banada gülüyorlar sırf bunun için bu yıl mezuna kalıyorum ben. bu ay başladım seneye için çalışmaya neden olmasın diyorum ![]() hocam koçun kadrosu diğerleriyle karşılaştırınca en iyisi olduğunu söyleyebilirim. 2 tane MIT doktoralı hocası var hatta bir tanesi lisansını bile MIT de yapmış. sonra yanlış hatırlamıyorsam 4 tane university of california doktoralı hocası var (berkeley, san diego, santa barbara) illionis doktoralı hoca da var bu da çok iyi bir üniversite. yani anlayacağın içerisi şampiyonlar ligi gibi ![]() |
|
Konuyla alakası yok ama çok yazılmış ben de yorumumu yapayım madem. Örgün eğitimin seviyesi bile yerlerdeyken aöf okuyup kendini üniversite mezunu sanmak komik. Lise bile aöf'ten daha ciddiye alınası bir eğitim kurumudur. Halihazırda aöf okuyan ve mezun tanıdıklarım var, işkembe-i kübradan sallamıyorum. İşletme zaten genel olarak boş bölüm, istisnası vardır, tartışılır. İşletme okuyup da kafası çalışan bir adam görmedim, nerede boş beleş tip var hepsi iibf'de. Sırf üniversite okudum demek, şehir dışına çıkıp aileden kurtulmak isteyen gençlerin yuvası. Kendi fakültem için de benzer konuşabilirim, tamamen objektifim anlayacağınız. "Düzgün" bir bölüm tutturamayıp kendini buraya atanlar fakültenin belki yüzde yetmişini oluşturuyor. Açıktan okuyan insanın yüksek lisansla falan işi olmaması lazım normalde. Aöf dediğin ya barajı geçememiş, ya da zaten bir iş sahibi olduğundan örgün için zamanı olmayan adamın işidir. Geçen televizyonda denk geldim, adam otuzlarının ortasında, 7 üniversite bitirdim şu an 2 tane daha okuyorum diyor. Aöf değil de, vasat (ya da "normal" diyelim) bir örgün eğitim alsaydı bu mümkün olabilir miydi? 7x4'ten 28 yıl (hadi ilk seneleri boşver, 21 yıl) sürecek eğitimi 10 yılda almış. Bu adam ne öğrendi ki ne konuda uzmanlaşacak? |
Merhaba, Kanada'da 3 üniversitenin yüksek lisans programlarına başvuru yaptık 2021 fall dönemi için, mart sonuna kadar dönüş alacağımızı tahmin ediyorum. Yüksek lisans sonrası kalıcı oturum ve çalışma izninin esnek olması(öğrenciye haftalık 20 saat/eş varsa eğitim süresince full time çalışma izni+eğitim sonrası çalışma izni) sebebiyle tercihimiz Kanada oldu. Avusturalya da tercih edilebilir düzeyde. |
hocam master ve doktora icin pek bir bilgim yok ama ucla hicte ucuz degil mesela senelik 57 bin dolar her sey dahil, ayni sey arizona state te 20 bin dolar civari birde buna kendi harcadiginiz miktar ekelnirse fiyati cidden kabariyor |
Almanya'nın en iyi ikinci mühendlislik okuluna 2.70-2.90 arası bir ortalamayla Hacettepe mezunu bir arkadaşın gittiğini biliyorum. Sanırım başvurduğu alanda daha önce bir miktar iş tecrübesi de varmış. Not ortalaması her şey demek değil ancak çok ekstra olaylarınız yoksa gerçekten önemli. Sorunuza cevap olarak mümkün diyebiliirm ama zor. GRE sınavındayken 9 eylül bilgisayar mezunu bir çocukla tanışmıştım. 2.40 civarı bir ortalamayla mezun olmuştu. Ama 4-5 tane makale yazmış, Microsoft'ta staj gibi bir şey yapmış ve bazı etkinliklere katılmış. Çok iyi okullara doktora başvurusu yapcağını söylüyordu ve gayet de kendinden emindi. Ordaki hocalarla bağlantıya bile geçmişti. Eğer henüz 3. sınıfın 2. dönemi olsanız bile. Son 3 döneminizi çok çok iyi değerlendirin. Gerekirse alttan ders alın düzeltmek için notları. Düşük bir ortalamayla mezun olsanız bile sonraki ivmeniz büyük artı olacaktır. |
Avrupaya Isvicreyi de eklemeni tavsiye ederim![]() |
Hocam ben de öyle düşünüyordum ilk başta o yüzden en geçerli olan TOEFL'a giriyim dedim. Sonradan bir baktım ki başvurduğum bütün okullar IELTS kabul ediyormuş. Açıkcası TOEFL ya da IELTS almadan önce okullara karar verilirse IELTS yeterli olabilir bir çok kişi için. Dediğiniz durumlarda da TOEFL tercih edilebilir. |
2 yıl master sonra doktora demişsiniz, bu iki yıl içinde para ödemesi yapacak mısınız yoksa doktora programına seçildiğiniz için o iki yılda ücretsiz mi? Hangi okuldan kabul aldınız? Edit: Asistanlara ne kadar veriyolar aylık biliyor musunuz? |
Anlattığım gibi doktoraya kabul alınca zaten bütünleşik programa girmiş oluyorsunuz. İlk 2 yılda master alıp, sonra doktoraya devam ediyorsunuz. Tabiki avantajı var, cebinizden hiç bir şekilde para çıkmıyor. Staj işini inanın bilmiyorum ancak Amerika'da iyi bir okuldan mezun olduktan sonra orada iş bulmanız garanti. Türkiye'den direk Google, Microsoft gibi şirketlerin mülakatlarına girip orada işe başlamak da mümkün ancak bu gerçekten zor bir olay. Çok iyi olsanız bile mülakat ayarlamak mümkün olmayabilir. |
Artik garanti degil. Gecen yil 1 nisanda 60+20 toplamda 80 bin kisinin alacagi H1B (ABD nin calisma vizesi) vizesine 5 nisan itibariyle (ilk 5 gun sanki 1 gun gibi sayiliyor) 170 bin kisi basvurdu. Sonuc, greencard gibi kura ile cekilis yaptilar. Ne garanti dersen, universiteler post-doc olarak seni bu limite dahil olmadan istedigi gibi alabiliyor. Onun disinda EB2 adli green card sadece master ve Ph.d yapanlara veriliyor ve EB3 ten farki, EB3 un cikmasi icin 5-6 yil beklerken EB2 sadece 1-2 yil suruyor. Arkadas cok iyi program bulmus. Staj veya okurken calismak icinse CPT denilen bir olay var ona bakmak gerekiyor. Ph.D lerde bu var mi hic bir fikrim yok. |
Erasmus tabiki artısı olur. Örneğin niyet mektubunda bu tecrübenin sana neler kattığını, gördüğün/öğrendiğin bazı şeylerden dolayı yurt dışında okumak istediğini anlatabilirsin. Daha önce böyle bir tecrübenin olması avantaj olacaktır. Erasmusdan sonra kalma işini pek bilmiyorum açıkcası, o konuda yorum yapamam. Erasmus işini yine de çok akademik düşünme, daha çok yaşam tecrübesi/eğlence gibi düşün. Zaten ana transkriptinde orda aldığın notlar yazmayacak ve ortalamaya dahil olmayacak, sadece geçti olarak gözücek. Münih Teknik çok güzel bir okul, ben de başvuru yollayacağım bu yakınlarda. Umarım istediğin gibi olur. |
Öncelikle cevap için çok teşekkür ederim. :) İrlanda'da da aynı. Normalde 3 yıl Bachelor's eğitimi var. Fakat master'a başlamadan önce, eğer master yapmak istiyorsanız ön bir eğitim(pre-master) daha alıp "Bachelor's Honours Degree" denilen dereceye sahip olunmasını istiyorlar. Aynen İngiltere gibi. Türkiye'deki lisans programları zaten 4 yıllık olduğu için, Türkiye'den mezun olan öğrencileri pre-master eğitimine sokmadan, direkt olarak yüksek lisans programlarına kabul ediyorlar. Tabii ki IELTS ve not ortalaması vb. şartlar sağlandığı sürece, direkt olarak master programından başlanabiliyor ve Full-Time master 1 yıl sürüyor. Yüksek lisans sırasında, -istenilen yerde ve alanda- okul dönemlerinde yarı-zamanlı, tatillerde tam zamanlı çalışma izni var. Yüksek lisans tamamlandıktan sonra, ekstradan 1 yıl boyunca tam zamanlı çalışma izni veriliyor. Çalışma izninin bulunması, master yapmayı biraz daha çekici hale getiriyor. Ne yapmak istiyorum? Aynen, Software Engineering vb. tarzı şeyler istiyorum. Teknik kısım yani. Tecrübe edindikçe, yöneticiliğe doğru olabilir. Lisans bitmek üzere. Stajın dışında ufak çaplı iş deneyimim oldu, yani bir tecrübem var demek zor. Bir önceki mesajımda, yüksek lisansı en az 1 sene sonrası için düşündüğümü söylemiştim. Türkiye'de özel sektörde tam olarak çalışmadan, direkt yüksek lisansa gitmek istemiyorum. 1 sene sonrası için düşünmemin sebebi, Türkiye'de 1 yıl iş deneyimi yapmak. Güzel bir algoritma olmuş kariyer planı için. :) Çok da aydınlatıcı olmuş. Başka bir şey sorayım. Yurtdışında iş bulma açısından. Bizim diplomaların, oralarda tanınırlık durumu nedir? Yani, Türkiye'de Bilgisayar Mühendisliği mezunu + 1 yıl iş deneyimine sahip birisinin yurtdışındaki okullarda yüksek lisans yapmaya gitmeyip, direkt iş başvurusu yapması ve o şirketlere girebilmesi mümkün olabiliyor mu? Yoksa, oralarda çalışmanın kapısını açacak tek şey öncelikle oralarda yüksek lisans programlarına kabul edilebilmek mi? Okul ismi bu durumda çok önemli mi bilmiyorum. İstanbul Üniversitesi'ndeyim. |
Valla irlanda'ya giden bilmiyorum ama Ingiltere okullari iyi olmasina ragmen calisma izni konusunda baya kotu. Bir arkadasim Imperial College'da Master yapmasina ragmen orada kalamadi. Ha simdi Avustralya'da calisiyor ( Imperial'den mezun olduktan sonra kendi ulkesine dondu 3-4 yil calistiktan sonra Avustralya'ya geldi). Orasi gibiyse ugrasma, sunu kesinlikle unutma universitelere ASLA INANMA! Internette facebook sayfasidir, forumdur vs si vardir illaki oradan insanlara ulas bu bolumu okumak istiyorum yabanciyim, var mi EU vatandasi olmadan burda okuyup kalan, yaptiysan nasil yaptin, kac kisi kaliyor kac kisi gidiyor vs diye sormak lazim (1. elden). Gelelim okumak istedigin bolume, iste buna sen karar vericeksin o zaman. Ama dedigin gibi teknik basliyorsun, genelde zaten Software Engineer olarak calisanlar, kapasitesi yetmiyor veya yapamiycak gibi oluyorsa 6-12 ay civari pozisyonunu degistiriyor. Acikcasi okurken nasil yerde ne sekilde tecruben oldu bilmiyorum. Benim yaklasik 15-16 aylik deneyimim oldu ve en uzun olani Oracle ileydi. Oradayken gayet iyi anladim nasil bir hayat bekledigini. Mezun olduktan sonra calistigim yerde ise yazilimci olarak baslayip (ki universitede deneyim de kazanmamis) sonradan tester veya business analyst e cevirenleri de gordum. Eger is deneyimlerinin gayet iyi oldugunu dusunuyorsan ve bunu yapabilecegini dusunuyorsan go for it :) dedigim gibi 1 yil sonunda belki kendini teknik olarak eksik hissetmezsin, liderlik pozisyonlari icin de erken olabilir iste o zaman calismaya devam et. 1 yil diye sinirlama kendini, ozellikle halinden memnunsan bozma bu durumu. Ben TR'de okumadim lisansimi o yuzden ne kadar zor kolay bilmiyorum fakat Silikon Vadisindeki en cok Turkler, Ankara'dan ODTU ve Bilkentten geliyor. Microsoft birde ODTU den her yil ogrenci almak icin Seattle dan adam gonderiyor. Yani isimden cok baglantilar onemli. Ha problem ne dersen, son iki yildir H1B vizesi (ABD deki calisma vizesi) cabuk dolar oldu. O yuzden sen seneye mezun oldugunda o senenin vize basvurulari coktan dolmus olur, bir sonraki seneye de is veren zor bulursun (ne diye 10 bin dolarini sana versin adam, vizenin cikip cikmayacagi bile garanti degil). Facebook bile benim resume mi ben mezun olurken cok begendi, fakat vize yuzunden adamlar mulakatlara baslamadilar. ABD den sonra en iyi ulke ne dersen Kanada derim. Hem yeterince is var (bu konuda), hemde maaslari ortalamanin ustunde (ABD kadar olmasada) |
Çok teşekkür ediyorum yanıt için. :) İngiltere eğitim olarak gerçekten süper. Ama çalışma izinleri olayları tamamen askıya alınmış diye duydum. Hem okurken, hem de okuduktan sonra verilen çalışma izinleri kaldırılmış. İrlanda, bu açıdan avantajını koruyor. :D Bir de niye İrlanda ne bu sevda dersen, geçtiğimiz yaz orada bulunma fırsatım oldu. Gerçekten muazzam bir ülke. Çok sevdim, bunun etkisi büyük. :) Türkiye'de hiç çalışmadan, Dublin'de yüksek lisans yaparken çalışan ve yüksek lisansı bitirdikten sonra halen o şirkette devam eden bir arkadaşım var. Gel buralara diyor. O Computer Science üzerine devam etti. Taught Master dediğimiz, bizdeki Tezsiz Yüksek Lisansa karşılık gelebilecek master programını tamamladı. İşi buradan gitmeden önce mi buldu orasını bilmiyorum. Onu özellikle öğrenmek gerekiyor. Okurken bir firmada çalıştım. Kısa süreli. Ama çok büyük bir deneyim diyemem kendi adıma. Algoritma bilgimi yenilemeye çalışıyorum, sıkıntı çekebiliyorum bazen karmaşık problemlerde. Bu dönem yoğun bir program uygulayacağım kendime, bilgilerimi pekiştirmek için. Tester/Business Analyst alanları da ilgimi çektiği için, zaten ondan Business alanında mı CS'e mi yüksek yapsam diye ikilemde kaldım. Sanırım bunun cevabını kendi kendime, iş hayatına tamamen başladıktan sonra bulacağım. :D Kanada'yı çok duydum. Belki orası da olabilir. Ama master eğitiminin 2 yıl olması beni düşündürüyor. Hatta tek düşündüren de bu diyebilirim. Kafam karışık. Ne zaman master yapsam... Ne alana yapsam.. :) Sanırım zaman belirleyecek. |
Maaşlara irishjobs.ie adresinden bakmıştım. Neti, brütü hep unutmuşum ben olaya bak. :D Abi çok iyi açıklamışsın. Şevk kırmakla ilgisi yok, doğru olanlar bunlar gibi görünüyor. Anlattıkların acayip mantıklı geldi çünkü. Gerçekten bu açıdan analiz etmeyi hiç akıl edememişim. Acayip atlamışım. Çok teşekkür ederim. :) Dün okuduğum birkaç yazıdan sonra daha İrlanda'da çalışma düşüncem biraz sekteye uğramıştı. Senin analizin oldukça mantıklı olmuş. Şu an tek çekici gelen, İrlanda'da da sadece master eğitimi. Çalışma fikri daha uzak gelmeye başladı. Madem maaşların durumları da böyleyken vergilerle vs... Ama eğitim açısından, master açısından başarılı bir yer. Eğitimleri kaliteli ve 1 yıl sürmesi de avantaj. Bu konuda İngiltere modelini benimsiyorlar. O zaman birkaç şey daha sorayım. 1 - Finlandiya ve Norveç'te yüksek lisans eğitimi ücretsiz, çalışma izinleri de İrlanda ile aynı usüllerde.(NON-EU olanlar haftada 20 saat part time, tatillerde 40 saat, okuduktan sonra 1 sene çalışma izni. Norveç'e bakmadım da Finlandiya böyleydi) Oralarda durum nasıldır? Eğitimlerinin kaliteli olduğunu duyuyorum. Ya çalışma şartları? 2 - Kanada'da bizim diplomaların tanınırlığı ile ilgili problemler olabilir mi peki? Orası için de masterları araştırayım en iyisi. :) |
Dostum ne demek. Bende zamaninda senin yapicagin hatayi yapip Avustralya'ya geldim. Gelmeden once Turkiye'de oo yeni mezun maaslari 60 bin dolar, okurken calisma izni de var vs diye geldim buraya. Okurken surekli is aradim 2. yilimda anca bulabildim. Mezun olduktan sonra yillik 62 bin dolara is buldum, vergisiydi, zorunlu emeklilik fonuydu susuydu busuydu derken cebime aylik gecen para $3500 civari oldu. Allah'tan baska bir is buldum degistirecegim yakinda, maasimda artacak. Benim gibi yapmayip ABD'ye veya Kanada'ya giden bir kac tanidigim ise parayi kirdi. ABD'de yillik 100 bin dolarin altina calisan tanimiyorum (yeni mezun Computer Science). Vergiden sonra da 70 bin dolar civari ediyor (100 bin brutun). Hatta bazisi uyaniklik edip 3-5 firmaya ayni anda mulakat yapip hepsiyle kontrati ayni ana denk getirmeye calisiyor ki en ustteki iki firmayi birbiriyle oynatip Google gibi bir yerden yillik 110 bin dolar maas + 70 bin dolar stok + bonus seklinde universite mezunu olarak anlasiyor. Finlandiya icin gelirsek. Zamaninda bende arastiriyordum fakat 2015 sonrasi parali olacak deniyordu. Simdi birdaha baktim, parali olma tasarisi kalkti deniyor. Gidilebilinir. Norvec icin ise simdi baktim: http://www.udi.no/en/want-to-apply/work-immigration/skilled-workers/?c=tur#link-816 Is vizesi isvicre gibi degil. Diplomasi ve is teklifi olan herkes aliyor gibi fakat is durumu nasildir hic bir fikrim yok. Kanada'da diplomanin taninirligi derken, universitelerin master icin diyorsan olmaz. |
Açıkcası yurt dışı masterından sonra bir software developer olarak Türkiye'de çalışırsan masterda harcadığın para ve enerjinin karşılığını alamayacağını düşünüyorum. Türkiye'de zaten aman aman işler yapılmıyor, geneli bildiğimiz son kullanıcıya yönelik uygulamalar, programlar vs. Senin masterda edindiğin birikim bu işler için çok da önemli olmayacaktır. Bu sebeple yurt dışında bir süre iş tecrübesi de edinip buraya döndüğünde yüksek bir pozisyondan başlamalısınki yaptıklarının karşılığını alasın. Tabiki bunlar benim çevremde işe giren arkadaşlarımlarından ve bildiğim şirketlerden örnekler. Açıkcası ben önümüzdeki en azından 10 yılı yurt dışında geçirmeyi düşünüyorum ve Türkiye'de çok sağlam bir pozisyon olmadıkca buraya dönmeyi pek düşünmem. Amerika'da kazanabilceğim para ve sürdürebilceğimi düşündüm hayat kalitesini göz önüne alınca Türkiye'deki hayatımdan fersah fersah önde olabilceğini tahmin ediyorum. |
Boyle bir planin varsa Amazon'da calis ![]() Calisma sartlari kotu (fazla calistirirlar vs). Fakat ozellikle AWS tarzi seyleri cok innovative. Peki neden Amazon'da, Google degil dersen. Amazon'da 7-10 yil calistiktan sonra, eger yeni proje varsa sena Software Development Manager teklifi yaparlar. Bu teklifte, sana takimini kurmani ve proje ile ilgili seyleri isterler. Iste bu anda, ikna edebiliyorsan, ben takimimi TR'de kuracagim diyip TR'de kurabilirsin ![]() |
Hocanın tanınırlığı tabiki önemli, sıradan bir instructor'dan referans almak var, bir prof.tan referans almak var. Ayrıca şöyle düşün Harvard gibi bir okuldan Ph.d almış ya da başka dereceler almış bir adamın senin hakkında şöyle iyi, böyle iyi diye bir anlatım yapması gerçekten çok önemli.
Zaten hocalar önüne gelene referans yazmak istemiyor, eline mi yapışcak yazsın tarzı düşünemeyiz. Çünkü herkese referans olursa ilerde o hocanın referansının değeri düşer, o yüzden hocalar da ellerinden geldiğince dikkat ediyorlar referans verdikleri öğrencilere ve yazdıkları yazılara. Benim hocalarımın 3ü'de Amerika'da Ph.d almıştı ve ünvanları da oldukça yüksekti, kesinlikle çok artısı olduğunu düşünüyorum kabul almamda.
Aslında bu olayı ben taa lisedeyken farketmiştim. O zamanlar Bilkent yurt dışında hep en yüksek sıralamayı alırdı Türkiye'den ve yurt dışı bağlantıları tartışmasız en iyi okuldu. Şu an Odtü'te gayet iyi ancak ben hala Bilkent'in bu konuda ilk sırada olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple Bilkent'i tercih etmiştim ve gerçekten de başvuru dönemlerinde çok işime yaradı, doktora için düşük bir ortalamaya sahip olmama rağmen gayet iyi bir okuldan kabul aldım ve hocalarıma borcumu ödeyemem bu konuda.
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle