanımı olarak algıladım bu sebepten ötürü böyle bir tepki verdim ![]() zekayı beyindeki kırvım sayısı olarak kabul edebilir miyiz veya nöronlardaki toplam akson ucu sayısı? Peki Aklı bütün nöronlardaki data proteinlerinin toplamı kabul edebilir miyiz? |
Evet düşündüğüm şeydi. |
Paylaşmak istedim;
Ansiklopedi ve lügatler zekâyı şöyle tarif ediyor:
Bilgi edinmeye yönelik işlevlerin tümü. Öğrenme, anlama, ilişkileri kavrama gücü, ayırt edebilme, algılama, yeni durumlara uyma, çözümleme, eleştirme yeti ve yeteneklerinin tamamı.
Descartes zekâ için ‘İyi hüküm vermek ve doğruyu yanlıştan ayırmak yetisidir ’ der.
Peki, akıl nedir? Bilip tanımayı, yargılamayı ve belirli ilkelere göre davranmayı sağlama becerisi.
Hegel ‘Bilmenin yüksek biçimi olan akıl zekânın ortaya çıkardığı farklılıkları kavramaktır ’ der.
Descartes ‘Akıl, zekânın tam olarak tasarlayamadığı soyut nesnelerin, mantıkla kavranışıdır ’ diyor.
Emmanuel Kant ise ‘Bütün bilgilerimiz duyularımızla doğar oradan zekâya geçer ve akılla tamamlanır ’ der.
Duyudan akıla akıldan duyuya gidip gelen uzun bir yol, uzun bir yolculuk. Bu süreci çok iyi anlatan bir atasözümüz var: Göz bakar, gören ise akıldır.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ömer -- 1 Ağustos 2007; 22:53:34 >
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle