Elektrikli otomobil konusu muhtemelen dünya devlerinin laboratuarlarında geliştirildi ve gününü bekliyor. Şarj konusundaki sıkıntı, yeni geliştirilen bir alaşım ile giderilmiş olabilir. Sanırım önce bu alaşım bakımından dünya üzerinde zengin bölgeler belirlenip buralara "barış götürülecek". Minareyi çalan kılıfını hazırlar diye bir sözümüz var. Bizde ise buna benzer en güzel örnek şu olabilir. Önce hiç bir özelliği olmayan araziler çok ucuz fiyattan alınır. Sonra buradan otoyol geçirilir, havaalanı yapılır, kanal geçecek denir. Sonra bu araziler imara açılır. |
oluır mu hiç ,sanırım sizde farklı bilgiler var. İlk düzen kurulduğu zaman yapılan tüm mekanik sistemler 50 yıl dayanacak veya tamir edilebilecek şekilde tasarlanmıştır .Tamir için gereken parçaların değiştilme süreleri dahi hesaplanmış ve kaç dakikada devlete yükü ne olacak bunlar fizibilite raporlarına konmuştur. elektronik veya elektrik için belşki bilgim eksik kalabilir ancak mekanik olarak yapılan herşey daha uzun süre dayabilmesi için tasarlanmıştır. Evet estetikten uzak ,hantal veya rahatsız edici ses ile çalışabilirler ancak dayanım süresi mühendislik hesaplarının içine dahil edilmiştir. Böyle olmasa idi yer altı metro sistemleri , yapılan binalar , şehir planlamarı ve ısıtma sistemleri bugun için çalışmaz olurdu. Düşünülmeyen şey sistemin çalışması için gerekli bakım ve ödenek sonsuza kadar sürecek şekilde düşüldüğü için sorunlar çıkmıştır. Bakılmayan binanın dışı harabeye benzemiş, kimse cebinden tamir veya sıva parası vermemiştir ve vermeyecektir. Çünkü böyle bir alışkanlıkları yoktur ,herşeyi planlayan devlettir ve bu onun görevidir zihniyeti en az 3-4 nesildir sürdüğü için bundan sonrası için de umut yoktur.Bizdeki fark devlet,n sprumlu olduğu alanlar kısıtlı olduğu için bireyler kendi başının çaresine bakabilme kabiliyeti zorunlu nedenlerden dolayı kazanmıştır. Yollarına bakınız çoğu beton yoldur bizde numune olarak yapılıyor ısıtma sistemlerine bakınız , metropoller merkezi olarak tek başına ısınabiliyor ama her tasarımda ara basamakların atlanmadan yapılması sayesinde bu konu möevcudiyet kazanır. Siz dünyanın en dayanıklı arabasına zamanında yağını eksik koyar ve kalitesiz yakıt koyarsanız tasarımcının suçu olmaz , kullnıcının suçu olur. Böyle olmasa idi ABD den önce uzaya çıkamazlardı , ABD programı ise Almanların savaş sopnrası ülkelerine götürülen kalan bilimadamları ,ihtal von braun edibi ile tamamlanabilmiştir,bu konuda birçok belgesel vardır ,isteyen internetten bulabilir. Çok ülke gezdim ve halen de yurtdışında yaşamaktayım dolayısı ile kesinlikle doğu bloku ülkeleri için yanılıyorsunuz ,diyebilirim. (yanlış anlaşılmasın) |
Bu çok güzel bir anlatım olmuş. TV ve reyting'den örnek vermek hele çok başarılı. Aynı şeyi düşünerek girmiştim konuya. TV - reyting - izleyiciye katkı üçlemesinde çözüm aslen basit. Zaten son derece küfürbaz bir milletiz, RTÜK'ün edilen küfüre, edebe, adaba karışması yerine, görevini bir kalite belirleme mercii olarak icra etmeli ve yayınlanan her bir TV programına haftalık kalite notu vermeli. Kalite notu da doğrudan o programdan elde edilen gelirin vergi oranını belirlemeli. Özetle "Kalite düştükçe vergi artar arkadaş. Halka paçozluk izletmenin bir bedeli var." denmiş ve TV programlarının kalitesini yüksek tutmak için bir önlem alınmış olur. ![]() ![]() Benzer yöntemler üretim için de oluşturulabilir. Ürün ömrü ve bakım maliyeti konularını inceleyen birlikler üreticileri yaptırım altında bırakıp, tüketicinin olası zararını bir nebze karşılayarak ekonomide bir denge unsuru oluşturulabilir. Üretici planını oluştururken hesaplamalarına birliğin vereceği olası yaptırımları da hesaba katarak yeni kar optimizasyon planını oluşturup, üretimini ona göre ayarlamaya başlar. Ancak soru şu: ömrü kim belirleyecek? Bir ürünün ideal ömrü nedir? Ne olsa tüketici de, üretici de mutlu olur? Her ürün için bunun oluşturulması da dertli bir süreç. En basitinden verilen örnek gereği, printer... Bana göre 5 yıl boyunca aktif kullanıma (her gün 20 sayfa çıktı.) dayanan ev tipi printer yeteri kadar hizmet etmiştir. Başkasına göre bu süre belki de çok daha uzun olmalı. Tüketici ise sıradan bir printerın ömrünü 3 yıl ile sınırlamış. |
Eey ampul lobisi ! |
Bende Rus mallarının sağlamlığı konusunda aynı fikirdeyim, bundan yaklaşık 20 yıl kadar önce doğu bloku ülkeleri dağıldığında , o ülkelerden bir çok insan gelip rus pazarı denilen yerlerde çok ucuz fiyatlara eşyalar satmışı, o eşyaların sağlamlığı konusunda hayrete düşmüştüm, tipsiz , renksiz şeylerdi ama kaliteli oldukları her hallerinden belli oluyordu, bu pazarlardan bir çok malzeme almıştım hiç birinden de pişman olmadım, 2 kişilik bir çadır almıştın, ben hayatımda böyle sağlam bir çadır kullanmadım halen duruyor, ilk aldığım gibi herhalde torunlarımın, torunlarıda kullanır ![]() |
Konu hem hareketlensin hem de zihin cim lastiği için birkaç konuyu açmayı düşündüm , mesela petrol fiyatlarının bilerek düşürülmesi , herkesin kolayca tahmin edebileceği gibi Rusya'nın dize getirilmesi için yapılmış planlı bir karalık anlaşmalardan biridir. Bir tarafta Arap üreticiler ve opec diğer tarafta tüm ABD lobisi ve uzantıları aynı anda karar alarak üretimi düşürmeyerek fiyatları aşağı çekerek Rusya'nın yayılmacı politikaları için büyük bir hamle yapmışlardır . Rusya nın cevabını göreceğiz ama bir kalemde doğalgaz güzergahını değiştirecek kararlılıkta açılımı geçenlerde Türkiye 'de açıkladı. Bilmediğimiz veya bilemeyeceğimiz konu ise karları azalacak petrol kartellerinin bu duruma nasıl sessiz kalmayı tercih ettikleri sorusunun içinde gizlidir. Çünkü bu şirketler devletleri yönetebilecek maddi ve politik güce sahiptirler ve bir dolar fiyatın düşmesi bile karlılıklarda ciddi düşüşlere ve uzun vadeli planlarda değişikliğe neden olacaktır. Büyük bir ihtimalle büyük kartellere bu durumun geçici bir süre için olduğu üzerinde anlaşmaya varılmıştır, aksi halde ülke başkanlarının devre dışı bırakılması için gerekli ayaklanmalar başlayacaktır zaten ABD de başlatılmıştır . Unutmayın tesadüf yoktur Plan vardır !!! hatta ve hatta konu dışı anti parantez, '' insan yaşam süresi bile (neden 100-120 yıl olsun ki )'' bir başka planın eseridir. Planlayanlar meçhul o kadar ... |
Favorilerime aldim izleyecegim |
En azından neye gerçekten ihtiyacımız olduğunu bilip ona göre tüketsek süper olacak. Dünyanın kaynakları sınırlı malesef... < Resime gitmek için tıklayın > |
@vezir Ben de bunu sorayım diyordum size "Petrol fiyatlarında düşüş var, sizin bahsettiğiniz karbon devri sonunu ötelemek için mi bu durum ortaya çıktı?" diyecektim ki siz cevap vermişsiniz zaten. Anlamadığım nokta şu: Rusya'nın doğal gazı var, petrol rezervleri nasıl bilmiyorum. Petrol fiyatlarındaki düşüş neden Rusya' ya zarar versin ki? Hatta öyle inanıyorum ki Rusya İran petrolünü kullanıyor ve takip edebildiğim kadarıyla Rusların da petrole olan ihtiyaçları güne be gün artıyor. Baktığınızda aslında bu işten Rusya kârlı çıkıyor. Gerçi doğal gaz fiyatlarında -en azından son haberlere göre- ülkemiz için bir indirim söz konusu fakat bunun petrole bağlı olduğunu düşünmüyorum. Ziyade, alternatif yolları güçlendirme adımı olarak görüyorum. Siz ne diyorsunuz? Bir diğer sormak istediğimde şu: Bugün mazda3 konusuna göz attım. Mazda'nın Türkiye genel müdürü diye düşündüğüm birisinin söyleşisi paylaşılmış. Büyük oranda okudum. Söyleşide, araç üretim sayısının az tutulduğu, bilerek üretim hacminin artırılmadığından falan bahsediliyordu. Bu cümleyi : Kaliteli mal üretmek düşüncesine mi bağlamalıyım; yoksa imkanları olmadığını açık açık söyleyemedikleri için bir kıvırma olarak mı okumalıyım? Bir de yeri değil ancak aklıma gelmişken sorayım: 2013 dizel kia ceed aracım var. Geçen bir hata bizim arkadaşlar, yanlışlıkla 5-30 magnatec koymuşlar. Gerçi yağ yine de standartları karşılamıyor ama ona bakarken magnatec 5-40 yağ gördüm, üzerinde kocaman C3 yazıyordu. Castrolun sitesinde edge 5-30 tavsiye ediliyor, merakımdan soruyorum, magnatec 5-40 kullansam ama ACEA C3 standartını taşıyan bir magnatec 5-40 doğru olur mu? Yoksa edge kullanmaya devam mı edeyim? @AiQUiDiE Resimdeki adam bana fazlasıyla "Dövüş Kulübü" filminde oynayan Edward Norton' u hatırlattı. Filmi hatırlıyor ya da biliyor musunuz bilmiyorum ancak orada da bir baş kaldırı vardı. |
Rusya'nın en büyük gelirini oluşturan şey petrolden elde ettiği gelirler İle olmaktadır. aslında petrol ve doğalgaz gelirleri demek daha doğru olacaktır bu nedenle rusya'nın petrol fiyatlarının düşüşünden olumsuz etkilenmesi söz konusudur bu durumu tersine çevirecek tek şey petrol fiyatlarının yükselmesiolacaktıristerseniz son 5 6 yılın rusyadan ihracat gelirlerini araştırırsanız petrol ve doğalgaz gelirleri yüzdesi olarak çok büyük bir yEküntutacaktır. mazda'nın konusunu çok iyi bilmiyorum ama büyük adette üretim yapılırsa arz talep dengesine dolayı ürünün birim fiyatı düşmektedir aracın fiyatını düşürmek istemiyorum mazda yetkilileri böyle bir karar almış olabilirler satış ve pazarlama bölümleri üretim kapasitesine ayarlarken ve bu konuda yatırım yaparken en büyük olur bir ürünü kaç paraya satacağız piyasa rant koşullarına göre önceden belirlenmesiDir. |
Rusya'nın en büyük gelirini oluşturan şey petrolden elde ettiği gelirler İle olmaktadır. aslında petrol ve doğalgaz gelirleri demek daha doğru olacaktır bu nedenle rusya'nın petrol fiyatlarının düşüşünden olumsuz etkilenmesi söz konusudur bu durumu tersine çevirecek tek şey petrol fiyatlarının yükselmesiolacaktıristerseniz son 5 6 yılın rusyadan ihracat gelirlerini araştırırsanız petrol ve doğalgaz gelirleri yüzdesi olarak çok büyük bir yEküntutacaktır. mazda'nın konusunu çok iyi bilmiyorum ama büyük adette üretim yapılırsa arz talep dengesine dolayı ürünün birim fiyatı düşmektedir aracın fiyatını düşürmek istemiyorum mazda yetkilileri böyle bir karar almış olabilirler satış ve pazarlama bölümleri üretim kapasitesine ayarlarken ve bu konuda yatırım yaparken en büyük olur bir ürünü kaç paraya satacağız piyasa rant koşullarına göre önceden belirlenmesiDir. http://m.haberler.com/rusya-nin-dogalgaz-uretimi-yuzde-5-2-dustu-petrol-6650225-haberi/ |
o kitabı ben de çok aradım kitap sitelerinde ama bulamadım..özeti sayılabilecek yazıyı okudum bilgisayarıma da kopyaladım duruyor yine de bulursam eğer bana kitap okutmayı sağlayabilecek yegane eser olabilir kendileri ![]() |
İngilizce bilmediğimden ne anlatıldığını anlamadım ancak Şeyta'nın Avukatı filmini bugün izleyince adamların neredeyse geleceği kendilerinin tasarladıklarını düşüneceğim. Sizin gönderdiğiniz postere bakarak aklıma da bu geldi. Ya geçmişten uyarıldık ama biz mesajları alamadık ya da bu filmin senaryosunu hazırlayan, yönetmenliğini yapan insanlar durumun farkındaydı ve uyarmak için film gibi etkili bir yolu kullanmayı denediler. |
Benzer durumlar daha önce de tarihlerinde sıkça tekrarlanan uluslar ve imparatorluklar var. Maalesef tarih yine tekerrür edecek. Şimdiki farkı şu olcak , daha fazla insan ölecek veya hasar görecek , daha büyük bir coğrafyada veya kıtalarda çöküş yaşanacak . zamanınız olursa odun yakarak ve gelişmesini kılıç kalkan mızrak ve sonraları top yaparak büyülten Britanya nın eski topluluklarının ingilterenin ormanlarını nasıl yok ederek yok olma durumuna geldiklerini araştırınız (ısınacak ağaç ve kescek oraman kalmayana kadar kuzeye adı adım kaleler yaprak gitmişlerdir İskoçya ya kadar ) , sonraki asımnlarda bu durumdan etkilenen kişiler bir araya gelerek geleceği planlama konusunda birkaç adamın nasıl bir sömürge imparatorluğunu ve gücünü oluşturduğunu daha iyi anlayacaksınız . Kendi kaynakları olmayan milletlerin başkalarını küresel çapta sömürmelerinin ilk adımı bu şekilde 16 . yüzyıl ortalarından başlayarak 17 ve sonrasında devam etmiştir. Aktörler değişmiştir ama planlayanlar aktarılarak bugüne kadar daha robust bir şekilde gelmiştir. ![]() Bu konuda İngilizce çokça kaynak var ama her konunun özümsenmesi için kendi dilinde aktarılan ve doğru bilgileri olan kaynaklar önemlidir. Aşağıda bir suınum var kaba bilgi için yeterlidir. http://kampus.beykent.edu.tr/Paylasim/Dosyalar/Bilim_ve_Teknoloji_Tarihi-12.Hafta_129813971983956250.pdf http://kampus.beykent.edu.tr/Paylasim/Dosyalar/Bilim_ve_Teknoloji_Tarihi-6.Hafta_129777116516283750.pdf ikinci dosya ortaçağı anlamak için de gerekli |
Linkini verdiğiniz konuları kısmen okudum. Belki sizin gibi göremediğim içindir ancak ben dayanıklı mal tüketimiyle ilgili bir şey göremedim. Konulardan anladığım şu oldu: Tüketimi destekleyen ilk faktör ihtiyaç olmuş ve bu ihtiyaç üretme ihtiyacından kaynaklanmış. Üretme ihtiyacı da girişimcileri ve girişimciler de toprak zenginlerinden para zengini insanlar topluluğunu meydana getirmiş. Özellikle konunun başlarında alt gelir grubu insanların ihtiyaçlarından ve bu ihtiyaçların karşılanması için üretim ihtiyacının doğmasından bahsedilmemiş yani ana tema olarak ben bunu göremedim. Hatta askeri ihtiyaçlar özellikle demir kullanımı ve sonrasında doğan ihtiyaçlara vurgu yapmış gibi geldi bana. Günümüzdeyse durum farklı bana göre: Üreticilerin bin bir çeşit mal üretmeleri imkanı olsa da bunun maliyeti, depolanması, üretim giderlerinin (toplamda bakıldığında) karşılanması gibi konularda sıkıntı çekecekleri düşüncesiyle çeşitleri sınırladığı düşüncesindeyim, en azından ülkemiz için durumun bu olduğunu düşünüyorum. Mesela, markanın model gamında çeşit olsa da satılmayan ya da talebi az olan getirilmiyor. Üretici de çeşitli ülkelerden aldığı verilere göre -sanırım- model üretimine devam edip-etmeyeceğine karar veriyor. Bu noktada tüketimlerimizin çeşit anlamında yönlendirildiği fikrine katılıyorum. Fakat ihtiyaç olmayan bir şeyi ihtiyaçmış gibi gösterme fikrine, sahip olduğumuz irade sebebiyle katılmıyorum. Ben tüketimin de, ihtiyaçlar hariç irademiz içersinde şekillendiğini düşünüyorum. Asıl sorunsa burada başlıyor: Temel olan ihtiyaçlarımızı karşılamak neden maliyetli? Bu sorunun cevabı da zaten konunun içersinde var diye düşünüyorum. Ben geniş bir perspektiften bakmadığım için de konunun özünü kavramamış olabilirim. |
tek fark Mercedes-benz facebook sayfasın da eski modelleirn resmini sıksık paylaşıyor bilginize |
Evet izlemiştim belgeseli. Iphone olayı gerçekten beni üzdü. Buna rağmen kapış kapış satılmaya devam ediyor. Kendimizi enayi gibi hissediyorum böyle şeyler izleyince |
Tamam kabul. Bu kapitalist sistemin geliştirdiği bir yöntem. Ömrü belli ürünler üretiyoruz ki tüketimin sürekliliği olsun.
Peki o halde kapitalist olmayan, devletin çok güçlü olduğu rejimlerde, komünist ülkelerde (gerçi kalmadı desek yeridir) üretilen ürünlerin ömürleri çok yüksek olması gerekmez mi?
Yani şu an Rusya'da hala komünist rejimden kalma ampuller çalışıyor olmalı (uç bir örnek verdim).
Ama bakıyoruz o dönemden kalma otomobiller çok kötü durumda.
Ne dersiniz?
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesajda bahsedilenler: @vezir