Anahtar Kelimeler: Çoklu Zekâ Kuramı, Howard GARDNER
2- Mantıksal – Matematiksel Zekâ 3- Görsel – Uzaysal Zekâ 4- Müziksel – Ritmik Zekâ 5- Bedensel – Kinestetik Zekâ 6- Sosyal Zekâ 7- İçsel Zekâ 8- Doğacı Zekâ İsterseniz aşağıda kısa kısa bu alanları inceleyelim; 1- Sözel – Dil Zekâsı: Sözel dil zekâsı, bir bireyin kendi diline ait kavramları masalcı, konuşmacı veya bir politikacı gibi sözlü olarak ya da bir şair, bir yazar veya bir gazeteci gibi yazılı biçimde etkili olarak kullanabilme kapasitesidir. 2- Mantıksal – Matematiksel Zekâ: Bir bireyin bir matematikçi bir vergi memuru veya istatikçi gibi sayıları etkili bir şekilde kullanabilmesi ya da bir bilim adamı, bir bilgisayar programcısı veya bir mantık uzmanı gibi sebep – sonuç ilişkisi kurarak olayların oluşumu ve işleyişi hakkında etkili bir biçimde mantık yürütebilme kapasitesidir. 3- Görsel – Uzaysal Zekâ: Bir insanın avcı, bir izci ya da rehber gibi görsel ve uzaysal dünyayı doğru bir şekilde algılaması veya bir dekoratör, bir mimar ya da bir ressam gibi dış dünyadan edindiği izlenimler üzerine değişik şekiller uygulama kapasitesidir. 4- Müziksel – Ritmik Zekâ: Bir kişinin bir besteci, bir müzisyen ya da bir şarkıcı gibi müzik formlarını algılaması, ayırt etmesi ve ifade etme kapasitesidir. 5- Bedensel – Kinestetik Zekâ: Bedensel – Kinestetik zekâ ile bir kişinin bir aktör, bir atlet ya da dansçı gibi düşünce ve duygularının anlatmak için vücudunu kullanmadaki ustalığı veya bir heykeltıraş, bir cerrah ya da tamirci gibi ellerini kullanma ve elleriyle yeni şeyler üretme kabiliyetleri kastedilir. 6- Sosyal Zekâ: Sosyal Zekâ, bir insanın bir öğretmen, bir terapist ya da pazarlamacı gibi çevresinde insanların duygularını, isteklerini ve ihtiyaçlarını anlama, ayırt etme ve karşılama kapasitesidir. 7- İçsel Zekâ: İçsel Zekâ, bir kişinin kendisini tanıması ve kendisi hakkında sahip olduğu bu bilgi ve anlayış ile çevresinde uyumlu davranışlar sergileme yeteneğidir. 8- Doğacı Zekâ: Doğacı Zekâ ile bir kişinin biyolog yaklaşımıyla hayvanlar ve bitkiler gibi yaşayan canlıları tanıma, onları belli karakteristik özelliklerine bağlı olarak sınıflandırma ve diğerlerinden ayırt etme kabiliyeti veya bir jeolog yaklaşımıyla dünya doğasının bulutlar, kayalar veya depremler gibi çeşitli karakteristiklerine karşı aşırı ilgili ve duyarlı olması kastedilmektedir. Kaynak. |
son yıllarda öne çıkan "duygusal zeka" diye bir tanımlama da var. özellikle büyük işyerlerinde IQ nun yanı sıra Duygusal zeka (EQ) testleri de ön plana çıkıyor. (özellikle yurt dışında ya da büyük holdinglerde çalışmak isteyen, bu amaçla kuruluş sınavlarına girecek arkadaşların duygusal zeka konusuna biraz gözatmalarını öneririm) sözlükte duygusal zeka şöyle yer alıyor: http://tr.wikipedia.org/wiki/EQ Duygusal zeka veya yaygın İngilizce ifade edilişiyle EQ (Emotional Quotient), bir insanın kendisine veya başkalarına ait duyguları anlama , sezinleme, yönetme ve yönlendirme yetisi, kapasitesi ve becerisinin ölçümünü tanımlamaktadır. Göreceli olarak yeni bir kavram olan duygusal zeka'nın tanımlanışı sürekli değişmekte ve güncellenmektedir. Bazı psikologlar, duygusal zeka ve duygusal bilgi olmak üzere iki ayrı terimin kullanılmasını tercih etmektedirler. Zihinsel yeteneklerin ölçümünde (bkz. IQ), bilgi ve zeka arasındaki fark oldukça açıktır. Psikolojik araştırmaların ışığında zeka seviyesi ölçümü veya IQ testleri, zihinsel biliş kapasitesinin değerlendirilmesinde güvenilir bir ölçüttür ve zaman içinde sabit kalır. Duygusal zeka veya EQ'nun ölçümünde ise duygusal bilgi veya tecrübe ile zeka arasındaki fark oldukça belirsizdir. Bu nedenlerle güncel EQ tanımlamaları uzmanların aralarında uzlaşamadıkları bir konudur. Bazı uzmanlar (Bradberry ve Greaves 2005[1]) EQ'nun değişken, zamanla kazanilabilinen ve artabilen bir yeti olduğunu iddia ederlerken; diğerleri (örneğin Mayer[2]) EQ'nun sabit olduğunu ve artırılamayacağını öne sürmektedirler. |
