Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir
443
Cevap
37992
Tıklama
1
Öne Çıkarma
Cevap: 1999 Depremi yaşayanlar anlatsın (11. sayfa)
M
11 yıl
Binbaşı

İzmir'de oturuyordum daha 5 yaşındayım. Deprem izmire kadar gelmişti, annem hiç panik yapmadan benim odamdan aldı ve salona geçtik bütün bina aşağı inmişti sadece biz evdeydik deprem dindikten sonra geri yatırdı beni yatağıma


sonra sordum neden aşağı inmedik diye verdiği cevap 6. kattan aşağı inene kadar ölürdük dedi ki haklıydı bence



A
11 yıl
Yüzbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: Sağolun Başkanım

İstanbuldaydık 10 yaşında idim . babamı kaybettim depremde.

ALLAH rahmet eylesin



< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
G
11 yıl
Çavuş

quote:

Orijinalden alıntı: 38Karaca38


quote:

Orijinalden alıntı: Sağolun Başkanım

İstanbuldaydık 10 yaşında idim . babamı kaybettim depremde.

ALLAH rahmet eylesin

Sağolun . O gün hayatımın değiştiği gün . İstanbul' dan taşındık . Çok zorluk çektim rahmetli annemle .



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
A
11 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

quote:

Orijinalden alıntı: claude

Gölcük sahilde dolanıyorduk gece 2 civarı (donanmanın oralar) kalabalık dağılmıştı etrafımızda kimse kalmadı, aniden bir denizaltı çıktı sudan kalbim yerinden fırlayacaktı hiç öyle korkmadım daha, o büyüklükte bir denizaltı ne yapıyordu orada anlamadım tabi. Sonra sanki yeşil bir ışık saçıp tekrar kayboldu, heryer normalinden fazla karardı ve havai fişekler atılmaya başlandı nerden geldikleri belli değildi neyse o korkuyu havai fişekleri izleyerek atlattık ve eve döndük zaten yorgunduk hemen yattık. Tam yeni dalmışım birden yatak sallanmaya başladı, karşımda da boyu 2 - eni 4 metrelik dolap sağa sola sallanıyor sanki içindeki eşyalar dışarı çıkmaya çalışıyordu. Bizimkiler de fark etti hemen toplandık ve dışarı çıktık etrafımda sadece birkaç bina ayakta duruyordu bizimkiyle beraber, heryer göçük altında bebekler kulağımın zarını delecek kadar şiddetli ağlıyordu , oradan oraya koşanlar, korkudan titreyenler, ailesini bulamayanların çığlıkları berbat bir rüya gibiydi. Biraz sakinleşip kendimize gelince hemen etrafa dağıldık bir fırın vardı gece çalışan işçiler göçük altında kalmış onları çıkarmaya çalıştık birkaç kişi kurtulduktan sonra birinin kafası yarık, gözlerinden kan akıyor görünce hemen uzaklaştım oradan. Herkes kurtulduktan sonra bildiğimiz kadarıyla tabi, Belgin özel anaokulu onun bahçesinde sabahladık. Gün aydınlandığında ise bakkal, market sahipleri erzaklarını getirdiler ve dağıttılar, karnımız doyunca sahile indik ne olduğuna bakmaya ki gerisini anlatmayacağım artık.

hocam devamını rica ediyorum.



Ş
11 yıl
Çavuş

Daha doğduktan 4 sene sonra oldu ne bilem





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ŞIMŞEK -- 25 Mayıs 2014; 23:05:46 >

< Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
A
11 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

quote:

Orijinalden alıntı: ŞIMŞEK

Daha doğduktan 4 sene sonra oldu ne bilem

ilk okullu


Bu mesaja 1 cevap geldi.
Ş
11 yıl
Çavuş

quote:

Orijinalden alıntı: Floki Vilgeraarson

quote:

Orijinalden alıntı: ŞIMŞEK

Daha doğduktan 4 sene sonra oldu ne bilem

ilk okullu

İlk okullu sensin ben lise 5e gidiom



< Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
A
11 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

quote:

Orijinalden alıntı: ŞIMŞEK


quote:

Orijinalden alıntı: Floki Vilgeraarson

quote:

Orijinalden alıntı: ŞIMŞEK

Daha doğduktan 4 sene sonra oldu ne bilem

ilk okullu

İlk okullu sensin ben lise 5e gidiom




M
11 yıl
Yüzbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: m-99

quote:

Orijinalden alıntı: Klasse

depremden sonra evlerin enkazları yağmalandı. Sırf yağma yapmak için yardım bahanesiyle deprem bölgelerine gelen at hırsızları çok oldu. Depremden hemen sonra Etraf o kadar karanlık oldu ki bizim gibi şehir çocukları hiç görmediği kadar yıldız gördü. Ceset kokuları dayanılmaz bir hale geldi. "7.4 yetmedi mi" diye etrafta dolaşıp pankart açan bazı değişiklerde aynı ülkede yaşadığımızı öğrendik

yobazlar rengini hemen belli etmişti . depremden ölenlerin namaz kılmadığı için vs ölmeyi hak ettiklerini söyleyecek kadar ileri gidenler olmuştu . bunların bir kısmı bugünkü iktidar grubunun içinde yer alıyor . istanbulda da yağma ve hırsızlık olayları yaşanmıştı , millet korkudan sokaklara kaçtığında hırsızlar çatır çutur apartman kapılarını kırıyordu . bahçede yattıgımız yerden sesleri çok rahat duyuyorduk . gölcük taraflarında ise ölülerin üstünden başından ziynet eşyalarını toplayanlar oluyordu . işte bu kadar da kalleş insanlar vardı aramızda .

Evet çok haklısın hocam ben televizyonda gördüm kurtarma ekipinde bir adam kameraların önünde kadının kolunda ki bilekliği çalmıştı. Bazıları oraya yağma için gitmişti. Ve arabaların içleri ceset kokuyordu insanlar kendi imkanları ile alıp geliyorlardı cenazelerini.


Bu mesaja 3 cevap geldi.
A
11 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

K
11 yıl
Yarbay

erzincan depreminde de benzer olaylar yaşanmış ,özellikle tunceli ve diğer illerden yağmalamaya gelenler olmuş ,oranın halkı biz onları yardım için geldiler zannediyorduk ama yağma yapmaya gelmişler diye anlatıyordu



F
11 yıl
Yarbay

uykudan uyandığımda gardropun kapakları müthiş bir sesle kapanıp açılıyordu,sanki biri açıp kapatıyor o derece şiddetli deprem oluyordu,hareket etmekte zorlandık olduğumuz yerde depremin bitmesini bekledik
o zaman giriş katta oturuyordum,hemen evin girişinde toplandık ailecek attık kendimizi dışarıya,inanın biz çıktığımızda kimse yoktu en hızlı biz davranmıştık,asıl olay burdan sonra başlıyor,insanlar dökülmeye başladıkça bağrışlar ağlamalar,elektrikler kesildi sokaklar da kaos başladı,insanlar koşuşturuyor,doğru düzgün göremiyoruz etraftakileri,çok çok kötü bir görüntüydü allahtan yıkılan binalar yoktu,düşünemiyorum olacakları,resmen can pazarı yaşanırdı

3 gün sokakta yattık,o zaman doğru düzgün parklar da yoktu semtte,insanlar kaldırımlarda yol kenarlarında yattı,çok tuhaf şeyler gibi gelse de bildiğin bütün mahalle yerlerde yatıyor,evlere giremedi kimse

maalesef marmara da olacak büyük bir depremde istanbul da binalar yıkılacak ve çok kötü tablo ile karşılacağız,istanbul hiç hazırlıkla değil şehrin yapılanması olarak iç içe,çarpık kentleşme çok kötü sonuçlar doğuracaktır,5 ve daha fazla birbirine bitişik binalar istanbulun tamamında var neredeyse özellikle varoş bölgeler de bu daha kötü durumda,allah beterinden korusun

şimdi evde oturduk konuşuyoruz evi satıp kırsal bölgede 2 katlı müstakil bir eve mi yerleşsek diye ama iş aş insan bırakamıyorum istanbulu,en iyisi yeni binalardan daire almak en azından tedbir alınmış olur





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi fabrizo -- 26 Mayıs 2014; 0:08:55 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
F
11 yıl
Çavuş

1999 depremi olmadan önce bursadaydık ailemle teyzemlerde kalıyorduk evimiz istanbulda olduğu için deprem olmadan 3 saat önce yoldaydık istanbula geldik eve gittik tam uyuycaz birden şiddetli sallandık anneme falan bağırdım hemen dışarı attık kendimizi evde uyuyor olsaydık kötü olabilirdi neyseki yoldaydık



V
11 yıl
Binbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: Sağolun Başkanım


quote:

Orijinalden alıntı: 38Karaca38


quote:

Orijinalden alıntı: Sağolun Başkanım

İstanbuldaydık 10 yaşında idim . babamı kaybettim depremde.

ALLAH rahmet eylesin

Sağolun . O gün hayatımın değiştiği gün . İstanbul' dan taşındık . Çok zorluk çektim rahmetli annemle .

Basin sagolsun kardes



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
M
11 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: metinsemer

quote:

Orijinalden alıntı: m-99

quote:

Orijinalden alıntı: Klasse

depremden sonra evlerin enkazları yağmalandı. Sırf yağma yapmak için yardım bahanesiyle deprem bölgelerine gelen at hırsızları çok oldu. Depremden hemen sonra Etraf o kadar karanlık oldu ki bizim gibi şehir çocukları hiç görmediği kadar yıldız gördü. Ceset kokuları dayanılmaz bir hale geldi. "7.4 yetmedi mi" diye etrafta dolaşıp pankart açan bazı değişiklerde aynı ülkede yaşadığımızı öğrendik

yobazlar rengini hemen belli etmişti . depremden ölenlerin namaz kılmadığı için vs ölmeyi hak ettiklerini söyleyecek kadar ileri gidenler olmuştu . bunların bir kısmı bugünkü iktidar grubunun içinde yer alıyor . istanbulda da yağma ve hırsızlık olayları yaşanmıştı , millet korkudan sokaklara kaçtığında hırsızlar çatır çutur apartman kapılarını kırıyordu . bahçede yattıgımız yerden sesleri çok rahat duyuyorduk . gölcük taraflarında ise ölülerin üstünden başından ziynet eşyalarını toplayanlar oluyordu . işte bu kadar da kalleş insanlar vardı aramızda .

Evet çok haklısın hocam ben televizyonda gördüm kurtarma ekipinde bir adam kameraların önünde kadının kolunda ki bilekliği çalmıştı. Bazıları oraya yağma için gitmişti. Ve arabaların içleri ceset kokuyordu insanlar kendi imkanları ile alıp geliyorlardı cenazelerini.

vala ne derece doğrudur bilmiyorum ama bu o dönemde sadece insanlar arasında konuşuluyordu . enkaz altında kalıp ölenlerin parmaklarında vs kalan değerli yüzükleri alabilmek için bu uzuvlarını kesip aldıkları söylentisi vardı. ( ölünün bedeni şiştiği için yüzük tarzı ziynet eşyasını parmaktan çıkaramayınca tabi ... cenazelerini alan bazı kişilerin akrabaları ile bu şekilde karşılaştıgını düşünün korkunç bir şey . dünyanın neresinde bu derece fırsatçılık yapılır bilemiyorum . kimsenin günahına girmek istemem ama eğer doğrulugu varsa eğer Allah en büyük acılarla ıslah etsin .


Bu mesaja 1 cevap geldi.
P
11 yıl
Çavuş

Kimileri çevre illerden araçlarına fırınlardan kasa kasa ekmek koydu yorganıydı bilmemnesiydi gitti yardıma. Kimileri de boş arabayla gidip dolu döndü. Böyle bir ülkedeyiz ne bekliyorsunuz ki 15 sene önce de böyleydik şimdi de böyleyiz.



A
11 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

Degismiyoruz



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

M
11 yıl
Yarbay

abi dersen söylerim



O
11 yıl
Yarbay

Ben 3-4 yasindaydim gece disarda yattigimizi hatirliyorum



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

A
11 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

quote:

Orijinalden alıntı: claude

quote:

Orijinalden alıntı: Floki Vilgeraarson

quote:

Orijinalden alıntı: claude

Gölcük sahilde dolanıyorduk gece 2 civarı (donanmanın oralar) kalabalık dağılmıştı etrafımızda kimse kalmadı, aniden bir denizaltı çıktı sudan kalbim yerinden fırlayacaktı hiç öyle korkmadım daha, o büyüklükte bir denizaltı ne yapıyordu orada anlamadım tabi. Sonra sanki yeşil bir ışık saçıp tekrar kayboldu, heryer normalinden fazla karardı ve havai fişekler atılmaya başlandı nerden geldikleri belli değildi neyse o korkuyu havai fişekleri izleyerek atlattık ve eve döndük zaten yorgunduk hemen yattık. Tam yeni dalmışım birden yatak sallanmaya başladı, karşımda da boyu 2 - eni 4 metrelik dolap sağa sola sallanıyor sanki içindeki eşyalar dışarı çıkmaya çalışıyordu. Bizimkiler de fark etti hemen toplandık ve dışarı çıktık etrafımda sadece birkaç bina ayakta duruyordu bizimkiyle beraber, heryer göçük altında bebekler kulağımın zarını delecek kadar şiddetli ağlıyordu , oradan oraya koşanlar, korkudan titreyenler, ailesini bulamayanların çığlıkları berbat bir rüya gibiydi. Biraz sakinleşip kendimize gelince hemen etrafa dağıldık bir fırın vardı gece çalışan işçiler göçük altında kalmış onları çıkarmaya çalıştık birkaç kişi kurtulduktan sonra birinin kafası yarık, gözlerinden kan akıyor görünce hemen uzaklaştım oradan. Herkes kurtulduktan sonra bildiğimiz kadarıyla tabi, Belgin özel anaokulu onun bahçesinde sabahladık. Gün aydınlandığında ise bakkal, market sahipleri erzaklarını getirdiler ve dağıttılar, karnımız doyunca sahile indik ne olduğuna bakmaya ki gerisini anlatmayacağım artık.

hocam devamını rica ediyorum.

