1. sayfa
İşlemeye çalıştığı duyguyu anlasam da anlatısının ilk kısmında çok vakit kaybetmiş bence yönetmen. Zaten ağır bir yapıdayken bir de sürekli elindekini anlatmaya çalışması finale doğru iyice eksi yazdı. Vuruculuğu da hissedemeyince hayal kırıklığı oldu, oysa ki umutluydum. 6.5/10. |
Çok fazla İkinci Dünya Savaşı filmi, nazi temelli iş vardır ama bu gerçekten farklı bir bakış. https://www.youtube.com/watch?v=J7ES1n8RLjM Şu sahne de tek kelimeyle bu bakışın tezahürü bana göre. |
Istanbul'da Kadıköy, Beyoğlu, Atlas gibi yerlerde daha bir süre gösterimde kalır herhalde değil mi? Çünkü Paribu'da bitmiş bile gösterimler. Merak da etmiyor değilim filmi. Yönetmenden sadece Under The Skin'i izlemiştim. |
14 Mart'a kadar gösterimde görünüyor. Ama olur da fırsat bulamazsanız internette var zaten. O şekilde izlersiniz. |
Aynen. Bu hafta sonuna ayarlarım belki. Hem daha öncesinde bu saydığım üçlüden hiçbirinde film izlemedim. Üşengeçlik işte halbuki üçüne de (hatta Kadıköy'deki sinemateke de) gitmek çok kolay. Belki bu sefer ilk olur. |
Üşengeçlik etmeyip gidip izledim Kadıköy Sinemasında. Filmin bu derece minimal, durağan geçeceğini bilmiyordum fakat olduğuna da şaşırmadım. Malum, Under the Skin de çok farklı değil filmin akışı açısından. Beni bu filmde en çok etkileyen ana hikaye değil de filmdeki detaylar ve ufak sahneler oldu. Sesler, bacalar, ufak eylemler... Ve bir yandan da bu ailenin hiçbir şey olmamış gibi yaşaması da tuzu biberi oldu. Galiba yönetmen de hikayeden ziyade bu detaylara dikkat etmemizi istemiş film boyu. Yalan söylemeyeyim yer yer hikayenin akışından koptum. Ama araya konulan bir detay beni hikayeye geri soktu. Ve ana hikaye onla bunla geçse de o son sahneyi beğendim. Rudolf'un karakteri hakkında şeyleri tek kelime olmadan iyi özetledi. Sadece gördüğü iğrençlikliğe kustu ve yavaş yavaş karanlığa yürüdü (Ha tabii o aradaki modern zamanda temizlikçilerin gelip de tozları temizlediği kısım da etkiledi beni) Artık o da çevresi gibi içini karartacak zamanla. Yani ben en azından öyle anladım. Rudolf çoğu zaman aslında oradan kaçmak istiyor. Ha bir de sen başka bir başka başlığım altında sonda bir 4. Duvar yıkılışı olduğunu söylemişsin. Ben anlamadım tam neresinde? Bütün olan biteni tartarken dikkat etmedim. Üstelik en arka koltuktu da aynı zamanda :D |
Temizlikçi kadınların olduğu ve yahudilerin eşyalarının vb. gösterildiği bölüm dördüncü duvarın yıkılışı hocam, kaçırmamışsın aslında. Rudolf şöyle bir kapıya doğru bakıyor, adeta günümüze doğru bakış atıyor. NBC de yaptı bunu Kuru Otlar Üstüne filminde. Karakter şöyle bir set ortamında dolaştı sonra geri geldi. Kimileri filmin abartılı olduğunu söylüyor kimileri çok beğeniyor. Ben gerçekten beğendim. İkinci yarısının bazı anlarında özellikle subayın tayini çıkmasıyla beraber biraz kopukluk yaşamıyor değil. Ama genel anlamda başarılı bir retrospektif. |
Haa şimdi taşlar yerine oturdu. Filmin yüküyle dikkat etmemişim meğer Rudolf'le o sahnenin arasındaki bağı. Sağol, var ol |
Çok değişik bir film. A24'ün filmleri genel olarak çok değişik oluyor NEON da böyle yapıyor. Ben baya beğendiğimi söyleyebilirim. Yönetmenin 10 sene sonra ki yeni filmiymiş. Büyük ihtimalle yönetmenin diğer filmlerine de bakarım kesin. Durağan ilerleyen, fazla diyalog olmayan sizi direk filmin içine daldıran ambiyansı, atmosferi arkada ki o katledilen insanların sesi vs bir tarafta süper lüks içinde yaşayan aile çok değişik duygulara kapıldım. |
böyle orijinal filmleri severim. o döneme başka bir açıdan bakmak değişikti. ayrıca film, Cannes Film Festivali'nde Büyük Ödül'ü Kazanmıştır. |
1. sayfa
Videoyu izlemek için tıklayınız
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >