İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Dünyaca bilinen önemli hiçbir uyuşturucu maddenin ana üreticisi Türkiye değildir. Böyle bir kayda rastlayamazsınız. Ne sentetik uyuşturucunun, ne esrarın, eroinin, kokainin ana vatanı Türkiye değildir” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kırıkkale’de, Huzur Köy Bağımlılıkla Mücadele Merkezi’nde düzenlenen ‘En İyi Narkotik Polisi Anne ve STK Buluşmalarında’ konuştu.
AA’nın aktardığı habere göre; ‘bazılarının’, Türkiye’yi musibetlerle karşı karşıya bırakmak isteyebileceklerini belirten Soylu, şöyle konuştu:
“Elbette ayağa kalkmayalım, dünyaya sözümüzü söylemeyelim, medeniyetimizi anlatmayalım, iyilikleri önermeyelim, kötülüklerden sakındırmayalım, etrafımızdaki coğrafyada kavgaya, husumete, kadınlara, çocuklara ve yaşlılara yapılanlara ‘dur, ne yapıyorsunuz’ demeyelim diye, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bütün dünyaya bu ülkenin, Anadolu’nun medeniyetini, güçlülüğümüzü anlatmayalım diye elbette ki hep bizi ayağımızın önüne baktırmak isteyebilirler. Biz bu tuzağa düşmeyelim, düşmeyeceğiz. Onun için biz 9-5’çi değiliz.”
Süleyman Soylu, uyuşturucu ile mücadeleye AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘Cumhurbaşkanı olarak değil, bir baba yüreğiyle sahip çıktığını’ ifade etti.
Soylu, uyuşturucuyla mücadeleyi bırakmayacaklarını belirterek “Onlardan vazgeçemeyiz. Çünkü biz bu meseleyi sadece narkotik raporlarından takip ediyor değiliz. Arkadaşlarımız şahittirler, Bana gelen bir mesaj, karşılaşacağım birisi olacak da ben sırtımı döneceğim… O annenin veya babanın söylediği ‘evladımı bu illetten kurtarın’ dediğini başarana kadar inatla bu işi takip ediyoruz. Çünkü onların bir duası bizim doğru yolda gitmemizi sağlar, bir ahı da bizi tepe taklak eder. Biz bunun bilinci içerisindeyiz” dedi.
“HİÇBİR ÖNEMLİ UYUŞTURUCU MADDENİN ANA ÜRETİCİSİ TÜRKİYE DEĞİLDİR”
Bakan Soylu, bu işin önünü arkasını boş bırakamayacaklarını ve kenardan seyredemeyeceklerini belirtti. ‘Bazı batılı ülkelerin baktığı gibi farklı pencerelerden de bakamayacaklarını’ ifade eden Soylu, şöyle konuştu:
“Bakın, uyuşturucu meselesi, Türkiye’ye iki farklı kanaldan zarar vermektedir. Birincisi gençlerimizi zehirliyor, ikincisi PKK terör örgütü başta olmak üzere tüm suç örgütlerini besliyor. Göçmen kaçakçılığının uyuşturucuyla ilgisi var. Terör örgütlerinin ilgisi var. Mafyatik yapıların, suç örgütlerinin bu işle ilgisi var. Dolayısıyla biz uyuşturucu mücadelesini sağlıklı vermeden, ne ülkemizde huzuru ve sükunu tam olarak sağlayabiliriz ne de evlatlarımızı koruyabiliriz. Türkiye olarak bu meselede, küresel bir baskı ve sorumluluk altındayız. Bu problem, ithal bir problemdir. Dünyaca bilinen önemli hiçbir uyuşturucu maddenin ana üreticisi Türkiye değildir. Hiçbir uluslararası raporda böyle bir kayda rastlayamazsınız. Ne sentetik uyuşturucunun, ne esrarın, eroinin, kokainin ana vatanı Türkiye değildir. Ama bütün bunlar birtakım karanlık yapılarla bizim kapımıza dayanan zehirlerdir.“
“SADECE GEÇEN YIL YAKALADIĞIMIZ UYUŞTURUCUNUN PİYASA DEĞERİ 165 MİLYAR TL”
Soylu, “Orta Doğu’dan Avrupa’ya doğal uyuşturucu gider, Avrupa’dan Orta Doğu’ya sentetik uyuşturucu gider. PKK bunun en büyük sevkiyatçısıdır ve ne yazık ki bu zehirlerin bir kısmı da bizim ülkemizde bizim gençlerimize sunulmaya çalışır. İşte onun için biz bu işi oluruna bırakamayız. Bu işin hem arzıyla hem bağımlılık tarafıyla mücadele etmek zorundayız. Bizim bir tarzımız var. Yaptıklarımızı anlatırız, başarımızı ortaya koyarız ama ‘sıfır kayıp’ rakamına ulaşana kadar da işimiz bitti demeyiz” dedi.
Türkiye’nin, uyuşturucu meselesinde coğrafi konumu dolayısıyla riski yüksek ülke olduğunu söyeleyen Soylu, şunları ifade etti:
“Sadece geçen yıl yakaladığımız uyuşturucunun piyasa değeri 165 milyar liradır. Bunun 2011’deki piyasa değeri yaklaşık 2 milyar liraydı. 2017 ve 2018’de bu rakam 20 milyar lira seviyesindeydi. Bunu yapmasaydık ne olacaktı? Bu, birilerinin kazancı haline gelecekti. Bu sadece bizim ülkemizde değil, dünyada da birçok genci zehirleyecekti. Bunun kazananı bizler ve insanlık. Kaybedeni de uyuşturucu tacirleri, baronları, sevkiyatçıları ve uyuşturucu üretenler. Biz her hafta 4 bin uyuşturucu satıcısını gözaltına alıyoruz. Çünkü bunun da oluşturduğu öyle veya böyle ekonomisi var. Alıyorsun, içeri atıyorsun.
“Uyuşturucu baronları, yerine yeni satıcılar bulmaya çalışıyor. 2016’da 7 bin 600 kişi tutuklanmış, 2017’de 21 bin, 2018’de 23 bin, 2019’da 25 bin kişi, geçen yıl salgın olmasına rağmen tüm yıl boşunca yine aynı rakam 23 bin 693. Bir taraftan uyuşturucu yakalıyoruz, bir taraftan satıcıları yakalıyoruz. Rakam belli, 92 bin 665 kişi var şu anda uyuşturucu satıcısı. Bunların yüzde 97-98’i uyuşturucu satıcısı ve baronudur. Bu rakam az bir rakam değil.”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Dünyaca bilinen önemli hiçbir uyuşturucu maddenin ana üreticisi Türkiye değildir. Böyle bir kayda rastlayamazsınız. Ne sentetik uyuşturucunun, ne esrarın, eroinin, kokainin ana vatanı Türkiye değildir” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kırıkkale’de, Huzur Köy Bağımlılıkla Mücadele Merkezi’nde düzenlenen ‘En İyi Narkotik Polisi Anne ve STK Buluşmalarında’ konuştu.
AA’nın aktardığı habere göre; ‘bazılarının’, Türkiye’yi musibetlerle karşı karşıya bırakmak isteyebileceklerini belirten Soylu, şöyle konuştu:
“Elbette ayağa kalkmayalım, dünyaya sözümüzü söylemeyelim, medeniyetimizi anlatmayalım, iyilikleri önermeyelim, kötülüklerden sakındırmayalım, etrafımızdaki coğrafyada kavgaya, husumete, kadınlara, çocuklara ve yaşlılara yapılanlara ‘dur, ne yapıyorsunuz’ demeyelim diye, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bütün dünyaya bu ülkenin, Anadolu’nun medeniyetini, güçlülüğümüzü anlatmayalım diye elbette ki hep bizi ayağımızın önüne baktırmak isteyebilirler. Biz bu tuzağa düşmeyelim, düşmeyeceğiz. Onun için biz 9-5’çi değiliz.”
Süleyman Soylu, uyuşturucu ile mücadeleye AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘Cumhurbaşkanı olarak değil, bir baba yüreğiyle sahip çıktığını’ ifade etti.
Soylu, uyuşturucuyla mücadeleyi bırakmayacaklarını belirterek “Onlardan vazgeçemeyiz. Çünkü biz bu meseleyi sadece narkotik raporlarından takip ediyor değiliz. Arkadaşlarımız şahittirler, Bana gelen bir mesaj, karşılaşacağım birisi olacak da ben sırtımı döneceğim… O annenin veya babanın söylediği ‘evladımı bu illetten kurtarın’ dediğini başarana kadar inatla bu işi takip ediyoruz. Çünkü onların bir duası bizim doğru yolda gitmemizi sağlar, bir ahı da bizi tepe taklak eder. Biz bunun bilinci içerisindeyiz” dedi.
“HİÇBİR ÖNEMLİ UYUŞTURUCU MADDENİN ANA ÜRETİCİSİ TÜRKİYE DEĞİLDİR”
Bakan Soylu, bu işin önünü arkasını boş bırakamayacaklarını ve kenardan seyredemeyeceklerini belirtti. ‘Bazı batılı ülkelerin baktığı gibi farklı pencerelerden de bakamayacaklarını’ ifade eden Soylu, şöyle konuştu:
“Bakın, uyuşturucu meselesi, Türkiye’ye iki farklı kanaldan zarar vermektedir. Birincisi gençlerimizi zehirliyor, ikincisi PKK terör örgütü başta olmak üzere tüm suç örgütlerini besliyor. Göçmen kaçakçılığının uyuşturucuyla ilgisi var. Terör örgütlerinin ilgisi var. Mafyatik yapıların, suç örgütlerinin bu işle ilgisi var. Dolayısıyla biz uyuşturucu mücadelesini sağlıklı vermeden, ne ülkemizde huzuru ve sükunu tam olarak sağlayabiliriz ne de evlatlarımızı koruyabiliriz. Türkiye olarak bu meselede, küresel bir baskı ve sorumluluk altındayız. Bu problem, ithal bir problemdir. Dünyaca bilinen önemli hiçbir uyuşturucu maddenin ana üreticisi Türkiye değildir. Hiçbir uluslararası raporda böyle bir kayda rastlayamazsınız. Ne sentetik uyuşturucunun, ne esrarın, eroinin, kokainin ana vatanı Türkiye değildir. Ama bütün bunlar birtakım karanlık yapılarla bizim kapımıza dayanan zehirlerdir.“
“SADECE GEÇEN YIL YAKALADIĞIMIZ UYUŞTURUCUNUN PİYASA DEĞERİ 165 MİLYAR TL”
Soylu, “Orta Doğu’dan Avrupa’ya doğal uyuşturucu gider, Avrupa’dan Orta Doğu’ya sentetik uyuşturucu gider. PKK bunun en büyük sevkiyatçısıdır ve ne yazık ki bu zehirlerin bir kısmı da bizim ülkemizde bizim gençlerimize sunulmaya çalışır. İşte onun için biz bu işi oluruna bırakamayız. Bu işin hem arzıyla hem bağımlılık tarafıyla mücadele etmek zorundayız. Bizim bir tarzımız var. Yaptıklarımızı anlatırız, başarımızı ortaya koyarız ama ‘sıfır kayıp’ rakamına ulaşana kadar da işimiz bitti demeyiz” dedi.
Türkiye’nin, uyuşturucu meselesinde coğrafi konumu dolayısıyla riski yüksek ülke olduğunu söyeleyen Soylu, şunları ifade etti:
“Sadece geçen yıl yakaladığımız uyuşturucunun piyasa değeri 165 milyar liradır. Bunun 2011’deki piyasa değeri yaklaşık 2 milyar liraydı. 2017 ve 2018’de bu rakam 20 milyar lira seviyesindeydi. Bunu yapmasaydık ne olacaktı? Bu, birilerinin kazancı haline gelecekti. Bu sadece bizim ülkemizde değil, dünyada da birçok genci zehirleyecekti. Bunun kazananı bizler ve insanlık. Kaybedeni de uyuşturucu tacirleri, baronları, sevkiyatçıları ve uyuşturucu üretenler. Biz her hafta 4 bin uyuşturucu satıcısını gözaltına alıyoruz. Çünkü bunun da oluşturduğu öyle veya böyle ekonomisi var. Alıyorsun, içeri atıyorsun.
“Uyuşturucu baronları, yerine yeni satıcılar bulmaya çalışıyor. 2016’da 7 bin 600 kişi tutuklanmış, 2017’de 21 bin, 2018’de 23 bin, 2019’da 25 bin kişi, geçen yıl salgın olmasına rağmen tüm yıl boşunca yine aynı rakam 23 bin 693. Bir taraftan uyuşturucu yakalıyoruz, bir taraftan satıcıları yakalıyoruz. Rakam belli, 92 bin 665 kişi var şu anda uyuşturucu satıcısı. Bunların yüzde 97-98’i uyuşturucu satıcısı ve baronudur. Bu rakam az bir rakam değil.”
kaynak
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >