babamın kucagında ablam annemin kucagında ben vardım önce bekledik tavan çatlayınca merdivenlere koştuk inemeden bina üstümüze çöktü gerisini hatırlamıyorum
7 yaşındaydım o zamanlar evimizde bir beşik vardı delirmiş gibi sallanıyordu salon da ki avize fırıl fırıl dönüyordu ilk anlarda ayağa kalkmaya çalıştığında resmen otur diye göğsüne birisi bastırıyordu yukarıda bir arkadaşın dediği gibi hava turuncu olmuş (bunu hatırlamıyorum yada Ankara'da olmamış) O anda sanki deprem saatler sürmüş gibi geliyor
Edit: Deprem öncesi dehşet bir uğultu gelmişti ve gerçekten çok ürkütücü bir sesti.
Sakarya'da bir öğrenci evi.4 katlı binanın en üst katı,köşe daire. Sallantı başladığında yeni yatmış 3 ev arkadaşı.Birisi hemen cama doğru koşup perdeyi aralıyor. Zor tutunuyor ayakta ve gördüğü manzara o an dehşet verici. Evin önünde parketmiş bir kamyon var, yerden yukarıda doğru şidddetli bir darbe geliyor,kamyon yerden biraz havalanıyor,havada yan dönüyor ve yan olarak tekrar yere düşüyor. Böyle şiddetli bir sarsıntıydı.Allah birdaha kimseye benzerini göstermesin.
8yaşında felandım,hüamcamın yanına gitcekti babaannem 4,5kere biletimi iptal ettirip yeniden aldırtmıştım.içimde kötü bi his vardı ama sonunda gitmek istedim o zaman amcamda bilgisayar vardı sırf onun için :) gece bi sarsıntı oldu ben depremi hiç duymamıştım savaş çıktı sandım hemen yere kapandım.sonra amcam uyandı hemen aşağı indirdi bizi.beyoğlunun arasında rum evleri vardı orda oturuyodu amcam,hiç bina yıkılmadı olduğum yerde ama koskocaman kaya parçaları vardı sokakta.3-4gün sokakta kaldık her akşam amcam döner alıyodu,bende oburumdur :)keşke her zaman deprem olsa döner yesek demiştim çok gülmüştü millet bana.bide apartmanda ermeni amca vardı hiç aşağı inmedi,çok yaşlıydı ölürsem ölürüm demişti.bi ara eve çıktık babaannemle ayak bacak yatıyoduk bi artçı gelmiş o sıra,ben babaanneme sallama ya diyorum o bana şaka yapıyo sanıyoruz,meğer depremmiş.sonra 1hafta felan geçti samsuna döndüm.hala istanbula gidince gece yatarken bi korku gelir,şu an bile istanbula uerleşmekten çekiniyorum açıkcası.
Deprem olduğunda 3 yaşındaydım o yüzden fazla birşey hatırlamıyorum ama birtek avizenin sallandığını hatırlıyorum. Karabükten bile etkisi olmuştu gerçekten çok büyük bir depremdi.
Bizim tanidiklar yaşadı anlatırlar bize evde yürümek mümkün deyildi derler duvardan duvara surukleniyorlarmis. Allah hepimizin yardimcisi olsun bidaha oyle günler gormeyelim
Depremden sonra Babam arama kurtarma çalışmaları için gölcük'e gitmişti. Bizde o günlerde açık alana çadır kurup 1 hafta kaldık. Babam orda bulunduğu günlerde çektiği fotoğraları sonradan yakmıştı çünkü gördüğüm fotoğraflar resmen kan dondurucu cinstendi. Ceset kokusundan doğru düzgün nefes alamışlar 1 hafta. Allah bir daha yaşatmasın.
Gece saat 1 de işten gelmiştim uyudum deprem sesini duydum dolu yağıyor sandım artık ne kadar yorulmuşsam son anında farkettim deprem bitti abim geldi yanıma sonra ailecek dışarıda sabahladık not: 15 yaşındaydım istanbul yeniköy üstünde oturuyorduk.
Yalnız farkettiğim birşey vardı o gece gökyüzünde yıldızlar çok net ve parlaktı bu arada gölcükte oturan kuzenimi ve eşini 1 ay sonra enkaz altından çıkarttılar ikiside öldü ama nasıl olduysa 2 çocuğuda yaşıyor o zamanlar biri 7 biride 10 yaşındaydı çocuklar evin dışındaymış ve nasıl çıktıklarını bilmiyorlar.
O zamanlar da aynıydım, evde bir kişi bile ayakta olsa uyumaz beklerdim. Annemle halam balkonda oturuyordu. Annem bana ne kadar yat dediyse de dinlemedim, o da biliyordu aslında dinlemeyeceğimi. Güzel bir akşam geçmişti. Yorulup uyumam gerekiyordu. Kuzenlerle eğlenmiştik ve 5 kuzenim halamlarda kalacaktı, kaldılar ve uyudular. Sonunda annemler de yatmaya karar verdi. Iyi geceler denildi. Annem ben babam yatıyoruz salonda. Annem üstümü çıkardı, o tişörtümü çıkartıp pijamamı verecekti. Tişörtü çıkartır çıkarmaz sallanmaya başladık. Babam besmele çekerek yataktan fırladı. Halam içerden geldi. Eniştem ve babam kuzenleri topladı. Direkt kapıya koştular. Çelik kapıydı. Halam güçlükle açtı kapıyı. Biraz daha geç kalsa sıkışacakmış sanırım kapı. Can havliyle attık kendimizi dışarı. Yangın merdiveninden indik 5 kat. Yangın merdiveni boyanıyordu o zaman. Hepimiz boya kutusuna basıp geçmişiz. Arazide farkettik herkesin sağ ayağı bembeyaz. Nasıl bir şans bu, eğer biri takılsa o an o boya kutusuna belki aşağı düşecek ölecek ya da yuvarlanıp sakatlanacak. Aklımdan hiç çıkmıyor o görüntüler. Arazide yatıyorum, üstümde babamın atleti altımda bir şort var. Atletten şort görünmüyor. Çimende yatıyoruz, annemin kucağında kafam. Gökyüzü kıpkırmızı. Ulaşmaya çalışıyoruz tanıdıklara, kimseye ulaşamıyoruz. O gece nasıl geçti, ne oldu, ne bitti... korkuyorum hala... Saat 5 gibi Derince'ye gittik. Halamlar Yahyakaptan'da geriye kalan herkes Derince de. Yoldaki manzara tarif edilemez. Her yer yıkık. Insanlar feryat figan ortada dolaşıyor. Yardım bekliyorlar. Derince'ye geldik. Esentepe bayırında pekçok yer yıkılmış. Ve sonunda bizim sokak. Şükür ki bir şey yoktu. 3 alt sokaktaki petrol yanıyor, alevler görünüyordu. Bahçede oturduk. Hani bu hem ışık hem radyo olan şeyler vardı ya, ondan radyo dinliyoruz. Tüpraş yanıyor dağa kaçın diyorlar. Bu sırada hala artçılar geliyor. Dağa kaçın dedikçe radyo ağlıyorum baba gidelim hadi diye. Bir şey olmaz diyor babam. Bir şey olmaz. Olmadı da gerçekten. O gün nasıl geçti bilmiyorum. Dizlerim sürekli titriyor. Ama biz birlikteydik. En büyük gücü buradan aldık. En sonunda Kerpe'ye gittik. Orada 4 gün geçirdikten sonra döndük ve evlere baktık. Içler acısı. Çok kötü bir durum çok. Allah kimseye yaşatmasın. Tekrarını göstermesin. Depremin bana ve aileme getirdikleri 1) Kızıl gökyüzünden her zaman korkarim. 2) Ailem hiçbir zaman aynı şehirde başka bir evde kalmama izin vermez. 3) Bazı geceler deprem saati geçmeden uyuyamıyorum. Ooof of
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neselihayalet -- 25 Mayıs 2014; 15:10:35 >
bu depremden önce bazı siyasi olaylar olduğundan çok tartışmalarda oldu
misal depremin asıl merkez noktası olarak gölcük tersanesi olması ve o gece israil'li komutanların da o geceye katıldıkları ve ölenler arasında israil'li komutanlarında olduğu şeklinde
dini kesim bu durumu Allah'ın ceza verdiği şeklinde açıklamalar yapmasının yanı sıra o zaman laiklere destek veren bir gazetenin şaşkın manşeti bile durumun vahametini gösteriyordu
o zamanlarda müthiş bir başörtüsü baskıları vardı ve buna destek veren (yanlış hatırlamıyorsam) sabah gazetesi "hiç değilse bir müddet kadınlarımız başörtüsü taksın" diyecek kadar şaşkınlığını gösterdi ,aklınca Allah'ı kandıracak sonra azgınlığa devam ederiz gibi tuhaf yazılar yazmıştı
daha sonraları orduevinin çökmesine asıl sebebin işgüzar bir komutanın taşıyıcı bir kolonu alanı daraltıyor gerekçesiyle kestirmesinin sebep olduğu açıklandı ,gerçi o kadar büyük bir depremde kolon kesilmese dahi o binanın ayakta kalabilmesi pek mümkün görülmüyor
bunların hepsinden daha vahim olanı bir kurtarma planımızın olmadığının ortaya çıkması idi ,tam anlamıyla kargaşa halinde kimin ne yaptığı bilinmeden müdahaleler yapıldı ,günler sonra askeri birliklerden kazma-kürek dahi istendi (o saatten sonra ne yapılacaksa)
dozerlerin kazıyıp attığı yerlerde insan uzuvlarına raslanıldığı dahi söylendi
ve bu depremde gerçek ölü sayısı hiçbir zaman bilinemedi
ayrıca bazı apartmanların komple yok olduğunu biliyoruz ,deniz içinde o kadar aramalara rağmen koskoca apartman bulunamadı
hatta bazı yerlerde toprağın yarılıp içine insan düştüğü bile söylendi
kısaca bu deprem normaldi diyenler hiç normal görmemiş olmalı,resmen kıyamet senaryosu gibiydi
beyler ben iç anadoludaydım,ama emin olun iç anadoludan bile hissedildi o deprem.ben evimizde dolanıyordum,annemler ekmek yapıyorlardı.sonra annem bi ses geldi sanki dedi,hafifte olsa bi sallantı olmuştu.ben küçüktüm ne sallantısı felan diyordum ama meğer deprem olmuş marmarada.
Edit: Deprem öncesi dehşet bir uğultu gelmişti ve gerçekten çok ürkütücü bir sesti.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi metinsemer -- 26 Mayıs 2014; 0:03:20 >
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Sallantı başladığında yeni yatmış 3 ev arkadaşı.Birisi hemen cama doğru koşup perdeyi aralıyor.
Zor tutunuyor ayakta ve gördüğü manzara o an dehşet verici.
Evin önünde parketmiş bir kamyon var, yerden yukarıda doğru şidddetli bir darbe geliyor,kamyon yerden biraz havalanıyor,havada yan dönüyor ve yan olarak tekrar yere düşüyor.
Böyle şiddetli bir sarsıntıydı.Allah birdaha kimseye benzerini göstermesin.
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
< Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Allah rahmet eylesin kardeşim
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Babam orda bulunduğu günlerde çektiği fotoğraları sonradan yakmıştı çünkü gördüğüm fotoğraflar resmen kan dondurucu cinstendi. Ceset kokusundan doğru düzgün nefes alamışlar 1 hafta. Allah bir daha yaşatmasın.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > Bu mesaja 4 cevap geldi. Cevapları Gizle
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle
http://www.koeri.boun.edu.tr/scripts/lst2.asp
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Sonunda annemler de yatmaya karar verdi. Iyi geceler denildi. Annem ben babam yatıyoruz salonda. Annem üstümü çıkardı, o tişörtümü çıkartıp pijamamı verecekti. Tişörtü çıkartır çıkarmaz sallanmaya başladık. Babam besmele çekerek yataktan fırladı. Halam içerden geldi. Eniştem ve babam kuzenleri topladı. Direkt kapıya koştular. Çelik kapıydı. Halam güçlükle açtı kapıyı. Biraz daha geç kalsa sıkışacakmış sanırım kapı. Can havliyle attık kendimizi dışarı. Yangın merdiveninden indik 5 kat. Yangın merdiveni boyanıyordu o zaman. Hepimiz boya kutusuna basıp geçmişiz. Arazide farkettik herkesin sağ ayağı bembeyaz. Nasıl bir şans bu, eğer biri takılsa o an o boya kutusuna belki aşağı düşecek ölecek ya da yuvarlanıp sakatlanacak.
Aklımdan hiç çıkmıyor o görüntüler. Arazide yatıyorum, üstümde babamın atleti altımda bir şort var. Atletten şort görünmüyor. Çimende yatıyoruz, annemin kucağında kafam. Gökyüzü kıpkırmızı. Ulaşmaya çalışıyoruz tanıdıklara, kimseye ulaşamıyoruz. O gece nasıl geçti, ne oldu, ne bitti... korkuyorum hala...
Saat 5 gibi Derince'ye gittik. Halamlar Yahyakaptan'da geriye kalan herkes Derince de. Yoldaki manzara tarif edilemez. Her yer yıkık. Insanlar feryat figan ortada dolaşıyor. Yardım bekliyorlar. Derince'ye geldik. Esentepe bayırında pekçok yer yıkılmış. Ve sonunda bizim sokak. Şükür ki bir şey yoktu. 3 alt sokaktaki petrol yanıyor, alevler görünüyordu. Bahçede oturduk. Hani bu hem ışık hem radyo olan şeyler vardı ya, ondan radyo dinliyoruz. Tüpraş yanıyor dağa kaçın diyorlar. Bu sırada hala artçılar geliyor. Dağa kaçın dedikçe radyo ağlıyorum baba gidelim hadi diye. Bir şey olmaz diyor babam. Bir şey olmaz. Olmadı da gerçekten. O gün nasıl geçti bilmiyorum. Dizlerim sürekli titriyor. Ama biz birlikteydik. En büyük gücü buradan aldık. En sonunda Kerpe'ye gittik. Orada 4 gün geçirdikten sonra döndük ve evlere baktık. Içler acısı. Çok kötü bir durum çok. Allah kimseye yaşatmasın. Tekrarını göstermesin.
Depremin bana ve aileme getirdikleri
1) Kızıl gökyüzünden her zaman korkarim.
2) Ailem hiçbir zaman aynı şehirde başka bir evde kalmama izin vermez.
3) Bazı geceler deprem saati geçmeden uyuyamıyorum.
Ooof of
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neselihayalet -- 25 Mayıs 2014; 15:10:35 >
< Bu ileti m.bolumsonucanavari.com kullanılarak atıldı > Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
misal depremin asıl merkez noktası olarak gölcük tersanesi olması ve o gece israil'li komutanların da o geceye katıldıkları ve ölenler arasında israil'li komutanlarında olduğu şeklinde
dini kesim bu durumu Allah'ın ceza verdiği şeklinde açıklamalar yapmasının yanı sıra o zaman laiklere destek veren bir gazetenin şaşkın manşeti bile durumun vahametini gösteriyordu
o zamanlarda müthiş bir başörtüsü baskıları vardı ve buna destek veren (yanlış hatırlamıyorsam) sabah gazetesi "hiç değilse bir müddet kadınlarımız başörtüsü taksın" diyecek kadar şaşkınlığını gösterdi ,aklınca Allah'ı kandıracak sonra azgınlığa devam ederiz gibi tuhaf yazılar yazmıştı
daha sonraları orduevinin çökmesine asıl sebebin işgüzar bir komutanın taşıyıcı bir kolonu alanı daraltıyor gerekçesiyle kestirmesinin sebep olduğu açıklandı ,gerçi o kadar büyük bir depremde kolon kesilmese dahi o binanın ayakta kalabilmesi pek mümkün görülmüyor
bunların hepsinden daha vahim olanı bir kurtarma planımızın olmadığının ortaya çıkması idi ,tam anlamıyla kargaşa halinde kimin ne yaptığı bilinmeden müdahaleler yapıldı ,günler sonra askeri birliklerden kazma-kürek dahi istendi (o saatten sonra ne yapılacaksa)
dozerlerin kazıyıp attığı yerlerde insan uzuvlarına raslanıldığı dahi söylendi
ve bu depremde gerçek ölü sayısı hiçbir zaman bilinemedi
ayrıca bazı apartmanların komple yok olduğunu biliyoruz ,deniz içinde o kadar aramalara rağmen koskoca apartman bulunamadı
hatta bazı yerlerde toprağın yarılıp içine insan düştüğü bile söylendi
kısaca bu deprem normaldi diyenler hiç normal görmemiş olmalı,resmen kıyamet senaryosu gibiydi
o geceyi yaşayanlar olarak çoğumuz gece uykusunu unuttuk ,öyle bir psikolojimiz bozulmuş ki sanki deprem hep gece olacakmış gibi geliyor
halbuki son deprem gündüz oldu ama o psikolojiyi atlatamıyoruz
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Evet. Gündüz olan deprem öldürmez, zarar vermez gibi geliyor. Geceleri boğuluyorum, bunalıyorum. Nefret ediyorum gecelerden.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >