Yetkili servisler boya korumasını kötü yapıyor, ama araç bakım firmaları iyi yapıyor değil. Anlatmaya çalıştığım şey, bence boya korumasını hiçbir yerde yaptırmamanız gerektiği. Polisaj makinesi, boya üzerinde çok hassas bir alettir. Gereken özen-bilgi-tecrübeden yoksun birisi, en iyi ihtimalle, boyada küçük harelenmeler oluşturacaktır. En kötü ihtimalin ise sonu yok. O en kötü ihtimallerden birisi, önceki mesajımda bahsettiğim, arabamın boyasının, daha bana teslim edilmeden evvel geldiği hal: < Resime gitmek için tıklayın > Arabanız önce parlayacak ve siz memnun olacaksınız. Parlaklık geçtikten sonra da boyaya verilen zararın boyutu ortaya çıkacak. Size, "şu firmanın şu bayisi çok iyi boya koruması yapıyormuş" diyen arkadaşlarınız olabilir. Ancak o arkadaşlarınız, son tahlilde polisaj makinesini kullanacak olan elemana kefil oluyorlar mı? Kefil oluyorlarsa, ya da boya korumasını yapacak olan kişi bir tanıdığınız-arkadaşınız ise ve gereken bilgi-tecrübeye sahip, özeni de göstereceğine eminseniz, o zaman yaptırın. Ancak, polisaj makinesini kullanacak olan elemandan emin olamıyorsanız, büyük ihtimalle bir elinde sigara, diğer elinde polisaj makinesi olan bir çalışan, çalışırken makineyi boyadan dahi kaldırmadan sigarasından çeke çeke arabanızın boyasını eskitecektir. Boya korumasının dışarıda yaptırılıp yaptırılmaması meselesi bir yana, sıfır boyaya bu işlemin uygulanmasının doğru olup olmadığı da başka bir mesele. Kullanım kılavuzunda şöyle diyor: >> "Yeni bir araç ilk birkaç ayında sadece elle yıkanmalıdır. Bunun nedeni boyanın yeni olduğu için daha hassas olmasıdır." >> "Yüzey boyası matlaştığı zaman boyaya ekstra koruma sağlamak için, aracınıza pasta ve cila uygulayınız. Bir yıldan önce aracı cilalamanız gerekmez." >> "Yalnızca Volvo tarafından önerilen boya uygulamalarını takip edin. Muhafaza, kaplama, koruma, cilalama veya benzeri işlemler boyaya zarar verebilir. Bu tarz işlemlerden doğacak boya zararları Volvo garantisine dahil değildir." Ayrıca Volvo boyasının, daha çevreci ve daha hassas olan su bazlı bir boya olduğunu hatırlatayım. Şimdi mantık yürütüyorum: "Eğer yeni arabamın su bazlı boyası, bir kaç ay boyunca sadece elle yıkamamı gerektirecek kadar hassas ise, arabamı teslim almadan(ya da hemen sonra) polisaj makinesiyle bir bakım işlemi yaptırmam ne kadar doğrudur?" Benim açımdan bu sorunun cevabı net. Benim anladığım, ilk birkaç ay boyunca boyaya ekstra özen göstermeliyiz, ve polisaj makinesi içeren herhangi bir işlem yapmamalıyız. Her şeyi elle yapmalıyız. Polisaj makinesi kullanılacaksa bile boyanın tazeliği geçtikten sonra kullanılmalı. Sanırım artık, yolda gördüğünüz süper lüks arabaların boyalarının, neden resimdeki kapımın boyası gibi olduğunu anlamışsınızdır. Arabamızın boyasını, önce kendimizden korumalıyız. Saygılar. |
Çok faydalı bir açıklama. Teşekkürler Sn Kurzweil |
Tesekkurler Sn Kurzweil, araca kimseyi dokundurmuyorum ![]() |
O zaman benzer hassasiyeti kaput filmi için de göstermemiz lazım. Boya daha hassasken filmle kaplayınca, sonra filmi sökme vakti gelince boyayla birlikte geliyor o zaman... Ya yaptırmamalı ya da biraz beklemeli sonucunu çıkarttım ben tüm bu açıklamalardan... |
Karayolları Trafik Yönetmeliği, madde 63, son satır; "Ayrıca, taşıtların camlarının görüntüyü değiştirecek seviyede renkli kullanımı veya camların üzerine renkli film tabakaları yapıştırılması yasaktır." |
Sakarya 4. Sulh Ceza Mahkemesi, aracının camına siyah film taktırdığı gerekçesiyle trafik ekiplerince 154 lira para cezası uygulanan Sakarya Barosu avukatlarından Vacit Öktem’in başvurusu üzerine, ‘araç camlarına film takılmasının yasal olarak suç teşkil etmediği’ görüşüyle cezayı iptal etti. Avukat Vacit Öktem “Trafik ekipleri kanunu farklı yorumluyorlar” dedi. Sakarya Barosu avukatlarından Vacit Öktem, 4 Haziran 2012 tarihinde kendisine ait araçla Adapazarı Adliyesi’nden bürosuna gelirken, Sakarya Emniyet Müdürlüğü Şehiriçi Trafik Şube Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı kontrollerde, aracının camında siyah film olduğu gerekçesiyle ceza uygulandı. Trafik ekipleri, Karayolları Trafik Kanunu’nun 30/1-b maddesinden dolayı 154 lira para cezası kesince Öktem cezanın kaldırılması için mahkemeye başvurdu. İtirazı inceleyen Sakarya 4. Sulh Ceza Mahkemesi Öktem’i haklı bularak Sakarya Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen trafik cezasını iptal etti. Mahkeme iptal gerekçesinde şunları yazdı: “Anılan madde kapsamında ceza uygulaması yapılabilmesi için araçta görüşü engelleyecek veya bir kaza anında içindekiler için tehlike olabilecek süs, aksesuar eşya ve çıkıntıların bulunması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda itirazcıya ait araçta bu kapsamda bir süs, aksesuar, eşya veya çıkıntının bulunmadığındın tespit edilmiş olması karşısında, kanuna aykırı olarak düzenlenen idari para cezasının iptaline dair hükümler kurulmuştur. Trafik cezasının hukuki dayanaktan yoksun olması nedeniyle idari yaptırım kararının kaldırılmasına.” Polis yanlış yorumluyor Öktem, mevcut şartlarda ceza kesilmesinin hukuka uygun olmadığını belirterek, “Trafik müdürlüğünün uygulaması maalesef yürürlükteki yasaya uymuyor. İlgili yasa sürücünün sürmesini engelleyecek çıkıntı veya benzeri eklentileri kapsıyor. Yasada ’dışarıdan görüşü engelleyecek filmlerin araca yapıştırılması yasaktır’ demiyor. Mahkeme filmlerin görüşü engellemediğine karar verdi. Mahkemenin bu kararı Türkiye için geçerli bir karardır. Yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar, araçlarında film olan kişilerin bu filmleri sökmeleri gerekmez.” |
arkadaşlar bu işi uzun uzadıya tartışmamnın anlamı yok.olaya sadece sıradan vatandaş gözüyle de bakmanın bir fayda sağlayacağını düşünmüyorum.bu cam filmi kararı bundan önce kamu oyunda da tartışıldı ve bunun sakıncasının sadece güvenli sürüşle alakalı olmadığını,ülke özelinde yaşanan resmi ve sivil hedeflere yönelik terörist saldırı veya başkaca suçlara(gasp-soygun-adam kaçırma vs.) zemin hazırlaması-kolaylaştırması sebebiyle yargıtay tarafından bu durum sınırlandırıldı ve ab standartları referans alındı.bu referans ise ön cam ve ön kapı camlarının %70 oranında transparanlık değerine sahip olması,arka cam ve arka kapı camlarında ise tam değerini bilmesem de yine sınırlandırıldı. |
tabi farklı olan yerel mahkeme kararları var.daha bugün bir medya maymununun hem alkolmetreye üflemediği hemde kan örneği vermediği gerekçesiyle takdiren alkollü olduğu kanaatine varıldığı doktor tarafından değerlendirildikten sonra polisin ehliyetine el koymasının yanlış olduğuna karar vererek ehliyeti geri verildiği haberi verildi bazı medya organlarında.evet ehliyet geri verildi ama o bayana bu konuyla ilgili hakkında 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldığını kimse vermiyor.şimdi böyle bir durumda alkolmetreye üflemeli mi yoksa 6 yıla kadar hapis istemi ile davada kendini savunmalı.eğer alkollü değilse kim niye karşı çıkar bu uygulamaya. |
Tartışma yaratmakla alakası olmayan bir durum bu. Nitekim yöresel polis memurlarının kendi kararlarına kalmış bir durum söz konusu. Başı sıkışan veya böle bir uygulamayla karşılaşan kullanıcıların bilgilendirmek amaçlı olarak konuşuyoruz şurda. ilk arabamdaki filmler ile nerdeyse tüm Türkiye yi gezdim. En koyu filmler mevcuttu. Çok şükür bir sıkıntı yaşamadım. Ancak kışın arabanın içinin çok karanlık olması heleki yağmurlu havalarda, bazen görüş sıkıntısı yaşattığını belirtmeliyim. |
Cam filmi konusunda pratik işleyiş olarak; araçlar "hafif kusurlu" sayılarak muayeneden geçebiliyor. Filmin serbest bırakılması yönünde söylentiler ortaya çıktı ancak uygulamada değişen bir şey henüz yok. Polisler halen bu araçlara ceza yazıyor. Siz belki uğraşıp mahkemeden cezayı kaldırtabilirsiniz. Bir başka hakim ise farklı karar verebilir. Cam filmi serbest kalırsa bu sefer de devlet diyebilir ki "izin verilen firma(lar)dan alınmış şu numaraya (geçirgenliğe) kadar olan filmin faturasını vs getir ruhsata işlet". Siz diyemezsiniz ki "ben daha önce yaptırdım" çünkü o zaman yasal değildi. Belki de her türlüsü tamamen serbest kalır; düşük olasılık. Sonuçta pratik uygulamada cam filmi yüksek riskli bir işlemdir. |
SN TOEDOR, film gerçekten risk. Konunun sapmaması için son olarak mesaj atıyorum. Amacımız fikir alışverişi sağlamak. Tsk |
Klimanın veya havalandırmanın nereye üfleyeceğini yönlendiren düğmelerin, hangisi on aktif ise bir soft ışıkla ışıklandırılması gerekirmiş. ÇÜnkü, ekran ilk açıldığında video oynatan bir durumdaysa, klimanın hangi konuma üflediği belli olmuyor.. Sabri Bey'e selamlarımla :) Sabri Bey, bu arada, geliştirme ile ilgili attığım maile hiçbir tepki gelmedi Sensus ekibinden :( |
Arkadaşlar bu arabada ön sis farı gerçekten yok mu, benim mi gözümden kaçıyor?? |
Maalesef yok. |
Az önce aksesuar işi için konuştum, öğrendiklerimi sizlerle de paylaşayım. Kış lastikleri 235-45-17 ebadında Michelin ve Continental varmış, ikisi için de tanesine 550TL dedi Konya Otokoç. Ankara'daki kendi lastikçimle de konuştum (Mustafa Saatçi), onlar da aynı fiyatı verdiler. Aksesuarda kamera için kampanya devam ediyormuş, 3000 Tl aksesuar alırsam ön kamerayı hediye edeceklermiş. Lastikler aksesuardan sayılmıyormuş, "kardeşim lastikleri evde salona mı asacam onları da arabaya takıyoruz işte" argümanıyla biraz ısrarcı oldum ama sonuç değişmedi. Arka kamera için 2300TL fiyat aldım. Bayi 1250'ye de ön park sensörü takalım, ön kamerayı da hediye edelim teklifinde bulundu. Ben de ön park sensörünü çok gerekli görmeyip, bana 700TL'lik ne verirsiniz 3000'e tamamlayalım ön kamerayı da alayım diye sordum, ve cevap olarak bagaj havuzu ve gözlük tutucusu alabilirsiniz dediler. Bu derece gereksiz iki şeye 700 TL vermektense, 1250TL verip ön park sensörü alacağım galiba... |
Ama, bu durumda cebinizden 700 TL yerine 1250 TL çıkmış olacak ve gözlük tutucu, bagaj havuzu ve ön kamera yerine sadece ön kamera almış olacaksınız. Eğer arka kamerayı almaya karar verdiyseniz (ki bir önceki sayfayı okursanız ücretinin 2000 TL olduğunu belirtmiştik) ilave birşeyler alarak 3000 TL'ye tamamlayıp ön kamerayı hediye olarak almak daha mantıklı bir ticaret gibi görünüyor :) Tabii, illa ki ön kamera da almayı düşünüyorsanız.. |
Evet, haklısınız.. Bu sebepten, birkaç gün dişini sıkmalı yeni araç alan arkadaşlar bence..