Belki düzelmiştir diye bi bakayım dedim konuya, ama yok aynı tempo devam !! |
Dostlarım oyun kötü bir oyun değil. Özellikle teknik anlamda bu dönemin çok ilerisinde. Grafikler, ses tasarımı , detaylar üst düzey. Atmosfer şahane. Ben büyük bir TLOU hayranıyım. İlk oyunu sıkılmadan beş kere bitirdim 3 kere ps3te 2 kere de ps4'te. Dün TLOU 2'yi de bitirdim. Ben şahsen oyunu beğendim fakat insanların neden beğenmediğini de çok iyi anlıyorum. Özellikle oyun fanbased bir oyun zaten değil. Bunu daha ilk saatlerden anlıyorsun malum olay yüzünden. Sonra olay çok farklı yerlere gidiyor. Benim sorunum şu; ben oynadım beğendim. Oynamayıp youtubedan izlemeyen adam üşenmeyip gidip metacriticten puan veriyor bir de gelip burada beğenenlere sallıyor. İstiyorlar ki kendileri bir şey beğenmedikleri zaman herkes beğenmesin. Oyun bu dostlar, film değil. İzleyerek edinilecek bir tecrübe olsaydı, hiç birimiz oynamazdık zaten oyun. Özellikle TLOU gibi bir oyununun denenip üzerine konuşulması gerekiyor. Mesela şimdi oyunu bitirmiş bir arkadaş gelsin beğenmemiş olsun oturup sabaha kadar muhabbet edelim onunla. Ama foruma gelip 'bu oyuna iyi diyen oyuncu değildir, salaktır, fanboy'dur gibi mesajlar atıyorlar. Ya dün YouTube'da 'Oyunu meteden izledim puanım 4' diyip oyuna puan veren var. Lütfen arkadaşlar bu kültür çok yanlış bir kültür. Oynayın,oynatın ondan sonra oturup hep beraber konuşalım ne iyi ne kötü. Böyle bir oyun her ne kadar 10/10'luk olmasa da 2, 3 gibi puanları hak edecek bir oyun da değil. EDİT:Mesela öyle adamlar ki bir önceki sayfada bir video bırakmıştım. Ellie'ye gitarla türkçe şarkılar çaldırdım diye. Adam kanala girip bütün videolara dislike bırakıp çıkıyor. Böyle bir forum anlayışımız oluşmuş. Allah sonumuzu hayır etsin inşallah.. |
Oyunu bu sabah bitirdim. Benim için güzel bir macera oldu. Bu gece tekrardan baştan başlamayı düşünüyorum. Birazcık spoiler'lere değineceğim o nedenle henüz oyunu oynamadıysanız ve spoiler yemediyseniz bu postu es geçin lütfen. Edit: Spoiler butonu içine alınmıştır. :) Oyunu en zor seçenekte başlamaya niyetlenmiştim ama oyun deneyimini baltalamak istemiyorsanız ilk oynanışınızı bir alt zorluktan başlamanızı öneririz gibisinden bir uyarı çıktı. Bende bu uyarıya güvenerek bir alt zorlukta başladım. Ama ilerleyen zamanda anladım ki keşke uyarıya kulak asmadan direkt en zorda başlasaymışım.. Çünkü oyun zorda gerçekten çok basit geldi bana. Bazı yerlerde üst üste ölsemde derin tekrarlara düşmedim. Üç sefer öldüğüm yerde dördüncü sefer çok rahat geçmişimdir. Oyunu olabildiğince stealth kullanarak oynamaya çalıştım. Bu nedenlede hiç mühimmat eksikliği yaşamadım. Hatta ilk çatışmaya girdiğimde oyunun 5. saatinin ortalarındaydım. 15. saat sonrasında yavaş yavaş stealth modundan çıkarak zaman zaman aksiyon dozajını artırma açısından bilerek çatışmaya girdim. Ki bu oyunda çoğu bölgeyi çatışmadan geçebildiğimizin farkında olarak olabildiğince uzattım oyun deneyimini. Girebileceğim her yere girdim, toplayabildiğim bütün eşyaları topladım. Bazense sadece etrafı inceledim ve fotoğraf modunda oyunun güzelliğini anbean inceledim. Oyunda ne zaman "acaba bunu yapabilir miyim" diye düşünsem ve denesem gerçekten yapabildiğimin farkına varmak enfes derecede haz veriyordu. Örneğin bir keresinde kapalı bir kapının ardında erzak olduğunu gördüm ancak içeriye girmemin mantıklı bir yolu yok gibi görünüyordu. Odaya girebilmem için dışarıda bulunan cam köprünün camlarını kırmam ve kalan demir platformlar arasından ip sallandırmam gerekiyordu. Bunu yapabilir miyim diye düşünürken, deneyip bunları gerçekleştirmek gerçekten başka bir boyut kazandırıyor oyun deneyiminize. Bir başka örnekte dalgalar karakterimi sürekli savuruyordu.. Gittiğim istikamete doğru gidiyordum ancak oldukça zorlayıcı bir hal alıyordu.. O an çocukluğumda denizde yüzdüğüm sırada dalgalar gelirken, dalganın beni savurmaması için suyun altına girdiğimi hatırladım.. Ve ne oldu dersiniz? Evet, suyun altına girdiğim gibi dalgalar beni savurmayı kesti. Bir başka bölgede zincirlere bağlanmış bir enfekteli arkadaş vardı. Mantıken zincire sıktığımda zincirin kopması ve enfektelinin serbest kalması gerekiyordu. Ve evet buda işe yaramıştı.. Oyun detaylara önem vermenizi istiyor. Girdiğiniz her ev, her dükkan eşsiz. Mesela girdiğim bir evde taze domateslerin olduğu bir saksı gördüm. Evet evde kimse yoktu belki ama burada birilerin kaldığı bariz belliydi. Erzakları toplamaya başladım ve evde bulunan silah masasına yaslandığım anda saldırıya uğramam beni hiç şaşırtmamıştı. Çünkü taze domates gibi küçük bir detay, sırtımı döndüğümde bana olacakların sinyalini çoktan vermişti. Bir başka binanın bodrumunda okçuluk yarışmasında birinci olan bir karakterin ödülünü buldum. Belli ki daha önce buralarda iyi bir okçu vardı.. İlerleyişim devam ettiğinde kabuk bağlamış bir bedenin içinde birkaç ok buldum.. Okçu hala hayatta olabilir miydi? Ancak acı gerçeğe çok az kalmıştı. Girmiş olduğum bir garajda sırtında yay bulunan bir stalker vardı. Görünüşe göre epey bir süre önce dönüşmüştü. Ellie'nin tuttuğu defterde de bir detaya rastladım. Şarkı sözlerini yada çizimlerini incelerken sayfalarda kurumuş göz yaşları vardı. Belli ki Ellie hatıralarını not ederken çok duygusal bir ruh hali içindeydi. Kaliforniya'da girdiğim bir evin duvarındaysa aile fertlerinin çocuklarına ait bir boy sıralaması mevcuttu. Çocuklarının başına gelen önemli olayların gerçekleştiği tarihlerde duvarda boylarını işaretliyor ve o gün ne olduğunu tarihi ile beraber duvara keçeli kalemlerle not düşüyorlardı.. Bunun gibi tonlarca önemsiz gözüken ince detay bulunduruyor her ev ve her dükkan. Bunlara dikkat etmek ise sadece bizim elimizde. Düşünsenize binlerce kişinin farkına varmayacağı bu detaylar için bile ne kadar emek harcanmış. İlk oyun beni hikayesi ile bağlamıştı kendisine. Bu sefer ise oynayışı ile bağlıyor. Çünkü evet hikaye yer yer güzel gitse de ilk oyunun tadını vermiyor. Daha fazla flashback görmek istiyor ve daha fazla 1. bölümü hatırlıyorsunuz. Joel'i böyle basit bir şekilde harcamaları inanın benimde keyifimi çok kaçırmıştı. Ama part 2 ye start vermek ancak ve ancak Joel'in ölümü ile mümkün olabilirdi. Tabii ki Joel'in ölümünü bekliyordum ama bu şekilde değil. Yıllarca hayatta kalmayı başaran bir babayiğitin böyle bir şekilde can vermesi, bu kadar basite indirgenmesi gerçekten olacak bir şey değildi bana sorarsanız. İlk oyunda Joel'in ağır yaralandığı üniversite bölümünde bile her şey daha dramatik ve organikti. O esnada gerçekten Joel'in hayatta kalıp kalamayacağı meçhuldü ve gerekli dramayı hissettiriyordu. Burda oyunun başında Joel'e veda etmemiz ilk bölümdeki Sarah'nın ölümüne bariz bir paralel tabi ancak aynı hissiyatın 10'da 1'ini yaşatmıyor. Tek hissedilen hayal kırıklılığı.. İlk oyunu oynadığımda ve Ellie'yi ameliyat masasından kaldırmadan önce doktorları vurmak istememiştim. Oyun ise illa ki vurmamı istemişti. Şimdi anlıyorum ki.. Benim gibi düşünen oyuncuların oluşturduğu paralel bir evrende eğer seçim şansı olsa 2. bölüm hiç yaşanmayacaktı.. :) Gel gelelim Abby'ye.. İlk önce karakteri cani bir katil gibi gösterip sonra kendisine sempati duymamızı sağlamak nasıl desem.. Meh.. dedirtecek bir karar olmuş. Bunu neden yaptıklarını anlıyorum ve o konuyada değineceğim ama öncelikle.. Yemezler, çünkü Joel ve Ellie ile zaten bir macera atlattık. Joel'in bir süper kahraman olmadığını daha çok bir anti kahraman hatta bir kötü adam olduğunu söyleyebiliriz. Aynı şeyi Abby için de söylemek mümkün. İntikam ateşi gözlerini o kadar kör etmiş ki çevresinde olan bitenler umrunda olmuyor. Tek derdi antrenman, hazırlık ve öç almak. Ha bu olaylar başlayıp Joel'in işini bitirdiğinde aynı şeyleri Ellie'de de gözlemek mümkün oluyor. Hatta o daha sonra dahada saplantılı bir hale giriyor. Bunada biraz sonra değineceğim.. Ellie ve hatta daha önce Joel ile yaptığımız onca şeyden sonra birde Abby'nin penceresinden baktırıyor oyun. Evet oyunun vermek istediği mesajı anlıyorsun. Bu hikayede siyah yada beyaza yer yok diyor. Burada herkesin gri olduğunu gösteriyorlar. Ama bunu oyun içinde anlatmaya pek zaman ayırmıyorlar gibi. Ne zaman Ellie ile oynasak kimse sorgu sual sormuyor ve direkt bombalıyor. Ellie ile oynarken bi dursanıza mübarekler, bi açıklayın kendinizi. Yok bam güm sürekli bi çatışma hali. Abby'de bu insanları tanıdığımızda ise meğersem oyş çok minnoşlar, iyilik abideleri, (biraz bartıyorum burada) ah ne yaptın gördün mü demeye çalışmaları bana yine bir meh.. çektirdi. Oyunu 15 saat oynatıp bir anda cliffhanger ile seni oyunun başına atması ve hikayeyi diğer karakterin gözünden anlatması ne kadar başarılı bir seçim oldu tartışılır. 1 gün Ellie'den 1 gün Abby'den anlatmak acaba daha mı mantıklı olurdu diye düşünmedim değil. Çünkü ne zaman Abby'yi kontrol altına alsam aynı mekaniklere sahip başka bir oyun oynuyormuşum hissine kapıldım ve bu his geçmek bilmedi. Özellikle 3. güne geldiğimde ve bu sefer Ellie'ye karşı dövüştüğümde "yoo hayır dostum, bunu yapmak istemiyorum" dedirtti oyun bana. Bariz bir şekilde ilerleyiş motivasyonum kırılmıştı. Oyun, daha önce yıllarca tanıdığım birini katletmemi istiyordu.. Oyunda da zaten en çok burda öldüm. Çünkü devam etme motivasyonum çok kırılmıştı. En son ne yapmış bunlar diyerek kendimi toparladım ve devam etmeye karar verdim ki Ellie'nin gözlerinin kaydığını ve bilincinin kapanmaya başladığını gördüm. O an ki ayar seviyeme deyinecek bir şey bulamıyorum gerçekten.. Neyse ki Lev'in merhameti ile Abby, Dina ve Ellie'yi öldürmekten vaz geçiyor ve basın gidin bir daha sizi görmeyeyim diyerek 2. bir şans daha veriyor. Hem Tommy, hem Ellie 2. bir şans almasına rağmen akıllanmıyor ve hararetli intikam duygusu ile Abby'nin göstermiş olduğu merhameti hiçe sayarak tekrardan peşine düşüyorlar. Az delikanlı olun işte, az onurlu olun. Ama yok.. Yenilmişsiniz, iki kere ölümden dönmüşsünüz hala hebelehubele ediyorsunuz. Oyunun sonuna geldiğimizde Abby'nin gitmeye çalışırken, Ellie'nin hala yaralı bir şekilde ayakta zor dururken intikam almaya çalışması bu sefer Ellie'ye olan duygularımı biraz söndürdü. Yani Ellie için Abby'nin ölmesi önemli değildi. Abby'yi Ellie'nin öldürmesi önemliydi. Başkası onu öldürse yada ısırılsa belli ki tatmin olmayacaktı ve belkide kendi kendini yemeye devam edecekti. Sonuç olarak yukarıda da bahsettiğim gibi oyun vermek istediği mesajı ama iyi ama kötü bir şekilde bana ulaştırdı. Evet bu oyunda ne iyiler var ne kötüler var burda sadece insanlar var. Oyunda bariz belli ki psikiyatrist desteği alınmış. Gerek olsun oyunun verdiği mesaj gerek olsun oyunun korku sekansları bunu özetliyor. Özellikle oyunun barındırdığı korku sekanslarını antidepresan yapım sürecine çok benzettim. Bunu daha önce Yuval Noah Harari'nın Homo Deus adlı kitabında okumuştum ve sizlerle de neden böyle düşündüğümü bu link yardımıyla özetlemek istedim:https://www.cafrande.org/laboratuvar-farelerinin-depresif-hayati-yuval-noah-harari/ Yani oyun, oyuncuyu bir strese sokuyor bir soluklanmasına izin veriyor. Daha sonra bunu tekrar ve tekrar ettiriyor. Bu arada oyunun ses dizaynı mükemmel bir ayarda. Uzun süredir oyunlar beni artık germiyor ve korkutmuyor demiştim kendi kendime. Bu oyunu kulaklıkla oynamam gerekiyormuş ki eskiden hissettiğim o gerginliği tekrardan tadabileyim. Yani evet, bu oyunu mutlaka ama mutlaka ilk oynayışınızda kulaklıkla oynamanızı öneriyorum. Çok uzadı farkındayım.. Fikirlerimi toparlamak gerekirse şöyle özetleyeceğim: İlk oyun hikaye olarak iyiydi oynanışı zayıftı. Burdaysa hikaye zayıf oynanış ise had safhada, leziz. Detaylar, ses dizaynı, dünyası muhteşem. Keşke hikaye de bir kaç tık daha yukarıda olsaydı da o 10 üzerinde 10 diyenlere canı gönülden katılabilseydim. Ama The Last of Us: Part II sadece çok iyi bir oyun diyebilirim. Bruce Straley'nin yokluğu belli ki hissediliyor. Ha birde Part II son oyun demişti Sn. Neil Druckmann ama belli ki bu sadece Ellie'ye ait olan hikayenin sonu. İlk bölüme nazaran çok daha fazla kapı bıraktı bu oyun. Tommy'nin akibeti belli değil.. Abby ve Lev Firefly'ların onları beklediği bölgenin kıyısına ulaştı. Şu saatten sonra hikayeyi istedikleri yere çekebilirler. Bu oyunu deneyimlediğim için çok mutluyum ama her zaman söylediğim gibi.. The Last of Us kendince yeterliydi. Joel ve Ellie'nin hikayesi orada bitmişti ve kurcalamanın bir anlamı yoktu bana kalırsa. Şöyle bi 15 sene sonra "Ah, bi Last of Us vardı bizim zamanımızda, neydi o be!" diyememenin tatlı burukluğu ile buraya kadar okuyan birilerinin olduğunu var sayarak zaman ayırdığınız için teşekkür ediyorum. Sevgiler. :) |
Eline sağlık dostum. Katılıyorum söylediğin çoğu şeye. Sadece şuna benim deneyimimle paralel bir cevabım olacak. Ben ND oyunlarını hep önce orta seviyede bitiririm,sonra da en zorda. Zaten bilen bilir ND oyunlarında en zorda bitirmeden platinium kupa açamazsın (ilk defa bu oyunda kaldırmışlar bunu her türlü zorluk seviyesinde açıyorsun kupayı) Mesela ilk oyunda orta seviyede, oyun sana acayip mühimmat sağlıyordu. Her yerden mermi çıkıyordu. Ben bunda onu göremedim. Orta seviyede bile mermilerimin sayısı 5-6 civarındaydı hep. Evet oynarken ben de sanırım 5 kere falan öldüm fakat bana önceki oyuna göre çok daha zorlayıcı geldi combat. Özellikle çoğunu stealth geçtim kaçtım hep çatışmadan. Zor modun nasıl olduğunu düşünemiyorum bile daha deneyemedim. Özelleştirilebilir zorluk seçenekleriyle herhalde iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyordur ![]() |
95 metacritiği olan oyuna 44K insanın olumsuz oy vereceğine inanmamızı bekliyorlar. Baya baya Xboxccular, Sony haterları ve homofobikler bu düşük verenler. Hadi 2 -3K da gerçekten beğenmeyen olsun. |
Hocam beğenmeyenler daha fazla olduğu için tepkileri daha fazla göze çarpıyor. Bu yüzden aynı zamanda beğenenlerin çok sesi çıkmıyor ama durum tersi olsaydı adım gibi eminim, aynı ithamlar beğenmeyenlere yapılırdı, anında xbox fanboyu ilan edilirdi. |
Öyle bir hikaye tarzı yaptılar ki bunun benzeri oyun tarihinde yapılmadı yanlış bilmiyorsam. Zaten Last of Us gelmiş geçmiş en popüler oyunlardan olduğu için tepkisi de çok büyük oldu. Metacritic yorumlarına bakınca birçok kişi sırf 0 verebilmek için üye oldum diyor. Haklılar da bir nebze ilk oyunda yapmaya çalıştığın şeyleri ikinci oyunda çekinmeden yıkarsan sonucu böyle olur. Nedeni haterlar olsaydı diğer PS4 oyunlarının da puanı düşük olurdu. |
![]() |
Kutulu alınık, 300 tl |
Aynı haterlar ve homofobikler ne hikmetse life is strange, detroit become human, tlou ve tlou left behind oyunlarına olumsuz oy yağmuru yapamadılar gelip tlou 2'yi buldular ![]() |
o oyunu oynamadım da meraktan soruyorum. Onda da en sevilen karakteri oyunun başında öldüren karakterle 10-15 saat oynuyor muyuz? Ve 2. en sevilen karateri de öldüresiye dövüyor muyuz veya benzeri bir şey var mı? |
Oyunu almayı düşünenler için kisa objektif bir yorum yapacağım spoiler yok ama yinede gizliyorum.%100 herkes katilmasada en az %90 oranında oynayanların bana katılacağını düşünüyorum. oynanış ,vurus hissiyatı ,mekanlar,grafikler ve özellikle de ortam sesleri cok çok iyi bayıldım.Detaylara önem verilmiş .Yalniz çoğumuzun aradığı hikaye yavan kalmış,yavan kalan hikayeyide icsellestiremiyorsunuz.Karakterleri ilk oyun gibi benimseyemiyorsunuz özellikle yan karakterler çok silik oyun bitince hafızanıza ilk oyun gibi kazinmayacak.Sadece oyun gözüyle bakarsanız mükemmel bir oyun fakat last of us gözünden bakarsanız bana göre sınıfta kalıyor. |
|
|
İlk oyuna benzer sevgi teması işlenseydi bu sefer de "e bU iLk oYuNun AyNIsI" derdiniz. Sızıntıları izlediğimde hikayeye ve oyuna karşı ağır şekilde konuşanlardan biriydim. Ama oynayınca fikrim tamamına yakın değişti. Hikayede takıldığım,sevmediğim 1-2 nokta dışında hikayeyi ve oyunu genel anlamda çok başarılı buldum. Kimsenin beğenmesini beklemiyorum kendi beğendiğim gibi. Beğenen beğenir beğenmeyen beğenmez ama niye kendi kafanızdaki fikri millete empoze etmeye çalışıyorsunuz? Herkes aynı duyguları hissetmemiş demek ki oyunu oynarken, ben oyunun vermek istediği mesajları ve duygu yükünü almış hissediyorum. Ama size göre hikaye kötü diye herkes bu şekilde kabul edecek diye bir durum yok boş yapmayın. |
Hocam illaki beğenmeyen vardır, herkes beğenecek diye bir şey yok ama bu oyuna xbox ve homofobikler tarafından saldırı oyları atıldığı da bir gerçek bence. Bu puan seviyesinde değil bu oyun. Sadece oynanış ve grafikten direk 6 puanla başlar. Seslendirme, müzik, hikaye vs derken sırf senaryo için 1 verilmesi hem gerçekçi değil hem de haksız puanlama |
|
500 lira sevdiğim karakteri oynayamamak için çok fazla. Yaptığını zanneden adam bir daha oyun yapmasın lütfen. |
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesajda bahsedilenler: @Source , @Dark Saga , @Thejoker58906 , @Raising Kratos , @Ellie_Williams