Zeka Otomobiller gibidir. Geniş kasa sınıfından tutun da aile arabasına, ekonomik boyutlulardan tutun da orta sınıfa kadar tüm seçenekleri içeren geniş bir tanım içerir. En az yakan otomobiller içerisinde Fiat başarılı ise performans açısından da ferrari vardır. Kimilerinin parası yoktur fiat alır kimilerinin de vardır ferrari alır.Sonuçta ikiside italyan malıdır.. Biraz Acayip bir tanım yapmaya çalıştım ama iyi oldu denebilir ![]() Edit:Buradaki Para Beyninizin yatkın olduğu yönün sosyal ortamda kullanılma yüzdesidir.. ![]() |
Elbette ki biri az da olsa ağır basacaktır... Doktorların geneli edebiyata ve de müziğe ilgilidir. Bu da bir rastlantı değildir. |
Sayın "Ömer " yanlış anlamayın ama yazdıklarınız kesin yargı içeriyor.Bu yargılar size mi ait yoksa başka birine mi?Size veya başka birine aitse bu yargının oluşmasındaki aşamlar nedir?Kaç kişi üzerinde araştırma yapılmış?Sonuçları neler dir?Benim müzik yapıtımı zekamla değilde aklımla yaptığımı kim inkar edebilir veya ispatlayabilir?Sizin akıl ve zeka ile ilgili yazmış olduklarınız bana göre bir iddia dır. "Sonuç olarak zekâ, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklar gösterir" bu yazdığınıza katılıyorum, bunun yanında bence çalışmak ve kendini geliştirme çabası bu saydıklarınızdan daha önemlidir.Sizin yazdıklarınızın katkısı ne kadardır bilemem ama çalışmanın katkısı daha büyüktür diye düşünüyorum.Belki de yanılıyorumdur!?kimbilir?Belki bir iyi bilen vardır. Saygılarımla, |
Niçin yanlış anlayayım... İlk iletim açık uçlu bir soruya bireysel bir cevaptır. Elbette ki aksini iddia edebilirsiniz. Ben bir yönlendirmede bulunmak istemedim. Görüş bana da ait değildir. Alıntıdır. Ancak bilimsel bir yargı kaynakça ile desteklenmemiştir. İkinci iletimin altında ise bir kaynakça bulunuyor. Onu bir üniversitenin sitesinden alıntı yapmıştım. |
demişim vakti zamanında |
Açık uçlu soruya verdiğiniz bireysel cevaba saygım var.Ancak ben bu cevabı fazlasıyla "şevk kırıcı" buluyorum.Yazdığım cevap buna binaen dir.Akıl ve zeka kanımca fazlasıyla muğlak konular...Keşke kimin bu hayata ne kadar katkı sağladığını bilebilsek.Belki o zaman, ak veya kara daha belirgin olurdu. Saygılarımla, |
O zaman girişi değiştirelim... |
Fenomen filmindeki olayın bir gerçeklik payı var mıdır diye düşünmüşümdür hep. Oldukça sıradan, vasat bir yaşantıya ve zekaya sahip olan Travolta abimiz, bir gece bir ışık hüzmesi görüyor ve ardından zekası gelişiyor, yepyeni sezgisel yetenekler kazanıyordu. Gelişmek ne kelime adeta bir dahi olup çıkmıştı. Yepyeni projeler geliştiriyor, ömrü boyunca eline almadığı kitapları okuyup kavrıyor, birkaç günde dil öğrenebiliyor, sürekli birşeyleri değiştirmek, geliştirmek, dönüştürmek için uğraşıyordu. Bunun yanında depremleri, öncü dalgaların etkisiyle başının dönmesi şeklinde bazı fizyolojik etkiler sayesinde hissedebiliyordu. Filmin sonlarında, gördüğü o ışık hüzmesinin, zekasındaki, sezgilerindeki ani gelişimin nedeninin beynindeki tümörden kaynaklandığı ortaya çıkmıştı. Acaba diyorum, beynimizde baraj kapağı misali şelale gibi akmamızı önleyen bir şeyler var mıdır? Bir tümörle veya ne bileyim bir kazayla aniden böyle bir değişim geçiren insanlara tanık oldunuz mu? Var mıdır bir gerçeklik payı? |
Hiçbir deli deliriyorum demezmiş... |
Einstein, Bill Gates.Sıradışı gibi görünsede bence " normal" dir.Yaptığınız işi severseniz ve çok çalışırsanız hakkından gelemeyeceğiniz iş yoktur."Eğer önemli ise" mevki ve para arkasından gelecektir.Diye düşünüyorum :) saygılarımla, |
Baraj kapağının açılmasının sonucu deliliktir diyorsunuz yani. ![]() Filmde, bu ani değişim sonucunda kazandığı yeteneklerin çok güzel ürünlerini alsa da zihinsel faaliyetlerinin aşırı derecede artması nedeniyle gittikçe agresifleşmesini ve en yakın dostlarını bile kaybetmeye başlamasını da işlemişlerdi. Hatta delirdiğini düşünmeye başlamışlardı. Yine de düşünüyorum da, biraz olsun aralansa hiç fena olmaz hani. ![]() |
Elbette gayret etmek, çalışmak insanı biryerlere götürebilir ama filmdeki örneğe benzer bir şekilde, diğer insanların algılama, kavrama kapasitelerinin karşılaştırılmayacak derecede çok çok üstünde olmasının, bir takım özel olaylar sonucunda gerçekleşmiş örnekleri var mıdır diye merak ediyorum. Normalin üstünde zekaya, muhakemeye, kavrayışa sahip insanların da varolduğunu düşünüyorum. Örneğin vese'nin açmış olduğu Sicim Teorisi konusundaki belgeselde Edward Witten isminde bir Fizikçi geçiyor. M-Teorisinin mimarı. Birçok fizikçinin görmediği, başaramadığı şeyi başarıyor. Normal sayılabilecek bir zekanın çok çok üstünde bir zekaya sahip. Bu tür bilim adamlarının ve sanatçılarının sayısı çok az. |
Buna benzer bir film örneği de "Bahçıvan" dır. Pears Bronson başroldeydi. Zeka özürlü bir genç üzerinde yapılan zihinsel deney kontrolden çıkıyordu. Zeka özürlü genç sonradan insanların düşüncelerini okuyup onları kontrol edebilen bir hale geliyordu. En sonunda hapsedildiği et bedenin kendini ne kadar sınırladığını farkediyor ve bedeninden kurtulup dünya telefon hatlarına sızıyordu. Bu filmin ikincisi çekilmişti ama tam bir fiyaskoydu. |
Telefon hatlarına sızmak fikri oldukça fantastik ama hoşuma gitti. ![]() |
Sayın Feylosof kavrama kapsitesinden ne anladığınız önemli.Bugünki değer yargıları ile belki siz haklı olabilirsiniz.Belki birileri diğerlerinden daha üstündür.Üstünlüğü ona ne katıyor?Makam ve para mı?Ego tatmini mi?Yoksa insanlığa katkı mı?Her ne olursa olsun, objektif bir kriter var mıdır?einstein ın bu dünya ya benden daha fazla katkısı olduğunu nasıl ispatlayabilirsiniz.İspatlarsanız nasıl?ne şekilde?Normalin üstünde zeka nedir?Kim neye göre tespit ediyor?Görsel veya işitsel hafızanın iyi olması o kişinin daha zeki olduğu manasına mı gelir?Hiç önemsemediğiniz sıradan bir insanın dünyanın akışını bu zeki insandan daha fazla etkilemediğini nerden bilebilirsiniz? Saygılarımla, |
Herhangi bir sıradan insanın dünyayı değiştirebilecek adımlar atamayacağını kimse iddia edemez elbette. Dünyanın dört bir yanında bilim adamları, evrendeki tüm fiziksel olaylara açıklama getirebilecek tek bir teori üzerinde harıl harıl çalışırken birisi çıkıpta kimsenin göremediği şeyleri görüp, teorikleştiriyorsa bu insanın kendi alanındaki fizikçilerden oldukça yüksek bir sezgiye, kavrayışa sahip olduğunu gösterir. Bir ressamdan üstün olduğunu göstermez. Diğer insanlardan insani açıdan üstün olduğunu göstermez. Sadece o alanda oldukça büyük bir fark yaratmış olduğu anlamına gelir ve bu açıdan diğer fizikçilerden daha üstün yeteneklerle donatılmış anlamına gelir. Bu diğer fizikçilerin değerinden de hiçbirşey kaybettirmez. Muhakemenin de, kavrayışın da belli bir sınırı elbetteki olacaktır. Bu her insan için değişen bir seviyededir. 30 yıl uğraşsanız bir ressama yada müzisyene Kuantum Mekaniğini öğretemezsiniz. Aynı şekilde resme hiçbir kabiliyeti, yeteneği olmayan bir fizikçiye resim yaptıramazsınız. Belki yaptırırsınız ama neye benzeyeceği meçhuldür. Bu her iki insan da değersiz elbette ki değildir. Her insanın bir değeri vardır. Birilerinin bazı konularda yetenekli olması, diğerlerinin o konuda hiçbir yeteneğinin olmaması o kişileri aşağı konumda tutmaz. Ben çok uç örneklerden bahsediyorum. Yüzyıl boyunca ancak birkaç tane görebildiğimiz örnekler bunlar. |
Akıl ile Zekâ Arasındaki Fark Nedir?
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ömer -- 30 Temmuz 2007; 1:18:55 >