Dörtyoldan aşağı doğru doğru iniyorduk koca binalar kayıptı, gecekondular ve ahşap evler ayaktaydı. Kaldırımlar çökmüş, yollar çatlamış ve yükseklmişti. Sahile indiğimizde ise sahil diye birşey kalmamıştı tabi bir belediye binası, bir de caminin çeşmesi sağlamdı.Etrafa baktık tabi kimse var mı diye ama herkes kaçmış, çeşmeye su almaya gelen birkaç kişiden başka tek Allah'ın kulu yoktu. Biz de suyumuzu alıp bu sefer arka dere yolundan döndük, orada da durum aynıydı sadece gecekondular ayakta diğer evlerin yarısı var, yarısı yok bazılarının içinden kol, bacak sarkıyor insanlarının kafaları gözüküyordu (birkaç kişi) tam o tarafa yönelirken nerden geldiğini anlamadığımız ve hiç mahallede görmediğimiz değişik tipler bize doğru koşarak bıçak çektiler, silah doğrulttular, sopalı olanlar da vardı yaklaştırmadılar bizi ve ne yapalım yolumuza devam etttik mecbur. Zaten biz ne yapacağız ne olacak diye düşünürken bunlar nasıl hırsızlık derdinde anlamadık. Bu arada mahallenin bir ayyaşı vardı onu gördük, birayı bıraktım artık kolay içiyorum diye bağırarak geziyordu biraz olsun tebessüm edip okulun bahçesine döndük ve su dağıttık insanlara, aradan yarım saat falan geçti bir askeri alman helikopteri geldi, battaniye, uyku tulumu, bisküvi, çikolata, meyva suyu ve ilk yardım malzemeleri dağıtıp birkaç fotoğraf çekip, ses kaydı aldılar ve hemen gittiler.

Daha sonra yine bakkal, market sahipleri sağlam kalan malzemelerini getirdi, dondurma - içecek dolabı dahil onları dağıttılar işte. Bu kadar imkana sahip ve de açık alanda kaldığımız için tekrar deprem olasılığına karşı da güvendeydik çok şükür bir sıkıntı çekmedik ama koca değirmenderede bir tek o bahçedeki insanlar vardı bu can sıkıyordu tabi. Vaktimiz acaba diğerlerine noldu diye düşünerek geçti, akşam üstü polis olduklarını söyleyen bir grup geldi ve tüpraş patlayacak burası güvenli değil yukarlara gidin falan dediler inanması güçtü tabi ama oradaki sakinliği bozdular ve zaten etrafta yağmalama yaptıkları, mahalleden olmayan kişilerin lastik yakması vs. ortalık berbat bir hal aldı biz de yukarı doğru ilerledik. Otoyolun biraz üstünde ormanlık bir alana girip orada sabahladık, gün aydınladığında ise kirpiler dolaşıyordu etrafımızda ve birden kaçmaya başladılar. Sonra baktık ki jandarma gelmiş durumumuzu sordular meyva suyu, bisküvi dağıttılar ve asla aşağı inmeyin tüpraş patlıyacak gibi şeylerle zırvaladılar, sanki tehdit ediyolardı. Neyse biz de ses çıkarmadık onlar gittikten birkaç saat sonra amcamlar geldi arabayla ankaraya gittik. Oradan yalova, marmaris derken 1-2 ay sonra geri döndük evden eşya almaya ; heryer çadır, prefabrik karakollar, evler kurulmuş garip bir hava vardı. Zaten sadece eşya alıp çıktık yola.

2 yıl sonra evi temelli taşımaya geldiğimizde ise bizim bina hariç heryer yenilenmiş, değişik dükkanlar açılmış, sahil küçülmüş esnaf değişmiş tanıdık kimse kalmamıştı, hele o pazarın girişinde kokoreç satan pala bıyıklı dayıyı göremedim ya içim acıdı. O günden sonra bir daha da gitmedim gölcüğe şimdi nasıl ne halde hiç bilmiyorum.

Depreme gelince doğal olmadığı aşikardı, gerek öncesi gerek sonrası yaşananlara bakınca. Ama istediklerini aldılar, sanki kocaeli güçlü bir devletti ve yıkıp tekrar baştan kurulmasını sağladılar ekonomisi, sanayasi, ahlakı, düzeni vs. herşeyi çöktü. Geriye bir tek acı veya tatlı anılar kaldı.

Kirmadiginiz icin sagolun hemen okuyorum



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >