Nasıl iş hayatında çalışanın performansı arttıkça pozisyonu ve maaşı artıyorsa futbolumuzda da böyle bir sisteme ihtiyacımız var bence.
Malesef bizim oyuncular profesyonellikten çok uzaklar. Elin adamı antremandan sonra saatlerce ekstra çalışma yaparken bizimkiler evin yolunu gözetliyor sürekli. Ama bilmiyor ki azıcık gayret etse o genç dinamik yıllarını gezip tozmakla harcamak yerine ekstra çalışmaya ayırsa daha iyi oyuncu olacak, daha çok kazanacak, Avrupa'da hatta dünyada ismini duyuracak vs. Ama bizimkilerde o bilinç, o olgunluk yok malesef. Çünkü nasıl olsa 2-3m euroları götürüyorlar,niye ekstra efor sarfedeyim ki zihniyetindeler. Malesef millet olarak da genel yapımız böyle aslında, yumurta kapıya dayanmadan veya birileri zorlamadan bir işin kıymetini bilmiyoruz, hep savsaklıyoruz, üşengeçlik yapıyoruz, boşvermişlik yapıyoruz vs. Kısaca disiplin yok bizde disiplin. Bizimkiler parayı görünce şımarıyor, havalara giriyor, rehavete kapılıyor. Bir boşvermişlik, aman nasıl olsa paramı kazanıyorum zihniyeti var. Bunu sadece dünkü maç için söylemiyorum son yıllarda milli maçlarımızda bu şekilde bir tablo görüyorum ben.
Aslında bunu kulüpler bazında da görüyoruz ama farketmiyoruz. Geçen seneki CL çeyrek final ve EL yarı final maçlarına gelene kadar hangi Türk oyuncumuz göze battı, takımı alıp sırtladı, galibiyete taşıdı? Dikkat edin yabancılar daha ön planda oldu hep. Aslında bu yıllardan beri böyleydi. 2000 yılı Galatasaray kadrosundan beri performanslarıyla takımında ön plana çıkan ve bunu kariyeri boyunca sürdüren yerli oyuncularımız olmadı hiç. İstisna olarak bir tek Arda'yı sayabilirz bu konuda.
Madem bizim oyuncular kendi çabalarıyla gelişmiyorlar, o zaman tabiri caizse zorla yapılabilir diye düşünüyorum.
Ne kadar uygulanabilir bilmiyorum ama şöyle bir fikir var aklımda.
Ligimizdeki yerli oyuncuların yıllık maaşları milli takıma seçilmelerine ve elde ettikleri başarılara göre dinamik olarak değişecek. Milli takımın başarısına endekslenecek yani. Bütün maaşlar TFF denetiminde olacak. Taban-tavan şeklinde belli maaş değerleri olacak. Mesela hiç milli olmamış oyuncu için bir tavan maaş olacak Örnek olarak veriyorum mesela 750 bin €. Milli takıma seçilmiş olan oyuncu için bir taban ücret (bir öncekinin tavanı olacak şekilde 750 bin € diyelim) olacak. Şimdi gelelim asıl meseleye. Milli takım her başarı elde ettiğinde milli oyuncular için bu taban fiyat yükselecek. Mesela dünya kupası yada Avrupa şampiyonası eleme gruplarından 1. çıkılması halinde taban ücret 1,5m € olacak. Eğer 2. olarak gidilirse 1,25m €. Gidilen kupada alınan her başarı içinde aynı şekilde fiyatlar yükselecek. Çeyrek final için 2 yarı final için 2,5 final için 3 kupa alınırsa 3,5 gibi. Başarısızlık durumunda ise tavan fiyatlar devreye girecek, gerekirse maaşlar düşürülecek.
Oyuncular milli takımda her başarı elde ettiğinde maaşlarının artacağını bildiği için sürekli başarılı olmak ve kendilerini geliştirmek zorunda olacaklar. Başarı yoksa para da yok arkadaş.
Artı olarak böyle bir sistemde yabancı sınırını da rahatlıkla serbest bırakabilirsiniz. Şöyle ki mesela milli olmamış genç bir oyuncu maaşının artması için sürekli gelişmek ve daha iyi oynamak zorunda olacak. Tabi bu sürede az maaş alacağı için bu kulübünün de işine gelir. Milli takıma gidip belli başarıları elde ettikten sonra da kulüp isterse güzel bir bonservis karşılığı oyuncuyu satar, gittiği takımda yüksek maaş alır, isterse de oynatır kulubünün başarısına katkıda bulunur. Bu da tam da bizim Anadolu takımlarının yaptığı iş zaten.
Diğer yandan kulüp zenginse bastırır parayı istediği kadar yabancı oynatır, yada altyapıdan yerli çıkarıp hem ucuza oynatır, hem de kaliteli yabancılarla gelişimini destekleyerek yıldız haline getirir.
Dediğim gibi ne kadar uygulanabilir, ne kadar faydası olur emin değilim ama bu sistem işe yarar gibime geliyor. Maaş değerlerini de örnek olarak belirledim. Duruma göre ayarlanır değerler.
3 büyük kulüplerde olup bırakın milli olmayı ilk 11e hatta ilk 18e bile girmeden yüksek maaş alan oyuncular var ligimizde hepimiz biliyoruz örnek vermeme gerek yok. Bu sistemde böyle saçmalıkların da önüne geçilmiş olur. Daha çok para kazanmak istiyorsan oynayacaksın arkadaş, oynamıyorsan da aldığın maaşa razı olacaksın. Yok öyle 3 kuruşa 5 köfte.
Tabi diğer yandan altyapı faaliyetlerimizin kalitesi, hocaların kalitesi vs. gibi parametreler de var işin içinde. Ama en azından başta bahsettiğim gibi oyuncuyu maddi anlamda zorlamak, motive etmek ve tabiri caizse gaza getirmek için böyle bir sistem olabilir.
Belki saçma sapan hiç olmayacak şeylerden bahsediyorum ama artık bu işe radikal bir çözüm bulmamın vakti geldi bence. 30 yıllık hayatım boyunca milli takımımızı sadece 1 defa dünya kupası oynarken izleyebildim, onda da 3. olduk. 3 defa Avrupa şampiyonasında izledim bir 3.lük bir çeyrek final oynadık. Diğeri de (1996) ilk katılmamızdı zaten 0 çektik. Demek ki bizde potansiyel var abiciğim. İsteyince bir şeyleri başarabiliyoruz demek ki. Ama ısrarlı bir şekilde istemeyip savsakladığımız zaman hüsrana uğruyoruz, kahroluyoruz, ah ulan keşke başında şöyle olsaydı vs. diyoruz. Çünkü başarabileceğimiz bir şeyi saçma sapan sebepler yüzünden başaramamak zorumuza gidiyor. Bir yada birkaç futbolcunun çeşitli nedenlerle performansının yerle bir olup saçma sapan oynamasının yüzünden başarıyı kaçırmamız zorumuza gidiyor. Her turnuvada aynı şeyleri yaşıyoruz, başta oo iyi grup kesin 2. oluruz hatta zorlarsak 1. yiz diyoruz ama saçma sapan şeyler yüzünden 2. bile olamıyoruz yada play-off ta elenip turnuvaya bile katılamıyoruz. Azıcık gayret edip katılınca da olanları görüyoruz işte.
Şu forumda çoğumuzun hayatı boyunca çalışarak bile kazanamayacağı paraları 1 yılda alıp da ellerine yüzlerine bulaştırıp bizi ülkece rezil etmeleri inanın çok zoruma gidiyor. Sizin de öyledir eminim. Eğer bu şekilde gidersek ligde milyon eurolar kazanmasına rağmen milli takıma hiçbir başarı yaşatmayan oyuncularla dolu garip bir ülke haline geleceğiz.
Bence sorun altyapıda ..Tabi sadece altyapı değil ama en büyük sorun orda..Oyuncular en başta profosyonel yetişmiyo..Bana göre 3-5 adam (futboldan anlayan kendini ispat etmis) incelicek ve toparlayacak cünkü ne yöneticiler zaten futboldan anlamıyo..
altyapı mutlak değişmeli, gelişmeli tabiki ama altyapı sadece futbolcular için gelişmemeli hocalarıda yeniden eğitmeli çünkü: evt futbolcularımızın büyük bölümünün teknik kapasitesi kısıtlı ,futbol zekaları yeterince gelişmemiş bulunan pozisyonları değerlendirme konusunda yetenekli değiliz, kondisyon sorunumuz var vesaire. ancak ne olursa olsun futbol oyununda bu olumsuzların yanında rakibe göre farklı meziyetler ön plana çıkartılabilirse güçlü rakiplerinizle oynarken de mucizeler dışında kazanma oranınız yükselebilir.
ama bunun için sahadaki futbolcuların çok daha iyi yönetilmesi koordine edilmesi gerekir.demek istediğim rakibine göre teknik ve yetenek olarak eksiksin. peki nasıl kazanacaksın bu durumda. ?
hadi buyrun bu soruyu yanıtlamaya çalışın. son maçtan başlayarak. ?
Hollanda ile oynuyorsun , pozisyonlar veriyorsun bi şekilde gol veya goller yiyiyorsun. sende 4-5 tane pozisyona giriyorsun bi şekilde ama teknik yetersizlik kabiliyet , acele karar verme eksikliği ne derseniz diyin veya dilediğiniz tüm olumsuzlukları ekleyin , ama oraya takılmayın, bunlar oluyor, olacak peki ama nasıl kazanabilirdin ? yani bu eksiklerimize rağmen nasıl kazanabilirdin ?
bu bir sorudur , kazanamazdın demek için yazmıyorum yanlış anlaşılmasın.
kazanmak için sahada yapamadıklarımız ortada, yapmamız gerekip yapamadıklarımızı boşverin , bunlara rağmen ne yaparsak kazanabilirdik bunu söyleyebilirseniz bence türk futbolu o zaman gelişime açık olur. ama önce oynatanlar açısından gelişmelidir.
İlk mesajımda belirttiğim gibi altyapı tabiki önemlidir arkadaşlar. Hatta hep hoca ve eğitmen faktörünün en önemli şey olduğunu savundum bugüne kadar, hala da savunuyorum fakat benim son zamanlarda farkettiğim ve belirtmek istediğim şey oyuncu faktörü.
Ekip halinde başarı elde edebilmeniz için sistemin bütün parçalarının eksiksiz hatasız olması gerekir. Yada en azından hataları minimuma indirgemek. Açıkçası son yıllarda ben bu sistemin en zayıf halkasının oyuncular olduğunu düşünüyorum. Tabi Avcı faktörü de vardı son 2 yıldır bunu da ilave etmek gerekir, o konudan bahsetmeye gerek bile görmüyorum. Adamın ne hale getirdiği ortada zaten.
Benim istediğim şey şu. 2000 Uefa kupası final maçında sakatlanmasına rağmen oyundan çıkmayıp canını dişine takıp ölümüne devam eden Bülent Korkmaz'daki cesareti istiyorum, 2008 avrupa şampiyonası çeyrek finalde Hırvatistan'dan son dakika golü (119. dk) yememize rağmen oyunu bırakmayıp son saniye golü ile maçı penaltılara götürüp yarı finale çıkan ve yine aynı turnuvada çek cumhuriyeti maçını 2-0 çevirip 3-2 ye getiren oyuncularımızdaki azim ve disiplini istiyorum. Daha birçok örnek sayabilirim bunun gibi.
Tekrar ediyorum demek istediğim şey oyuncularımızdaki kişisel performans düşüklükleri. Motive mi olamıyorlar, psikolojileri mi bozuk bilmiyorum ama bu oyuncular canını dişine takıp oynamıyorum abiciğim. Son Hollanda maçında da bunu kabak gibi gördük. Her biri ayrı telden takıldı resmen. Biri bomboş kaleye vuracağına topu yere çarptırıyor, öteki kaleciyle karşı karşıya kalacakken topu 50m ayağından açıyor, öteki defanstan çalımla çıkmaya çalışıp topu kaptırıyor, öteki kaleye yavaşça sekerek gelen topu seyrediyor gol yiyoruz vs vs. Ben de size soruyorum hocam, bu saydılarımın altyapı ile hoca ile veya başka birşey ile alakası var mı sence? Ve son 2 senedeki maçlarımızı geriye dönüp dikkatlice izleyin çoğunda bireysel hatalardan dolayı kaybettik.
Hoca ve altyapı tabiki önemlidir fakat oyuncunun alabildiği kadardır bunu da unutmamak lazım. Oyuncunun gelişimindeki faktörlerden yarısı altyapı ise yarısı da kendi çabalarıyladır bence. Hadi diyelim ki altyapımız çok süper değil maksimumun yarısını verebiliyor, peki oyuncu kendi alabileceğinin ne kadarını alabiliyor acaba bir de bunu düşünmek lazım? Eğer kapasitesini zorlayıp kendi payına düşenin tamamına yakınını elde etse zaten ortalamanın üstünde oyuncu olurlar.
Bakınız Bosna Hersek örneğine. Adamlar 25 puanla 1. bitirdiler grubu. Daha önceki yıllarda da zorlamışlardı finallere gitmeyi biliyorsunuz. Adım adım gelişiyorlar yani. Peki bu gelişimin sebebi nedir sizce? Altyapı mı? Bosna Hersek gibi bir ülkenin ne kadar üst seviye bir altyapısı olabilir ki?
Bizim oyunculara en iyi td yi de getirip başlarına koysan, en iyi hocalara da eğitsen yine aklının bir köşesinde kendi bildiğini okuma potansiyeli var. Azıcık demoralize olsalar, gol yesek mesela, dağılıp gidiyorlar hemen, toplayamıyorlar bir daha. Terim motive konusunda en iyisi hatta dünyada sayılı dedik, o bile baş edemedi. Demek ki oyuncularda da var bir terslik.
Ve asıl demek istediğim de bu zaten, teknik yollarla motive olamıyorlarsa bari ekmeğinden kazancından kısacaksın, bak gör nasıl motive oluyorlar ondan sonra. Olaya teknik değil de sosyolojik açıdan bakıyorum bir nevi.
Mesela çalıştığınız işte yapmanız gereken işleri savsaksalasanız, aman banane yapmıyorum deseniz ve patronunuz da size hiç birşey demese ve tıkır tıkır maaşınız almaya devam etseniz üşengeç, hiç iş yapmayan biri haline gelirsiniz ve halinizden memnun olursunuz. Ama patronuz sizi işten atmakla veya maaşınızı yarıya düşürmekle tehdit etse mecbur işinizi yapmak zorunda kalırsınız. Ama bir yandan da ilk verdiğim örnekteki gibi patronu ses etmese dahi yine de işini hakkıyla yapan insanlar da olabilir değil mi? Bilmem anlatabildim mi?
Bu arada ekmeğinden kesmek derken adamları aç bırakmak anlamında demedim tabiki, sonuçta vasat bir futbolcunun bile ne kadar para kazandığını biliyoruz. Benim bahsettiğim daha fazla para kazanabilme fırsatını direk değil de şartlı olarak sunmak. Milli takımda başarılı olma şartı yani. Ha üşenen yine yapmaz, halinden menun olur, ama hırslanıp fayda sağlayan her takımdan 2-3 futbolcu olsa fazlasıyla yeter de artar.
verdiğiniz örneklerde ki maçlarımızı da gayet iyi hatırlıyorum, bambaşka bir inançla hırsla ve şevkle oynadık evt bşeyler başardık ancak demek istiyorumki kalıcı değildik, değiliz.
hocalardan başlamalı derken de ortada bi öğretmen ve öğrenci durumu var sonuçta.misal herkes eleme gurubu maçları için ne diyor: " ahhh Abdullah avcı " diyor. yani ona bağlıyor büyük bir kesim . yani öyle bir algı oturdu. dogrulugu tartışılabilir elbette. ben şu kısmına katılıyorum sadece fatih terim in tartışmalı gelişiyle birlikte g.saray- terim, milli takım vss derken medya da gündem yaratıldı, futbolcular ve türk halkı na dünya kupası elemelerinde olduğumuz hatırlatıldı ve uykudan uyanıldı. tek fark budur. teknik taktik bir fark yoktu iki hoca arasında.
işte bu yüzden diyorumki antranörlük kursunu verenlere kim kurs verecek 1. 2: futbolcu emekli olunca kursa gidip diploma alıp hoca oluveriyor. ee iyide kursu verenler ne biliyor ne veriyor bu emekli futbolculara onu bilemiyoruz. sorgulamak lazım. misal Bülent uygun un diploma notu kaç ? Abdullah hoca nın veya aykut hocanın veya samet hocanın notu nedir ?veya farkı nedir?
şimdi misal Abdullah hoca diyelim ki 4-5-1 oynatıyor , fatih hoca 4-4-2 oynatıyor. bu mudur yani fark. değişim, gelişim, yeni bir jenerasyon sadece bu farkla mı oluşacak, değişecek gelişecek.
oyun içinde yarattıkları fark nedir ? KOCA BİR sıfır. türk milli takımının da türk takımlarınında tek bildiği sıkıştığı anlarda doldurboşalt yapmaktan öte bişey değildir.hocalar fark yaratamamaktadılar. çünkü kendilerininde öğrendikleri yenlikçi herhangi bir şey yoktur.
buna hiddink vs de dahildir.
Hollanda maçında yenilen ilk gol : sadece % 60 volkan ,% 40 semih hatası fln değildir. bunu basite indirgerseniz bu tür golleri hep yersiniz.
bu gol nasılki rakibin bir taktiksel varyasyonu ise bizimde taktiksel hatamızdır.bu hatada payı olan sadece iki futbolcuya ait değildir.
f.bahçe de yıllar önce benzer bi golü sanırım yine kalede volkan var iken psv den yemişti. !!!!
Nasıl iş hayatında çalışanın performansı arttıkça pozisyonu ve maaşı artıyorsa futbolumuzda da böyle bir sisteme ihtiyacımız var bence.
Malesef bizim oyuncular profesyonellikten çok uzaklar. Elin adamı antremandan sonra saatlerce ekstra çalışma yaparken bizimkiler evin yolunu gözetliyor sürekli. Ama bilmiyor ki azıcık gayret etse o genç dinamik yıllarını gezip tozmakla harcamak yerine ekstra çalışmaya ayırsa daha iyi oyuncu olacak, daha çok kazanacak, Avrupa'da hatta dünyada ismini duyuracak vs. Ama bizimkilerde o bilinç, o olgunluk yok malesef.
Çünkü nasıl olsa 2-3m euroları götürüyorlar,niye ekstra efor sarfedeyim ki zihniyetindeler. Malesef millet olarak da genel yapımız böyle aslında, yumurta kapıya dayanmadan veya birileri zorlamadan bir işin kıymetini bilmiyoruz, hep savsaklıyoruz, üşengeçlik yapıyoruz, boşvermişlik yapıyoruz vs. Kısaca disiplin yok bizde disiplin. Bizimkiler parayı görünce şımarıyor, havalara giriyor, rehavete kapılıyor. Bir boşvermişlik, aman nasıl olsa paramı kazanıyorum zihniyeti var.
Bunu sadece dünkü maç için söylemiyorum son yıllarda milli maçlarımızda bu şekilde bir tablo görüyorum ben.
Aslında bunu kulüpler bazında da görüyoruz ama farketmiyoruz. Geçen seneki CL çeyrek final ve EL yarı final maçlarına gelene kadar hangi Türk oyuncumuz göze battı, takımı alıp sırtladı, galibiyete taşıdı? Dikkat edin yabancılar daha ön planda oldu hep. Aslında bu yıllardan beri böyleydi. 2000 yılı Galatasaray kadrosundan beri performanslarıyla takımında ön plana çıkan ve bunu kariyeri boyunca sürdüren yerli oyuncularımız olmadı hiç. İstisna olarak bir tek Arda'yı sayabilirz bu konuda.
Madem bizim oyuncular kendi çabalarıyla gelişmiyorlar, o zaman tabiri caizse zorla yapılabilir diye düşünüyorum.
Ne kadar uygulanabilir bilmiyorum ama şöyle bir fikir var aklımda.
Ligimizdeki yerli oyuncuların yıllık maaşları milli takıma seçilmelerine ve elde ettikleri başarılara göre dinamik olarak değişecek. Milli takımın başarısına endekslenecek yani. Bütün maaşlar TFF denetiminde olacak. Taban-tavan şeklinde belli maaş değerleri olacak. Mesela hiç milli olmamış oyuncu için bir tavan maaş olacak Örnek olarak veriyorum mesela 750 bin €. Milli takıma seçilmiş olan oyuncu için bir taban ücret (bir öncekinin tavanı olacak şekilde 750 bin € diyelim) olacak. Şimdi gelelim asıl meseleye. Milli takım her başarı elde ettiğinde milli oyuncular için bu taban fiyat yükselecek. Mesela dünya kupası yada Avrupa şampiyonası eleme gruplarından 1. çıkılması halinde taban ücret 1,5m € olacak. Eğer 2. olarak gidilirse 1,25m €. Gidilen kupada alınan her başarı içinde aynı şekilde fiyatlar yükselecek. Çeyrek final için 2 yarı final için 2,5 final için 3 kupa alınırsa 3,5 gibi.
Başarısızlık durumunda ise tavan fiyatlar devreye girecek, gerekirse maaşlar düşürülecek.
Oyuncular milli takımda her başarı elde ettiğinde maaşlarının artacağını bildiği için sürekli başarılı olmak ve kendilerini geliştirmek zorunda olacaklar. Başarı yoksa para da yok arkadaş.
Artı olarak böyle bir sistemde yabancı sınırını da rahatlıkla serbest bırakabilirsiniz. Şöyle ki mesela milli olmamış genç bir oyuncu maaşının artması için sürekli gelişmek ve daha iyi oynamak zorunda olacak. Tabi bu sürede az maaş alacağı için bu kulübünün de işine gelir. Milli takıma gidip belli başarıları elde ettikten sonra da kulüp isterse güzel bir bonservis karşılığı oyuncuyu satar, gittiği takımda yüksek maaş alır, isterse de oynatır kulubünün başarısına katkıda bulunur. Bu da tam da bizim Anadolu takımlarının yaptığı iş zaten.
Diğer yandan kulüp zenginse bastırır parayı istediği kadar yabancı oynatır, yada altyapıdan yerli çıkarıp hem ucuza oynatır, hem de kaliteli yabancılarla gelişimini destekleyerek yıldız haline getirir.
Dediğim gibi ne kadar uygulanabilir, ne kadar faydası olur emin değilim ama bu sistem işe yarar gibime geliyor. Maaş değerlerini de örnek olarak belirledim. Duruma göre ayarlanır değerler.
3 büyük kulüplerde olup bırakın milli olmayı ilk 11e hatta ilk 18e bile girmeden yüksek maaş alan oyuncular var ligimizde hepimiz biliyoruz örnek vermeme gerek yok. Bu sistemde böyle saçmalıkların da önüne geçilmiş olur. Daha çok para kazanmak istiyorsan oynayacaksın arkadaş, oynamıyorsan da aldığın maaşa razı olacaksın. Yok öyle 3 kuruşa 5 köfte.
Tabi diğer yandan altyapı faaliyetlerimizin kalitesi, hocaların kalitesi vs. gibi parametreler de var işin içinde. Ama en azından başta bahsettiğim gibi oyuncuyu maddi anlamda zorlamak, motive etmek ve tabiri caizse gaza getirmek için böyle bir sistem olabilir.
Belki saçma sapan hiç olmayacak şeylerden bahsediyorum ama artık bu işe radikal bir çözüm bulmamın vakti geldi bence. 30 yıllık hayatım boyunca milli takımımızı sadece 1 defa dünya kupası oynarken izleyebildim, onda da 3. olduk. 3 defa Avrupa şampiyonasında izledim bir 3.lük bir çeyrek final oynadık. Diğeri de (1996) ilk katılmamızdı zaten 0 çektik. Demek ki bizde potansiyel var abiciğim.
İsteyince bir şeyleri başarabiliyoruz demek ki. Ama ısrarlı bir şekilde istemeyip savsakladığımız zaman hüsrana uğruyoruz, kahroluyoruz, ah ulan keşke başında şöyle olsaydı vs. diyoruz. Çünkü başarabileceğimiz bir şeyi saçma sapan sebepler yüzünden başaramamak zorumuza gidiyor. Bir yada birkaç futbolcunun çeşitli nedenlerle performansının yerle bir olup saçma sapan oynamasının yüzünden başarıyı kaçırmamız zorumuza gidiyor. Her turnuvada aynı şeyleri yaşıyoruz, başta oo iyi grup kesin 2. oluruz hatta zorlarsak 1. yiz diyoruz ama saçma sapan şeyler yüzünden 2. bile olamıyoruz yada play-off ta elenip turnuvaya bile katılamıyoruz.
Azıcık gayret edip katılınca da olanları görüyoruz işte.
Şu forumda çoğumuzun hayatı boyunca çalışarak bile kazanamayacağı paraları 1 yılda alıp da ellerine yüzlerine bulaştırıp bizi ülkece rezil etmeleri inanın çok zoruma gidiyor. Sizin de öyledir eminim. Eğer bu şekilde gidersek ligde milyon eurolar kazanmasına rağmen milli takıma hiçbir başarı yaşatmayan oyuncularla dolu garip bir ülke haline geleceğiz.